@amaneden hakkını yemeyeyim şimdi. Teşekkür ederim analiz için.
@amaneden hakkını yemeyeyim şimdi. Teşekkür ederim analiz için.
Çok güzel bir analizdi. O kadar ki bir ara ne anlattığını anlayamamaya başladım. Bu kadar bilgi fazla geldi.Selamlar. Kafam pek yerinde değil. Uyuyamadım, ben uyuduktan bir süre sonra bölüm çıkmış. Umarım analiz bir şeye benzer de tatmin olursunuz.
Bölüm adı da bir değişik, bir güzelmiş. Bölümü de Tarantino'ya mı çektirsek? Once Upon a Time... in Hollywood filmi 30 Ağustos'ta çıkıyormuş Japonya'da. Tuhaf bir şekilde Google da şöyle sonuç verdi bana:
Neyse, ben de bekliyordum filmi.
Bu arada bölümün gerçek anlamı şöyleymiş. A Fox of Seven Disguises, "Seven-Time Fox" diye popüler bir Kyoto rakugosu varmış. Hikâyede kiroku ve Seihachi adında iki kişinin, Ise tapınağına giderken yanlışlıkla bir tilki ruhunu irrite etmeleri anlatılıyormuş. Tilki de öfkelenip yedi defa şekil değiştirip bunlarla kafa bulup, onlara işkence ediyormuş. Mangastrem "a fox of a single disguise" diye çevirmiş. Tek dönüşümlü tilki gibi bir anlamı var.
Bege'ler bir korsan ekibini rencide edip çökertmişler. Bege elinde bir harita tutuyor. Bu harita Thriller Bark'ın nerede olduğunu gösteriyor %99 ihtimalle. Grand Line yazıyor olması hoş. Bege'ler direkt adamların gemisine çökmüşler ve gemi de büyük duruyor. Bu durumda 25 numaralı tartımız geride kalıyor olabilir, üzücü.
Şu da niyeyse Aokiji'nin giyim tarzını anımsattı.
Kamuran'a artık Kamuran demeyi bırakıyorum. Bölüm Hiyori ile Kawamatsu'nun 13 yıl önceki ayrılıklarından başlıyor. Kappamız epey üzgün zira Hiyori daha önce yapılan açıklamalarda da gördüğümz üzere Kawamatsu onun için ölmesin diye onu bırakıp gitmiş. Ben Hiyori'nin yalancısıyım, bana bakmayın. Ardından Kawamatsu güya kılık değiştirmiş, Raizo'nun Udon'da kafasına geçirdiği mendil türevi şeyi geçirdikten sonra dere tepe düz gitmiş ve her yerde prensesi arayıp durmuş. Kâh karışık hamamlarda dolanmış kâh başkentte takılmış kâh çorak topraklarda. Oda her zamanki gibi yağmuru çok güzel çizmiş lakin şu kısmı daha da bir beğendim. Şehirden fabrikalara bir geçiş var. İki boyutlu bir oyunu da andırıyor, Zenginlikten çoraklığa geçiş. Tek karede Wano'nun geçmişi, bugünü, yarını.
Tanıdık tiplere girmiyorum hiç. Onu bir ben bir de Arthur umursuyor zaten.
Yalnız reyizin sopasına selam olsun.
Aha bu da Tokijiro'nun babası.
Sahne günümüze geçiyor. Zoro efendi Ringo'da Gyukimaru'nun peşinde. Yaralı olmasına rağmen pes etmek nedir bilmeyen şerefsizin teki diyor Zoro. Zoro kan izlerini takip etsem kâfi derken bir şey fark ediyor. Bu salak kaybolmuyor muydu? Ben mi uydurdum onu alışkanlıktan? Neyse görürüz. Gyukimaru, sandalları ve sırtındaki tek kılıcı ardımızda bırakıp devam edelim.
Oihagi köprüsünde Kawamatsu ile Hiyori özlem gidermek yerine durumdan bahsediyorlar. Yerde yatan lavuklardan birinde yazı, diğerinde sayı var. Manasız işlere devam mı Oda? Kawamatsu reyiz yere çöküyor, buralarda yürümek zordur, atla sırtıma diyor. Hiyori de ben çocuk değilim ayakları. Kawamatsu reyiz bir neşeleniyor, basıyor Kappayı. Ardından özlem giderme kısmı, arayı kapatma vesaire geliyor.
Kawamatsu Ringo'ya geldiğini söylüyor ama sanki biraz üstü kapalı konuşuyor reyiz. Hiyaru'ya bir şey olması hâlinde de seppukuyu basar geçermiş, yani Türkiye'de buna kendini intihar etmek diyorlar, yanlış bir şekilde. Hakumai ve Ringo ünlü Shimotsuki ailesi tarafından yönetiliyormuş vaktinde. Ringo'Nun daimyosu ise Shimotsuki Ushimaru isimli biriymiş. Bu şahsın yanında da daima bir tilki olurmuş. Ama Ringo dahi Kaido'nun eliyle çorak bir yer hâline gelmiş.
Ringo'da ölülerin mezarları kılıçlarıyla işaretlenirmiş. Öyle soğukmuş ki burası, burada ölenlerin cesetleri yüzlerce yıl boyunca çürümezmiş. Pek çok ünlü kılıç yatarmış bu mezarlarda ve tam da bu sebeple mezar soyucuların ilgi odağı bir yermiş burası.
Tilkiler Japonyada kon kon diye bağırıyormuş bu arada. Bir de siz Youtube'dan bakın.
Tilki başkan Kaido'nun adamlarını dövmüş, nasıl oluyorsa başlarını da şişirmiş hatta. aslşkflsşaikflisşafk
Ushimaru'nun yanında takılan tilkinin adı Onimaru'ymuş. Komainu inu gibi köpek, kitsune ise tilki demek bu arada. Komakitsune diye geçiyormuş da tilki efendi. Açıklayayım dedim. Bırak da huzur içinde öleyim diyen Kawamatsu, tilkiyi birden tanıyıverse de tek kelam edemeyen tilki, yediği oklar ve aldığı yaraların ardından kan revan içinde bayılıyor.
Reyiz bunca zaman ki bu en az beş yıl demekmiş, Onimaru mezar soyuculara karşı tek başına dövüşmeye devam etmiş. Bu resmen Chouchou yav. Aha sana iş. Reyizi hatırladınız mı?
Neyse. Merak edenler 13. bölümü tekrar okusun da benim tek bir temennim var. Onimaru reyiz de böyle güler umarım:
Oda efendinin sağdan soldan çıkan anlatımına göre beş yıldan uzun bir süre diyorsa, demek ki Ringo'nun düşmesi epey sürmüş.
Japonyada beş kılıçtan oluşan ve Tenka-Goken diye adlandırılan bir şey var. Cennetin Altındaki (En İyi) Beş Kılıç diye geçiyormuş. bu kılıçlardan üç tanesi Ulusal Hazinede, bir tanesi imparatorda, Bir tanesi de Mahayana Budizminin bir alt kolu olan Nichiren Budizminde bir hatıra olarak duruyormuş. Bu beş kılıçtan Onimaru, şeytan demek. Odenta adlı kılıç, Müthiş Denta ya da Kılıçların en iyisi olarak geçiyor. Denta tarafından yapılmış da ondan odenta. Dojigiri adlı kılıç ise Shuten-doji'nin katledeneni olarak geçiyor. İlginç, değil mi? Mikazuki isimli kılıcın anlamı ise "Crescent moon" yani bizimkilerin bileklerine koyduğu işaret. Adını saymadığım tek kılıçsa Juzumaru, o da tespih demekmiş.
Burada ilginç şeyler var. Ben linki bıraktım, ileri okuma ve teoriler için sizi başka yerlere götürebilecek bir kaynak --> https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvVGVua2EtR29rZW4
Ringo'dan doğan kişilere kılıç bağışlanırmış. Bizde kulağına fısıldıyorlar, onlarda kılıç koklatıyorlar, düşünün. "Kılıçla yaşa, kılıçla öl." muhabbeti yapılıyor. Talon severler burada mı?
Tilkiler kızartılmış tofu seviyormuş niyeyse. Kawamatsu da getirmiş hemen. Yalnız Onimaru reyiz bir benim mezarımı korumuyormuş, o nedir yav.
Kawamatsu delisi kılıçlara dadanıyor. Bunu gören Onimaru da durur mu? Basıyor dişlerini kollarına. Ver Allah'ım ver. Kawamatsu'nun amacı 13 yıl sonra yapılacak olan savaş için kılıç toplamak. Sonra da ahkam kesiyor zaten. Neymiş, savaş meydanında düşen kılıçlar, yoldaşlar tarafından alınır. Kılıcın mevcudiyetinde var olan ruh, samurayları güçlü kılar. Ve bu onların düşmanları yenmesini sağlayacak güçtür. Wano ve korsanların arasındaki savaş henüz bitmedi, kılıçların dinlenmesi için çok erken. Vadedilen gün gelene dek bu kılıçların hırsızlar tarafından çalınmasına müsaade edemem. Her birini toplayıp saklamalıyım. Benim gibi görevini yerine getirememiş, Hiyori'yi koruyamamış biri en azından bunu yapsın.
Kawamatsu kolumu koparsan da beni durduramazsın diyor. İnanmış adam davasına. Umutsuz durumda belli ki. Hiyori'nin gidişi çok koymuş adama.
Kappa reyiz amma tatlı uyuyor yav. Çocuk gibi. Neyse, Kappa reyiz uyurken Onimaru kılıçları çıkarmaya devam etmiş onun için.
Karnı acıkan Kawamatsu kılıçları satmaktan bahsedince tilki gaza geliyor hemen. Ama sonrasında getirdiği yemekle gözleri de yerinden fırlıyor.
Kawamatsu, Gyukimaru muhabbetini, gerçek mezar soyguncularını kovalarken çıkartıyor. Hiyori isim tesadüf mü diye düşünürken hikâye devam ediyor.
Bu olayların ardından Kappamatsu bir gün başkente gitmiş ama dönmesini engelleyen olaylar olmuş. Kawamatsu "Abura-age" hırsızını yakalamış ama bir hata yapmış.
Abura-age bir tür tofu. Tarif vermeyeceğim bu kez ama tofu, soya fasulyesinden yapılıyor, Japonlar çorbaya falan atıyor bunu, ya da kızartıp yiyor, vesaire vesaire. Kendisi tatsız bir şey ama pek çok şeyle kullanılıyor.
Kawamatsu Onimaru'yu görmeyi ümit etmiyormuş lakin birkaç yüz insana yetecek kılıç duruyordur diye düşünüyor. Derken bu ikisi Zoro'yu buluyorlar. Zoro kaybolmamış, kapının açık olduğunu görmüş. Gyukimaru'nun kaybolduğunu düşünüyor lakin yanılıyor. Zoro'nun gördüğü binanın altında bir geçit varmış.
Derken Kine'mon'dan bir arama geliyor.
Tipe bak.
Kawamatsu'nun bıraktığından çok daha fazla kılıç varmış. Bu bir insanın elinden çıkma diyor. Derjen Gyukimaru gözüküyor ve beklenildiği üzere tilkiye dönüşüyor. Ardından da çekip gidiyor. Hüzünlü bir sahne.
Hiyori diyor ki Shusui karşılığında babamın bana verdiği ünlü kılıç Enma'yı sana vereceğim. Bu kılıç Kaido'ya hasar veren yegâne kılıçmış. Enma tapınağını 950. bölümde görmüştük daha yeni. Orada anlatmıştım. Gerçi maytap geçmişim:
Japon mitolojisine baktığımız zaman Kitsune de kızartılmış tofu yiyormuş. Yabani tilkilerle de bire bir aynılarmış. Shinto tanrısı inari'nin iyi huylu hizmetkârı olan iyi huylu kitsune'ler varmış. İnari tapınakları tilki heykel ve resimleriyle donatılırmış. İyi ve dindar insanlara hikmet ve hizmet sağladıkları söylenirmiş efsanelerde. Tanrının ulakları olarak insan ve gök dünyaları arasında bir araç olurlarmış. Bu tilkiler genellikle insanları ve yerleri koruyup, iyi şans getirirken kötü ruhları da kaçırırlarmış. Diğer yandan daha sık karşılaşılan kandırma, eşek şakası ve kötülük saçan yozlaşmış yabani tilkiler de varmış. Genellikle insanları kandırdıkları, hatta onları ele geçirdikleri hikâyelerle bilinirlermiş. Yozlaşmış doğalarına rağmen sözlerini yerine getirip, arkadaşlıkları hatırlayıp, iyiliklerin karşılıklarını verirlermiş.
Kin'emon'un lakabı olan "foxfire" ilke kitsunelerin şöyle bir alakası var: Kitsunelerin büyüleri, gizemli ilüzyon alevleri ve gökte vuku bulan garip ışıklara neden oluyormuş. Adı da fox fire ya da kitsunebiymiş. Kitsuneler çok akıllılarmış, çok da sağlam şekil değiştirilermiş, öyle böyle değilmiş yani. Devlere ya da korkunç canavarlara dönüşüp insanları rahatsız ederler, onlara eşek şakaları yaparlarmış. Bir kişiyle bire bir aynı kişiye dahi dönüşebilirlemiş. Güzel bir kadına dönüşüp genç erkeklerle kafa buldukları olurmuş. Bazı kitsuneler ömürlerinin büyük bir bölümünü insan olarak geçirip, bundan haberi olmayan biriyle evli, mutlu, mesut ve hatta çocuklu geçirirmiş. Dikkatsiz ya da sarhoşken büyülerinin hata verdiği de oluyormuş. Gerçek doğaları kuyruk, kürk, diş ya da tilkiyi andıran şeylerle kendini belli edebilirmiş.
Andırmıyorlar mı? Adam da Zoro'ya benzemiyor değil he. Bakalım Zoro Shimotsuki mi çıkacak
Belli ki Oda efendi yokailere yer verecek. Bu durumda daha çok yokai görme olasılığımız da var. Güzel.
Editör sağ köşeye "Inherited will"i sıkıştırmış gene. Ulan ne adamlar var ya.
Oda güzel bir bölüm çizmiş. Hikâye anlatımı olunca gerçekten ne kadar yetenekli olduğunu görüyoruz. Önceki bölümden sonra ilaç gibi geldi. Bölüm böyle kendi kendini anlatınca bana da pek fazla iş kalmıyor gerçi.
Ben kahvaltıya kaçar, size iyi okumalar. Zaten üç kişi okuyor ya neyse.
Ağam bizle eğleniyir galiba. 3-4 saat uyudum zaten, kafa pek yerinde değildi. Bakma benim de analiz yapasım yok. Teşekkürler.Bölümü okuduktan sonra hiç analiz okuyasım falan kalmamıştı aslında.
Ama emeğe saygı be @amaneden
Güzel bir şeyin beni beklediğini bilerek ama yine de isteksiz okuyorum.
Çok güzel bir analizdi. O kadar ki bir ara ne anlattığını anlayamamaya başladım. Bu kadar bilgi fazla geldi.
Ve Coyote detayı iyiydi. Gözümden kaçmış.
Yemek yemezsin, uyku uyamazsın.Ağam bizle eğleniyir galiba. 3-4 saat uyudum zaten, kafa pek yerinde değildi. Bakma benim de analiz yapasım yok. Teşekkürler.
Severek saygı duyarak okuyoruz. Teşekkürler.Selamlar. Kafam pek yerinde değil. Uyuyamadım, ben uyuduktan bir süre sonra bölüm çıkmış. Umarım analiz bir şeye benzer de tatmin olursunuz.
Bölüm adı da bir değişik, bir güzelmiş. Bölümü de Tarantino'ya mı çektirsek? Once Upon a Time... in Hollywood filmi 30 Ağustos'ta çıkıyormuş Japonya'da. Tuhaf bir şekilde Google da şöyle sonuç verdi bana:
Neyse, ben de bekliyordum filmi.
Bu arada bölümün gerçek anlamı şöyleymiş. A Fox of Seven Disguises, "Seven-Time Fox" diye popüler bir Kyoto rakugosu varmış. Hikâyede kiroku ve Seihachi adında iki kişinin, Ise tapınağına giderken yanlışlıkla bir tilki ruhunu irrite etmeleri anlatılıyormuş. Tilki de öfkelenip yedi defa şekil değiştirip bunlarla kafa bulup, onlara işkence ediyormuş. Mangastrem "a fox of a single disguise" diye çevirmiş. Tek dönüşümlü tilki gibi bir anlamı var.
Bege'ler bir korsan ekibini rencide edip çökertmişler. Bege elinde bir harita tutuyor. Bu harita Thriller Bark'ın nerede olduğunu gösteriyor %99 ihtimalle. Grand Line yazıyor olması hoş. Bege'ler direkt adamların gemisine çökmüşler ve gemi de büyük duruyor. Bu durumda 25 numaralı tartımız geride kalıyor olabilir, üzücü.
Şu da niyeyse Aokiji'nin giyim tarzını anımsattı.
Kamuran'a artık Kamuran demeyi bırakıyorum. Bölüm Hiyori ile Kawamatsu'nun 13 yıl önceki ayrılıklarından başlıyor. Kappamız epey üzgün zira Hiyori daha önce yapılan açıklamalarda da gördüğümz üzere Kawamatsu onun için ölmesin diye onu bırakıp gitmiş. Ben Hiyori'nin yalancısıyım, bana bakmayın. Ardından Kawamatsu güya kılık değiştirmiş, Raizo'nun Udon'da kafasına geçirdiği mendil türevi şeyi geçirdikten sonra dere tepe düz gitmiş ve her yerde prensesi arayıp durmuş. Kâh karışık hamamlarda dolanmış kâh başkentte takılmış kâh çorak topraklarda. Oda her zamanki gibi yağmuru çok güzel çizmiş lakin şu kısmı daha da bir beğendim. Şehirden fabrikalara bir geçiş var. İki boyutlu bir oyunu da andırıyor, Zenginlikten çoraklığa geçiş. Tek karede Wano'nun geçmişi, bugünü, yarını.
Tanıdık tiplere girmiyorum hiç. Onu bir ben bir de Arthur umursuyor zaten.
Yalnız reyizin sopasına selam olsun.
Aha bu da Tokijiro'nun babası.
Sahne günümüze geçiyor. Zoro efendi Ringo'da Gyukimaru'nun peşinde. Yaralı olmasına rağmen pes etmek nedir bilmeyen şerefsizin teki diyor Zoro. Zoro kan izlerini takip etsem kâfi derken bir şey fark ediyor. Bu salak kaybolmuyor muydu? Ben mi uydurdum onu alışkanlıktan? Neyse görürüz. Gyukimaru, sandalları ve sırtındaki tek kılıcı ardımızda bırakıp devam edelim.
Oihagi köprüsünde Kawamatsu ile Hiyori özlem gidermek yerine durumdan bahsediyorlar. Yerde yatan lavuklardan birinde yazı, diğerinde sayı var. Manasız işlere devam mı Oda? Kawamatsu reyiz yere çöküyor, buralarda yürümek zordur, atla sırtıma diyor. Hiyori de ben çocuk değilim ayakları. Kawamatsu reyiz bir neşeleniyor, basıyor Kappayı. Ardından özlem giderme kısmı, arayı kapatma vesaire geliyor.
Kawamatsu Ringo'ya geldiğini söylüyor ama sanki biraz üstü kapalı konuşuyor reyiz. Hiyaru'ya bir şey olması hâlinde de seppukuyu basar geçermiş, yani Türkiye'de buna kendini intihar etmek diyorlar, yanlış bir şekilde. Hakumai ve Ringo ünlü Shimotsuki ailesi tarafından yönetiliyormuş vaktinde. Ringo'Nun daimyosu ise Shimotsuki Ushimaru isimli biriymiş. Bu şahsın yanında da daima bir tilki olurmuş. Ama Ringo dahi Kaido'nun eliyle çorak bir yer hâline gelmiş.
Ringo'da ölülerin mezarları kılıçlarıyla işaretlenirmiş. Öyle soğukmuş ki burası, burada ölenlerin cesetleri yüzlerce yıl boyunca çürümezmiş. Pek çok ünlü kılıç yatarmış bu mezarlarda ve tam da bu sebeple mezar soyucuların ilgi odağı bir yermiş burası.
Tilkiler Japonyada kon kon diye bağırıyormuş bu arada. Bir de siz Youtube'dan bakın.
Tilki başkan Kaido'nun adamlarını dövmüş, nasıl oluyorsa başlarını da şişirmiş hatta. aslşkflsşaikflisşafk
Ushimaru'nun yanında takılan tilkinin adı Onimaru'ymuş. Komainu inu gibi köpek, kitsune ise tilki demek bu arada. Komakitsune diye geçiyormuş da tilki efendi. Açıklayayım dedim. Bırak da huzur içinde öleyim diyen Kawamatsu, tilkiyi birden tanıyıverse de tek kelam edemeyen tilki, yediği oklar ve aldığı yaraların ardından kan revan içinde bayılıyor.
Reyiz bunca zaman ki bu en az beş yıl demekmiş, Onimaru mezar soyuculara karşı tek başına dövüşmeye devam etmiş. Bu resmen Chouchou yav. Aha sana iş. Reyizi hatırladınız mı?
Neyse. Merak edenler 13. bölümü tekrar okusun da benim tek bir temennim var. Onimaru reyiz de böyle güler umarım:
Oda efendinin sağdan soldan çıkan anlatımına göre beş yıldan uzun bir süre diyorsa, demek ki Ringo'nun düşmesi epey sürmüş.
Japonyada beş kılıçtan oluşan ve Tenka-Goken diye adlandırılan bir şey var. Cennetin Altındaki (En İyi) Beş Kılıç diye geçiyormuş. bu kılıçlardan üç tanesi Ulusal Hazinede, bir tanesi imparatorda, Bir tanesi de Mahayana Budizminin bir alt kolu olan Nichiren Budizminde bir hatıra olarak duruyormuş. Bu beş kılıçtan Onimaru, şeytan demek. Odenta adlı kılıç, Müthiş Denta ya da Kılıçların en iyisi olarak geçiyor. Denta tarafından yapılmış da ondan odenta. Dojigiri adlı kılıç ise Shuten-doji'nin katledeneni olarak geçiyor. İlginç, değil mi? Mikazuki isimli kılıcın anlamı ise "Crescent moon" yani bizimkilerin bileklerine koyduğu işaret. Adını saymadığım tek kılıçsa Juzumaru, o da tespih demekmiş.
Burada ilginç şeyler var. Ben linki bıraktım, ileri okuma ve teoriler için sizi başka yerlere götürebilecek bir kaynak --> https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvVGVua2EtR29rZW4
Ringo'dan doğan kişilere kılıç bağışlanırmış. Bizde kulağına fısıldıyorlar, onlarda kılıç koklatıyorlar, düşünün. "Kılıçla yaşa, kılıçla öl." muhabbeti yapılıyor. Talon severler burada mı?
Tilkiler kızartılmış tofu seviyormuş niyeyse. Kawamatsu da getirmiş hemen. Yalnız Onimaru reyiz bir benim mezarımı korumuyormuş, o nedir yav.
Kawamatsu delisi kılıçlara dadanıyor. Bunu gören Onimaru da durur mu? Basıyor dişlerini kollarına. Ver Allah'ım ver. Kawamatsu'nun amacı 13 yıl sonra yapılacak olan savaş için kılıç toplamak. Sonra da ahkam kesiyor zaten. Neymiş, savaş meydanında düşen kılıçlar, yoldaşlar tarafından alınır. Kılıcın mevcudiyetinde var olan ruh, samurayları güçlü kılar. Ve bu onların düşmanları yenmesini sağlayacak güçtür. Wano ve korsanların arasındaki savaş henüz bitmedi, kılıçların dinlenmesi için çok erken. Vadedilen gün gelene dek bu kılıçların hırsızlar tarafından çalınmasına müsaade edemem. Her birini toplayıp saklamalıyım. Benim gibi görevini yerine getirememiş, Hiyori'yi koruyamamış biri en azından bunu yapsın.
Kawamatsu kolumu koparsan da beni durduramazsın diyor. İnanmış adam davasına. Umutsuz durumda belli ki. Hiyori'nin gidişi çok koymuş adama.
Kappa reyiz amma tatlı uyuyor yav. Çocuk gibi. Neyse, Kappa reyiz uyurken Onimaru kılıçları çıkarmaya devam etmiş onun için.
Karnı acıkan Kawamatsu kılıçları satmaktan bahsedince tilki gaza geliyor hemen. Ama sonrasında getirdiği yemekle gözleri de yerinden fırlıyor.
Kawamatsu, Gyukimaru muhabbetini, gerçek mezar soyguncularını kovalarken çıkartıyor. Hiyori isim tesadüf mü diye düşünürken hikâye devam ediyor.
Bu olayların ardından Kappamatsu bir gün başkente gitmiş ama dönmesini engelleyen olaylar olmuş. Kawamatsu "Abura-age" hırsızını yakalamış ama bir hata yapmış.
Abura-age bir tür tofu. Tarif vermeyeceğim bu kez ama tofu, soya fasulyesinden yapılıyor, Japonlar çorbaya falan atıyor bunu, ya da kızartıp yiyor, vesaire vesaire. Kendisi tatsız bir şey ama pek çok şeyle kullanılıyor.
Kawamatsu Onimaru'yu görmeyi ümit etmiyormuş lakin birkaç yüz insana yetecek kılıç duruyordur diye düşünüyor. Derken bu ikisi Zoro'yu buluyorlar. Zoro kaybolmamış, kapının açık olduğunu görmüş. Gyukimaru'nun kaybolduğunu düşünüyor lakin yanılıyor. Zoro'nun gördüğü binanın altında bir geçit varmış.
Derken Kine'mon'dan bir arama geliyor.
Tipe bak.
Kawamatsu'nun bıraktığından çok daha fazla kılıç varmış. Bu bir insanın elinden çıkma diyor. Derjen Gyukimaru gözüküyor ve beklenildiği üzere tilkiye dönüşüyor. Ardından da çekip gidiyor. Hüzünlü bir sahne.
Hiyori diyor ki Shusui karşılığında babamın bana verdiği ünlü kılıç Enma'yı sana vereceğim. Bu kılıç Kaido'ya hasar veren yegâne kılıçmış. Enma tapınağını 950. bölümde görmüştük daha yeni. Orada anlatmıştım. Gerçi maytap geçmişim:
Japon mitolojisine baktığımız zaman Kitsune de kızartılmış tofu yiyormuş. Yabani tilkilerle de bire bir aynılarmış. Shinto tanrısı inari'nin iyi huylu hizmetkârı olan iyi huylu kitsune'ler varmış. İnari tapınakları tilki heykel ve resimleriyle donatılırmış. İyi ve dindar insanlara hikmet ve hizmet sağladıkları söylenirmiş efsanelerde. Tanrının ulakları olarak insan ve gök dünyaları arasında bir araç olurlarmış. Bu tilkiler genellikle insanları ve yerleri koruyup, iyi şans getirirken kötü ruhları da kaçırırlarmış. Diğer yandan daha sık karşılaşılan kandırma, eşek şakası ve kötülük saçan yozlaşmış yabani tilkiler de varmış. Genellikle insanları kandırdıkları, hatta onları ele geçirdikleri hikâyelerle bilinirlermiş. Yozlaşmış doğalarına rağmen sözlerini yerine getirip, arkadaşlıkları hatırlayıp, iyiliklerin karşılıklarını verirlermiş.
Kin'emon'un lakabı olan "foxfire" ilke kitsunelerin şöyle bir alakası var: Kitsunelerin büyüleri, gizemli ilüzyon alevleri ve gökte vuku bulan garip ışıklara neden oluyormuş. Adı da fox fire ya da kitsunebiymiş. Kitsuneler çok akıllılarmış, çok da sağlam şekil değiştirilermiş, öyle böyle değilmiş yani. Devlere ya da korkunç canavarlara dönüşüp insanları rahatsız ederler, onlara eşek şakaları yaparlarmış. Bir kişiyle bire bir aynı kişiye dahi dönüşebilirlemiş. Güzel bir kadına dönüşüp genç erkeklerle kafa buldukları olurmuş. Bazı kitsuneler ömürlerinin büyük bir bölümünü insan olarak geçirip, bundan haberi olmayan biriyle evli, mutlu, mesut ve hatta çocuklu geçirirmiş. Dikkatsiz ya da sarhoşken büyülerinin hata verdiği de oluyormuş. Gerçek doğaları kuyruk, kürk, diş ya da tilkiyi andıran şeylerle kendini belli edebilirmiş.
Andırmıyorlar mı? Adam da Zoro'ya benzemiyor değil he. Bakalım Zoro Shimotsuki mi çıkacak
Belli ki Oda efendi yokailere yer verecek. Bu durumda daha çok yokai görme olasılığımız da var. Güzel.
Editör sağ köşeye "Inherited will"i sıkıştırmış gene. Ulan ne adamlar var ya.
Oda güzel bir bölüm çizmiş. Hikâye anlatımı olunca gerçekten ne kadar yetenekli olduğunu görüyoruz. Önceki bölümden sonra ilaç gibi geldi. Bölüm böyle kendi kendini anlatınca bana da pek fazla iş kalmıyor gerçi.
Ben kahvaltıya kaçar, size iyi okumalar. Zaten üç kişi okuyor ya neyse.
Severek saygı duyarak okuyoruz. Teşekkürler.
Eline sağlık. Foxfire konusu aklıma takılmıştı.Selamlar. Kafam pek yerinde değil. Uyuyamadım, ben uyuduktan bir süre sonra bölüm çıkmış. Umarım analiz bir şeye benzer de tatmin olursunuz.
Bölüm adı da bir değişik, bir güzelmiş. Bölümü de Tarantino'ya mı çektirsek? Once Upon a Time... in Hollywood filmi 30 Ağustos'ta çıkıyormuş Japonya'da. Tuhaf bir şekilde Google da şöyle sonuç verdi bana:
Neyse, ben de bekliyordum filmi.
Bu arada bölümün gerçek anlamı şöyleymiş. A Fox of Seven Disguises, "Seven-Time Fox" diye popüler bir Kyoto rakugosu varmış. Hikâyede kiroku ve Seihachi adında iki kişinin, Ise tapınağına giderken yanlışlıkla bir tilki ruhunu irrite etmeleri anlatılıyormuş. Tilki de öfkelenip yedi defa şekil değiştirip bunlarla kafa bulup, onlara işkence ediyormuş. Mangastrem "a fox of a single disguise" diye çevirmiş. Tek dönüşümlü tilki gibi bir anlamı var.
Bege'ler bir korsan ekibini rencide edip çökertmişler. Bege elinde bir harita tutuyor. Bu harita Thriller Bark'ın nerede olduğunu gösteriyor %99 ihtimalle. Grand Line yazıyor olması hoş. Bege'ler direkt adamların gemisine çökmüşler ve gemi de büyük duruyor. Bu durumda 25 numaralı tartımız geride kalıyor olabilir, üzücü.
Şu da niyeyse Aokiji'nin giyim tarzını anımsattı.
Kamuran'a artık Kamuran demeyi bırakıyorum. Bölüm Hiyori ile Kawamatsu'nun 13 yıl önceki ayrılıklarından başlıyor. Kappamız epey üzgün zira Hiyori daha önce yapılan açıklamalarda da gördüğümz üzere Kawamatsu onun için ölmesin diye onu bırakıp gitmiş. Ben Hiyori'nin yalancısıyım, bana bakmayın. Ardından Kawamatsu güya kılık değiştirmiş, Raizo'nun Udon'da kafasına geçirdiği mendil türevi şeyi geçirdikten sonra dere tepe düz gitmiş ve her yerde prensesi arayıp durmuş. Kâh karışık hamamlarda dolanmış kâh başkentte takılmış kâh çorak topraklarda. Oda her zamanki gibi yağmuru çok güzel çizmiş lakin şu kısmı daha da bir beğendim. Şehirden fabrikalara bir geçiş var. İki boyutlu bir oyunu da andırıyor, Zenginlikten çoraklığa geçiş. Tek karede Wano'nun geçmişi, bugünü, yarını.
Tanıdık tiplere girmiyorum hiç. Onu bir ben bir de Arthur umursuyor zaten.
Yalnız reyizin sopasına selam olsun.
Aha bu da Tokijiro'nun babası.
Sahne günümüze geçiyor. Zoro efendi Ringo'da Gyukimaru'nun peşinde. Yaralı olmasına rağmen pes etmek nedir bilmeyen şerefsizin teki diyor Zoro. Zoro kan izlerini takip etsem kâfi derken bir şey fark ediyor. Bu salak kaybolmuyor muydu? Ben mi uydurdum onu alışkanlıktan? Neyse görürüz. Gyukimaru, sandalları ve sırtındaki tek kılıcı ardımızda bırakıp devam edelim.
Oihagi köprüsünde Kawamatsu ile Hiyori özlem gidermek yerine durumdan bahsediyorlar. Yerde yatan lavuklardan birinde yazı, diğerinde sayı var. Manasız işlere devam mı Oda? Kawamatsu reyiz yere çöküyor, buralarda yürümek zordur, atla sırtıma diyor. Hiyori de ben çocuk değilim ayakları. Kawamatsu reyiz bir neşeleniyor, basıyor Kappayı. Ardından özlem giderme kısmı, arayı kapatma vesaire geliyor.
Kawamatsu Ringo'ya geldiğini söylüyor ama sanki biraz üstü kapalı konuşuyor reyiz. Hiyaru'ya bir şey olması hâlinde de seppukuyu basar geçermiş, yani Türkiye'de buna kendini intihar etmek diyorlar, yanlış bir şekilde. Hakumai ve Ringo ünlü Shimotsuki ailesi tarafından yönetiliyormuş vaktinde. Ringo'Nun daimyosu ise Shimotsuki Ushimaru isimli biriymiş. Bu şahsın yanında da daima bir tilki olurmuş. Ama Ringo dahi Kaido'nun eliyle çorak bir yer hâline gelmiş.
Ringo'da ölülerin mezarları kılıçlarıyla işaretlenirmiş. Öyle soğukmuş ki burası, burada ölenlerin cesetleri yüzlerce yıl boyunca çürümezmiş. Pek çok ünlü kılıç yatarmış bu mezarlarda ve tam da bu sebeple mezar soyucuların ilgi odağı bir yermiş burası.
Tilkiler Japonyada kon kon diye bağırıyormuş bu arada. Bir de siz Youtube'dan bakın.
Tilki başkan Kaido'nun adamlarını dövmüş, nasıl oluyorsa başlarını da şişirmiş hatta. aslşkflsşaikflisşafk
Ushimaru'nun yanında takılan tilkinin adı Onimaru'ymuş. Komainu inu gibi köpek, kitsune ise tilki demek bu arada. Komakitsune diye geçiyormuş da tilki efendi. Açıklayayım dedim. Bırak da huzur içinde öleyim diyen Kawamatsu, tilkiyi birden tanıyıverse de tek kelam edemeyen tilki, yediği oklar ve aldığı yaraların ardından kan revan içinde bayılıyor.
Reyiz bunca zaman ki bu en az beş yıl demekmiş, Onimaru mezar soyuculara karşı tek başına dövüşmeye devam etmiş. Bu resmen Chouchou yav. Aha sana iş. Reyizi hatırladınız mı?
Neyse. Merak edenler 13. bölümü tekrar okusun da benim tek bir temennim var. Onimaru reyiz de böyle güler umarım:
Oda efendinin sağdan soldan çıkan anlatımına göre beş yıldan uzun bir süre diyorsa, demek ki Ringo'nun düşmesi epey sürmüş.
Japonyada beş kılıçtan oluşan ve Tenka-Goken diye adlandırılan bir şey var. Cennetin Altındaki (En İyi) Beş Kılıç diye geçiyormuş. bu kılıçlardan üç tanesi Ulusal Hazinede, bir tanesi imparatorda, Bir tanesi de Mahayana Budizminin bir alt kolu olan Nichiren Budizminde bir hatıra olarak duruyormuş. Bu beş kılıçtan Onimaru, şeytan demek. Odenta adlı kılıç, Müthiş Denta ya da Kılıçların en iyisi olarak geçiyor. Denta tarafından yapılmış da ondan odenta. Dojigiri adlı kılıç ise Shuten-doji'nin katledeneni olarak geçiyor. İlginç, değil mi? Mikazuki isimli kılıcın anlamı ise "Crescent moon" yani bizimkilerin bileklerine koyduğu işaret. Adını saymadığım tek kılıçsa Juzumaru, o da tespih demekmiş.
Burada ilginç şeyler var. Ben linki bıraktım, ileri okuma ve teoriler için sizi başka yerlere götürebilecek bir kaynak --> https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvVGVua2EtR29rZW4
Ringo'dan doğan kişilere kılıç bağışlanırmış. Bizde kulağına fısıldıyorlar, onlarda kılıç koklatıyorlar, düşünün. "Kılıçla yaşa, kılıçla öl." muhabbeti yapılıyor. Talon severler burada mı?
Tilkiler kızartılmış tofu seviyormuş niyeyse. Kawamatsu da getirmiş hemen. Yalnız Onimaru reyiz bir benim mezarımı korumuyormuş, o nedir yav.
Kawamatsu delisi kılıçlara dadanıyor. Bunu gören Onimaru da durur mu? Basıyor dişlerini kollarına. Ver Allah'ım ver. Kawamatsu'nun amacı 13 yıl sonra yapılacak olan savaş için kılıç toplamak. Sonra da ahkam kesiyor zaten. Neymiş, savaş meydanında düşen kılıçlar, yoldaşlar tarafından alınır. Kılıcın mevcudiyetinde var olan ruh, samurayları güçlü kılar. Ve bu onların düşmanları yenmesini sağlayacak güçtür. Wano ve korsanların arasındaki savaş henüz bitmedi, kılıçların dinlenmesi için çok erken. Vadedilen gün gelene dek bu kılıçların hırsızlar tarafından çalınmasına müsaade edemem. Her birini toplayıp saklamalıyım. Benim gibi görevini yerine getirememiş, Hiyori'yi koruyamamış biri en azından bunu yapsın.
Kawamatsu kolumu koparsan da beni durduramazsın diyor. İnanmış adam davasına. Umutsuz durumda belli ki. Hiyori'nin gidişi çok koymuş adama.
Kappa reyiz amma tatlı uyuyor yav. Çocuk gibi. Neyse, Kappa reyiz uyurken Onimaru kılıçları çıkarmaya devam etmiş onun için.
Karnı acıkan Kawamatsu kılıçları satmaktan bahsedince tilki gaza geliyor hemen. Ama sonrasında getirdiği yemekle gözleri de yerinden fırlıyor.
Kawamatsu, Gyukimaru muhabbetini, gerçek mezar soyguncularını kovalarken çıkartıyor. Hiyori isim tesadüf mü diye düşünürken hikâye devam ediyor.
Bu olayların ardından Kappamatsu bir gün başkente gitmiş ama dönmesini engelleyen olaylar olmuş. Kawamatsu "Abura-age" hırsızını yakalamış ama bir hata yapmış.
Abura-age bir tür tofu. Tarif vermeyeceğim bu kez ama tofu, soya fasulyesinden yapılıyor, Japonlar çorbaya falan atıyor bunu, ya da kızartıp yiyor, vesaire vesaire. Kendisi tatsız bir şey ama pek çok şeyle kullanılıyor.
Kawamatsu Onimaru'yu görmeyi ümit etmiyormuş lakin birkaç yüz insana yetecek kılıç duruyordur diye düşünüyor. Derken bu ikisi Zoro'yu buluyorlar. Zoro kaybolmamış, kapının açık olduğunu görmüş. Gyukimaru'nun kaybolduğunu düşünüyor lakin yanılıyor. Zoro'nun gördüğü binanın altında bir geçit varmış.
Derken Kine'mon'dan bir arama geliyor.
Tipe bak.
Kawamatsu'nun bıraktığından çok daha fazla kılıç varmış. Bu bir insanın elinden çıkma diyor. Derjen Gyukimaru gözüküyor ve beklenildiği üzere tilkiye dönüşüyor. Ardından da çekip gidiyor. Hüzünlü bir sahne.
Hiyori diyor ki Shusui karşılığında babamın bana verdiği ünlü kılıç Enma'yı sana vereceğim. Bu kılıç Kaido'ya hasar veren yegâne kılıçmış. Enma tapınağını 950. bölümde görmüştük daha yeni. Orada anlatmıştım. Gerçi maytap geçmişim:
Japon mitolojisine baktığımız zaman Kitsune de kızartılmış tofu yiyormuş. Yabani tilkilerle de bire bir aynılarmış. Shinto tanrısı inari'nin iyi huylu hizmetkârı olan iyi huylu kitsune'ler varmış. İnari tapınakları tilki heykel ve resimleriyle donatılırmış. İyi ve dindar insanlara hikmet ve hizmet sağladıkları söylenirmiş efsanelerde. Tanrının ulakları olarak insan ve gök dünyaları arasında bir araç olurlarmış. Bu tilkiler genellikle insanları ve yerleri koruyup, iyi şans getirirken kötü ruhları da kaçırırlarmış. Diğer yandan daha sık karşılaşılan kandırma, eşek şakası ve kötülük saçan yozlaşmış yabani tilkiler de varmış. Genellikle insanları kandırdıkları, hatta onları ele geçirdikleri hikâyelerle bilinirlermiş. Yozlaşmış doğalarına rağmen sözlerini yerine getirip, arkadaşlıkları hatırlayıp, iyiliklerin karşılıklarını verirlermiş.
Kin'emon'un lakabı olan "foxfire" ilke kitsunelerin şöyle bir alakası var: Kitsunelerin büyüleri, gizemli ilüzyon alevleri ve gökte vuku bulan garip ışıklara neden oluyormuş. Adı da fox fire ya da kitsunebiymiş. Kitsuneler çok akıllılarmış, çok da sağlam şekil değiştirilermiş, öyle böyle değilmiş yani. Devlere ya da korkunç canavarlara dönüşüp insanları rahatsız ederler, onlara eşek şakaları yaparlarmış. Bir kişiyle bire bir aynı kişiye dahi dönüşebilirlemiş. Güzel bir kadına dönüşüp genç erkeklerle kafa buldukları olurmuş. Bazı kitsuneler ömürlerinin büyük bir bölümünü insan olarak geçirip, bundan haberi olmayan biriyle evli, mutlu, mesut ve hatta çocuklu geçirirmiş. Dikkatsiz ya da sarhoşken büyülerinin hata verdiği de oluyormuş. Gerçek doğaları kuyruk, kürk, diş ya da tilkiyi andıran şeylerle kendini belli edebilirmiş.
Andırmıyorlar mı? Adam da Zoro'ya benzemiyor değil he. Bakalım Zoro Shimotsuki mi çıkacak
Belli ki Oda efendi yokailere yer verecek. Bu durumda daha çok yokai görme olasılığımız da var. Güzel.
Editör sağ köşeye "Inherited will"i sıkıştırmış gene. Ulan ne adamlar var ya.
Oda güzel bir bölüm çizmiş. Hikâye anlatımı olunca gerçekten ne kadar yetenekli olduğunu görüyoruz. Önceki bölümden sonra ilaç gibi geldi. Bölüm böyle kendi kendini anlatınca bana da pek fazla iş kalmıyor gerçi.
Ben kahvaltıya kaçar, size iyi okumalar. Zaten üç kişi okuyor ya neyse.
Yeşili övmedik çok, onu sizlere bıraktık, affeyle.Eline sağlık. Foxfire konusu aklıma takılmıştı.
Övülecek bir yanı yok şimdilik. Gerektiğinde beraber överiz.Yeşili övmedik çok, onu sizlere bıraktık, affeyle.
Helal.Övülecek bir yanı yok şimdilik. Gerektiğinde beraber överiz.