Natsu ve arkadaşlarının umutsuz bir mücadele sonucunda ejderha yiyicilerin elinden görkemli bir şekilde kurtulduğu yerlerde kalmışsın. Oradan sonra su tanrı ejderhası arkı 7-8 bölüm daha sürerek güzel ve duygusal bir biçimde noktalanıyor. İki sayı süren düşündürücü, öğretici ve eğlenceli ara bölümlerden sonra şimdi 27. bölümle birlikte yeni bir macera başladı. 100 yıllık görev nedeni ile tanrı ejderhalarını mühürlemek için yolculuğa devam ediyorlar. Değişen bir şey yok. Bölümler her zamanki gibi akıyor.
Karanlık, sessiz ve kasvetli bir gecede, Nasrettin Hoca sık ağaçlar arasında, ıssız bir patikada usul usul evine doğru yürürken uzaktan uğultulu sesler işitmeye başlamış. Bir süre sonra bir atlı kafilesinin hızlı, gürültülü ve vahşi bir şekilde üzerine doğru dörtnala geldiğini görmüş. Doğal olarak hocanın yüreği ağzına gelmiş, büyük bir telaşla nereye gideceğini bilmeden ağaçlar arasında koşturmaya başlamış. Kendini birden sisli bir mezarlıkta bulmuş ve ne yapsam diye düşünürken aniden gördüğü ilk boş mezara girerek saklanmış. Atlılar hocanın peşinden mezarlığa girmişler ve hocanın boş bir mezarda yatıp uzandığını görmüşler. Sormuşlar "Hayırdır, ne oldu Nasrettin Hoca? Senin için endişelendik, meraklanıp peşinden geldik. Bir şey mi oldu? Neden gecenin bu vaktinde bir mezarda yatıyorsun." Hoca cevap vermiş "Uzun bir hikaye ama kısaca sizin yüzünüzden buradayım ama görünen o ki siz de benim yüzümden buradasınız."
Havuz partisi, hamam partisi, yırtılan elbiselere devam mı ediyor?
