Televizyonlarda deprem bilimcilerin konuşmaları sıktı artık. 80 milyon olarak, ülkenin altından fay hatlarının halay çektiğini anladık. En az 7,5-8'e dayanacak binalar çıkartmak gerekiyor. Bundan sonra artık bu şekilde iş yapmayanları bekleyen hukuki süreçler anlatılabilir mi?
Bence hiç de anlamış değiliz. Bence her hafta tüm kanallarda bir program yapılmalı bu konuda. Bu şekilde yaparsak bir 10 yıla gelmemiz gereken bilinç seviyesine çıkarız muhtemelen.
Bence hiç de anlamış değiliz. Bence her hafta tüm kanallarda bir program yapılmalı bu konuda. Bu şekilde yaparsak bir 10 yıla gelmemiz gereken bilinç seviyesine çıkarız muhtemelen.
Para kazanmak isteyen, insan hayatını göz etmeyenler her zaman olacak. Bunların depremin ciddiyetini kavraması bir şeyi değiştirmiyor. Bu işi yapan ve bu işi denetleyen kişiler ceza almadıktan sonra Celal Şengör isterse 24 saat tüm ülkeye yayın yapsın.
Para kazanmak isteyen, insan hayatını göz etmeyenler her zaman olacak. Bunların depremin ciddiyetini kavraması bir şeyi değiştirmiyor. Bu işi yapan ve bu işi denetleyen kişiler ceza almadıktan sonra Celal Şengör isterse 24 saat tüm ülkeye yayın yapsın.
Onların değil, bizlerin bunun ciddiyetini kavramamız gerekiyor.
Benim binam güvenli mi diye sormamız ve araştırmamız gerekiyor. Değilse eğer güçlendirmemiz gerekiyor.
Deprem çantaları hazırlamamız, deprem durumuna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Daha yeni tatbikat yaptık ülkece güya, ne bilinç seviyesindeyiz ortaya çıktı.
Acil toplanma alanları belirlememiz gerekiyor. Yapmamız ve bilmemiz gereken bir yığın şey var.
Her şeyi devletten bekliyoruz hacı. Sürekli başkalarından, başımızdakilerden bekliyoruz. Denize çöp atarız temizlenmesini başkasından bekleriz, çocuğumuzu eğitmeyiz, adam etmesini başkasından bekleriz, bir sorun görünce söyleme işini başkasından bekliyoruz.
Devleti bu hale biz getirdik. Önce bizim bilinçlenmemiz gerekiyor.
Onların değil, bizlerin bunun ciddiyetini kavramamız gerekiyor.
Benim binam güvenli mi diye sormamız ve araştırmamız gerekiyor. Değilse eğer güçlendirmemiz gerekiyor.
Deprem çantaları hazırlamamız, deprem durumuna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Daha yeni tatbikat yaptık ülkece güya, ne bilinç seviyesindeyiz ortaya çıktı.
Acil toplanma alanları belirlememiz gerekiyor. Yapmamız ve bilmemiz gereken bir yığın şey var.
Her şeyi devletten bekliyoruz hacı. Sürekli başkalarından, başımızdakilerden bekliyoruz. Denize çöp atarız temizlenmesini başkasından bekleriz, çocuğumuzu eğitmeyiz, adam etmesini başkasından bekleriz, bir sorun görünce söyleme işini başkasından bekliyoruz.
Devleti bu hale biz getirdik. Önce bizim bilinçlenmemiz gerekiyor.
Evi alan benim ama. Alırken neden sormuyorum bu ev dayanıklı mı diye?
Senin söylediklerin doğru ama bu bizim hiçbir şeyi umursamadan oturmamızın bahanesi değil işte. En basitinden bir televizyon alırken bile bir yığın araştırma yapıyoruz. Bu kadarcık araştırmayı ev alırken yapmıyorsak bu bizim hatamız olmaz mı?
Öncelik olarak bu öneri-yasa ne ise ismi onu onaylayan ikinci olarak da şahıslar neyi nereye nasıl hangi şartta hangi sağlamlıkta dikmiş görevinde bulunan yapı denetimin suçu değil midir ? Mal sahibi ucuza kaçar tc halkını anlatmaya gerek yok da yetkili merciler mecralar hiç bakmıyor mu imar barışı sonrası ? B.başkanı suçlu,yanındakiler ve başka kurumları da yanında götüremiyor muyuz ?
Başbakan Ecevit'in mikrofonu eline alıp Ankara'dan yardım istemesi bir acziyet göstergesi ve ibret vesikasıdır.17 Ağustos 1999'da sınıfta kalan devletin bugü...
youtube.com
Tüm çıplağıyla Başbakanın kurduğu cümleler buyken. Ve o günün gazetelerinde şöyle haberler vardı;
Kendisi ise zamanında gölcük depremi için "Kader diye geçiştirilemez" diyordu. Şimdi geldiğimiz durumda ise ülke yıkılsa böyle haberlere izin verilmez çünkü en küçük eleştiriye dahi gelemiyorlar. Muhalefetten ufak bir ses bile yükselince kurulan cümleler bu;
Yeni şafak gazetesinin geçirdiği değişim her şeyi özetliyor aslında;
"Eğer bugün birilerin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin "milli birlik ve beraberlik" nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak, bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuş olacağız." Ömer Çelik tarafından dile getirilen yazıyı yayınlayan Yeni Şafak gazetesi 24 yıl sonra manidar bir manşet atıyor. Alıntıladığım yazının kaynağı; https://www.yenisafak.com/yazarlar/omer-celik/bugun-susmak-43517
Zamanında siyasiler bile hükümeti eleştirip gazete köşelerinde hükümeti yerden yere vurabiliyorken geldiğimiz noktada en küçük eleştiride "provokatör" damgası yiyorsun. Eleştiriye bile gelemeyen adamlardan sorumluluk almalarını ve istifa etmelerini filan bekliyoruz. Ama artık bu hükümette suçu aramıyorum. Çünkü diye başlayacağım yazıya elim gitmiyor. Zaten bu kadar yazı yazmak bile planımda değildi. Ama bu iki yüzlülüğü de birileri ile paylaşmasam içim rahat etmezdi. Bu haberleri takip etmesem bu kadar politize olmam sanırım
