Adım Ömer,
yaş 18. Anime, manga,rap ve yalnız kalmak en sevdiğim hobilerim arasında.
Mecbur kalmadıkça evden çıkmam. Bir diğer önemli aktivitemse okul bahçesi, sınıf veya herhangi bir yerde (Cafe, çay ocağı vs. ) oturup insanları izlemek. Varlığım zor sezilir, Kuroko gibiyim yani. Aniden bitiveririm bir yerde. Onun dışında aşırı üşengeçlikten ölebilirim yakında. Bir de unutkan ve sakarım birazcık
. Çok az yani.
Adım Ömer ''Faruk'' Yaş 23 ya da 24 ama 25 değil. Anime izlemem, manga okumam, rap nadir dinlerim. Pandemiyi döneminin yarısından sonrasını saymazsak pek yalnız kaldığım söylenemez. Eve girmek isterim ama işler yüzünden eve de girmiyorum. Girdiğimde de genel olarak çalışıyorum yani. Pek değişen bir şey olmuyor. Bazen varlığımın sezilmemesini istiyorum ama olmuyor maalesef.
Eklemelere gelirsek, mimarım. Yaklaşık 1 senedir falan resmi olarak mimarım diyebiliyorum ama 1.5 senedir abimin yanında çalışıyorum. Bu süreçte yavaş yavaş da olsa piştiğimi düşünüyorum. Yani abimin yanından ayrılıp piyasaya çıksam dümdüz ilerleyemesem de çok ağır tökezleyemeyeceğimi düşünüyorum. Tabi abim kovmadığı sürece ayrılmam yanından. Maaş ya da başka maddi sebepler değil, keyif alıyorum. (Bu ay gibi dönemler hariç tabi... Arada dert yandığıma bakmayın.)
Eskiden yazmayı severdim. Hikaye, deneme falan ama pek vaktim olmadığı için sevmediğimi düşünüyorum şu sıralar. Eskisi gibi bir istek olsa vakit bulamama gibi ihtimalim olmazdı çünkü. Düz yazılar içinde içimdeki aşk öldü sanırım. Şıpseydiydim lisede. Üniversitede de biraz oluyordu böyle de tipim düzelince herhalde bu da gitti. Yakışıklı değilim ama lisedeki gibi meczup bir tip olarak durmuyorum.
Kitap okumayı da severim. Özellikle tarihe 20 yıldır merakım vardır. Tarih okumak istemiştim ama tarih hocam tarih bilen mühendis - mimar ol daha iyi demişti zamanında. Tabi bunları bir kenara bırakırsak 4 ayda tek okuduğum kitap DUNE serisinin ilk kitabı. Okunacak listemde hiç okumadığım 10-15 civarı kitap ve tekrar okuyacağım temizinden 5-6 kitap var. Hepsi elimde tabi...
Biraz özel bir şeyler söylemek gerekirse, aileme -özellikle babama- kalsa 1 ay içinde nikah masasına otururum ama kimsenin başını yakasım yok şu an.
Biriyle yakınlaşmadan önce iyice tanımak isterim. En son ciddi bir niyetle konuştuğum hanımefendiyle 1 seneye yakın konuştuğumu söylemem yeterli olur sanırım. 2.5 senedir de kimseyle ciddi bir niyetle konuşmuşluğum yok diyebilirim. Bütün bu sakinliğime karşı en sonunda babamın 200 kişinin yazdığı listesinden birini bulup evleneceğim gibi geliyor ama hayırlısı bakalım...