Bizim milletimiz mütevazi adamı sevmiyor bir kere daha anladım. Garp çizdiği profille tam bir eski toprak Türk dedesi. Düşmanının oğluna bile kucak açıp, bağrına basacak şevkatte. O kadar kahramanlığı var hiç birini göğsünü gere gere anlatmadı ama o suratındaki /siz kim köpeksiniz, istesem tükmüğümde alayınızı boğarım/ tebessümü biz okuyucuya her şeyi anlattı. Her zaman hayırsız evlatlarından, torunlarından yakındı. Diğer sığırlar ben Whitebeard'ım diye eşşek gibi anırken adam acının tatlı tebessümüyle, ağır başlı şekilde takılıyordu. Kibirleri o kadar büyüktü ki küçük çaylakları kafaya takacak raddeye geldiler(Kaido, Big Mom), kariyerlerini düşünüyorlardı tek önemli olan onlar için o olmuştu. Bir tarafta ise Amiralliği bile elinin tersiyle iten adam var, anlamazlar onu. Statü falan umursamıyor, diyoruz ya mütevazi adam. Ama bizim millet güce tapmaya alışmış, "ben yaparım, ben en büyüğüm, şöyle böyle yaparım" gibi sözler sarfeden cahilleri gözlerinde büyütüp, yere göğe sığdıramıyorlar. Kibirde ve komplekste en tepedeki kutsallar ve hükümet bile bu adamı tarihten silme fikrine cüret edemiyor, yapmak istedikleri halde. Bu pisliklerin kalbine tereddütü düşüren tek karakter, Garp. Çünkü ölse arkasından Müslüm Baba gibi kitleler yığınla gelecek, delikanlı adamın seveni de çok olur. Roger'ın arkasında çocuğunu emanet edecek güvendiği bir dostu bile yoktu, düşmanına emanet edecek kadar aciz kaldı. Herkese Garp gibi düşman nasip olmaz.