20 yılı aşan One Piece'i takip eden birçoğumuzun aklında seriyle ilgili çeşitli sorular belirmiştir.Şahsım adına bu sorulardan hikayeye dayalı olanlarının zaman içerisinde doğal olarak cevaplanacağını bildiğimden bunların üzerinde fazla durmadım. Daha çok One Piece evreninin çalışma prensipleri hakkındaki sorularla ilgilendim. Çünkü bu sorular, olayların gerçekleşmesi ve merakın giderilmesi anında değerini yitiren sorular değildi.Şeytan meyvelerinin çalışma biçimleri, denizin kendisinin, kairosekinin(deniz taşının) ve hakinin; şeytan meyvesi kullanıcılarına etki etme biçimi, gözümüzün önünde olup bittikten sonra bile tam olarak açıklayamadığımız veya bir gizeme dayandırarak geçiştirdiğimiz konular olmasına karşın her zaman sorulmaya devam edilebilecek, hep güncel kalan sorular olacak ve One Piece evrenini anlamamıza yardım edecek.Bu soruların sorulabilmesine yol açan en önemli etmenlerden biri, hikaye anlatılırken takınılan gizemli tavır ve bu gizeme eklemlenen muğlak dil. Her ne kadar kullanılan dilin muğlaklığı mangakanın elini güçlendiriyor olsa da, seriyi titizlikle takip edenlerin one piece evrenindeki bazı çalışma prensiplerinin birbirleriyle ilişkisini değerlendirmeye başladığında belli başlı uyumsuzluklarla karşılaşması mümkün.Örneğin deniz ile kairoseki (deniztaşı) arasındaki ilişki açıklanırken muğlak bir dille "kairoseki deniz ile aynı enerjiyi yayıyor" demek mangakanın elini güçlendirir.Ancak serideki işleyişe baktığımızda şunu görürüz:
Kairoseki vücudun küçük bir kısmına bile değdiği sürece, şeytan meyvesi kullanıcısı vücudunun diğer kısımları da dahil olmak üzere tamamında şeytan meyvesi yeteneklerini tamamen kullanamaz hale gelecektir. Yani bileğe takılan kairoseki vücudun diğer kısımlarında da şeytan meyvesi yeteneklerinin kullanılamaz hale gelmesine neden olur.
Buna rağmen denizin etkisi ile kairosekinin etkisinin birebir örtüşmediğini görürüz.Daha serinin en başlarındaki Arlong Park'ta Luffy'nin bedeninin tamamı deniz suyunun içerisine düşmüş ve Luffy'nin boynu yukarı çekildiğinde boynu uzamıştır. Yani Luffy'nin bedeni tamamen suya değmesine rağmen, bütün o suya temas anında lastikliğinden birşey yitirmemiş ve hala uzayabilen bir formda kalabilmiştir. Ancak Smoker'ın juttesiyle hedef alınan luffy küçük bir dokunuş/vuruşla lastikliğini o anlığına yitirir.Dahası denizin meyve kullanıcısını hareket bile edemeyecek kadar güçsüzleştirdiğini görürüz. Ancak denizle aynı enerjiyi yayan kairosekiyi takan mahkumlar yürüyerek hareket edebilmektedir.
Bununla birlikte şu sorular da akla gelmekte: Denizin şeytan meyvesi kullanıcısını güçsüzleştirmesi ya da kairosekinin şeytan meyvesi kullanıcısını güçsüzleştirmesi gibi durumlarda "güçsüzleşme" ile kastedilen nedir? Kişinin enerjisinin tükenmesi mi? Yoksa meyve yeteneğinin kullanılamaz hale gelmesi mi? Ya da her ikisi mi? Yani kişi enerjisi olmadığı için mi meyve güçlerinin kullanamıyor? Yoksa kişisel enerjisinden bağımsız olarak şeytan meyvesi güçleri mi kayboluyor? Bu durumda şeytan meyvesi yiyen kişinin pasif bir biçimde sahip olduğu, lastik olmak ya da ateş olmak gibi kişisel enerji gerektirmeyen halleri nereye sığdıracağız? Denizde lastikliğini yitirmeyen Luffy, kairosekiyle dokunulduğunda nasıl lastikliğini yitiriyor?
Luffy Arlong parkta vücudu deniz içerisinde başı dışardayken de "şuan güçsüzüm" demişti. Ancak hala uzayabiliyordu boynu.Lastikliğini yani şeytan meyvesi yeteneğinin pasif özelliğini denizle temas anında bile kaybetmemesine rağmen ,Luffy kişisel enerjisini yitirmişti.Buradan anlaşılması gereken denizin şeytan meyvesi kullanımına doğrudan engel olmadığı ancak denizin kişinin enerjisini tüketmesiyle bunu gerçekleştirdiği. Diğer yandan kairosekinin denizle aynı enerjiyi yayması gerekiyor. O halde nasıl olur da kairoseki temas anında doğrudan şeytan meyvesi yeteneklerini kullanılamaz hale getirir? Bu özellik, denizin yaptığından daha fazlası...Yani kairoseki denizle aynı enerjiyi yayıyor dense bile kairosekide bundan fazlası olmalı.Umarım mangaka bununla ilgili açıklamayı Vegapunk'la karşılaşmamız durumunda daha detaylı bir şekilde yapar ve kairosekinin ne olduğunu daha iyi anlarız.
Kairoseki vücudun küçük bir kısmına bile değdiği sürece, şeytan meyvesi kullanıcısı vücudunun diğer kısımları da dahil olmak üzere tamamında şeytan meyvesi yeteneklerini tamamen kullanamaz hale gelecektir. Yani bileğe takılan kairoseki vücudun diğer kısımlarında da şeytan meyvesi yeteneklerinin kullanılamaz hale gelmesine neden olur.
Buna rağmen denizin etkisi ile kairosekinin etkisinin birebir örtüşmediğini görürüz.Daha serinin en başlarındaki Arlong Park'ta Luffy'nin bedeninin tamamı deniz suyunun içerisine düşmüş ve Luffy'nin boynu yukarı çekildiğinde boynu uzamıştır. Yani Luffy'nin bedeni tamamen suya değmesine rağmen, bütün o suya temas anında lastikliğinden birşey yitirmemiş ve hala uzayabilen bir formda kalabilmiştir. Ancak Smoker'ın juttesiyle hedef alınan luffy küçük bir dokunuş/vuruşla lastikliğini o anlığına yitirir.Dahası denizin meyve kullanıcısını hareket bile edemeyecek kadar güçsüzleştirdiğini görürüz. Ancak denizle aynı enerjiyi yayan kairosekiyi takan mahkumlar yürüyerek hareket edebilmektedir.
Bununla birlikte şu sorular da akla gelmekte: Denizin şeytan meyvesi kullanıcısını güçsüzleştirmesi ya da kairosekinin şeytan meyvesi kullanıcısını güçsüzleştirmesi gibi durumlarda "güçsüzleşme" ile kastedilen nedir? Kişinin enerjisinin tükenmesi mi? Yoksa meyve yeteneğinin kullanılamaz hale gelmesi mi? Ya da her ikisi mi? Yani kişi enerjisi olmadığı için mi meyve güçlerinin kullanamıyor? Yoksa kişisel enerjisinden bağımsız olarak şeytan meyvesi güçleri mi kayboluyor? Bu durumda şeytan meyvesi yiyen kişinin pasif bir biçimde sahip olduğu, lastik olmak ya da ateş olmak gibi kişisel enerji gerektirmeyen halleri nereye sığdıracağız? Denizde lastikliğini yitirmeyen Luffy, kairosekiyle dokunulduğunda nasıl lastikliğini yitiriyor?
Luffy Arlong parkta vücudu deniz içerisinde başı dışardayken de "şuan güçsüzüm" demişti. Ancak hala uzayabiliyordu boynu.Lastikliğini yani şeytan meyvesi yeteneğinin pasif özelliğini denizle temas anında bile kaybetmemesine rağmen ,Luffy kişisel enerjisini yitirmişti.Buradan anlaşılması gereken denizin şeytan meyvesi kullanımına doğrudan engel olmadığı ancak denizin kişinin enerjisini tüketmesiyle bunu gerçekleştirdiği. Diğer yandan kairosekinin denizle aynı enerjiyi yayması gerekiyor. O halde nasıl olur da kairoseki temas anında doğrudan şeytan meyvesi yeteneklerini kullanılamaz hale getirir? Bu özellik, denizin yaptığından daha fazlası...Yani kairoseki denizle aynı enerjiyi yayıyor dense bile kairosekide bundan fazlası olmalı.Umarım mangaka bununla ilgili açıklamayı Vegapunk'la karşılaşmamız durumunda daha detaylı bir şekilde yapar ve kairosekinin ne olduğunu daha iyi anlarız.