Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Kadına Şiddet "Dışlama" Sebebi midir?

Uzun yazı yazmadan özet bir şekilde izlenimsel birkaç anektod paylaşacağım.
Madde madde az ve öz bir cevap yazmak istiyorum.

*Öncelikle kadın cinayetleri, kadına şiddeti bırakın kadınlar sokakta yürürken bile tetikte olabiliyor. Şimdi bir factten bahsetmek gerekirse kadınların genelde fiziksel olarak karşı koyabilecek gücü yok. Ve ben kadın arkadaşlarımın yanında benle 1 saat vakit geçirmelerine rağmen o saatte 5,10 kez taciz edildiğine (fiziksel değil bu kasıt uzun süresi kesintisiz bakış, laf atma gibi düşünün) maruz kaldığını çok gördüm. Bu yüzden bu konunun şiddet değilde kadına şiddet olarak neden değerlendirildiğini anlayabiliyorum.

*Gelelim şiddet şiddettir. Ne alaka niye kadına erkekler çip mi? Bakış açısına. Bu konuya şöyle hak veriyorum. Şiddeti yapan fail erkek olunca bunuda tüm erkeklere yayma gibi bir düşünce var. Bu reaksiyonel ve primatif bir düşünce açıkçası. Bu forumda olan mülayim kardeşlerin çoğu evde atletle çekirdek çitliyor ve şiddet yapan sıfatına maruz kalıyor. Halbuki genele vurursan evet erkek içinde güvenlik sorunu var. Ve saldırgana(bıçaklı olduğunu düşünelim) karşı koyma şansı az. Ama erkekte bu karşı koyma oranı yüzde 30 dersek kadında yüzde 1 Bile değil. Birde üstüne o tarz sınır tanımaz saldırganların bir erkekten elde edebileceği maksimum şey para. Fakat kadından para + vücudu gibi bir durum ortaya çıkıyor.

*Abi üzgünüm ama bizde testestoron var. Şiddet arttırıyor. Ha bu demek değil ki erkek kötü, tü kaka. Bana göre bir erdem zorlandığın bir konuyla ilintili ise bunun üstünden gelmek o erdemi daha kutsal yapar.

* İşi kadın vs erkeğe getirmeden birde şey demek var. Konuda bahsedilen mikro zorbalıklar toplumun her yerinde var ne yazık ki. Bu yüzden kadına şiddet olarak değerlendirilmesini uygun buluyorum önceki konuların.



Son olarak ise bence şiddet son çare olsada kullanılması gereken birşey olduğunu düşünüyorum günlük hayatta. Fakat kadınlar, yaşlılar veya çocuklar gibi kendinden güçsüz gruplara şiddet zalimlik geliyor. Çünkü şiddet kendini korumak için var olmalı. Aynı şeyi annenin çocuğa gösterdiği şiddet olarak yorumlayabiliriz.




Not: Tartışılırken bilmem kim adamın başına bilmemne olay gelmiş argümanı veya istatistik göstermek saçma.
1.si yaşanılan olaylar genellenemezler. Çok kişinin mağdur olduğu bir olay olursa o açık konuşulabilir
2.si ise istatistikler eğilip bükülebiliri ve arada 3.cül bir bozucu olabilir.

O yüzden toplumda gördükleriniz daha sağlıklı bir ölçüdür
 
Son düzenleme:
Bu ülkede kadına şiddet de politik. Kıbrıs'ta yaşanan olayı görmüşsündür. 5 tane aşiret çocuğunun tecavüz ettiği iddiası var. Gerçek ya da yalan demiyorum ama benzer bir olay başka şekilde yaşansaydı sol görünümlü pkk hesapları bas bas bağırırdı. Bağırmıyorlar çünkü ucunun nereye çıkacağını kestiremiyorlar.
Başlıkta tartışılan konu ile çok alakası yok ama mesajı görünce dayanamadım. Böyle bir şey gerçekten de var ya.

Jin Jiyan Azadi tayfa ne kadar feminist oluşum varsa çökmüş. Kendilerine ve gizliden pkk propagandası yapmalarına ses çıkaran kadınları da sen kadın düşmanı bir kadınsın falan filan deyip bastırıyorlar. Güzel düzen kurmuşlar kendilerine.

Ha sayıları azınlıktadır elbette bunların. Çok iyi örgütlendikleri için örgütlenmeyen çoğunluğa göre sesleri çok çıkıyor sadece. Sen şimdi tüm feministlere pkk destekçisi mi diyorsun tarzı saçma sapan bir tepki de görmemek için belirteyim :s
 
Konu odak noktasından epey uzaklaşmış. Kadına şiddetin, istismarın ayrıca tartışılması gerekir bence.

Bu konu genişleyecekse toplum açısından kötü görülen eylemlerde bulunanlar toplum eliyle DE cezalandırılmalı mı olmalı.
Bence bu bir nebze zaten oluyor çünkü yargı kararları hem kimseyi tatmin etmiyor hem de güven vermiyor. Bu yüzden ya suçlu masum görülüyor veya hak ettiği cezayı almadan gününü gün etmeye devam ettiği düşünülüyor. Bu yüzden de bir "cancel" refleksi doğuyor. Bu yüzden bu konunun sadece kadına şiddet veya istismar değil diğer konularda da ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Mesela kara para aklayarak zenginleştiğine dair toplumda genel kanı olan kişiler var. Bunlar "cancel" 'a mı maruz kalıyor yoksa gülünüp geçiyor mu? Veya insanların silahlı terör örgütlerine sempati duymasına veya katılmasına sebep olan ünlüler nasıl bir cancel'a maruz kalıyor?

Kadına veya çocuğa gösterilmesi gereken hassasiyetin çok uzağındayız. Ama bu konu riyakarlık seven bir konu bu yüzden akşam eşini öldürmeden önce birisi sosyal medyada "kadına dokunulur mu be" falan yazabiliyor. Yani eğer bir kişi hakkında kadına karşı bir şiddet gösterdiği yargısı oluşmuşsa 5 para etmez adam bile linç ediyor.

Ama bu tepki işini benim tepki gösterdiğim herkese yapın ve top yekün gösterin veya aynı dozda gösterin beklentisi farklı bir şey. Bu durum da birilerinin bir hedefi bitirmek istediğinde iftira atmasıyla vs. sonuçlanmasının önünü açıyor. Bu yüzden ben bu tepkileri doğal olması gerektiğinden yanayım. Ortada bir haber veya olay varsa herkes kendi kanaati ölçüsünde tepki gösteriyor zaten, belki konserine gitmiyor veya sinemasına gidecekken gitmiyor veya belki her yerden takipten çıkıp eşe dosta bu iğrenç adamı gördünüz mü kanal değiştirin diyor vs. Herkes olayı kendi değerlendirmesine göre yaşıyor. Ama ben böyle anlıyorum herkes böyle anlasın deyip eline bayrak alıp sağa sola koşturmak bana anlamsız ve samimiyetsiz geliyor. Ki genel manada bir şeylerin bayrağını sallayıp, kendisine katılmayanları kötüleyenler bana hep samimiyetsiz, çıkarcı ve manipülatör gelir. Elbette istisnası olabilir ama genel manada iyiliğin ve özgürlüğün peşinde koşmaya davet ederler ama gelirken beynini bırakmanı şart koşarlar.

Konuya dönersek mesela bana göre Ahmet Kaya insanları PKK'ya sevk eden terör örgütü sempatizanı bir adamdır. Sesini beğenirim. Dinlerim de. Ne kadar da sosyalist pamuk bir adamdı diye övmem. Yaşasaydı konserine gitmez veya gidip kasedine para vermezdim. Ama bunları yapanları da suçlu ilan etmezdim. Farklı bir örnek veriyorum ki söylemek istediğim daha net anlaşılsın. Kimse teraziyi benim gibi tartmak zorunda değil çünkü mülkün temeli ben değilim.

Bu dediğim şeyler muğlak olaylar için geçerli. Tamamen kesin olaylar için ise yine farklı bir mevzu bu. İş yüz kızartıcı suç işleyenler gittikleri her yerde o suçları işlediği bilinsin. Yani komşusu, apartmanına yeni taşınan adam çocuk tacizcisiyse bilsin hatta bunlar farklı bir yerde yaşamlarını sürdürsün "tartışmalarına" kadar uzar.

-----

Konuyu okurken gözüme çarpan bir söyleme/göndermeye denk geldim "O saatte orada ne işi var"

Son derce rahatsız eden bir ifade ve kimsenin kimseye bunu demeye hakkı yok. Yetişkin bir kadını geçtim ufak bir kız çocuğunun bile gecenin serinliğinde yazın arkadaşlarıyla parkta oturup fredi'nin kabusu hikayeleri dinlemeye hakkı var. Ama KENDİMİZ nerede, hangi şartlarda yaşadığımızı unutmayacağız. Erkek de olsak nereye gittiğimizi, ne zaman gittiğimizi, etrafımızdaki insanların nasıl bir potansiyele sahip olduğunu düşünmemiz gerek maalesef. Yine farklı bir örnek vereyim ki kastım anlaşılsın. Trafikte kazandığımız bir tartışmanın canımızdan kıymetli olmadığını bilmemiz lazım. Zaten kimsenin kendi keyfiyle sağda solda geçireceği pek imkanı yok ama mümkün mertebe bu ülkede mecbur kalmadığımız sürece nereye ne zaman gittiğimize, ne yaptığımıza ve en önemlisi etrafımızda, ailemizin etrafında kimlerin olduğuna dikkat etmemiz lazım. Bu yüzden "Orada ne işin var, o adamla ne işin var" gibi sorular gerçekten bizi seven birinden geliyorsa durup bir düşünmek veya etrafımızı biraz daha dışardan izlememiz gerek. Çünkü yaş, eğitim durumu, yaşam tecrübesi ne olursa olsun bazen insan maddi veya manevi sebeplerle etrafını okumakta zorlanabiliyor. Bu yüzden bir durup orada veya onunla gerçekten bir işim var mı diye kendimiz kendimize sormalıyız. Çünkü sonunda canı yanan biz veya sevdiklerimiz olacak. Bunu yapsak da ne kadına şiddet ne çocuk istismarı ne de ülkece yaşadığımız toplu ciddet hali düzelmeyecek bu ayrı mevzu.
 
İlk başta tabii ki bu nasıl bir soru dedim sonra kendim hala babamla konuştuğumu hatırladım. Olması gerekenle çoğunlukla olan farklı. Genel olarak erkeklerin kadınlara karşı olan aşağılayıcı ve küçümseyici bakışlarının değişmesi gerekiyor. Bu değişirse zaten "kadına" şiddetten bahsetmeyiz. Onları topluluktan soyutlamak bi yöntem ama doğru olan eğitimde düzgün zihniyeti aşılamak.
 
Ahmet Kural'ın Sıla'yı dövmesindense Sıla'nın ahmet kuralı dövmesine inanma seviyem daha fazla bunun sebebi ahmet denen arkadaşın çok muntazam bir kişilik olması değil Sıla'nın uyandırdığı portre.
Temelinde olay kadına şiddet değil. Direk şiddet. Güçlünün güçsüze uyguladığı şiddet. Erkekler genelde daha güçlü olduğu için daha çok şiddet uyguluyor. Ama şiddet uygulayan bunu yapabildi mi herkese yapar. Karısına şiddet uygulayan adam dışarda gücü yetiyorsa başka erkeğe de şiddet uygular.
 
Temelinde olay kadına şiddet değil. Direk şiddet. Güçlünün güçsüze uyguladığı şiddet. Erkekler genelde daha güçlü olduğu için daha çok şiddet uyguluyor. Ama şiddet uygulayan bunu yapabildi mi herkese yapar. Karısına şiddet uygulayan adam dışarda gücü yetiyorsa başka erkeğe de şiddet uygular.
Pek bir bilgim yok, kapsamlı bir düşüncem de yok paylaşacak, @kekomancer gibi okumuş etmiş arkadaşlar fikirlerini paylaşıyorlar biz de okuyoruz işte.

Şuanki düşüncem kadına şiddet ülkenin üç beş temel probleminden biri bunu (fiziksel)güçsüze şiddet olarak mı düşünüyorsun tam olarak ne diyorsun geniş bir şekilde yaz bir ara okuyalım.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 8)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık