Aslında Tanrı kavramına o şekilde genelleme yapmak da çok doğru gelmiyor. Hani insanların bazıları, aslında bazıları değil çoğu bunu bir şekilde somutlaştırmaya çalıştılar. Ama bazı dönemlerde bazıları da olduğu yerde, yani bilinmezlik noktasında bıraktılar. Yani tek bir şey vardı Tanrı evreni yarattı, ama bu sadece varlık sebebimizin niçin olduğuyla ilgiliydi. Nasıl olduğunu bulmakta bize düşüyordu hatta bazıları bu yüzden bilimle uğraşmayı Tanrı ilmi olarak gördü. Bu açıdan favorim Uzakdoğu dinleri. Hatta İslamda da bir Zaman'lar bu devam etti. Yunan felsefesindeki bu Nasıl anlayışı devam ettirildi. Ama tabi bu İslamın özüyle çelişiyordu onlarda işi çekip çeviriyorlardı aslında burada böyle demek istemedi Kuran mahluktır falan. Ama teorik açıdan hatalı olduğu için zaten anlayış ortadan kalktı ve gerileme de başladıHaklılık payın var. Ama orda biraz da, varlık olarak daha dünyevi varlıkları kastedip, tanrıyı da o kategoride açıklamaya çalışmıştım. Mesela, elma gibi, masa gibi, pencere gibi, dağ dibi. Tüm evrendeki her varlığı nasıl açıklayabiliriz ki zaten?
Ha, insanlar en başta tanrıyı hayal ederek evreni kendi bakış açılarına indirdiler zaten. Daha eski dönemlerde, her şeyi düz gördükleri için dünyanın da düz olduğunu iddia ettiler mesela. Bugün, her ne kadar bilim ilerleyip pek çok soruya bir yanıt bulmuş olsa bile, mesela insanlar o bilimin açtığı pencerelerden bakıp evrenin geri kalanını da bildikleri ölçüsünde yorumlayıp hayal ediyorlar. Örneğin, fazlasıyla insanlara ya da hayvanlara benzeyen uzaylı tasvirleri. Hatta bu hayal gücü, adına "scientology" denilen bir din bile kurdu. Mesela bu da, evreni insan açısından bir yorumlama biçimi ve evet, yanlış.
Fakat şuna katılıyorum. Tanımı yapılan ya da yapılmaya çalışılanlardan farklı, bizim bilemeyeceğimiz, tanımlayamayacağımız, bambaşka bir tanrı varsa da bunu bilmenin imkansız olduğu. İnsanlık olarak, sonsuz olduğunu düşündüğümüz evrende her şekilde cevapsız bir sorumuz olacak ve insanlar da o soruya ya da sorulara tanrı demeye devam edecekler. Ancak tanrının varlığı ile açıklanan her sorunun cevabı da, bilimsel yöntemle tartıldığında yanlış görünmeye devam edecek.
Şuna da karşı değilim, insanlar sorularını cevapladığı ölçüde bir tanrıya inanmaya devam edebilirler, lakin inancın kendisi, kendisiyle birlikte şüphenin de varlığını gerekli kılar. Çünkü zaten, cevabını bilimsel yöntemle test ettiğin bir şeyin varlığından ya da yokluğundan eminsindir, şüpheye ihtiyacın yoktur.
![Big Grin :D :D](/styles/smile/biggrin.png)
Birde bilimsellik olayının kesinliğine pek katılmıyorum doğrusu gene insani bakış açısı merkezde çünkü bizim algılarımızdan çpk öte şeyler olabilir. Aslında bir bilimsel gerçek gerçek olduğu için mi öyle yoksa insanlar onu öyle gördüğü için mi?