İzlediğiniz Son Film

Film toplum içinde yalnızlaşma,uyum sağlamayı deneyip başarısız olma,sağlıklı ilişkiler kuramama,uyku ve travma sonrası stres bozuklukları vs pek çok sorunu gayet güzel ele almış.Joker filmini izleyip sevdiyseniz bu filmi de mutlaka izlemelisiniz.Zira Joker filminde görüp etkilendiğiniz pek çok sahnenin bu filmden esinlenildiğini göreceksiniz.Karakterin yalnızlığı kalbinize dokunacak.Robert De Niro'nun şimdiye kadar izlediğim şüphesiz en iyi performanslarından biriydi.

Bu filmde Hellboy'un çocukluğunu ve nasıl yetiştirildiğini görmemiz iyi oldu. Böylece neden insani davrandığını öğrenmiş olduk.


Biraz eski çağlardan bahsedildi. İnsanlarla savaş halinde olan bir ırk vardı. Bir süre sonra yaratık ordusunun kralı bir ordu istiyor. Yok edilemez bir ordu. Bu da zaten filme adını veren Altın Ordu'ydu. Altın ordunun askerlerinin çarklardan oluşması hoşuma gitti. Eski zamanlarda yapıldığı için bir nevi otomat biçiminde yapılmıştı. Kralın barış yapması mantıklıydı. Savaş savaş nereye kadar. Kimse ele geçirmesin diye orduyu kontrol etmek için gereken tacı ikiye bölmesi zekiceydi. Tabii oğlu pek sevmedi bu durumu.


Gel gelelim aksiyonlu yerlere. Ortalığı mahveden yaratıkların diş perisi çıkmasını beklemiyordum. Komik geldi bana biraz.


Prensin babasını öldürmesini bekliyordum. Oğlunun insanlar hakkındaki fikirleri kısmen doğruydu. Prens ve prensesin birbirine bağlı olarak yaralanması bana Cüneyt Arkın filmini hatırlattı. Prensin evcil hayvanı da iyiydi.


Bizimkiler durur mu gidip ucubelerin arasına girdiler. Ne ibretlik bir mekandı ya. Eciş bücüş bir sürü yaratık vardı. Wink reisin ölmesine üzüldüm. Sevmiştim onu.


Sonra prensin verdiği bitki tohumu Fasulye Sırığı ve Jack hikayesini andırdı bana. Büyük ihtimalle ondan esinlenmiş.


Şu balık reis ile prensesin aşkı beklendik bir şeydi. Şiir okuma kısımları değişikti biraz. Prensesin tacın parçasını oraya koymasına şaşırmadım.


Daha sonra prens ve bizimki dövüşe tutuştular. Bizimki biraz hantal kaçıyordu prense. Prens az daha öldürüyordu bizimkini. Neyse ki başka bir yaratık kurtardı bizimkini.


Johan Krauss karakterine de değineyim. Aşırı derecede mantıklı bir adam olmasıyla adeta bir Spock gibiydi Hellboy'a iyi kapak yapmıştı. Gücü de çok iyiydi. Buhar gibi bir şey olduğu için yenmesi çok zor biriydi. En sonunda bizimkilere yardım etmesi beklemediğim bir şeydi nedense.


Veee Altın Ordu en sonunda canlandı. İlk başta yok ya bu kadar çabuk işleri bitmez dedim bizimkiler parçaladıkça. Krauss da akıllılık edip içlerinden bir tanesine girip iti ite kırdırdı. Hellboy dalga geçti bu mu yok edilemez diye. Ama iki dakikaya kalmaz birleştiler. Ne odunsun be Hellboy O kadar kolay olsaydı zaten bu kadar övülmezdi. Geriye prensin yenilmesi veya öldürülmesi kalıyordu zaten öyle oldu. Bizimki ile prens er meydanına çıktılar bu yüzden. Ama çok güçlü olduğu için yenilmesi çok zordu. Üzüldüm prensese keşke ölmeseydi. Tabii tacı da aradan çıkardılar ve ordu etkisizleşti.


Yorumum bu kadar normalde uzun yazmayı pek sevmem ama yazayım dedim.

Kafasına silah sıkıp kurtulması çok etkisiz olmuş. Ve bir tarikat benzeri bir oluşum kurup binaları batlatmaları çok saçma geldi. Hani bence olduğu gibi kalıp her şeyi kabullenseler daha iyi olurdu. Ama kişisel bir eleştiri bu o yüzden hangisi iyi ona karar veremem. Marla ile ilişkileride bence çok çabuk oldu. Yada ben yalnış anladım.

Hayatımda izlediğim ilk Rusça filmdi. İngilizce altyazılı izledim. Türkçe altyazısı yok. Konusu fena değildi. Ölümsüz Koshchei, onun tarafından kaçırılan Alyona ve sevdiği adam Vassya ana karakterler. Koshchei'nin ölümsüz olmasının sebebi ruhunu bir iğne şekline getirip bir yumurtanın içine koyması. O yumurta da bir ağacın dibinde gömülüydü. Sauron'un bundan esinlenme ihtimali yüksek.

Ama bundan önce üç şeyden geçmesi gerekiyordu. Zaten bunlar filme adını vermiş. İlki ateş (Огонь), ikincisi su (вода) ve pirinç trompetler (медные трубы).

Şu Vassya uyuz etti beni mal gibi surat ifadeleriyle onu da ekleyeyim.

Fantastik ve biraz komedi denilebilir. Biraz daha ciddi olsaydı daha iyi olurdu.