Bu film Polonya sinemasından izlediğim ilk film olacaktı. Bu yüzden biraz Polonya sinemasını anlamak üzere bir şeyler okudum.
Okuduklarıma göre:
Andrzej Wajda, Andrzej Munk, Krzysztof Zanussi, Roman Polanski gibi büyük yönetmenler yetiştirmiş Polonya sineması, kendisine has bir ekol oluşturmuş. Krzysztof Kieslowski de işte bu ekolden yetişmiş ve dünya sinemasına “Weronika’nın Çifte Hayatı”, “Üç Renk (Mavi, Beyaz, Kırmızı)” ve “Dekalog” gibi önemli filmler kazandırmış.
Enver Gülşen, Kieslowski'nin de içinde yetiştiği bu ekolün "Ahlaki Evham Sineması" olarak adlandırıldığını söylüyor (Evham burada olumsuz anlamda değil, üzerine çok düşünme, sorgulama anlamında). Bu yönetmenler ahlaki meseleleri önemseyen ve filmlerinde bu konular üzerine tefekküre çağıran isimlermiş.
Bunu öğrendikten sonra özellikle bu konuya dair sorularla filmi izledim ve hak verdim.
Birincisi film, peşine düştüğü soruların cevabını vermiyor. Cevap vermeyen filmler (eğer yönetmen gerizekalı değilse) cevap üzerine düşünmeye çağıran filmlerdir. Yani evhamını yapar.
Bana göre bu film "insanın seçimleri ve sonuçları" meselesini sorguluyordu. Ve elbette cevap vermiyor, sadece gösteriyordu.
Veronikaları ayrı ayrı inceleyince ortak noktaları kendini gösterdi. Aynı sezgileri paylaşıyorlar, İkisi de sanatçı ve ikisi de kalp hastası. Ve sağlıkları için ya sanatı seçeçekler ya da hayatı.
Birinci Veronika (Polonyadaki):
Hayatı bırakıp sanatı seçiyor ve sanatını icra ederken ölüyor. (Göreceli olsa da) Seçim olumlu, sonuç olumsuz.
İkinci Veronika (Fransadaki):
Sanatı bırakıp hayatı seçiyor. Seçim olumsuz, sonuç olumlu. Bu da göreceli.
Önemli bir ayrıntı da İkinci Veronikaya daha fazla zaman ayrılması.
Niye? Bir hayvanın, ağzındaki yemeği yutmayıp devamlı çiğnemesi (geviş) gibi bazen olumsuz düşüncelerimiz bir türlü karara bağlanamadan dolanır durur (sanırım buna psikolojide ruminasyon deniyormuş emin değilim.)
Birinci Veronika seçimlerini çabuk yapan biri. Kuklacının hikayesindeki "elini ocakta yakan" Veronika. Bu yüzden onun hikayesi daha kısa sürüyor. Bu Veronikanın sevdiğinin arkasından koşmasını, ikincinin sevdiğini arkasından koşturmasını, çabuk ve zor karar veren yapılarını gösteren bir ayrıntı olarak gördüm.
İkinci Veronika yukarıda bahsettiğim ruminasyon sürecini yaşıyor gibiydi. Ve bu da elini ocağa sokmaktan son anda vaz geçen Veronika. Bu yüzden hikayesi daha uzun sürüyor.
Tüm bunların ötesinde yatan soru'nun şu olduğunu düşünüyorum.
"Hangi Veronika'nın seçimi doğruydu?" Cevap: yok. Üzerine düşün! Sanırım ahlaki evham bu oluyor.