Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Film İzleme Kulübü (Kapanmıştır)

Tamam mı, devam mı?


  • Kullanılan toplam oy
    53
Filmi beğendim ama biraz kuru bir hayat gibi geldi. En azından lise aşkı meselesi, önemli ya, işlenmiş. Beatles severim, Black albümünü dinlememiştim, filmden sonra biraz dinledim. Babanın kız tavlama konusunda "bir sürü soru sor ve cevapları gerçekten dinle" öğüdünü güzel buldum. Filmde sağlam emek, sabır ve risk var. 12 yılda oyuncular ölebilirdi de yani. Bu açıdan bile şapka çıkarılacak bir film.
 
Filmi öneren arkadaşa teşekkür ederim.
Filmi genel olarak beğendim. Hoş vakit geçirmemi sağladı. Oyunculuklar fena değildi. Sevemediğim tek şey o S*mantha denen şeyin çocukluğu ve ergenliğiydi sanırım. Yani ağzına kürekle vurasım geldi yer yer. Babanın ilk şarkı söylediği yer ve şarkı sözleri hoştu. Özellikle aile fertlerinin film boyunca yaşadığı değişim ilgimi çekti diyebilirim. Her ne kadar amerikan klişesi olsa da. Filmin başlandığı tarihten bugüne gelişen teknoloji ile bir daha böyle zaman israfına başvurulmaz diye tahmin ediyorum. Sonuçta dünya sineması flash tv yaşlandırma tekniğinin çok ötesine geçti. Ama yapmaya çalıştığı şeyi takdir ediyorum. 12 yıllık süreç insan ömrü için yeterince uzun ve risklerle dolu.
 
Açılın, çok pis gömmeye geliyorum. Öneren arkadaş veya burada filmi beğenenler de kusura bakmasın ama bu film cidden overrated olma konusunda aşmış bir film olmuş. :(

Öncelikle filmin sonunu izlemedim. Son 35 dakika kala falan kapattım. Ama bunda internetimin aşırı yavaş olmasının da etkisi var yani. Zaten oraya kadar olan kısmını anca üç saatte izlemiştim. :(

filme gelecek olursak en başta söylediğim klasik linklater filmi. benim için enfes bir film. ama 12 yılda falan çekildiği için değil. gerçekliği, yaşamsallığı için. o insanların an be an bizimle büyüdüğünü gördüğümüz için. o doğallığın yaşamımızla örtüşen yanlarını gördüğümüz için. büyük hikayeler anlatmak için büyük dramatik gerilimlere, olay, durumlara ihtiyacımız olmadığını bize bir kez daha hatırlattığı için. saf, yalın, gösterişsiz dili için. kısacası illa tecavüze uğramadan, ölmeden, paralel evrenlere gitmeden, dünyayı kurtarmadan, 30 kişiyi dövmeden de yaşamak hali üzerine düşünebileceğimizi ya da film yapılabileceğini bize tekrardan hatırlattığı için.
Şu Ekşi'de bu film ile ilgili yazılan en beğenilen entry'nin son kısmı. Başlarda da, başka konulara değinmiş, onlar ile pek işim yok zaten. Neyse, filmi beğenen çoğu kişi, şuna benzer bir mantıkla beğendiği için yorumumu şu yoruma cevap vererek yazacağım.

Kısaca yazacak olursam, evet bunları becerebilmiş olsa, ben de severdim. Hatta ne kadar becerebildiğine bağlı olarak, bu film bir başyapıt bile olabilirdi.

Ama bu kadar kolay değil. Çektiğin filmin, benim 12 yıl boyunca kendi hayatımı çektiğim filmden bir farkı olması için, ciddi manada yetenek olması lazım. Göze batmayacak, sırf ufak dokunuş yapmak için yapılmış olmayan ufak dokunuşlar yapmak lazım. Ufak dokunuş dediysem, siyasetin, popüler kitapların da zamanla değişmesi kadar basit bir ufak dokunuş da değil. Gördüğün/farkettiğin zaman seni düşündürecek, sana bir şeyleri sorgulatacak, sana bir şeyler katacak ufak dokunuşlar olması lazım.

Günümüzde bu şeyleri beceremeyip, kendini sanat filmi veya o tarz bir film olarak göstermeye çalışan filmler çok arttı. Ve daha da kötüsü, bazı film izleyicileri, ben bu filmi beğenmiş gözükmek zorundayım, beğenmezsem bana cahil derler, filmden anlamıyor derler korkusu ile kendilerini izledikleri her bu tarz filmi beğenmek zorunda hissediyorlar.

Biraz konuya, olayların akışına falan gelirsem, öncelikle bu kadar klişe çok fazla.
Tamam, hayatını çok neşeli geçirmeyen, normal bir aileyi anlatıyorsun, ona diyeceğim yok. Ama ailenin kendine has bir derinliği, özgünlüğü falan olsun değil mi? Hani başka bir konuyu işliyor olsan ve arka planda bu aile olsa lafım olmayacak, ama senin odağın burası ve sen bunu beceremiyorsun. Karşımızda ikinci sınıf Amerikan filmlerinden çıkmış, gerçek hayatta mümkün olamayacak kadar klişe bir aile tablosu var.

Örneğin esas çocuğun ergenliğindeki arkadaşları falan o kadar yapmacık ve klişe idi ki, izlerken ben utandım. Ergenlik demişken, karakterin psikolojilerindeki geçişleri de iyi işlenmemiş filmde. Ergenliğinde o kadar leş bir ortamda takılan bir çocuktan, sanat yapmak isteyen birinin çıkması için, hayatında çok önemli değişiklikler falan olması lazım. Birinin/bir şeyin kendisini derinden etkilemesi lazım. Eğer bunlar olmazsa, o kişiden öyle biri de çıkmaz. Sadece o da değil, o kadar sakin, zor bir çocukluk geçirmiş birinden o ergen de çıkmaz.

Filmdeki anne de arka planda, üst üste bu kadar yanlış seçimler yapacak biri olarak gösterilmez iken, komedi filmlerinden fırlamış, sürekli koca değiştiren, iq'su tek haneli kadınlar gibi işlenmiş. Samantha keza aynı, çok zeki vs. olarak gösterilip, ardından nedensiz bir şekilde aptal bir ergen kıza dönüşüyor. Samantha demişken, bunu canlandıran kızın ds oyunculuğu çok yerde gözümü kanattı, belirtmeden geçemeyeceğim.

Şu 12 yıl olayı için, filme bir saygım var. Ama o kadar. :(
 
Açılın, çok pis gömmeye geliyorum. Öneren arkadaş veya burada filmi beğenenler de kusura bakmasın ama bu film cidden overrated olma konusunda aşmış bir film olmuş. :(

Öncelikle filmin sonunu izlemedim. Son 35 dakika kala falan kapattım. Ama bunda internetimin aşırı yavaş olmasının da etkisi var yani. Zaten oraya kadar olan kısmını anca üç saatte izlemiştim. :(



Şu Ekşi'de bu film ile ilgili yazılan en beğenilen entry'nin son kısmı. Başlarda da, başka konulara değinmiş, onlar ile pek işim yok zaten. Neyse, filmi beğenen çoğu kişi, şuna benzer bir mantıkla beğendiği için yorumumu şu yoruma cevap vererek yazacağım.

Kısaca yazacak olursam, evet bunları becerebilmiş olsa, ben de severdim. Hatta ne kadar becerebildiğine bağlı olarak, bu film bir başyapıt bile olabilirdi.

Ama bu kadar kolay değil. Çektiğin filmin, benim 12 yıl boyunca kendi hayatımı çektiğim filmden bir farkı olması için, ciddi manada yetenek olması lazım. Göze batmayacak, sırf ufak dokunuş yapmak için yapılmış olmayan ufak dokunuşlar yapmak lazım. Ufak dokunuş dediysem, siyasetin, popüler kitapların da zamanla değişmesi kadar basit bir ufak dokunuş da değil. Gördüğün/farkettiğin zaman seni düşündürecek, sana bir şeyleri sorgulatacak, sana bir şeyler katacak ufak dokunuşlar olması lazım.

Günümüzde bu şeyleri beceremeyip, kendini sanat filmi veya o tarz bir film olarak göstermeye çalışan filmler çok arttı. Ve daha da kötüsü, bazı film izleyicileri, ben bu filmi beğenmiş gözükmek zorundayım, beğenmezsem bana cahil derler, filmden anlamıyor derler korkusu ile kendilerini izledikleri her bu tarz filmi beğenmek zorunda hissediyorlar.

Biraz konuya, olayların akışına falan gelirsem, öncelikle bu kadar klişe çok fazla.
Tamam, hayatını çok neşeli geçirmeyen, normal bir aileyi anlatıyorsun, ona diyeceğim yok. Ama ailenin kendine has bir derinliği, özgünlüğü falan olsun değil mi? Hani başka bir konuyu işliyor olsan ve arka planda bu aile olsa lafım olmayacak, ama senin odağın burası ve sen bunu beceremiyorsun. Karşımızda ikinci sınıf Amerikan filmlerinden çıkmış, gerçek hayatta mümkün olamayacak kadar klişe bir aile tablosu var.

Örneğin esas çocuğun ergenliğindeki arkadaşları falan o kadar yapmacık ve klişe idi ki, izlerken ben utandım. Ergenlik demişken, karakterin psikolojilerindeki geçişleri de iyi işlenmemiş filmde. Ergenliğinde o kadar leş bir ortamda takılan bir çocuktan, sanat yapmak isteyen birinin çıkması için, hayatında çok önemli değişiklikler falan olması lazım. Birinin/bir şeyin kendisini derinden etkilemesi lazım. Eğer bunlar olmazsa, o kişiden öyle biri de çıkmaz. Sadece o da değil, o kadar sakin, zor bir çocukluk geçirmiş birinden o ergen de çıkmaz.

Filmdeki anne de arka planda, üst üste bu kadar yanlış seçimler yapacak biri olarak gösterilmez iken, komedi filmlerinden fırlamış, sürekli koca değiştiren, iq'su tek haneli kadınlar gibi işlenmiş. Samantha keza aynı, çok zeki vs. olarak gösterilip, ardından nedensiz bir şekilde aptal bir ergen kıza dönüşüyor. Samantha demişken, bunu canlandıran kızın ds oyunculuğu çok yerde gözümü kanattı, belirtmeden geçemeyeceğim.

Şu 12 yıl olayı için, filme bir saygım var. Ama o kadar. :(
Ben de bu yorumu okumayacağım lakin ilk cümlen kafi. Söv paşam.
 
:ehe::ehe:

Özel bir sebebi yoksa, bu filmi niye izlemek istemediğini merak ediyorum. Hani bence izlemek istememek konusunda haklısın, o yüzden soruyorum. :D
Ya ben sarraf sayılırım, neyi beğenip neyi beğenmeyeceğimi ya da kimin ne mal olduğunu bir bakışta anlarım. :D Filmi daha önce duymuştum ve malum sebeplerden dolayı izlemeyi düşünmüştüm ama bana overrated gözüktü, onun yerine gittim "There Will Be Blood" izledim. :D
 
Ya ben sarraf sayılırım, neyi beğenip neyi beğenmeyeceğimi ya da kimin ne mal olduğunu bir bakışta anlarım. :D Filmi daha önce duymuştum ve malum sebeplerden dolayı izlemeyi düşünmüştüm ama bana overrated gözüktü, onun yerine gittim "There Will Be Blood" izledim. :D
Anladım. En az gözlem hakisi kadar kullanışlı bir özellikmiş. :D
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık