Düşüncelerimi değiştirdin lan. Noluyo?
@ch3rl0b11n yardım et. :S
Garp bencil biri evet, kendine has yaşamını sürdürmeyi seviyor. Bu yüzden amiral rütbesini alıp fazladan sorumluluk altına girmek istemiyor mesela. Ama bu, onun adaletle alakasının olmadığını göstermez, bunu düşünmek bile abes. Adalet savunucusu olan bir adamın hayatını bir kenara bırakıp her şeyini o adalete vermesi bir zorunluluk değil nihayetinde. Garp da hem istediği gibi yaşarken hem adalet savunuculuğu yapıyor. Yaptığı işi tarzıyla birleştiriyor sürekli. Bu yüzden o peşinden koştuğu "güçlü" rakiplerin hepsi adalet düşmanı korsanlar. Sadece ego tatmini için güç peşinde koşsa denizci olmasına gerek olmazdı ve denizcilerdeki güçlü adamlarla da kapışırdı veya korsan olmasa bile gücüyle ün yapmışların da peşine düşerdi.
Hayatının detaylarını da henüz bilmiyoruz, bu yüzden bu konuda kesin konuşmak da yersiz. Ama adalet savunucusu olduğunu ve buna çok önem verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Nihayetinde adam Yeni Dünya gibi bir cehennemde bile tüm korsanlar için şeytan lakabını almış ve adalet düşmanlarına korku salmış. Ne zamandır yaptığı bilinmez, gücüyle müsemma olmayan Shakky'sinden en güçlü bilinen Roger'a kadar herkesi kovalamış. Daha bilmediğimiz kimleri kimleri kovalamıştır zamanla orta çıkar.
Her şey bir yana, bu seride gördüğümüz kesin bir şey varsa denizcilerle ilgili o da hepsinin şahsi adalet anlayışlarına sahip olduğudur. Garp da öyle. Esnek ve anlayışlı bir adalete sahip adam, ne katı ne gevşek.
Garp'ın hiçbir riyakarlığı da yoktur, adam olduğu gibi bir denizci ve adalet savunucusudur. Sırf Korsanlar Kralı'nın oğlu diye yeni doğmuş bir bebeğin öldürülmesine göz yummaması onu riyakar değil aksine adil ve merhametli yapar.
Savaştaki durumu tamamen ruhani bir karmaşa ve şiddetli bir kararsızlık. Sevdiği insanlarla adaleti karşı karşıya gelmiş ve o da arada kalıp perişan olmuş ruhen. Böyle bir durumda kalıp da ruhundan bir parça koparmadan kesin karar verebilecek yiğit çıksın konuşsun.
Hep söylendiği gibi, Garp sorumsuz ve keyfine düşkün bir adam. Ace ile Luffy'yi haydutlara bırakıp sadece senede bir gelmesinin altında daha fazla sebep aranabilir. Yaşamlarının onunki gibi özgür ve keyifli olmasını istiyordu belki de. Ama gönlünden geçen de onun gibi denizci olmalarıydı. Onun gibi bunu isteyerek seçmeleri ve onun gibi keyifle yaşamaları. Yoksa denizci okuluna falan da bırakabilirdi orada yetişmeleri ve denizcilerden başka bir şey tanımamaları için. Ama kendi hallerine bırakıp sadece denizciliğe de yönlendirdi o kadar, ölümüne zorlamadı. Aksi halde ikisini de zorla denizci yapmasından Garp'ı kim alıkoyabilirdi ki?
İkisi korsan değil de gemileriyle denizde maceraya açılmış sıradan gezginler olsa Garp buna karşı çıkar mıydı? Sanmıyorum. Onun kızdığı şey, ikisinin "korsan" olmak istemesiydi. Shanks'ın adını duyunca bile bu yüzden kızıyordu.
Yargılayarak bakınca böyle sonuçlar da çıkıyor ortaya. Mesele bakış açısı. Yoksa Oda net şekilde açıklayana kadar ne niyetini ne amacını bilebiliriz.
Bunların hiçbiri de yeni bakış açıları değil, papağan gibi defalarca konuşulup tartışılmış şeyler. Sırf sen etiketledin diye yazıyorum, yoksa bu konuda pek yazmam. Duvara konuşmakla aynı sonucu veriyor genelde.