İzlediğiniz Son Film

[akira]

Aslında 1935-55 arası Hollywood'un altın çağıdır denebilir tarihler konusunda farklı görüşler olsa da.Altmışlara yakın biraz bozulmalar başlıyor televizyona kayıyor bazı şeyler. 30'lu yıllarda kimi konularda zamanla ustalaşıldığı için 35 dedim ben sesli sinema bir anda oturmuyor çünkü.Ancak 1940 falan savaş öncesi ve sonrası tamamen zirve dönemler getir herhangi bir film gözü kapalı izleyeyim hele ki kara filmse.

15 yıl önce başladım film izlemeye ama gelişi güzel bir şekilde film izliyordum. 2020'de askerden döndükten sonra varoluşsal bir kriz yaşayıp sinemaya sardım kendimi ve geçmişten günümüze doğru bir yolculuğa çıktım. daha dün 1965 yılında çekilmiş filmleri izlemeyi bitirdim ve 50'ler ve 60'lar sinemasına hayran kaldım ama her ne kadar o dönem için hollywood'un altın çağı denildiğini bilsem de dönemin avrupa ve japon sineması o kadar iyi ki hollywood filmleri bana o kadar da kaliteli gelmedi. tabii ki de çok kaliteli hoolywood filmleri de izledim ama izlediğim pek çok hollywood filmi için de bu filmi bir italyan veya japon yönetmen çekseydi nasıl olurdu dedim.

 

[kadir †.]

15 yıl önce başladım film izlemeye ama gelişi güzel bir şekilde film izliyordum. 2020'de askerden döndükten sonra varoluşsal bir kriz yaşayıp sinemaya sardım kendimi ve geçmişten günümüze doğru bir yolculuğa çıktım. daha dün 1965 yılında çekilmiş filmleri izlemeyi bitirdim ve 50'ler ve 60'lar sinemasına hayran kaldım ama her ne kadar o dönem için hollywood'un altın çağı denildiğini bilsem de dönemin avrupa ve japon sineması o kadar iyi ki hollywood filmleri bana o kadar da kaliteli gelmedi. tabii ki de çok kaliteli hoolywood filmleri de izledim ama izlediğim pek çok hollywood filmi için de bu filmi bir italyan veya japon yönetmen çekseydi nasıl olurdu dedim.

Hazine var, aklıma gelenler.

Rope
The İncredible Shrinking Man
Diabolique
Bay of Angels
Miracle in Milan
Umberto D.
The Exterminating Angel
Viridiana
The Milky Way
Pickpocket
The Red Balloon
Seconds
Orpheus
Le Trou

 

[kekomancer]

Jean de Florette

Türk sinemasında onlarca benzerine rastlayabileceğiniz bir hikaye ama bu kadar duru bir anlatım ve güçlü bir görsel dil denk gelebileceğiniz bir durum değil. Bilindik bir hikaye evrensel bir trajediye evrilmiş. Devam filmi de var fakat trajedinin burada sonlanmasını yeğleyeceğim.

 

[Bavs]

Hazine var, aklıma gelenler.

Rope
The İncredible Shrinking Man
Diabolique
Bay of Angels
Miracle in Milan
Umberto D.
The Exterminating Angel
Viridiana
The Milky Way
Pickpocket
The Red Balloon
Seconds
Orpheus
Le Trou

bu filmleri izlemek için biraz hevesli olmak gerekiyor açıkçası, çünkü daha önceden denemiştim, sırf aksan şekli konuşma şekilleri falan bile çok garip geliyor insana. izlemeyi cok zorlaştırıyor. yani sıkıntı siyah beyaz olmaları bile değil. demek istediğimi anlatmakta da güçlük çekiyorum ama anlaşılmıştır az çok.

 

[Giulietta]

derek jacoki kötü filmlerde oynamış olsa da içinde yer aldığı yapımlara film diyebiliyoruz hâlâ ama robert ne niro... dedem bir noktadan sonra öyle bir saldı ki bu işleri, kısa film çeken bir sinema öğrencisinin deneysel sanat filminde bile izleyebilirmişiz gibi geliyor kendisini. hakeza aynısı al pacino için de geçerli. çok korkunç yapımlarda yer alıyor bu iki aktör de ve bruce willis seviyesinin bile altındalar, adam sandler ve nicolas cage seviyesi işlerde görüyoruz kendilerini.

Al Pacino Allahlık oldu zaten. Yine de De Niro'dan daha cesur. Daha yeni dönemlerden de Bertie Carvel, Dan Stevens, Harry Treadaway, Jack Lacy ve Billy Howle favorilerim. Sağlam işlerde karşımıza çıkarlar.

 

[akira]

Hazine var, aklıma gelenler.

Rope
The İncredible Shrinking Man
Diabolique
Bay of Angels
Miracle in Milan
Umberto D.
The Exterminating Angel
Viridiana
The Milky Way
Pickpocket
The Red Balloon
Seconds
Orpheus
Le Trou

teşekkür ederim tavsiyeniz için. diğerlerini izlemiş olsam da the milky way ve the incredible shrinking man'i izleyeceğim. adını andığınız filmler arasında özellikle seconds, viridiana, le trou ve diabolique'e hayranım. birden çok kez izledim bu filmleri.

 

[akira]

Al Pacino Allahlık oldu zaten. Yine de De Niro'dan daha cesur. Daha yeni dönemlerden de Bertie Carvel, Dan Stevens, Harry Treadaway, Jack Lacy ve Billy Howle favorilerim. Sağlam işlerde karşımıza çıkarlar.

geçmişte çekilen filmleri izlemeye odaklandığım için günümüz sinemasına dair çok az bilgim var. hele 2020 sonrası neredeyse hiç yok bende. gişede rekor kıran filmler ve ödül törenlerinde sükse yapan filmler dışında nadiren takip ediyorum günceli. ölmez sağ kalırsam eğer 5-6 yıl sonra yakalayacağım bugünleri.

 

[kadir †.]

bu filmleri izlemek için biraz hevesli olmak gerekiyor açıkçası, çünkü daha önceden denemiştim, sırf aksan şekli konuşma şekilleri falan bile çok garip geliyor insana. izlemeyi cok zorlaştırıyor. yani sıkıntı siyah beyaz olmaları bile değil. demek istediğimi anlatmakta da güçlük çekiyorum ama anlaşılmıştır az çok.

Güncel filmlerde CGI çok kullanıyorlar, insanın kusası geliyor. Bir de artık aşk filmini bile 2,5 saat çekiyor adamlar, milleti sinemadan soğuttular.

O yüzden doğallık, hikaye anlatımı eski filmlerde daha iyi gözüküyor. İzlemesi daha zevklidir.

 

[Sesshomaru]

Jean de Florette

Türk sinemasında onlarca benzerine rastlayabileceğiniz bir hikaye ama bu kadar duru bir anlatım ve güçlü bir görsel dil denk gelebileceğiniz bir durum değil. Bilindik bir hikaye evrensel bir trajediye evrilmiş. Devam filmi de var fakat trajedinin burada sonlanmasını yeğleyeceğim.

Devam filmini izle bırakma.

 

[Bavs]

Güncel filmlerde CGI çok kullanıyorlar, insanın kusası geliyor. Bir de artık aşk filmini bile 2,5 saat çekiyor adamlar, milleti sinemadan soğuttular.

O yüzden doğallık, hikaye anlatımı eski filmlerde daha iyi gözüküyor. İzlemesi daha zevklidir.

dediğim gibi alışmak gerekiyor. şimdi aşk filmlerini ele alalım. audrey hepburn’ün yaptığı cilve ile sydney sweeney’nin yaptığı cilve arasında cooook fark var. konuşma şekli , kadın erkek ilişkileri vs vs.