Uzun zamandır Skyrim oyunuyla vakit geçirmekten ve kardeşimle Arcane dizisi izlemekten dolayı film izlemiyordum. Sözde bu ay Carpenter sinemasını bitiririm diye düşünmüştüm.. Neyse uzun zamandan sonra izlediğim bir başka Carpenter filmi olan Ghost of Mars'a değineceğim.
Ghosts Of Mars, sanki metal albümü dinliyormuş gibi bir his oluşturacak türden bir film olmuş. Ayrıca, uzun zamandır "trençkotlu havalı askerler doğaüstü yaratıklara karşı savaşıyor" konseptini uzun zamandır görmüyordum. Özlediğim türden bir konseptti. Bu yüzden filmin başlarında zevk aldım. Mutlu olmuştum.
Gelelim film bittikten sonraki düşüncelerime. Carpenter'ın şu ana kadar izlediğim en zayıf filmiydi. Sanki Carpenter filmi izlemiyormuşum gibiydi. Onun böyle bir filmi yöneteceğine o kadar çok inanmadım ki - Wiki'den filmin arka planlarını okumaya çalıştım. Ve Carpenter'a daha da üzüldüm. Gerçekten bu adam filmin tutmasını çok istemiş. Kendi standartlarından çıkıp o zamanın çoğunluk kitlesine hitap etmeye çalışmış. Hatta film tutsun diye zamanının çok popüler sanatçılarını oynatmış. Ancak tutmadı... Filmde oynayan ve kendisinin Carpenter'ın filmlerini çok sevdiğini söyleyen Ice Cube'un dediğine göre film bütçesizlikten çok fazla eksiğin olduğunu söylemiş. Film çekimleri boyunca bariz, görülen bir sorunmuş. Bu film de tabii gişe de hem ağır eleştiriler almış hem de bayağı maddi açıdan zarar almış. Sonrasında da Carpenter yönetmenliği uzun süre boyunca bırakıyor. Aynı yıl içerisinde de Vampires 2 filminin yapımcılığını da yaptıktan sonra da onu da uzun süre ara veriyor. Belki de o zamanları bırakmaya karar vermiş. En son The Ward filmini yönetmiş ve o filmde de büyük zararlar elde etmiş. Bir daha da geri dönmemek üzere film yapmayı bırakmış... Bazen filmlere müzik yapıyor ve kendi kült filmlerini devam ettiren yönetmenlerin işlerinde isimlerini görüyorum sadece. Üzücü... Artık aklıma sürekli takılacak ve tekrar edecek soru oldu. "Jhon Carpenter, The Thing filmi başarıya ulaşsaydı nasıl kültler ortaya çıkaracaktı ?" Artık hayatıma yeni sorular eklendi. Tişikirlir.
Wiki'de filmin arka planını okurken film,
Escape from New York filmiyle aynı evrende olduğunu söyleyenler olmuş zamanında. Sonra da Carpenter'ın karısı ve filmin de yapımcısı olan
Sandy King Carpenter buna karşı çıkmış. Demek ki zamanında da Carpenter filmleri için böyle düşüneneler varmış. Önceki yazımı okumuşsunuzdur belki.
Big Trouble in the Little Chinetown filmiyle
Escape From New York filmiyle crossover yapmış çizgi romanı serisi var diye bir yazı ve çizgi roman kapakları atmıştım. Okumak isteyen varsa linkini tekrardan atıyorum.
Crossover (kırmızı renkli yazıya tıklasanız yeterli). Aynısını geçen
The Thing filmi ve diğer iki korku filmi olan
Prince of Darkness ve
İn The Mouth of Madness için de öyle düşünenler vardı. Ancak nasıl bir bağ var bilemem. Belki de Carpenter eğer yeterli bütçelere ulaşabilseydi; evrenini genişletebilirdi. Ancak hayat işte.
Oyunculara gelecek olursak; bizim Montana 'nın gülü, adıyaman tütün sesli, kellerin umudu
Jason dedem yine iyi oynamış. Hatta ilk başlarda
Ice Cube'un canlandırdığı karakteri o canlandıracakmış. Ancak filme bir popüler isim daha eklemenin gerekli olduğunu düşündükleri için Williams karakteri yerine Jericho karakterini canlandırmış. Ancak Ice Cube'un kötü oyunculuğuyla canlandırdığı Desolation James hiç olmamış. Keşke kel dedem canlandırsaymış... Daraldık yarab! Demek ki yıldız isim olmak filme başarı getirmiyormuş. Ana karakter, Melaine'yi canlandıran
Natasha Henstridge 'e gelirsek bu daha da üzdü. Bu rol için
Michelle YEOH 'a gitmişler. Bu kadın gerçekten filmdeki zayıf oyunculuk sergileyen Natasha Henstridge'den iyi performans sergileyeceği adım gibi belliydi.
Film, Carpenter'ın en vasat filmi olmasına rağmen ilklerde sardığını söyleyebilirim. Onu da uzun zamandır görmediğim, başta belirttiğim gibi trençkotlu özel arkerler doğaüstü yaratıklarla kapışıyor temasının büyüsünden dolayıydı. Hatta
Clive Barker's Jericho oyununu seven ve Heavy metal dinleyicisi olan Smoker abinin de seveceğini düşünüyorum. Lakin filmin gelişim ve sonuç kısımlarını zayıf buldum. Yine de iyi film ve izlemesi zevkli. İyi seyirler.