İlk olarak senin bu alana olan bakış açın ve ne beklediğin önemli. Bir kesim için sosyoloji bölümleri ölü yatırım olarak görülüyor. Hatta Türkçeyi gerekli bir dil olarak bile görmüyor. Bir kaç kişiden direkt duyduğum görüş bu. Çünkü dünya globalleşiyormuş. Toplumu İngilizceye teşvik edip; gereksiz dilleri ortadan kaldırılması görüşü savunuyor. O yüzden potansiyel tanımım öznel. Türkçeyi sevmek ve ilerletmek isteyenler için görüşlerden biri olur belki. Ancak nesnel bir gerçekliğe düzlemlersek; Türkçe, Türk Kimliğinin en önemli yapı taşıdır. Güçlü Hukuk, öğrenme, sanat, iletişim, organizasyon gibi önemli unsurları iyi bir Türkçe zemini olanlar ilerletebilir sadece. Evet, yapabilme yetinin arzusu ve ruhu önemlidir. Ancak Türkçeyi iyi bilmek kurumsallaştırma kısmı önemlilik teşkil eder. Türkiye'de bu yoktur. Bunu daha da örneklendirebilirim ama konu dışına çıkılabilir.
Türk Dili ve edebiyatı bölümünde gördüğüm potansiyel de budur. Ancak içe kapanık bir bölüm. Bizzat okuyan olarak bunu doğrulayabilirim. Diğer bölümlerle çok az iletişimi var. İçindeki dinamikler çok kısıtlıdır. Pratik alanı çok kısıtlıdır. Genellikle sosyoloji alanlarıyla iletişim kurabiliyor ama düzenli ve etkili iletişim iş çıkaramıyorlar. Kendi içerisinde de ekonomisini de oluşturamıyorlar. Örneğin, kendi okulumuzda bir ses, bir kulüp/topluluk oluşturmaya çalıştım. Ancak bölümde yeterli etkin sayı bulamadım. Ayrıca bütçe konusunda sıkıntılar yaşıyorduk. Bu nedenle belli bir ilerleme kaydedemedik. Proje neydi: Öğretmenlerin bize verdiği ders programlarını geliştirmek, tekrardan düzenlemek, Çeşitli pratik alanları yapmak ve onun eğitimini vermek, bizi diğer alanlarla iletişimi günlendirecek bir kurum oluşturmak. Diye sıralayabilirim. Ancak bu kurum belli bir ses ve ekonomisi olmadan ilerleyemez. Bu projedeki amacımız, Türk Dili ve Edebiyatı bölümü sosyoloji bölümleriyle kısıtlanmamalı. Sayısal bölümlerde önemini arttırmak da önemli. Bu sayede güçlü bir temeli yayılım yapılırsa ilerde Türk Dili ve Edebiyatı bölümü hem daha genişler hem de halka yayıldıkça niteliği farklılaşır. Çünkü Atatürk ve öncesiyle başlayan bir dil devrimi daha oturtulmadı. Hatta çöküşe doğru gidiyoruz denilebilir.
Bazıları için boşa uğraş sayılabilir ama doğru olduğuna inandığım da bu.