Şimdi sizlere benim Kayıp Yüzyıl teorimi anlatacağım Hikaye tarzında ve oldukça uzun bir yazı yazacağım. Okuyan arkadaşlar değiştirmemi istediği yerleri ve eklemek istediği yerleri yorumlara yazarsa sevinirim. Okuyacak kişilere şimdiden kolay gelsin. Bu hikayeye Şeytan Meyveleri'ni de ekleyeceğim. 907. bölüme kadar olan bölümlerden esinlendim.
Dünya, Tek Kral tarafından yönetiliyordu. Tek Kral kendini tanrı olarak kabul etmişti. Delicesine bir projeye sokmuştu dünyayı. Çünkü çok sert bir yönetim benimsemişti ve dünya halkı içerisinde ölüm sık kullanılan bir cezaydı. Tek Kral dünyayı 5 parçaya bölmek istemişti. Soyluluk derecesine göre halkları ayıracak ve dünyanın her yerinden görünen bir kale yapacaktı. Dünyayı 5 parçaya ayırmak için Red Line projesini benimsedi. Buna göre her ülke kendi toprağının yarısını Red Line'ın yapımı için vermek zorundaydı. Uzun yıllar geçtikçe Red Line tamamlanmaya başladı. Ancak bir sorun vardı. Halk içerisinde maceracı kişiler deniz yolculuğu ile toprak götüre, getire denizlerde yolculuk yapmayı öğrenmişlerdi ve bu maceracı kişiler artık adaya dönen ülkelerinde yaşayacak yer bulmak yerine gemiler yapıp dünyayı dolaşmak ve Tek Kralın hükümdarlığında ezilmeye tahammül etmek zorunda değillerdi. Bu maceracı kişilere korsan adı takıldı. Bu sıralarda sarayın kapıları yapılmıştı (Adalet Kapıları). Böylece ilk korsan çağı başladı. Tüm korsanlar denizlere doluştular, yolculuklar yaptılar.
İlk korsanlar şimdiki gibi yağmacı ve gaddar değillerdi. Oldukça fakirlerdi. Bu korsanlar deniz üzerinde gidebildikleri kadar gittiler. Öyle ki Red Line'ı geçip daha ileri denizlere yol aldılar. Raftel isimli adayı son durakları olarak belirlediler. Bu adayı bulmak imkansızdı ve tümüyle korsanlar arasında bir sırdı. Tüm dünya korsanları buraya doğru geliyorlardı. Bir süre sonra Raftel artık kalabalıktı ve ilk korsan kralını çıkardı. Çünkü korsanlar arasında bir krala ihtiyaç vardı. Bu korsanlar fakirlerdi ve kralları sayesinde ortaklaşa yaşamayı öğrendiler. Zamanla Yeni Dünya adını alan bu bölge artık korsanların hükmüne geçti. Ve Raftel'e ilk korsan tahtı kuruldu. Bunun ardından Tek Kral korsanlara tam bir savaş açtı. Korsanlar Kralı en güçlülerden oluşan Kayalar adı altında taht koruyucularını seçti. Tek Kral, Korsanlar Kralı'nın ve tayfasının başına ödül koymuştu, ancak artık bir önemi kalmamıştı. Hepsine D(emon) adını taktı. D adını taşıyan herhangi bir kişiyi öldürmek Tek Kral'dan Tanrı rütbesi kazanmaya denk sayıldı (Kutsal Ejderler). Savaş tüm dünyaya yayıldı ve çok geniş alanlarda hissedildi. Korsanlar kralı tüm korsanların kralıydı ve pek zengin değildi. Halktan çalmıyordu. Bu yüzden kafasında uzun süredir taşıdığı hasır şapkası onun krallık simgesi olmuştu. Korsan kralı ve tayfası savaş için dağılmıştı. Kimi savaşın seyrini değiştirecek silahların peşindeydi, kimi ise kendilerine savaşta yardım edecek müttefiklerin peşindeydi. Bu tayfadan bir kişi Alabasta'daki Antik Silahı yaptı. Alabasta halkı ona çok yardımcı olmuştu, özellikle de Alabasta kralı. Ancak bunu ihanet izledi. Alabasta kralının ihaneti üzerine yakalanan tayfa üyesini kurtarmak savaşın en hareketli dönemine girildi. Dünya halklarını Yeni Dünya'ya taşımak için yapılan gemi Noah'ı ve sorumlu tayfa üyesi Joyboy dahil tüm tayfa toplanma kararı aldı. Tüm dünyada savaşa son vermek için tüm gücüyle karşılık vermek isteyen Korsanlar Kralı, Kayalar'a tahtını emanet etti ve savaşa daldı.
Bu büyük karşı koyma hareketi devam ederken tayfasından 19 kişi daha yakalanmıştı. toplamda 20 kişi gözlerinin önünde infaz edildi ve Korsanlar Kralı savaş alanını yararak Tek Kral'a saldırdı. Geri dönüşü olmayan bu hareketten sonra Korsanlar Kralı yenildi ve tahtının simgesi olan hasır şapkaya el konuldu. Geri kalan az kişi, tarihi müttefik ülkelere kitabeler ile dağıtarak Tek Kral ile bir anlaşmaya vardı. Savaşın sonu gelmişti, ancak Yeni Dünya denizleri korsanlarda kalacaktı. Tarihi kayıtların hepsi silindi ve yasaklandı. Tek Kral aldığı ölümcül yaradan sonra D'leri öldüren 20 kralı tanrı ilan etti. Bu krallar, tüm soyları dahil olacak şekilde Tek Kral tarafından kutsandılar. Kaybeden korsanlara barış sözü verildi ve anlaşılan adaletin bekçileri oldular (Denizciler). Kutsal Ejderler tahtlarını ansızın bırakarak ayrıldılar ve ihanetlerine rağmen silahlarını tahtın önüne saplayarak Tek Kral'a ihanet etmeme sözü verdiler. Tek Kral'ın varisi yoktu ve ölüm zamanı geldiğinde kendi sağ kolları olan ve dünyanın 5 bölgesinden sorumlu tutmakla görevlendirdiği Beş Kadim'e devretti tahtını. Beş Kadim gerekli görürse, oy birliği ile bir kişi başa geçecekti. Korsanlar Kralı'nın kalan tayfa üyeleri ise D'nin, yani ölen arkadaşlarının arzusunu geleceğe bıraktılar. Öyle ki bu arzu tekrar dünyayı kasıp kavuracak ve tüm dünyayı özgür bırakacaktı. Her birisi gizleneceği adaya doğru yol alırken, yanlarında birer kitabe taşıdı ve gizledi. Korsan tahtı ise sonsuza kadar Kayalar'ın korumasına bırakıldı. 5 komutan ve 1 kaptandan oluşan kayalar gün gelip D'nin arzusu gerçekleştiği zaman ona mutabık olacaklarına söz verdiler. Günümüzde isimleri Dört İmparator olarak anılmaya başlandı ve Marineford Savaşı'na kadar güvenilir korsanlara bu unvan devredilerek günümüze kadar ulaştı. Ancak orada parlayan kişi bu görevi çoktan devralmış olabilir mi?