[Anket] En Dayanıklı

Akainu, tamamen Mutlak Adalet adına yaşayan bir kişidir. Kendi adalet anlayışını uygulama pahasına her şeyi yapabilir. Sert, ölü, ciddi ve acımasız bir tavrı olduğu için Amiraller içinde en gaddar olanıdır. Bu özelliklerine rağmen, Akainu'da Eustass Kid gibi kendini durdurabilmektedir. Karasakal Korsanları ile yapılmış olan sözde anlaşmayı yapmaya kendi gitmiştir. Akainu'da tüm tayfasını alıp kaçan Teach'in peşine düşmemiştir.
Başarısızlığa tahammülü yoktur. Ohara Olayları'n da Mutlak Adalet adına olayla ilgisi olmayan bir gemi dolusu sivil insanı acımadan öldürmüştür. Akainu'nun bunu yaparken ki mantığı hata yapma olasılığı üstünedir. Gemiyi yok ettikten sonra ''Bir işi yapıyorsan tam yapacaksın.'' demiştir. Bu herif çıkarları için yalan söylemek ve adam öldürmekten kaçınmaz. Kesinlikle tölerans göstermez. Adalet uğruna ailesi ya da sevdiği birisini öldürebilir. Coby, savaşı durdurmaya çalışınca onun bile üzerine yürümüştür. Sevmediği şeylere karşı kesinlikle hoşgörü göstermez. Ölmekten korkup savaştan kaçmaya çalışan bir askeri gözünün yaşına bakmadan eritmiştir. Akainu, adalet için savaşmayanların Denizci sayılmadığını açıkça söylemiştir.
Akainu, savunduğu adaleti uğruna Usopp'tan bile daha iyi yalan söyleyebilir. ok iyi taklit yapar ve gerçek yüzünü göstermeden karşısındakine sempatik biriymiş gibi bir his uyandırır. Sengoku'nun mükemmel planı uğruna Beyazsakal'ın adamlarından sayılan Squardo'yu kandırmıştır. Bunun dışında Ace'in kaçmasını engellemek için Beyazsakal hakkında kötü konuşarak onu kışkırtmasını da örnek verebiliriz. Yaptığı şeylerden dolayı asla yüzü kızarmaz. Amacına ulaşabildiği sürece kimseyi umursamaz. Ancak saygı namına içinde bir kaç parça şey kalmıştır. Garp ve Beyazsakal'ın büyük efsaneler olduğunu düşünmektedir.
Sengoku dünyaya Luffy'nin Dragon'un oğlu olduğunu duyurmandan önce Akainu'nun bu bilgiden zaten haberi vardı. Yinede bu bilginin başka yüksek Denizciler tarafından bilinip bilinmediği bilinmemektedir. Akainu'ya göre Luffy köyünde sessiz sakin oturuyor olsa bile sırf Dragon'un oğlu olduğu için öldürülmesi gerekmektedir. Akainu bu konuda çok ciddidir. Hatta en başından beri Ace ve Luffy'i öldüreceğini söylerken doğru söylemektedir. Ace'i hacamat ettikten sonra kişisel olarak Luffy'nin peşine düşmüştür. Hatta Teach, Marineford'u yıkarken bunu bile umursamadan takibe devam etmiştir.
Bunların haricinde Akainu melek gibi bir insandır. Boş zamanlarında çiçekle böcekle uğraşmaktadır. En son kişisel servetinden Deniz Feneri Derneği'ne büyük bir bağış yapmıştır, ancak dernek paraları hortumlayınca, dağ olmayan İstanbul'da volkan patlamıştır. Masum vatandaşların zarar görmediği olayın derin detayları için Vakit ya da Zaman gazetelerinin arşivlerine bakabilirsiniz.

[video=youtube;iC8Re4yYClo]http://www.youtube.com/watch?v=iC8Re4yYClo[/video]

Aokiji, kaygısız ve neredeyse hiç birşeye şaşırmayan birisidir. Kendi izlediği yolun ''Tembel Adalet'' olduğunu söylemiştir. Bu özelliği yüzünden bazı diğer yüksek rütbeli Denizciler, onun bu pozisyonu hak etmediğini düşünmektedir. İnsanlara değer verir. Long Ring Long Land Adası'n da bulunan gemi kazazedelerine yardım eli uzatmıştır. Arkadaşı Akainu'nun aksine Aokiji'nin bir onur duygusu vardır. Luffy, kendisine teke tek dövüş teklif ettiğinde diğer tayfa üyelerine saldırmamıştır.
Aokiji'nin ahlak durumu net olarak bilinmemekle birlikte Ahlak Adaleti'ni desteklediği düşünülmektedir. Ohara Olayı sırasında Akainu'nun yaptığı hareketten tiksinti duymuş ve ona aptal demiştir. Ahlak Adaleti'ni destekleyen biri olsa bile Denizciler'in emrine amadedir. Ohara Olayları'n da Jaguar D. Saul'u dondurmuş ve Marineford Savaşı sırasında Luffy ve Beyazsakal'a saldırmıştır. Görevini yaparken ki rahat tavrı onu Kizaru'ya benzetir. Bu rahatlığı ürkütücü görünmesine neden olmaktadır. Ayrıca Smoker ile çok yakın arkadaştır.

Garp Luffy'den biraz daha düşünceye önem veriyor olsada temel olarak torunuyla aynı zeka düzeyine sahiptir. Bahane üretmeyi ve birini yumruklamayı çok sever. Birine birşeyleri zorla yaptırmak hobileri arasındadır. Garp'ın da kendine has bir gülüş şekli vardır (Bwa ya da Wa).
Garp düşünce bakımından gerçekten garip birisidir. Örneğin kapıdan girmek yerine duvarı yıkarak girmenin daha karizmatik olduğunu düşünmektedir. Ama olaydan sonra askerlerinden duvarı tamir etmelerini istemiştir. Torunları gibi aşırı sevdiği diğer şeyde yemek yemektir. Ayrıcada çok umursamazdır. Morgan, Garp'ı baltayla yaraladıktan sonra tüm askerleri onun öldüğünü sanmıştır. Ancak Garp o sırada uyumaktadır ve yaraya bakınca ne olduğunu anlamıştır.
Garp narkolepsi belirtileri göstermiş birisidir. Post-Enies Lobby Arc.'ta Luffy'i döverken aniden uyumuştur. Tesadüfen tam o anda Luffy'de uyumuştur. Bu olay tüm ailede narkolepsi olabileceğini düşündürmüştür. Üvey bir torun olmasına rağmen Arabasta Arc.'te Ace'te yemeğin ortasında uyumuştur.

[video=youtube;uNCsVxCqRR0]http://www.youtube.com/watch?v=uNCsVxCqRR0[/video]

Gençliğinde neşeli ve kaygısız biri olduğu gösterilmiştir. Beyazsakal yoldaşlarının aksine en büyük hazinenin bir aile olduğuna inanmış ve hep bu yolda ilerlemiştir.
İtibarına, önsezisine, gücüne ve saltanatına güvenen korkusuz bir adamdır. Nasihat ve tavsiye dinlemekten nefret eder. Bu onu çok sinirlendirir. Ancak sonralardan çok düşünceli olduğu görülmüştür. Yaptığı hareketler her ne kadar kabadayılık ve düşüncesizlik gibi görünsede aslında sağlam nedenleri vardır. Egoist biri gibi görünsede yaptıkları genelde ailesini korumak içindir. Beyazsakal, gençlerin geleceğin anahtarı olduğuna inanan bir adamdır ve hayatını bu yüzden feda etmiştir.
Geçmiş hakkında konuşmaktan çok zevk alır. Mesela Shanks ile olan konuşmasında 22 yıl önce yapılan savaşlardan ve Buggy'den bahsetmiştir. İnsanları gözünde çocuk gibi görür. Shanks ve Amiral Aokiji onun gözünde hala küçük çocuklardır.
Çabuk sinirlenen bir adamdır. Ancak kaliteli içki ile geri yatıştırması kolaydır. Bağıra çağıra konuşan biri olsada içtiği zamanlar çok sakindir. Shanks, Shiki ve Roger ile olan sohbetlerinde bu açıkça görülmüştür. Yine de korsanların birbirlerine güvenmemesi gerektiğine inanır.
Kendi hayat felsefesi vardır. Yaptığı hiç birşeyden pişmanlık duymaz. Bağışlayıcı birisidir. Kendi adamı Squardo ona kılıç sapladığında, bunun nedenini öğrenmiş sonrada Squardo'ya sarılmıştır.
Beyazsakal'ın ayırt edici bir özelliğide ahlaki standartlara olan bağlılığıdır. Tayfasından birini öldüreni asla bağışlamaz. Ahlaki değerlere sahip olmadan yaşanılamayacağını düşünür. Onun gibi ahlaka önem veren bir adamın gemisinde ki tek ahlaksız kişi Karasakal'dır. Tayfasına çok önem verir. Ace yakalandığı zaman hiç tereddüt etmeden Dünya Hükümeti'ne savaş açmıştır. Pişmanlık duymayan birisi olsa da Karasakal'ın Ace'i yenebileceğini bilerek onun peşine düşmesine izin verdiğine pişman olmuştur

Marco, sabırlı, sakin ve yumuşak huylu bir adam gibi görünmektedir. Tayfasını önemser. Shanks gemilerine çıktığında yapacağı hareketi bildiğinden zayıf üyeleri içeriye doğru yönlendirmiştir. Alaycı bir tavrı olsada yeri geldiğinde ciddi olabilir. Kizaru ile yaptığı ufak düelloda bu açıkça görülmüştür.
Marco, yeteneği olan kişileri övmeyi sever. Örneğin Luffy'i hiç görmediği halde yeteneklerinden etkilendiğini göstermiştir. Ayrıca, Luffy'e kaptanını koruduğu için ayrıca sempati duymaktadır.

[video=youtube;oDwNGzu0oAQ]http://www.youtube.com/watch?v=oDwNGzu0oAQ[/video]

Jozu huysuz ve sessiz bir adamdır. Tayfa üyelerini önemser. Mihawk'tan gelen saldırıyı zorlanmadan durdurmuş ve attığı çığlıkla tam bir savaşçı olduğunu belli etmiştir. Korkusuz bir adamdır. Crocodile gibi korkulan birine çekinmeden saldırıp yere yıkmıştır. Tıpkı diğer komutan ve tayfa üyeleri gibi Beyazsakal'a ölümüne sadıktır.