Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Sevdiğiniz Şiirler

HATIRA

Geçsin günler, haftalar,
Aylar, mevsimler, yıllar...​
Zaman sanki bir rüzgâr​
Ve bir su gibi aksın...​
Sen gözlerimde bir renk
Kulaklarımda bir ses​
Ve içimde bir nefes​
Olarak kalacaksın...​
Enis Behiç KORYÜREK
 

JamesLogan

Aysel git başımdan ben sana göre değilim
Ölümüm birden olacak seziyorum.
Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
Aysel git başımdan istemiyorum.

Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
Dağıtır gecelerim sarışınlığını
Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Benim için kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

Islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
Acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

Sevindiğim anda sen üzülürsün.
Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
Sakın başka bir şey getirme aklına.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Aysel git başımdan seni seviyorum...
 
Pay

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
İnanırdım saadetli yolculuklara.
Adalar var zannederdim güneşli, maavi, dertsiz.
Bütün hızımla koşardım dalgalara.
O zaman beni görseydiniz.

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
Beni o zaman görseydiniz
Siz de gelirdiniz peşimden.

Ama şimdi şu akşam saatinde
Son liman kendim, bu döndüğüm,
Bilmiş, bulmuş, anlamış.
Hatırımda, bir vakitler güldüğüm.
Yoluna can serdiğim o kaçış.

Şimdi, şu akşam saatinde
Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,
Gözlerin doymayan sahilinde.

Özdemir Asaf
 

ShishiSonsonn

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı Tarancı
 
Mihriban

Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

Yâr deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbada titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.

Önce naz, sonra söz ve sonra hile...
Sevilen, seveni düşürür dile
Seneler, asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban.

Tabiplerde ilâç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.

Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı...
Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban.

Abdurrahim Karakoç
 
Mehmet Efe - Derin hasretler ülkesi
Malatya’lı bir kızdı çocuktum ilk sevdiğim
sağlık memurunun kızı ilk manim ilk ezberim
koluma jilet bastım yazın göreyim diye
sevdiğimi demek için tükenmez kalemler öptüm
ona şiirler yazıp tükettim her birini
fotoroman okumakla suçladı geçti beni
hiç bilmezdim fotoromanları halbuki
yüreğim gırtlağımda vardım İstanbullara
seneler sonra gördüm bir sıla ziyareti
büyümüş memur olmuş işgal bankalarında
ordu darbe yapsa diye dua edermiş hatta
utandığım cizlavetler geliverdi aklıma
sevdiğime hamdettim döndüm gurbet eline

muhacir bir kız sevdim fakülte kapısında
başında iffetiyle hunharca copladılar
sınavı kaybedince ona dergi çıkardım
Sezen Aksu dinleyip tekbirler getirirdik
beyaz çitlerle çevrili bir ev istermiş meğer
dergim toplatılırken bir memurla evlendi
cebim tam takır çıktım ağır ceza önüne

evlen benimle diyen bir kız kesti yolumu
endamı küstürürdü kaysı ağaçlarını
serdim kırık kalbimi ayakları dibine
Bağdat bombalanırken topladı çantasını
kalbimi geri verdi döndü baba evine

İstanbul’lu bir kız sevdim İstanbul kadar kadim
dağlarımın pınarları kadar berrak ve serin
adımı söyledi mi taşralıya dönerdim
bir konser çıkışında titreyerek bekledim
bomber montlu bir oğlanla geldi 'meraba' dedi
son paramla aldığım çiçekleri gizledim
bir çingene kızından aldığım çiçekleri
küfredip tepeledim İstiklal Caddesi'ne

komünist bir kız sevdim tabanca gibi kızdı
‘vur beline çık dağa’ öyle devrim öyle dik
coplanırken seyreder İslamcı olsa derdim
Faşizm kahrolmadı İzmir'de taradılar
manşet bile olmadı Hürriyet gastesine

sevdim memur oldular sevdim kurşunladılar
nice hınçlar kavradı nasırsız ellerimi
ne varsa ezberledim asi olan, dik duran
isyandan isyana koştum imkansız şarkılara
sevdiğim kızlar kadar sevdim memleketimi
kaşlarımı patlatan copları bile sevdim
aşklarım kavgalarım tüm geç kalmalarım
sulusepken zil zurna yalnızlıklarım
dualarım marşlarım ağır ceza davalarım
çay tütün yoldaşlarım yasaklı kitaplarım
sevdiğim kız seni gördüm sevdiğim her kerede
orada gülüşün, şurada sesin, burada işlemeli hicabın
bir ses vardır her Türkiye çocuğunu çağıran
beni siz eklediniz bin yılın çizgisine

ne vatan kurtarabildim ne sizinle vuruldum
Şeytan’ın siyaseti tuz basarken ülkeme
upuzak diyarlarda kaybolmağa uzandım
kalemimi gömerken dünyanın bir ucuna
oturup bunları yazdım not düştüm gurbetime
dilim pelte annem kürt dilim çınar kekeme
Amerikan askerleri resimler çektirirken
bankalar haciz koydu Lozan'dan baki kalan
yüzyıldır can çekişen atımın terkisine

gurbette bir kız sevdim anasından çeroki
sevemedi bir türlü yaban fakirliğimi
ona ev almak için beyazlara çalıştım
pusulalar satın aldım kıbleyi bulmak için
milim milim yüzerken kalbimin derisini
göğsümdeki çınara dokunup secde ettim
veda ettim yerlime sevdirene hamdettim
sılam emanet olsun Yüceler Yücesi’ne

bir kız sevdim vatanım, türkü yaktı göğsüme
yenilgi kadar eski hürriyet kadar güzel
kendi sürgünlerini budayan çınar gibi
yağmacı duaları altında nefes alır
usul usul çağırır bendeki sürgününü
kökleri Kabe’ye dek uzanır sev der bana
kıyamete kadar sev er kişi niyetine

kıyısında durduğum okyanus kadar derin
derin hasretim derin hasretler ülkesine
 
Mehmet Efe - Derin hasretler ülkesi
Malatya’lı bir kızdı çocuktum ilk sevdiğim
sağlık memurunun kızı ilk manim ilk ezberim
koluma jilet bastım yazın göreyim diye
sevdiğimi demek için tükenmez kalemler öptüm
ona şiirler yazıp tükettim her birini
fotoroman okumakla suçladı geçti beni
hiç bilmezdim fotoromanları halbuki
yüreğim gırtlağımda vardım İstanbullara
seneler sonra gördüm bir sıla ziyareti
büyümüş memur olmuş işgal bankalarında
ordu darbe yapsa diye dua edermiş hatta
utandığım cizlavetler geliverdi aklıma
sevdiğime hamdettim döndüm gurbet eline

muhacir bir kız sevdim fakülte kapısında
başında iffetiyle hunharca copladılar
sınavı kaybedince ona dergi çıkardım
Sezen Aksu dinleyip tekbirler getirirdik
beyaz çitlerle çevrili bir ev istermiş meğer
dergim toplatılırken bir memurla evlendi
cebim tam takır çıktım ağır ceza önüne

evlen benimle diyen bir kız kesti yolumu
endamı küstürürdü kaysı ağaçlarını
serdim kırık kalbimi ayakları dibine
Bağdat bombalanırken topladı çantasını
kalbimi geri verdi döndü baba evine

İstanbul’lu bir kız sevdim İstanbul kadar kadim
dağlarımın pınarları kadar berrak ve serin
adımı söyledi mi taşralıya dönerdim
bir konser çıkışında titreyerek bekledim
bomber montlu bir oğlanla geldi 'meraba' dedi
son paramla aldığım çiçekleri gizledim
bir çingene kızından aldığım çiçekleri
küfredip tepeledim İstiklal Caddesi'ne

komünist bir kız sevdim tabanca gibi kızdı
‘vur beline çık dağa’ öyle devrim öyle dik
coplanırken seyreder İslamcı olsa derdim
Faşizm kahrolmadı İzmir'de taradılar
manşet bile olmadı Hürriyet gastesine

sevdim memur oldular sevdim kurşunladılar
nice hınçlar kavradı nasırsız ellerimi
ne varsa ezberledim asi olan, dik duran
isyandan isyana koştum imkansız şarkılara
sevdiğim kızlar kadar sevdim memleketimi
kaşlarımı patlatan copları bile sevdim
aşklarım kavgalarım tüm geç kalmalarım
sulusepken zil zurna yalnızlıklarım
dualarım marşlarım ağır ceza davalarım
çay tütün yoldaşlarım yasaklı kitaplarım
sevdiğim kız seni gördüm sevdiğim her kerede
orada gülüşün, şurada sesin, burada işlemeli hicabın
bir ses vardır her Türkiye çocuğunu çağıran
beni siz eklediniz bin yılın çizgisine

ne vatan kurtarabildim ne sizinle vuruldum
Şeytan’ın siyaseti tuz basarken ülkeme
upuzak diyarlarda kaybolmağa uzandım
kalemimi gömerken dünyanın bir ucuna
oturup bunları yazdım not düştüm gurbetime
dilim pelte annem kürt dilim çınar kekeme
Amerikan askerleri resimler çektirirken
bankalar haciz koydu Lozan'dan baki kalan
yüzyıldır can çekişen atımın terkisine

gurbette bir kız sevdim anasından çeroki
sevemedi bir türlü yaban fakirliğimi
ona ev almak için beyazlara çalıştım
pusulalar satın aldım kıbleyi bulmak için
milim milim yüzerken kalbimin derisini
göğsümdeki çınara dokunup secde ettim
veda ettim yerlime sevdirene hamdettim
sılam emanet olsun Yüceler Yücesi’ne

bir kız sevdim vatanım, türkü yaktı göğsüme
yenilgi kadar eski hürriyet kadar güzel
kendi sürgünlerini budayan çınar gibi
yağmacı duaları altında nefes alır
usul usul çağırır bendeki sürgününü
kökleri Kabe’ye dek uzanır sev der bana
kıyamete kadar sev er kişi niyetine

kıyısında durduğum okyanus kadar derin
derin hasretim derin hasretler ülkesine
(ç)Aldım bunu :) sağol paylaşım için güzel eser ;)
 
Sezai Karakoç-Mona Rosa

"...Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa,
Henüz dinlemedin benden türküler,
Benim aşkım sığmaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler,
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa..."
 
Abdurrahim Karakoç - Mihriban

Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

Yâr deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbada titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.

Önce naz, sonra söz ve sonra hile...
Sevilen, seveni düşürür dile
Seneler, asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban.

Tabiplerde ilâç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.

Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı...
Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban.
[video=youtube;dGKF8_Qg_To]https://www.youtube.com/watch?v=dGKF8_Qg_To[/video]
 

GREENMUSTANG

Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
Lumbarından giren ölür.

Balık tuttuk yiyen ölür,
Birden değil, ağır ağır,
Etleri çürür, dağılır.
Balık tuttuk yiyen ölür.

Elimize değen ölür.
Tuzla, güneşle yıkanan
Bu vefalı, bu çalışkan
Elimize değen ölür.
Birden değil, ağır ağır,
Etleri çürür, dağılır.
Elimize değen ölür...

Badem gözlüm, beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
Lumbarından giren ölür.
Üstümüzden geçti bulut.

Badem gözlüm beni unut.
Boynuma sarılma, gülüm,
Benden sana geçer ölüm.
Badem gözlüm beni unut.

Bu gemi bir kara tabut.
Badem gözlüm beni unut.
Çürük yumurtadan çürük,
Benden yapacağın çocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir ölü deniz.
İnsanlar ey, nerdesiniz?
Nerdesiniz?

Çernobil Faciası'nın yıl dönümü geçmiş olsa da aklıma gelen ilk şiir oluyor bu günlerde.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık