Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Güncel Çizgi Roman Haberleri

  • Konbuyu başlatan croplatform
  • Başlangıç tarihi

croplatform

Selçuk Erdem imza günleri: 7 Aralık 2012, Cuma, saat 12.30 D&R Kanyon ve 8 Aralık 2012, Cumartesi, saat 14.00 D&R Trump Towers Mall'da...

 
Rtük iyice b... çıkardı.Dalga geçmeye yönelik bir seride tabiiki bu durumlar olabilir zaten dalga geçtiği şeytan.Benim bu haberden anladığım rtükteki adamların kafası bi b.ka çalışmayan gerizekalılar olduğu.
Nasıl bir düşünce yapısı anlamadım.Rtük görevini yapmış işte? Bu adamların görevi zararlı olabilecek şeyleri engellemekse görevlerini yapmışlar basbaya.Yani yabancı ülkelerde izleniyor,seviliyor diye kendi değerlerimizden vazgeçecek miyiz? Başkalarının dini,siyası görüşleriyle dalga geçmek doğru bir şeyse sana göre tabi bilemem ama bu düşünce özgürlüğü değildir.Bariz amerikan patavatsızlığı demek daha doğru olur.İnsanımızaysa yakışmıyor kesinlikle.
 
Nasıl bir düşünce yapısı anlamadım.Rtük görevini yapmış işte? Bu adamların görevi zararlı olabilecek şeyleri engellemekse görevlerini yapmışlar basbaya.Yani yabancı ülkelerde izleniyor,seviliyor diye kendi değerlerimizden vazgeçecek miyiz? Başkalarının dini,siyası görüşleriyle dalga geçmek doğru bir şeyse sana göre tabi bilemem ama bu düşünce özgürlüğü değildir.Bariz amerikan patavatsızlığı demek daha doğru olur.İnsanımızaysa yakışmıyor kesinlikle.
Şu "kural varsa uygulanır" zihniyeti insanı tam köle yapar, rtük'ün uyguladığı kuralların ne kadar haklı olduğuna kim karar veriyor? (bence alıntı yaptığın arkadaşın dediği gibi "bir grup gerizekalı" karar veriyor, ben neden bu aptalca kurallara sorgusuz-sualsiz itaat edeyim, "eleştirme hakkı" denen birşey yok mu sence?), kaldı ki bahsettiğin değerler kimin değerleri, benim değil mesela, hadi senin değerlerin diyelim, bu durumda haklı değer senin ki mi oluyor da kesin olarak buna göre davranalım?

Not: Konu dışı yorum oldu, konu sahibinden özür dilerim.
 

croplatform

"Not: Konu dışı yorum oldu, konu sahibinden özür dilerim."

straw-hat merhaba,

Çok sık haber paylaştığımızdan sayfada sürekli başlık açmak istemedik. Bu yüzden de tek başlık altında ilerlemeye çalışıyoruz diğer üyelerin başlıkları aşağılara kaymasın diye. Bu nedenle konular ister istemez karışıyor. inceliğiniz için teşekkür ederiz. Sorun yok, böyle devam edebiliriz :) Sizin de diğer arkadaşların da aklına sağlık :O)

Sansür, özellikle de RTÜK'n sansüründe benim dikkatimi çeken ve birçok kişinin de destek verdiği görüş şu: Bizim kültürümüz ve değerlerimiz!

Hangimizin? Kim bu biz?

Süslü laflar sıralandığında çok şirin görünen bir değerler silsilesi çıkıyor ortaya. Ancak uygulamada bunların çoğu hiçbirimize ait değil ve bugün TV'lerde yayınlanan hiç bir sinema filmi bizden değil. Sokakta öpüşenler, parti verenler, serbest ilişki yaşayan erkekler-kadınlar... Bunlar hem toplumumuzda var hem de izlediğimiz tüm filmlerde. Şimdi aniden "alkol almayı özendiriyor ve tanrıya-dine laf ediyor" diye bir çizgi filme ceza vermek bilmem hangi akla hizmettir.

İzleyici bu kadar mı gerizekalı? Hele de ağır taşlamalar yapan, ortalama zeka ve ortalamanın altında kültürü olanları ağır bir dille eleştiren Simpsons mu yanlış şeyler öğretiyor?

Birileri kendilerinin görüşünün dışında görüşe hayat tanımıyor, daha da kötüsü ikiyüzlülük yaparak aslında var olan diğer hayatları görmezden geliyor ve hatta kendi yaşantısında olanı da yokmuş gibi göstermeye çalışıyor.

RTÜK'ün bu ve benzeri kararları üzücü derecede yanlıdır ve yanlıştır.

Yarın çizgi romana el atacak olsalar okuyacak şey bulamayız. Zagor baltalı ilah allah'a şirh koşuyor, yürüyen ölüler yanlış ölümden sonra hayat yok, Thor put yakılmalı, Red Sonja çıplak günah... Başka kültürler ve değerler vardır her toplumda ve her eserin alıcısı belli bir kültüre sahiptir. RTÜK ve türevi sansürcülerin bunu biliyor olması lazım... Ya da görmezden gelmemesi...

Şahsi görüşümdür

Ümit
 
Anlayışınız için teşekkürler :), ilgimizi çeken haberler-yazılar oldukça bizde yorumlamaya devam ederiz, bu konu hakkındaysa yaptığınız tespitler gayet yerinde, son kısım için ise RTÜK ve benzerlerinin yaptığı sansürlerin alt kültürleri bilmemekten kaynaklandığı düşünmek epey bir iyimserlik olur, görmezden gelmek ise biraz hafif kalıyor gibi, bence sansürün amacı var olan değişik görüş ve fikirleri baskı altına alarak yok edip "diğerlerini" kendileştirmek çabasından başka birşey değildir.
 
Arkadaşlar sıksık giremediğim için ancak şimdi gördüm mesajlarınızı konu dışı yapıcaz biraz ama artık özür diliyorum :)
Ben RTÜK'ün yaptığı her işin doğru olduğunu savunmuyorum.Ancak eğer çocuk gelişimine zararlı bir şey varsa bunlar çizgi filmlerde ki -türkiyede ki ''çizgi film'' mantığını herkes biliyor- yayınlanıyorsa bence bu engellenmelidir.Bana göre doğru olan şey bu.Her türlü küfrü,saygısızlığı,başkalarının görüşlerine saygı göstermemeyi,kendinden farklı olanı küçük görmeyi öğretecek bir seri bence çocuklar için yararlı olamaz.Bunun dünya çapında ünlü bir seri olması veya çok para kazandırması bir şeyi değiştirmemeli bence rtük için.Ama dediklerinize katılabilirim tabiki eğer körü körüne bir sansür yapılıyorsa bu onları haksız yapar.Ben sadece arkadaşın yayınladığı habere göre yorumumu yaptım.

---------------------------
Hangimizin? Kim bu biz?

Süslü laflar sıralandığında çok şirin görünen bir değerler silsilesi çıkıyor ortaya. Ancak uygulamada bunların çoğu hiçbirimize ait değil ve bugün TV'lerde yayınlanan hiç bir sinema filmi bizden değil. Sokakta öpüşenler, parti verenler, serbest ilişki yaşayan erkekler-kadınlar... Bunlar hem toplumumuzda var hem de izlediğimiz tüm filmlerde. Şimdi aniden "alkol almayı özendiriyor ve tanrıya-dine laf ediyor" diye bir çizgi filme ceza vermek bilmem hangi akla hizmettir.

[/B]İzleyici bu kadar mı gerizekalı? Hele de ağır taşlamalar yapan, ortalama zeka ve ortalamanın altında kültürü olanları ağır bir dille eleştiren Simpsons mu yanlış şeyler öğretiyor?

-----------------------------------------------

İşte mesele burada sanırım.Türkiyedeki çizgi film izleyenler çocuklar.Hemde epey küçük yaştakiler keza ergenliğe girmiş yaşta ki çocuklar sbs-oks gibi saçmalıklardan bunlara zaman ayıramıyorlar.İzleyici dediğimiz kitle sünger gibi beyinleriyle neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmeden alıyor.Gerizekalılık yakışıklı olmaz belki.Ama kesinlikle bilinçli bir kitle değil o.Neyin iyi neyin kötü olduğunuysa ayırt edebilecek kapasitede olduklarını hiç sanmıyorum.Ha diyeceksiniz kurtlar vadisi kaç yıldır yayınlanıyor.Tezatlar ülkesinde yaşıyoruz zaten :) Milletvekili yaşını 18 e düşürmeye çalışıp alkol alma yaşını 24 e çıkartan bir düzenden çok bir şey beklememek gerek ?
 

croplatform

Bu çizgi roman, İstanbul'u geçmişiyle yüzleştirecek

Göçmen çocukları, evsizler, minik tutuklular. Hepsi aynı çizgi roman için çalışıyor. Projenin mimarı İskender Savaşır "Dalgın Sular'da bir zaman kayması yaşanıyor ve geçmişten günümüze İstanbul'un tüm karakterleri aynı zaman diliminde yaşamaya başlıyor," diyor
MİREY MESEYYA
Sabah

Psikoterapist İskender Savaşır, bir yıldır Dalgın Sular adlı bir çizgi roman üzerinde çalışıyor. Tüm çocukluğunu çizgi roman okuyarak geçiren Savaşır, psikoterapinin yanı sıra Bilgi Üniversitesi'nde sanat tarihi dersleri de veriyor. Çizgi romandaki tüm hikayeler çocuklar ve gençler tarafından yazılıyor. 1999 depremini yaşayan Adapazarlı kızlar, hapishanelerde tutuklu olan ve dışarı çıkacakları günü bekleyen gençler, kentsel dönüşüm çerçevesinde evleri yıkılan Ayazmalılar ve Adapazarı'ndaki göçmen çocukların gönüllü çalışmalarıyla hazırlanan çizgi roman, piyasaya 21 Aralık'ta çıkacak. Bu ilk fasikülde, İstanbul geçmişiyle yüzleşecek. İskender Savaşır'la bu proje hakkında konuşmak üzere psikoterapi seanslarını yürüttüğü Karaköy'deki ofisinde buluştuk.
- Dalgın Sular projesini bize anlatır mısınız?- Dalgın Sular, fantastik bir anlatı evreninde geçen haftalık bir çizgi roman. İstanbul'da, 1980'lerde Haliç'in dibi temizlenirken bir şeyler oluyor ve İstanbul geçmişini 'kusmaya' başlıyor. Ve öyle bir an geliyor ki, İstanbul geçmişiyle iç içe yaşamaya başlıyor. Bu kadar iri bir konuyu çizgiye dökmek için çok farklı gelenekleri bir araya getirdik: İllüstratör, ressam, hattat, minyatür ve karikatür geleneğini bir ortamda buluşturduk. Tabii bu kadar şeyin bir araya gelmesi de kakofoni yaratabilir. Biz o riski göze aldık. Bence bütün çeşitliliğe rağmen bir üslup, bir ahenk yakaladık. Bu iddialı bir proje. Çünkü sosyal sorumluluk yönü de var. 80'lerde Latife Tekin'in çok sözünü ettiği 'yoksulların enerjisi'ni seferber etmek istedik. Ve şu an bu projede 120 kişi çalışıyor.

BAŞROLDE ÇOCUKLAR VAR
- Kimdir bu kişiler ?- ENKA'nın Adapazarı'nda depremzede çocukları için kurduğu okuldaki öğrenciler, kentsel dönüşüm çerçevesinde ilk yıkılan mahalle olan ve Sefaköy'de çadırlarda yaşamaya mahkum edilen Küçükçekmece'deki Ayazma mahallesi sakinleri ve bir de suçlu çocuklar. Aslında asıl isteğim, suçlu gençlerle birlikte çalışmaktı. Metris'te tutuklularla çalıştık. Biz hükümlülerle değil de tutuklularla çalışmayı seçmiştik. Onlar da devamlı tahliye olmayı bekliyorlardı. Dolayısıyla hapishanenin içinde kendilerine bir hayat kurmak için bir yatırımları yok. Halbuki mahkumlar kaç yıl kalacağını bildikleri için, ona göre hayat kuruyorlar. Bizim acemiliğimize geldi. Sivil toplum örgütleri bir sürü cezaevinde çalışmalar yapıyor. Bizi en az iş yapılan yere, tutuklular bölümüne yönlendirdiler. Ama hikaye de oradan çıktı.

ÇİZGİ FİLM DE YAPACAKLAR
- Nasıl bir çalışma yürüttünüz?- Biz ekibimizle birlikte biraz önce bahsettiğimiz gruplara hem çizerlik eğitimi hem de yazarlık eğitimi veriyoruz; onlar için yeni bir hayat oluşturuyoruz. Bu eğitimde temel desen kursları, hat, karikatür gibi dersler var. Her pazar Sefaköy'deki çocuklara gidiyoruz, ya da onlar buraya geliyor. Adapazarı'na haftada iki gün gidiyoruz. Adapazarı'nda bayağı bir ekip oluştu, şu an 15 gençle ciddi bir çalışma içindeyiz. Hikayeyi de onlar yazıyor. Biz burada merkezde anlatı evrenini kurduk, girişi hazırladık, bazı süper kahramanlar icat ettik. Bunlar bizim temel figürlerimiz. Onun dışında bu evren içindeki tüm hikayeleri onlar yazıyor. Giderek bizim payımız düşüyor. Şu anda fiilen 60 kişi çalışıyor. Bu çalışmayla sivil toplum çalışmaları açısından da bir model önermek istiyoruz. Çocuklara iş yapmayı da öğretiyoruz.
- Çizgi roman yayımlanmaya başladıktan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?- İkinci adımda, biraz para kazanmaya başladığımızda bilgisayar oyunlarına girişeceğiz aynı mantıkla. Programcıları çocuklara götüreceğim ve onlara bilgisayarla çizim eğitimi vereceğiz. Aynı çalışma tarzıyla animasyon, dizi film ve müzik gibi farklı alanlarda da girişimlerimiz olacak.
- Çizgi roman merakınız çocukluktan kalma mı? - Çocukluğumdan kalan bir şeyler var tabii ki. Ben İngilizce'yi önce çizgi romanlardan, sonra da Shakespeare'den öğrendim.
- Beğendiğiniz çizgi roman kahramanları var mı?- Tüm Marvel Comics kahramanları. Ama Dalgın Sular'da bu kahramanlara gönderme yok. İslami kaynaklardan da besleniyoruz, mesela bizim X Men'imiz Yedi Uyuyanlar.
- Gelecekte yeni projeler var mı? - Seneye Diyarbakır Üniversitesi'yle birtakım çalışmalar yapmak istiyoruz. Moğollar diye bir fasikül çıkarmayı planlıyoruz.
 

croplatform

M.K. Perker'den sergi ve Yeni comics

[/IMG]

Çizgi romanın Oscar’ı Eisner Ödülü’ne aday gösterilen Perker'in sergisi, 18 Aralık - 8 Ocak tarihleri arasında Enka Kültür Sanat Buluşmaları'nda

Enka Kültür Sanat Buluşmaları, çizgi romanın Oscar’ı Eisner Ödülü’ne aday gösterilen, Society of Illustrators üyeliğine kabul edilen ilk ve tek Türk çizer Kutlukhan Perker’in sergisine ev sahipliği yapıyor. Perker’in “Metafor - Metaphor” adını verdiği illüstrasyon sergisi, 18 Aralık - 8 Ocak tarihleri arasında Enka Dr. Clinton Vickers Sanat Galerisi’nde görülebilecek.

Profesyonel çizerliğe 17 yaşındayken mizah dergilerinde başlayan Kutlukhan Perker; Gırgır, Fırt, Avni, Hıbır, Leman, Lemanyak, Aktüel Esquire, Cosmopolitan dergisi ve Sabah, Milliyet, Radikal, Star, Yeni Binyıl gazetesinin de aralarında bulunduğu birçok yayında çalıştı. 2001 yılında New York’a yerleştiği zamandan tarihten bu yana çalışmaları başta The New York Times, The Washington Post, The Wall Street Journal, The New Yorker, The Progressive, Mad ve Heavy Metal’de yayınlanan Kutlukhan Perker’in, altısı ABD’de okurla buluşmuş toplam sekiz çizgi roman albümü bulunuyor.

Kaynak - Milliyet Sanat

Eisner ödüllü Türk çizer M. K. Perker 2013 Ocak ayında yayınlanacak Todd, The Ugliest Kid of Earth'in "Behold, I bring you tidings of great joy - Luke 2:10" adlı yeni comicsinin çizimlerinin sonuna gelmiş.
Ken Kristensen'in senaryosunu yazdığı bu 4 sayılık kısa hikayenin şu anda yılbaşı özel kartlarıyla posterleri piyasaya girmiş bulunuyor.

Ne diyelim :) M. K. Perker okuyanın çok olsun!

Ümit Kireççi
 

croplatform

Gianfranco Manfredi Röpoortajı Sürüyor

Şu anda ülkemizde yayınlanan ve tamamlanmak üzere olan Büyülü Rüzgar ile türkçesini okuma şansı yakaladığımız 6 sayılık Volto Nascosto'nun yaratıcısı Gianfranco Manfredi röportajı tüm LAL Kitap yayınlarında sürüyor. Ümit Kireççi'nin gerçekleştirdiği röportajı İtalyancadan Nükhet Polat.
Herkese iyi okumalar

 

croplatform

Yeni bir karikatür krizi mi?
DERGI, "HELAL" DIYOR AMA ...



Daha önce Hz. Muhammed hakkında alaycı karikatürlere yer vererek büyük tepki toplayan Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo, bu kez Hz. Muhammed'in hayatını ve İslam'ın tebliğ sürecini konu alan bir ilave yayımladı.

Bugün satışa sunulan sıra dışı ilavenin önsözünü Fas ve aynı zamanda Fransız vatandaşı dinler sosyoloğu gazeteci Zineb el-Rhazoui yazdı. Dergi yetkilileri, ilavenin içeriğinin Müslümanlar tarafından hazırlandığını belirterek, sadece imajların dergi çalışanlarınca çizildiğini, bu nedenle ilavenin "helal olduğu" görüşünü savundu.

Bugün yayımlanan birinci bölümde, Hz. Muhammed'in doğumundan peygamberliğinin başlamasına kadarki olaylar konu edildi.

Karikatürlerde "Hz. Muhammed'in yüzü"yle birlikte tüm fiziksel görünümüne alaycı bir çizimle yer verildi.

Karikatürlerden birinde, Hz. Muhammed "sünnetli bir çocuk" olarak çizilirken, Peygamber'in dünyaya gelişinin "büyük bir aydınlanmaya" vesile olduğu, annesi uygunsuz biçimde karikatürize ederek tasvir edildi.

Derginin ilk bölümünü yayımladığını bildirdiği ilave 62 sayfadan oluşuyor. "Hz. Muhammed'in hayatı"nın ikinci bölümünün ise bir sonraki ilavede yayımlanacağı bildirildi.

İLK TEPKİLER
Fransız mizah dergisinin tutumuna tepki gösterenlerden Noisy-le-Grand Müslümanları Derneği Başkanı Yunus Chabchoub, İslam'da hiçbir peygamberin resmedilmediğini vurguladı. Chabchoub, "İslam;da sadece Hz. Muhammed değil; Musa da, İsa da ve diğer peygamberler de yani Allah tarafından seçilmişlerin portreleri resmedilmez. Ancak, herkes kendi kafasında hayal etmekte serbesttir. Ama onlar karikatür çizmek istiyorlarsa, bunu ben bir Müslüman olarak kabul edemem. Allah onları ıslah etsin" dedi.

"Selefilik" üzerine denemeleri olan araştırmacı-yazar Samir Amghar da, Hebdo'nun Hz. Muhammed karikatürlerini içeren yayını eleştirerek, "Bu, Fransa Müslümanları tarafından bir provokasyon olarak görülecektir" diye konuştu. Amghar, Fransa'da şirketlerin "başkalarının görüşlerine saygı kültürünü içselleştirdiği"ni belirterek, "Yine de onlara karışamam" diye konuştu.
İHSANOĞLU: KAYGILIYIZ
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ise Charlie Hebdo dergisinin Hz. Muhammed'in hayatını yanlış yansıtan karikatür dizisinin, tekrar bir karışıklığa yol açabileceğine dair kaygılarını dile getirdi. İhsanoğlu, Hz. Muhammed'in hayatını yanlış göstererek hakaret eden karikatür dizisinin yayınlanmasının fikir özgürlüğünü suiistimal edilmesine imkan sağlayabileceğine dair kaygısını iletti.

İhsanoğlu, karikatür dizisini, gazetecilik normlarına aykırı ve ifade özgürlüğünün kötüye kullanılması olarak niteleyerek, nefreti ve kışkırtmayı hedefleyen yayıncılık anlayışının da uluslararası hukuk normlarına aykırı olduğunu belirtti.

Ekmeleddin İhsanoğlu, Fransa yönetimini Charlie Hebdo dergisine karşı tutum almaya çağırırken, Müslüman dünyasını sükunete davet etti.
DERGİDEN SAVUNMA
Öte yandan suçlamaları reddeden mizah dergisi Charlie Hebdo'nun Genel Yayın Müdürü Charb, "Muhammed'in Hayatı" başlıklı ilavenin Müslüman tarihçiler tarafından yazıldığını, karikatürleri bizzat kendisinin çizdiğini ifade etti.

"Onlar, birer karikatür ya da bir hiciv değil, Müslümanlar tarafından hazırlanmış bir biyografi" diye konuşan Charb, çalışmanın kapsamlı ve detaylı bir tarih araştırması sonucu hazırlandığını, önsözün de dinler sosyologu Franco-Faslı gazeteci Zineb tarafından yazıldığını söyledi.

Müslümanların bu konuda bir suçlama yapacağını sanmadığını belirten Charb, "Bu yayın kesinlikle Kur'an'ın bir parçası değildir. Alay etmek değildir. Eğer İsa'nın hayatından hikayeleri okuyorsam, neden aynısını Muhammed için görmeyeyim" ifadelerini kullandı.

DAHA ÖNCE DE KARİKATÜR YAYINLANMIŞTI
Charlie Hebdo, Kasım 2011'de "Hz. Muhammed" karikatürleri yayımlamış, ardından başlayan protesto gösterilerinde derginin editoryal işlerinin yürütüldüğü Paris'teki merkezi ateşe verilmişti.

Dergi buna rağmen, 19 Eylül 2012'de Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürler yayımlamış ve pek çok ülkede büyük tepkilerle karşılaşmıştı.

Charlie Hebdo, genellikle Papalık, Hristiyanlık, Yahudilik gibi diğer inançlarla ve kutsal kabul edilen değerlerle ilgili de alaycı karikatürlere yer veriyor.
AA
Kaynak - Habertürk
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık