Değil mi? Şöyle kadın tutkusu olan bir villain görelim. En son bunu iğrenç bir şekilde Griffith başarmıştı mesela.
Yaşlandıkça beklentiler değişiyor muhtemelen :/
Ya ben ana karakerin her dk sevgi pıtırcığı olmasını sevmiyorum. Arkadaşlık, tamam anladık, e arkadaşlık, e tamam, arkadaşlık....... Yeter be Hemen her japon serisinde var bu.Shonenlerin ana malzemesi o maalesef :/
Ama şöyle bir şey var çocukken o tarz şeyleri seviyordum. Özellikle Yugioh'ta vs. E bu serileri de ergen ve çocuklar için yaptıkları için sürekli gözümüze sokuyorlar. Bizim beklentilerimizi göz önünde bulundurmuyorlar.
Özellikle esir düşmesi konusunda tamamıyla katılıyorum . Bakalım bu arkta nasıl bir esire düşecek ? Bir de bazı serilerde ana karakterin güç alırken ya çok sevdiği arkadaşından ya da halkın tüm umudunu kendisine yüklenerek gerçekleşip düşmanı yok etmesi ve öncesinde düşmana dokunamaması çok tuhafıma gidiyor.Yüzlerce p-up alan ana karakterin hemen her ark esir düşmesi/ kafese kapatılması, bu süre zarfında düşmanları istese luffy'i öldürebilecekken hiçbir şey yapmaması, akabinde birisinin gelip luffy'i kurtarması ve sonra luffy'in saçma bir p-up daha alıp en başında luffy'i öldürmeyen salak düşmanını yenmesi...
Seriyi de bu saçma döngü yüzünden bırakmıştım.
Asarım, Keserim, ben buyum, şuyum filan boş işler bunlar.Kötü adamların dövüşlerde boş boş konuşması.