Filmleri izledim ama kitapları okuma fırsatım hiç olmadı. Sizin yorumlarınızdan başka insanların videolarından az çok biliyorum kitapları. Benim aklıma şöyle bir soru takıldı cevaplandırabilen olursa sevinirim. Büyük savaşta Isildur yüzüğü ele geçirdiğinde Elrond yüzüğü yok etmesi için Mount Doom'a götürdüğünde Isildur yüzüğün gücüne yenik düşüp yüzüğü kendisine saklamıştı. En azından filmlerde gördüğüm bu. Peki Elrond neden Isildur ile savaşıp yüzüğü alıp yok etmedi. Kitaplarda herhangi bir bilgi var mı bunun hakkında ?
Kitapta da şöyle geçer hadise. Direkt kopyalıyorum.
Burada Elrond bir süre ara vererek iç geçirdi. "Sancaklarının ihtişamını gayet iyi hatırlıyorum," dedi. "Bir arada onca ulu prens ve komutan, Kadim Günler'in görkemini ve Beleriand'ın ordularını aklıma getiriyordu. Yine de, Than-gorodrim'in yıkıldığı ve elflerin de kötülüğe ilelebet son verdikleri yanılgısına kapıldıkları zamanki kadar kalabalık ve göz alıcı değillerdi."
"Hatırlıyor musun?" dedi Frodo, hayretinden düşüncelerini yüksek sesle söyleyerek. Elrond ona doğru dönünce de, "Ama ben," diye kekeledi, "ben Gil-galad'ın fi tarihinden önce düştüğünü zannediyordum."
"Gerçekten de öyledir," diye cevapladı Elrond vakarla. "Lâkin, benim hatıralarım ta Kadim Günler'e kadar gidiyor. Pederim, Gondolin düşmeden önce orada doğmuş olan Eärendil, validem de Doriath'lı Lúthien'in oğlu Dior’un kızı Elwing idi. Dünyanın Batısı'nda bozgunlarıyla, meyvasız galibiyetleriyle üç çağ gördüm geçirdim.
"Gil-galad'ın emir subayıydım ve onun ordusunda savaşa yürüdüm. Mordor'un Kara Kapısı önündeki Dagorlad Muharebesi'nde bulundum: Biz galebe çaldık, çünkü Gil-galad'ın Mızrağı Aiglos ile Elendil'in Kılıcı Narsil'in önünde duracak hiçbir güç yoktu. Son çarpışmayı Orodruin'in yamaçlarından izledim; Gil-galad vefat etti, Elendil düştü ve Narsil de onun altında kalıp kırıldı; fakat Sauron'un kendisi de devrildi ve İsildur babasının kırık kılıcıyla Yüzük'ü onun parmağından kesip kendine aldı."
Bu söz üzerine yabancı, yani Boromir, "Demek Yüzük böyle yitmiş!" diye haykırdı. "Güney'de böyle bir öykü duyulduysa bile, çoktan unutulmuş gitmiş. Memleketimde adı ağıza alınmayan o şahsın Âli Yüzük'ünü duymuştum; fakat ilk krallığının çökmesinden sonra dünyadan yok olduğuna inanıyorduk. İsildur almış! Bu gerçekten mühim haber."
"Heyhat! Öyle," dedi Elrond. "İsildur aldı onu, yapmaması gerektiği halde. Hazır Orodruin de yakınımızdayken, hemen yapıldığı ateşe atılıp yok edilmesi gerekirdi. Fakat İsildur'un ne yaptığını çok az kişi fark etmişti. O son ölümcül karşılaşmada babasının yanında bir tek o vardı; Gil-galad'ın yanında da sadece Cirdan ile ben vardık. Fakat İsildur bizim nasihatlerimize kulak vermedi.
"'Bunu babamla kardeşimin kan pahası olarak ben alacağım,' dedi; böylece bizler rıza göstersek de göstermesek de, onu alıp bağrına bastı. Lâkin çok geçmeden onun ihanetiyle hayatını kaybetti; bu yüzden Kuzey'de Yüzük'e İsildur'un Felaketi denir. Yine de, belki ölüm başına gelebilecek diğer şeylerden daha iyiydi.
"Bu havadisler sadece Kuzey'e ve pek az kişiye ulaşmıştır. Bunları duymamış olmanız pek şaşırtıcı sayılmaz Boromir. İsildur'un can verdiği Ferah Çayırlar harabatından sadece üç adam uzun yollardan geçip geri dönmeyi başarabilmişti. Bunlardan biri de Elendil'in kılıcının kırık parçalarını taşıyan İsildur’un silahtarı Ohtar idi; bunları, henüz çocuk olduğu için burada Ayrıkvadi'de kalmış olan İsildur'un varisi Valandil'e verdi. Lâkin Narsil kırılmış, ışığı sönmüştü ve halen de yeniden yapılmış değildir.