ifade özgürlüğünün sınırı yokta sen 'kendimi böyle ifade ediyorumun' arkasına saklanıp düşünceni veya argümanını sunmadan sadece nefret, alay, küçümseme ve kışkırtma amacıyla bir şeyler yapıyorsan senden daha vandalı ve barbarı karşına çıkınca da ağlamayacaksın o da kendini farklı şekillerde ifade eder. Onun haricinde her türlü şeyi eleştirebilme ve ifade edebilme hakkımız olmalı, ne kadar saçma veya aykırı düşünüyorsak düşünelim, amaç düşünüp, tartışmak ve daha iyiyi ya da daha doğru olanı bulmak olduğu sürece bunda hiçbir sakınca yok ama güya ifade ettiğimiz şey farklı amaçlar için yapılan safsatalardan ibaretse her zaman bunun karşı tarafından doğan bir momentumu olacaktır. Yani kameralar karşısında kuran yakıyorsun devlet güvence sağlıyor sana yani ne amacıyla yapıyorsun ki bunu, neyi ifade ettin şimdi, neyi değiştirtin, ne daha iyi oldu, hangi düşüncemizi düzeltmiş oldun, kendine ve başkasına saygısı olan bir insan asla böyle bir şey yapmaz.
İfade Özgürlüğü Her Eylemi Kapsar mı?
- Konbuyu başlatan 01746
- Başlangıç tarihi
Kara mizah konusu gibi bir konu bu; herkesin ''o da olmamalı'' dediği bir şey çıkar.
Ben ifade özgürlüğünü savunan bir insan değilim.(Merkezde olan biri olarak, en sağcı yönüm bu sanırım.
) En basitinden, ülkenin Cumhurbaşkanı ya da kurucusunu itibarsızlaştıracak her söylemin bir cezası olmalı. ''İfade özgürlüğü olursa...'' diye başlayan pembe dünya söylemlerini de saçma buluyorum.
Umarım Fransa'dan örnek veren çıkmaz.
Ben ifade özgürlüğünü savunan bir insan değilim.(Merkezde olan biri olarak, en sağcı yönüm bu sanırım.
) En basitinden, ülkenin Cumhurbaşkanı ya da kurucusunu itibarsızlaştıracak her söylemin bir cezası olmalı. ''İfade özgürlüğü olursa...'' diye başlayan pembe dünya söylemlerini de saçma buluyorum.Umarım Fransa'dan örnek veren çıkmaz.
Son düzenleme:
Konu hakkındaki düşüncelerimi birebir yazmışsın abi.
Son düzenleme:
Konunun çoğunluğu fiziksel saldırı hariç bir saldırının var olup olmadığı tartışmasına dönmüş gibi. Bazıları da fiziksel bir durum yoksa hasarı almak insanın suçu, ifade edilmede tamamen özgür olunmalı demiş(düz adam özetçiliği). Hiç katılmadığım yorumlar. Savunulan durum bayağı fikirsel ve duygusal olarak felç olma durumu. Felç birinin fiziksel müdahaleden etkilenmemesinden hiçbir farkı yok. Aynı şekilde bu şekilde hasar alan bir kişiye, "bunları aşmaman senin suçun veya bunlardan bir duygu hissetmemen gerekir" demekle, tokat yiyen kişiye "acı hissetmen senin suçun,1000 tokat yiyerek kendini acıya hissizleştirmen gerekirdi veya kökünden acı reseptörlerini ameliyatla aldırman gerekirdi" demenin mantıksızlığı benim gözümde aynı. Hiç ama kanıtlanabilirlik vs yazmaya gerek yok. İnsan sosyal, fikirsel duygusal bir varlık. Sadece fiziksellik üzerinden bu işi çözmeye çalışmak insan doğasına aykırı. Bu da benim düşüncem.
analojini anlamsız buldum ve yazacaklarım genel olarak konuda yazılanlara da karşılık şeyler olacak gibi, hepsini üzerine alma çünkü bağzı kısımları nalaka diyebilirsin. felçli birisine vurunca acı hissetmemesi vücudun etkilenmediği anlamına gelmez. keza vücudunu kesince kanar, vurunca morarır falan, bu elinde olmayan bişeydir insanın. fakat zihinsel bi sorunu yoksa herkes düşünce dünyasını kontrol altına alabilir keza bu elinde olan bişeydir, bunla inatlaşmaksa bağnazlıktır. hatta uç örnekler var, insan vücudunu manipüle de edebiliyor eğitimle, direncini de artırabiliyor, wim hof vardı literatüre geçen kral. e coli enjekte ediyorlar adam hastalık belirtisi bile göstermiyor vücudunda :d çünkü nefes egzersizleriyle arka kapıdan bi yol bulabiliyorsun. her şey fiziksel olduğu için davranışlarımızla zihnimize de bedenimize de etki ediyoruz. kalanını spoilera alayım okumak isteyen okur yer kaplamasın.
zihinsel setlerle pek çok şey başarabilirsin, genelde hepsi yararcıdır, konu kuran yırtmaktan geldiği için biraz din ve bağnazlık ile ilişkilendirerek devam ediyim. mesela dindarlar kolay kolay tanrıyı konuşamazlar, tanrının özelliklerini zikredeler sadece :d çünkü akılları yetmezmiş de bilmem şirk koşarmışlar da :S sorunu daha hakkında soru sorulmadan inflak ettirmeye çalışırlar, evet böyle bi yöntem var olsa da her zaman tutarlı değildir. anlam vermeden kabul ederler, bi dayanak oluşturmadan kabul edilen her şey o yolda ilerledikçe sorun çıkarır. tanrıyı değil tanrılığı konuşursun olur biter bu kavramı konuşmak kimseyi cehenneme götürecek değil dşfsgj fakat eski alimlerin bildiği gibi kılıç korkusu diye bişi vardır, ifade özgürlüğü çoooook eskiden beri kısıtlanan bişeydir. çünkü istediği her boku işlerken sorun olmayan nazik götlü halkın dayanağını kurmaya uğraşmadan kabullendiği sözde değerlerini eleştirmiş olursun, suyu bulanık sevmezler, halbuki en temiz su coşkuyla akandır, dağı taşı, ovaları delip köpürüp geçendir. geçemediği yerler doğal sınırlarımızdır zaten. fakat bu bağnaz insanlar set çekip suyu kontrol altına almaya çalışır, sonra onların ulaşamadığı yolları geçip o düşünce ovalarına köylerini kurmuş insanları o barajda biriktirdikleri öfkeyi bi anda salıp yoketmek isterler. (bak bu da şekil bi analoji oldu)
tartışma birden çok fikrin birden çok kişi tarafından tartılması demek. insanlar bişeyleri tartışabiliyor diye duygusal olarak hissizleşmiş olmuyor, duygusal olgunluğa giriş :S sadece kişiliğine ve kimliğine saldırı olarak algılamadan kendilerini ifade edip tartıyorlar. alınmadan tartışabilmek felç olmak demek değil sadece kişisel algılamıyordur :S ama bu memlekette ona da genişlik derler mesela dsglfşj çünkü bağnaz birinin aklına girip ona onda olmayan kavramı anlatmak zordur. bu insanlar kendine dayanak değil düzenek kurar, üzerine basıldığında, ipe takıldığında, çizgiyi geçtiğinde de tetiklenir. çünkü hep saldırı bekler, anlayışın tartışmadan geldiğini ve her zaman bi anlayışa ulaşılmadığını ama anlaşılmadığı konusunda anlaşılabilir olduğunu çözemez.
mantıksız olan duygularını tartışmaya yön vermek için kullanmaktır keza duygular rasyonel değildir içgüdüseldir ve isterse insan duygularına bağlı duygu durumunu tekrar şekillendirebilir. insanın duyguları var diye, sosyal canlı diye bunlardan kendini sıyırarak düşünemez mi :S pek tabi bunları kontrol altına alacak zihinsel fonksiyonlara sahiptir, duygularımız var diye ilkel kalacak değiliz. insanlar olgunlaşamıyor diye toplumların ilkelliğini savunacak da değiliz. insanın doğası bunlarla kısıtlı değildir keza kapsayıcı bi tanımımız yok hakkında.
neyse tutarlı olalım, her şey fizikseldir, psikoloji de fizikseldir, zihinsel düşünceler de fizikseldir, çıkıp kuran yakmak da fizikseldir ki o yüzden her şey her şeyden etkilenir. çoğunluğun moral kaygılarını kontrol altında tutmak için yasalar koyulmuş doğru oldukları için değil yeterince iyi oldukları için. keza toplumlar bilinçlendirilemez, bilinçlense kontrol etmeye gerek kalmaz.
insanlar için görsel ögeler daha bi fizikseldir tabi o ayrı, çünkü sözler gelip geçici olabilir, dinlemeden geçilebilir yada anlamaya uğraşmadan görmezden gelebilirler fakat karşısında kuran yakılması, o imajın insana daha çarpıcı gelmesi tabularının yıkılması tabi daha çok etkiler. insan genel olarak bi safsata canavarı olduğu için hep bilişsel sapmalara düştüğü için bu konuda olduğu gibi olabilen veya olasılığı olan her şeyi her şeyi yanlış ilişkilendiriyor. kuran yakınca birisi evet fiziksel bedenine bi zarar vermiyor fakat yine de edindiği kimliğe ters gelmesi saldırıyormuş gibi hissettiriyor. bu insanları düşünmek istemeden kabullendikleri şeyleri tekrar asla sorgulamadıkları için bunu başkası yapınca sıkışmalarına yol açıyor. e napması lazım bu duyguları atması lazım dşfglkh çünkü duyguları onu ele geçiriyor, bu duyguları o an kendine açıklamadığı için tutarsızlaşıyor. halbuki duygularını onu savurmadan anlamlandırmaya çalışsa o an düşünmeye yönelse hepsi geçecek :d fakat düşünmek verilmli değil, kabullenmek daha verilmli o yüzden herkesi kabullenmeye zorlarlar
aslında kuran yakarak eleştirilen şey de tam olarak bu. bu eleştirinin niyeti kötücül, tetikleyici, aşağılacı olabilir vs fakat bunu ifade etmesine engel değil, eleştiren kişinin veya devlet izin veriyorsa kurumların tamamının onaylandığı, olumlandığı anlamına gelmez. bu konudaki en büyük sorun da bu kavramları ayıramama sorunu. kimse kimsenin toplumsal sağduyusuna, kimliğine saygı duymak zorunda değil. düşünce çağına girmiş insanlığın max düşünce sistemine bak, yav madem her şey ifade özgürlüğü o zaman terör eylemleri de öyle falan diyenler çıkacak, anana sövseler naparsına gelip karikatürize ediliyor dflgkşj gerçeklikle ilişki kuramayan sadece duygularla hareket eden hayvandan farkı olmayan potansiyelini asla kullanmayan devasa bi kitle. her şey fiziksel olduğu için bu kitle de ilkel olduğu için imajlar ve analojilerle düşünebildikleri kavramları konuşamadıkları için ancak bu yöntemle tepki verip alabilirsin :d yani savunduğun insan doğasına da aykırı değil.
herkesin aklı hakikatini oluşturur, olana değil olduğuna inandığımız şeye tepki veririz ve tüm bu yorumlamada en berbat olasılıkları ele alırız ve bu en berbat olasılıkları biz seçmiyoruz, sadece tehdit algılama mekanizmasının, örüntü görmenin boşta çalışmasıyla ilgili. binlerce senedir tanrılar üzerimize kıyamet yağdırıyor bu örüntü gözü yüzünden :d toplumdaki her harekette insanlığın sonu gelecek gibi tepkiler geliyor falan inanılmaz ya. şikayet etmeyi kesip, olanakları değerlendirip seçim yapmaya başlarsak konuşabiliriz sadece. bu konuda da mesela öyle, burda bi fikir alışverişi yok, kimse fikrini değiştiremiyor çünkü temeli yok kabulü var :d
özellikle dindar arkadaşlara tavsiyem islam alimlerinin çevirdiği tekrar düzenlediği isagociyi bi çalışsınlar ama okumasınlar bak çalışsınlar. çünkü okuyup geçilecek doğrudan hazmedilecek şey değil çalışmak lazım. kavramlarıı ayırabilecek bi mantık temeli kurmaları, kabullerden önce bi temel oluşturmaları hayatlarını değiştirecektir inanıyorum. keza inancını temellendirmek insana hoş duygular hissettirmiyor içini rahatlatmıyor ama olsun
tartışma birden çok fikrin birden çok kişi tarafından tartılması demek. insanlar bişeyleri tartışabiliyor diye duygusal olarak hissizleşmiş olmuyor, duygusal olgunluğa giriş :S sadece kişiliğine ve kimliğine saldırı olarak algılamadan kendilerini ifade edip tartıyorlar. alınmadan tartışabilmek felç olmak demek değil sadece kişisel algılamıyordur :S ama bu memlekette ona da genişlik derler mesela dsglfşj çünkü bağnaz birinin aklına girip ona onda olmayan kavramı anlatmak zordur. bu insanlar kendine dayanak değil düzenek kurar, üzerine basıldığında, ipe takıldığında, çizgiyi geçtiğinde de tetiklenir. çünkü hep saldırı bekler, anlayışın tartışmadan geldiğini ve her zaman bi anlayışa ulaşılmadığını ama anlaşılmadığı konusunda anlaşılabilir olduğunu çözemez.
mantıksız olan duygularını tartışmaya yön vermek için kullanmaktır keza duygular rasyonel değildir içgüdüseldir ve isterse insan duygularına bağlı duygu durumunu tekrar şekillendirebilir. insanın duyguları var diye, sosyal canlı diye bunlardan kendini sıyırarak düşünemez mi :S pek tabi bunları kontrol altına alacak zihinsel fonksiyonlara sahiptir, duygularımız var diye ilkel kalacak değiliz. insanlar olgunlaşamıyor diye toplumların ilkelliğini savunacak da değiliz. insanın doğası bunlarla kısıtlı değildir keza kapsayıcı bi tanımımız yok hakkında.
neyse tutarlı olalım, her şey fizikseldir, psikoloji de fizikseldir, zihinsel düşünceler de fizikseldir, çıkıp kuran yakmak da fizikseldir ki o yüzden her şey her şeyden etkilenir. çoğunluğun moral kaygılarını kontrol altında tutmak için yasalar koyulmuş doğru oldukları için değil yeterince iyi oldukları için. keza toplumlar bilinçlendirilemez, bilinçlense kontrol etmeye gerek kalmaz.
insanlar için görsel ögeler daha bi fizikseldir tabi o ayrı, çünkü sözler gelip geçici olabilir, dinlemeden geçilebilir yada anlamaya uğraşmadan görmezden gelebilirler fakat karşısında kuran yakılması, o imajın insana daha çarpıcı gelmesi tabularının yıkılması tabi daha çok etkiler. insan genel olarak bi safsata canavarı olduğu için hep bilişsel sapmalara düştüğü için bu konuda olduğu gibi olabilen veya olasılığı olan her şeyi her şeyi yanlış ilişkilendiriyor. kuran yakınca birisi evet fiziksel bedenine bi zarar vermiyor fakat yine de edindiği kimliğe ters gelmesi saldırıyormuş gibi hissettiriyor. bu insanları düşünmek istemeden kabullendikleri şeyleri tekrar asla sorgulamadıkları için bunu başkası yapınca sıkışmalarına yol açıyor. e napması lazım bu duyguları atması lazım dşfglkh çünkü duyguları onu ele geçiriyor, bu duyguları o an kendine açıklamadığı için tutarsızlaşıyor. halbuki duygularını onu savurmadan anlamlandırmaya çalışsa o an düşünmeye yönelse hepsi geçecek :d fakat düşünmek verilmli değil, kabullenmek daha verilmli o yüzden herkesi kabullenmeye zorlarlar
aslında kuran yakarak eleştirilen şey de tam olarak bu. bu eleştirinin niyeti kötücül, tetikleyici, aşağılacı olabilir vs fakat bunu ifade etmesine engel değil, eleştiren kişinin veya devlet izin veriyorsa kurumların tamamının onaylandığı, olumlandığı anlamına gelmez. bu konudaki en büyük sorun da bu kavramları ayıramama sorunu. kimse kimsenin toplumsal sağduyusuna, kimliğine saygı duymak zorunda değil. düşünce çağına girmiş insanlığın max düşünce sistemine bak, yav madem her şey ifade özgürlüğü o zaman terör eylemleri de öyle falan diyenler çıkacak, anana sövseler naparsına gelip karikatürize ediliyor dflgkşj gerçeklikle ilişki kuramayan sadece duygularla hareket eden hayvandan farkı olmayan potansiyelini asla kullanmayan devasa bi kitle. her şey fiziksel olduğu için bu kitle de ilkel olduğu için imajlar ve analojilerle düşünebildikleri kavramları konuşamadıkları için ancak bu yöntemle tepki verip alabilirsin :d yani savunduğun insan doğasına da aykırı değil.
herkesin aklı hakikatini oluşturur, olana değil olduğuna inandığımız şeye tepki veririz ve tüm bu yorumlamada en berbat olasılıkları ele alırız ve bu en berbat olasılıkları biz seçmiyoruz, sadece tehdit algılama mekanizmasının, örüntü görmenin boşta çalışmasıyla ilgili. binlerce senedir tanrılar üzerimize kıyamet yağdırıyor bu örüntü gözü yüzünden :d toplumdaki her harekette insanlığın sonu gelecek gibi tepkiler geliyor falan inanılmaz ya. şikayet etmeyi kesip, olanakları değerlendirip seçim yapmaya başlarsak konuşabiliriz sadece. bu konuda da mesela öyle, burda bi fikir alışverişi yok, kimse fikrini değiştiremiyor çünkü temeli yok kabulü var :d
özellikle dindar arkadaşlara tavsiyem islam alimlerinin çevirdiği tekrar düzenlediği isagociyi bi çalışsınlar ama okumasınlar bak çalışsınlar. çünkü okuyup geçilecek doğrudan hazmedilecek şey değil çalışmak lazım. kavramlarıı ayırabilecek bi mantık temeli kurmaları, kabullerden önce bi temel oluşturmaları hayatlarını değiştirecektir inanıyorum. keza inancını temellendirmek insana hoş duygular hissettirmiyor içini rahatlatmıyor ama olsun
Son düzenleme:
İfade özgürlüğünün öznel bir durum olarak kalacağına inanıyorum. Küçük problemler dışında asla sınırı ve bunu denetleyebilecek imkan olmayacak. Konu başlığı ifade özgürlüğü olarak açılsada, içini boşaltmak için açılmış gibi.
Kuran konusunda islama göre bunu yapanı sadece kınayabilirsiniz, yapan kişi müslüman olmadıktan sonra bunun bir cezası yok. Gerçek olarak bakıldığında islamofobi eylemleri tüm dinlere göre daha fazla, ki müslümanların (sözde) eylemlerini alıp nefret etmeleri normal bazı kısımlar için ama olay bunlarla bitmiyor sadece salamak için salayanlar ve islamı yanlış şekilde tanıtmak islam gereği haramdır ve uyarı gerektirir.
Diğer türlü baktığım da pkk, ypg , daeş ve alfabeden 3 harf alarak terör örgütü olan tüm örgütlerün amacı sadece para ve toprak oluyor. Bu yüzden özelikle de insan canına kıymalarından bunların bir ifade özgürlüğü yoktur, aynı zamanda özgürlüğün tanımına ters düşüyor.
Kuran yakılmasına tepki vermek doğal ama @Vintage Culture dediği gibi (Azınlık kısımda olduğundan onun gördükleri ve düşündükleri çoğunlukla aynı olamaz ama çoğunluğun düşüncesini anlayabilir)
Ayrıca din konularında başkasının istediğini söylemesi ifade özgürlüğüyse birinin çıkıp Hitlerı, Stalinı, Marxı, son dönem devrimcilerini vb... savunması da ifade özgürlüğü sayılır ama çoğunlukla yasakken isveçin pkkyı desteklemeyi serbest kılması tamamen taraf tutmadır.
İfade özgürlüğü herkes için tanınmamalı şahsimce, her önüne gelen aptal konuşacaksa önce eğitilmeli sonra konuşma hakkı verilmeli yoksa küçük kardeşlerimiz kendlerine kolay geleni seçip etrafa salayabilme özeliklerini farkedip bir gerizakalı ordusu oluşabiliniyor.
Gerçek hayata ifade özgürlüğü zaten kısıtlıyken, medya olarak ifade özgürlüğünüz yazdığınız platformun neyi kabul edip neyi kabul etmediğine bağlıdır.
Kuran konusunda islama göre bunu yapanı sadece kınayabilirsiniz, yapan kişi müslüman olmadıktan sonra bunun bir cezası yok. Gerçek olarak bakıldığında islamofobi eylemleri tüm dinlere göre daha fazla, ki müslümanların (sözde) eylemlerini alıp nefret etmeleri normal bazı kısımlar için ama olay bunlarla bitmiyor sadece salamak için salayanlar ve islamı yanlış şekilde tanıtmak islam gereği haramdır ve uyarı gerektirir.
Diğer türlü baktığım da pkk, ypg , daeş ve alfabeden 3 harf alarak terör örgütü olan tüm örgütlerün amacı sadece para ve toprak oluyor. Bu yüzden özelikle de insan canına kıymalarından bunların bir ifade özgürlüğü yoktur, aynı zamanda özgürlüğün tanımına ters düşüyor.
Kuran yakılmasına tepki vermek doğal ama @Vintage Culture dediği gibi (Azınlık kısımda olduğundan onun gördükleri ve düşündükleri çoğunlukla aynı olamaz ama çoğunluğun düşüncesini anlayabilir)
Mersindeyken, bir grup dinlerini paylaşmak ve incil dağıtmak için gelmişti. Onlara saldırı düzenlendi ve inciller yakıldı, önemsenmedi. Eğer aramızda çürükler olabilir diyecekseniz belki kuranı yakan da onların çürüğüydü.
Ayrıca din konularında başkasının istediğini söylemesi ifade özgürlüğüyse birinin çıkıp Hitlerı, Stalinı, Marxı, son dönem devrimcilerini vb... savunması da ifade özgürlüğü sayılır ama çoğunlukla yasakken isveçin pkkyı desteklemeyi serbest kılması tamamen taraf tutmadır.
İfade özgürlüğü herkes için tanınmamalı şahsimce, her önüne gelen aptal konuşacaksa önce eğitilmeli sonra konuşma hakkı verilmeli yoksa küçük kardeşlerimiz kendlerine kolay geleni seçip etrafa salayabilme özeliklerini farkedip bir gerizakalı ordusu oluşabiliniyor.
Gerçek hayata ifade özgürlüğü zaten kısıtlıyken, medya olarak ifade özgürlüğünüz yazdığınız platformun neyi kabul edip neyi kabul etmediğine bağlıdır.
Verdiğin örnek çok alakasız, senle sevişmeyi kabul eden biriyle savişirsin gerisi senle onu ilgilendirir ben kalkıp falan kişiyle yattın diyemem, ama sen benim yatağımda yaparsan haneme tecavüz etmiş olacaksın. O noktada sınırını aşmış olup ceza yersin, ama bu durumu ben istediğim kişiyle yattım diye ifade etmekte yalan söylemek oluyor.
Yani Kuran kimin kitabıysa bunu kınamak ve karşı gelmek onların hakkı, karşı gelenlere 'karşı gelme' demekte seni suçladığın kişi yapar.
Çok yanlış ve alakasız bir çıkarım. Bu konuda farklı görüşler olduğunu bildiğimden tartışmak istedim. Benim kendi bilgim, donanımın ve kapasitem çerçevesinde vardığım bir sonuç var ama başka fikirleri görmeden, sorgulamadan, tartışmadan bir ilerleme yapamayacağın için bu konuyu açtım.
Ne diyon hacı anlamadım hiçbir şey. Senin yatağında niye sevişiyorum ben? Benim dediklerimle yazdıklarının ne alakası var?
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
