Netflix'e gelen av filmi meğer komediymiş bazı yerlerde iyi güldürdü. Şu an yarısındayım.
Çöl sahneleri özellikle unutulmaz bir filmdir.Kurgusu ve çift taraflı anlatımı bence de Oscar’ı haketmişti.Ralph Fiennes iyi aktör cidden birde bu dönemde baya karizma takılıyor aktörü sevdiysen yine o dönemde güzel filmleri var.The English Patient
Laszlo Almásy bir harita yapımcısıdır ve Sahra Çölü'nün bazı bölgelerinnin haritasını çıkarmakla görevlidir. II. Dünya Savaşı'nda geçen hikâyede, bir uçak kazasında Almásy'nin vucüdunda neredeyse tamamen yanar ve yataklak kalır. Hanna adında bir hemşire onun bakımını üstlenir. Eski bir İtalyan manastırında kalmaya başlayan ve kazada hafızasını kaybetmiş olan Almásy gizemli geçmişini hatırlamaya başlar.
Çok ama çok sevdiğim, fakat artık görüşme ihtimalimin olmadığı ve dizi-film kültürü aşmış olan birinin bana önerdiği son film olduğundan bende her zaman için farklı bir yeri olacak. Film bana göre aldığın 9 Oskar'ın hakkını fazlasıyla veriyor. Oyunculuklar ve kurgu aşmış. Filmin çok özel bir kurgusu var. Örneğin filmin başı, aynı zamanda sonu. Yani filmin başında sonunu görüyor, film boyunca da o sona nasıl gidildiğini geçmiş anılara giderek izliyoruz. Gerçekten yürek burkan bir aşk hikayesi. Ağır dram sevenlere öneririm.
1 ve 3 sayılı efsane film zaten.Üçüncü filmle ilgili bir anektod vardı aktörü hala gördüklerinde çöp kamyonu olayını soruyorlarmış. Bu filmleri beğendiysen bu izlediğin dönemde böyle güzel çok film var özellikle western.1 - Once Upon a Time in the West
2 - Duck, You Sucker!
3 - Once Upon a Time in America
Şu üçlemeyi izledim. En beğendiğim ilk film oldu, sonrasında 3 ve en son 2. Herkese öneririm, eski filmleri sevenlere iyi gelir.
İlk film çok güzel bir kovboy filmi, baya sevdim, karizma ve sert abilerimiz var. 3. Filmde ilk filmin mafya versiyonu, Robert De Niro reis başrolde. İkinci film apayrı bir şey...
Kurosawa,Mizoguchi,Ozu üç büyük japon yönetmenidir nezdimde.Diğer ikisi batıya hitap eden filmler çekmez onlar tamamen japondur japon kültürüne çekilmiştir.O yüzden öyle çarpıcı şeyler bekleme.Nuri Bilge Ceylan gibi kendi kültür yapısına daha odaklı birbirine benzer birçok filmleri vardır.Sansho The Bailiff (1954)
Mizoguchi'nin izlediğim ilk filmi. Beni çok sarmadı açıkçası Kobayashi ve Kurosava'dan sonra.
Tek bir sahne hafızamda kalır büyük ihtimal. 8.4'lük bir şey ben göremedim yani.
Ozu'dan sadece Tokyo Monogatari'yi izledim sanırım, Kurosava'dan 5 tane falan var izlediğim.Kurosawa,Mizoguchi,Ozu üç büyük japon yönetmenidir nezdimde.Diğer ikisi batıya hitap eden filmler çekmez onlar tamamen japondur japon kültürüne çekilmiştir.O yüzden öyle çarpıcı şeyler bekleme.Nuri Bilge Ceylan gibi kendi kültür yapısına daha odaklı birbirine benzer birçok filmleri vardır.