Eiichiro Oda ve editörleriyle One Piece dergisinin 3 cildinde yapılan röportaj ile ilgili olarak bir Podcast yapmışlar. Bahsi geçen röportaj için
buraya tıklayabilirsiniz.
Reddit'te paylaşılmış olan yazı Podcast'in yazıya dökülmüş hali. Onu da
buraya bırakıyorum. Podcast için ise
buraya tıklayabilirsiniz.
Romance Dawn'ın ikinci versiyonuna(1996) kadar olan ilk editör Kushima
- Oda, aylık Shonen Jump çalışanları ile irtibat halindeydi ve aylık çıkan dergide değil haftalık çıkan dergide olduğunu söylemesi konusunda bir tür hata yaşanmıştı.
- Bir yılın ardından üniversiteyi bırakıp pro olmak için Tokyo'ta taşınan oda ilk editörü olan Kushima ile çalışıyordu. Oda, hiçbir zaman taslakları kabul etmediği için zorlu olduğunu anımsıyormuş.
- 1993'ten 1994'e kadar, Oda'nın hiçbir çalışmasının yayınlanmadığı bir yıl varmış. Gün yüzüne çıkmayan bir çok hikaye bulunuyormuş.
- Oda, Tokyo'ya kendisine aşırı derecede güvenerek taşınmış ve Kushima'nın sürekli hata bulması ya da düzeltmeler yapması onu çok şaşırtmış.
Oda: Bu adam, çalışmalarımı eleştirip duruyor, eleştirecek o kadar çok şeyi var ki. Tokyo'ya yeteneğime çok güvendiğim için gelmiştim ve Shonen Jump'a inanılmaz bir şekilde güvenmediğim bir şeyle çıkmayacaktım. Yaptıklarımla ilgili herhangi birinin bir problem bulacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. Bu tür bir durumun yaşandığı zaman anında deliriyordum, fakat işin aslı, söylediklerinde haksız değildi. Başlangıçta, her daim gittiğim yolun doğru olduğunu varsaymıştım. Ancak daha sonra ne kadar hatalı olduğumu fark ettim.
Editörler toplantı yapacaktı ve Oda, Kushima'dan diğer editörlerin de onun çalışmasına bakmasını istedi. Bu tür düzenlemeleri yalnızca Kushima'nın yapacağına inanmış olsa da bu sadece bir fikirden ibaretti. Zira diğer editörler de Kushima ile aynı şeyleri yaptı.
Oda: Bu yüzden özür dilemem gerekiyor. İlk defa sen haklıydın. Fakat bir türlü olmuyordu. Beğeniliyordum. "Çalışmamı neden kabul etmiyorlar" diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Kushima: En başından beri Oda'nın farklı olduğunu biliyordum. Çaylak mangakaların kabul edilmesi için bir çizginin çekildiğinden emin oldum. Oradasın, evet bu muhtemelen yeteri kadar iyi... Oda'nın o çizgiye ulaştığı andan itibaren onun çalışmalarını bilerek reddettim. Bir diğer deyişle, diğer insanların aksine onun için bu çizgiyi daha da yukarı taşıdım... Daha iyi bir sanatçı olan kişilerin yaptıkları ilk seri genellikle 10 hafta içinde sona eriyordu. Bunun sebebi daha iyi bir sanatçı olan kişilerin, kendilerine olan güvenlerinin artması ve editörlerinin sözlerini daha az dinlemeye meyletmeleriydi... Oda'nın durumunda ise, o çocukluğundan beri korsan, büyücü ya da ninjaların olduğu bir manga çizmeyi düşünüyordu... Onun, yayınlatmak istediği manga konusunda inanılmaz derecede bir saplantısı vardı ve ben, "Bunu yapması ve serisinin iptal edilmesi halinde bir başka manga çizebilir miydi?" diye düşündüm ve kendi kendime bunun olmasına müsaade edemeyeceğimi söyledim. İlk mangası mutlaka başarılı olmalıydı.
Oda: ...Başarısız olana dek neden başarısız olduğumu anlayamıyordum. Fakat bunun sayesinde inşa etmem gereken birçok temelin olduğunu hissetmeye başladım. Tüm bu tecrübeleri henüz One Piece'i çizmeye başlamadan önce edinmiştim. Bu her ne kadar oldukça yıldırıcı olsa da Kushima-san sayesinde oldu.
Moderatör: Birebir görüşmeleriniz nasıldı?
Kushima: Onun yanındayken o hali hazırda Jump'ta çalışan biriymiş gibi gergin hissediyorum. Sözlerim oldukça netti. Örneğin, "dağ"dan bahsettiğin zaman Fuji dağı ve Takao dağı(çok daha küçük bir dağ) arasında oldukça büyük bir fark oluyordu. Bu sebeple yalnızca dağ demen halinde, ikisinin de algılanma ihtimali bulunuyordu. İşte onunlayken bu derece spesifik konuşmam gerekiyordu.
Oda: Hatırladığım kadarıyla Kushima'nın en sık söylediği şey karakter dizaynıydı. Fakat bu bir türlü kafamda oturmuyordu. O zamanlar benim düşüncem, "Bunu yapmama gerek yok." şeklindeydi. Tek sayılık mangalar ve serileştirme birbirinden farklı şeyler. Tek sayılık mangalar, her karakterin ön planda olması gerekmeyen filmlere benziyordu... Hikaye iyi olduğu sürece, tek sayılık manga da iyi olacaktı. Fakat bu mantıkla ilerleyerek yazdığım hikayeler sürekli reddedildi. Kushima, bunun sebebinin karakterlerimin olmaması olduğunu söyleyip durdu. Bunlar gerçek karakterler değildi. Ayrıca sürekli kız karakter çizimlerinin tatlı olmadığını söylüyordu. Her şey beni deli ediyordu.
Kushima: Ona çok sayıda tek sayılık manga çizdirmemin sebeplerinden birisi de ona birçok farklı karakter çizdirmek istememdi. Çizmeye devam ettikçe daha fazla karakter ortaya çıkıyordu. Tabiri caizse ondan çizdiklerini stoklamasını istiyordum. Tüm bu fikirlerin aklına gelmesini sağlamaya çalışıyordum.
Oda: Bu bana oldukça yardımcı oldu. Şimdi bunun ne kadar önemli olduğunu anlasam da o zamanlar umrumda olan tek şey çeyrek dönemde bir çıkan dergiler için tek sayılık manga çizmekti.
Kushima: Monsters(1994) ve Romance Dawn'ın(1996, ilk versiyonu) yayınlanması arasında neredeyse iki yıllık bir boşluk vardı. Tüm bu zaman içerisinde onu çizdirtiyor ve birçok farklı stüdyoda asistan olarak çalıştırıyordum.
- Mangaka olmayı hedefleyen tanıdığı kişilerin genellikle ilk olarak üniversiteden mezun olduklarını bildiği halde bir yılın ardından üniversiteden ayrıldığı için gittiği her yerde oraya giden en genç kişi oldu.
- Oda nereye gitse herkes "o çok genç" şeklinde tepkilerle karşılaştı. Herkes ona iyi bir şekilde davrandı ve Oda'yı "ortalıkta dolaşan küçük tatlı bir çocuk" olarak gördü.
Oda, manga asistanlarının böylesine inanılmaz bir iş yaptıklarını bilmiyordu.
Oda: Senin bakış açısından baktığımız zaman, kabul etmeliyim ki daha genç biriyken "Bu bok gibi. Bu sıkıcı. Bu çok zor." gibi şeyler söyleyen ya çok dürüst ya da çok kaba biriymişim.
Oda, yaptığı birçok işin içerisinde gözden kaçan birçok şey olduğunu düşünmüş. Öyle ki her hafta seyrettiği bir drama dizisi, çalışmaları ile çakışıyordu.
"Diziyi izlemek istiyorum, hikayemi izlemek istiyorum." ve patronu "Pekala, bu süreyi mola ve yemek süresi olarak kullanacağız." demişti.
Bir başka sefer, AM radyo Oda'nın pek ilgisini çekmiyordu ve Tokuhiro-sensei onu çalıyordu. Oda, "hey, neden FM dinlemiyorsun?" diye sorardı. Tokuhiro ise bunu sorun etmeyerek arada bir dinleyebileceklerini söyledi.
Kushima, Oda'yı farklı stüdyolara gönderdikten sonra, her bir stüdyonun tutumlarında değişiklikler fark etti.
Oda, Tokuhiro ile çalışırken işin kolayına kaçmadan dakikliğin ne kadar önemli olduğunu öğrendi. Oda, kıyafetlerin detaylarına pek fazla önem vermese de daha sonra önem vermeye başladı ve giyim ile modanın, karakterlerine neler kattığını kendi gözleriyle gördü.
Oda: İşin kolayına kaçmamak, süreci daha eğlenceli bir hale getirdi. Birçok temel içime işledi.
Kushima, Oda'nın haftalık manga yayınlama sürecini görmesini istedi ve Oda'yı komedi ve drama türünden hoşlandığı için bu konularda çizim yapan iki farklı kişiye gönderdi.
Bu stüdyolar ile çalışırken Oda hala kendi taslaklarını gönderse de bu taslaklar onay almıyordu.
Oda: Diğer yeni mangakaların tek sayılık mangalarını okuduktan sonra, "E benimkiler çok daha güzel, öyleyse neden böyle oluyor?"...(diyormuş) O sıralar aklımdan geçen tek şey neden kabul etmedikleriydi. Fakat bu yanıtların ardında sevgi yattığını görebiliyordum. Bu yüzden senden tastamam nefret etmedim (Kushima'dan)
İnsanlar, Oda'yı aklından geçeni söyleyen bir insan olarak görüyormuş. One Piece'ten önce iki farklı tek sayılık Romance Dawn varmış. İlk Romance Dawn'ın kabul edildiği dönemde ilk editör değişimi yapılmış.
Oda: Benim tek sayılık mangalarım seçilmiyordu. Ve diğer insanlar profesyonel olarak sahne alıyordu. Bu oldukça sinir bozucuydu ve bir karar verdim. Uzun bir süredir korsan fikrine sahiptim ve sonunda çizecektim. "Aile yadigarı bir kılıç" (elindeki kozu) çizdim. Sonunda yapmıştım ve böylelikle Romance Dawn ortaya çıktı. Kushima-san ile birlikte dünya görüşü konusunda temel fikirler üzerine çalıştım. İlk başta yalnızca Lastik meyvesi vardı. Kushima-san bunun hali hazırda olduğunu düşündü ve bunu Lastik Lastik meyvesi olarak değiştirdi.
- Çaylak bir mangakanın haftalık dergide sahne alması bir mucizeydi, tek sayılık mangalar yalnızca dergide yer ala bir mangakanın ara alması ya da hasta olması gibi durumlarda mümkün oluyordu.
- İlk Romance Dawn'da, Shanks vardı ve Oda, serileştirildiği zaman Shanks'ın önemli biri olacağının farkındaydı. Fakat, Shanks'ı Romance Dawn'ın ikinci versiyonunda göstermek istemedi.
- Ayrıca, bu sıralarda Oda'nın editörü Takanori Asada oldu.
Oda: Shanks, bu hikayeyi serileştirmeye bırakmak istedim fakat haftalık dergide (tek sayılık manga olarak muhtemelen) yayınlatma konusunda pek emin değildim ve ilk başta koymak da istemedim. Luffy'i, lastik adam olarak ortaya atacaktık fakat Shanks'ın hikayesini Jump okuyucularından saklamak istedim. Daha sonra çizeceğim bir şeyi çizmek istemedim.
Moderatör: Ve nihayetinde One Piece serileştirilmeye başladı... Bu noktada neler hissediyordun?
Oda: O sıralar tek düşünebildiğim seriyi nasıl ayakta tutacağımdı. Sadece 10 hafta var. Bu garanti olan kısım. Bir prensibim vardı. Bu süre dilimi içinde en az üç defa okuyucuların bunun iyi olduğunu söylemesine ihtiyacım vardı. Buna odaklanmıştım. Birinci sırayı almak alımın ucundan dahi geçmedi. İlk sırayı almak, serinin ayakta kalacağı anlamına gelmiyordu. Oldukça korkuyordum... Bunu daha iyi yapmalıyım, daha iyi.
One Piece'in 2., toplamda ise 3. editör olan Takahiro Habuta
Habuta: Manganın popülerliği oldukça sağlamdı. Anime başladıktan sonra akıllarda bir sonraki adımın ne olduğu vardı. Oda, ilerleyecek yeni bir hedef istedi. Her yıl One Piece için film yapıyorlardı, peki ya sırada ne var? Bundan sonra ne olacak?
Bunun cevabı One Piece oyuncaklarına ve eşyalarına ve figürlerine daha fazla bakmaktan geçiyordu. Oda ve Habuta, One Piece'in ilk figürlerinden etkilenmiş ve heyecanlanmışlardı.
Oda: Asada(2. Editör) ile manga üzerine çalıştığım ilk zamanlar tek istediğim şey ayakta kalabilmekti. Editörüm Habuta olur olmaz medya projeleri ön plana çıkmaya başladı. Tüm bu fikir ve teklifler, bana her bir editörün One Piece üzerinde farklı bir gelişime yol açtığını fark etmemi sağladı.
Moderatör: Haftalık görüşmeler esnasında mangan ile ilgili olarak herhangi bir değişiklik var mıydı?
Oda, değişikliklerin olduğunu söyledi fakat bir noktadan sonra yalnızca telefon üzerinden görüştüler. Telefonla konuşurken Oda, çizim yapmaya ve ayrıntıları eklemeye devam edebilirdi. Oda, telefonla konuşmanın, yüz yüze görüşmekten daha uzun sürdüğü zamanlar olduğun söylüyor. Oda, telefon görüşmelerini oldukça ciddiye aldığını ve görüşme sırasında ilk olarak bu hafta seni güldüren bir şeyin ne olduğunu sorduğunu söylüyor.
İlerleyen zamanlarda gelen editörler de Oda'ya komik bir şey söyleme konusunda bilgilendirildiler.
Habuta: Oda ile ilk tanıştığım zaman, ondan büyük olmamın üzerinde oldukça fazla durmuştu. Bana, "Oda-sensei değil, Oda-kun" dememi söylerdi.
- Foxy'nin çıkmasıyla birlikte Daisuke Watanabe One Piece'in 3., toplamda 4. editör oldu.
- Asada mangayı geliştirirken, Habuta medyayı dahil ediyordu.
- Oda'nın editörlerinin sürekli değiştiği bir dönem oldu. 4 yıl içinde 3 farklı editör değişti. Oda, en azından 2-3 yıl boyunca çalışabileceği birini istiyordu.
One Piece'in 6., toplamda 7. editör Akira Jean-Baptiste Hattori
Hattori, Thriller Bark'ın sonlarına doğru editördü. 3. editör, Daisuke Watanabe yaklaşık iki yıl boyunca editör olmuştu. 4. editör olan Naoki Kawashima ve 5. editör olan Kohei Onishi birer yıl sürmüştü. Oda, sabit bir editörünün olmamasından şikayetçiydi ve şikayetlerin ardından editörü Hattori olmuştu.
Hattori: O sıralar hali hazırda canavar gibi bir mangaydı.
Oda: O zamanlar, kadınların adası olan Amazon Lily'de olduğumuz için mükemmel bir zamanlamaydı. Onun, orada olması oldukça yerindeydi.
Hattori: Hey hey hey
Oda: Bu tür şeyleri okuyucularımın zevk alması için çiziyorum. Ve elbette ilk okuyucum editör oluyor. Bu yüzden ilk adım, bir sonraki bölümden editörün zevk almasını sağlamak. Bu sebeple bazen manga, editörün beğenisine göre değişebiliyor. Bu yüzden biraz daha fazla açık çizdiğim zaman bu Hattori'nin hoşuna itmişti. İşe yaradı demek diye düşünüyordum. Bu sebeple belki de biraz fan servise kaçmıştım... Niyetim bu değildi. Bu sebeple böyle bir şey olduysa, bunun sebebi editörün kadınlardan hoşlanması.
Oda ile yemekli bir görüşmenin ardından stüdyoya geri döndükleri zaman Hattori, One Piece'in ne olduğu konusunda bir ders almıştı.
Hattori: Yemeyi bitirdikten sonra, stüdyoya geri döndük. İşte o zaman dersimi aldım. "One piece böyle, bu şekilde işliyor." Mangada yer alan hikayeler, içerikler, alt planlar... One Piece dünyası bu şekilde dönüyor. Seriye bu şekilde bakıyorum. Çocukların sevdiği şey de bu. Bu tür şeyler yapmamız halinde oldukça iyi bir geri dönüş alıyoruz. One Piece'in şu anki durumu bu. Perdelerin ardında ihtiyacımız olan ürün bu. Oda, bana One Piece'in ne olduğu konusunda tam anlamıyla bir ders verdi. Ve ben, hayatımda hiç bu kadar zeki birini görmemiştim diye düşündüm.
Marineford'un ardından Oda 4 hafta ara verdi. Marineford sırasında Oda aynı zamanda Strong World filmiyle ilgileniyordu.
- Oda, anime ve filmlerle ilgilenmekten kurtulunca oldukça mutlu olmuştu. Fakat filmler eskimeye başladığı zaman yeteri kadar iyi sonuç alınamıyordu.
- Oda, filmlerin bir reklam aracı olarak önemli olduğunu düşündü ve anime ya da filmlerin sonlanması halinde bunun One piece mangasını kötü bir imaj getireceği konusunda endişeleniyordu. Bu "başarısızlık zinciri"nin meydana gelmesini ve bunun mangayı etkilemesini istemedi.
- Oda'nın üstleri, Oda'ya ara almaması için yalvarıyormuş.
Hattori: Oda'nın sıkı çalışması sayesinde filmler başarılı oldu. Bu, One Piece'in ayrı bir seviyeye çıktığı döneme tekabül ediyor. Hali hazırda en üst sırada olan bir seriydi fakat o noktada ayrı bir patlama oldu. Bu yaşanırken serinin editörü olmak benim için bir şerefti.
- 4 haftalık aranın ardından Yeni Dünya başladı. Hattori medya editörü oldu ve Takeru Isaka isimli yeni bir manga editörü getirildi.
- Oda, Strong World ile yakaladığı başarının ardından sağlam bir şöhret kazandığı için ara almasına izin verildi.
Hattori: Başarıyı devam ettirme konusunda çaresizdim. Medya işlerini büyütmek ve proje bağlantıları oluşturmak için elimizden gelen her şeyi yapardık... Oda-san'ın sadece mangaya odaklanmasını istedim. Bunu Isaka'ya söylediğime eminim. Medya kısmıyla biz ilgilenecek, yalnızca aşırı önemli bir durum olması halinde Oda'ya gidecektik.
Oda: İşte bu tür bir kişinin editörün olmasını istersin. Zira manga işleriyle oldukça meşgul oluyordum.
- Oda'nın bir aile kurması, Robin'in ailesini çizme konusunda ona yardımcı oldu.
- Bir aileye sahip olmadan önce bunu çizmeyi deneseydi yalnızca ebeveynleri ve kendisinden oluşan bir aileye sahip olması sebebiyle bundan utanırdı.
- Fakat evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra, aile bağlarını daha iyi bir şekilde anladı ve aile hikayeleri çizmek çok daha doğal bir hale geldi.
Hattori: One Piece için oldukça önemli bir dönüm noktası olan Marineford sırasında editör olmak harikaydı. O zamanlar bunu ne anlamış ne de hissedebilmiştim. İyiydi fakat o kadar iyi miydi?
Oda: Ne demek istediğini ben de aynı şekilde hissettiğim için anlıyorum.
Hattori: Bir keresinde mangayı düzenleme görevimden alınmış ve Marineford ile ilgili her şeyi baştan okuma görevine verilmiştim ve bunun müthiş olduğunu görmüştüm.
Oda: Evet. ben de. Geriye dönüp tekrar okuduğun zaman "evet, bu iyi" diyorsun. Çizim yaptığın zaman her daim okuyucuların ne tür bir tepki vereceklerini hayal ediyorsun. Okuyucuların tepkilerinin beklediğinden daha iyi olması biraz korkutucu. Eğer okuyucuların tepkisi hayal ettiğinin de ötesindeyse, sürekli üzerinde durduğun için manganın geri dönüşü konusunda yeteri kadar kontrole sahip değilsin demektir... Okuyucuların düşünmesini istediğim şey bu, onların ilginç bulmasını istediğim şey bu, ve serinin bu noktasında hissetmelerini istediğim şey bu. Bu yüzden, bunu kontrol edememek korkutucu olabiliyor. Bu sebeple, Marineford korkutucu şeyler silsilesiydi.
One Piece'in 8., toplamda 9. editör Sugita
Sugita: Geçmişime dair en iyi şeylerden biri hali hazırda 7 ya da 8 yaşımdan beri bir One Piece okuyucusu olmamdı. Ben de bu serinin hayran kitlesinde yer alan bir başka çocuktum. Bu sebeple bir okuyucu gibi hissediyordum. Bir haran olarak mı yoksa bir profesyonel olarak mı konuşmam gerektiğini bilemiyordum.
Oda: Sugita'nın olayı "reaksiyon kazanma" adı verilen bir şeydi. Reaksiyon uzmanları, ortaya ne koyarlarsa koysunlar her daim inanılmaz reaksiyon alırlardı. Manga ile arasında iyi bir reaksiyon vardı. Mangayı okuyor olması oldukça iyi çünkü ondan birçok geri bildirim alabiliyordum. Eminim birçok arkadaşa sahipsindir.
Sugita: Editör departmanına dahil olduğumdan beri beni pek çağırmıyorlar... One Piece mangasını aklımdan çıkartamadığım için bu dönemde birkaç arkadaşımı kaybetmiş olabilirim. Fakat bu esnada işimle ilgili birçok şey öğreniyordum.