Dünyada huzur hiçbir zaman olmadı zaten. Her ülkenin bir bölgesinde sürekli sorunlar olmuş, halk hep ayaklanmıştır. Sonuçta her insanı memnun etmenin yolu yok ve her insan aynı ideolojiyi paylaşmıyor. O yüzden huzur ortamını görmemiz bana göre imkânsız.
Başlayan her akım, zamanla azalır, ancak yok olmaz. Farklı bir şekle bürünür, ancak temel dinamikleri hemen hemen aynıdır. Demokrasinin durumu biraz karışık. Tüm halka eşit oy hakkı verebilmek için, halkın temel bilgi düzeyi eşit olmalıdır. Aysun Kayacı zamanında "Dağdaki çobanla benim oyum bir değil" demişti. Bana göre bu laf kısmen doğru. Çünkü insanlar neye oy verdiklerini ya da verdikleri oyun nelere yol açabileceğini bilmiyor. Küçük yerlerde yaşayan insanların kısıt algıları düşük olur, bu yüzden kömür, makarna ya da farklı bir yardım yapan kuruma oylarını verirler. Bunun olmasının en büyük sebebi Köy Enstitüleri'nin kapatılmasıdır. O kurum kapanınca, kırsal kesimde yaşayan insanların dünya görüşleri de daraldı. Demokrasinin ayaklarının yere basabilmesi için öncelikle Köy Enstitüleri benzeri bir kurum oluşturup, en uzak dağdaki köye bile gönderilmelidir. Hem öğretmen atamaları yapılır, hem de halk bilinçlenir. Dağdaki çobanla, iyi eğitim görmüş birinin oylarının bir olabilmesi için, çobanın en azından siyasal terminolojileri bilmesi gerekir bana göre.