Bundan seneler önce ilk kez kendisini televizyonda gördüm. Hatta Luffy'nin Baratie'yi kırıp borcu ödemek için zorla çalıştırıldığı bölümdü. Hafızamı zorlayınca kendisinin oradan oraya itilip kakıldığı sahneler falan geliyor aklıma. Çizgifilmin o bölümü hoşuma gitmişti. Ama sadece o kadar. 1 bölümüne denk geldiğim, onlarca çizgifilmden birisiydi. Ne star tv kaldı ne lastik çocuk ismi. Zamanı bile tam hatırlamıyorum Sadece yıllar sonra izlediğimde ve laatik çocuk ismiyle yayınlandığını öğrendiğimde hatırladım ben böyle bir şeye denk geldiydim diye. Ama belki de hafızam benle oyun oynuyor bilemedim.
Profesyonel anlamda tanışmam ise anime olmayan bir çizgidizi avatarın tetiklemesiyle meydana gelen olaylarla vuku buldu. Esasında avatarı ben ilk Cnbc-e'de görmüş, sonrasında denk geldiğim yerde bir başından bir sonundan bir ortasından(artık hangi bölüm veriliyorsa) izleye izleye bitirmiştim. Sonrasında Korra'nın çıktığını duyduğumda açtım onu da izledim. Pek çoklarının aksine benim hoşuma gitmişti ama bir dahaki sezona daha yıllar vardı. Bir süre forumunda takıldıktan sonra dedim benzer konsept başka bir şeye başlasam fena olmaz mı?
Soruyu sorduktan sonra ekşi sözlükteki "anime izlemeye yeni başlayacaklara tavsiyeler" başlığına baktım. Oradaki çoğu entryi okudum ve en fazla üstünde durulan 5 anime tespit ettim. Naruto, Bleach, One Piece, Death Note ve Fullmetal Alchemist.
Naruto'ya zaten aşinalığım vardı birkaç yerde görmüştüm. Fma ve Bleach'e bir anime kanalında rastlamışlığım vardı ve sarmıştı gayet. Ama FMA'da sonuyla ilgili yanlış spoiler aldığım için(ya da ilk animenin sonu galiba) direkt eledim. Death Note'a şimdi hatırlamadığım bir sebepten bulaşmadım. Naruto ve Bleach arasında kaldım ama o zamanlar Dizimag'de Naruto'da daha az bölüm gözüktüğü için buna başlayım dedim(Sadece 76 bölüm gözüküyordu ben de öyle sandım meğer kazın ayağı böyle değilmiş). Neyse fazla uzatmayım, One Piece bu beşli arasından en az dikkatimi çekendi. Aslında gariptir konusunu pek araştırmadım bile. One Piece yazdım arattım görsellerde çıkan karakterler pek sarmadı bir de çok fazla karakter gözüküyordu. Karışık ve tuhaf diye düşündüm.
Her neyse
Bütün bunlardan sonra ilk olarak Naruto izledim. Naruto beni acayip sardı. Tabi o zamanlar yıl 2012 gibi. 15 16 yaşında bir şeyim tam shounen çağındayım yani. Narutoyla acayip bir duygusal bağ kurdum. Ama her güzel şeyin bir sonu vardır. Kısa sürede güncele geldim ve acayip bir boşluk oluştu. Zaten son bölümlerden de pek memnun kalmadım sevsem de. Acayip bir potansiyel harcanmış gibi gelmişti. Arada birkaç kısa anime daha gördüm ama full duygu ve gazdan ibaret shounenlerin yeri ayrıydı. Bu arada One Piece'i daha iyi araştırdım ama korsan mevzusu hiç ilgi çekici gelmedi bana. Ninjalar ve shinigamiler dururken
. Tahmin edersiniz ki Bleach'e başladım Naruto'dan sonra. Ama bir Naruto kadar sarmadı. Sürekli dövüş dövüş dövüş birisi kaçırılır ve kurtarılır odaklı düz kurgu falan. Sonunda 38838 karakterden bir karakterin 3. 4. Adamının dövüşünü 2 3 bölüm izletince sıkıldım ve koptum.
Bütün bunlar olurken internette de ayrıca anime karşılaştırma konularını falan paso inceliyordum. Naruto ve Bleach ivedilikle itin bir yerlerine sokulurken One Piece nedense çok övülüyordu. Şöyle çok güzel böyle mükemmel bu iki anime yanına bile yaklaşamaz falan. Sonunda bu kadar övdüklerine göre vardır bir olayı dedim ve başladım. Başta ilk bölümde bıraktım sarmadı. Araya başka şeyler koydum ama sonrasında devam ettim. Başta hiperaktif bir çocuğun maceraları gibi duruyordu. Ama ilk bölümlerden dikkatimi çeken bu anime çok da dövüş odaklı değildi. Kurgusal ağırlığı da vardı. O zamanlar dövüşlerden sıkıldığım için bu bana ilgi çekici geldi ve devam ettim. Buna rağmen Naruto'nun boşluğunu doldurabilecek gibi değildi. Ama Arlong park da benim de fena giderim var dedi. Alabasta'da ben süperim dedi. Enies Lobbies'de ise ben üstünüm! Çekti.
Neyse çok uzun bir yazı oldu. Okuyan olur mu bilmiyorum ama yazasım geldi ve yazdım