Elbette sana göre böyledir, bu yalnızca senin perspektifin. Ama doğal olarak, herkesin bir karakter hakkında sevip sevmediği şeyler olabilir. Herkesin kusursuz dediği karakteri kendine özeldir, gerçek manada öyle kusursuz bir karakter olmayabilir. Mesela, ben Kurapika'nın intikam hırsını ve bu yoldaki eylemlerini sevmem ama diğer karakteristikleri hoşuma gider. İntikam konseptini genel olarak sevmediğimden, karaktere bakışıma da yansıyor.Kurapika gibi karakterin sevilmeyecek yanı yoktur kardeş. Adam bir şaheser.
Ayrıca o intikamcı olmasın da kim olsun. O araknitler özgür kaldıkları sürece insanlara zarar vermeye devam edecekler.
Gerçi benim Kurapika'nın hikayesinde asıl beğendiğim nokta başka ama neyse.
İntikam arzusuna fazlaca kapılmış bir karakter kendisini ve çevresini düşünemez, daha doğrusu sağlıklı düşünemez. Ne kadar zekice ve planlı düşünse dahi, amacına aşırı bir odağı varsa çevresinin güvenliğini sağlaması pek güç olur. Bu da onun çevresini kaçınılmaz bir tehlikeye sokar. Bu durumda ise tek tabanca olmaya zorunlu kalır. İşte burada da kişi kendine zihinsel zarar verir ve bunlar eninde sonunda fiziksel hasarlar olarak da gözükebilirler. Önceliği, ona elle tutulur bir getirisi olmayacak bir amacın peşinden öfke ile koşturmaktır ve bu öfkenin içinde kaybolup gidebilir. Bu durumlar üzücü olmakla birlikte benim hoşuma gitmeyen şeyler olur genelde. İntikam yolunda ilerlediği her adımda elde edeceği tatminat çok sorgulanabilir olmakla beraber, bu süre boyunca kendisine ve çevresine verdiği zararlara değip değmediği koca bir soru işareti olarak kalır.