Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Spoiler] 1155 Öngörüş

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Yahu neden olmasın? Oden de karartmamış kılıcını, hayvan gibi kılıç ustasıydı o da. Oden, Mihawk'la kafa kafaya kapışacak kadar güçlü bir adam değil miydi? Aynı muamale neden Oden'e ya da Vista'ya yapılmıyor. Vista savaşta Mihawk'ı gayet de iyi bir şekilde tutabiliyordu. Yahut Nusjuro'nun kılıcı neden kara kılıç olmamış, güçsüz bir adam mı?

Hepsini geçtim Mihawk'a rakip olarak görülen Shanks'ın kılıcı da kara kılıç değil. Şimdi bu saydığım adamların hakisi Mihawk kadar yok mu, yoksa bu mevzunun arkasında bizim henüz bilmediğimiz başka bir şey mi vardır?

Ayrıca kılıç karartma mevzusundan ilk bahseden Sukiyaki'ydi, bildiğim kadarıyla belinde kara kılıç da yoktu. Böyle bir şeyi bilmek için kılıcı bizzat karartmış olmak gerekmiyor demek ki.
Mevzunun güç olduğunu düşünmüyorum. Nasjuro çok az savaşmıştır. Seri boyunca bu unu gördüm sahneye çıktığı birkaç an tek vardı. Yaşadığı süre boyunca bütün olayları sahne arkasından plandığı için o kadar fazla savaştığını düşünmıyorum. Bence mevzu tamemen kılıca haki aktarmakta. Çok uzun süreler boyunca kılıca haki aktarımı sonucu kılıç Kara kılıç oluyordur. Güçle bir ilgisi yok. İnsanlarda gereksiz yere haki basacak değiller kılıçlarına bir sebep lazım. Tabii ki de bu sebep savaşmak oluyor. Ki zaten iki kara kılıçta hayatları boyunca durmaksızın savaşan karekterlere var. Vista'yı görmezden gelerek Oden'e geliyorum evet Oden aşırı güçlü bir kılıç ustasıydım muhtemelen biraz daha yaşasaydı enmayı kara kılıç olarak görürdük
 
Şahsen ben de kılıcı karartanın Mihawk olmasını isterim, ama böyle bir şey olmamış da olabilir. Anlatmaya çalıştığım şey buydu. Zaten o seviyede bir kılıç kendisini kullanacak kadar güçlü birine boyun eğer. Kılıcın sahibini seçiyor olması birkaç kere vurgulandı.
Yani umarın öyledir. Aksi ihtimaller tatmin etmez
 
Xebec'i çok övmüşler umarım boşuna değildir, Roger / Beyazsakal / Garp 3'lüsünden daha üst seviye olmasını bekliyorum. Teach gibi inanılmaz garantici bir adamın Xebec gibi her şeye dümdüz kafa göz saldıran bir babası olması çok tuhaf.
 
Mihawk Savaş Lordu olduktan sonra denizcilerle bir işi olmuyor olabilir ama korsanlarla işi oluyor. Sırf şiçi diye MF savaşına katılıyor bu adam. Kim bilir şiçi olduğundan beri ne savaşlara katıldı. Kaldı ki katıldığı savaş da Yonko savaşı. Yani düşün, bu adam Yonko’ya girecek kadar güçlü, daha önce de Yonko’larla sürtüşmüş olabilir. Tek Şanks’la kapışmamıştır diyebiliyoruz çünkü adam tek kollu diye savaşmayı reddediyor. Yani Şanks‘la yıllardır karşılaşmıyor olabilir ama daha tonla korsan var, onları da mı pas geçti? Üstüne kılıç ustalığı ünvanı için kendini gören herkes meydan okuyor, heryerde kılıç ustası kaynıyor, belki yüzlerce kılıç ustasını harcadı bu adam?


Bu adam 43 yaşında, 13 sene senin dediğin gibi hiçbir şey yapmasa bile kendisine eksi yazmaz. Üstelik hiçbir şey yapmadığı da yok, ilk gözüktüğünde Krieg’in içinden geçiyor, Zoro’yu tekliyor. İstese bizimkilerin macerasını başlamadan bitirecek. Sonra MF’de görüyoruz, sonra kendi adasında Zoro’ya eğitim veriyorken görüyoruz. Kendi adası da boş beleş bir ada değil. Tonla maymun var ve Mihawk’ın boş zamanlarında antrenman yapmasını sağlayacak elemanlar bunlar. Şiçilikten atıldıktan sonra denizci kesmeye devam ediyor. 43 senelik bir hayatı var bu adamın ve macerasını sonlandırmış. 43 yaşında en güçlü diye anılıyor. Yaşayan efsane. Sen diyorsun ki kriegle kapıştı falan, Luffy de şu an çer çöple kapışıyor, Kaidou da 9 kınla, momoyla falan kapıştı, şimdi bu durum onlara eksi mi yazar? Adam en kötü 30lu yaşlarında Şanksla düello yapıyormuş, 30lu yaşlar gayette prime dönemler için yeterli yaşlar.

Şöyle bir analiz yapalım; Mihawk 24 yıl önce Roger’ın idamında görünüyor. Yani 19 yaşında. O sıralar sırtında Yoru var. Düşün, 19 yaşından 30 yaşına kadar 11 sene Şanksla dövüşmüş bu ikili. Hangisinin daha güçlü olduğu bilinecek kadar uzun bir süre bu. Ve bu dövüşler bilinmesine rağmen Şanks’a değil Mihawk’a en güçlü kılıç ustası denildi. Şiçilik teklifi ne zaman geldi, ne zaman oldu bilmiyoruz. Kaldı ki şiçi olsa bile bu onu dövüşten alıkoymuyor, korsanlarla hala dövüşebilir. Bu da 19 yaşını başlangıç alacak olursak, 24 sene boyunca aktif korsanlık yapmış, ünvan almış, en güçlü olmuş, Şanks’tan üstün bilinmiş, İmparator’dan(luffy, teach) yüksek ödüle sahip, herhangi bir tayfaya mensup olmadan en yüksek ödülü almış, en güçlü kılıcın sahibi bir karakter bu. Serinin yaşayan kişiler bazında en zirvedekilerinden biri olduğu gayet bariz. Hal böyleyken bu adamı Buggy’yle, Vista’yla, Krieg’le falan karşılaştırmak, “agam Momo Kaidou’yu ısırıp bağırttı, o zaman Momo > Kaidou” demek gibi bir şey.
Ben niye "Mihawk çöpün tekidir" demişim gibi tepki aldığımı hala anlamış değilim. Sadece "kılıcı karartan kişi Mihawk olmayabilir, bu durum onun gücüne gölge düşürmez" dedim, hepsi bu kadar.

Yani senin şu yaptığın övgüler kadar ben de gömebilirim istersem, ama gerek yok. Çünkü azılı bir Mihawk fanına karşı kazanabilmek imkansızdır, bunu bilecek kadar uzun süredir bu forumdayım.
 
Davy Jones, lanetli olduğu için ölemiyor. Davy Jones kalbi bir sandıkta toprağa gömülü ve on yılda bir gün toprağa basma hakkı var. Sevdiği kadın toprakta, kendisi denizde yaşıyor ve sadece 10 yılda bir bir gün buluşabiliyorlar. Yanlış hatırlamıyorsam Karayip Korsanlarındaki Davy Jones muhabbeti buydu. Zaman aralıkları yanlış olabilir ama taslak fikir olarak yeterli. Elbaftaki şiirde her son mısrada buluşacaklar/buluşamayacaklar diyor. Ordaki tanrıların buluşma mubabbeti bu hikayenin paraleli olabilir. Antik krallığın Redlineın altında olduğuna dair teori vardı. One Piece aslında raftelde değil, raftelde one piecein nerde olduğu yazılı ve one piece antik krallıkta gibi bişeydi. O teoriyle Davy Jones muhabbetini birleştirince Redline ortasındaki geçilemeyen tersine akan dağın suyu örnek veriyorum sadece 1000 yılda bir düz akıyordur ve yalnızca o zaman antik krallığa ulaşılabiliyordur. Rogerın gülmesi ve erken geldik mubabbeti de bu olabilir, henüz doğru zaman gelmediği için antik krallığa giriş yapılamıyor. Tabi bu teorilerin birleşmesiyle muhtemelen kadın olan Imu karakterine birde erkek Davy Jones ekleniyor ve bunlar iki aşık gibi oluyor. Dünya bin yılda bir alt üst olur, antik krallık bir gün boyunca suyun üstüne çıkarken diğer yerler suya gömülür sonra sular çekilir antik krallık tekrar batar. Muhtemelen böyle bir senaryo görebiliriz tabi büyük değişiklikler de olacaktır şuan kaba bir taslak gibi anlattım.
ilk başta nika gibi 3 tanrısal varlık tarzı şeyler vardı,entrikalar ,kıskançlık veya aşk üçgeni tarzı her neyse savaştılar,dunya helak oldu,iki sevgiliden biri öldü yada mühürlendi kavuşamıcaklar,bu ımu joyboy lily arasında da arkadaşın dediği gibi davy jones tarzı bi aşk üçgeni oldu, imu hırsından yada aşkından bu 3 tanrısal güçten birini buldu kullandı lilyi sürgüne yolladı dışladı yada gizledi, joyboy onu aramaya denizlere düştü,sonra herşeyi öğrenince imuya saldırdı ,imu yaşadığına göre ikisinin başına bişeyler geldi kavuşamıcaklar,son savaşta luffy herşeyi öğrenecek ve zoroyu lokiyi saldığı gibi bu mühürlenmiş olan şeyleri veya kişileri artık neyse dunyanın sonu gelmesı pahasına salacak,kavuşacaklar. joyboy ilk korsan lılysını bulmaya denızlere açıldı,lıly de ilk D heralde.





(bu kısımı geminiye sordum)
d ile başlayan ve dışlanmış,sürgün edilmiş,kovulmuş,ayrılmış,isyan etmiş anlamlarına gelen bütün ingilizce kelimeleri açıklamalarıyla yaz


İngilizce "D" Harfiyle Başlayan ve Dışlanma Anlamı Taşıyan Kelimeler
İşte "D" harfiyle başlayan ve dışlanmış, sürgün edilmiş, kovulmuş, ayrılmış, isyan etmiş anlamlarına gelen İngilizce kelimeler ve açıklamaları:

Damned: Genellikle "lanetlenmiş" anlamına gelir, ancak mecazi olarak bir durumdan veya topluluktan dışlanmış, kaderi kötü olarak belirlenmiş anlamında da kullanılabilir.

Örnek: "He felt damned to a life of solitude." (Yalnızlık dolu bir hayata mahkum edilmiş hissediyordu.)

Debarred: Yasal veya resmi olarak bir haktan, ayrıcalıktan veya meslekten men edilmiş, yasaklanmış.

Örnek: "The lawyer was debarred from practicing law after the scandal." (Avukat, skandal sonrası avukatlık yapmaktan men edildi.)

Decamped: Bir yerden aniden ve gizlice ayrılmış, kaçmış. Genellikle bir yerden zorla veya istenmeyerek ayrılma durumunu ifade eder.

Örnek: "The rebels decamped from their hideout before the army arrived." (İsyancılar ordu gelmeden önce saklandıkları yerden ayrıldılar.)

Degraded: Mevkisi, itibarı veya statüsü düşürülmüş, alçaltılmış. Toplumsal bir dışlanma veya aşağılama anlamı taşıyabilir.

Örnek: "She felt degraded by the unfair treatment." (Haksız muamele yüzünden aşağılanmış hissediyordu.)

Dejected: Morali bozuk, neşesi kaçmış, üzgün. Bazen bir dışlanma veya ret durumunun sonucu olarak ortaya çıkan duygusal durumu ifade edebilir.

Örnek: "He was dejected after being rejected from the team." (Takımdan reddedildikten sonra morali bozulmuştu.)

Delinquent: Genellikle "suçlu" veya "yükümlülüklerini yerine getirmeyen" anlamına gelir. Toplumun normlarından sapmış ve bu nedenle dışlanma riski taşıyan kişileri tanımlamak için kullanılır.

Örnek: "Juvenile delinquents are often marginalized by society." (Genç suçlular genellikle toplum tarafından dışlanır.)

Demoted: Mevkisi veya rütbesi düşürülmüş. İş yerinde veya bir organizasyonda dışlanma veya statü kaybını ifade eder.

Örnek: "He was demoted after the company restructuring." (Şirket yeniden yapılanmasından sonra rütbesi düşürüldü.)

Denied: Bir haktan, ayrıcalıktan veya kabulden mahrum bırakılmış, reddedilmiş.

Örnek: "She was denied access to the exclusive club." (Özel kulübe girişi reddedildi.)

Departed: Bir yerden ayrılmış, gitmiş. Genellikle vefat eden kişiler için kullanılsa da, bir gruptan veya topluluktan ayrılmayı da ifade edebilir.

Örnek: "The departed members left a void in the community." (Ayrılan üyeler toplulukta bir boşluk bıraktı.)

Deposed: Bir konumdan, özellikle de iktidardan indirilmiş, tahttan indirilmiş. Zorla görevden uzaklaştırılmayı ifade eder.

Örnek: "The dictator was deposed by a popular uprising." (Diktatör halk ayaklanmasıyla devrildi.)

Deserted: Terk edilmiş, yalnız bırakılmış. Bir yerden veya bir kişiden ayrılmayı, onları yalnızlığa itmeyi ifade eder.

Örnek: "The old house stood deserted on the hill." (Eski ev tepede terk edilmiş duruyordu.)

Detached: Bağlantısı kesilmiş, ayrılmış, bağımsız. Bazen duygusal olarak veya sosyal olarak bir gruptan uzaklaşmayı ifade eder.

Örnek: "He felt detached from his colleagues after the argument." (Tartışmadan sonra iş arkadaşlarından kopuk hissetti.)

Disaffected: Bir otoriteye, sisteme veya gruba karşı memnuniyetsizlik duyan, sadakatini kaybetmiş, isyan eğiliminde olan.

Örnek: "The disaffected youth protested against the government's policies." (Memnuniyetsiz gençler hükümetin politikalarını protesto etti.)

Discarded: Atılmış, işe yaramaz olduğu düşünülerek bir kenara bırakılmış. Bir nesne için kullanıldığı gibi, mecazi olarak bir kişinin veya fikrin dışlanması anlamında da kullanılabilir.

Örnek: "The old toy was discarded and replaced with a new one." (Eski oyuncak atıldı ve yenisiyle değiştirildi.)

Discharged: Bir görevden veya konumdan resmen uzaklaştırılmış, tahliye edilmiş (askeriye için). Bir tür dışlanma veya görevden alınma anlamına gelir.

Örnek: "He was dishonorably discharged from the army." (Ordudan şerefsizce terhis edildi.)

Disclaimed: Reddedilmiş, tanınmamış, sahiplenilmemiş. Bir sorumluluğun veya ilişkinin reddedilmesini ifade eder.

Örnek: "The company disclaimed any responsibility for the accident." (Şirket kazadan herhangi bir sorumluluğu reddetti.)

Disconnected: Bağlantısı kesilmiş, ayrı düşmüş. Sosyal olarak bir gruptan veya sistemden kopmuş hissetmeyi ifade edebilir.

Örnek: "She felt disconnected from the conversation." (Sohbetten kopuk hissetti.)

Discontented: Memnuniyetsiz, hoşnutsuz. Bir duruma veya sisteme karşı isyan veya ayrılma isteğini tetikleyebilir.

Örnek: "The discontented workers threatened to strike." (Memnuniyetsiz işçiler grev yapmakla tehdit etti.)

Discontinued: Bir şeyi durdurmak, sonlandırmak. Bir ürün, hizmet veya uygulamanın artık mevcut olmaması durumunu ifade eder. Mecazi olarak bir kişinin veya fikrin devre dışı bırakılması anlamında da kullanılabilir.

Örnek: "The old product line was discontinued." (Eski ürün serisi durduruldu.)

Discredited: İtibarı zedelenmiş, güvenilirliğini kaybetmiş, gözden düşmüş. Toplumsal bir dışlanma veya itibar kaybını ifade eder.

Örnek: "His theories were discredited by new research." (Teorileri yeni araştırmalarla gözden düştü.)

Disenfranchised: Oy kullanma hakkından veya diğer vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış. Siyasi veya sosyal olarak dışlanmış bir grubu ifade eder.

Örnek: "Many minority groups felt disenfranchised by the new voting laws." (Birçok azınlık grubu yeni oy yasalarıyla seçme hakkından mahrum bırakılmış hissediyordu.)

Disgrace: Utanç verici bir duruma düşmüş, gözden düşmüş. Sosyal olarak dışlanma veya kötü bir itibara sahip olma durumunu ifade eder.

Örnek: "He brought disgrace upon his family." (Ailesine utanç getirdi.)

Displaced: Yerinden edilmiş, göç ettirilmiş. Kendi isteği dışında yaşadığı yerden veya topluluktan ayrılmak zorunda kalmış.

Örnek: "Thousands of people were displaced by the earthquake." (Binlerce insan deprem yüzünden yerinden edildi.)

Dissident: Muhalif, rejim karşıtı. Var olan düzene veya otoriteye karşı çıkan ve bu nedenle dışlanma veya cezalandırılma riski taşıyan kişi.

Örnek: "Political dissidents were often imprisoned in that country." (O ülkede siyasi muhalifler sık sık hapse atılıyordu.)

Dissociated: İlişkisi kesilmiş, ayrışmış. Bir gruptan veya fikirden kendini ayırma durumunu ifade eder.

Örnek: "He actively dissociated himself from the controversial group." (Kendini tartışmalı gruptan aktif olarak soyutladı.)

Divided: Bölünmüş, ayrılmış. Bir grubun veya topluluğun içindeki farklılıklar nedeniyle ayrı düşmesini ifade eder.

Örnek: "The community was divided on the issue." (Topluluk bu konuda bölünmüştü.)

Driven out: Zorla dışarı atılmış, kovulmuş.

Örnek: "The villagers were driven out of their homes by the invading army." (Köylüler işgalci ordu tarafından evlerinden kovuldu.)

Dropped: Bir takımdan, gruptan veya projeden çıkarılmış.

Örnek: "He was dropped from the team after a poor performance." (Kötü bir performans sonrası takımdan çıkarıldı.)

Dumped: Bir yerden atılmış, terk edilmiş (genellikle nesneler için kullanılır, ancak gayri resmi olarak ilişkiler için de kullanılabilir).

Örnek: "She felt dumped after her boyfriend broke up with her unexpectedly." (Erkek arkadaşı beklenmedik bir şekilde ondan ayrıldıktan sonra terk edilmiş hissetti.)
 
Ben niye "Mihawk çöpün tekidir" demişim gibi tepki aldığımı hala anlamış değilim. Sadece "kılıcı karartan kişi Mihawk olmayabilir, bu durum onun gücüne gölge düşürmez" dedim, hepsi bu kadar.

Yani senin şu yaptığın övgüler kadar ben de gömebilirim istersem, ama gerek yok. Çünkü azılı bir Mihawk fanına karşı kazanabilmek imkansızdır, bunu bilecek kadar uzun süredir bu forumdayım.
Kılıç mihawk kullanırken kararmış olabilir. Ryuma ise hazanı karartmada etkisi olan tek kişi. Enma kararırsa oden ve zoronun etkisi olacak.
 
Ben niye "Mihawk çöpün tekidir" demişim gibi tepki aldığımı hala anlamış değilim. Sadece "kılıcı karartan kişi Mihawk olmayabilir, bu durum onun gücüne gölge düşürmez" dedim, hepsi bu kadar.

Yani senin şu yaptığın övgüler kadar ben de gömebilirim istersem, ama gerek yok. Çünkü azılı bir Mihawk fanına karşı kazanabilmek imkansızdır, bunu bilecek kadar uzun süredir bu forumdayım.
“Mihawk çöpün tekidir demedim, sadece kılıcı karartan kişi Mihawk olmayabilir dedim” diyorsun ama sadece dediğin şey bu değil. Krieg’den bahsediyorsun, Shanks’tan korktu diyorsun, 13 yıldır yatışta diyorsun, sonra da bunları hiç dememiş gibi “sadece kılıcı karartan kişi Mihawk olmayabilir dedim” diyorsun.

Bana kalırsa ben azılı bir Mihawk fanı değilim. Ayrıca bu foruma ilk geldiğimde Mihawk fanı bile değildim. Sonradan “Buggy’i kesemeyen Mihawk’ta haki yoktur, Şanks haki kapatmıştır, Şanks eskiden eşitti ama yonko olduktan sonra arayı iyice açtı, Vista = Mihawk, Luffy = Mihawk, Zoro Mihawk’ı geçti” gibi akıl mantıktan uzak yorumları görünce ister istemez Mihawk’ın hakkının aşırı yenildiğini düşünüp Mihawk’ı savunmaya başladım. Bak, ben savunmaya başladığımda bu adamın fanı falan değildim. Birisinin Zoro’ya “olm bu adam buggy seviyesidir ha” dediğini ve Zoro’yu savunduğumu düşün, öyle bir durum. Tamamen karakterin hakkını vermek için yıllar önce savunmaya başladım bu adamı. Şimdi bana azılı fan vs diyorsan sorun yok. Ben zamanında Kaidou’yu Luffy yenemez, yenmesi için akıl almaz olaylar olmalı, Kaidou Luffy’i yener, öldürür vs. dediğimde de bana azılı fan deniliyordu. Sonra bu dediklerim gerçekleşince herkes Kaidou fanı oldu, kral ilan edildi karakter. Bana objektif vs. denmesine ihtiyacım yok, elimden geldiğince objektif olmaya çalışıyorum. Bana kalırsa Mihawk vs. Shanks yaşansa, sonuç Roger vs. Wb gibi olur. Sen buna bakarak “hacım sen azılı mihawk fanısın, senle tartışılmaz” diyorsan, o senin bileceğin bir iş.
 
“Mihawk çöpün tekidir demedim, sadece kılıcı karartan kişi Mihawk olmayabilir dedim” diyorsun ama sadece dediğin şey bu değil. Krieg’den bahsediyorsun, Shanks’tan korktu diyorsun, 13 yıldır yatışta diyorsun, sonra da bunları hiç dememiş gibi “sadece kılıcı karartan kişi Mihawk olmayabilir dedim” diyorsun.

Bana kalırsa ben azılı bir Mihawk fanı değilim. Ayrıca bu foruma ilk geldiğimde Mihawk fanı bile değildim. Sonradan “Buggy’i kesemeyen Mihawk’ta haki yoktur, Şanks haki kapatmıştır, Şanks eskiden eşitti ama yonko olduktan sonra arayı iyice açtı, Vista = Mihawk, Luffy = Mihawk, Zoro Mihawk’ı geçti” gibi akıl mantıktan uzak yorumları görünce ister istemez Mihawk’ın hakkının aşırı yenildiğini düşünüp Mihawk’ı savunmaya başladım. Bak, ben savunmaya başladığımda bu adamın fanı falan değildim. Birisinin Zoro’ya “olm bu adam buggy seviyesidir ha” dediğini ve Zoro’yu savunduğumu düşün, öyle bir durum. Tamamen karakterin hakkını vermek için yıllar önce savunmaya başladım bu adamı. Şimdi bana azılı fan vs diyorsan sorun yok. Ben zamanında Kaidou’yu Luffy yenemez, yenmesi için akıl almaz olaylar olmalı, Kaidou Luffy’i yener, öldürür vs. dediğimde de bana azılı fan deniliyordu. Sonra bu dediklerim gerçekleşince herkes Kaidou fanı oldu, kral ilan edildi karakter. Bana objektif vs. denmesine ihtiyacım yok, elimden geldiğince objektif olmaya çalışıyorum. Bana kalırsa Mihawk vs. Shanks yaşansa, sonuç Roger vs. Wb gibi olur. Sen buna bakarak “hacım sen azılı mihawk fanısın, senle tartışılmaz” diyorsan, o senin bileceğin bir iş.
Ben onların örnek olarak verilebileceğini belirttim. Amacım Mihawk'ı ezmek olsa kılıç karartma mevzusunda daha da ağır şeyler yazar, "karartan kendi değilse bile gücüne gölge düşmez" demezdim. Ayrıca Kaidou konusunda ben de aynı şeyleri savundum, istersen eski mesjalarıma bakabilirsin.

Buggy vs. Mihawk konusunda da savunanlara ben laf etmem. Hadi ilk saldırısında göremedi diyelim, ikinci saldırıda yine zarar vermiyor. Doğal olarak "kılıç karartacak kadar hakisi olan adam Buggy'yi nasıl kesemiyor" diye kafada soru işareti oluşuyor. Bu soruya verilecek iki cevap var; ya Mihawk haki kullanmayı bilmiyor ya da Buggy'nin meyvesi hakili dahi olsa kılıç saldırılarından zarar görmüyor. Sence hangisidir?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık