Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

İz Bırakan Kitap Cümleleri

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum demişler. Okudugunuz kitaplardan etkilendiğiniz satırları ve cümleleri paylaşın :respect: Belki görürler başka insanları da o kitapları okumaya teşvik ederiz :D





"Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek fırtınayla sarılmış vaziyette yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir?' Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!.."




Aynalı Baba ile Kedi Yavrusu

...Bugün Aynalı Baba çok neşeli. Hatta bu neşesini herkese göstermek için külahına kocaman bir ayna, cübbesine de iki tane büyük sarı teneke parçası liştirmiş...

Neden bu kadar neşeli olduğunu sorduğumda bana şöyle cevap verdi:

-Bizim Hacı Mollayı tanırmısın? Kedisi doğrumuş. Hem de pamuk gibi beyaz ve çok sevimli bir yavru.Adını Zararsız koyduk.

-Afedersiniz azizim ama bir kedi yavrusunun doğumuna neden bu kadar sevindiğinizi anlayamadım.

-Olay çok basit.Pamuk sağ salim doğum yaptığı için bugün şenlik yapacağız.

-Bir kedi yavrusu için mi?

...

- Azizizm insanlar mantığı, doğru ile yanlışı ayırt etmek için değil, her dediklerini mantığa uydurmak için icad etmişler. Şimdi sana "Filan yerde, filan kralın oğlu dünyaya gelmiş, herkes düğün bayram yapıyor" desem buna hiç şaşırmaz hatta son derece tabii bulursun. Fakat şöyle iyice düşün, düşün ki: Birincisi bu çocuğun yaşayıp yaşamayacağı meçhul. İkincisi iyi bir insan olup olmayacağı belli değil. Üçüncüsü insan olduğu için iyiye değil de kötüye meyletme ihtimali çok yüksek. Dördüncüsü, bir kralın oğlu olduğu için kibirli, bencil...hatta cahil olması da muhtemel. Şimdi bu sıfatlara sahip olabilecel bir sübyan için şenlik yapılmasına ses çıkarmıyorsun da Zararsız'ın dünyaya teşrif etmesi dolayısıyla iki kişinin sevinmesine mi katlanamıyorsun.



Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.
 
PİS MORUĞUN NOTLARI:

otur Stirkoff.

sağolun, efendim


çükünle oynar mısın?

sürekli, efendim.

nasıl?

anlayamadım, efendim?

yani nasıl bir yöntem uygularsın?

dört-beş çiğ yumurta ile yarım kilo kıymayı dar ağızlı bir vazoya döküyorum. müzik olarak da Vaughn Williams ya da Darius Milhaud yeğlerim.

cam mı?

hayır .m.

yahu vazoyu soruyorum, cam mı?

değil, efendim.

hiç evlendin mi?

birkaç kez.

evliliklerinde ters giden neydi, Stirkoff?

her şey, efendim.

hayatının en iyi sevişmesini anlat.

dört-beş çiğ yumurta ile yarım kilo kıymayı…

tamam, tamam!

öyledir, efendim.
.
.
GARDİYAN! BU ADAMI İŞKENCE ODASINA GÖTÜRÜN. HEMEN İŞKENCEYE BAŞLAYIN!

efendim, son bir istekte bulunabilir miyim?

evet.

vazomu yanıma alabilir miyim?

hayır, bana lazım.

efendim?

el koyuyorum. zapta geçsin. gardiyan bu sersemi derhal götür! ve bana biraz şey getir…

ne, efendim?

altı yumurta ile yarım kilo kıyma.

gardiyan mahkümu dışarı çıkarır. kral öne eğilip düğmeye basar. Vaughn Williams çalmaya başlar teypte. bitli bir köpek güneşin altında titreşen harikulade bir limon ağacına işerken dünya dönmeye devam eder
 
Bir meselemiz var! Vakit geçiyor, gece yarısı yaklaşıyor ve henüz dâvanın ortasına bile gelmemiş bulunuyoruz! Ne yapalım; çabuk mu geçelim? Ne kadar sürebilir tahammülünüz?.. (‘Sabaha kadar’, ‘sabaha kadar’ sesleri) Efendim, biz, sabaha kadar değil, hattâ yememek, uyumamak şartiyle, son meselemizin son emrine kadar ayakta dinlemeye dâvet edebiliriz herkesi… Aslında günümüzün ve gayemizin nezaketi böyle bir zaruret belirtir. Fakat biz, hem iç, hem dış şartlarımızla, bizden ibaret değiliz henüz!. (Şiddetli alkışlar, ‘yaşa!’ sesleri!) Birtakım ince hesaplar sahibi olmak zorundayız.

-NECİP FAZIK - İman Ve Aksiyon
 
-Eğer insanlar fazla sağır olmasaydılar, hayvanların onlara "yaşasın özgürlük" diye haykırdıklarını duyarlardı.

-Rahatını, özgürlüğünü, bedenini ve yaşamını başkasının ellerine vererek yaşamaktan daha alçak bir durum olabilir mi?

-Öyle bir yaşam sürüyorsunuz ki, hiçbir şeyin size ait olduğunu söyleyebilecek durumda değilsiniz. şimdi mallarınıza, ailelerinize ve yaşamlarınıza yarım yamalak bile sahip olmak, size büyük bir mutluluk gibi görünüyor. tüm bu zarar, bu kötülük bu yıkım size düşmanlardan gelmiyor. Hiç kuşkusuz düşmandan, yani öylesine yücelttiğimiz, uğruna cesaretle savaşa gidip, kendimizi ölüme atmaktan çekinmediğimiz kişiden geliyor. Size böylesine hakim olan kişinin iki eli, iki gözü ve bir bedeni var. Sizden tek farkı sizin ona sağladığınız üstünlük. Eğer siz vermediyseniz, sizi gözetlediği bu kadar gözü nereden buldu? sizden almadıysa nasıl oluyor da, sizi dövebildigi bu kadar eli olabiliyor? kentlerinizi çiğnediği ayaklar, sizlerin değilse bunları nereden almıştır? Sizin tarafınızdan verilmiş olmasa, üzerinizde nasıl iktidar olabilir?

Etienne De La Boetie
 
"Varoluşçuluğa göre insan daha önce tanımlanamaz belirlenemez, hiçbir şey değildir o zaman. Ancak sonradan bir şey olacaktır. Kavrayacak, tasarlayacak bir tanrı olmayınca insan doğası diye bir şey olmaz bu durumda. İnsan yalnızca kendini anlattığı gibi değil, olmak istediği gibidir de.
...
Oysa öznelcilik bir yandan bireysel öznenin kendi kendini geçmesi, öbür yandan da insancıl öznelliğini aşmanın kişioğlunun elinde olmaması demektir. Varoluşçuluğun derin anlamı bunlardan ikincisinde gizlidir.
...
Bunaltı, bizi eylemden ayıran bir perde değildir. Tersine bizi eylemle birleştiren, harekete götüren bir olaydır. Eylemin bir parçasıdır."

Jean - Paul Sartre / Varoluşçuluk
 
“insanlar bir mutlu yaşam özlemidir tutturmuşlar. oysa asıl mutlu yaşama, ölsem de bir, yaşasam da dediğinizde kavuşuyorsunuz. uzun bir süre sonra, nice bahtsızlıklarla didiştikten sonra varıyorsunuz o yere. ve sanıyor musunuz ki insanlar sizi orada rahat bırakıyorlar? hiçbir zaman.
bu kayıtsızlık cennetine vardığınız anda, sizi oradan çekip çıkarıyorlar. ulaştığınız cennetten çıkıp yeniden cehenneme dönmek zorunda kalıyorsunuz. tam dünyayı yok saydığınızda, o dünya gelip sizi kurtarıyor - en azından alay konusu yapmak için.”

Jean Rhys - Günaydın Geceyarısı
 
(ilerde olurda meclise, anayasa komisyonuna, hakimliğe vs giren olursa aklında bulunsun)

+ Diyelim ki sen gelecekteki toplumun bütün yasalarını çıkaracak olan bir meclisin üyesisin.

- Bak bu iyi olurdu.

+ Her şeyi inceden inceye düşünmeleri gerekiyor bu meclis üyelerinin, çünkü görüş birliğine varıp yasaları kaleme aldıktan hemen sonra düşüp ölecekler.

- Yapma!

+ Ve bunun ardından insanlar hemen dirilecek ve yasalarını hazırladıkları toplumun içinde yaşayan kişiler olarak geri gelecekler. İşin ince yanı şu: Bu toplumun neresinde yer alacakları, yani nasıl bir konumda olacakları belli değil.

+ İşte böyle bir toplum adil olurdu. Çünkü herkes nereye giderse gitsin kendisiyle eşit insanlar arasında bulunurdu.

- Kadınlar da eşit olurdu o zaman.

+ Elbette. Çünkü Rawls'un bu düşünsel deneyinde erkek olsun kadın olsun, meclis üyelerinin daha sonra hangi cinse dahil olacağı da bilinmiyor. Her iki ihtimal de yüzde elli olduğundan, belli ki toplum kadınlar ve erkekler için aynı derecede elverişli koşullar barındıracak.

- Çok iyi görünüyor bu düşünce.

(Kitap İsmi: Sofie'nin Dünyası, Örnekteki düşüncenin sahibi John Rawls)
 
Benlik davası; insanların sana hürmet göstermelerini istiyorsan, onlara kendinizden hiç bahsetmeyin.

Blaise Pascal; Düşünceler.
 
“En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider…"
Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck

Bu kitaptan sonra Gazap Üzümleri okumuştum ve bu yazarın en iyi yazar olduğu kanaatine varmıştım. Hala da öyledir gözümde :'(

Bu kitabın sonunda ağlayabilirsiniz...
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık