@FıstıklıBaklava
ben insan yetisi hakkında konuşmuştum ama sen direkt argümana girmişsin uzatamayacak kadar başım ağrıyor özür dilerim şimdiden beklediğin cevapları veremezsem
zamanı mekandan, mekanı şeyden ayıramazsın. tekilliği ve hiçliği bilmiyoruz, varlık üzerinde çalışıyoruz. varsayımlarımızındaki en ufak hata gerçeklikten bi o kadar kaymamıza çoğu zaman ıskalamamıza yol açıyor. tekillikten başlarsak, evren koniktir, boyutsuz başlayıp genişler en son da enerjinin birbirinden çok ayrı kaldığı durağan bi evrene geçeriz. tekilliğe geçmemiz için bile hiçliği kabul etmemiz gerekti, pek ya koni genişledikten sonra tekrar sönüplenip başka bi koniye dönüşüyorsa, bilmiyoruz, bunu sınayacak yeterince zamanımız yok. bizim kavramlarımız kronolojik olarak varlıktan yola çıkar, sonra yokluğu içine alır. tanrılığı konuşurken de kronojimize gerçek zaman değil ilerlemeci bi çevreleme ile kavramları çevreliyoruz. bu çıkarımlardan tanrılığın nitelikleri konuşulmaz çünkü bunlar sadece nicelik bildiriyor.
tanrının neliği mantık sistemlerinde çelişki barındırıyor çünkü mantık sonuç üreten ölçülü denklemlere denir, tanımı genişlemiş tanrının neliğini ölçüye oturtmaya kalktığında guentin abim zamanın yaratılmasını oturttuğu gibi mantığa uydurman gerekir. fakat inanç biyofiziktir/mekaniktir, nörokimyadır, mantıksal doğruluğa değil organizmanın psikolojik ihtiyacına göre şekillenir. gerçeklikten tanrı çıkmaz, tanrı sadece kişilerin hakikatinden çıkar, yani evet hepsi kafamızda