Bölüm 3: “Işık Sızarsa”
Arıkovan’ın kalbinde çatlaklar oluşuyor. Zemin, gerçekliğin sabitliğini kaybediyor. Karasakal, Im’ın yokluk alanına Shambles hamlesiyle giren ilk kişi oldu. Sessizlik... ölümün adıdır burada.
Crocodile (Law’a bakarak):
“Ne yaptın, cerrah?!”
Law (gözleri sabit, boğuk bir sesle):
“Ölmek üzereydi... Benden önce davranamazdı. Onu kaybedemezdik.”
Crocodile (öfkeyle yaklaşıyor):
“Ya şimdi onu da seni de kaybedersek?!”
🩸 Karasakal, yokluk içinde
İçinde bulunduğu alan; ışığın, sesin, düşüncenin bile olmadığı bir boşluk. Ama Karasakal, sıradan biri değildir. Yami Yami no Mi, her zaman her şeyin sonunu getiren güçtü — şimdi, yokluğun içine düşmüş olsa da, onun karanlığı hâlâ bir çıkış arıyor.
Karasakal (kendi kendine fısıldar):
“Zehahahaha… Korkunçmuşsun ha… ama benim karanlığım korkuyu bile yutar…”
O an, göğsünde bir yankı belirir. Bu boşlukta dahi, karanlığın kalbi atar. Ve yavaşça… kendini toplar. Dönüş vakti yakındır.
Kutsal Ejderler’in Karşı Saldırısı
İkili kalan Law ve Crocodile, Im’ın üç elçisinin saldırısıyla yüzleşiyor. Bunlar artık sadece insanlar değil — Im’ın gücüyle varlıklarının sınırlarını aşmışlar. Her biri, bir doğa yasasını temsil ediyor:
İkili Direniş
Karanlığın Çığlığı
Yokluk yarığı birden çat! diye kırılıyor.
Karasakal geri dönüyor. Ama bu sefer... gözleri parlıyor. Karanlığın içinden geçmiş biri olarak dönüyor. Giysileri yırtılmış, sol omzu yok. Ama Haki’si... evrenin sınırlarını tırmalıyor.
Karasakal:
“Bu… benim ikinci doğumum! ZEHAHAHAHA!”
Bir yumrukla Solam’ı paramparça eder. Viros geriye çekilir. Trema kaçamaz. Yokluğa karşı gelen karanlık artık evrimleşmiştir.
Im’ın Gözleri Açılıyor
Im başını hafifçe çevirir. İlk kez ilgileniyor gibi görünür.
Im:
“Demek... seni küçümsemişim. Karanlıkla... pazarlık eden bir ruhsun sen.”
Law ve Crocodile’ın gözleri büyür. Çünkü Im’ın gözleri... bir insanınkine ait değil.
Yavaşça pelerinini çıkarır.
Arkasında... kanatları, pullarla kaplı bir beden, ve üç göz belirir.
Im, antik çağlardan kalma bir şeydir. İnsanı taklit eden bir Tanrısal Form’dur.
Cliffhanger: Tanrıların Savaşı Başlıyor
Law, Threshold ROOM’un sınırlarını zorlayarak Im’ın üzerine bir plan kurmak ister. Ama bu sefer… sadece taktik yetmez. Sadece güç yetmez.
İçlerinden biri, büyük resmi görmeye başlayacak.
Ve yeni bir karakter, Arıkovan’a yaklaşmakta. Adı şu ana kadar hiç geçmedi… ama ayak sesi, dünya tarihini titretecek:
“Monkey D. Dragon.”
Arıkovan’ın kalbinde çatlaklar oluşuyor. Zemin, gerçekliğin sabitliğini kaybediyor. Karasakal, Im’ın yokluk alanına Shambles hamlesiyle giren ilk kişi oldu. Sessizlik... ölümün adıdır burada.
Crocodile (Law’a bakarak):
“Ne yaptın, cerrah?!”
Law (gözleri sabit, boğuk bir sesle):
“Ölmek üzereydi... Benden önce davranamazdı. Onu kaybedemezdik.”
Crocodile (öfkeyle yaklaşıyor):
“Ya şimdi onu da seni de kaybedersek?!”
🩸 Karasakal, yokluk içinde
İçinde bulunduğu alan; ışığın, sesin, düşüncenin bile olmadığı bir boşluk. Ama Karasakal, sıradan biri değildir. Yami Yami no Mi, her zaman her şeyin sonunu getiren güçtü — şimdi, yokluğun içine düşmüş olsa da, onun karanlığı hâlâ bir çıkış arıyor.
Karasakal (kendi kendine fısıldar):
“Zehahahaha… Korkunçmuşsun ha… ama benim karanlığım korkuyu bile yutar…”
O an, göğsünde bir yankı belirir. Bu boşlukta dahi, karanlığın kalbi atar. Ve yavaşça… kendini toplar. Dönüş vakti yakındır.

İkili kalan Law ve Crocodile, Im’ın üç elçisinin saldırısıyla yüzleşiyor. Bunlar artık sadece insanlar değil — Im’ın gücüyle varlıklarının sınırlarını aşmışlar. Her biri, bir doğa yasasını temsil ediyor:
- Solam: Sessizlik — sesle yapılan tüm hamleleri susturur.
- Trema: Zaman — saldırılarınızdan bir saniye önceki hâlinize geri dönmenizi zorlar.
- Viros: Çürüme — dokunduğu her şey bozulur.

- Crocodile, Viros’a karşı tüm kum parçacıklarını canlı gibi kullanıyor, çünkü dokunmaması gerek.
- Law, ROOM alanını genişletiyor ama Trema’nın zaman bükmeleri karşısında sabit kalmak zorunda.
- Solam ise, sözle aktive olan teknikleri etkisiz kılıyor: Law’un hamle isimleri yankılanamıyor.

Yokluk yarığı birden çat! diye kırılıyor.
Karasakal geri dönüyor. Ama bu sefer... gözleri parlıyor. Karanlığın içinden geçmiş biri olarak dönüyor. Giysileri yırtılmış, sol omzu yok. Ama Haki’si... evrenin sınırlarını tırmalıyor.
Karasakal:
“Bu… benim ikinci doğumum! ZEHAHAHAHA!”
Bir yumrukla Solam’ı paramparça eder. Viros geriye çekilir. Trema kaçamaz. Yokluğa karşı gelen karanlık artık evrimleşmiştir.

Im başını hafifçe çevirir. İlk kez ilgileniyor gibi görünür.
Im:
“Demek... seni küçümsemişim. Karanlıkla... pazarlık eden bir ruhsun sen.”
Law ve Crocodile’ın gözleri büyür. Çünkü Im’ın gözleri... bir insanınkine ait değil.
Yavaşça pelerinini çıkarır.
Arkasında... kanatları, pullarla kaplı bir beden, ve üç göz belirir.
Im, antik çağlardan kalma bir şeydir. İnsanı taklit eden bir Tanrısal Form’dur.

Law, Threshold ROOM’un sınırlarını zorlayarak Im’ın üzerine bir plan kurmak ister. Ama bu sefer… sadece taktik yetmez. Sadece güç yetmez.
İçlerinden biri, büyük resmi görmeye başlayacak.
Ve yeni bir karakter, Arıkovan’a yaklaşmakta. Adı şu ana kadar hiç geçmedi… ama ayak sesi, dünya tarihini titretecek:
“Monkey D. Dragon.”
