Ramazanda ne oynasam diye düşünüyordum.
Aklıma Days Gone'u yarım bıraktığım geldi ve gittim onu bitirdim. Ardından içimdeki Souls ihtiyacını gidermek için de Salt and Sanctuary oynadım.
Days Gone Platin.
Maalesef bu oyun hakkında fazla olumlu şeyler söyleyemeyeceğim.
Zaten bir oyunu daha sonra devam oynamak için yarım bırakmışsam genellikle bir sorun var demektir.
Kendi kategorisinde belki ön plana çıkabilir çünkü zombie oyunları arasında fena olmayan bir oyun olduğunu düşünüyorum.
Diğer türlü ortalama bir oyun. Hele bir Sony stüdyosu tarafından geliştirilen bir oyun olduğunu düşünürsek beklenilen kaliteyi karşılamıyor maalesef.
Biraz fazla tek düz bir dünya yapısına sahip ve hikayesi aşırı süründürüyor. Bir an oyun hiç bitmeyecek sandım.
Oyunun bana göre çok iyi yaptığı 2 şey vardı. Zombie sürü teknolojisi ve Grafikleri.
Grafikler güzeldi.
Ama maalesef grafikler bir oyunu iyi yapmaya yetmiyor.
Dünya konusunda biraz Halo Infinite'e benzettim çünkü onun haritası da çok düz ve sıradandı.
Hele bir gözetim kulesine çıktım ve manzaraya baktığımda karşımda kocaman bir Cod Warzone haritası gördüm ve bu moral bozucuydu.
Oyunun ortaları ve sonlarında bazı silahları elde ediyorsunuz ve bu silahlar oyunu daha zevkli hale getiriyor.
Baştaki silahlarla iyi idare etmişim dedim kendime.
Vahşilik konusunda da tadındaydı denebilir.
Sonuç olarak oyunu bitirdikten sonra Sony'nin 2. oyunu neden iptal ettiğini daha iyi anladım.
Ha kötü bir oyun değildi ama devamı olmazsa da olur dediğim oyunlardan. Motor ve Zombie severler bu oyunu keyif alarak oynayacaktır diye düşünüyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Salt and Sanctuary'ye gelirsek ise tam tersi duygular yaşadım diyebilirim.
Fevkaladenin fefkinde bir oyundu.
Bu oyunu yaklaşık 2 senedir oynamayı düşünüyordum ama erteleye erteleye şimdiye nasip oldu.
Salt and Sanctuary Platin.
Oyunu genel havasını kısa ve öz anlatmak gerekirse Dark Souls oyunlarını 2D olarak hayal edin.
Oyunda Claymore bile var.
Oyunun Dark Soulstan her anlamda ilham aldığını aşırı derecede hissediyorsunuz.
Bonfire, Potlar, Covenantlar, Silaha Sürülen bufflar, silahlar ve zırhlar ve niceleri.
Düşünün Platin kupanın adı ''Saltborn''.
Oyunda bir sürü Mimic de var.
O karanlık Souls havasını doya doya alıyorsunuz.
Adalar vapurunu beklerken.
Ben oyunda dayanıklılık üzerine bir build kullandım. Yani çoğunluk olarak ağır zırh seti ile Greatsword tarzı bir kılıçla takıldım.
Çünkü bu oyunda diğer souls oyunlarına nazaran zırhlar daha etkili ve önemli.
Son olarak Yıldızlarla baş başa.
Oyunu oynarken baya eğlendim diyebilirim. Days Gone'dan sonra ferahlamak için birebir geldi.
Devam oyunu Salt and Sacrifice'ı da bir ara oynamayı düşünüyorum.
Hollow Knight, Dead Cells tarzı Metroidvania-souls oyunlarını sevenlere önerebileceğim bir oyun.