Askerden geleli 5 yıldan fazla olmuş birisi olarak bir iki kelam da ben edeyim.
Manisa batı kışla, er eğitimde kısa dönem olarak yaptım. Acemi birliğim ve usta birliğim aynı kışladaydı. 300 kişilik bölükten 10-15 tertip orada kaldık. Acemilik 2. tabur, usta birliği 1. taburdu. 24 gün acemilik yaptım. Batı kışla er eğitim merkezi olduğu için sürekli acemi askerin geldiği ve eğitilip (sağ dön,sola dön, tüfek tutuş ve yürüyüş adımından ibaret) yurdun dört bir tarafına dağıtıldığı bir yer. Merkez de ve çarşıya çok yakın. Doğru düzgün tel örgülerin bile olmadığı, isteyen askerin elini kolunu sallaya sallaya gir-çık (firar) yaptığı, sipil dağının eteğinde acayip bir yer.
Acemilik de sadece yürüyüş (tören adımı) çalıştırdılar. Yemin törenine hazırlık babında. Bir sefer 25m atışa gittik. 3'er mermi attık. Bir sefer G-3 sök-tak gösterdiler. Onun haricinde günlük rutinlerimiz vardı. Sabah kalk, dağınık düzen kahvaltıya git. Ardından bölük bölgesi mıntıkası (her manganın kendi mıntıkası vardı). Sabah içtiması olduktan sonra bir başlardık yürümeye, öğlen yemeğine kadar. Sonra biraz sağa sola dön, karşılıklı selam verme. Öğlen yemeğinin ardından, öğle içtiması alınırdı. Daha sonra takım komutanı eşliğinde tüfek omza, çapraz tutuş, namlu yukarıda çapraz tutuş, namlu aşağıda çapraz tutuş çalışırdık. Bir pazar ordu jimnastiği yaptırmayı denediler. Başımızda ki uzman bilmiyormuş, o da öyle yalan oldu gitti. Sonra yemin töreni oldu ve herkes dağıldı gitti.
Gelelim zurnanın zırt dediği usta birliğine. Benim ustalığım 1. tabura çıktı. Bütün arkadaşlarım gibi (Manisada kalanlardan bahsediyorum) ben de yeni bölüğüme tek tertip gittim. Üst devrelerim çok iyi karşıladılar (benden önceki kısa dönemler, 13 tertiptiler). 1 hafta sonra onlar teskere aldı gitti. Kaldım yamyamların arasında tek başıma. Aklınıza gelip gelemeyecek her türlü adam vardı. Bölükteki 18 kişiden doğulu olmayan ve kısa dönem olan bir tek bendim. 27 yaşımdaydım ben gittiğimde. İlk zamanlar (1 hafta) bana fazla yanaşmadılar. Yaşımın büyük olmasının verdiği bir etki diye düşünüyorum. Bu arada bölük yazıcısı olmuştum. 15 gün içinde ne olduğunu anlayamadan çavuş oldum. Bölükteki uzun dönemler ben çavuş olunca, bana cephe almaya başladılar. Çok sürtüşmelerimiz oldu. Elle tutulur aklı başında tek asker olduğum için komutanlar beni aşırı kolluyordu. Cep telefonu kullanmama izin vardı. Diğer uzunlar kafayı yiyordu
Bölük komutanı dahi cep telefonumdan arıyordu beni. Yalanım varsa namerdim. O zamanlar cep telefonu yasaktı. Yazıcıyım dedim ya, orası işin görünen kısmı. Yazıcılık haricinde nöbetçi çavuşluk, bölüğün sabah/akşam içtiması, vırtı zırtı hep benim sırtımdaydı. Üst üste kolluk tutup bir de ertesi gün nöbete çıkıyordum. Bütün bunlar olurken bir de celp geldi. 300 tane uzun dönem. Bölük astsubayı izine gitti celp gelmeden. Ben acemi asker belgeleri nasıl doldurulur edilir hiç bir şey bilmiyordum. Yan bölükten bir arkadaşım vardı. İsmi Recep, Rizeli. Allah ondan razı olsun. Abi hiç dert etme ben sana her şeyi gösteririm, beraber hallederiz dedi. Yeni askerin künye defteri, 3'lü evrağı, çıkış izinleri, kıbrısa çıkanların hudut geçiş belgeleri, sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği, banyosu, kavgası, arızası, yat içtiması, tuvaleti, otu boku püsürü bitmez(bana mısın diyen adamı delirtir). Benim vücut iflas etti. Bir gün alay içtimada bayılmışım. Gözümü bir açtım, herkes başımda. Acemilerin arasında almancı bir abi vardı. İsmi Metin. 50 yaşlarında vardı. Saçı sakalı ağarmış.O kaldırıp gölgeye getirmiş beni. Bir ay sonra ilk defa o gece sabah kadara deliksiz uyuyabildim(nöbetçi astsubay istirahat verdi). Askere giden kilo alır derler düzenli yemekten, vallahi ben alamadı aksine kilomu zar zor koruyabildim. Askerde dayak gizli de olsa var bu arada. Uzmanlar kazma sapıyla bir çok eğriyi düzelttiler.
O celbi gönderdim. 10 gün boşluk oldu. Bu sefer de 250 kişi kısa dönem geldi. Uzun döneme göre daha rahattım. Laf söz dinliyorlardı. Artık bütün düzeni, işleyişi öğrenmiştim. Acemiler geldiği gün bütün evrakları kendilerine doldurttum. 2-3 günde bütün evrak işlerini bitirdim. Bana nispet yaparcasına o celpten 17 kişi direk bizim bölükte ustaya kaldılar. 17 tertip
Öyle böyle derken bitirdim. Nöbetçi astsubaydan izin alıp, sabah içtimaya bile kalmadan terhis günü kaçtım kışladan.
Rahat mıydım? Duruma göre değişir. Cep telefonu kullandım aleni, istediğim gibi dışarıdan yemek söyledim. Çok çift çarşı çıktım. Hafta içleri bile öğleden sonra, görev kartı alıp çıktığım oldu. Bölükten ayırdım kendimi, herifler esrar kullanıyordu koğuşta. 80 kişilik koğuşta tek başıma yattım. Acemiler geldiğinde de onların arasında yattım hep.
Uzun lafın kısası pek de iç açıcı değildi benim açımdan askerlik. Gidecek olan arkadaşlara Allahtan sabır dilerim. Yazdıklarımın hepsi olmasa da bir kaçı kesin başına gelecek ki daha başıma gelenlerin çoğunu yazamadım. Yazacak olsam 3-4 saat kalkamam pc başından.