Mesele yönetme arzusu olması falan değil, mesele niyetlenirse kitleler peşinden gelir mi sorusunun cevabı. Rayleigh bir kriter değil çünkü o zaten Roger'ın peşinden gitmiş. Adam da nasıl bir irade varsa peşine Shanks'ı falan bile sürüklemiş.
(Rayleigh'de kral hakisini nerede gördüydük bu arada. Şu lanet hafızam.)
Kitleleri etkilemek de tabiki korsanlar kralı olmaktan geçmiyor sadece, basit ve bariz bir örnek vermek istedim.
Dressrosa'da kitleleri harekete geçirmek dediğin hangisiydi, İpleri itme olayı mı?
Bu pek sayılmaz. Zoro kaptanına inandı. Ona destek olmaya çalışıyordu. Zoro'nun Luffy'ye olan güçlü inancı insanları da umutlandırdı.
Kiku olayında ne olmuştu, ne izni?
Bir adamdan etkilenmek başka bir şey, onun peşinden gitmek başka bir şey. Zoro'nun iradesi ve adanmışlığı çok güçlü. Bu insanları etkiler, takdir ettirir ama insanların içinde "Ben bu adamın peşinden gideyim." fikrini uyandıran şey başka.
Luffy'nin bir çok vasıfsızlığına rağmen bu kadar insanın desteklediği bir kaptan olması da o şey işte.
Ve Zoro da yok o şey.
Kardeş senle daha önce hiç konuştum mu bilmiyorum o yüzden yargısız infaz yapıyorsam kusura bakma.
Yeşillerle muhatap olmamaya karar verdim.
Biri "Benden alıntı yapma, kafam karışıyor." dedi, diğeri ısrarla konuşmaya gergin bir şekilde devam etmek istedi.
Baktım kiminle konuşacam, kiminle konuşmayacağım ayırt etmekte zorlanıyorum. "Bütün yeşillerle muhatap olmayayım" dedim. Nasılsa hepinizin fikri hemen hemen aynı.
Aslında hiç cevap da vermeyecektim ama açıklama yapmadan bırakmaya içim razı olmadı.