Gölün hanımı kitabı yaklaşık 1 seneyi geçen süredir yanı başımda duruyor ilk okuduğum gündeki 100 küsur sayfa harici açıp tek sayfa okumuşluğum yok. Askerde bir kitabını 2 günde bitirmiş birisiyim. Gölün hanımı o kadar itici bir şekilde hikayeyi anlatıyor ki açıp okumak zulüm geliyor o yüzden halen bitirmedim. İçerik olarak zenginliği düşüncene bir şey diyemem ama gölün hanımını okumaya başlayınca diğer kitapları öpüp başına koyabilirsin.
Ne olduğunu bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum aahdkdokr
Andrej uslup anlamında da biraz troll bir yazar. Anlatmaya üşendiği yerleri birinin günlüğü falan tadunda özet geçiyor. Ama en garibi bir anda 100 yıl sonrasına atladı. Güya bir dede köydeki çocuklara Witcher serisini masal minvalinde anlatıyor. Dede yoruldum gayri gidecem deyince çocuklar gitme dideee anlat Yennefer'ı anlat Ciri'yi anlat diye çığırıyorlar. Koptum orada kafan mı güzeldi bunu yazarken alelelqll)
Ama evet akıcı bu arada ona bir şey demem. Yani hiçbir şey olmamasına rağmen hiç amma uzattunız kardeşim yaaaaa hissiyatı vermedi garip biçimde.
Özellikle son kitapta bu hissi çok alacaksın. Sayfa çok ama olay yok. Genel olarak bayağı beğendim ben, aşırı akıcıydı son kitaba dek. Oyunlar çok iyi yapılmış cidden, hikayeleri çok zengin. Şimdi oyunları tekrar oynasam çok daha iyi anlarım göndermeleri sanırım.
Oyunları önce oynadığım için kitapların nasıl bir noktada bittiğini tahmin edebiliyorum. Bunu kitapları bitirdikten sonra yazmak daha yerinde olur gerçi ama anlaşılan o kehanetler şunlar bunlar bir yere bağlanmadan bitip gidiyor anlaşılan ki hoş bir durum değil.