Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Spoiler] 1000: Hasır Şapkalı Luffy

Bölüm nasıldı?


  • Kullanılan toplam oy
    400
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Bugün artık dev gibi bir eşik aşılmıştır; bugün bir milattır.

Bizim oğlan,çaylak korsan dediğimiz ADAM serinin 1000. bölümünde dünyanın en güçlü yaratığına tek yumrukta kan kusturdu. :a:

Ve bu arc bittiğinde Hasır şapka korsanları en güçlü kişilerin bile korkmasına sebep olacak bir seviyede olacaktırlar. :a:
 
Kaidou'nun dişleri halen dökülmemiş... Yumruk çok etki etmemiş anlaşılan... Daha etkili olanları yiyeceksin koçum o dişlerin çoğu dökülecek one by one
 
"Bende 1000.bölümü editleyecek adamım!" :D Güldürdün Nitro. Bölümü Türkçesi çıkar çıkmaz okudum anca yorum yapma fırsatım oldu.

Bölüm ismi "Hasır Şapkalı Luffy" Spoilerin ilk infosu buydu sanırım. Redditte bölüm başlığıyla ilgili dikkatimi çeken bir yoruma rastlamıştım. Eleman diyor ki; Chapter 2'nin de bölüm ismi Hasır Şapkalı Luffy'di ve Luffy'nin rakibi gürz taşıyan Alvida idi. Velhasıl kelam OP serisinin paralel örgüsünden dem vurarak Chapter 2/Chapter 1000, Gürzlü Alvida/Gürzlü Kaido demek istemiş arkadaş. Bana da epey mantıklı geldi, Goda sever böyle şeyleri. Neyse fazla uzatmadan bölüm içeriğine geçelim.

5.Kat, ilk sayfa


5.kata ulaşan Luffy şaşırmış durumda. İnuarashi'nin silahşörleri katı temizlemiş ve bizimkilerin yolunu açmış. Luffy teşekkür ediyor ve minklerin ne kadar pervasız olduğunu söylüyor. Normalde Luffy isimleri hatırlamakta zorluk çeker, hatırlayamaz ya da ona benzer bir şey uydurur :d Shishilian'ı unutmamış. Fazla uzatmayıp teşekkür ederek merdivenlere doğru yöneliyor. Shishilian gözyaşlarına hakim olamıyor, yüksek ihtimal yukarıda ki durumdan haberdar.



Yüzleri baloncuk yüzünden gözükmüyor, en sağ ve en solda ayakta duran elemanlar balina ormanı muhafızları Roddy ve Blackback.


2.sayfa

Zoro'yu tepeye taşıyan Marco'yu kimse durduramıyor. Sahip olduğu şeytan meyvesinden ötürü gelen tüm saldırıları absorbe edebiliyor. Queen'de şaşırıyor "Bu nasıl bir güç ulan böyle? Bu herif yenilmez falan mı?" diyor. Bir önceki bölümü analiz ederken olayların kronolojik sıralamasını da söylemiştim. Canavar korsanları ile Beyazsakal korsanları hiç karşılaşmamış olabilir. Beyazsakal korsanları ne zaman kuruldu bilmiyorum lakin görünen durum iki korsan grubunun daha önce hiç karşılaşmadıklarını gösteriyor. Kaptanları aynı tayfa da bulunmuş, bu da konunun dışında tabi.

@Eric Cartman Veli'nin de dediği gibi, sanırım Sanji King'in gagasını yamultmuş. Daha önce de estetik ameliyatı yapmıştı Sanji :d Korsan olmasaymış ya aşçı ya da dermatolog olurmuş :oleyo:


Marco tepeye doğru uçarken King ve Queen aynı anda saldırıyor lakin saldırıları hiç bir işe yaramıyor. :a:

Burada gözüme çarpan tek şey Queen'in solucanı andıran boynu oldu. Enteresan :d Queen belki de serideki en enteresan karakterlerden biri. Yonkou komutanı, sayborg, zoan kullanıcısı ve biyolojik silah uzmanı.


Marco Zoro'yu delikten yukarı doğru fırlatıyor ve iyi şans diliyor. Marco sadece meyveden ibaret değilmiş, onu tekrar anlamış olduk. Normal biri Zoro'yu o kadar yükseğe fırlatamaz. Zoro'nun tepkisi mükemmel .d Ben Marco ve Zoro tepeye ulaşır, Marco King ile orada eşleşir diyordum ama olmadı. Buna da kabulüm :d

3~7.sayfa

"D. mi? Bu babamın günlüğü!" diyor Momonosuke. Evet kardeşim babanın günlüğü, aç oku hadi. Herkes gibi Yamato'da Momonosuke'nin öldüğünü düşünmüş olsa gerek "Seninle karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi." diyor.

"Bu sana ait. Bunu o kara günde Oden kalesinin yakınlarındaki o nehir de bulmuştum. Yanan kalenin içinde bu günlüğü yanmaktan korumuş. Babanın muhteşem hayatına dair bütün detaylar, yeni keşiflerinde yaşadığı bütün heyecanlar orada yazıyor!" Bunları duyduktan sonra Momonosuke'nin rengi atıyor ve gözünden bir damla yaş akıyor.

Yamato doğal olarak günlüğü yalayıp yutmuş. Günlükte yazan, hepimizin bildiği bazı şeyleri söylüyor Momo'ya. Ben 900 yıl önce başlayıp 800.yıl önce biten boş yüzyılla alakalı bir kaç şeyi 1000.bölüm de duyarız ya da görürüz diye umutlanmıştım. Goda sever böyle oyunları, 8-9-10 derken 1000 de görseydik ne olurdu :artiz:

Konu 20 yıl kehanetine geliyor, Oden bunu da yazmış günlüğüne. 20 yıl sonra yeni dünyaya genç ve güçlü korsanlar gelecekmiş ve Yamato onlardan birisinin Ace olduğunu düşünmüş. Bir süre sonra öldüğünü öğreniyor ve geçmişe gidiyoruz.

Arkadaşının ölüm haberini aldıktan sonra sake içip alem yaptıkları tepe de ağlaması da hoş bir detay olmuş.


"Siktir çok konuştum!! Ağzımdan kaçtı... Söylediğim şeyi unut." falan diyor Ace. Luffy'nin hayalini anlatmış ve Yamato şok olmuş. Ace ve Sabo'nun kardeşlerine olan inancı ve onun hayalini korumaları... Ağlamıyorum, toz kaçtı. :( Ace çizimlerini çok beğendim. <3

"Biz ilk başta bunu duyduğumuz da katıla katıla gülmüştük" dese de başkalarının gülmesine izin vermeyeceğini söylüyor Ace :d Hemen akabinde Yamato tam tersi ağlamaya başlıyor ve "Ben ona asla gülmem!" diyor. Ace'nin göremediği içsesini görüyoruz. "Korsanlar kralı da aynı şeyi söylemişti. Kozuki Oden'de bu sözlerden etkilenmişti." diye mırıldanıyor içten içe :d Ace'nin babasına olan kızgınlığını bildiğinden Roger'in ismini ve şöhretini çaktırmadan geçmişin defterini açıyor. Geçmişte aynı sözleri söyleyen büyük bir adamın olduğunu söylüyor.

Ace'de "Büyük bir adam olmak o kadar da kötü değil! Luffy ve o büyük adamla birlikte içmek isterdim." diyerek istemeden ve bilmeden babasına respect atıyor :oleyo: Yamato, Luffy ve Roger'i kastederek "Çok iyi anlaşacakları kesin" diyor. :d Bence de iyi anlaşırlar.

Yamato "Ama o adam öleli çok oldu." dedikten sonra "Ace soruyla karışık bir şekilde "Ne demek o adam öleli çok oldu?" diyor ve Yamato konuyu değiştiriyor. Biraz daha kurcalasa o adamın Roger olduğunu anlayacağından korkmuş olsa gerek konuyu yaşam kartına getiriyor.

Roger ve Luffy'nin söylediği sözler ile ilgili malum konu açılmış zaten pek üstünden geçmeye gerek yok. Belki de bu sorunun cevabı "Ace'nin "büyük bir adam olmak o kadar da kötü değil!" lafında gizlidir. Velhasıl kelam büyük bir adam olmak, bahsi geçen hayal olabilir. Bilemiyorum Altan.

Yamato Ace'e yaşam kartı yapıyor ve ayrılıyorlar. Yaşam kartının yanarak yok olduğunu fark ediyor ve detayları sonra gazeteden öğreniyor.

"İşin aslı, Ace Roger'in oğluydu ve onun bana bahsettiği küçük kardeşi de, sizin buraya getirdiğiniz Luffy'ydi. Oden de geleceği bu şekilde yazmış..." diyor ve Yamato tarafı bitiyor. Benim burada kafamı kurcalayan şey geleceğin bu kadar detaylı bilinmesi. Neyse yakında çıkar kokusu diyerek bir sonraki panele geçiyoruz.

Sayfa 8

Luffy nihayet tepeye ulaşıyor. Çizimden mi olsa gerek bilmiyorum baya hoşuma giden bir atmosfer var. Yonkouların uzaktaki canavarsı silüetleri, süpernovaların aynı tarafta epik bir duruş sergilemesi... Tüylerimi diken diken yaptı. Eustass kendisinden beklediğim espriyi yapıyor sonunda :d Altta Oden'in ağzından duyduğumuz gelecekle ilgili bir kaç şey var, geçelim efenim.

9~14

"Buradasınız" diyor Luffy ve yonkouların üstüne yürümeye başlıyor.


"LinLin... Bu veledin bana daha önce ne dediğini biliyor musun?" diyor Kaido ve LinLin'den cevap gecikmiyor. Aynı küstahlığı kendisine de yaptığını söylüyor. :D "Kalemi yıktığın için bana bir özür borçlusun hasır şapka!" Ciddi ciddi Luffy'nin tametamako'nun içine bomba koyduğunu düşünüyor adamlar, durum vahim. :D




Luffy iki kodamanı da iplemiyor ve aralarından yürüyerek kınlara doğru ilerliyor. Kaido "Ne olmak istediğini yüzümüze söylesene!" diyor lakin Luffy gene iplemiyor. Yonkoulara özel bir durum değil Luffy'nin bu tutumu. Luffy pervasız, kendine aşırı güvenen ve istediği gibi davranan bencil biri.

"İyi misin Kinemon? Kusura bakma geç kaldım." diyor ve akabinde diğer kınları görüyoruz. Hepsi yenilmiş, kan revan haldeler. Kaido sinirleniyor ve Luffy'e doğru gürzünü savuruyor. Luffy aşırı rahat, arkasına bile bakmıyor. Law'a onları aşağı göndermesini söylüyor ve Law kınların hepsini aşağıya yolluyor.

Luffy Kaido'nun gürz saldırısından kolay bir şekilde sıyrılıyor ve havaya zıplıyor. Kaido'nun saldırısı o kadar güçlü ki 6.katta yaptığı saldırıların enkazları kubbeye doğru düşüyor. Luffy gear üçüncü viteste yeni bir teknik kullanıyor. Hyogoro'nun öğrettiği ryou tekniğiyle alakalı sanırım yeni tekniği. Katakuri sayesinde gözlem hakisini epey geliştiren Luffy bu sefer de silahlanma hakisinde çığır açacak gibi. Luffy'nin silahlanma hakisi en başından beri çok güçlüydü. Bilmediği tekniklerden ötürü üst seviyelere çıkamıyordu.

Geçmiş bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyor Luffy'nin ve epey sinirleniyor. Arc başında Kaido'ya yaptığı saldırının ryoulu halini tekrar Kaido'ya indiriyor ve Kaido pert!



Tekniğin adı "Red Roc" yani namı diğer ejder yamultan. :a:

Linlin Kaido'nun yamulduğunu görünce şaşırıyor ve "Sana nasıl öyle vurabildi?" diye soruyor. Tüylerimi diken diken eden bir diğer sahne, bölümün en sevdiğim karesi. LinLin'in üçbuçuk atması, içeri doğru sıçan Kaido'nun kan kusması ve dişlerinin dökülmesi... Tüm bunlar olurken en başta sorduğu "Ne olmak istiyordun velet? yüzümüze söyle!" dediği sorunun cevabını alması... Kapağın böylesi diyip geçiyorum.



Bölüm çok iyiydi. Geçmişle günceli bir arada götürüyor ve bunu gayet tadında yapıyor. Luffy'nin güçlü olduğunu biliyordum ve hep güvendim. Özellikle bu sayı da Luffy o güçlü imajını çok iyi yansıttı. Bölümün sonunda hissettiğim ektedir;

Bölümle ilgili aklımda kalan bazı soru işaretleri var, onları da zamanla göreceğiz diye düşünüyorum. Seneye görüşürüz kfc, sayonara.
Güzel analiz olmuş, ama biraz önce çıkardığımız revize çeviriyi oku bir de istersen.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 16)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık