Adamlarını araç olarak gördüğünü saklasa sonuna kadar haklısın da ama saklamıyor. Kendileri senin için ölürüz diyorsa yapacak bir şey yok. Buradan bile ne kadar yüce bir yolda yürüdüğü belli işte, etrafındakiler hiç düşünmeden kendini feda ediyor. Büyük resmi görmüş Dofy ve oraya ulaşana kadar herkes feda edilebilir. Bu düyanın geri kalanının iyiliği için gerekli bir durum. Rosa'ya yaptığı gibi dünyaya huzur ve barış getirecek ve bu yolda kayıpların olması kaçınılmaz. Daha bunu göze alamamışsa bıraksın bu işleri.
Lufy gibi polyannacılık mı yapsın?
Ayrıca herkesin farklı bencillikleri var. Lufy de az bencil değil. Herkesi koruyacağım ama ne zor yerlere götüreceğim vb. diye gider. Gördük koruyamadı işte.
Dünyanın iyiliği için değil, kalbindeki doldurulamaz boşluk için tüm yaptıkları. Kibri öylesine büyük ki, kendini dünyanın en tepesine yerleştiriyor ve diğer her şeyi kendi kölesi, aracı olarak görüyor. Ve bu yolda da herkesi harcıyor gözünü kırpmadan.
Huzur ve barış değil istediği, asıl arzusu dünyanın en tepesine oturmak ve ona istediğini yapabilmek.
Luffy ise Polyannacılık peşinde değil, kimseyi bir şeye zorlamıyor ve herkese daima ne isterseniz yapın diyor. Bir şeyleri kurtarmanın veya iyileştirmenin peşinde değil, tek derdi arkadaşlarıyla güzel günler geçirmek. Arkadaşlarının arzularını da asla görmezden gelmiyor bencilliğine rağmen. Onun bencilliği safi bir çocukluk bencilliği, neşe arzusu ve bunu hep basit şeyler üzerinden gösteriyor.
Koruyamaması onun kudretinin yetersizliğinden geliyor, yüreğinin yetmezliğinden değil. Canını bile koydu ortaya ama olmadı, ne yapsın. Her şeyi elinde tutamıyorsun nihayetinde.
Polyanna olsa, kimse ölmesin diye veryansın eden Vivi'ye fırça atmazdı.