Bu konuda bölüm hakkında üyelerimizin yaptığı detaylı analizleri paylaşacağım. Şimdilik bunu amaneden ve ben yapıyoruz. Başka yapanlar olursa, onları da buraya eklerim.
Kapakta Japonların Amezaiku adını verdikleri, şekerden heykelciklerin yapıldığı bir sanat var. Renklendirilmiş "mizuame"ler yardımıyla yapılan bu heykeller Barto'nun elinde pek çok güzel şey sunuyor bizlere. Benim gibi anime dozajını fazlaca kaçırmış kişilerin bildiği üzere mizu, su ve ame de şeker demek.
Hasırşapkalara ilave olarak örneğin sol kısımda Momo'nun ejderini ve sağ kısımda Farul'u görebiliyoruz. Aslında Farul'u görmüyoruzdur muhtemelen ama ben öyle görmek istedim. Barto ile horozu eşleştirsem dedim ama Büyük Filo'nun kalanı için uygun hayvanlar bulamadım. O yüzden diğer hayvanları rahat bırakacağım.
Bununla birlikte tayfanın daimi takipçisi olan Pandaman de es geçilmemiş. Barto Pandaman'i de fark etmiş demek! Görünen o ki Barto yalnızca bizim tayfanın şekerden heykelciklerini satmıyor gerçi. Luffy'nin üzerine baktığımız zaman Korsan Kral kıyafetini görüyoruz. Diğer arkadaşların kıyafetleriyse iki yıl aradan sonra giydikleri kıyafetlere benziyor tamamen. Tam olarak söylemek gerekirse Balıkadam arkı denilebilir.
Tokio Tower muhabbetinde şöyle şeyler satılmıştı mesela.
Bazı amezaiku sanatçıları sokak performansı olarak bu şeker heykelcikleriyle sihirbazlık şovları ya da hikâye anlatımı falan yapıyormuş.
Shinobu'nun ileri geri konuşması sebebiyle Law gitmiş. Law kendince oldukça haklı ancak bu işin iki yönü var. Bunlardan ilki Shinobu'nun celallenmesine sebep olabilecek 20 yıllık bir arkaplan hikâyesi. Yani kadın alttan alınmayı hak ediyor bana kalırsa. Diğer yandan Law'ın da kendince sebepleri var. Üstelik diğerleri bilmese dahi Bepo ve saz arkadaşlarının ne durumda olduklarını gördük. Ne kadar zayıf olsalar da kaptanlarına ihanet etmeyecekler. Aslında zayıf olmaları sebebiyle ölmektense planı sızdırmaları makul gözükebilir. Herkes işkenceye dayanamayabilir zira. Bu tip konularda herkesin farklı bir açısı olsa da yaşayanların düşünce ve hisleri kendilerinde saklıdır. Fazla tatava yapmaya gerek yok. Bence aralarında büyük bir problem çıkmaz lakin Oda isterse Law üzerinden konuyu biraz daha uzatabilir.
Usopp ve Nami arasında geçen konuşma oldukça güzel. Komedi sahnesi olarak güzel olmasının yanı sıra tayfanın etkileşimini görmke hoş. Nami'yi sevmesem de tebessüm eden çehresi oldukça hoş. Ayrıca kurbik kardeşimiz tepki vermeyi unutmuş bu kez. Cık cık.
Nami ve Usopp konuşurken arka tarafta 4 kişi görüyoruz. İki yetişkin birbiriyle konuşuyor gibi gözüküyor. Bir yetişkinden ses yok. Çocuklardan biri yaramazlık peşinde ancak herkes gülüyor. Eh, herkesin gülmesi normal. Oda arka planı da "in motion" yani hareket hâlinde çizmiş. Kasabada hayat sürüyor. Bunlar çok güzel dokunuşlar.
Ebisu Kasabasında hava durumu her zamanki gibi kahkahayı gösteriyordu. Neşeyle koşuşturan çocuklar, eve ekmek getirmeye çalışan insanlar ve pespaye bir hayat ile fütursuzca kahkaha atan insanların oluşturduğu esrarengiz bir zıtlıkla yaşam süregeliyor, süregidiyordu. Yılların eskitemediği bir dostluğun tebessüm ettiren sohbetiyse okuyucu için tanıdık bir sıcaklık, hoş bir kucaklamaydı...
Usopp'un Azuki Baba diye seslendiği aslında Japonların yokai adını verdikleri doğa üstü canavar, ruh ya da iblislerden biri. The Bean Hag ya da The Bean Grinding Hag olarak İngilizceye çevrilebilen bu isim Türkçeye çevrilmek istense nasıl olur bilemiyorum. Bu arkadaş insan yiyormuş.
Azuki Arai isimli bunun erkek versiyonu olan biri daha var. Bean Washer diye geçiyor. Fasulye yıkayan yani.
Bu ismin verilme sebebi Azuki fasulyesinin öğütülürken ya da yıkanırken çıkan sese benzer bir şekilde ses çıkartmasıymış. Nehir ya da su kütlelerinin yanında gözüken bu arkadaş "Azuki fasulyelerimi mi yıkayacağım yoksa yiyecek insan mı bulacağım?" şeklinde şarkı söylermiş. Ona yaklaşan kişinin sonu da suya düşmek olurmuş.
Kadın tip olarak Azuki Baba'yı, yani aşağıdaki kişileri andırıyor, zaten Oda da andırsın diye çizmiş. Ancak Azuki Arai'nin de cinsiyet dışında çok bir farkı yok. Azuki Baba'nın yanında Azuki Arai arkadaş canlısı. Yani Yasu gibi. Azuki Baba pek net değil sanırım çünkü şekil değiştirme yeteneğine sahip başka yokai'lerin bu forma girdiği de söylenmiş. Bunun amacı zararsız olan Azuki Arai formuna girdikten sonra çocukları falan mideye indirmek.
Azuki Arai başkan da şu:
Biraz karışık anlattım, kusura bakmayın ama en basitinden şu iki siteye bakarak bilgi alabilirsiniz:
http://yokai.com/azukibabaa/
http://yokai.com/azukiarai/
Bungo malı, hem evleri ateşe vermiş hem de bu suçları örtbas edebilmek için para yedirmiş yetkililere.
Bongo malı oduncuymuş. Evleri yanan insanlara odun satıp cebine para cukkalamış.
Bingo malı, eski bir rahip ve tabutçuymuş. Yangınların ardından insanlara sunduğu hizmet epey pahalı olurmuş.
Oda üç mal içinde Bun, Bon ve Bin efektlerini kullanmış.
Bingo Bango Bongo isimli bir golf oyunu ve şöyle bir şarkı var:
Bu üç salağı hatırladınız mı?
928. bölümde Komurasaki'nin ardından zırlayıp başkentten kovulan mallar bunlar. O günlerde Komurasaki gözünüzde neydi? Şimdi ne? Bir düşünün bakalım.
Ha. Oda zaten flashback vermiş bu üç mal için. Azuki teyzeciğimizin komedi unsuru 1 kilo laf anlattıktan sonra yalan söyledim demekmiş anlaşılan.
Yasu başkan bu üç mala bakmakla yükümlendirilmiş ve Yasu başkan üçüne layığıyla bakıyor olmasına karşın bu üç mal ahkam kesmeye devam etmiş.
Yasu başkanın da söylediği gibi kart oldukça basit ve düşman eline kolaylıkla düşüyor. Çok dandik bir plan davetiyesi olduğunu daha önce de söylemiştim. Yasu başkan bilekteki yarım ay dövmesini bilmiyormuş, bununla birlikte beim gibi bundan haberi olmayan başkaları da vardır diyor.
Yasu başkan eğlenceli bir karakter. Bu sahne de güzel ama bu kurbağa niye Usopp ile birlikte tepki vermiyor? Karnı mı acıktı acep?
Yasu'yu çıkartamamışlar. Yasu şehrin şerifi gibi bir şey galiba. O bir dedeye uğrarken biz başka veletleri görüyoruz. Şehir neşe içinde takılmaya devam ediyor.
Yasu dedeye darı ve su bırakıyor. Diğer tarafta yosundan bira yapan bir teyze var. İlacı kalmamış. Bir başka yaşlının dizi fena. O-saki'nin çocuğu kötü. Hankou'nun annesi hasta. Bir çocuk eğlence peşinde. Yasu, koca bir kasabaya tek başına göz kulak oluyor. Oda bizlere enfes bir karakter daha sundu. Teşekkürler Oda!
Ancak gelin görün ki bu para sattığı kız Toko'nun ona gönderdiği paralarla mümkün oluyor. O-toko'nun Ebisu kasabasından olduğu çok belliydi lakin Oda bizlere bir de Yasu başkanın kızı olduğunu söylüyor! Bu Oda ne yapmak, nereye varmak istemektedir?!
Oda bölümde Yasu için hem iyilik timsali bir adam resmi çizerken hem de kızını satan bir adam hikâyesi gösteriyor. Oda bu ikilikleri sık kullanıyor. Düşünecek olursak şu an O-toko'un keyfi yerinde. Ancak bir insanın kızını satması ne demek? Bunu hangimiz kabul edebiliriz? Oda bizi durup durup ahlak ikilemlerini düşünmeye zorluyor. Tabii bu bir manga ve gerçek hayat çok daha başka. Belki kızı bile çıkmaz. Her şey olabiliyor seride. Bu şarkı Oda'ya gelsin:
Bir öylesin bir böyle. Neyin var bana söyle.
Diğer yandan bu gülüşün ardından çok şey çıkabilir. Bu adamın karısı, O-toko'nun anası kim? Bu noktadan itibaren Yasu'nun hikâyesi ne tür bir yön alabilir ve bu ana hikâyeyi nasıl etkileyebilir acaba. Bu adamı tanımıyorlarmış bir de Shinobu falan. İlginç. Üzerine konuşulmayı hak eden bir konu. Umarım Zoro üzerine muhabbet etmek yerine böyle şeyler konuşursunuz.
Ebisu kasabası toplu histeri mi yaşıyor nedir. İki dakika gülmeyin lan.
Diğer yandan Yasu'nun Witch Hour Boy olma ihtimali de biraz daha olasılık kazandı sanki. Yine de belli olmaz.
Belki de bu fanfinifinfon arkadaşlardan gelen parayı göndermiştir Hiyori buraya ve o da nesi... Hiyori esasında Yasu'nun kızı, Yasu da Oden... Tamam tamam.
Kurbağa başkan genel olarak huzursuz galiba. İyi ulem. Ben de seni analize sokmuyorum daha fazla!
Luffy'lerin tarafında Hyou başkan Haki'nin Wano'daki formunu anlatıyor. Ryuuou adı verilen bu kelime akan kiraz çiçeği gibi bir anlama sahip. Yani sertleştirme yerine bir akış var. Biraz zen kafası sanırım. Bununla birlikte eşsesli bir kelime olarak Ejder Kral ya da İmparator gibi anlamlara da sahip. Burada Luffy'nin yapması gereken şey Haki'yi adukete çevirmek gibi bir şey. Enerjinin ahenk içinde akmasını sağlayabilmek. Potansiyelini dizginlemek yerine özgür bırakmak. Rüzgârın rehberliğinde dans etmek. Bedenini çevreleyen amaçsız haki'yi kendi emelleri doğrultusunda kullanabilmek adına ehlileştirmeli... Özgür Haki'ye hükmetmeli ve ona söz geçirmeli!!! İşte gerçek bir imparator, gerçek bir kral bunu yapar evlat.
İlk bakışta Koka yapan Luffy zamanla ilerletiyor gibi duruyor işi ama uzaktan gösterildiği için net bir şey söyleyemem.
Ancak Luffy bunu bir süre daha beceremiyor ve akşam oluyor. Millet yatağa geçerken Luffy'nin karın gurultusu sessizliğin sesi oluyor.
Luffy bu gidişle sabaha mumya olurum diyor. WCI arkında Sanji'den yemek beklerken olduğu gibi.
Hyou başkan Luffy'nin Kaido ile savaşması için ne gibi bir gerekçe olduğunu merak ediyor ve yanılmıyorsam Luffy etrafta gardiyanlar var diye konuşamayacağını anlayıp H. Haki çakıyor. Luffy? Çocuğum? Sen ne zaman akıllandın?
Luffy dört imparatordan bahseder, Hyou da Roger'ın adını anarken çaktırmadan ringe sızan biri var:
Belli ki Raizo yanlışlıkla Caribou'nun anahtarını almış. Hyou başkanın gözünden Raizo'yu görüyoruz. İlginç bir sahne doğrusu. Bu ikisi geçmişi yad ederken Luffy Caribou'yu dövüyor. Çok güldüm buraya ya.
Caribou beklemiyor olmasına karşın Luffy'den medet umuyor. Luffy ise her zamanki saflığıyla kabul, bizimle gelebilirsin diyor. Kimseden korkusu ve şüphesi olmayan bu adam herkeste şüphe ve korku uyandırıyor. WB'nin affedici ve ürkütücü doğası Luffy'de de var.
Caribou geçici olarak bizimkilerin yanında duracak gibi gözüküyor. Onun tek isteği Wano'dan kurtulmak. Bu adam sağlam kaynak. İçine dünyaları alan adam. *Title of your sex tape*
Udon'daki hapishane toplam 5 bölgeden oluşuyormuş. Burada bulunan çoğu kişinin işlediği suç Orochi'ye karşı işlenmiş bir isyandan ibaret. On binlerce insanın bulunduğu bu yer aynı zamanda mükemmel bir kaynak demek. Wano'yu gölgelerden kontrol eden yakuza patronları dahi burada. Oda böylelikle 4 büyük baş daha sunuyor bize.
Köpekbalığıtimsah kardeşimiz de BM de yorulmuş. BM hem aç hem de uykulu. Udon'a girdikleri görülüyor, varmalarına da çok az kalmış. Bakalım bizleri ne bekliyor?
Luffy hapishaneyi yıkalım, müttefikleri kazanalım, olsun bitsin kafasındayken Raizo'nun "O işler öyle kolay değil." çıkışına Oda BM ile cevap veriyor resmen. Her şey tıkırında her zamanki gibi. Luffy'nin tek başına da buradan çıkabilmesi gerekir bana kalırsa. Düşünsenize bir şekilde Shanks buraya düşse tek başına çıkamaz mı yani? Ulen Oda.
Haftaya renkleniyormuşuz. 27 Nisan'da çıkacakmış bölüm. Bize de normalden 1 gün önce gelir muhtemelen. Salı-Çarşamba spoiler, Perşembe de bölüm. Sonraysa ara var. Altın Hafta'ya giriyoruz.
27 Nisan ve 27 Mayıs arasında o tarihler de dahil olmak üzere 3 bölüm okuyabileceğiz muhtemelen çünkü araya Oda'da bir bölüm ara sıkıştırır.
Sağlıcakla kalın efendiler.
Japonya'da Kurbağa Günüymüş. Dahası Küresel Dünya Günü de varmış ama 20 Haziran'da. Japonya'daki yanlış anlamadıysam şöyle bir şey: Para, arkadaş ve bunun gibi "iyi şeyler"in elden çıkması hâlinde geri dönmesini sağlayan, şans getirdiğine inanılan bir hayvanmış. Sebebi de kurbağanın aynı zamanda kaeru, yani geri dönmek anlamına geliyor olması. Bilirsiniz Japonların böyle kelime oyunları boldur.
Jinbeeeeeğğğ!
Stampede görselinde kaydadeğer ne var bilemiyorum. Bahsedecek ne söyleyebilirim ki sizin göremediğiniz ya da farklı bir anlama gelen? Law meyve gücünü kullanıyor, room açmış. :/
Bölüme şu arkadaşla başlayalım.
Ardından da şunu koyalım:
Çünkü ilk sayfada göze çarpan pek bir şey yok.
Bu Orochipu'nun tahtırevanı ve adamlarının üzerindeki sembolü bir araştırmak gerekebilir belki ama zaten kaç bölümdür görüyoruz, geçelim efendim Orochipu'nun tekinin milleti yakalama sevdasını.
Zoro ve Kyoshiro'nun kapışmasına geçelim. Bu kez net bir şekilde gözüküyor ki Zoro haki kullanmıyor. Kyoshiro halk arasında da epey güçlü gözüken biri ki Zoro'nun ona karşı koymasına şaşırıp onu da güçlü buluyorlar. Yalnızca bununla da kalmıyor Zoro da zorlanıyor ayan beyan. Tabii bu Zoro daha güçsüz demek değil doğrudan ama dişli bir rakip olduğu kesin. Kaldı ki Kyoshiro, Zoro'nun saldırılarını sükûnetle karşılıyor resmen. Bana kalırsa rahatlıkla söyleyebiliriz üç samuray gücünde olduğunu. Bu karakter çok nötr biri gibi geliyor bana. Hatta şöyle söyleyeyim. Herhangi bir taraf seçmeden, öylesine yaşayan biri olsa da hiç sırıtmazdı.
Zoro'nun "Bu kim?" demesini görmeyenler olmuş. Onu da şöyle bırakayım madem:
Zoro'yu da gömdüm sanmayın. Pek çok şeyle aynı anda uğraşma gibi bir handikapı daha var zira.
Orochi Oniwabanshu ortaya çıkıyor. Arka planda duran karakterler bir tuhaf. Kimisinin kafa yapısı değişik kimisinin yüzünde maske var. :/
Fukurokuju'nun elinde Wanted posterleri var. Luffy ve Zoro'nun ödülleri çarpıyor. Herhangi bir değişme yok ödüllerde doğal olarak ama şöyle bir şey var. Hawkins bu Fukurokuju'ya Hasırşapkalardan bahsetmiş. Bir kişiyi yakalamaları kafiymiş. E Luffy var elinizde deli misiniz?
Oda Law'a sakal çizmeyi unutmuş ama sorun değil. 1-2 karalama kafi.
Adını bilmediğimiz kaypak suratlı Orochi Oniwabanshu üyesi güya müzik aletiyle saldırıyor "Bebenben" yani müzik aletinin çıkardığı sesle lakin Zoro'nun da belirttiği gibi yalnızca silah. Saldıran arkadaş şu:
Sanji hâlâ babası için çılgınlarca ağlayan has be has O-toko'yu Sanji'ye veriyor. Niyeyse lakabıyla sesleniyor hâlâ. :/ Neyse, Usohachi güzel.
Usopp Sanji'ye diyor ki sen kızı bana bırak da dinozora dikkat et. Sanji de diyor ki ederim. Aradan bir sayfa ve birkaç saniye geçiyor ki Sanji tarafından yalnızca ısırılma saldırısı aldığını sanan Sanji Drake'in kuyruğuyla birlikte uçuyor. Sanji birkaç çizikle birlikte kalkıyor. Yalnız sigarasının ucunda duman göremiyorum. Ulan bu adamın başka nesi var? Sigarasını elinden almayın bari! Şey, pardon. Ağzından. Ağzına başka bir şey almasından iyidir neticede, değil mi? Vinsmoke geyiğini de geçiyorum.
Brook "Starving Skeleton" oluyor gene. Hatırlamayanlar olabilir diye eski bölümlerde yaptığım açıklamayı tekrar kopyalayayım:
"Starving Skeleton'un yalnızca bir fabl olmadığının bahsi geçiyor. Gashadokuro olarak da bilinen bu mite göre hayaletler, açlıktan ölen insanların kemiklerinden oluşturdukları devasa bir iskelet formuna bürünüyor ve ardından da gece sularında, kırsal mekânlarda yiyecek gezginleri arıyor.
Souma no Furudairi, ya da Takiyasha the Witch and the Skeleton Spectre olarak bilinen bu tablo Utagawa Kuniyoshi tarafından yapılmış. Ukiyo-e stilinde uzman olan bu kişi Utagawa okulunun bir üyesiymiş. Kabuki aktörleri, kediler, efsanevi hayvanlar, güzel kadınlar ve manzaralar çizermiş."
Brook bu hâl ve tavırlarıyla ninjaları kaçırırken Kamuran'ı koruyor. Belki aranızda yeni yeni okuyan birileri vardır da Kamuran kim ulan diyordur. Kendileri Komurasaki, yani Hiyori olurlar efendim. Diğer yandan Daikoku Fuujin ve Raijin'e kadının peşine düşmesini söylüyor zira daha önce Zorojuro ile birlikte görmüşler. İsimleriyle tanıyor olmaları ne güzel. Düşmanın adını bilsin, kafi!
Oda bir detay olarak gülen, yani Smile mağduru birini çizmiş:
Yanındaki kişiyse nedense Vivi'yi anımsatıyor. Ulan bari arka plandaki kadınları aynı çizme.
Law da ayan beyan Hawkins'in dibinde tayfa üyeleriyle görüşüyor. Bu ne cesaret yiğidim? Görünüşe göre Bepo ortalıkta yok. Hawkins de diyor ki sahip olduğun güçle ufak bir eforla dahi hepsini kaçırabilirsin, her birini aynı yerde tutmak aptallık olurdu. Aferin size, aferin.
Hawkins kendini kesiyor lakin beklendiği üzere canı yanan başkası. Bu kez mağdur Shachi. Penguin'ink afasındaki kuş da çok tatlı yav. Ne kadar zamandır var aslında ama Usopp'un kurbağası gibi dikkat çekiyor şimdi. Her neyse. Hawkins'in 4 canı varmış. Onu öldürmenin tek yolu da Law'ın astlarını kesmesiymiş. Zor iş. 3 canı Bepo, Penguin ve Shachi'ninse biri de kendisinin. Yalnız Bepo da yakınlarda olabilir mi acaba?
İkisini bir araya getirelim madem.
Kurbağa reyiz her geçen gün durgunlaşıyor, ühü.
Fuujin ve Raijin Kamuran'ı yakalıyor lakin Sanji'nin radar sistemi bunu tespit ediyor.
Komik mi desem iyi Haki mi desem bilemedim. Yalnız Sanji bir yandan Drake saldırırken diğer yandan karı kız kesiyor. Takdir etmek lazım. Yalnız tam da bu gecikme sebebiyle Kamuran'ı bir başkası kurtaracak. Evet, Zorojuro! Sanji o kadar çaresiz bir durumdaki iyi bir özellik olarak gösterebileceği tek şey ödülü kalmış. Yazık da diyemeyeceğim, sonuna kadar müstahak. Suratına sıçtığım.
Kuri'de, Bakura Kasabasının dışında Ashura Douji tarafından dövülen bir Kin'emon görüyoruz. Inuarashi reyiz ortalığı sakinleştirmeye çalışıyor. Kral be. Yasu'nun kendini feda etmesiyle birlikte planın ortaya çıkmaması sağlanmıştı. Kin'emon da bu tür bilgiler aracılığıyla Shutenmaru'yu tavlamaya çalışıyor. Yalnız ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Shutenmaru bizimkilere bir şey gösterecekmiş. Bu arada afiyet olsun paşam.
Udon'da ön, ikinci ve üçüncü kapı paramparçaaaaa. Kaido'nun adamları Big Mom'ı tanıyor lakin BM'nin kendisinden haberi yok. Şapkası da öyle. Hâlâ uyumaya devam ediyor.
Napolyon uyan yavrum, uyan!
Queen'in de Luffy'nin de aklı çıkıyor BM'yi görünce. Kaido'nun adamlarından çok daha fazla çıkıyor hem de. Ee kadının gücünü bilenin hâli belli oluyor. Luffy'nin gözlere bah, garibim.
BM'yi buraya getirmişken Luffy'yi kurtarmayı düşünen O-tama'yı yanaklarından öpüyoruz. Momo'yu yanlarına almıyorlar zira tanınabilir. Diğer yandan Chopper bana niye bu kadar güveniyorsun diye boş laflar peşinde.
BM'nin kale alıp çağırdığı kişiyse O-tama.
Bu ana dek meyve formunu hiç göstermeyen Queen, BM'yi görür görmez çaktırmadan dinozorluğa geçiş yapıyor.
Queen ile BM tartışırken Luffy Kid ve Killer'ın sudan çıkarılmasını talep ediyor. Koca yürekli kaptan be. Diğer yandan Queen efsane bir öz güvenle hâlihazırda hiç olmayan O-shiruko'yu BM'ye vermemekten bahsediyor. Tam anlamıyla şey kafalı bu adam. Görseli görenler anladı.
Kiku ve Chopper safa ve iyi niyet içerisinde, BM'nin şu anki hâlinin nazik olması sebebiyle zorbalığa uğramış olabileceğini düşünürken felaketin kendisiyle karşılaşıyorlar. Amerikan Güreşi izlemiş sanki BM, alaşağı etmenin ne demek olduğunu görselli anlatımıyla birlikte öğretiyor bizlere, biliyorduysak da üzerinden geçmiş oluyoruz.
Bölüm bu kadar. Haftaya ara var. Şimdi Brachiosaurus'a bakacağız. Tabii ona bakmadan önce Brachio Tank V'a bakalım.
Sunny Go'nun alametifarikalarından biri olan Burakio Tanku Go-Gō!!!
Yunancada kol kertenkelesi anlamına gelen bir kelimeden üretilmiş Brachiosaurus kardeşimiz. Ortalama boyları 12-16 metreyken yükseklikleri 30 metreymiş. 25 ton çekiyormuş bu hayvan. Günde 200 kilogram yeşillik yemesi gerekiyormuş bir de zira otobur bir dinozormuş. Bu kadar uzun olmasının sebeplerinden biri de diğer Brachiosaurus'larla adeta bir yarışın içine girmiş olmaları görülüyor. Tabii kesin bilgi değil.
Bu arada Babafingo'nun yemek krizlerini bilmemesi ya da bilse de sallamamasına karşılık Babanuki'nin Babafingo'yu krizler hakkında uyarması... :/ Çapsız Queen! Öyle ortalıkta Japon askeri gibi dolaşmakla olmuyor.
Bölümde pek bir şey yok. 946. bölümde görüşmek üzere.
Luffy'nin kılıçla olan derdi nedir hakikaten? Çocuğun gülüşü bile malca çizilmiş. Zoro bu kadar çok bakmak istediğine göre vakti gelince bakacaktır diye düşünüyorum. Bu arada asıl muhabbet Luffy'de olmasında değil Zoro'da olmasında olabilir çünkü. Bu arkta Zoro'nun dandik kılıcı kırılabilir ayrıca. Tengu'nun beklediği kişi Zoro'ymuş. Ne de olsa kılıçta lanet var.
Tama tarafı şimdilik kapanmış gibi dursa da o kısımdan bir başka sorun çıkabilir belki, hiç belli olmaz. Her ne kadar Speed ehil gibi dursa da hikâyeye katkıları bu kadarla sınırlı olmayacaktır.
Halkı kurtarmış olmalarının hatrına şunu şuraya bırakayım.
Law yardımsever korsanları iğrenç buluyormuş, peh. Kıskandın mı lan karizma taciri?
Zoro Kiku'nun bir şey sakladığını çözeli çok oluyor, güzel çizilmiş. Fanlara bayram var. Bunun farkında olması sebebiyle Kiku'yu sallamadığını dile getirebiliriz galiba. Ayrıca Luffy'de kadının güçlü olduğunu söylüyor, yeni amiralimiz belli oldu.
Sahen okul ve muhtemelen beyin yıkama yerinde. Oden ve onun 9 kınından bahsediliyor. Öğrencilere ülke sınırlarını açmaya çalışmanın kötü bir şey olduğu ve Oden ve saz arkadaşlarının bunu yapmaya çalıştığı olumsuz bir şey olarak yediriliyor. Kın'dan kasıt Oden'in en güvenilir yardımcıları oluyor muhtemelen. Şimdi, bir düşünelim. Bunlar kim olabilir? Raizou, Kin'emon, Kanjuro, O-kiku, İnuarashi, Nekomamushi(Pek olası değil gibi. Sonra değineyim.) ve 3 kişi daha mı?
Öğretmenin boynu uzuyor. Rokurokubi, bir tür yokaidir. Neredeyse insana benzeyen bu yokainin insanlardan tek farkı vardır. İki farklı türü olan Rokurokubi'den ilkinin boynu uzarken diğerinin kafası tamamen çıkar ve ortalıkta dolaşır. Buna da Nukekubi denir. Rokuro, "Çömlekçi Çarkı" , "Su kuyusu kasnağı" ve "şemsiye tutacağı" anlamlarına geliyormuş. Su kuyusu kasnağı ve şemsiye tutacağı uzayan şeyler olduğu içi Rokurokubi de buradan geliyor sanırım. Serideki yerleri ne olabilir? Yılan-boyun Irkı olabilir, bir ihtimal. Bir diğer ihtimalse Smile kullanıcısı olması sebebiyle boynuna hakim olamıyor. Normal meyve yemiş de olabilir gerçi. 20 yıl önce iki kılıçta ustalaşmış olan Kurozumi Orochi'nin Oden'i yenmesiyle birlikte Kozuki ailesinin fişi çekiliyor. Çocukların içine öyle bir işlemiş ki oynayarak taklidini yapıyorlar.
Bir ihtimal Oden'in kötü olma ya da yanlış anlaşılma olasılığı var ama Oda'nın pek bu taraklara gireceğini düşünmediğim için Oden'ler iyiymiş gibi anlattım. Az evvel attığım çizimde görüldüğü üzere çocuklara barış dolu bir ülkeden bahsediliyor. Demek ki başkentte yaşayan kişilerin de dünyadan haberi yok. Bir diğer ihtimalse onların zaten ihanet edenlerin mekanları olması ve bu sebeple de sallanılmaması. Bu durumda Kuri ve belki birkaç yer daha hariç insanlar gerçekten de mutlu mesut yaşıyor olabilirler. Dressrosa'da falan görüldüğü üzere sahte bir mutluluk üzerine kurulan bir başka ülke olabilir.
İnemuri, Japonların uyumama sanatı olarak da geçiyor. Daha doğrusu uyuklama diyelim. Günün herhangi bir saatinde bir köşeye sinip uyuyanlar için deniliyor galiba. Bilirsiniz Japonlar çalışan kişilere saygı duyar ve bu sebeple de yerde, metroda ya da halka açık bir başka yerde uyuyan kişilere saygıyla bakarlar çünkü o kişiler o kadar çalışmışlardır ki sızmışlardır falan filan. Kyoshiro'nun bunla bağlantısı ne olur bilmem ama Kyoshiro Senryo bir SAmurai Shodown karakterinin Kabuki sanatında uzman olduğunu söyleyebilirim. İleride bu arkadaşın ateş kustuğunu falan görebiliriz yani.
Kyoshiro, Orochi hakkında "ihtiyatlı" diyor (çeviride bir sıkıntı yoksa) diğerleri ise sessiz olmasını söylüyor. Lakin Kyoshiro yalnızca doğruları konuştuğumu, korkak olmamalarını söylüyor ve malum şiire giriş yapıyor. Oden'in karısı, yanan sarayın önünde şunları söylemiş(Burada bir parantez açayım. Momonosuke Oden'e dair olayları anlatırken meşaleler falan vardı.):
Özetle yalnızca geceyi bilen, şafaktan bihaber olan bir kişiden/(ya da sarayın kendisinden) bahsediliyor. Dileğin yerine getirilmesi hâlinde ise şafağın nuru ortaya çıkacak. Böylelikle şafaktan, yani umuttan yoksun kişilere umut aşılanmaya başlayacak. Bu nasıl yorumlanabilir? Bizimkiler şafağı getirdikten sonra burada duran kale insanlar umut saçan bir kale olacaktır belki. (Kurozumi, siyah kömür demek. Dümdüz yazınca ise Google Translate "Karanlık" diyor. Kurozumi Karanlıksa, Aydınlığın belirtisi olan şafak da bizimkiler olacak.)
Bu şiir Kyoshiro'nun dediğine göre umutsuzluk içinde yapılmış bir lanetleme. Bana kalırsa bu şiirle birlikte "zamanda yolculuk" gerçekleşti. Ona birazdan geleceğim. Orochi bu lanetleme sebebiyle ifşa olmuş. Şiirin Kyoshiro'ya göre olan açıklaması şöyle: 20 yıl içinde, mehtaplı bir gecede, intikam gelecek. Dokuz samuray ortaya çıkacak ve sizleri öldürecek. Ardından da ülkenin sınırlarını açacak ve şu anda kehanet edilen 20. yıldayız. Neden 20 yıl? Kehanet olduğu için neden diye sormak esasında anlamsız. Diğer yandan "lanet" deniliyor. Bunun bir meyveyle alakası olabilir mi? Yanlış hatırlamıyorsam Kin'emon'a kalsa meyve yeteneği de büyüydü. Büyü ve lanet, bakış açısına göre değişiklik gösteren kavramlar gibi. Kötüyse lanet, iyi ya da işe yararsa büyü gibi. Her hâlükârda bu duruma sebep olan şey meyve gücü olabilir.
Kyoshiro iyiden iyiye Shogun'a giydiriyor. Ödü kopuyormuş arkadaşın zira Kozuki ailesinin hayalet ruhları onu öldürmeye gelecekmiş. Kyoshiro ona eşlik etmek istiyormuş sırf bu sebepten. Demek ki bu adamı daha sonra göreceğiz. Zaten tasarımı özenilmiş. Serseri tipli kişilere benziyor aynı. Anime izleyip manga okuyanlar bu saç tipini görmüştür zaten. Son olarak da görüldüğü üzere sarayda öldü sanılıyor bu malum dokuz kişi. Eh. Hayalet işte.
Zoro almış başını gitmiş bir yere. İyi goygoy var burada. Luffy bile Zoro'nun kaybolacağından endişeleniyor. Zoro da ishal çıkarsa şaşırmayın.
Luffy, Law'ı görünce de epey oldu falan demişti. Şimdi yine aynı şeyi söylüyor. Buradan bir şeyler çıkabilir.
Kin'emon her gece buraya geliyormuş. Tabii Law burada goygoy yapıyor, daha doğrusu Oda Law'a goygoy yaptırtıyor. Yine de sahneyi beğendim. Ulan analiz ederek okurken sahneye gülemedik iyi mi?
Kin'emon O-kiku'nun "efendi"si demek. Ama görünene göre müstakbel eşi aynı zamanda.
Bizimkiler geldi bla bla. Franky, Usopp ve Robin kaldı. Gerçi Zoro da gitti. Sanji niye soyunmuş acep? Haa. Okyanusun dibine bile bakmışlar. Vivre kart Luffy'nin miymiş yani?
Shutenmaru Law çıktı sanırım. Gerçi olmayadabilir.
Burası Kin'emon'un bizimkilere laf anlattıkları yer. Burası Bepo'ların olduğu yer. Burası tekrar buluştukları yer.
Şimdi sıra geldi zaman yolculuğuna. Zamanda ileri giderek geldik diyor, 20 yıl önceki Wano'dan. Tabii eğilip bükülebilecek olan bir husus olduğu için akla gelen olasılıkları sayalım.
1 - Punk Hazard'ta buzların arasına sıkışmış olan insanlar görmüştük. Bir şekilde zamanda sıkışmış insanların olması da muhtemel. Böylelikle 20 yıllık bir "donma" anının ardından bu döküntülerin arasında ortaya çıkmış olabilirler. Bu donma iki şekilde gerçekleşebilir. Bunlardan biri Blueno ya da Mont-d'Or'un meyvelerinde olduğu gibi farklı bir boyuta açılabilen bir yoldan geçebilirken diğeri kehribar, yani içinde fosilleşmiş canlılara rastlanılan madde ve buna benzer yöntemlerle fiziksel dünyada donmak. Bana kalırsa fiziksel olarak donmaları hâlinde ayan beyan ortada olacakları için bu yol mümkün değil.
2 - Az evvel bahsetmiş olduğum boyut yöntemine biraz daha bakalım. Solucan deliği vasıtasıyla mı geldiler? Zaman kapısı mı açıldı? Peki bunun neticeleri ne olabilir? Hepinizin malumu olduğu üzere geçmişe dönülmesi hâlinde 900 bölümlük One Piece dünyasını farklı yönde etkileyecek benzersiz sonuçlar ortaya çıkabilir. Diğer yandan Oden'in eşinin yaptığı lanete göre dokuz samuray Orochi'yi 20 yıl sonraki gelecekte, yani günümüzde öldürecekler. Bu durumda geçmişe dönmelerine gerek yok. Ancak bana kalırsa şöyle bir şey mümkün: Bahsi geçen kişilerin "dileği" yerine getirmesinin ardından yok olarak o mezarları doldurması. Oden'in intikamı alındıktan sonra bu arkadaşlara veda edebiliriz belki. Yine de ben pek sanmıyorum. Daha Zunisha falan var.
Toplamda 11 mezar var.
Oden, karısı ve çocuğu 3 kişi. Kaldı 8. Kim bunlar? Raizou, Kin'emon, Kanjuro ve O-kiku. Peki geriye kalan 4 kişi kim?
Kin'emon yolculuk eden 5 kişiden bahsediyor. Gerçi ha bire yeni bir şey yumurtladığı için ne bileceksin? 5 kişi geçmiştense 4 kişi günümüzden mi olacak? Bunlar kim olabilir? Akla ilk olarak Luffy ve Zoro geliyor. Oden'in yerini Momo alırsa kişiler değişebilir gerçi. Akla biraz Enel'in 5 kişiden bahsetmesi ve sonradan ortaya Luffy'nin çıkması gelmiyor değil.
İnu ve Neko da "retainer" idi lakin zamanda yolculuk etmişe benzemiyorlardı. Yine de birbirlerinden haberleri var gibi duruyor. Neko ve Inu'nun bu 9 samuraydan biri olduğunu düşünmüyorum ben. Bunun için Momo'nun bunları 20 yıl önce gördüğünde aralarının gayet iyi olmasından dem vurması gibi pek çok örnek verilebilir. Bu arada Momo'nun dile getirdiği pek çok şeyin de yalan değil gerçek olduğunu öğrendik. Zaman uyuşmazlığı gibi sorunların tamamı rayına oturdu. Bundan sonra geriye nasıl bir yöntemle geleceğe gelmiş olmaları kalıyor. Akla şeytan meyvesi, antik silah(Bu ana kadar kendini göstermemiş Uranus belki.) ya da seriye girecek yepyeni bir kavram olma olasılığı bulunan lanet ve büyü geliyor. Gerçi Zoro ve kılıçları aracılığıyla lanetin bahsi çok geçiyor. Peki bu kılıçları lanetleyen şey ne? Şeytan meyvesi, yani şeytandan gelen bir lanet olabilir mi? Kılıçlar şeytan meyvesi yardımıyla dövülmüşse ya da şeytanın ruhlarını barındırıyorsa falan. Lanet kavramı da meyveler üzerinden açıklanabilir bu şekilde. Elbette Oda ne ister, ne düşünür göreceğiz.
Neyse çok konuştum. Hatta o kadar çok konuştum ve bir yerde ara vermem gerekti ki bazı yerlerde hata yapmış olabilirim. Haydi görüşürük.
Tama tarafı şimdilik kapanmış gibi dursa da o kısımdan bir başka sorun çıkabilir belki, hiç belli olmaz. Her ne kadar Speed ehil gibi dursa da hikâyeye katkıları bu kadarla sınırlı olmayacaktır.
Halkı kurtarmış olmalarının hatrına şunu şuraya bırakayım.
Zoro Kiku'nun bir şey sakladığını çözeli çok oluyor, güzel çizilmiş. Fanlara bayram var. Bunun farkında olması sebebiyle Kiku'yu sallamadığını dile getirebiliriz galiba. Ayrıca Luffy'de kadının güçlü olduğunu söylüyor, yeni amiralimiz belli oldu.
Sahen okul ve muhtemelen beyin yıkama yerinde. Oden ve onun 9 kınından bahsediliyor. Öğrencilere ülke sınırlarını açmaya çalışmanın kötü bir şey olduğu ve Oden ve saz arkadaşlarının bunu yapmaya çalıştığı olumsuz bir şey olarak yediriliyor. Kın'dan kasıt Oden'in en güvenilir yardımcıları oluyor muhtemelen. Şimdi, bir düşünelim. Bunlar kim olabilir? Raizou, Kin'emon, Kanjuro, O-kiku, İnuarashi, Nekomamushi(Pek olası değil gibi. Sonra değineyim.) ve 3 kişi daha mı?
Öğretmenin boynu uzuyor. Rokurokubi, bir tür yokaidir. Neredeyse insana benzeyen bu yokainin insanlardan tek farkı vardır. İki farklı türü olan Rokurokubi'den ilkinin boynu uzarken diğerinin kafası tamamen çıkar ve ortalıkta dolaşır. Buna da Nukekubi denir. Rokuro, "Çömlekçi Çarkı" , "Su kuyusu kasnağı" ve "şemsiye tutacağı" anlamlarına geliyormuş. Su kuyusu kasnağı ve şemsiye tutacağı uzayan şeyler olduğu içi Rokurokubi de buradan geliyor sanırım. Serideki yerleri ne olabilir? Yılan-boyun Irkı olabilir, bir ihtimal. Bir diğer ihtimalse Smile kullanıcısı olması sebebiyle boynuna hakim olamıyor. Normal meyve yemiş de olabilir gerçi. 20 yıl önce iki kılıçta ustalaşmış olan Kurozumi Orochi'nin Oden'i yenmesiyle birlikte Kozuki ailesinin fişi çekiliyor. Çocukların içine öyle bir işlemiş ki oynayarak taklidini yapıyorlar.
Bir ihtimal Oden'in kötü olma ya da yanlış anlaşılma olasılığı var ama Oda'nın pek bu taraklara gireceğini düşünmediğim için Oden'ler iyiymiş gibi anlattım. Az evvel attığım çizimde görüldüğü üzere çocuklara barış dolu bir ülkeden bahsediliyor. Demek ki başkentte yaşayan kişilerin de dünyadan haberi yok. Bir diğer ihtimalse onların zaten ihanet edenlerin mekanları olması ve bu sebeple de sallanılmaması. Bu durumda Kuri ve belki birkaç yer daha hariç insanlar gerçekten de mutlu mesut yaşıyor olabilirler. Dressrosa'da falan görüldüğü üzere sahte bir mutluluk üzerine kurulan bir başka ülke olabilir.
İnemuri, Japonların uyumama sanatı olarak da geçiyor. Daha doğrusu uyuklama diyelim. Günün herhangi bir saatinde bir köşeye sinip uyuyanlar için deniliyor galiba. Bilirsiniz Japonlar çalışan kişilere saygı duyar ve bu sebeple de yerde, metroda ya da halka açık bir başka yerde uyuyan kişilere saygıyla bakarlar çünkü o kişiler o kadar çalışmışlardır ki sızmışlardır falan filan. Kyoshiro'nun bunla bağlantısı ne olur bilmem ama Kyoshiro Senryo bir SAmurai Shodown karakterinin Kabuki sanatında uzman olduğunu söyleyebilirim. İleride bu arkadaşın ateş kustuğunu falan görebiliriz yani.
Kyoshiro, Orochi hakkında "ihtiyatlı" diyor (çeviride bir sıkıntı yoksa) diğerleri ise sessiz olmasını söylüyor. Lakin Kyoshiro yalnızca doğruları konuştuğumu, korkak olmamalarını söylüyor ve malum şiire giriş yapıyor. Oden'in karısı, yanan sarayın önünde şunları söylemiş(Burada bir parantez açayım. Momonosuke Oden'e dair olayları anlatırken meşaleler falan vardı.):
Özetle yalnızca geceyi bilen, şafaktan bihaber olan bir kişiden/(ya da sarayın kendisinden) bahsediliyor. Dileğin yerine getirilmesi hâlinde ise şafağın nuru ortaya çıkacak. Böylelikle şafaktan, yani umuttan yoksun kişilere umut aşılanmaya başlayacak. Bu nasıl yorumlanabilir? Bizimkiler şafağı getirdikten sonra burada duran kale insanlar umut saçan bir kale olacaktır belki. (Kurozumi, siyah kömür demek. Dümdüz yazınca ise Google Translate "Karanlık" diyor. Kurozumi Karanlıksa, Aydınlığın belirtisi olan şafak da bizimkiler olacak.)
Bu şiir Kyoshiro'nun dediğine göre umutsuzluk içinde yapılmış bir lanetleme. Bana kalırsa bu şiirle birlikte "zamanda yolculuk" gerçekleşti. Ona birazdan geleceğim. Orochi bu lanetleme sebebiyle ifşa olmuş. Şiirin Kyoshiro'ya göre olan açıklaması şöyle: 20 yıl içinde, mehtaplı bir gecede, intikam gelecek. Dokuz samuray ortaya çıkacak ve sizleri öldürecek. Ardından da ülkenin sınırlarını açacak ve şu anda kehanet edilen 20. yıldayız. Neden 20 yıl? Kehanet olduğu için neden diye sormak esasında anlamsız. Diğer yandan "lanet" deniliyor. Bunun bir meyveyle alakası olabilir mi? Yanlış hatırlamıyorsam Kin'emon'a kalsa meyve yeteneği de büyüydü. Büyü ve lanet, bakış açısına göre değişiklik gösteren kavramlar gibi. Kötüyse lanet, iyi ya da işe yararsa büyü gibi. Her hâlükârda bu duruma sebep olan şey meyve gücü olabilir.
Kyoshiro iyiden iyiye Shogun'a giydiriyor. Ödü kopuyormuş arkadaşın zira Kozuki ailesinin hayalet ruhları onu öldürmeye gelecekmiş. Kyoshiro ona eşlik etmek istiyormuş sırf bu sebepten. Demek ki bu adamı daha sonra göreceğiz. Zaten tasarımı özenilmiş. Serseri tipli kişilere benziyor aynı. Anime izleyip manga okuyanlar bu saç tipini görmüştür zaten. Son olarak da görüldüğü üzere sarayda öldü sanılıyor bu malum dokuz kişi. Eh. Hayalet işte.
Zoro almış başını gitmiş bir yere. İyi goygoy var burada. Luffy bile Zoro'nun kaybolacağından endişeleniyor. Zoro da ishal çıkarsa şaşırmayın.
Luffy, Law'ı görünce de epey oldu falan demişti. Şimdi yine aynı şeyi söylüyor. Buradan bir şeyler çıkabilir.
Kin'emon her gece buraya geliyormuş. Tabii Law burada goygoy yapıyor, daha doğrusu Oda Law'a goygoy yaptırtıyor. Yine de sahneyi beğendim. Ulan analiz ederek okurken sahneye gülemedik iyi mi?
Kin'emon O-kiku'nun "efendi"si demek. Ama görünene göre müstakbel eşi aynı zamanda.
Bizimkiler geldi bla bla. Franky, Usopp ve Robin kaldı. Gerçi Zoro da gitti. Sanji niye soyunmuş acep? Haa. Okyanusun dibine bile bakmışlar. Vivre kart Luffy'nin miymiş yani?
Shutenmaru Law çıktı sanırım. Gerçi olmayadabilir.
Burası Kin'emon'un bizimkilere laf anlattıkları yer. Burası Bepo'ların olduğu yer. Burası tekrar buluştukları yer.
Şimdi sıra geldi zaman yolculuğuna. Zamanda ileri giderek geldik diyor, 20 yıl önceki Wano'dan. Tabii eğilip bükülebilecek olan bir husus olduğu için akla gelen olasılıkları sayalım.
1 - Punk Hazard'ta buzların arasına sıkışmış olan insanlar görmüştük. Bir şekilde zamanda sıkışmış insanların olması da muhtemel. Böylelikle 20 yıllık bir "donma" anının ardından bu döküntülerin arasında ortaya çıkmış olabilirler. Bu donma iki şekilde gerçekleşebilir. Bunlardan biri Blueno ya da Mont-d'Or'un meyvelerinde olduğu gibi farklı bir boyuta açılabilen bir yoldan geçebilirken diğeri kehribar, yani içinde fosilleşmiş canlılara rastlanılan madde ve buna benzer yöntemlerle fiziksel dünyada donmak. Bana kalırsa fiziksel olarak donmaları hâlinde ayan beyan ortada olacakları için bu yol mümkün değil.
2 - Az evvel bahsetmiş olduğum boyut yöntemine biraz daha bakalım. Solucan deliği vasıtasıyla mı geldiler? Zaman kapısı mı açıldı? Peki bunun neticeleri ne olabilir? Hepinizin malumu olduğu üzere geçmişe dönülmesi hâlinde 900 bölümlük One Piece dünyasını farklı yönde etkileyecek benzersiz sonuçlar ortaya çıkabilir. Diğer yandan Oden'in eşinin yaptığı lanete göre dokuz samuray Orochi'yi 20 yıl sonraki gelecekte, yani günümüzde öldürecekler. Bu durumda geçmişe dönmelerine gerek yok. Ancak bana kalırsa şöyle bir şey mümkün: Bahsi geçen kişilerin "dileği" yerine getirmesinin ardından yok olarak o mezarları doldurması. Oden'in intikamı alındıktan sonra bu arkadaşlara veda edebiliriz belki. Yine de ben pek sanmıyorum. Daha Zunisha falan var.
Toplamda 11 mezar var.
Kin'emon yolculuk eden 5 kişiden bahsediyor. Gerçi ha bire yeni bir şey yumurtladığı için ne bileceksin? 5 kişi geçmiştense 4 kişi günümüzden mi olacak? Bunlar kim olabilir? Akla ilk olarak Luffy ve Zoro geliyor. Oden'in yerini Momo alırsa kişiler değişebilir gerçi. Akla biraz Enel'in 5 kişiden bahsetmesi ve sonradan ortaya Luffy'nin çıkması gelmiyor değil.
İnu ve Neko da "retainer" idi lakin zamanda yolculuk etmişe benzemiyorlardı. Yine de birbirlerinden haberleri var gibi duruyor. Neko ve Inu'nun bu 9 samuraydan biri olduğunu düşünmüyorum ben. Bunun için Momo'nun bunları 20 yıl önce gördüğünde aralarının gayet iyi olmasından dem vurması gibi pek çok örnek verilebilir. Bu arada Momo'nun dile getirdiği pek çok şeyin de yalan değil gerçek olduğunu öğrendik. Zaman uyuşmazlığı gibi sorunların tamamı rayına oturdu. Bundan sonra geriye nasıl bir yöntemle geleceğe gelmiş olmaları kalıyor. Akla şeytan meyvesi, antik silah(Bu ana kadar kendini göstermemiş Uranus belki.) ya da seriye girecek yepyeni bir kavram olma olasılığı bulunan lanet ve büyü geliyor. Gerçi Zoro ve kılıçları aracılığıyla lanetin bahsi çok geçiyor. Peki bu kılıçları lanetleyen şey ne? Şeytan meyvesi, yani şeytandan gelen bir lanet olabilir mi? Kılıçlar şeytan meyvesi yardımıyla dövülmüşse ya da şeytanın ruhlarını barındırıyorsa falan. Lanet kavramı da meyveler üzerinden açıklanabilir bu şekilde. Elbette Oda ne ister, ne düşünür göreceğiz.
Neyse çok konuştum. Hatta o kadar çok konuştum ve bir yerde ara vermem gerekti ki bazı yerlerde hata yapmış olabilirim. Haydi görüşürük.
Kapaktan bahsetmeye pek gerek yok. Fanın istediği şey Sanji ve Zoro'nun birbirleriyle dövüştüğünün çizilmesiymiş. Sanji'yi doğal olarak kazanınca Nami'yle çizmiş Oda. Chopper niye Zoro'nun yanına çizilmiş bilemedim. Kendi kafaları da şiş bir de.
Görünürde bir fabrika, bir de kapı var. Öylesine.
Oden, Kouzuki Sukiyaki'nin oğluymuş. Neden yemek isimlerinden devam ediyor acaba. Bir şekilde BM ile ilişkisi mi var Kaido'nun da arkı da buraya bağlıyor acaba. Kim bilir, belki de Kaido'nun kendisi de bir şekilde Wano'ya bağlıdır, kaldığı ada gibi. Saç gibi duran şey daha ziyade aşçı şapkasına benziyor valla. Neyse bu arkadaş bıçkınmış işte.
Öyle bıçkınmış ki Çiçek başkentinden bile kovulmuş. Gelin görün ki Wano'da kanunun işlemediği bir yer varmış ve burada Oden gibi kendi diyarlarından sürgün edilen ronin ve suçlular fink atarmış. Gruplaşmalar da olmamış değil hani. Bu yer, o kadar sorunlu, tiksinç yerlermiş ki Shogun bile boş vermiş. Bu yer Kuri'den başka bir yer değilmiş. Genç Oden, gidilecek onca yer varken Kuri'ye gitmiş ve bıçkın bir delikanlı olarak Ashura Douji olarak bilinen adamla kapışmaya başlamış.
Gelin görün ki bu adam, bu diyarın en şer kişisiymiş. İnsanı demiyorum zira poh da çıkabilir. Ancak Oden onu mağlup etmeyi başarmış. Ardından da buradaki serserileri adam etmeye koyulmuş. Onlara nasıl çalışacaklarını falan öğrenmiş. Bu hem kale hem de şehir için zaten gerekli olan bir şeymiş. Onlarla birlikte herkes için Cennet Çiftliğini yaratmış. Bu yer kahkaha ve seslerin kesilmediği özgür ve cıvıl cıvıl bir köye dönüşmüş. Bir süre sonra Sukiyaki Oden'in yaptıklarını duymuş ve ona Kuri'nin daimyo olma unvanını vermiş, üstelik henüz 20 yaşındayken. Bu Oden için muazzam bir başarıymış. nehirler ve iskeleler yapmış. Köyleri birbirine bağlamış. Ha bire "Buralar sıkış tıkış!" dermiş.
Sahne değişirken ben de biraz başka şeylerden bahsedeyim.
Burada mühim olan Daimyo olarak morun hangi tonunda elbise giydiği gerçi. Rütbesi de ona göre belirleniyormuş çünkü gerçekte. Daimyo özetle feodal bey demek. 12. yy'dan 19. yy'a kadar sürmüş bu Japonya'da. Fazla bulandırmayayım.
Asura, Zoroastrianism(Evet direkt Zoro. ) yani Zerdüştçülük ile alakalı. Asura daha çok şeytan, Deva ise tanrı vari(iyi) olan ruhani figürler. Burada benim aklıma Deva = D. geliyor niyeyse. Gerçi adamın adı Ashura imiş. Aşure falan mı diyor Oda ne diyor?
Burada apayrı bir teori parantezi açmak istiyorum.
Ashura kardeşimiz Kaido'nun ilk silüetlerdeki hâlini andırıyor sanki değil mi? Belki de Oda burada kullanayım demiştir:
Pek çok kişinin bu şekilde düşünmesinin ardında gülüşü yatıyor sanırım. Bir de şu vardı, onu da buraya bırakayım.
Oden'in kılıcını Shusui'ye benzetenler olmuştu ama Oden'in kılıcı 4 yoncalı gibi dururken Shusui 8 yoncalı gibi duruyor. Tabii yonca diye adlandırmak ne kadar doğru bilemem.
Kuri'de dövüşenlerin arasındaki atın kafasındaki ay sembolünü de bırakayım.
Ayrıca buradaki dövüşenlerden birkaçı yine aynı sayfada, en alt karede gözüküyor.
Şimdi devam edelim hikâyeye. Zoro'nun kaybolma muhabbetine geçiliyor. Uzakta fabrikaları görüyoruz. Nehirleri kirletmeye devam. Nehirde kayıklar görüyoruz. Zoro tam bir mal olduğu için kaybolanın kendisi değil onlar olduğunu düşünüyor, Oda komiklik peşindeyse demek. Bu arada yerde yatan kaplan benzeri arkadaşı Zoro mu halletmiş yoksa kendisi uyuyor mu bilemedim. Ses efektleriyle aram yok pek. Zoro iskeleyi görüyor ve kayıkları kullanıp bizimkileri bulmayı umuyor sanırım. Eminim bulursun başkan. İki haftanın ardından Onigashima'da ortaya çıkmasa bari.
Sahne Inuarashi'de. Kuri sahilinde çıkmış. Oden'in sözünü tekrarlıyor, Oden için Wano'nun ne kadar sıkış tıkış olduğundan bahsederek onu anıyor ve nostalji yaıyor. Vakti hâlinde Inu ve Neko buraya sürüklendiğinde onlara konuşan kedi ve konuşan köpek demişler ve onlardan korkmuşlar lakin Oden bir güzel ders vermiş arkadaşlara. Acaba kaç sene öncesinden bahsediliyor?
Bu arada İnu, üç silahşörle birlikte gelmiş. Gözlerden kaçmasın. Diğer yandan yanında iki kişi daha var gibi duruyor.
Sahne tekrar bizimkilerde. WB ve Roger'ın Wano'nun bir samurayından nasıl büyülendiklerini anlatıyor. Ancak bunu gülerek anlatıyor. Derken bize gösterilmeyen bir şeyler oluyor. Hatta Chopper, Sanji ve Brook bunun geldiğini anlıyor sanırım. Diğerleri gülerken fark etmişler. Diğerlerinin de jeton düşüyor. Bu arada Bepo, Law, Law'ın saz arkadaşları ve Komachiyo da arkaplanda gözüküyor. Bepo yine sancılı.
Konu Oden'in diamına geliyor tekrar. Bunu yapanın Orochi olduğunun bahsi geçiyor. Tüm bunlar olalı 20 yılı aşkın süre geçmiş olsa da onların gözünde henüz taptaze, birkaç aylık bir anıdan ibaret. Zaman muhabbetinin Zou'dan beri bahsi geçen ipuçları burada doğrudan Kin'emon tarafından dile getiriliyor. Kin'emon gözlerini kapadığında dahi Oden'in son anlarını gözlerinde canlandırabiliyormuş. Buranın çizimi de ayrı güzel. Her türlü duygu tek bir(çift) sayfada var resmen.
Kin'emon Oden'in kalesine gitmek üzere oradan kaçtıklarından ve artık onların safhında kimsenin olmadığpından bahsediyor. Oraya gittikleri sırada Neko ve Inu'nun tartışması başlıyor. Orochi'nin astları onları yakalıyor ve her ne kadar Kin'emonlar onların ceza olarak öldürüleceğini düşünse de an itibarıyla biri geride ölüm pahasına kalsa dahi Oden'in kalesine gitmeleri gerektiğini düşünüyor zira Kozuki klanının çöküşünü organize eden Orochi'nin bir sonraki hedefinin Momonosuke olacağının pekâlâ farkında. Mamafih Kaido planlarının farkına varıp onlar kaleye yetişemeden kaleyi yakıyor.
Burada Kaido'yu ve üç yıkımcısını görüyoruz. Bir tanesi kelin teki. Kel kadın çizer gibi gelmediği için keli King olarak düşünüyorum. Soldaki muhtemelen Jack zira boynuz ve saçlar. Ortadaki Pika-çakması da Queen herhâlde. Belki de sonradan katılma gibi bir durum olmuştur ve aralarında Queen yoktur. Belki Queen, erkektir. Okama'dır. Belki öyledir, belki böyledir.
Momo ve Hiyori bu esnada Kozuki Toki ile birlikte kalenin içinde mahsur kalmışlar. İnanması zor gelse de rivayete göre Kozuki Toki, uzak bir geçmişte doğmuş bir kadın. Arkaplanda bir insanın geçmişe gitmesinin imkânsızlığından bahseden Kozuki Toki, kendi adıyla anılan zaman meyvesi aracılığıyla geleceğe yolculuk yapmanın mümkün olduğunu anlatıyor. Yaptığı yolculuğunun son durağına geldiğinden dem vuran Toki, burada kalmayı yeğliyor. Peki bu kadın niye ha bire geleceğe yolculuk ediyormuş ki? Kendini evinde hissedeceği bir yer mi arıyormuş? Bu kadına dair daha çok şey öğrenmemiz lazım.
Bu arada Kin'emon, Kanjuro, Okiku ve Raizou'nun yanı sıra bir kişi daha var. Oda göstermemeyi yeğliyor, her zamanki gibi. Kozuki Toki, Momo'yu bizimkilere veriyor ama kızı vermiyor anladığım kadarıyla. Şak diye aynı yerin 20 yıl sonrasında ortaya çıkıyorlar. Hiyori geride kalıyor. Okiku bir maymunla oynuyor sanki. Beşinci arkadaşa ne oldu? Bir de şapkası malum kapak sahnesindeki arkadaşın şapkasına benziyor. Hani şu Crocus'ın görüştüğü. Hani şu:
Ama ben sanmam. Boy uzun gibi çünkü.
Bu arada Hiyori "Hava" demek. Toki, zaman demek. Niye net isimler var böyle? Ayrıca Toki kendiyle birlikte Hiyori'nin de ölümüne sebep olmuş mudur? Bana pek olası gelmiyor. Onu başka bir yere göndermiş olabilir. Kendi de Oden öldüğü için ölmek istiyor muhtemelen. Yolculuğunun sonu gelsin istiyor. Bu kadın meyvenin 20 yıl önceye dek görülmüş tek kullanıcısı olabilir. Eğer öldüyse tabii. Ölmediyse ne oldu? Belki de kızını aldı ve her şeyin iyi olduğu bir geleceğe gitti. Belki de sadece kızını her şeyin iyi olduğu bir geleceğe gönderdi ve kendi alevlerin arasında can verdi. Kim bilir ne oldu? Hiyori'yi bir yere bağlasa daha sağlam olur bana kalırsa. Yaşları tutsa Nami = Hiyori bile derdim. Diğer yandan O-tama olma olasılığı da var. Biraz daha erken gönderilmiştir. Tenguyama baksın diye falan filan. O adamdan da bir şeyler çıkacak zaten.
Dere tepe düz giden ahali Wano'nun o anki hâlini inceliyor. Sıra sıra dizilen fabrikalardan, içilemeyen sulardan, karnelerle dağıtılan yiyeceklerden bahsediyor. Kozuki adıyla alay ediliyor. Bir yandan sefalet, bir yanda zenginlik akıp gidiyor.
Shogun'ın eski bir hizmetkârı olan ve muhtemelen Kin'emon gibi bir oyuncudan alınma bir isme sahip olan Jibu'emon diye bir arkadaş 20 yıldır onları beklediğinden ve Toki'nin sözlerine olan inancından bahsediyor. O sözleri geçen bölüm duyduk zaten. Sanki bu arkadaşlar Oden'in vakti hâlinde dövdüğü kişiler olabilir gibi. Yaşlılar da.
Kozuki ailesinin destekçileri olan kişilerin bileklerine ay sembolünü dövme olarak yaptırdıklarını öğreniyoruz. Bu arkadaşlara Kin'emonlar geleceğe gelir gelmez niye rastlamamışlar acep. ODAAAAAAAAAAAAAAA. Çöp. Burada bir ara daha verelim.
Geçen bölümün spoiler'ında bir tahminde bulunmuştum. Raizo'nun kafasındaki ay sebebiyle özellikle aranması arasında bir bağlantı kurmuştum. Şimdi sanki daha da olası gibi ama aynı zamanda "bilek diyor karşim yaaa." da denilebilir.
Her neyse. Kiku'yu bilgi toplaması için geride bırakıp yola çıkmışlar. Tam şehirden ayrılırken görülmüşler. Her biri dümencilik-fakiri oldukları için teknelerinden olmuşlar. Bu arada bunları gören kişi de yine boynuzlu biri. Bu esnada takip edildikleri için Raizo bu kişiler tarafından tespit edilmiş de olabilir tabii. Gerisi hâlihazırda bildiğimiz hikâye.
Orochi'nin birlikleri bunları hayalet sandıkları için varlıklarına inanmıyormuş. Dangalaklara bah. Kiku, Kin'emonları ben bile fark edemedim diyor, Kin'emon benim hatam diyor ve Sanji bunu flört olarak algılayıp bağırıyor? Sen iflah olmazsın ula.
Ve plan. Arkaplanda pek çok kişi var. Bunlardan biri de Wanda. Inu ile gelen kişilerden biri o olabilir. Neko ile birlikte gardiyanları da gelecekmiş. Milky, Blackback ve Roddy de Neko'nun gardiyan grubu olduğuna göre onları görebiliriz. Niyetleri savaş değilmiş. Bakalım neymiş?
Komutan'ın, yani Kaido'nun kellesi hedeflenen plan iki hafta içinde başlayacakmış. Kaido'nun kaldığı ada olan Onigashima'ya baskın yapılacakmış. Burada "baskın" 47 ronin olayına bir gönderme olabilir. Onigashima hepimizin bildiği ve gördüğü üzere Momotaro masalında bulunan yer. Bu sebeple çizim oldukça tanıdık.
Ateş Festivalinde başlayacak her şey. Peki ya ne bu ateş festivali? Ateş festivali esasında Tütün festivaliymiş. Her yılın Eylül ayı civarında yapılan bu festival tütün üretiminide görülen azalma sebebiyle ateş festivali adını almaya başlamış.
Bu festivalde Budizm’in en büyük öğretmenlerinden biri olan Kobo Daishi adına kostümlü geçit töreni düzenleniyormuş. Kobo-Daishi nedense akla Daishi-Douji belki bilerek yazmıştır Oda. Bu arkadaş Kana yazısını icat etmiş. Hmm. Öyleyse Wano'da kitabeleri ilk oluşturan kişilere dair bilgi alırken o kişi adına bir festival düzenlendiğini de görebiliriz. Adı da Kūkai olabilir.
Her neyse. Başım da şişti zaten. Gözden kaçırdığım bir şeyler muhakkak vardır.
Ortada bir plan var ve Luffy'nin plana dair verdiği tepki var. Bu plan yine allak bullak olacak kesin. Bölüm enfesti. İki hafta boyunca ne yaşanacak acaba? İki hafta sonra görüşmek üzere!
Görünürde bir fabrika, bir de kapı var. Öylesine.
Oden, Kouzuki Sukiyaki'nin oğluymuş. Neden yemek isimlerinden devam ediyor acaba. Bir şekilde BM ile ilişkisi mi var Kaido'nun da arkı da buraya bağlıyor acaba. Kim bilir, belki de Kaido'nun kendisi de bir şekilde Wano'ya bağlıdır, kaldığı ada gibi. Saç gibi duran şey daha ziyade aşçı şapkasına benziyor valla. Neyse bu arkadaş bıçkınmış işte.
Öyle bıçkınmış ki Çiçek başkentinden bile kovulmuş. Gelin görün ki Wano'da kanunun işlemediği bir yer varmış ve burada Oden gibi kendi diyarlarından sürgün edilen ronin ve suçlular fink atarmış. Gruplaşmalar da olmamış değil hani. Bu yer, o kadar sorunlu, tiksinç yerlermiş ki Shogun bile boş vermiş. Bu yer Kuri'den başka bir yer değilmiş. Genç Oden, gidilecek onca yer varken Kuri'ye gitmiş ve bıçkın bir delikanlı olarak Ashura Douji olarak bilinen adamla kapışmaya başlamış.
Gelin görün ki bu adam, bu diyarın en şer kişisiymiş. İnsanı demiyorum zira poh da çıkabilir. Ancak Oden onu mağlup etmeyi başarmış. Ardından da buradaki serserileri adam etmeye koyulmuş. Onlara nasıl çalışacaklarını falan öğrenmiş. Bu hem kale hem de şehir için zaten gerekli olan bir şeymiş. Onlarla birlikte herkes için Cennet Çiftliğini yaratmış. Bu yer kahkaha ve seslerin kesilmediği özgür ve cıvıl cıvıl bir köye dönüşmüş. Bir süre sonra Sukiyaki Oden'in yaptıklarını duymuş ve ona Kuri'nin daimyo olma unvanını vermiş, üstelik henüz 20 yaşındayken. Bu Oden için muazzam bir başarıymış. nehirler ve iskeleler yapmış. Köyleri birbirine bağlamış. Ha bire "Buralar sıkış tıkış!" dermiş.
Sahne değişirken ben de biraz başka şeylerden bahsedeyim.
Burada mühim olan Daimyo olarak morun hangi tonunda elbise giydiği gerçi. Rütbesi de ona göre belirleniyormuş çünkü gerçekte. Daimyo özetle feodal bey demek. 12. yy'dan 19. yy'a kadar sürmüş bu Japonya'da. Fazla bulandırmayayım.
Asura, Zoroastrianism(Evet direkt Zoro. ) yani Zerdüştçülük ile alakalı. Asura daha çok şeytan, Deva ise tanrı vari(iyi) olan ruhani figürler. Burada benim aklıma Deva = D. geliyor niyeyse. Gerçi adamın adı Ashura imiş. Aşure falan mı diyor Oda ne diyor?
Burada apayrı bir teori parantezi açmak istiyorum.
Asura'yı seride yanlış hatırlamıyorsam iki defa gördük. Birinde Kaku'ya karşı, diğerinde PX-4'e karşı. Ama bunlar iki yıl önceydi. 400 bölümü aşkın süredir bu tekniği göremedik. Seride buna benzer bir tekniğe sahip başkası da yoktu yanılmıyorsam. Belki de bu tekniğin detaylarına girmenin zamanı gelmiştir. Ne dersiniz? Bu Ashura karakterinin bir şekilde bununla bağlantısı çıksa fena olmazdı. Benim aklımda geçenlerde yine troll bir anımda uydurduğum bir fikir var. Onları şuraya bırakayım.
Burası bölümün devamında Kozuki Toki ile ilgili olan yer.
Şeytan meyvesi esasında "Şeytan"ların kendilerinden gelmektedir. One Piece dünyasını oluşturan Tanrılar ilk kullanıcılardır! Bunlar aynı zamanda günlük hayatın oluşmasında, kendi uzmanlık alanlarını dokuyan ulu kişilerdir. Ancak vakit geldiğinde bu dünyadan göçerler. Panteizm bir nevi. Evrenin bir parçası olurlar. Birden bütüne geçerler. Öldükten sonra birer ağaca dönüşür ve meyveleri aracılığıyla da kendi yarattıkları dünyada seyahat ederler. İşte bunlar benim minik şeker tanrılarım, bebeklerim benim.
Zoro Ashura'nın oğluymuş. Ashura, Ashura isimli bir tanrıdan gelen bir soymuş. Kimi Tanrılar aşağıdaki bahsetmiş olduğum gibi kendilerini şeytan meyvesi aracılığıyla aktarmışlar. Kimi tanrılar ise lanet ve büyü gibi mistik şeylerle evrene yayılmışlar. Ashura'nın soyundan gelen kişiler ise farkında dahi olmadan Ashura isimli bir tekniği kullanabilme yetisine sahip oluyormuş zira diğer Tanrılarda olduğu gibi ortada kullanıcısı değiştikçe başkasına aktarılan bir meyve yokmuş.
Kutsal Ejderler aydan geldikleri ve dünyaya hükmettikleri için, onların soyundan ayrılan kişiler kitabelere "yarım" olarak geçmişler. Hiyeroglif-vari bir dil olan bu kitabe dili zamanla çevirmenler tarafından D. algılanmış. Aydan gelen bu zatı muhteremlerinden soyundan olan kişiler aynı zamanda Ruh Tanrısı olan ilk D'nin varisleri olmaları sebebiyle Haki uyandırma konusunda büyük bir yakınlığa sahiplermiş. Sen gör, dediklerimin her biri çıkınca amaneden ağabey dediydi dersin. Ben geleceğin spoiler'ını veriyorum.
Buradaki gevezeliğe de bir son verip devam edelim.
Burası bölümün devamında Kozuki Toki ile ilgili olan yer.
Kozuki Toki. Meyvenin ilk ve tek kullanıcısı olabilir. Kozuki adını sonradan almıştır. Esasında kendisi zamanın cisimleşmiş hâlidir ve bu ark süresince One Piece'in bir başka gizemini aydınlatmış oluruz.
Şeytan meyvesi esasında "Şeytan"ların kendilerinden gelmektedir. One Piece dünyasını oluşturan Tanrılar ilk kullanıcılardır! Bunlar aynı zamanda günlük hayatın oluşmasında, kendi uzmanlık alanlarını dokuyan ulu kişilerdir. Ancak vakit geldiğinde bu dünyadan göçerler. Panteizm bir nevi. Evrenin bir parçası olurlar. Birden bütüne geçerler. Öldükten sonra birer ağaca dönüşür ve meyveleri aracılığıyla da kendi yarattıkları dünyada seyahat ederler. İşte bunlar benim minik şeker tanrılarım, bebeklerim benim.
Zoro Ashura'nın oğluymuş. Ashura, Ashura isimli bir tanrıdan gelen bir soymuş. Kimi Tanrılar aşağıdaki bahsetmiş olduğum gibi kendilerini şeytan meyvesi aracılığıyla aktarmışlar. Kimi tanrılar ise lanet ve büyü gibi mistik şeylerle evrene yayılmışlar. Ashura'nın soyundan gelen kişiler ise farkında dahi olmadan Ashura isimli bir tekniği kullanabilme yetisine sahip oluyormuş zira diğer Tanrılarda olduğu gibi ortada kullanıcısı değiştikçe başkasına aktarılan bir meyve yokmuş.
Kutsal Ejderler aydan geldikleri ve dünyaya hükmettikleri için, onların soyundan ayrılan kişiler kitabelere "yarım" olarak geçmişler. Hiyeroglif-vari bir dil olan bu kitabe dili zamanla çevirmenler tarafından D. algılanmış. Aydan gelen bu zatı muhteremlerinden soyundan olan kişiler aynı zamanda Ruh Tanrısı olan ilk D'nin varisleri olmaları sebebiyle Haki uyandırma konusunda büyük bir yakınlığa sahiplermiş. Sen gör, dediklerimin her biri çıkınca amaneden ağabey dediydi dersin. Ben geleceğin spoiler'ını veriyorum.
Buradaki gevezeliğe de bir son verip devam edelim.
Ashura kardeşimiz Kaido'nun ilk silüetlerdeki hâlini andırıyor sanki değil mi? Belki de Oda burada kullanayım demiştir:
Oden'in kılıcını Shusui'ye benzetenler olmuştu ama Oden'in kılıcı 4 yoncalı gibi dururken Shusui 8 yoncalı gibi duruyor. Tabii yonca diye adlandırmak ne kadar doğru bilemem.
Kuri'de dövüşenlerin arasındaki atın kafasındaki ay sembolünü de bırakayım.
Şimdi devam edelim hikâyeye. Zoro'nun kaybolma muhabbetine geçiliyor. Uzakta fabrikaları görüyoruz. Nehirleri kirletmeye devam. Nehirde kayıklar görüyoruz. Zoro tam bir mal olduğu için kaybolanın kendisi değil onlar olduğunu düşünüyor, Oda komiklik peşindeyse demek. Bu arada yerde yatan kaplan benzeri arkadaşı Zoro mu halletmiş yoksa kendisi uyuyor mu bilemedim. Ses efektleriyle aram yok pek. Zoro iskeleyi görüyor ve kayıkları kullanıp bizimkileri bulmayı umuyor sanırım. Eminim bulursun başkan. İki haftanın ardından Onigashima'da ortaya çıkmasa bari.
Sahne Inuarashi'de. Kuri sahilinde çıkmış. Oden'in sözünü tekrarlıyor, Oden için Wano'nun ne kadar sıkış tıkış olduğundan bahsederek onu anıyor ve nostalji yaıyor. Vakti hâlinde Inu ve Neko buraya sürüklendiğinde onlara konuşan kedi ve konuşan köpek demişler ve onlardan korkmuşlar lakin Oden bir güzel ders vermiş arkadaşlara. Acaba kaç sene öncesinden bahsediliyor?
Bu arada İnu, üç silahşörle birlikte gelmiş. Gözlerden kaçmasın. Diğer yandan yanında iki kişi daha var gibi duruyor.
Sahne tekrar bizimkilerde. WB ve Roger'ın Wano'nun bir samurayından nasıl büyülendiklerini anlatıyor. Ancak bunu gülerek anlatıyor. Derken bize gösterilmeyen bir şeyler oluyor. Hatta Chopper, Sanji ve Brook bunun geldiğini anlıyor sanırım. Diğerleri gülerken fark etmişler. Diğerlerinin de jeton düşüyor. Bu arada Bepo, Law, Law'ın saz arkadaşları ve Komachiyo da arkaplanda gözüküyor. Bepo yine sancılı.
Konu Oden'in diamına geliyor tekrar. Bunu yapanın Orochi olduğunun bahsi geçiyor. Tüm bunlar olalı 20 yılı aşkın süre geçmiş olsa da onların gözünde henüz taptaze, birkaç aylık bir anıdan ibaret. Zaman muhabbetinin Zou'dan beri bahsi geçen ipuçları burada doğrudan Kin'emon tarafından dile getiriliyor. Kin'emon gözlerini kapadığında dahi Oden'in son anlarını gözlerinde canlandırabiliyormuş. Buranın çizimi de ayrı güzel. Her türlü duygu tek bir(çift) sayfada var resmen.
Kin'emon Oden'in kalesine gitmek üzere oradan kaçtıklarından ve artık onların safhında kimsenin olmadığpından bahsediyor. Oraya gittikleri sırada Neko ve Inu'nun tartışması başlıyor. Orochi'nin astları onları yakalıyor ve her ne kadar Kin'emonlar onların ceza olarak öldürüleceğini düşünse de an itibarıyla biri geride ölüm pahasına kalsa dahi Oden'in kalesine gitmeleri gerektiğini düşünüyor zira Kozuki klanının çöküşünü organize eden Orochi'nin bir sonraki hedefinin Momonosuke olacağının pekâlâ farkında. Mamafih Kaido planlarının farkına varıp onlar kaleye yetişemeden kaleyi yakıyor.
Burada Kaido'yu ve üç yıkımcısını görüyoruz. Bir tanesi kelin teki. Kel kadın çizer gibi gelmediği için keli King olarak düşünüyorum. Soldaki muhtemelen Jack zira boynuz ve saçlar. Ortadaki Pika-çakması da Queen herhâlde. Belki de sonradan katılma gibi bir durum olmuştur ve aralarında Queen yoktur. Belki Queen, erkektir. Okama'dır. Belki öyledir, belki böyledir.
Momo ve Hiyori bu esnada Kozuki Toki ile birlikte kalenin içinde mahsur kalmışlar. İnanması zor gelse de rivayete göre Kozuki Toki, uzak bir geçmişte doğmuş bir kadın. Arkaplanda bir insanın geçmişe gitmesinin imkânsızlığından bahseden Kozuki Toki, kendi adıyla anılan zaman meyvesi aracılığıyla geleceğe yolculuk yapmanın mümkün olduğunu anlatıyor. Yaptığı yolculuğunun son durağına geldiğinden dem vuran Toki, burada kalmayı yeğliyor. Peki bu kadın niye ha bire geleceğe yolculuk ediyormuş ki? Kendini evinde hissedeceği bir yer mi arıyormuş? Bu kadına dair daha çok şey öğrenmemiz lazım.
Bu arada Kin'emon, Kanjuro, Okiku ve Raizou'nun yanı sıra bir kişi daha var. Oda göstermemeyi yeğliyor, her zamanki gibi. Kozuki Toki, Momo'yu bizimkilere veriyor ama kızı vermiyor anladığım kadarıyla. Şak diye aynı yerin 20 yıl sonrasında ortaya çıkıyorlar. Hiyori geride kalıyor. Okiku bir maymunla oynuyor sanki. Beşinci arkadaşa ne oldu? Bir de şapkası malum kapak sahnesindeki arkadaşın şapkasına benziyor. Hani şu Crocus'ın görüştüğü. Hani şu:
Bu arada Hiyori "Hava" demek. Toki, zaman demek. Niye net isimler var böyle? Ayrıca Toki kendiyle birlikte Hiyori'nin de ölümüne sebep olmuş mudur? Bana pek olası gelmiyor. Onu başka bir yere göndermiş olabilir. Kendi de Oden öldüğü için ölmek istiyor muhtemelen. Yolculuğunun sonu gelsin istiyor. Bu kadın meyvenin 20 yıl önceye dek görülmüş tek kullanıcısı olabilir. Eğer öldüyse tabii. Ölmediyse ne oldu? Belki de kızını aldı ve her şeyin iyi olduğu bir geleceğe gitti. Belki de sadece kızını her şeyin iyi olduğu bir geleceğe gönderdi ve kendi alevlerin arasında can verdi. Kim bilir ne oldu? Hiyori'yi bir yere bağlasa daha sağlam olur bana kalırsa. Yaşları tutsa Nami = Hiyori bile derdim. Diğer yandan O-tama olma olasılığı da var. Biraz daha erken gönderilmiştir. Tenguyama baksın diye falan filan. O adamdan da bir şeyler çıkacak zaten.
Dere tepe düz giden ahali Wano'nun o anki hâlini inceliyor. Sıra sıra dizilen fabrikalardan, içilemeyen sulardan, karnelerle dağıtılan yiyeceklerden bahsediyor. Kozuki adıyla alay ediliyor. Bir yandan sefalet, bir yanda zenginlik akıp gidiyor.
Shogun'ın eski bir hizmetkârı olan ve muhtemelen Kin'emon gibi bir oyuncudan alınma bir isme sahip olan Jibu'emon diye bir arkadaş 20 yıldır onları beklediğinden ve Toki'nin sözlerine olan inancından bahsediyor. O sözleri geçen bölüm duyduk zaten. Sanki bu arkadaşlar Oden'in vakti hâlinde dövdüğü kişiler olabilir gibi. Yaşlılar da.
Kozuki ailesinin destekçileri olan kişilerin bileklerine ay sembolünü dövme olarak yaptırdıklarını öğreniyoruz. Bu arkadaşlara Kin'emonlar geleceğe gelir gelmez niye rastlamamışlar acep. ODAAAAAAAAAAAAAAA. Çöp. Burada bir ara daha verelim.
Geçen bölümün spoiler'ında bir tahminde bulunmuştum. Raizo'nun kafasındaki ay sebebiyle özellikle aranması arasında bir bağlantı kurmuştum. Şimdi sanki daha da olası gibi ama aynı zamanda "bilek diyor karşim yaaa." da denilebilir.
Her neyse. Kiku'yu bilgi toplaması için geride bırakıp yola çıkmışlar. Tam şehirden ayrılırken görülmüşler. Her biri dümencilik-fakiri oldukları için teknelerinden olmuşlar. Bu arada bunları gören kişi de yine boynuzlu biri. Bu esnada takip edildikleri için Raizo bu kişiler tarafından tespit edilmiş de olabilir tabii. Gerisi hâlihazırda bildiğimiz hikâye.
Orochi'nin birlikleri bunları hayalet sandıkları için varlıklarına inanmıyormuş. Dangalaklara bah. Kiku, Kin'emonları ben bile fark edemedim diyor, Kin'emon benim hatam diyor ve Sanji bunu flört olarak algılayıp bağırıyor? Sen iflah olmazsın ula.
Ve plan. Arkaplanda pek çok kişi var. Bunlardan biri de Wanda. Inu ile gelen kişilerden biri o olabilir. Neko ile birlikte gardiyanları da gelecekmiş. Milky, Blackback ve Roddy de Neko'nun gardiyan grubu olduğuna göre onları görebiliriz. Niyetleri savaş değilmiş. Bakalım neymiş?
Komutan'ın, yani Kaido'nun kellesi hedeflenen plan iki hafta içinde başlayacakmış. Kaido'nun kaldığı ada olan Onigashima'ya baskın yapılacakmış. Burada "baskın" 47 ronin olayına bir gönderme olabilir. Onigashima hepimizin bildiği ve gördüğü üzere Momotaro masalında bulunan yer. Bu sebeple çizim oldukça tanıdık.
Ateş Festivalinde başlayacak her şey. Peki ya ne bu ateş festivali? Ateş festivali esasında Tütün festivaliymiş. Her yılın Eylül ayı civarında yapılan bu festival tütün üretiminide görülen azalma sebebiyle ateş festivali adını almaya başlamış.
Bu festivalde Budizm’in en büyük öğretmenlerinden biri olan Kobo Daishi adına kostümlü geçit töreni düzenleniyormuş. Kobo-Daishi nedense akla Daishi-Douji belki bilerek yazmıştır Oda. Bu arkadaş Kana yazısını icat etmiş. Hmm. Öyleyse Wano'da kitabeleri ilk oluşturan kişilere dair bilgi alırken o kişi adına bir festival düzenlendiğini de görebiliriz. Adı da Kūkai olabilir.
Her neyse. Başım da şişti zaten. Gözden kaçırdığım bir şeyler muhakkak vardır.
Ortada bir plan var ve Luffy'nin plana dair verdiği tepki var. Bu plan yine allak bullak olacak kesin. Bölüm enfesti. İki hafta boyunca ne yaşanacak acaba? İki hafta sonra görüşmek üzere!
Luffy Shonen Jump'ın kapağında bile yediği dangonun çubuğuyla. Ark boyu çıkarmayacak herhâlde. Gerçi ben de ağzıma kürdan aldım mı yarım saat bırakmıyorum.
Renkli sayfadaki kişilerin neden bu şekilde seçildiğini anlamaya çalıştım ama pek anladığımı söyleyemem. Tokyo Girls Collection'ın renk olarak pembeyi seçme sebebi "kızların gücü"nü sembolize etmekmiş. En azından eskiden öyleymiş, gene öyledir herhâlde. Bu yıl 6 Ekim'de yaptıldığı için çizdi sanıyorum. Bu yılın misafir katılımcıları Blackpink ve Chuning Candy imiş. Chuning Candy 7 kişiden oluşuyor. Blackpink, siyah-pembe desek... Turuncu saçlı Nami, mavi saçlı Vivi ne yapıyor? Böyle vaziyetin havasına, suyuna... 6. popülerlik anketinin sonuçları böyle. Reiju ve Carrot yerine BM ve Tashigi var desek... Bilemiyorum Altan. Belki isimlerinden Japonca bir şey oluşuyordur da ortaya bir şey çıkıyordur. Japonca'm yok valla. Chopper kadınlar tarafından çok seviliyor diye koyulmuştur muhtemelen. Serideki yerini temsil ediyor galiba: Oyuncak.
Kaido ve ahalisinin merkezi olan Onigashima adası Wano'nun bir parçası olmasına karşın gemiyle gitmek gerekiyor. Ancak bizimkilerin içinde bulunduğu büyük adanın kıyısında gözüktüğü için abartılı bir gemiye lüzum yok. Hâlihazırda bu görev için hazırlanmış bir gemi olduğunu söylüyor Kin'emon. Wano sakinleri Kaido'yu ülkelerini koruyan bilge kral olarak görüyormuş. Biz Bilge Kral diye Aliya İzzetbegoviç'i biliyoruz ama siz bilirsiniz. İlginç bir tesadüf ama onun ölümünün 15. yılındayız. Evet, tam da bugün.
Festival günü Shogun ve kafilesi Onigashima'ya gidip saygılarını sunacakmış. Elbette bu olayın görünen yüzü. Zira diğer yandan Kaido'nun tayfası ve Wano hükûmeti birlikte ziyafet çekecekmiş. Demek ki bizimkilerin parti yapacağı malzeme şimdiden hazır, güzel. Gerçi Sanji'nin söylediğine göre onları sarhoşken gömeceklermiş. Kaido'nun zayıf noktası şimdiden ortaya mı çıktı? Ulan Oda! Sıvama be adam!1!!1 Gerçi sıvayan O-kiku'ya sırnaşan Sanji. Geçen bölüm Kin'emon ile arasında olan konuşmayı kıskanmasından belliydi sapığın. "Gallant form" diyor Sanji. Burada form kullanımı ne derece doğru bilmem ama Sanji'nin kıyafetini kullanacağına işaret olabilir. Bir de gitmiş Kin'emon'a sapık diyor. Ula ne farkın var lavuktan? Gençler, açılın. Luffy kadın için süper-düper güçlü diyor. Hele hele. En az amiral.
Hobaa. O-tsuru Kin'emon'un karısı çıktı ya la! İlginç. O-tsuru da yeni geldiğini söylüyordu ama geleceğe yollama muhabbetinde ortada yoktu. Ayrı ayrı mı gönderdi acep.
Ateş Festivali geceği, alacakaranlık çöktüğünde Habu limanında plan başlayacak! İki alev kuşu-ki turnaya benziyor.- çıngıraklı yılanın başı üzerinde duruyormuş. Ee, şimdi bu günü ve yeri mi tarif etmiş oldu? Ulan Kin'emon. Son dördün de isyanın iradesini mi temsil ediyormuş? Amma boş yaptın la. Luffy de aynı tepkiyi veriyor. Kuşlar alacakaranlığı, yani 5:30 ve 6:00 arasını temsil ediyormuş. Wano halkı bundan anlarmış. Kağıdın ortasındaki son dördün de isyanı işaret ediyor. Tamam, az evvel de aşağı yukarı aynı şeyi söyledin babacım? Bana kendi sembollerini hatırlattı zaten.
Zoro ve Usopp'un başkente atandığını söylüyor. Luffy de durur mu? Yapıştırıyor cevabı: O zaman Zoro bir boka yaramamıştır.
Kaybetmemelerini garantilemek adına Franky'i Kaido'nun ikamet edeceği yerde çalışması için görevlendirmiş. Franky yine taslak peşinde koşuyor. Ezberleyip yutar bu. Robin desen Orochi'ye erişebilmek adına kendini heba ediyor. Sanji boşluk peşinde. Brook'un gücü başkentteki yemek stoğu için epey kullanışlı olacakmış. Nami'nin hava tekniklerinin ninjitsudan pek bir farkı yokmuş. Nami kadın ninja olacakmış. Sanji'nin aşçılığı ile insanları çekebilecek ve aradıkları kişilere ulaşacaklarmış. Sanji ve Carrot üzerine konuşmaya değer pek bir şey yok-elbette kültüre ait bir şeyler bulmak mümkün- ancak asıl güzel şey Brook'un tam anlamıyla ceset hâline gelmesi. Kin'emon yemekleri koruma konusunda işe yarayacak derken hayalet olabilme özelliğinden bahsediyor olabilir. Gerçi Brook kafasında külotlu biri olmayı bekliyormuş. Al birini vur ötekine.
Carrot ve Chopper Kiku ile birlikte Inu'nun yanına gideceklermiş. Inu sahilde takılıyordu valla en son. Chopper da ninja olmak istiyor ve arzusu yerine geliyor! Diğer yandan Nami'nin aklında olan şey kafasına çöp poşedi geçirmekken neredeyse gözükmeyen yeri kalmıyor. Google'dan kunoichi görsellerine baktım da aşağı yukarı bu tip kıyafetler var. Tabii genel olarak daha kapalı hâlleri. Ancak bu görseller genellikle oyunlara falan ait ve oyunların da amacı çoğu zaman fan service. Zaten bu şekilde insanın içi nasıl rahat eder de istediği şekilde hareket edebilir? Umarım değişir kıyafet. Derken Nami'yi yönlendirecek gerçek kunoichi Kin'emon'un sapıklığını da beraberinde getirerek ortaya çıkıyor. Neyse, Nami üzerini kapatmış. Eski toprak kunoichilerin Shinobu(Üf be. Ne yaratıcı isim.) büyü sanatında uzmanmış. Neyse boş kısımı geçelim. Unutmadan: Boş bölüm.
Kawamatsu, Denjiro ve Ashura douji. Bunlar yüz adam değerindeymiş Kin'emon'a göre. E bizim 1.000 adamlık Sanji'miz, Self-Proclaimed 2.000 adamlık Zoro'muz var? Haydeee. Eskiden Oden'e biat eden samuraylarmış bunlar.
Kawa nehir demek ama diğerleri konusunda bir fikrim yok. Birazdan Ashura Douji'ye değineceğim. Ancak şapkalı arkadaş flashback'te görülen kişi olabilir.
Bir de Kyoshiro-Denshiro isimleri oldukça benzer.
Sahne Okobore kasabasında. Atamayama hırsızları Luffy'nin verdiği yemekleri yürütüyor. Şimdiden o kadar minnettarlar ki ağızlarından "Luffytaro" düşmüyor. Kadın yemeği kaybettiğinden çok Luffytaro'nun verdiği yemeği kaybetmekten, yani onun çabalarını boşa harcamaktan dolayı üzülüyor.
Tek tek göstermekle vakit kaybetmeyeceğim. Onu da Arthur işsizi yapsın. Ancak! 918. bölümde duygusal sahnelerin başrollerini bu bölümde dayak yerken görüyoruz.
Bu sahne o kadar belliydi ki oysa. Luffy sürekli aynı şeyi yapıyor. Bir eylemi yerine getiriyorsan sonuçlarını da hesaba katman gerekir. Luffy bu ark kahramanlık tasladı ama bu arkadaşlar gene dayağı yedi. Shutenmaru da tam olarak bundan bahsediyor. "İnsanlara yemek verip kahraman gibi davranan bir mankafa mı var?" diye soruyor. Bu okuyucuya bir mesaj olsa gerek. Shutenmaru Kagoshima aksanıyla konuşuyormuş. Kagoshima, Japonya'nın dört büyük adasından biri olan Kyushu adasının güneybatı ucunda kalıyormuş bu yer. Herneyse. Shutenmaru sözleriyle Luffy'e geçirmeye devam ediyor, diyor ki: Kısa süren bir kahramanlık rolü. Ancak burada madalyonun bir diğer yüzünü görüyoruz. Shutenmaru bu ülkede gerçek bir adamın, peşinden gidecek bir samurayın olmadığından bahsediyor. Wano'nun günlerinin sayılı olduğunu da dile getirmeden geçmiyor. Nineyle konuşması güzelmiş. Gerçi ona da kılıç çekiyor. Nineciğimiz Toki'nin sözlerine inanıyor, her ne kadar torunu kaçmasını söylese de o ölümü kabullenmiş ve dokuz samurayın Oden'in dileklerini yerine getireceğinden emin. Shutenmaru bir kez daha bu insanların lideri olacak bir general olmadığı takdirde bir mücadeleden dahi bahsedilemeyeceğini söylüyor. Oklar elbette Luffy'i gösteriyor.
Bu bölgeye Jack'in gelip Luffy'nin yaptıklarını boşa çıkaracağını düşünüyorduk. Oysa nineciğimizi kurtaran kişi Jack'in gelmesi oldu. Ancak Jack'e geçmeden önce Shutenmaru'dan bahsetmem lazım. Öncelikle Shutenmaru ile Ashura Douji'nin dış görünüşleri birebir aynı denecek kadar benziyor. Biraz araştırma ile Shuten-doji diye bir şeye ulaştım. Bu, Japonya'nın şeytani lideri ya da "oni"si diye geçiyormuş. "Ashura" kelimesi bizatihi şeytanın timsali olduğu için burada iki isim birleşiyor gibi duruyor. Shuten-doji Minamoto RAiko isimli bir kahraman tarafından öldürülmüş. Buna karşın Shuten-doji'nin havada süzülen kellesi, ölümden kaçınabilmek için birden fazla başlık takan kahramandan bir ısırık almayı başarmış. Bu bize geleceğe dair bir şeyler söylüyor olabilir. Bilinmez.
Shutendoji'nin anlamı biraz ayyaş demekmiş. Shuten kelimesinin kendisi içkiyle alakalı sanırım. Zaten elinde de içkisini görüyoruz. Böyle bey baba laflar ediyor olması da Oden'in ölümünün ardından koyverdiğine delalet olabilir.
Bir kez daha Jack'i görüyoruz. Luffy'nin isminden doğrudan bahsettiğine göre onu kabullenmiş diyebiliriz belki. Belki de diyemeyiz. Hoş onun keyfine kalmadı ya Luffy'nin yaptıkları, neyse.
Görünürde boyun kısmında iki tane çizik var gibi. Ama bu izler daha önce de vardı. Bunun haricinde gözüme çarpan bir yara yok. Vay delikanlı Jack vay. Bineğini de sevdim, çizimi güzel. İnsanları da höpür höpür yutuyor. Shutenmaru'nun bugüne dek canlı bırakılmasının tek sebebi Kaido'nun Shutenmaru'yu ast olarak görmek istemesiymiş. Bu da demektir ki yıllardır tanınan bir kişi. Ashura Douji çıkması için başka ne tür bir ipucu lazım acep. Kaido'ya san diyen Jack'i sanrısından uyandıran Shutenmaru'ya bir bakalım, ne dersiniz? Heyt be. Kılıcı da gitti garibimin.
Adam o kadar hantal ki gelen saldırıya tepki veremedi. Bu esnada sağ omuz ve saç arasında bir dikişli yer daha görüyoruz. Diğerleriyle aynı gibi duruyor. Jack'in tip efsane yav. Eşit bir şekilde dövüşürlerken Shutenmaru geçmişte ölmediğinden, Jack gibi bir balık müsveddesi tarafından da öldürülmeyeceğiden bahsediyor. Adamın bir tek benim adım Ashura demediği kaldı. Tam da bu sebeple insanlar Ashuro Douji ile Shutenmaru aynı kişi değil diyebilir ve tam da bu sebepten aynı kişi çıkabilirler ancak tam da bu sebepten... Death Note sorunsalı. Onu yapacağını tahmin ettiğim için bunu yaptım... He.
Derken gök grileşmeye başlıyor. Jack ve Law anında çakıyor durumu. Law niye biliyor ki?
Ey mübarek sen nasıl bir şeysin? Jack'e diyor ki bu veletleri bana getir.
Jack öyle bir "Sir!!" diyor ki akla marşımızın son kıtası gelmeyen varsa kalksın gitsin!!!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı ejder!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Kaido'ya tapan milletimin istiklal.
Şimdi burada dikkat edilmesi gereken pek çok şey var. Momo'dan devam edelim.
Japonca versiyonunda yonko kısmı vurgulanmış. Ardından Sanji Momo'ya sorun ne diye soruyor. Momo da böyle bir cevap veriyor. Burada çoğu kişi Dof'a atıfta bulunduğunu düşünmüştü lakin biraz evvel yapılan yonkou vurgusu bazı kişilere acaba Kaido mu dedirtmişti. Kaido'nun da bir ejder olması bunu biraz daha destekliyor.
Dahası Kin'emon, Kanjuro ejder çizdiğinde surat yapıyor. Kanjuro da "kısasa kısas." minvalinde bir cevap veriyor.
Diğer yandan Punk Hazard'da Kin'emon ejder soyundan intikam almaktan bahsediyor. Neden mi? Çünkü Kaido bir ejder.
Bir üçüncü ayrıntı ise hem Momo'nun hem de Kanjuro'nun çizdiği ejderin pembe olması. Kaido da pembeyse ne yapacaksınız eyyyy Korsanfan sakinleri?
Kaido'nun bu formunun DB'den Shenron'u andırdığını söylememe gerek yoktur muhtemelen.
Ee. Doğu ejderleri böyle oluyor azizim. Ne bekliyordunuz?
Pek çok Doğu Ejderinde alev teması bulunuyor. Bu sebeple de Kaido'nun Oden'in tapınağını alev püskürterek yakmış olması mümkün. Hatta wiki'ye göre pek çok Doğu ejderinin çenesinin ya da pençelerinin altında yanan inci oluyormuş. Bu inci ruhsal enerji, bilgelik, bolluk, güç, ölümsüzlük, fırtına ya da ay gibi manalarla ilişkilendiriliyormuş. Yani Oda'nın elinde kullanabileceği pek çok kart var. Göze ilk olarak çarpanlar "Bilge Kral" olması sebebiyle Bilgelik, ölmüyor olması sebebiyle ölümsüzlük ve arkın temalarından biri olan ay. Bolluğu kendi yaşıyor, fırtınayı kendi getirdi. Belki de bulutlar bir tür portal oldu onun için, bilinmez. Güç desen bahsetmeye gerek bile yok.
Her hâlükârda sonu şöyle olacak gerçi.
Pembe ejderlere geri dönelim. Acaba Vegapunk Momo'nun meyvesini Kaido'nun meyvesini ya da Kaido'yu temel alarak yapmış olabilir mi? Bence gayet mümkün. Dof'u ne zaman görse korkup ejdere dönüşen Momo, şimdi de Kaido'yu görür görmez ejdere dönüştü. Elbette Kaido, Dof, Momo ilişkilerini yanlış yorumlamış olabilirim, belki de yalnızca korkmakla alakalı bir durumdur. Az evvel gösterdiğim sahnelere benzer pek çok sahne daha var aslında. Oda detayları lime lime dokumuş.
Kaido'ya dönecek olursak daha önce @Roo 'nun da dile getirdiği üzere yalnızca bilekliğine bakarak dahi devasa olduğunu söyleyebiliriz. Koskoca Jack cücük gibi kaldı yanında. Kaşlarını ise Sanji'ye bağlama gereği duymuyorum. Gerçi gene Roo'nun dediği gibi belki ağacı komple yemiştir hayvan herif. Biraz evvel bahsettiğim inciler de sanki pulların altında duruyor gibi.
Kaido Oni'ymiş de ejder meyvesi yemiş, insanmış da ejder yemiş, ejdermiş de oni meyvesi yemiş vs. pek çok şey söylenilebilir ama bana kalırsa dümdüz çıkar. O yüzden o topa girmeyeceğim.
Ryujin denilen bir Ejder Tanrısı var. Kendileri Ryugu Sarayında yaşıyor. BM, Kaido evliliği confirmed!!1!!! Ryujin normalde Otohime'nin babasıymış. Japonya'nın ilk imparatoru ise Otohime ve avcı prens Hoori'nin torunuymuş. Ryujn de Japon imparatorluk hanedanının atalarından biri olarak görülüyormuş. Elbette bu tür mitler çok yönlü. İlk manada okyanusun gücüne sahip diyor. Denizin hazinesi olan şeytan meyvelerinden birinin, bir ihtimal birçoğunun gücüne sahip bir Kaido düşünün. Ryujin'in uşakları deniz kaplumbağası, balık ve denizanasıymış. Balık var elimizde, diğerleri de o tip bir şey çıkmasın? Aman aman. Ryujin, denizanası ve maymunun bir hikâyesi bile varmış. Anlayacağınız ben buraya saatlerce mitoloji kasabilirim.
O yüzden bu kadar yeter. Nefis bölümdü.
Renkli sayfadaki kişilerin neden bu şekilde seçildiğini anlamaya çalıştım ama pek anladığımı söyleyemem. Tokyo Girls Collection'ın renk olarak pembeyi seçme sebebi "kızların gücü"nü sembolize etmekmiş. En azından eskiden öyleymiş, gene öyledir herhâlde. Bu yıl 6 Ekim'de yaptıldığı için çizdi sanıyorum. Bu yılın misafir katılımcıları Blackpink ve Chuning Candy imiş. Chuning Candy 7 kişiden oluşuyor. Blackpink, siyah-pembe desek... Turuncu saçlı Nami, mavi saçlı Vivi ne yapıyor? Böyle vaziyetin havasına, suyuna... 6. popülerlik anketinin sonuçları böyle. Reiju ve Carrot yerine BM ve Tashigi var desek... Bilemiyorum Altan. Belki isimlerinden Japonca bir şey oluşuyordur da ortaya bir şey çıkıyordur. Japonca'm yok valla. Chopper kadınlar tarafından çok seviliyor diye koyulmuştur muhtemelen. Serideki yerini temsil ediyor galiba: Oyuncak.
Kaido ve ahalisinin merkezi olan Onigashima adası Wano'nun bir parçası olmasına karşın gemiyle gitmek gerekiyor. Ancak bizimkilerin içinde bulunduğu büyük adanın kıyısında gözüktüğü için abartılı bir gemiye lüzum yok. Hâlihazırda bu görev için hazırlanmış bir gemi olduğunu söylüyor Kin'emon. Wano sakinleri Kaido'yu ülkelerini koruyan bilge kral olarak görüyormuş. Biz Bilge Kral diye Aliya İzzetbegoviç'i biliyoruz ama siz bilirsiniz. İlginç bir tesadüf ama onun ölümünün 15. yılındayız. Evet, tam da bugün.
Festival günü Shogun ve kafilesi Onigashima'ya gidip saygılarını sunacakmış. Elbette bu olayın görünen yüzü. Zira diğer yandan Kaido'nun tayfası ve Wano hükûmeti birlikte ziyafet çekecekmiş. Demek ki bizimkilerin parti yapacağı malzeme şimdiden hazır, güzel. Gerçi Sanji'nin söylediğine göre onları sarhoşken gömeceklermiş. Kaido'nun zayıf noktası şimdiden ortaya mı çıktı? Ulan Oda! Sıvama be adam!1!!1 Gerçi sıvayan O-kiku'ya sırnaşan Sanji. Geçen bölüm Kin'emon ile arasında olan konuşmayı kıskanmasından belliydi sapığın. "Gallant form" diyor Sanji. Burada form kullanımı ne derece doğru bilmem ama Sanji'nin kıyafetini kullanacağına işaret olabilir. Bir de gitmiş Kin'emon'a sapık diyor. Ula ne farkın var lavuktan? Gençler, açılın. Luffy kadın için süper-düper güçlü diyor. Hele hele. En az amiral.
Hobaa. O-tsuru Kin'emon'un karısı çıktı ya la! İlginç. O-tsuru da yeni geldiğini söylüyordu ama geleceğe yollama muhabbetinde ortada yoktu. Ayrı ayrı mı gönderdi acep.
Ateş Festivali geceği, alacakaranlık çöktüğünde Habu limanında plan başlayacak! İki alev kuşu-ki turnaya benziyor.- çıngıraklı yılanın başı üzerinde duruyormuş. Ee, şimdi bu günü ve yeri mi tarif etmiş oldu? Ulan Kin'emon. Son dördün de isyanın iradesini mi temsil ediyormuş? Amma boş yaptın la. Luffy de aynı tepkiyi veriyor. Kuşlar alacakaranlığı, yani 5:30 ve 6:00 arasını temsil ediyormuş. Wano halkı bundan anlarmış. Kağıdın ortasındaki son dördün de isyanı işaret ediyor. Tamam, az evvel de aşağı yukarı aynı şeyi söyledin babacım? Bana kendi sembollerini hatırlattı zaten.
Zoro ve Usopp'un başkente atandığını söylüyor. Luffy de durur mu? Yapıştırıyor cevabı: O zaman Zoro bir boka yaramamıştır.
Kaybetmemelerini garantilemek adına Franky'i Kaido'nun ikamet edeceği yerde çalışması için görevlendirmiş. Franky yine taslak peşinde koşuyor. Ezberleyip yutar bu. Robin desen Orochi'ye erişebilmek adına kendini heba ediyor. Sanji boşluk peşinde. Brook'un gücü başkentteki yemek stoğu için epey kullanışlı olacakmış. Nami'nin hava tekniklerinin ninjitsudan pek bir farkı yokmuş. Nami kadın ninja olacakmış. Sanji'nin aşçılığı ile insanları çekebilecek ve aradıkları kişilere ulaşacaklarmış. Sanji ve Carrot üzerine konuşmaya değer pek bir şey yok-elbette kültüre ait bir şeyler bulmak mümkün- ancak asıl güzel şey Brook'un tam anlamıyla ceset hâline gelmesi. Kin'emon yemekleri koruma konusunda işe yarayacak derken hayalet olabilme özelliğinden bahsediyor olabilir. Gerçi Brook kafasında külotlu biri olmayı bekliyormuş. Al birini vur ötekine.
Carrot ve Chopper Kiku ile birlikte Inu'nun yanına gideceklermiş. Inu sahilde takılıyordu valla en son. Chopper da ninja olmak istiyor ve arzusu yerine geliyor! Diğer yandan Nami'nin aklında olan şey kafasına çöp poşedi geçirmekken neredeyse gözükmeyen yeri kalmıyor. Google'dan kunoichi görsellerine baktım da aşağı yukarı bu tip kıyafetler var. Tabii genel olarak daha kapalı hâlleri. Ancak bu görseller genellikle oyunlara falan ait ve oyunların da amacı çoğu zaman fan service. Zaten bu şekilde insanın içi nasıl rahat eder de istediği şekilde hareket edebilir? Umarım değişir kıyafet. Derken Nami'yi yönlendirecek gerçek kunoichi Kin'emon'un sapıklığını da beraberinde getirerek ortaya çıkıyor. Neyse, Nami üzerini kapatmış. Eski toprak kunoichilerin Shinobu(Üf be. Ne yaratıcı isim.) büyü sanatında uzmanmış. Neyse boş kısımı geçelim. Unutmadan: Boş bölüm.
Kawamatsu, Denjiro ve Ashura douji. Bunlar yüz adam değerindeymiş Kin'emon'a göre. E bizim 1.000 adamlık Sanji'miz, Self-Proclaimed 2.000 adamlık Zoro'muz var? Haydeee. Eskiden Oden'e biat eden samuraylarmış bunlar.
Kawa nehir demek ama diğerleri konusunda bir fikrim yok. Birazdan Ashura Douji'ye değineceğim. Ancak şapkalı arkadaş flashback'te görülen kişi olabilir.
Bir de Kyoshiro-Denshiro isimleri oldukça benzer.
Sahne Okobore kasabasında. Atamayama hırsızları Luffy'nin verdiği yemekleri yürütüyor. Şimdiden o kadar minnettarlar ki ağızlarından "Luffytaro" düşmüyor. Kadın yemeği kaybettiğinden çok Luffytaro'nun verdiği yemeği kaybetmekten, yani onun çabalarını boşa harcamaktan dolayı üzülüyor.
Tek tek göstermekle vakit kaybetmeyeceğim. Onu da Arthur işsizi yapsın. Ancak! 918. bölümde duygusal sahnelerin başrollerini bu bölümde dayak yerken görüyoruz.
Bu sahne o kadar belliydi ki oysa. Luffy sürekli aynı şeyi yapıyor. Bir eylemi yerine getiriyorsan sonuçlarını da hesaba katman gerekir. Luffy bu ark kahramanlık tasladı ama bu arkadaşlar gene dayağı yedi. Shutenmaru da tam olarak bundan bahsediyor. "İnsanlara yemek verip kahraman gibi davranan bir mankafa mı var?" diye soruyor. Bu okuyucuya bir mesaj olsa gerek. Shutenmaru Kagoshima aksanıyla konuşuyormuş. Kagoshima, Japonya'nın dört büyük adasından biri olan Kyushu adasının güneybatı ucunda kalıyormuş bu yer. Herneyse. Shutenmaru sözleriyle Luffy'e geçirmeye devam ediyor, diyor ki: Kısa süren bir kahramanlık rolü. Ancak burada madalyonun bir diğer yüzünü görüyoruz. Shutenmaru bu ülkede gerçek bir adamın, peşinden gidecek bir samurayın olmadığından bahsediyor. Wano'nun günlerinin sayılı olduğunu da dile getirmeden geçmiyor. Nineyle konuşması güzelmiş. Gerçi ona da kılıç çekiyor. Nineciğimiz Toki'nin sözlerine inanıyor, her ne kadar torunu kaçmasını söylese de o ölümü kabullenmiş ve dokuz samurayın Oden'in dileklerini yerine getireceğinden emin. Shutenmaru bir kez daha bu insanların lideri olacak bir general olmadığı takdirde bir mücadeleden dahi bahsedilemeyeceğini söylüyor. Oklar elbette Luffy'i gösteriyor.
Bu bölgeye Jack'in gelip Luffy'nin yaptıklarını boşa çıkaracağını düşünüyorduk. Oysa nineciğimizi kurtaran kişi Jack'in gelmesi oldu. Ancak Jack'e geçmeden önce Shutenmaru'dan bahsetmem lazım. Öncelikle Shutenmaru ile Ashura Douji'nin dış görünüşleri birebir aynı denecek kadar benziyor. Biraz araştırma ile Shuten-doji diye bir şeye ulaştım. Bu, Japonya'nın şeytani lideri ya da "oni"si diye geçiyormuş. "Ashura" kelimesi bizatihi şeytanın timsali olduğu için burada iki isim birleşiyor gibi duruyor. Shuten-doji Minamoto RAiko isimli bir kahraman tarafından öldürülmüş. Buna karşın Shuten-doji'nin havada süzülen kellesi, ölümden kaçınabilmek için birden fazla başlık takan kahramandan bir ısırık almayı başarmış. Bu bize geleceğe dair bir şeyler söylüyor olabilir. Bilinmez.
Shutendoji'nin anlamı biraz ayyaş demekmiş. Shuten kelimesinin kendisi içkiyle alakalı sanırım. Zaten elinde de içkisini görüyoruz. Böyle bey baba laflar ediyor olması da Oden'in ölümünün ardından koyverdiğine delalet olabilir.
Bir kez daha Jack'i görüyoruz. Luffy'nin isminden doğrudan bahsettiğine göre onu kabullenmiş diyebiliriz belki. Belki de diyemeyiz. Hoş onun keyfine kalmadı ya Luffy'nin yaptıkları, neyse.
Görünürde boyun kısmında iki tane çizik var gibi. Ama bu izler daha önce de vardı. Bunun haricinde gözüme çarpan bir yara yok. Vay delikanlı Jack vay. Bineğini de sevdim, çizimi güzel. İnsanları da höpür höpür yutuyor. Shutenmaru'nun bugüne dek canlı bırakılmasının tek sebebi Kaido'nun Shutenmaru'yu ast olarak görmek istemesiymiş. Bu da demektir ki yıllardır tanınan bir kişi. Ashura Douji çıkması için başka ne tür bir ipucu lazım acep. Kaido'ya san diyen Jack'i sanrısından uyandıran Shutenmaru'ya bir bakalım, ne dersiniz? Heyt be. Kılıcı da gitti garibimin.
Derken gök grileşmeye başlıyor. Jack ve Law anında çakıyor durumu. Law niye biliyor ki?
Ey mübarek sen nasıl bir şeysin? Jack'e diyor ki bu veletleri bana getir.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı ejder!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Kaido'ya tapan milletimin istiklal.
Şimdi burada dikkat edilmesi gereken pek çok şey var. Momo'dan devam edelim.
Japonca versiyonunda yonko kısmı vurgulanmış. Ardından Sanji Momo'ya sorun ne diye soruyor. Momo da böyle bir cevap veriyor. Burada çoğu kişi Dof'a atıfta bulunduğunu düşünmüştü lakin biraz evvel yapılan yonkou vurgusu bazı kişilere acaba Kaido mu dedirtmişti. Kaido'nun da bir ejder olması bunu biraz daha destekliyor.
Dahası Kin'emon, Kanjuro ejder çizdiğinde surat yapıyor. Kanjuro da "kısasa kısas." minvalinde bir cevap veriyor.
Diğer yandan Punk Hazard'da Kin'emon ejder soyundan intikam almaktan bahsediyor. Neden mi? Çünkü Kaido bir ejder.
Bir üçüncü ayrıntı ise hem Momo'nun hem de Kanjuro'nun çizdiği ejderin pembe olması. Kaido da pembeyse ne yapacaksınız eyyyy Korsanfan sakinleri?
Kaido'nun bu formunun DB'den Shenron'u andırdığını söylememe gerek yoktur muhtemelen.
Ee. Doğu ejderleri böyle oluyor azizim. Ne bekliyordunuz?
Pek çok Doğu Ejderinde alev teması bulunuyor. Bu sebeple de Kaido'nun Oden'in tapınağını alev püskürterek yakmış olması mümkün. Hatta wiki'ye göre pek çok Doğu ejderinin çenesinin ya da pençelerinin altında yanan inci oluyormuş. Bu inci ruhsal enerji, bilgelik, bolluk, güç, ölümsüzlük, fırtına ya da ay gibi manalarla ilişkilendiriliyormuş. Yani Oda'nın elinde kullanabileceği pek çok kart var. Göze ilk olarak çarpanlar "Bilge Kral" olması sebebiyle Bilgelik, ölmüyor olması sebebiyle ölümsüzlük ve arkın temalarından biri olan ay. Bolluğu kendi yaşıyor, fırtınayı kendi getirdi. Belki de bulutlar bir tür portal oldu onun için, bilinmez. Güç desen bahsetmeye gerek bile yok.
Her hâlükârda sonu şöyle olacak gerçi.
Pembe ejderlere geri dönelim. Acaba Vegapunk Momo'nun meyvesini Kaido'nun meyvesini ya da Kaido'yu temel alarak yapmış olabilir mi? Bence gayet mümkün. Dof'u ne zaman görse korkup ejdere dönüşen Momo, şimdi de Kaido'yu görür görmez ejdere dönüştü. Elbette Kaido, Dof, Momo ilişkilerini yanlış yorumlamış olabilirim, belki de yalnızca korkmakla alakalı bir durumdur. Az evvel gösterdiğim sahnelere benzer pek çok sahne daha var aslında. Oda detayları lime lime dokumuş.
Kaido'ya dönecek olursak daha önce @Roo 'nun da dile getirdiği üzere yalnızca bilekliğine bakarak dahi devasa olduğunu söyleyebiliriz. Koskoca Jack cücük gibi kaldı yanında. Kaşlarını ise Sanji'ye bağlama gereği duymuyorum. Gerçi gene Roo'nun dediği gibi belki ağacı komple yemiştir hayvan herif. Biraz evvel bahsettiğim inciler de sanki pulların altında duruyor gibi.
Kaido Oni'ymiş de ejder meyvesi yemiş, insanmış da ejder yemiş, ejdermiş de oni meyvesi yemiş vs. pek çok şey söylenilebilir ama bana kalırsa dümdüz çıkar. O yüzden o topa girmeyeceğim.
Ryujin denilen bir Ejder Tanrısı var. Kendileri Ryugu Sarayında yaşıyor. BM, Kaido evliliği confirmed!!1!!! Ryujin normalde Otohime'nin babasıymış. Japonya'nın ilk imparatoru ise Otohime ve avcı prens Hoori'nin torunuymuş. Ryujn de Japon imparatorluk hanedanının atalarından biri olarak görülüyormuş. Elbette bu tür mitler çok yönlü. İlk manada okyanusun gücüne sahip diyor. Denizin hazinesi olan şeytan meyvelerinden birinin, bir ihtimal birçoğunun gücüne sahip bir Kaido düşünün. Ryujin'in uşakları deniz kaplumbağası, balık ve denizanasıymış. Balık var elimizde, diğerleri de o tip bir şey çıkmasın? Aman aman. Ryujin, denizanası ve maymunun bir hikâyesi bile varmış. Anlayacağınız ben buraya saatlerce mitoloji kasabilirim.
O yüzden bu kadar yeter. Nefis bölümdü.
Bugün internetim olmadığı için telefondan okuyup inceleme yapmaya çalışacağım. Haydi bakalım. Kapak kısmı yine istek olduğu için üzerine durmuyorum. “Koala” ve “Ryugu” yazıları göze çarpıyor.
922: Yerde Ararken Gökte Bulmak
İlk bakışta cümle âlem şok olurken Kin’emon’un suratından, ağız yapısından, gözlerinden ve sözlerinden Kaido’ya olan bakış açısı ve bildiğimiz, tahmin ettiğimiz geçmişi okuyabiliyoruz. Biraz sonra ise doğrudan tanık olacağız. Adım başı bir fabrika var neredeyse ve hepsi bir şeyin tepesine kurulmuş. Niye tepede bu fabrikalar yahu?
Momo’yu geçen bölüm görmüştük zaten. Elbette bilmeyenler var fakat şu an için öncelik olmaktan çok uzak bir konu. Luffy döne döne bu iğrenç ejdere mi döndü minvalinde konuşuyor. Hayırdır Batı hayranı mısın kardeş? Emperyalist devletlerin maşası mısın? Luffy İsrail lobisinin maşasıdır.
Law, Zoro ve Luffy’nin kimliği ortaya çıktığı için Kaido gelmiş. Law birdenbire bir şeyler anlatmaya geçiyor. Dinleyelim bakalım, bu adam ne söylüyor? Silah ve Smile muhabbeti. Law, Luffy ile birlikte yaptıklarını bir bir sıralayıp Kaido’nun peşinde olduğu şeyin ikisinin kelleleri olduğunu söylerken bizim oğlan Tazı Tahsin gibi koşmaya başlıyor. Law diğerlerini durduruyor ki daha başka kişinin kimliği ortaya çıkmasın. Plan hâlâ yürürlükte demek. Haa. Bir sonraki sayfada kendisi de söylüyormuş.
Law’a kalsa götünü dönecekmiş ama Luffy insanlarla bağ kurduğu için olaylara sırtını dönemiyor. Ancak böyle yapması hâlinde de bir çuval inciri berbat edecek. Bu işin icabına bakmak isteyen Law’ı ne tür bir şok bekliyor dersiniz? Herneyse… Özlediğimiz bir hareket geliyor:
SHAMBLES!
Forumun tabiriyle Hawkins’te ter damlacıkları yok. Bu da demektir ki korkmamış1!! Diğer yandan aslan müsveddesi Holdem ile aslan parçası Kamijiro üç yüz buçuk atıyor. Kaido ebesinin nikahı gibi büyük arkadaş. Bu nedir?
Tsuru neden avel avel bakıyor dersiniz? Anıları mı canlanıyor? Öfkeyle de bakmamış. Sadece bir ter boncuğu var. Tsuru amiral seviyesi!
Shutenmaru’nun karnının sağ tarafında ve göğüs bölümünde kan var gibi duruyor. Demek ki Jack kesmiş. Diğer yandan Kaido Shutenmaru’nun peşinde. Ancak ne için? Gücüne katmak için.
Aha sana iş. Kaido, Shutenmaru ve bir kişi daha dövüşmüşler. Diğer siluet parçası kim? Geçen bölüm Kin’emon’un bahsettiği kişilerden biri.
Kaido eşi benzeri olmayan bir surat ifadesiyle evlere şenlik getiriyor. Shutenmaru’nun alnı gölgelenmiş, biraz korku var ama erkekliğinden yamuk vermiyor.
Kaido ve Jack arasında bile goygoy konuşması yaptıran Oda’ya saygılar. Adam ne tür bir karakter çizerse çizsin mizah yapabiliyor. Kaido da içkinin şişedeki gibi durmadığını anlayamayanlardan belli ki. Bilmeyenler varsa Kaido kelimesinin geçtiği içkiler var.
Jack’in yarası kapatılırken Shutenmaru zamanında kaçamayacaklarını düşündüğü için dövüşmeye mi hazırlansam diyor. Koskoca Kaido’yu görüp de dövüşmeyi göze alabilecek çok az kişi vardır. Bu adam komutan seviyesi, net. Bu Oden’i hangi seviyeye koyar? Aradan 20 yıl geçmesine rağmen Shutenmaru Jack’te hasar bıraktı. Oden epey sağlam adammış.
Jack Kaido’ya laf anlatmaya çalışıyor, biz bu insanları fabrikalarda çalıştırıyoruz, milleti uyarmaya gelse neyse de ortalığın anasını ağlatacak Allah’ın ayyaşı diyor. Kuri’yi yerle yeksan edecek rahatsız herif diyor.
Tazı Tahsin çoktan Kaido’nun yanına ulaşmıştı be Luffy, nerede kaldın?
Luffy gerçekten de Okoborelileri düşünüyor. Diğer yandan Kin’emon ve Okiku da Tsuru’yu kurtarmak için kasabaya iniyor. Aha. Otsuru hanım 20 yıldır kimseyle evlenmemiş. Demek ki yalnızca Okobore’de yeniymiş, yani 20 yılı normal insanlar gibi lineer bir zaman çizgisinde yaşamış.
Hawkins kasabayı Law ve Luffy’nin yerini söyleyerek kurtarmış oluyor. Bu aynı zamanda Shutenmaru’nun da işine geliyor. Hawkins esasında Luffy’lerin orada olduğunu bilerek değil de kasabayı kurtarabilmek adına bunu söylüyor zira tek bildiği şey bir söylentiden ibaret. Ancak Jack’in de dediği gibi bir taşla iki kuş vuruyorlar. Akıllı adamsın vesselam!
Görüldüğü üzere Kaido Law ve Luffy’e kafayı takmış. Çok normal. Adamın rüzgârından uçuyor insanlar be ya.
Kaido efendi Oden’in kalesinin kalıntılarına doğru uçadursun, uçadursun da bizimkilerin söylediğine göre Kaido onlara doğru geliyor. Çizime göre alakası yok.
Neyse Kaido da durur mu? Yapıştırıyor sıcak nefesini. Ulan ne iğrençtir he toplu taşımada bir başkasının nefesini hissetmek…
Bir saniyede kalıntılar bile toz oluyor. Bu aynı zamanda yepyeni bir gelecek kurabilmek için aşmaları gereken ve geçmişi hatırlatan bir harabeydi ve yok olması iyi oldu.
Luffy’nin tepkisinden “meme” olur. Law yine sert çocuk, Oda ifadesini bile göstermiyor. Holdem ve Kaimijiro yine aynı kafa.
Jack’in Kaido’ya “Çılgın/Deli/Manyak” dediği bir dünya düşünün? Doğru seriyi okuyorsunuz. Bu arada Hawkins ve Jack’in yan yana bu şekilde durması çok hoş durmuş. Jack bandajlanıyor lakin Chopper duymasın, kıskanır. Bandaj kocakarı ilaçlarına döndü seride.
Derken Luffy bir çırpıda göğe çıkıyor, çocuk fark etmiş lakin Law fark edemiyor. Velet geleceğin shogun’ı mübarek. Luffy de vura vura g3 elephant gun ile mi vuruyor arkadaş? Herneyse çizim güzel, eğilip bükülen bir ejderha ağzı görmek de güzel.
Bölümün tadı damağımda kaldı. Üzerine bahsedebilecek de pek fazla şey yok gibiydi. Telefondan fazla detaya bakılmıyor gerçi. Bir iki bir şey daha yazayım.
Kaido Jack’e diyor ki o veletleri bana getir. Sonra kendi takılmaya başlıyor, Hawkins söyleyince de kendi işini kendi görüyor. Jack ne yapıyor? Geçip Hawkins’le ahbaplarmış gibi oturuyor. Troll müsün kardeşim?
Kaido… Ne diye sarhoşsun kardeşim sen? Umarım Shanks bunu dünyanın en iyi içkisiyle falan kandırmamıştır. Kitabe falan diyordum, adam bir içkiye tav olmuştur resmen. Şu lavuğa bek hele. İçki yarışması yapıp evine sarhoş mu gönderdi ne etti?!
Kaido’nun yediği yumruk… Daha önce g3’ten yumruk alan hiçbir ağır top bunu doğrudan üstlenmemiş, gerek B. Haki, gerek savunma gereçleri gerekse K. Haki’leri vasıtasıyla kendilerini savunmuşlardı. Kaido doğrudan ve beklemeden alıyor. Peki bu ona koyar mı? Hiç sanmam. Gözleri beyaza dönmüş. Umarım uyuma gibi bir şey olmaz. Gerçi olsa da Jack falan, neyse ki her zamanki gibi uyudu, der geçer.
Sanji, Brook, Nami ve Chopper mal gibi duruyorlar Kaido’nun “detestable” nefesine karşı. Peki bizimkileri kim kurtardı? Ayı Yogi ve saz arkadaşları değil herhâlde. Gerçi bizimkiler hâlihazırda dışarda oldukları için sağa sola atlayarak bile kurtulmuş olabilirler… Üzerine çok durmaya gerek olmayan bir durum ama belki haftaya yeni bir karakter görürüz. Gerçi son sahneyi de değiştirip çizer bu Oda efendi!
Neyse. Law’ın Smile ve silahlardan bahsederken bilgi vermesini ummuştum ama bilmediğimiz bir şey söylememiş. Bölüm orta.
922: Yerde Ararken Gökte Bulmak
İlk bakışta cümle âlem şok olurken Kin’emon’un suratından, ağız yapısından, gözlerinden ve sözlerinden Kaido’ya olan bakış açısı ve bildiğimiz, tahmin ettiğimiz geçmişi okuyabiliyoruz. Biraz sonra ise doğrudan tanık olacağız. Adım başı bir fabrika var neredeyse ve hepsi bir şeyin tepesine kurulmuş. Niye tepede bu fabrikalar yahu?
Momo’yu geçen bölüm görmüştük zaten. Elbette bilmeyenler var fakat şu an için öncelik olmaktan çok uzak bir konu. Luffy döne döne bu iğrenç ejdere mi döndü minvalinde konuşuyor. Hayırdır Batı hayranı mısın kardeş? Emperyalist devletlerin maşası mısın? Luffy İsrail lobisinin maşasıdır.
Law, Zoro ve Luffy’nin kimliği ortaya çıktığı için Kaido gelmiş. Law birdenbire bir şeyler anlatmaya geçiyor. Dinleyelim bakalım, bu adam ne söylüyor? Silah ve Smile muhabbeti. Law, Luffy ile birlikte yaptıklarını bir bir sıralayıp Kaido’nun peşinde olduğu şeyin ikisinin kelleleri olduğunu söylerken bizim oğlan Tazı Tahsin gibi koşmaya başlıyor. Law diğerlerini durduruyor ki daha başka kişinin kimliği ortaya çıkmasın. Plan hâlâ yürürlükte demek. Haa. Bir sonraki sayfada kendisi de söylüyormuş.
Law’a kalsa götünü dönecekmiş ama Luffy insanlarla bağ kurduğu için olaylara sırtını dönemiyor. Ancak böyle yapması hâlinde de bir çuval inciri berbat edecek. Bu işin icabına bakmak isteyen Law’ı ne tür bir şok bekliyor dersiniz? Herneyse… Özlediğimiz bir hareket geliyor:
SHAMBLES!
Forumun tabiriyle Hawkins’te ter damlacıkları yok. Bu da demektir ki korkmamış1!! Diğer yandan aslan müsveddesi Holdem ile aslan parçası Kamijiro üç yüz buçuk atıyor. Kaido ebesinin nikahı gibi büyük arkadaş. Bu nedir?
Tsuru neden avel avel bakıyor dersiniz? Anıları mı canlanıyor? Öfkeyle de bakmamış. Sadece bir ter boncuğu var. Tsuru amiral seviyesi!
Shutenmaru’nun karnının sağ tarafında ve göğüs bölümünde kan var gibi duruyor. Demek ki Jack kesmiş. Diğer yandan Kaido Shutenmaru’nun peşinde. Ancak ne için? Gücüne katmak için.
Aha sana iş. Kaido, Shutenmaru ve bir kişi daha dövüşmüşler. Diğer siluet parçası kim? Geçen bölüm Kin’emon’un bahsettiği kişilerden biri.
Kaido eşi benzeri olmayan bir surat ifadesiyle evlere şenlik getiriyor. Shutenmaru’nun alnı gölgelenmiş, biraz korku var ama erkekliğinden yamuk vermiyor.
Kaido ve Jack arasında bile goygoy konuşması yaptıran Oda’ya saygılar. Adam ne tür bir karakter çizerse çizsin mizah yapabiliyor. Kaido da içkinin şişedeki gibi durmadığını anlayamayanlardan belli ki. Bilmeyenler varsa Kaido kelimesinin geçtiği içkiler var.
Jack’in yarası kapatılırken Shutenmaru zamanında kaçamayacaklarını düşündüğü için dövüşmeye mi hazırlansam diyor. Koskoca Kaido’yu görüp de dövüşmeyi göze alabilecek çok az kişi vardır. Bu adam komutan seviyesi, net. Bu Oden’i hangi seviyeye koyar? Aradan 20 yıl geçmesine rağmen Shutenmaru Jack’te hasar bıraktı. Oden epey sağlam adammış.
Jack Kaido’ya laf anlatmaya çalışıyor, biz bu insanları fabrikalarda çalıştırıyoruz, milleti uyarmaya gelse neyse de ortalığın anasını ağlatacak Allah’ın ayyaşı diyor. Kuri’yi yerle yeksan edecek rahatsız herif diyor.
Tazı Tahsin çoktan Kaido’nun yanına ulaşmıştı be Luffy, nerede kaldın?
Luffy gerçekten de Okoborelileri düşünüyor. Diğer yandan Kin’emon ve Okiku da Tsuru’yu kurtarmak için kasabaya iniyor. Aha. Otsuru hanım 20 yıldır kimseyle evlenmemiş. Demek ki yalnızca Okobore’de yeniymiş, yani 20 yılı normal insanlar gibi lineer bir zaman çizgisinde yaşamış.
Hawkins kasabayı Law ve Luffy’nin yerini söyleyerek kurtarmış oluyor. Bu aynı zamanda Shutenmaru’nun da işine geliyor. Hawkins esasında Luffy’lerin orada olduğunu bilerek değil de kasabayı kurtarabilmek adına bunu söylüyor zira tek bildiği şey bir söylentiden ibaret. Ancak Jack’in de dediği gibi bir taşla iki kuş vuruyorlar. Akıllı adamsın vesselam!
Görüldüğü üzere Kaido Law ve Luffy’e kafayı takmış. Çok normal. Adamın rüzgârından uçuyor insanlar be ya.
Kaido efendi Oden’in kalesinin kalıntılarına doğru uçadursun, uçadursun da bizimkilerin söylediğine göre Kaido onlara doğru geliyor. Çizime göre alakası yok.
Neyse Kaido da durur mu? Yapıştırıyor sıcak nefesini. Ulan ne iğrençtir he toplu taşımada bir başkasının nefesini hissetmek…
Bir saniyede kalıntılar bile toz oluyor. Bu aynı zamanda yepyeni bir gelecek kurabilmek için aşmaları gereken ve geçmişi hatırlatan bir harabeydi ve yok olması iyi oldu.
Luffy’nin tepkisinden “meme” olur. Law yine sert çocuk, Oda ifadesini bile göstermiyor. Holdem ve Kaimijiro yine aynı kafa.
Jack’in Kaido’ya “Çılgın/Deli/Manyak” dediği bir dünya düşünün? Doğru seriyi okuyorsunuz. Bu arada Hawkins ve Jack’in yan yana bu şekilde durması çok hoş durmuş. Jack bandajlanıyor lakin Chopper duymasın, kıskanır. Bandaj kocakarı ilaçlarına döndü seride.
Derken Luffy bir çırpıda göğe çıkıyor, çocuk fark etmiş lakin Law fark edemiyor. Velet geleceğin shogun’ı mübarek. Luffy de vura vura g3 elephant gun ile mi vuruyor arkadaş? Herneyse çizim güzel, eğilip bükülen bir ejderha ağzı görmek de güzel.
Bölümün tadı damağımda kaldı. Üzerine bahsedebilecek de pek fazla şey yok gibiydi. Telefondan fazla detaya bakılmıyor gerçi. Bir iki bir şey daha yazayım.
Kaido Jack’e diyor ki o veletleri bana getir. Sonra kendi takılmaya başlıyor, Hawkins söyleyince de kendi işini kendi görüyor. Jack ne yapıyor? Geçip Hawkins’le ahbaplarmış gibi oturuyor. Troll müsün kardeşim?
Kaido… Ne diye sarhoşsun kardeşim sen? Umarım Shanks bunu dünyanın en iyi içkisiyle falan kandırmamıştır. Kitabe falan diyordum, adam bir içkiye tav olmuştur resmen. Şu lavuğa bek hele. İçki yarışması yapıp evine sarhoş mu gönderdi ne etti?!
Kaido’nun yediği yumruk… Daha önce g3’ten yumruk alan hiçbir ağır top bunu doğrudan üstlenmemiş, gerek B. Haki, gerek savunma gereçleri gerekse K. Haki’leri vasıtasıyla kendilerini savunmuşlardı. Kaido doğrudan ve beklemeden alıyor. Peki bu ona koyar mı? Hiç sanmam. Gözleri beyaza dönmüş. Umarım uyuma gibi bir şey olmaz. Gerçi olsa da Jack falan, neyse ki her zamanki gibi uyudu, der geçer.
Sanji, Brook, Nami ve Chopper mal gibi duruyorlar Kaido’nun “detestable” nefesine karşı. Peki bizimkileri kim kurtardı? Ayı Yogi ve saz arkadaşları değil herhâlde. Gerçi bizimkiler hâlihazırda dışarda oldukları için sağa sola atlayarak bile kurtulmuş olabilirler… Üzerine çok durmaya gerek olmayan bir durum ama belki haftaya yeni bir karakter görürüz. Gerçi son sahneyi de değiştirip çizer bu Oda efendi!
Neyse. Law’ın Smile ve silahlardan bahsederken bilgi vermesini ummuştum ama bilmediğimiz bir şey söylememiş. Bölüm orta.
Bölüm 923: El Yumruğu Yemeyen Kendi Yumruğunu Balyoz Sanırmış
Kapak güzel. Eski günleri hatırlattı bana. Görünen o ki Luffy kazanıyor ve diğer ikisi de tepki gösteriyor. Ace K.K'nın oğlu olduğu için "Kral" muhtemelen. Onun tarafında duran böcek de Herkül Böceği zaten. Ancak kazanan Luffy'nin Miyama böceği. Sabo niye çıplak ula? Bu arada Sabo ve Luffy yaşıyor da Ace öldü diye Ace'in kabuğu beyazdır belki, elbette kırılmasıyla alakalıdır zira Luffy UNBREAKABLE!
İlk sayfada 2 şeye dikkat çekmek istiyorum. Birincisi Ninja var. İkincisi Kaido'nun bıyıklı adamının kolunda 51 yazıyor. Daha önce Drake'in patakladığı Scotch vardı, o 18 idi.
Sayfanın öteki kısmında ve bölümde de Gifters tayfası bulunuyor gerçi bol bol. Hatta bu arkadaşlardan birkaçı Luffy'i burada yaptığı işlerden tanıyor bile.
Luffy ilk olarak tayfası için endişeleniyor. Adam tek yumruk attıktan sonra gazını mı alıyor nedir? Kaidou olduğunu öğrendikten sonra bile G3 ile bu adamı başımızdan savarız mı diyor ya da. :/ Nasıl bir düşünce yapısı var, anlamak mümkün değil.
Kalenin olduğu bölgeye bakacak olursak bizimkilere zaten hiçbir şey olmamış. Zira öyle olsa alt kısım da yanardı ama orada duman falan çıkmıyor. Hatırlamayanlar varsa bizimkiler zaten dışarıdaydı.
Shutenmaru bu konu hakkında kötü hislere sahipmiş. Acep ne tür bir şey bekliyor?
Kaido yolda Speed ile Tama'yı görüp gömmüş. Speed taa Luffy'lerin olduğu yere gelebildiğine göre Tama'nın ölmüş olmasını beklemiyorum. Hatta Kaido bunlara saldırmamış da sadece yanlarından geçerken yanlışlıkla kuyruğunu bile vurmuş olabilir. Kafidir de.
Diğer yandan kan damlaları, geçmişi gösteren sahnede de gösterdiği üzere çok değer verdiği meyve de kırılmış gözüküyor. Bir insanın öldüğünü anlatmak için sembolik bir yöntemdir bu. Değer verilen, paylaşılan şeylerin kırılmasıyla kötü bir şeylerin habercisi de olur aynı zamanda. Kimi yönetmen ya da yazarlar bu tür yöntemleri kullanır. Örneğin değer verdiğini birinden hediye olarak aldığı ve her iki taraf için de büyük kıymeti olan bir bardağın kırılması demek o kişiye bir şey olduğuna işaret demektir. Peki ya Oda Tama'nın ölmesine izin verir mi? İzin verirse bunu Luffy'nin gelişimi için kullanır mı? Gerek kasabanın önce Jack, sonra da Kaido ve bizzat kendi tarafından yıkılmasını gerek arkadaşlarının başına bir şeyler gelmiş olma ihtimalini gerekse Tama'nın ölmüş olma ihtimalini Luffy'nin çok daha adımlarını düşünen biri olmasını sağlayaması için yazmış olabilir mi?
Luffy'nin iyi biri olduğunu hiç düşünmedim. Bu adam hiçbir hareketinin sonucunu düşünemeyen basiretsiz bir dangalak oldu her zaman. Neticede ülkeler kurtulsa bile Luffy yüzünden ölen olmuştur illa ki. Haa. Siz buna o kadarı da olsun derseniz, olsun. Ancak ben Luffy olsaydım benim yüzümden bırakın ölmeyi, yaralanan biri ya da birileri olsa dahi gerçek anlamda üzülür ve kolay kolay sırıtamazdım. Gerçi bu adam Jinbe'yi arkada bıraktıktan sonra da kakara kikiri yapıyordu neyse.
Son olarak da şunu söyleyeyim. Speed Tama'yı da sırtına alıp gelebilirdi ama öyle yapmadı. Bir Doktor bulup geri dönse bile her şey için geç olabilirdi, eğer ağır yaralıysa. Bana da öldü gibi geliyor ama haydi bakalım. Belki de Oda efendi meyveyi bir başkasında kullanmak istiyordur.
Bahsi geçen elma ve neden değerli olduğu:
Luffy bu kez öfkeden kudurmuş bir şekilde değil de yaptıklarının ağırlığıyla ciddiyete bütünmüş biri gibi bu işi bu orada halletmek istediğini beyan ediyor.
Klasik K.K olacak adam olduğunu dile getiriyor. BoroBeath yiyor kafasına. Bu sırada arada Gifters'lar kaynasa da Luffy, Speed'i kurtarmış ve ardından bir başka Gifters'a bırakmış bile.
Kaido dayak yerken istifini o kadar bozmuyor ki. Hâlâ sarhoş olduğu belli:
Adamlarına kalsa Kaido dayak yiyor. Zaten bu çöp adamlara bıraksan Moria da Kaido ile birebir dövüşmüştür.
General Kaidou'muz iki seksen uzanıp kasabanın ağzına ettikten sonra küçülüyor ve derken Luffy çoktan G4'e geçmiş bile. Kaidou bu kez de Kong Organ yiyor. G4 gücünde taramalı tüfek gibi yiyor hem de. Geçen bölümde olduğu gibi siyah noktalar çıksa da adama gene bir şeyin işlediği yok. Gerçi buraya bir soru bırakayım: Sizce burada Koka mı kullanıyor yoksa bedeni hafiften içeri mi göçüyor? Koka kullanıyorsa K. Haki'si iyi demektir. Eğer Koka kullanmıyorsa, hatta Haki de kullanmıyorsa sorun hepten büyük demektir zira BM Luffy'nin G4'ünü o sert bedenine rağmen Koka kullanarak savunmuştu.
Shutenmaru'nun tepkisi:
Kim ulan bu adam?! Gözlerine rimel çekilmiş demek ki Luffy'nin kendisinden güçlü olduğunu anlamış... Yalnız aradığı samuray olarak görme eğiliminde değil henüz.
Burada bir şeye dikkatinizi çekeyim. Ortadaki sahne Luffy'nin G4: Boundman'e geçtiği ilk yer. Uzaktan bakınca bacakları da kokalı gibi duruyor lakin bir sonraki sahne olan sol kısımda bacaklarında koka yok ve yalnızca gövdesinin üst bölümü G4'e geçmiş gibi. Derken dayak yediği son sahnede bacaklarında da koka görüyoruz. Muhtemelen çizim hatası var burada.
Yalnız Kaido öyle bir hız ve güçle vuruyor ki bu konuda bana diyecek yalnızca aşağıdaki görselleri bırakıyor. Kaido o kadar G3 ve G4 mitralyöz yumruklarını yese de hiç bana mısın dememiş. Bu adama G4 yetmeyeceğine göre Luffy'nin yepyeni bir güce ihtiyacı var. Ondan birazdan bahsedelim.
Bölüm özeti:
Bölümün diğer özeti:
Demek ki UNBREAKABLE Kaido, Gerekirse Luffy ve Law'a karşı dövüşüp galip gelebilirmiş.
Luffy şu an çakma King Ace gibi Koka kabuğunu geride bırakıp üstü çıplak bir şekilde yere kapaklandı. Law ise zaten Sabo gibi direkt çıplak kalıyor ama yine de B. Haki'si durduğu için kabuğu da üzerinde.
Kaido'nun Luffy'yi gömdüğü sırada daha önce gördüğümüz türden "şimşekvari" çizimler var. B ve H. Haki'ye işaret olsa gerek.
Peki bundan sonra ne olacak? Spoiler yorumlarken Luffy sakin değil K. Haki kullanamaz diyordum ama Luffy Marineford zamanında da sakin değildi, yine de kollarının kopabileceğini görebildi. Şimdiyse dünyanın en güçlü yaratığı tarafından mıhlanacak ve hâlihazırda oldukça iyi bir K. Haki kullanma potansiyeline sahip biri. Aynı zamanda Tama'yı öğrendikten sonra çok daha sivri ama yine de nispeten sakin gibiydi. Bu sebeple K. Haki ile kurtulmuş ve bunlar yaşanmamış olabilir.
Bir başka olasılık Katakuri'nin saatler boyunca yapamadığını tek vuruşta yapan Kaido'ya rağmen yine de ayaklanacak olması. Şahsen ben de kalkmasını bekliyorum. Bunun yaşanması hâlinde ise Law shambles yapıp Luffy'yi götürecektir.
Luffy kalkamasa da Law shambles yapar bu saatten sonra zaten. Çünkü ben hapse atılacağını düşünmüyorum. İnsan merak ediyor, Law'ın %30'tan kastı neydi, diye. Luffy'nin klasik bir şekilde dayak yemesine farklı bir yorum katarak hem dayak yemiş hâlini gösterip hem de dayak yememesini sağlayabilir aslında K. Haki muhabbeti ile ama bu da gerçekten dayak yemediği için gelişimine engel olabilir.
Elinden geleni yapmasına rağmen dayak yiyeceğini anlayan Luffy'nin hâline bakalım mı beraber? Kim bilir belki bu sahne geleceğe görmesine işarettir.
Luffy neden bu kadar çabuk G4'ten çıktı? H. Hakisi yüksek olan kişiler diğerlerinden Haki mi emcüklüyor la gerçekten? Yoksa Kaido öyle bir koydu ki Luffy vücudu üzerindeki hakimiyetini mi kaybetti?
Son olarak Kaido'nun saldırılarından bahsedeyim. 921. bölümde ejderhalar üzerinde yazdığım bir yeri alıntılayayım öncelikle.
Tao kozmolojisinde Bagua ya da Pakua denilen sekiz sembol gerçekliğin temel prensiplerini temsil ediyormuş. Her birinde üç çizgi varmış ve her bir çizgi ya kırık ya da kırık değilmiş. "UNBREAKABLE!" Üç çizginin kırık olmadığı tek sembol Heaven/Sky sembolü, yani Tian. Cennet, Dünya, Fırtına, Su, Dağ, Rüzgâr, Ateş ve Göl şeklinde geçiyor. Bunlar bir de mevsimlere ayrılmış ama aynı zamanda kişisine göre dönemleri de var. Kaido'nun kış ile bir bağlantısı olduğunu bildiğimize göre buradan gidelim. Fu Xi "Evvel Cennet" döneminde kış, dünya/toprak ve fırtına. King Wen'in "Bilahare Cennet" döneminde Kış "Su ve Dağ". Muhtemelen Kaido'ya uygun olan şey Fu Xi. Buradan nereye varmak isterim bilmem. O yüzden nokta.
Edit:
Kaido küçük işte o'lum! Ben diyorum bu adam ejder formundan eski hâline dönünce boyu da bir süre kısalıyor diye ama dinleyen kim!!!!
Kapak güzel. Eski günleri hatırlattı bana. Görünen o ki Luffy kazanıyor ve diğer ikisi de tepki gösteriyor. Ace K.K'nın oğlu olduğu için "Kral" muhtemelen. Onun tarafında duran böcek de Herkül Böceği zaten. Ancak kazanan Luffy'nin Miyama böceği. Sabo niye çıplak ula? Bu arada Sabo ve Luffy yaşıyor da Ace öldü diye Ace'in kabuğu beyazdır belki, elbette kırılmasıyla alakalıdır zira Luffy UNBREAKABLE!
İlk sayfada 2 şeye dikkat çekmek istiyorum. Birincisi Ninja var. İkincisi Kaido'nun bıyıklı adamının kolunda 51 yazıyor. Daha önce Drake'in patakladığı Scotch vardı, o 18 idi.
Sayfanın öteki kısmında ve bölümde de Gifters tayfası bulunuyor gerçi bol bol. Hatta bu arkadaşlardan birkaçı Luffy'i burada yaptığı işlerden tanıyor bile.
Luffy ilk olarak tayfası için endişeleniyor. Adam tek yumruk attıktan sonra gazını mı alıyor nedir? Kaidou olduğunu öğrendikten sonra bile G3 ile bu adamı başımızdan savarız mı diyor ya da. :/ Nasıl bir düşünce yapısı var, anlamak mümkün değil.
Kalenin olduğu bölgeye bakacak olursak bizimkilere zaten hiçbir şey olmamış. Zira öyle olsa alt kısım da yanardı ama orada duman falan çıkmıyor. Hatırlamayanlar varsa bizimkiler zaten dışarıdaydı.
Shutenmaru bu konu hakkında kötü hislere sahipmiş. Acep ne tür bir şey bekliyor?
Kaido yolda Speed ile Tama'yı görüp gömmüş. Speed taa Luffy'lerin olduğu yere gelebildiğine göre Tama'nın ölmüş olmasını beklemiyorum. Hatta Kaido bunlara saldırmamış da sadece yanlarından geçerken yanlışlıkla kuyruğunu bile vurmuş olabilir. Kafidir de.
Diğer yandan kan damlaları, geçmişi gösteren sahnede de gösterdiği üzere çok değer verdiği meyve de kırılmış gözüküyor. Bir insanın öldüğünü anlatmak için sembolik bir yöntemdir bu. Değer verilen, paylaşılan şeylerin kırılmasıyla kötü bir şeylerin habercisi de olur aynı zamanda. Kimi yönetmen ya da yazarlar bu tür yöntemleri kullanır. Örneğin değer verdiğini birinden hediye olarak aldığı ve her iki taraf için de büyük kıymeti olan bir bardağın kırılması demek o kişiye bir şey olduğuna işaret demektir. Peki ya Oda Tama'nın ölmesine izin verir mi? İzin verirse bunu Luffy'nin gelişimi için kullanır mı? Gerek kasabanın önce Jack, sonra da Kaido ve bizzat kendi tarafından yıkılmasını gerek arkadaşlarının başına bir şeyler gelmiş olma ihtimalini gerekse Tama'nın ölmüş olma ihtimalini Luffy'nin çok daha adımlarını düşünen biri olmasını sağlayaması için yazmış olabilir mi?
Luffy'nin iyi biri olduğunu hiç düşünmedim. Bu adam hiçbir hareketinin sonucunu düşünemeyen basiretsiz bir dangalak oldu her zaman. Neticede ülkeler kurtulsa bile Luffy yüzünden ölen olmuştur illa ki. Haa. Siz buna o kadarı da olsun derseniz, olsun. Ancak ben Luffy olsaydım benim yüzümden bırakın ölmeyi, yaralanan biri ya da birileri olsa dahi gerçek anlamda üzülür ve kolay kolay sırıtamazdım. Gerçi bu adam Jinbe'yi arkada bıraktıktan sonra da kakara kikiri yapıyordu neyse.
Son olarak da şunu söyleyeyim. Speed Tama'yı da sırtına alıp gelebilirdi ama öyle yapmadı. Bir Doktor bulup geri dönse bile her şey için geç olabilirdi, eğer ağır yaralıysa. Bana da öldü gibi geliyor ama haydi bakalım. Belki de Oda efendi meyveyi bir başkasında kullanmak istiyordur.
Bahsi geçen elma ve neden değerli olduğu:
Luffy bu kez öfkeden kudurmuş bir şekilde değil de yaptıklarının ağırlığıyla ciddiyete bütünmüş biri gibi bu işi bu orada halletmek istediğini beyan ediyor.
Klasik K.K olacak adam olduğunu dile getiriyor. BoroBeath yiyor kafasına. Bu sırada arada Gifters'lar kaynasa da Luffy, Speed'i kurtarmış ve ardından bir başka Gifters'a bırakmış bile.
Kaido dayak yerken istifini o kadar bozmuyor ki. Hâlâ sarhoş olduğu belli:
Adamlarına kalsa Kaido dayak yiyor. Zaten bu çöp adamlara bıraksan Moria da Kaido ile birebir dövüşmüştür.
General Kaidou'muz iki seksen uzanıp kasabanın ağzına ettikten sonra küçülüyor ve derken Luffy çoktan G4'e geçmiş bile. Kaidou bu kez de Kong Organ yiyor. G4 gücünde taramalı tüfek gibi yiyor hem de. Geçen bölümde olduğu gibi siyah noktalar çıksa da adama gene bir şeyin işlediği yok. Gerçi buraya bir soru bırakayım: Sizce burada Koka mı kullanıyor yoksa bedeni hafiften içeri mi göçüyor? Koka kullanıyorsa K. Haki'si iyi demektir. Eğer Koka kullanmıyorsa, hatta Haki de kullanmıyorsa sorun hepten büyük demektir zira BM Luffy'nin G4'ünü o sert bedenine rağmen Koka kullanarak savunmuştu.
Shutenmaru'nun tepkisi:
Kim ulan bu adam?! Gözlerine rimel çekilmiş demek ki Luffy'nin kendisinden güçlü olduğunu anlamış... Yalnız aradığı samuray olarak görme eğiliminde değil henüz.
Burada bir şeye dikkatinizi çekeyim. Ortadaki sahne Luffy'nin G4: Boundman'e geçtiği ilk yer. Uzaktan bakınca bacakları da kokalı gibi duruyor lakin bir sonraki sahne olan sol kısımda bacaklarında koka yok ve yalnızca gövdesinin üst bölümü G4'e geçmiş gibi. Derken dayak yediği son sahnede bacaklarında da koka görüyoruz. Muhtemelen çizim hatası var burada.
Yalnız Kaido öyle bir hız ve güçle vuruyor ki bu konuda bana diyecek yalnızca aşağıdaki görselleri bırakıyor. Kaido o kadar G3 ve G4 mitralyöz yumruklarını yese de hiç bana mısın dememiş. Bu adama G4 yetmeyeceğine göre Luffy'nin yepyeni bir güce ihtiyacı var. Ondan birazdan bahsedelim.
Bölüm özeti:
Bölümün diğer özeti:
Luffy şu an çakma King Ace gibi Koka kabuğunu geride bırakıp üstü çıplak bir şekilde yere kapaklandı. Law ise zaten Sabo gibi direkt çıplak kalıyor ama yine de B. Haki'si durduğu için kabuğu da üzerinde.
Kaido'nun Luffy'yi gömdüğü sırada daha önce gördüğümüz türden "şimşekvari" çizimler var. B ve H. Haki'ye işaret olsa gerek.
Peki bundan sonra ne olacak? Spoiler yorumlarken Luffy sakin değil K. Haki kullanamaz diyordum ama Luffy Marineford zamanında da sakin değildi, yine de kollarının kopabileceğini görebildi. Şimdiyse dünyanın en güçlü yaratığı tarafından mıhlanacak ve hâlihazırda oldukça iyi bir K. Haki kullanma potansiyeline sahip biri. Aynı zamanda Tama'yı öğrendikten sonra çok daha sivri ama yine de nispeten sakin gibiydi. Bu sebeple K. Haki ile kurtulmuş ve bunlar yaşanmamış olabilir.
Bir başka olasılık Katakuri'nin saatler boyunca yapamadığını tek vuruşta yapan Kaido'ya rağmen yine de ayaklanacak olması. Şahsen ben de kalkmasını bekliyorum. Bunun yaşanması hâlinde ise Law shambles yapıp Luffy'yi götürecektir.
Luffy kalkamasa da Law shambles yapar bu saatten sonra zaten. Çünkü ben hapse atılacağını düşünmüyorum. İnsan merak ediyor, Law'ın %30'tan kastı neydi, diye. Luffy'nin klasik bir şekilde dayak yemesine farklı bir yorum katarak hem dayak yemiş hâlini gösterip hem de dayak yememesini sağlayabilir aslında K. Haki muhabbeti ile ama bu da gerçekten dayak yemediği için gelişimine engel olabilir.
Elinden geleni yapmasına rağmen dayak yiyeceğini anlayan Luffy'nin hâline bakalım mı beraber? Kim bilir belki bu sahne geleceğe görmesine işarettir.
Luffy neden bu kadar çabuk G4'ten çıktı? H. Hakisi yüksek olan kişiler diğerlerinden Haki mi emcüklüyor la gerçekten? Yoksa Kaido öyle bir koydu ki Luffy vücudu üzerindeki hakimiyetini mi kaybetti?
Son olarak Kaido'nun saldırılarından bahsedeyim. 921. bölümde ejderhalar üzerinde yazdığım bir yeri alıntılayayım öncelikle.
İlk saldırısı alev bazlı nefes üflemek olan Kaido'nun ikinci saldırısının adında gök gürültüsü var. Ve gördüğünüz üzere bu tip bir ada sahip olmasın normal. Mangastream'in çevirisine baktım, "Eight Trigrams Thunderclap" yazıyor, saldırı ismi olarak.Pek çok Doğu Ejderinde alev teması bulunuyor. Bu sebeple de Kaido'nun Oden'in tapınağını alev püskürterek yakmış olması mümkün. Hatta wiki'ye göre pek çok Doğu ejderinin çenesinin ya da pençelerinin altında yanan inci oluyormuş. Bu inci ruhsal enerji, bilgelik, bolluk, güç, ölümsüzlük, fırtına ya da ay gibi manalarla ilişkilendiriliyormuş. Yani Oda'nın elinde kullanabileceği pek çok kart var. Göze ilk olarak çarpanlar "Bilge Kral" olması sebebiyle Bilgelik, ölmüyor olması sebebiyle ölümsüzlük ve arkın temalarından biri olan ay. Bolluğu kendi yaşıyor, fırtınayı kendi getirdi. Belki de bulutlar bir tür portal oldu onun için, bilinmez. Güç desen bahsetmeye gerek bile yok.
Tao kozmolojisinde Bagua ya da Pakua denilen sekiz sembol gerçekliğin temel prensiplerini temsil ediyormuş. Her birinde üç çizgi varmış ve her bir çizgi ya kırık ya da kırık değilmiş. "UNBREAKABLE!" Üç çizginin kırık olmadığı tek sembol Heaven/Sky sembolü, yani Tian. Cennet, Dünya, Fırtına, Su, Dağ, Rüzgâr, Ateş ve Göl şeklinde geçiyor. Bunlar bir de mevsimlere ayrılmış ama aynı zamanda kişisine göre dönemleri de var. Kaido'nun kış ile bir bağlantısı olduğunu bildiğimize göre buradan gidelim. Fu Xi "Evvel Cennet" döneminde kış, dünya/toprak ve fırtına. King Wen'in "Bilahare Cennet" döneminde Kış "Su ve Dağ". Muhtemelen Kaido'ya uygun olan şey Fu Xi. Buradan nereye varmak isterim bilmem. O yüzden nokta.
Edit:
Kaido küçük işte o'lum! Ben diyorum bu adam ejder formundan eski hâline dönünce boyu da bir süre kısalıyor diye ama dinleyen kim!!!!
Bölüm isminden başlayalım. Jo-Ha-Kyû. Ne demek? Mantık olarak giriş, gelişme ve sonuç. Açılış perdesi olan Jo özetle karakterler ve konunun uzun ve yavaş bir tempoda tanıtılmasından oluşuyor. Ha perdesi, üç bölümden oluşuyor ve olaylar hızlanıyor. 3. perdede büyük bir dram ya da trajedi yaşanırken 2 ya da 4. perdede bir savaş olacak muhtemelen. Son olarak Kyu perdesinde kısa ve hızlı bir son var. 909. bölümde açılan ilk perde, bu bölümle birlikte kapanacak ve "Ha" perdesine geçiş yapacağız. Bu saatten sonra bu tiyatro sekansları üzerinden teoriler üretilebilir ama ben bunu teorisyenlere bırakayım.
Diğer yandan kapağa bakalım. Kendisine gelen isteklerin arasından neyi çizeceğine Oda karar veriyor. Bu sanadacchi'yi anımsıyorum bir de. SBS'lerde falan Oda tarafından bolca sorusu cevaplanmıştı. Her neyse. Bana kalırsa Oda, Sentomaru'yu bilerek seçmiş. Nedenine sonra gelirim.
Ayıların üstündeki kıyafetlerse Luffy ve Law'ın giydiklerinin üstündeki sembollere benziyor nedense.
"Metal sopa" da denilen Kaido'nunKanabō'sunun adı "Club" olabilir. Gerçi bu da sopa anlamına geliyor ama koyu harflerle yazıldığı için adının o olduğunu varsayıyorum. Görünüşe göre Luffy gerçekten de tek yemiş. Bir ihtimal bu sopanın uç bölümünde deniz taşı olabilir.
Luffy'nin nefes aldığına dahi şaşıran adamına karşın Kaido "Herhâlde alıyor lan." diye giriyor olaya. Nedeni sonra. Ancak Law, Luffy'i kurtarmayı deniyor ve... Hawkins'in adamı tarafından vuruluyor. Bu da vuran arkadaş:
Şimdi... Jaiminis'in çevirisine göre dünyada geniş bir kullanılm yelpazesine sahip olan deniztaşlarının kökeni Wano'ymuş. Ancak bu iğne kadar küçük bir boyuta indirebilecek kabiliyete sahip olan kişiler de yalnızca Wano'da bulunuyormuş. Oda kendi ülkesi diye her şeyin kökenini Wano yapıyor resmen. Normal gerçi. Bizimkiler her karakterde Türk'lük ararken adam kendi serisinde Japonya'yı hype'lar.
Spoiler'a kıyasla bir nebze değişik olsa da deniz taşlarının kökeni burası olduğuna göre onları Denizcilere ve Dünya Hükûmetine ulaştıracak biri lazım. Peki bu kişi kim olabilir? Aklıma Sentomaru ve Vegapunk geliyor nedense. Bununla ilgili şunu diyebilirim: Wano arkına dek adı Kanji ile yazılan tek kişi Sentomaru idi.
Değinilmesi gereken bir diğer nokta ise deniz taşları hangi tayfa üyesine güçlendirme getirecek? Benim aklıma iki kişi geliyor. Biri Franky, diğeri Usopp. İkisi de bunu çok etkili ve farklı şekillerde kullanabilirler. Oda'nın hikâyede nasıl kullanacağını ise ileride görürüz.
Şimdilik Law ve Hawkins'i bir kenarda bırakıp Kaido'ya geri dönelim. Kaido efendi diyor ki biat etmeyen savaşçı ruhu mu yoksa aptal cesareti mi bilmem lakin (Luffy) bir süredir bana gözlerini dikmiş bir şekilde bakıyor. HEY MAŞALLAH BE. Oysa Luffy an itibarıyla şuursuz bir şekilde yerde yatıyo. Ayrıca kafasının etrafı da kanlarla çevrili. Hepsini geçtim. Ulan adamın gözü kapalı be.
Kaido sarhoşken Fuhihihi diye gülüyordu. Oysa ayıkken Worororo'yu kullanıyor ve an itibarıyla de ayık. Kaido'nun amacı Luffy'nin ruhunu kırmak. Bu ne demek? Onun iradesini aşmak ve kendisine biat ettirmek istiyor. Rüyanda bile inanmaaaaa. Ancak bir detay daha var. "Korsan" adının kullanılmasını istemiyor gazetede. Anladığım kadarıyla sebebi dış dünyaya ait herhangi bir kavramın Wano'da yasak olması. Sanki yasak kendisini aşıyormuş gibi konuşmuş. Daha da önemlisi içeriye gerçekten de hiçbir şekilde bilgi sokmuyorlar anlamına geliyor bu. Bilse bilse Kaido'nun ahalisi biliyordur dünyada olup bitenleri. İlginç iş valla.
Derken çok ilginç bir şey oluyor. Luffy bilinçsiz bir şekilde H. Haki kullanarak etrafındaki kişileri bayıltıyor. Yalnız az evvel gözü kapalı gibi duruyordu, şimdi gözü açık ama beyaz gibi duruyor. İlginç. Shutenmaru aynı yeteneğin Oden'de de olduğundan bahsediyor. Aynı zamanda Luffy'nin bilinçsiz olduğuna tekrar değiniyor. Derken Kid'de de H. Haki olduğunu öğreniyoruz. Pek işine gelmiyor tabii Kaido efendinin. Bu kadar çok H. Haki kullanıcısına ihtiyacımız yok diyor. Kendisi ve King'de var gibi geliyor bana. Kaido keyfine epey düşkün belli ki. Law'ı sonraya bırakıp mekânına doğru yola koyulurken ayık olduğunu dile getiriyor. ULAN SOPAYI NEREYE KOYDUN?! Law'ı fark etmiş olması da ilginç. Hele hele.
Law'a gri dönüyoruz. Law tayfası ve diğerleri hakkında endişeleniyor ama öncesinde daha önce deniz taşından yapılma bir iğne görmediğini dile getiriyor. Daha da önemlisi Law nasıl kaçmış? Muhtemelen omzuna gelen iğneyi çıkartıp "Shambles" yapmıştır. Sol omzuna geldiği ve ekranda da o kısım saklandığı için bir şey demesi güç ama en son bıraktığımızda Hawkins'in saldığı kılıç üstüne gelen Law'ın birden kaybolması akla bir tek onu getiriyor. Ne hikmetse bilgiyi Hawkins değil de Hawkins'in adamı veriyor. Hawkins kör galiba. Bana buradan "ihanet" temelli bir şey çıkmaz gibi geliyor açıkçası. Herkes kafasına göre ihanet etmez zaten. Hawkins de onların ne olursa olsun kaçmasına izin vermeyeceğini söylüyor. Bana kalırsa Hawkins, Apoo ve Drake Kaido'nun tarafında olmaya devam edecek.
İnce bir detay olarak Law'ın kılıcına değil de iğneye doğru elini uzatması:
İşin ilginç yanı BM'yi gördük. Safhına adam katmaya çalışıyordu. Bizimkileri kanatları altına alacaktı hatta. Kaido'yu görüyoruz çoktan üç nova katmış kendine. Luffy ve Kid'in de peşine düşmüş. Shanks efendi ne yapıyor bu sırada? Gerçi Marco'ya sulanmıştı ama o daha ziyade komedi unsuru gibi gelmişti bana. Neyse.
Okobore'ye geri dönüyoruz. Ağlayan kel velet yine sahnede. Amma gösterdi bu veleti yav. Diğer tarafta ise Kin'emon var. Tsuru'yu kesiyor garibim. Adamlar Luffy'nin yüce gönlüyle verdiği yemekleri heba ettikleri için üzülürken bu konuda Luffy'nin pişmanlık ya da sorumluluk duyması hususunda da endişe duyuyorlar.
Kin'emon ise buluşmalarını Oden'in dileğini yerine getirmelerinin sonrasına bırakıyor. Bu akla şunu getiriyor: Analiz başında bahsetmiş olduğum 5 bölümden sonuncusunda, her ark sonu olduğu gibi bir tür parti düzenlenecek ve büyük ihtimalle de Kin'emon ile Tsuru'nun düğünü gibi bir şeyi göreceğiz.
Diğer tarafta ise Shutenmaru ve Ashura Douji'nin aynı kişiler olduğunun mangaka tarafından da onaylandığını görüyoruz.
Dönelim bizimkilerin, Oden'in kalesinin tarafına. Yav. Sahneye bakıyorum. Olan sadece kaleye olmuş. Bizimkiler ne diye çukurlu kısımdalar ki? Yani kurtarılma sahnesinin çizilmesine falan ne gerek var? Hayır bir de alakasız bir yerde durmaları yetmiyormuş ki çukur da açılmış. Kalenin olduğu kısım hariç hiçbir yerde hasar bile yok. Bari olduğu gibi yakılıp yıkılsaydı o hat da bizimkiler kaçmış olsaydı.
Edit: Ben bizimkileri farklı yerde düşünmüştüm ama bizimkiler kalenin dibindeymiş belli ki. aaah ya da bölüm adıyla ilgili olarak haaaa sesi de bunu gösteriyor.
Chopper büyümüş galiba. Penguin, Shachi ve Bepo'nun yanı sıra Komachiyo ve Brook aşağıda. Sanji kurtarmış kadın kısmını. :/ Sevimsiz herif. Neyse sonraki sahnede diğerlerini de çıkartmış herhâlde. Shinobu'nun "jutsu"su, daha ziyade şeytan meyvesi gibi duruyor. Olgunlaştırma meyvesi var gibi. Aşırı olgunlaştırmak çürütmüş yeri sanırım, yer de o yüzden çöküyor. Hatırlarsanız Kin'emon da büyü ya da ninjutsu gibi görüyordu şeytan meyvelerini. Aynı olay burada da mevcut. Okiku'nun anlatması gereken bir şey varmış. Ne ola ki? Muhtemelen Luffy. Zira Kin'emon Tsuru'yu bulunca O-kiku geri dönmüş gibi duruyor. Bu da demektir ki yaşananların üstünden kısa da olsa bir müddet geçmiş. "Şu anki durum" dediği için anlatacaklarını buna yordum. Zaten bir sonraki sayfadan itibaren şu anki durumun Kuri'deki yansımasını göreceğiz.
Ancak Otama'nın yaşadığına değineyim. Göremeyenler olmuştur belki ama reyizin göğsünde duruyor. Bu arada yanında yine aynı 5'li duruyor gibi gözüküyor. Ormana gireceklerine göre Tengu ile görüşebilirler. Bakalım Tengu ne diyecek bu duruma. Halk gibi tepki vermez bence. Daha da ötesi lanet üzerinde bir-iki kelam edebilir.
Ufak çaplı bir işsizlik örneği göstereyim. (Sanki tüm bu inceleme işsizlik örneği değilmiş gibi.) Üç tepki de bölüm adıyla ilişkili olarak "Ha?" esasında.
Robin'i gerçekten seven kişilerin şöyle davranmasını beklerdim ama herkes çirkin bulmuş... Yazık be! Bana Sanji övdürdünüz.
Aynı üçlünün yan yana başka bir suratı:
Bu suratlar muhtemelen Kabuki ile alakalı.
Spoiler'da boşa konuşmuşuz, her zamanki gibi. Luffy'nin Wano'da başına gelenlere dair bir özel haber yaymışlar. Kaido'nun dediği üzere korsan yazmamışlar. Ama daha mühim bir şey var. Samuray yazmışlar. Luffy ayan beyan, bundan sonra herkes tarafından da bilineceği şekliyle artık bir samuray.
Bu arada Zoro çoktan almış başını gitmiş kurak yerlerden. Etraf ağaç, bilhassa da sakura dolu. Oda bir kez daha yiyeceklerin "pahalı"lığına temas ederek Zoro'nun bunları ödeyip ödeyemeyeceğini soruyor. Zoro bu adamı kesmese bari. Adam demek ki seyyar satıcı.
Merak etmeyin Zoro'nun suratını unutmadım.
Bu kez Udon şehrindeyiz. Udon, kalın buğday unundan yapılan bir erişte. Fabrikalar arasında köprüler var. Bir ihtimal aşama aşama işleme gibi bir durum olabilir. Muhtemelen pek çok kişi bu fabrikalarda silah yapıldığını düşünmüştü zaten.
Bir başka küçük detay ise kölelerden birinin çoktan bilincini kaybetmiş olması. Ulen Kaido! Yatacak yerin yok!
Öldürmek istedikleri mahkûmlara kılçıkları alınmış ama zehirli bir balık verip duruyorlarmış her gün. Kaido'nun adamı içeride kim olduğunu bilmiyor mu yav? Niye "Croco-shark" falan mı diye konuşuyor. Dangalağa bak. Bilgisi dahilinde oraya gelmemiş biri var demek ki. Zaten içerisi de gözükmüyor. Kafa yapısına bakılacak olursa bu arkadaş Kid değil. Kid'in saçları falan dağınık bildiğiniz üzere.
Kin'emon'un bahsetmiş olduğu üç samuraydan biri olabilir. Lavuğun "Croco-shark" falan mı demesine karşın insanvari duruyor. Kawamatsu ya da Denjiro mu çıkacak yoksa başka biri mi göreceğiz. Luffy'yi burada durdurmuyorlar. Demek ki biraz daha öteye gidiyor. Zaten Kid'in yanına atıldığı da malum. Bu durumda diğer kişi epey tehlikeli biri de olabilir. Zehir de işlemiyor zaten.
Şapka gibi görünse de Oda'nın huyudur, kafası o yapıda çıkabilir. Ayrıca pelerin gibi bir şey var sanki üstünde. Pek Wano'lu gibi de durmuyor. Kim bilir, belki samuray değildir. Gaban'cılar gelmeden devam edeyim.
Neyse. Luffy geliyor. Ellerinde yüksek ihtimalle deniz taşından kelepçeler var. Millet boyutunun All-star kadar olacağını bekliyormuş. Yani Jack, Queen ve King gibi. Luffy'nin bakışlarının bakış olmaması...
Luffy'nin kılıcı almışlar gibi geldi bana. Mantıklı olan da odur zaten de acep nereye gitti. Bu andavallar kılıcın önemini de bilmiyorlardır.
Kid'i her gün dövüyorlar galiba. Kan revan içinde duruyor adam. Luffy'nin bakışları Kid'e kıyasla daha sert geldi nedense. Adam intikam ateşiyle kavruluyor sanki. Perdeler kapanmadan birbirlerini tanıyorlar.
Beklenen buluşma geldi. Kid ve Luffy yan yana. Law'ın dışarıda olması iyi oldu. Aklı başında adam lazım bizimkilere yardım edecek.
Bunu ödeyeceksin Kaido!
Mumya Luffy akla iki ismi getiriyor. Bunlardan biri Oda'nın asistanlığını yaptığı Rurouni Kenshin serisinden tanıdığımız Makato Shishio, diğeri de Ryuma.
Her neyse. 909. bölümde açılan perdelerimiz Shamisen çalan ablamız tarafından tekrar kapatılıyor.
Çizim de o kadar güzel ki arkadaş. Gerçekten de tiyatro-vari işliyor.
İlk sahne sona erdi.
Spoiler'da yazdığım kısmı tekrar yazayım.
Headliner gibi unvanların Rakugo'dan olduğunu öğrenmiştik. Rakugo'ya biraz bakındım. Şöyle bir sonuca ulaştım:
Oda'nın çocukken Rakugo sevdiğini de biliyoruz ayrıca. Bkz:
"Rakugo'ya nereden ulaştın?" diyen olursa daha önce yazdığım bir mesajı tekrar atayım:
"OJ'den Marchen diye biri şöyle bir şey yazmış:
Oda, Beast Korsanlarının unvanlarını geleneksel Japon performans sanatlarından koyuyormuş.
Sheepshead ve Hawkins "真打ち(Shinuchi)" diye adlandırıldı.
真打ち geleneksel Japon solo performans sanatı olan Rakugo'da en yüksek rütbeye sahip olan kişi
Beast Korsanlarından Jack 大看板(Ookanban) ve 大看板 'nun anlamı üst düzey performansçı demekmiş.
Tam anlamıyla Wano'dan bir korsan tayfası gibi gözüküyorlar."
Diğer yandan gemiye gelen ahtapot Kabuki sanatçısı gibi bağırmıştı ve Kabuki 5 bölümden oluşuyor. Bakalım ne olacak?
İlave olarak Shamisen'in de Kabuki tiyatrolarında çalındığını söyleyerek noktalayayım.
Oda muhtemelen 5 sahneden oluşan bir tiyatro sunacak bizlere. Bunu yaparken de Japon kültürüne dair pek çok şeyi gösterecek. Bizleri harikulade bir ark beklediğine emin olabilirsiniz.
Belki düşük bir ihtimal ama bu shamisen çalan kadın gerçek bir karakter çıkar. TOKI! Muhtemelen anlatıcı görevi görüyor.
Bakalım perdeler hangi güne açılacak?
Diğer yandan kapağa bakalım. Kendisine gelen isteklerin arasından neyi çizeceğine Oda karar veriyor. Bu sanadacchi'yi anımsıyorum bir de. SBS'lerde falan Oda tarafından bolca sorusu cevaplanmıştı. Her neyse. Bana kalırsa Oda, Sentomaru'yu bilerek seçmiş. Nedenine sonra gelirim.
Ayıların üstündeki kıyafetlerse Luffy ve Law'ın giydiklerinin üstündeki sembollere benziyor nedense.
"Metal sopa" da denilen Kaido'nunKanabō'sunun adı "Club" olabilir. Gerçi bu da sopa anlamına geliyor ama koyu harflerle yazıldığı için adının o olduğunu varsayıyorum. Görünüşe göre Luffy gerçekten de tek yemiş. Bir ihtimal bu sopanın uç bölümünde deniz taşı olabilir.
Luffy'nin nefes aldığına dahi şaşıran adamına karşın Kaido "Herhâlde alıyor lan." diye giriyor olaya. Nedeni sonra. Ancak Law, Luffy'i kurtarmayı deniyor ve... Hawkins'in adamı tarafından vuruluyor. Bu da vuran arkadaş:
Şimdi... Jaiminis'in çevirisine göre dünyada geniş bir kullanılm yelpazesine sahip olan deniztaşlarının kökeni Wano'ymuş. Ancak bu iğne kadar küçük bir boyuta indirebilecek kabiliyete sahip olan kişiler de yalnızca Wano'da bulunuyormuş. Oda kendi ülkesi diye her şeyin kökenini Wano yapıyor resmen. Normal gerçi. Bizimkiler her karakterde Türk'lük ararken adam kendi serisinde Japonya'yı hype'lar.
Spoiler'a kıyasla bir nebze değişik olsa da deniz taşlarının kökeni burası olduğuna göre onları Denizcilere ve Dünya Hükûmetine ulaştıracak biri lazım. Peki bu kişi kim olabilir? Aklıma Sentomaru ve Vegapunk geliyor nedense. Bununla ilgili şunu diyebilirim: Wano arkına dek adı Kanji ile yazılan tek kişi Sentomaru idi.
Değinilmesi gereken bir diğer nokta ise deniz taşları hangi tayfa üyesine güçlendirme getirecek? Benim aklıma iki kişi geliyor. Biri Franky, diğeri Usopp. İkisi de bunu çok etkili ve farklı şekillerde kullanabilirler. Oda'nın hikâyede nasıl kullanacağını ise ileride görürüz.
Şimdilik Law ve Hawkins'i bir kenarda bırakıp Kaido'ya geri dönelim. Kaido efendi diyor ki biat etmeyen savaşçı ruhu mu yoksa aptal cesareti mi bilmem lakin (Luffy) bir süredir bana gözlerini dikmiş bir şekilde bakıyor. HEY MAŞALLAH BE. Oysa Luffy an itibarıyla şuursuz bir şekilde yerde yatıyo. Ayrıca kafasının etrafı da kanlarla çevrili. Hepsini geçtim. Ulan adamın gözü kapalı be.
Kaido sarhoşken Fuhihihi diye gülüyordu. Oysa ayıkken Worororo'yu kullanıyor ve an itibarıyla de ayık. Kaido'nun amacı Luffy'nin ruhunu kırmak. Bu ne demek? Onun iradesini aşmak ve kendisine biat ettirmek istiyor. Rüyanda bile inanmaaaaa. Ancak bir detay daha var. "Korsan" adının kullanılmasını istemiyor gazetede. Anladığım kadarıyla sebebi dış dünyaya ait herhangi bir kavramın Wano'da yasak olması. Sanki yasak kendisini aşıyormuş gibi konuşmuş. Daha da önemlisi içeriye gerçekten de hiçbir şekilde bilgi sokmuyorlar anlamına geliyor bu. Bilse bilse Kaido'nun ahalisi biliyordur dünyada olup bitenleri. İlginç iş valla.
Derken çok ilginç bir şey oluyor. Luffy bilinçsiz bir şekilde H. Haki kullanarak etrafındaki kişileri bayıltıyor. Yalnız az evvel gözü kapalı gibi duruyordu, şimdi gözü açık ama beyaz gibi duruyor. İlginç. Shutenmaru aynı yeteneğin Oden'de de olduğundan bahsediyor. Aynı zamanda Luffy'nin bilinçsiz olduğuna tekrar değiniyor. Derken Kid'de de H. Haki olduğunu öğreniyoruz. Pek işine gelmiyor tabii Kaido efendinin. Bu kadar çok H. Haki kullanıcısına ihtiyacımız yok diyor. Kendisi ve King'de var gibi geliyor bana. Kaido keyfine epey düşkün belli ki. Law'ı sonraya bırakıp mekânına doğru yola koyulurken ayık olduğunu dile getiriyor. ULAN SOPAYI NEREYE KOYDUN?! Law'ı fark etmiş olması da ilginç. Hele hele.
Law'a gri dönüyoruz. Law tayfası ve diğerleri hakkında endişeleniyor ama öncesinde daha önce deniz taşından yapılma bir iğne görmediğini dile getiriyor. Daha da önemlisi Law nasıl kaçmış? Muhtemelen omzuna gelen iğneyi çıkartıp "Shambles" yapmıştır. Sol omzuna geldiği ve ekranda da o kısım saklandığı için bir şey demesi güç ama en son bıraktığımızda Hawkins'in saldığı kılıç üstüne gelen Law'ın birden kaybolması akla bir tek onu getiriyor. Ne hikmetse bilgiyi Hawkins değil de Hawkins'in adamı veriyor. Hawkins kör galiba. Bana buradan "ihanet" temelli bir şey çıkmaz gibi geliyor açıkçası. Herkes kafasına göre ihanet etmez zaten. Hawkins de onların ne olursa olsun kaçmasına izin vermeyeceğini söylüyor. Bana kalırsa Hawkins, Apoo ve Drake Kaido'nun tarafında olmaya devam edecek.
İnce bir detay olarak Law'ın kılıcına değil de iğneye doğru elini uzatması:
İşin ilginç yanı BM'yi gördük. Safhına adam katmaya çalışıyordu. Bizimkileri kanatları altına alacaktı hatta. Kaido'yu görüyoruz çoktan üç nova katmış kendine. Luffy ve Kid'in de peşine düşmüş. Shanks efendi ne yapıyor bu sırada? Gerçi Marco'ya sulanmıştı ama o daha ziyade komedi unsuru gibi gelmişti bana. Neyse.
Okobore'ye geri dönüyoruz. Ağlayan kel velet yine sahnede. Amma gösterdi bu veleti yav. Diğer tarafta ise Kin'emon var. Tsuru'yu kesiyor garibim. Adamlar Luffy'nin yüce gönlüyle verdiği yemekleri heba ettikleri için üzülürken bu konuda Luffy'nin pişmanlık ya da sorumluluk duyması hususunda da endişe duyuyorlar.
Kin'emon ise buluşmalarını Oden'in dileğini yerine getirmelerinin sonrasına bırakıyor. Bu akla şunu getiriyor: Analiz başında bahsetmiş olduğum 5 bölümden sonuncusunda, her ark sonu olduğu gibi bir tür parti düzenlenecek ve büyük ihtimalle de Kin'emon ile Tsuru'nun düğünü gibi bir şeyi göreceğiz.
Diğer tarafta ise Shutenmaru ve Ashura Douji'nin aynı kişiler olduğunun mangaka tarafından da onaylandığını görüyoruz.
Dönelim bizimkilerin, Oden'in kalesinin tarafına. Yav. Sahneye bakıyorum. Olan sadece kaleye olmuş. Bizimkiler ne diye çukurlu kısımdalar ki? Yani kurtarılma sahnesinin çizilmesine falan ne gerek var? Hayır bir de alakasız bir yerde durmaları yetmiyormuş ki çukur da açılmış. Kalenin olduğu kısım hariç hiçbir yerde hasar bile yok. Bari olduğu gibi yakılıp yıkılsaydı o hat da bizimkiler kaçmış olsaydı.
Edit: Ben bizimkileri farklı yerde düşünmüştüm ama bizimkiler kalenin dibindeymiş belli ki. aaah ya da bölüm adıyla ilgili olarak haaaa sesi de bunu gösteriyor.
Chopper büyümüş galiba. Penguin, Shachi ve Bepo'nun yanı sıra Komachiyo ve Brook aşağıda. Sanji kurtarmış kadın kısmını. :/ Sevimsiz herif. Neyse sonraki sahnede diğerlerini de çıkartmış herhâlde. Shinobu'nun "jutsu"su, daha ziyade şeytan meyvesi gibi duruyor. Olgunlaştırma meyvesi var gibi. Aşırı olgunlaştırmak çürütmüş yeri sanırım, yer de o yüzden çöküyor. Hatırlarsanız Kin'emon da büyü ya da ninjutsu gibi görüyordu şeytan meyvelerini. Aynı olay burada da mevcut. Okiku'nun anlatması gereken bir şey varmış. Ne ola ki? Muhtemelen Luffy. Zira Kin'emon Tsuru'yu bulunca O-kiku geri dönmüş gibi duruyor. Bu da demektir ki yaşananların üstünden kısa da olsa bir müddet geçmiş. "Şu anki durum" dediği için anlatacaklarını buna yordum. Zaten bir sonraki sayfadan itibaren şu anki durumun Kuri'deki yansımasını göreceğiz.
Ancak Otama'nın yaşadığına değineyim. Göremeyenler olmuştur belki ama reyizin göğsünde duruyor. Bu arada yanında yine aynı 5'li duruyor gibi gözüküyor. Ormana gireceklerine göre Tengu ile görüşebilirler. Bakalım Tengu ne diyecek bu duruma. Halk gibi tepki vermez bence. Daha da ötesi lanet üzerinde bir-iki kelam edebilir.
Ufak çaplı bir işsizlik örneği göstereyim. (Sanki tüm bu inceleme işsizlik örneği değilmiş gibi.) Üç tepki de bölüm adıyla ilişkili olarak "Ha?" esasında.
Robin'i gerçekten seven kişilerin şöyle davranmasını beklerdim ama herkes çirkin bulmuş... Yazık be! Bana Sanji övdürdünüz.
Aynı üçlünün yan yana başka bir suratı:
Bu suratlar muhtemelen Kabuki ile alakalı.
Spoiler'da boşa konuşmuşuz, her zamanki gibi. Luffy'nin Wano'da başına gelenlere dair bir özel haber yaymışlar. Kaido'nun dediği üzere korsan yazmamışlar. Ama daha mühim bir şey var. Samuray yazmışlar. Luffy ayan beyan, bundan sonra herkes tarafından da bilineceği şekliyle artık bir samuray.
Bu arada Zoro çoktan almış başını gitmiş kurak yerlerden. Etraf ağaç, bilhassa da sakura dolu. Oda bir kez daha yiyeceklerin "pahalı"lığına temas ederek Zoro'nun bunları ödeyip ödeyemeyeceğini soruyor. Zoro bu adamı kesmese bari. Adam demek ki seyyar satıcı.
Merak etmeyin Zoro'nun suratını unutmadım.
Bu kez Udon şehrindeyiz. Udon, kalın buğday unundan yapılan bir erişte. Fabrikalar arasında köprüler var. Bir ihtimal aşama aşama işleme gibi bir durum olabilir. Muhtemelen pek çok kişi bu fabrikalarda silah yapıldığını düşünmüştü zaten.
Bir başka küçük detay ise kölelerden birinin çoktan bilincini kaybetmiş olması. Ulen Kaido! Yatacak yerin yok!
Öldürmek istedikleri mahkûmlara kılçıkları alınmış ama zehirli bir balık verip duruyorlarmış her gün. Kaido'nun adamı içeride kim olduğunu bilmiyor mu yav? Niye "Croco-shark" falan mı diye konuşuyor. Dangalağa bak. Bilgisi dahilinde oraya gelmemiş biri var demek ki. Zaten içerisi de gözükmüyor. Kafa yapısına bakılacak olursa bu arkadaş Kid değil. Kid'in saçları falan dağınık bildiğiniz üzere.
Kin'emon'un bahsetmiş olduğu üç samuraydan biri olabilir. Lavuğun "Croco-shark" falan mı demesine karşın insanvari duruyor. Kawamatsu ya da Denjiro mu çıkacak yoksa başka biri mi göreceğiz. Luffy'yi burada durdurmuyorlar. Demek ki biraz daha öteye gidiyor. Zaten Kid'in yanına atıldığı da malum. Bu durumda diğer kişi epey tehlikeli biri de olabilir. Zehir de işlemiyor zaten.
Şapka gibi görünse de Oda'nın huyudur, kafası o yapıda çıkabilir. Ayrıca pelerin gibi bir şey var sanki üstünde. Pek Wano'lu gibi de durmuyor. Kim bilir, belki samuray değildir. Gaban'cılar gelmeden devam edeyim.
Neyse. Luffy geliyor. Ellerinde yüksek ihtimalle deniz taşından kelepçeler var. Millet boyutunun All-star kadar olacağını bekliyormuş. Yani Jack, Queen ve King gibi. Luffy'nin bakışlarının bakış olmaması...
Luffy'nin kılıcı almışlar gibi geldi bana. Mantıklı olan da odur zaten de acep nereye gitti. Bu andavallar kılıcın önemini de bilmiyorlardır.
Kid'i her gün dövüyorlar galiba. Kan revan içinde duruyor adam. Luffy'nin bakışları Kid'e kıyasla daha sert geldi nedense. Adam intikam ateşiyle kavruluyor sanki. Perdeler kapanmadan birbirlerini tanıyorlar.
Beklenen buluşma geldi. Kid ve Luffy yan yana. Law'ın dışarıda olması iyi oldu. Aklı başında adam lazım bizimkilere yardım edecek.
Bunu ödeyeceksin Kaido!
Mumya Luffy akla iki ismi getiriyor. Bunlardan biri Oda'nın asistanlığını yaptığı Rurouni Kenshin serisinden tanıdığımız Makato Shishio, diğeri de Ryuma.
Her neyse. 909. bölümde açılan perdelerimiz Shamisen çalan ablamız tarafından tekrar kapatılıyor.
Çizim de o kadar güzel ki arkadaş. Gerçekten de tiyatro-vari işliyor.
İlk sahne sona erdi.
Spoiler'da yazdığım kısmı tekrar yazayım.
Headliner gibi unvanların Rakugo'dan olduğunu öğrenmiştik. Rakugo'ya biraz bakındım. Şöyle bir sonuca ulaştım:
- Makura (マクラ) – the beginning of the story. Here, the Rakugoka often introduces us to the story, its main character, and the setting. It is where we get the idea on what the story will be about.
- Hondai (本題)– the main story. This is where we get to know the rest of the characters, journey with the protagonist and understand his values, beliefs, and needs.
- Ochi (オチ) – as the final stage, it’s also considered the most important one. It’s the punch line or the closing part, which will most likely have a huge impact on the story.
Oda'nın çocukken Rakugo sevdiğini de biliyoruz ayrıca. Bkz:
"Rakugo'ya nereden ulaştın?" diyen olursa daha önce yazdığım bir mesajı tekrar atayım:
"OJ'den Marchen diye biri şöyle bir şey yazmış:
Oda, Beast Korsanlarının unvanlarını geleneksel Japon performans sanatlarından koyuyormuş.
Sheepshead ve Hawkins "真打ち(Shinuchi)" diye adlandırıldı.
真打ち geleneksel Japon solo performans sanatı olan Rakugo'da en yüksek rütbeye sahip olan kişi
Beast Korsanlarından Jack 大看板(Ookanban) ve 大看板 'nun anlamı üst düzey performansçı demekmiş.
Tam anlamıyla Wano'dan bir korsan tayfası gibi gözüküyorlar."
Diğer yandan gemiye gelen ahtapot Kabuki sanatçısı gibi bağırmıştı ve Kabuki 5 bölümden oluşuyor. Bakalım ne olacak?
İlave olarak Shamisen'in de Kabuki tiyatrolarında çalındığını söyleyerek noktalayayım.
Oda muhtemelen 5 sahneden oluşan bir tiyatro sunacak bizlere. Bunu yaparken de Japon kültürüne dair pek çok şeyi gösterecek. Bizleri harikulade bir ark beklediğine emin olabilirsiniz.
Belki düşük bir ihtimal ama bu shamisen çalan kadın gerçek bir karakter çıkar. TOKI! Muhtemelen anlatıcı görevi görüyor.
Bakalım perdeler hangi güne açılacak?
Bölüm adı çok güzel seçilmiş bence. Boşluk. Nefis. Bu bölümün adına dokunmayayım. Kapakta dikkate değer birkaç şey var. Bunlardan ilki "Wine Girl" yazısı. Perona'nın bacağı dövmeden ziyade çoraptır diye düşünüyorum zira geçmişte böyle bir dövmesi yoktu, elbette yaptırmış olabilir ama eh. Çok da bir önemi yok.
İkinci değineceğim şey "Noda Skywalker" Oda bıkmadı şu kişinin isteklerini yapmaktan. Sürekli aynı kişilerin istediği şeyleri çiziyor, bu kişiler Oda'nın çakma hesabı yemin ediyorum. Zaten malumunuz olduğu üzere Oda Star Wars hayranıydı. ODA = Noda skywalker confirmed.
Üçüncü değineceğim şey Burgess gibi olan kedi. Burgess meyve peşinde, kedi şarrrappp.
Perona'nın omzunda yarasa dövmesi vardı. Rengi de pembe. Bu sayfada omzuna giydiği şeyde de yine aynı yarasa var. Hayaletlere de selam olsun. 4 bazı kültürlerde şanssızlık getirdiğine inanılan bir sayı ve resimde 4 kedi var. "BOŞ" kısım geçti. Şimdi sıra bölümde.
Mihawk'ın sarayı ile Mary Geoise arasındaki 7 farkı siz bulursunuz. Mihawk = IM
"Gecko Moria'nın Zombi İstilası" yapacağınız haberin ben. Mihawk = Ben. "Like I care..." Çok da fifi diyor. Nereye istila etmiş acep. Oda ilerleyen sayfalarda doğrudan gazetedeki istilayı göstermeye mi geçiyor yoksa?
Ulan işe bak ya. İkisi de yaptıkları yemeklerden bahsederken Perona Mihawk'ın çiftliğinden bahsediyor. Hold my beer.
Ulen Oda.
Bölümde "Strongest" diye çevrilmiş Mihawk. Aman kavga çıkmasın gene.
@monkey D. Dragon 'a selamlar.
Mihawk'ın dediği "ilginç" mevzunun üzerinde duracak olursak Shichi'lik gerçekten de kalkıyor olabilir. Kalkar kalkmaz tepesine binebilirler. Göreceğiz.
Yeni Dünya, Korsanlar Adası - Arı Yuvası.
Burası neresi? Daha önce bahsedildi mi? Evet. Merak edenler 306. bölüme bakabilir.
Moria'nın giyiminde ufak değişimler var. Fırfırı gitmiş misal. Moria'nın ödülünde bir değişme yok. Tipi de hâlâ rezalet.
2. filo kaptanı Avalo Pİzarro'yu görüyoruz. Yozlaşmış Kral. Absalom Teach ile birlikte gelmiş. Teach kulağından çekip getirmiş herhâlde.
Vivre Card'a göre Shiryu 2. filo kaptanıyken burada Pizarro'ya 2 denilmiş. Oda sıvadı.
Bu arada Vivre Card bilgisine göre Pizarro Kuzey Mavi'de bir ülkenin kralıymış ancak öyle bir yönetim şekli varmış ki tam anlamıyla "yozlaşmış" Sonra zaten halk bunu indirmiş tahttan. Yeniçeriler isyan etmiştir belki.
Neyse bu arkadaş daha fazla kızmasın diye konuyu burada bırakıyorum:
Absalom'un yaşadığını sandı ve gülümsedi garibim.
Burada "Absalom" adanın cennet olmasından bahsediyor. Az evvel attığım 306. bölümde Robin'in söylediği gibi. Absalom'un yaşadığını sandığı zaman bir de bu insanlara felaket şeyler yaptım demez mi? BB Korsanlarının yetenek avcıları olduğunu duyuyoruz Moria'dan. Biliyorduk zaten ama doğrudan dile getirilmesi güzel.
Moria, Absalom'un gücünün ne kadar mühim olduğunun farkında, daha doğrusu Oda bize diyor ki bu adamın meyve yeteneği epey sağlam. Demek ki vakti gelince bize dokunacak bunun ucu.
Derken bir kesik geliyor. Evet. Absalom'un yeteneğini Shiryuu'ya vermişler. Burada da Shiryu için 2. filo kaptanı diyor. Oda hakikaten sıvamış.
Mistik Zoan: Dokuz Kuyruklu Tİlki kullanıcısı 6. filo kaptanı Catarina Devon karşımızda. Absalom kılığına girmeyi başarıyor. Peki bu ne menem bir meyvedir de şekil değiştirme gücü var? Kökeni Çin mitolojisine dayanan dokuz kuyruklu tilkinin görseli:
Bu tilkiler genellikle güzel bir kadın kılığına girerek insanları kandırırlarmış. Yani mitolojide de şekil değiştirme yeteneğinin bahsi geçiyor. Naruto izleyenler bilir orada da Naruto'nun Sexy No Jutsu ya da Harem no Jutsu gibi teknikler kullanıp kadın kılığına girdiği olmuştur. Zaman içinde kültür etkileşimleri olduğu için Japonya'ya da geçmiş.
Catarina Devon, amirallerden uzun bir kadın. Dünyanın dört bir yanında güzel bulduğu kadınları bulup kellesini uçurduktan sonra koleksiyonuna katıyormuş. Normalde kırbaç kullanmasına rağmen WB'ye mızrakla saldırdığını hatırlarsınız belki.
Güzel kadınların kellesini aldığına ve mitolojide olduğu gibi güzel kadın kılığına girmek yerine Absalom gibi çirkin bir erkeğin kılığına girdiği için buradan Oda'nın mitolojiye gelişine çaktığını çıkartabiliriz belki de.
Ekibimizdeki kadınlar Robin ve Nami. Her ikisi de fanlar tarafından güzel bulunuyor. Bu durumda ikisinden biriyle eşleşecektir. Peki ya kim? Muhtemelen Nami. Zira kendisi "Cat Burglar" olarak geçiyor. Diğer yandan Tilki köpek ailesine ait. Kedi ve köpek kovalamacası.
Bu arada daha önce hapis kıyafetleriyle gördüğümüz Devon, Shanks'ın kılıcını almış. Şaka şaka. Korse falan giymiş, fırfırlar bir şeyler. Giyinimi "güzel" denebilir aslında. "Crescent Moon Hunter" olarak da geçiyor bu ablamız. Hilal Avcısı nedir?
Geçelim bir sonraki sayfaya, BB Zehaha diye kahkaha atarken deprem mi salıyor yoksa doğrudan deprem gücünü mü kullanıyor, pek belli değil. BB meyve yeteneğini çalmak yerine Moria'yı tayfasına davet ediyor. İlginç valla.
Söylemeden de geçmeyeyim. Adanın kuru kafalı tasarımını beğendim. Üst kısım ve yandaki "bağ"da bandana gibi duruyor.
Nihayet BB. Gözlük takıyor. Kafasında bandana var. Fırfır gelmiş, tüyler var. Pantolonu değişmiş. Tarihte bildiğimiz Edward teach hâline gelmiş.
Oturuşu 2 kişiyi anımsatıyor. İlki WB.
İkincisi Dof:
WB'nin pelerinindeki beyaz pamuğumsu şeyler ile BB'nin pantolonundaki yoncamsı şekiller de benzeşiyor. Diğer yandan oturuş ve karakterin çevresini saran kızlar bakımından da Dof ile bir benzerlik var.
Bir de biri OroJackson'da Luffy'nin çiçekli şeyleri beğenmemesine karşın BB'nin giyiyor olmasını zıtlık ile bağdaştırmış.
Her neyse. Şimdi asıl önemli mevzuya gelelim.
Silüetlere bakılacak olursa Fujitora ve Ryokugyu ile Karasu, Lindberg, Morley, Sabo dövüşüyor. Ne için? Kuma için. "Belo Betty nerede yav silüetler arasında?" diyenler olacaktır. Söyleyeyim. Kamabakka Krallığında:
905. bölümde gösteriyor.
BB'nin ödülü 2.247.600.000
Benim için yeterli bir ödül. Peki neden bu sayı seçilmiş? Çok bir fikrim yok açıkçası. Mangada 223. bölümde gözükmüş, Oradan 22 gelse. Animede 146. bölümde gözükmüş oradan 46+1 ve 600.000 kısmının 6'sı gelse... Bilemedim.
Buna bakarken ilginç olabilecek bir bilgiyle karşılaştım. Teach 22 Kasım'da ölmüş. Bugün 23 Kasım. Tesadüf mü? Size kalmış. Ayrıca 300. yıl dönümüymüş.
Diğer yandan Wano'da olup biteni de gazeteden görmüş. Wano'nun haberini kim veriyor? Ulan kuşlarını salmış oraya da. Kaido "korsan" adını dahi kullandırtmıyordu, ilham olmasın diye. Muhtemelen Orochi'nin şartlarından biridir bu. Dışarıdan içeriye bir bilgi sızmasa dahi içeriden dışarıya bilgi gidiyor demek ki. Benim kuşda bu sayede yazıyoooo yazıyoooo. Diğer yandan BM'nin de gittiği artık kesinleşti sayılır. Doflamingo'nun bahsettiği taht savaşları başlamış oldu böylelikle. Yav bu taht, Im'in tahtıyla alakalı bir gönderme mi yoksa sembolik bir anlatım mı bilemedim.
BB'nin topladığı meyveler bir ilginç. Bir yere sızmak istese çok rahat sızar. Gidip tahta oturmasın?
Son olarak @Gümüş atmıştı. Ben de buraya bırakayım:
Peki BB'nin sol tarafından amca niye var?
Bir sonraki sayfaya geçmeden bahsi geçen savaşın, Reverie'nin 4. gününde çıktığını söyleyelim.
Derken Wano'ya geçiyoruz. Hanımefendi sahneyi "Ha." diyerek açıyor. Perde doğrudan Atamayama'yı gösteriyor. Bu noktada Reverie'nin 4 ya da 5. gününde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bitmiş de olabilir elbet ama şu anlık böyle kabul etmek durumundayım.
One Pİece'de kendisine Atamayama Hırsızları olarak yer bulan grubun muhtemel merkezi olan Atamayama dağı. Aslına bakılırsa "Atama-yama" zaten Dağ kafa demek. Arkaplana fabrikalar tüttürmeye devam ederken biz çarpışmaya dair ses efektleri görüyoruz. Bu, Inuarashi ve Shutenmaru, yani Ashura Douji arasında bir mücadele! Ancak iki taraf da eşit dövüşüyor gibi.
Bahsi geçen dağın tepesinde duran devasa ağacın hemen önünde dövüşüyor manyaklar. Ulan ya ağacı keserseniz? Eyvaah. Neyse ki duruyorlar. Bizimkileri Oden'in kalesinde olduğu gibi benzer bir oturma ve oda tasarımıyla görüyoruz.
Umami Kaido ile dövüşmüş güya. asflşkiaslfsa Ulan Tama komiksin vesselam. Gelen kişilere bakıyoruz. Doktor'umuz Miyagi reyiz burada. Hemşiresi Tristan da gelmiş sanırım. Nami'nin üzerinde yattığı şanslı koyunumuz Yomo'yu da görmek mümkün. Derken bir sonraki sayfada avanak maymun Bariete'yi de görüyoruz. Ula senin ne işin var burada?
Benim burada gördüğüm oldukça hoş bir detay var. Şuraya bırakıyorum:
Chopper Luffy'nin iyileşme hızı ve sarsılmaz ruhundan bahsediyor. Helal olsun bandajcı reyiz.
Ashura Douji boş yapıyor. Aman efendim ben Oden'e biat ettim de hayatımı yalnızca onun için riske attım da Kozuki ailesine hizmet etme yemini etmedim de sizden bir şey çalmadığım için minnettar olun da. Yav he. Kes la boş herif.
Götü boklu Momo'yu da bir kenara bırakıp nihayet son sayfaya gelelim. Kin'emon ısrarcı kişiliğinden bahsetmiş. Müttefik edecekmiş. Falan fıstık. Derken içi boş yer fıstığı Ashura Douji mühim bir laf ediyor. Sizler diyor, 20 yıldır yoksunuz! bu boşluğu da... Neyse. Dolduramazsınız diyor. Aslında doldurabilirler. Nasıl mı? Kehaneti gerçekleştirerek.
Onigashima adasındaki kelleyi tam anlamıyla görmüş olduk.
Ulan sahne çok komik. King mühim bir şeyden bahsediyor aslında. "Doflamingo da gittiğine göre sıradaki ticari anlaşma için nereye gitmen gerektiğini biliyorsun değil mi?" diyor. BB mi yoksa? Kuru kafa şekilleri, bölümde gösterilmiş olmaları vs. onu işaret ediyor olabilir.
Neyse, boş beleş adamlar diyor ki "Yine Jack'e kızmışlar." asşkiflşsafilşsa. Jack yine mi azarlandı?? oisaıklşiksalşfsşalfas Oda şaka mısın birader? Jack'ten bebe gibi bahsediyorlar resmen.
King ayar vermeden duramıyor. Queen'den yük olarak bahsediyor. Gerçi Queen de King'den geri kalmıyor ya. Hem Jack'e "aşağı çeken" babında laf sokuyor hem de King'e çatıyor.
"More deadly calamities" Neyse editörü sallayalım. Jack özür diliyor.
Tekrar önemli bir konu. Hapsedilen "velet"lerin ruhunu kırmak Queen'in işi anlaşılan. King'in söylenmesine bakılrısa bahsi geçen durum da uzun sürmüş. Bu durumda bana kalırsa Hawkins ve Apoo, Kid ile birlikte Kaido'ya dalmışlar lakin üçü birde yakalanmışlar. Ardından Queen Hawkins ve Apoo'nun ruhlarını kırmış ve biat ettirmiş.
King ise işkence etmeyi seven bir sapıkmış. Ben Queen'in yalancısıyım.
Dış görünümlerine bakalım. King'in kılıcı var. Tip olarak Magellan'ı falan andırıyor, Gardiyan gibi de giyinmiş zaten. Spoiler'da denilenin aksine iki tane gözü var. Bir de gözlük. Ancak kafası değil de arkasında bir yer yanıyor gibi. Bana kalırsa kuyruğu var bu arkadşaın ve kuyruğunun ucu yanıyor.
King'in kılıcının kabzasında yonca yok. Bazı teorisyenlerin beklentileri çökmüş olabilir, diğer umutlarsa hâlâ devam ediyor.
Queen'in ise sol kolu mekanik. Vidalar falan var onlarla oynuyor dengesiz. Puro içiyor. Değişik bir bıyığı var. Memesi var mı falan belli olmuyor. Kafasında dövme var sanırım. Bunun da gözlüğü var. Kel değil, uzunca düğümlenmiş bir saçı var. Omzunda Queen yazılı bir dövme var. Nedense bir tane E'de aşağıya dönük bir ok var. Yara izi falan da duruyor.
Dış görünümlerden bahsetmişken bir benzerlik:
Giyimleri de aynı kafa sayılır aslında.
Şimdi lakaplarına bakalım. King, wildfire. "Kontrol edilemeyen yangın" ya da "söndürülmesi güç ateş" olarak geçiyor. Akla Charmender geliyor yemin ederim. Queen ise Plague. Yani veba.
Mahşerin Dört atlısından ikisi, yani kıtlık ve veba Jack ile Queen. Onigashima adasındaki kafatası şekline ve Kaido'nun "ölümsüzlüğüne" bakılacak olursa kendisi "Ölüm" Bu durumda geriye "savaş" kalıyor. Normalde savaş, mahşerin "Beyaz" atıdır. Burada Oda simsiyah bir kıyafet tercih etmiş.
İkisinin arasındaki sataşma Sanji ve Zoro'ya benziyor. Queen Okama ise(Ruj var ama spoiler'da denilen çoğu şey yok.) Sanji ile karşılaşması çok muhtemel olur. Bir Zoro'cu mantığıyla düşünecek olursak King'in kılıcı var, demek ki Zoro vs King kesin. Şahsen Orochi'yi düşürecek olan kişilerin Kozuki klanından biri olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple Zoro King ile dövüşebilir. Ancak Zoro'nun tek başına şu anda King'i alması, Sanji'nin tek başına Queen'i alması bence imkânsız. Ark içi güçlenmedikleri takdirde tek başına dövüşmeyebilirler gibi geliyor.
Jack "abi" çekiyor ama acep gerçekten kan bağı var mı? Kaido'nun mu çocukları peki? Yoksa bu üçünün ayrı bir bağı mı var? Çeviriyle de ilgili olabilir. Bazı şeyleri şimdilik bırakalım.
Bu kadar yeter yav.
İkinci değineceğim şey "Noda Skywalker" Oda bıkmadı şu kişinin isteklerini yapmaktan. Sürekli aynı kişilerin istediği şeyleri çiziyor, bu kişiler Oda'nın çakma hesabı yemin ediyorum. Zaten malumunuz olduğu üzere Oda Star Wars hayranıydı. ODA = Noda skywalker confirmed.
Üçüncü değineceğim şey Burgess gibi olan kedi. Burgess meyve peşinde, kedi şarrrappp.
Perona'nın omzunda yarasa dövmesi vardı. Rengi de pembe. Bu sayfada omzuna giydiği şeyde de yine aynı yarasa var. Hayaletlere de selam olsun. 4 bazı kültürlerde şanssızlık getirdiğine inanılan bir sayı ve resimde 4 kedi var. "BOŞ" kısım geçti. Şimdi sıra bölümde.
Mihawk'ın sarayı ile Mary Geoise arasındaki 7 farkı siz bulursunuz. Mihawk = IM
"Gecko Moria'nın Zombi İstilası" yapacağınız haberin ben. Mihawk = Ben. "Like I care..." Çok da fifi diyor. Nereye istila etmiş acep. Oda ilerleyen sayfalarda doğrudan gazetedeki istilayı göstermeye mi geçiyor yoksa?
Ulan işe bak ya. İkisi de yaptıkları yemeklerden bahsederken Perona Mihawk'ın çiftliğinden bahsediyor. Hold my beer.
Ulen Oda.
Bölümde "Strongest" diye çevrilmiş Mihawk. Aman kavga çıkmasın gene.
@monkey D. Dragon 'a selamlar.
Mihawk'ın dediği "ilginç" mevzunun üzerinde duracak olursak Shichi'lik gerçekten de kalkıyor olabilir. Kalkar kalkmaz tepesine binebilirler. Göreceğiz.
Yeni Dünya, Korsanlar Adası - Arı Yuvası.
Burası neresi? Daha önce bahsedildi mi? Evet. Merak edenler 306. bölüme bakabilir.
Moria'nın giyiminde ufak değişimler var. Fırfırı gitmiş misal. Moria'nın ödülünde bir değişme yok. Tipi de hâlâ rezalet.
2. filo kaptanı Avalo Pİzarro'yu görüyoruz. Yozlaşmış Kral. Absalom Teach ile birlikte gelmiş. Teach kulağından çekip getirmiş herhâlde.
Vivre Card'a göre Shiryu 2. filo kaptanıyken burada Pizarro'ya 2 denilmiş. Oda sıvadı.
Bu arada Vivre Card bilgisine göre Pizarro Kuzey Mavi'de bir ülkenin kralıymış ancak öyle bir yönetim şekli varmış ki tam anlamıyla "yozlaşmış" Sonra zaten halk bunu indirmiş tahttan. Yeniçeriler isyan etmiştir belki.
Neyse bu arkadaş daha fazla kızmasın diye konuyu burada bırakıyorum:
Absalom'un yaşadığını sandı ve gülümsedi garibim.
Burada "Absalom" adanın cennet olmasından bahsediyor. Az evvel attığım 306. bölümde Robin'in söylediği gibi. Absalom'un yaşadığını sandığı zaman bir de bu insanlara felaket şeyler yaptım demez mi? BB Korsanlarının yetenek avcıları olduğunu duyuyoruz Moria'dan. Biliyorduk zaten ama doğrudan dile getirilmesi güzel.
Moria, Absalom'un gücünün ne kadar mühim olduğunun farkında, daha doğrusu Oda bize diyor ki bu adamın meyve yeteneği epey sağlam. Demek ki vakti gelince bize dokunacak bunun ucu.
Derken bir kesik geliyor. Evet. Absalom'un yeteneğini Shiryuu'ya vermişler. Burada da Shiryu için 2. filo kaptanı diyor. Oda hakikaten sıvamış.
Mistik Zoan: Dokuz Kuyruklu Tİlki kullanıcısı 6. filo kaptanı Catarina Devon karşımızda. Absalom kılığına girmeyi başarıyor. Peki bu ne menem bir meyvedir de şekil değiştirme gücü var? Kökeni Çin mitolojisine dayanan dokuz kuyruklu tilkinin görseli:
Bu tilkiler genellikle güzel bir kadın kılığına girerek insanları kandırırlarmış. Yani mitolojide de şekil değiştirme yeteneğinin bahsi geçiyor. Naruto izleyenler bilir orada da Naruto'nun Sexy No Jutsu ya da Harem no Jutsu gibi teknikler kullanıp kadın kılığına girdiği olmuştur. Zaman içinde kültür etkileşimleri olduğu için Japonya'ya da geçmiş.
Catarina Devon, amirallerden uzun bir kadın. Dünyanın dört bir yanında güzel bulduğu kadınları bulup kellesini uçurduktan sonra koleksiyonuna katıyormuş. Normalde kırbaç kullanmasına rağmen WB'ye mızrakla saldırdığını hatırlarsınız belki.
Güzel kadınların kellesini aldığına ve mitolojide olduğu gibi güzel kadın kılığına girmek yerine Absalom gibi çirkin bir erkeğin kılığına girdiği için buradan Oda'nın mitolojiye gelişine çaktığını çıkartabiliriz belki de.
Ekibimizdeki kadınlar Robin ve Nami. Her ikisi de fanlar tarafından güzel bulunuyor. Bu durumda ikisinden biriyle eşleşecektir. Peki ya kim? Muhtemelen Nami. Zira kendisi "Cat Burglar" olarak geçiyor. Diğer yandan Tilki köpek ailesine ait. Kedi ve köpek kovalamacası.
Bu arada daha önce hapis kıyafetleriyle gördüğümüz Devon, Shanks'ın kılıcını almış. Şaka şaka. Korse falan giymiş, fırfırlar bir şeyler. Giyinimi "güzel" denebilir aslında. "Crescent Moon Hunter" olarak da geçiyor bu ablamız. Hilal Avcısı nedir?
Geçelim bir sonraki sayfaya, BB Zehaha diye kahkaha atarken deprem mi salıyor yoksa doğrudan deprem gücünü mü kullanıyor, pek belli değil. BB meyve yeteneğini çalmak yerine Moria'yı tayfasına davet ediyor. İlginç valla.
Söylemeden de geçmeyeyim. Adanın kuru kafalı tasarımını beğendim. Üst kısım ve yandaki "bağ"da bandana gibi duruyor.
Nihayet BB. Gözlük takıyor. Kafasında bandana var. Fırfır gelmiş, tüyler var. Pantolonu değişmiş. Tarihte bildiğimiz Edward teach hâline gelmiş.
Oturuşu 2 kişiyi anımsatıyor. İlki WB.
İkincisi Dof:
WB'nin pelerinindeki beyaz pamuğumsu şeyler ile BB'nin pantolonundaki yoncamsı şekiller de benzeşiyor. Diğer yandan oturuş ve karakterin çevresini saran kızlar bakımından da Dof ile bir benzerlik var.
Bir de biri OroJackson'da Luffy'nin çiçekli şeyleri beğenmemesine karşın BB'nin giyiyor olmasını zıtlık ile bağdaştırmış.
Her neyse. Şimdi asıl önemli mevzuya gelelim.
Silüetlere bakılacak olursa Fujitora ve Ryokugyu ile Karasu, Lindberg, Morley, Sabo dövüşüyor. Ne için? Kuma için. "Belo Betty nerede yav silüetler arasında?" diyenler olacaktır. Söyleyeyim. Kamabakka Krallığında:
BB'nin ödülü 2.247.600.000
Benim için yeterli bir ödül. Peki neden bu sayı seçilmiş? Çok bir fikrim yok açıkçası. Mangada 223. bölümde gözükmüş, Oradan 22 gelse. Animede 146. bölümde gözükmüş oradan 46+1 ve 600.000 kısmının 6'sı gelse... Bilemedim.
Buna bakarken ilginç olabilecek bir bilgiyle karşılaştım. Teach 22 Kasım'da ölmüş. Bugün 23 Kasım. Tesadüf mü? Size kalmış. Ayrıca 300. yıl dönümüymüş.
Diğer yandan Wano'da olup biteni de gazeteden görmüş. Wano'nun haberini kim veriyor? Ulan kuşlarını salmış oraya da. Kaido "korsan" adını dahi kullandırtmıyordu, ilham olmasın diye. Muhtemelen Orochi'nin şartlarından biridir bu. Dışarıdan içeriye bir bilgi sızmasa dahi içeriden dışarıya bilgi gidiyor demek ki. Benim kuşda bu sayede yazıyoooo yazıyoooo. Diğer yandan BM'nin de gittiği artık kesinleşti sayılır. Doflamingo'nun bahsettiği taht savaşları başlamış oldu böylelikle. Yav bu taht, Im'in tahtıyla alakalı bir gönderme mi yoksa sembolik bir anlatım mı bilemedim.
BB'nin topladığı meyveler bir ilginç. Bir yere sızmak istese çok rahat sızar. Gidip tahta oturmasın?
Son olarak @Gümüş atmıştı. Ben de buraya bırakayım:
Peki BB'nin sol tarafından amca niye var?
Bir sonraki sayfaya geçmeden bahsi geçen savaşın, Reverie'nin 4. gününde çıktığını söyleyelim.
Derken Wano'ya geçiyoruz. Hanımefendi sahneyi "Ha." diyerek açıyor. Perde doğrudan Atamayama'yı gösteriyor. Bu noktada Reverie'nin 4 ya da 5. gününde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bitmiş de olabilir elbet ama şu anlık böyle kabul etmek durumundayım.
One Pİece'de kendisine Atamayama Hırsızları olarak yer bulan grubun muhtemel merkezi olan Atamayama dağı. Aslına bakılırsa "Atama-yama" zaten Dağ kafa demek. Arkaplana fabrikalar tüttürmeye devam ederken biz çarpışmaya dair ses efektleri görüyoruz. Bu, Inuarashi ve Shutenmaru, yani Ashura Douji arasında bir mücadele! Ancak iki taraf da eşit dövüşüyor gibi.
Bahsi geçen dağın tepesinde duran devasa ağacın hemen önünde dövüşüyor manyaklar. Ulan ya ağacı keserseniz? Eyvaah. Neyse ki duruyorlar. Bizimkileri Oden'in kalesinde olduğu gibi benzer bir oturma ve oda tasarımıyla görüyoruz.
Umami Kaido ile dövüşmüş güya. asflşkiaslfsa Ulan Tama komiksin vesselam. Gelen kişilere bakıyoruz. Doktor'umuz Miyagi reyiz burada. Hemşiresi Tristan da gelmiş sanırım. Nami'nin üzerinde yattığı şanslı koyunumuz Yomo'yu da görmek mümkün. Derken bir sonraki sayfada avanak maymun Bariete'yi de görüyoruz. Ula senin ne işin var burada?
Benim burada gördüğüm oldukça hoş bir detay var. Şuraya bırakıyorum:
Chopper Luffy'nin iyileşme hızı ve sarsılmaz ruhundan bahsediyor. Helal olsun bandajcı reyiz.
Ashura Douji boş yapıyor. Aman efendim ben Oden'e biat ettim de hayatımı yalnızca onun için riske attım da Kozuki ailesine hizmet etme yemini etmedim de sizden bir şey çalmadığım için minnettar olun da. Yav he. Kes la boş herif.
Götü boklu Momo'yu da bir kenara bırakıp nihayet son sayfaya gelelim. Kin'emon ısrarcı kişiliğinden bahsetmiş. Müttefik edecekmiş. Falan fıstık. Derken içi boş yer fıstığı Ashura Douji mühim bir laf ediyor. Sizler diyor, 20 yıldır yoksunuz! bu boşluğu da... Neyse. Dolduramazsınız diyor. Aslında doldurabilirler. Nasıl mı? Kehaneti gerçekleştirerek.
Onigashima adasındaki kelleyi tam anlamıyla görmüş olduk.
Ulan sahne çok komik. King mühim bir şeyden bahsediyor aslında. "Doflamingo da gittiğine göre sıradaki ticari anlaşma için nereye gitmen gerektiğini biliyorsun değil mi?" diyor. BB mi yoksa? Kuru kafa şekilleri, bölümde gösterilmiş olmaları vs. onu işaret ediyor olabilir.
Neyse, boş beleş adamlar diyor ki "Yine Jack'e kızmışlar." asşkiflşsafilşsa. Jack yine mi azarlandı?? oisaıklşiksalşfsşalfas Oda şaka mısın birader? Jack'ten bebe gibi bahsediyorlar resmen.
King ayar vermeden duramıyor. Queen'den yük olarak bahsediyor. Gerçi Queen de King'den geri kalmıyor ya. Hem Jack'e "aşağı çeken" babında laf sokuyor hem de King'e çatıyor.
"More deadly calamities" Neyse editörü sallayalım. Jack özür diliyor.
Tekrar önemli bir konu. Hapsedilen "velet"lerin ruhunu kırmak Queen'in işi anlaşılan. King'in söylenmesine bakılrısa bahsi geçen durum da uzun sürmüş. Bu durumda bana kalırsa Hawkins ve Apoo, Kid ile birlikte Kaido'ya dalmışlar lakin üçü birde yakalanmışlar. Ardından Queen Hawkins ve Apoo'nun ruhlarını kırmış ve biat ettirmiş.
King ise işkence etmeyi seven bir sapıkmış. Ben Queen'in yalancısıyım.
Dış görünümlerine bakalım. King'in kılıcı var. Tip olarak Magellan'ı falan andırıyor, Gardiyan gibi de giyinmiş zaten. Spoiler'da denilenin aksine iki tane gözü var. Bir de gözlük. Ancak kafası değil de arkasında bir yer yanıyor gibi. Bana kalırsa kuyruğu var bu arkadşaın ve kuyruğunun ucu yanıyor.
King'in kılıcının kabzasında yonca yok. Bazı teorisyenlerin beklentileri çökmüş olabilir, diğer umutlarsa hâlâ devam ediyor.
Queen'in ise sol kolu mekanik. Vidalar falan var onlarla oynuyor dengesiz. Puro içiyor. Değişik bir bıyığı var. Memesi var mı falan belli olmuyor. Kafasında dövme var sanırım. Bunun da gözlüğü var. Kel değil, uzunca düğümlenmiş bir saçı var. Omzunda Queen yazılı bir dövme var. Nedense bir tane E'de aşağıya dönük bir ok var. Yara izi falan da duruyor.
Dış görünümlerden bahsetmişken bir benzerlik:
Şimdi lakaplarına bakalım. King, wildfire. "Kontrol edilemeyen yangın" ya da "söndürülmesi güç ateş" olarak geçiyor. Akla Charmender geliyor yemin ederim. Queen ise Plague. Yani veba.
Mahşerin Dört atlısından ikisi, yani kıtlık ve veba Jack ile Queen. Onigashima adasındaki kafatası şekline ve Kaido'nun "ölümsüzlüğüne" bakılacak olursa kendisi "Ölüm" Bu durumda geriye "savaş" kalıyor. Normalde savaş, mahşerin "Beyaz" atıdır. Burada Oda simsiyah bir kıyafet tercih etmiş.
İkisinin arasındaki sataşma Sanji ve Zoro'ya benziyor. Queen Okama ise(Ruj var ama spoiler'da denilen çoğu şey yok.) Sanji ile karşılaşması çok muhtemel olur. Bir Zoro'cu mantığıyla düşünecek olursak King'in kılıcı var, demek ki Zoro vs King kesin. Şahsen Orochi'yi düşürecek olan kişilerin Kozuki klanından biri olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple Zoro King ile dövüşebilir. Ancak Zoro'nun tek başına şu anda King'i alması, Sanji'nin tek başına Queen'i alması bence imkânsız. Ark içi güçlenmedikleri takdirde tek başına dövüşmeyebilirler gibi geliyor.
Jack "abi" çekiyor ama acep gerçekten kan bağı var mı? Kaido'nun mu çocukları peki? Yoksa bu üçünün ayrı bir bağı mı var? Çeviriyle de ilgili olabilir. Bazı şeyleri şimdilik bırakalım.
Bu kadar yeter yav.
Her ne kadar analiz edecek bir şey kalmasa da, bölümde gördüğüm ince ayrıntıları ve kendi yorumlarımı yazayım.
İkinci sayfada Moria'nın gazeteye çıkan resmini görüyoruz. Arkasında gölgesi ile yaptığı yarasalar var. Yarasa figürü Moria'ya özel bir hayvan gibi görünüyor. Zira kendi isminde de yarasa ismi geçiyor. Yarasanın Japoncası Komori olarak geçer. Gekko Moria isminde de koyu kısma dikkat ederseniz, demek istediğim anlaşılır.
Moria ilk sahneye çıktığı zamanlarda korsan tayfasının adı yoktu. Aynı zamanda kendisi lakabı olmayan tek Savaş Lordu'ydu. Bu sayfada tayfasının adının Thriller Bark Korsanları olduğunu görüyoruz. Ben bunu Korku Barkası Korsanları olarak çevirdim. Barka bir tür gemi ismidir. Thriller kelimesi genellikle gerilim ya da gerilme olarak çevrilir. Moria'nın teması korku üzerine olduğundan bu şekilde bir ismi uygun gördüm.
Dördüncü sayfada kaderini bilmediğimiz Korku Barkası'na ne olduğunu görüyoruz. Anlaşılan Moria canını kurtardıktan sonra geri dönmüş, gemisini onarmış ve halen kullanıyor.
Moria'nın geldiği adanın adı Arı Kovanı. Adanın üzerindeki kurukafaya benzeyen kaya parçasının üzerinde tıpkı doğadaki arı kovanlarına benzeyen delikler var. Adanın adı, şekline gayet uygun olmuş.
Bu kısımda ilginç bir ayrıntı dikkatimi çekti. Moria'ya kılıç sallayan bir adam var ve gördüğümüz kadarıyla adamın kılıcı kesiliyor. Etrafta buna sebep olabilecek herhangi bir şey de görünmüyor. Buradan yola çıkarak Moria'nın Haki kullandığı söylenebilir bana göre.
Altıncı sayfada görünmez hale gelen Shiryu, Moria'ya saldırıyor. Saldırıyı tam dipten yapmadığı için, Moria'nın yanındaki zombileri kesip atıyor. Bu yüzden Moria'ya sadece kılıcının ucu değmiş gibi görünüyor. Moria hazırlıksız yakalandığı için Haki basmamış olabilir.
Yedinci sayfada bugün çok tartışıldığını gördüğüm Shiryu meselesi var. Shiryu iki yıl geçmesine rağmen halen Impel Down çalışanlarının giydiği kıyafeti giyiyor. Sadece önceden ID amblemleri olan yerlere kurukafa sembolleri koymuş. Bunun özel bir anlamı yok yani.
Sekizinci sayfada Shiryu'nun paltosunun arkasında Goku, yani "hapishane" yazığını görüyoruz. Adam üniformasının sadece renklerini değiştirmiş.
Teach'in kullandığı telesalyangozun tıpkı kendisi gibi dişleri eksik, altta kaldığından görünmüyor ama, sakalları da var.
Son sayfada kalan iki yıkımcıyı görüyoruz. Queen, King'in şiddet yanlısı bir sapık olduğunu söylüyor. King'in giydiği kıyafet tamamen siyah deriden yapılmış gibi duruyor. İşaret ettiği şeye bakalım.
Aşağıdaki resimde gördüğünüz genellikle lateks kullanılarak yapılan ve sado-mazo tipi ilişkilerde kullanılan bir kıyafet.
Buradan yola çıkarak King'in normal bir psikolojiye sahip olmadığını söyleyebiliriz.
Genel olarak bölümü beğendim. Yakın zamanda ortaya çıkacağı düşünülen Moria'yı gördük. Bölümün tek sürprizi Absalom'un ölmesi ve Shiryu'nun onun meyvesini almasıydı. Teach'in ödülü çoğu kişiye düşük gelmiş, ancak hiç ödülü yokken sadece iki yılda bu kadar ödül alması makul bir sebep olarak görülebilir. Koca Ana 10 yaşındayken ödülü 500 milyondu. Bu kadın 58 sene daha denizlerde terör estirdi. Haliyle Teach'ten çok daha fazla ödülü olması sırıtmayacaktır.
İkinci sayfada Moria'nın gazeteye çıkan resmini görüyoruz. Arkasında gölgesi ile yaptığı yarasalar var. Yarasa figürü Moria'ya özel bir hayvan gibi görünüyor. Zira kendi isminde de yarasa ismi geçiyor. Yarasanın Japoncası Komori olarak geçer. Gekko Moria isminde de koyu kısma dikkat ederseniz, demek istediğim anlaşılır.
Moria ilk sahneye çıktığı zamanlarda korsan tayfasının adı yoktu. Aynı zamanda kendisi lakabı olmayan tek Savaş Lordu'ydu. Bu sayfada tayfasının adının Thriller Bark Korsanları olduğunu görüyoruz. Ben bunu Korku Barkası Korsanları olarak çevirdim. Barka bir tür gemi ismidir. Thriller kelimesi genellikle gerilim ya da gerilme olarak çevrilir. Moria'nın teması korku üzerine olduğundan bu şekilde bir ismi uygun gördüm.
Dördüncü sayfada kaderini bilmediğimiz Korku Barkası'na ne olduğunu görüyoruz. Anlaşılan Moria canını kurtardıktan sonra geri dönmüş, gemisini onarmış ve halen kullanıyor.
Moria'nın geldiği adanın adı Arı Kovanı. Adanın üzerindeki kurukafaya benzeyen kaya parçasının üzerinde tıpkı doğadaki arı kovanlarına benzeyen delikler var. Adanın adı, şekline gayet uygun olmuş.
Bu kısımda ilginç bir ayrıntı dikkatimi çekti. Moria'ya kılıç sallayan bir adam var ve gördüğümüz kadarıyla adamın kılıcı kesiliyor. Etrafta buna sebep olabilecek herhangi bir şey de görünmüyor. Buradan yola çıkarak Moria'nın Haki kullandığı söylenebilir bana göre.
Altıncı sayfada görünmez hale gelen Shiryu, Moria'ya saldırıyor. Saldırıyı tam dipten yapmadığı için, Moria'nın yanındaki zombileri kesip atıyor. Bu yüzden Moria'ya sadece kılıcının ucu değmiş gibi görünüyor. Moria hazırlıksız yakalandığı için Haki basmamış olabilir.
Yedinci sayfada bugün çok tartışıldığını gördüğüm Shiryu meselesi var. Shiryu iki yıl geçmesine rağmen halen Impel Down çalışanlarının giydiği kıyafeti giyiyor. Sadece önceden ID amblemleri olan yerlere kurukafa sembolleri koymuş. Bunun özel bir anlamı yok yani.
Sekizinci sayfada Shiryu'nun paltosunun arkasında Goku, yani "hapishane" yazığını görüyoruz. Adam üniformasının sadece renklerini değiştirmiş.
Teach'in kullandığı telesalyangozun tıpkı kendisi gibi dişleri eksik, altta kaldığından görünmüyor ama, sakalları da var.
Son sayfada kalan iki yıkımcıyı görüyoruz. Queen, King'in şiddet yanlısı bir sapık olduğunu söylüyor. King'in giydiği kıyafet tamamen siyah deriden yapılmış gibi duruyor. İşaret ettiği şeye bakalım.
Aşağıdaki resimde gördüğünüz genellikle lateks kullanılarak yapılan ve sado-mazo tipi ilişkilerde kullanılan bir kıyafet.
Buradan yola çıkarak King'in normal bir psikolojiye sahip olmadığını söyleyebiliriz.
Genel olarak bölümü beğendim. Yakın zamanda ortaya çıkacağı düşünülen Moria'yı gördük. Bölümün tek sürprizi Absalom'un ölmesi ve Shiryu'nun onun meyvesini almasıydı. Teach'in ödülü çoğu kişiye düşük gelmiş, ancak hiç ödülü yokken sadece iki yılda bu kadar ödül alması makul bir sebep olarak görülebilir. Koca Ana 10 yaşındayken ödülü 500 milyondu. Bu kadın 58 sene daha denizlerde terör estirdi. Haliyle Teach'ten çok daha fazla ödülü olması sırıtmayacaktır.
Bölüm adını pek çok kişinin dile getirdiği şekliyle "İki Kral" yapalım. Kapaktaki iki şapkayı da iki kral tacı olarak ele alalım. Antibio(tic?), medicine, pharmazawtik? Bir de farmasic var galiba gene. Farklı dillerde çalışıyorlarmış gibi geldi bana. Çalışın aslanlarım. İki hayvan da kral sayılır hem. Bilgelik, uzun ömürlülük falan gibi manaları var. Gerçi hangi kültüre baksan farklı bir şey bulursun. Çok da şey etmeye gerek yok.
Chopper'ın elindeki kalemi birkaç defa görmüştük. Yanılmıyorsam Law'ın kaleminin başında kulaklar var. İki şeye gönderme olabilir. Biri Bepo, diğeri Pandaman.
Geçelim bölüme.
Oda 909. bölüme bakıp çizmiş herhâlde. Biraz daha uzak açıdan bir çizim var. Bir değişiklik göremedim. Biraz uzaktan göründüğü için büyük kapıların altındaki köprümsü yapının korkuluklarındaki başlardan bir tane fazla gözüküyor sanırım, o kadar.
Wano halkı arasında gazete yayıyorlar. İlk olarak birkaç bölüm önce Hawkins tarafından dile getirilmiş olan söylentilerin gazete kısmını görüyoruz. Kuzey mezarlığı dediği de Oden, Kin'emon falan, onların mezarları.
2. bölgenin 8. sokağında bir katil tespit edilmiş. Kurbanın üzerinde bir güve ve Reiju'nun kanatlarında bulunan yuvarlak semboller var. Demek ki Kamazou zehirli1! Bu arkadaşımız tüm ülkede bilinmesine rağmen henüz yakalanmış değil. Portresine bakınca akla acaba iki isimden biri mi sorusu geliyor.
921. bölümde Kawamatsu ismini almıştık. Ashura Douji ile Shutenmaru'nun aynı kişiler olması gibi Kawamatsu ya da Denjiro'dan birinin de farklı isimle anılmasına karşın, özellikle de silüetteki saçından yola çıkılacak olursa Kamazou olması muhtemel. Elindeki tırpanı da göz ardı etmemek lazım. Tırpan güzel silah. Bu adam yoksa... Ölüm meleği mi?!
Bu arada sokak cinayetlerinden Zoro'yu suçlamışlardı:
Oysa fail Kamazou! Dümdüz katil diye Killer çıkmasın?
Kama tam olarak şu:
Zou da fil demekti. Haydeee.
Birini "Vaktin doldu." deyip kestiğini hayal edebiliyorum. Bu arkadaşın saçı bana ilk sayfadaki binanın etrafını saran ağacı anımsattı.
Witching Hour "Gece yarısı" diye geçiyor. Bir deyim. Ancak "Devil's hour" olarak da anılıyor. Gece işlenen doğaüstü olaylardan bahsedilirken kullanılıyor. Cadı, şeytan ve hayalet gibi varlıklar en güçlü hâlleriyle ortaya çıkıyormuş yani. Bu durumda bu "geri dönmüş" arkadaşın bir meyve gücü olabilir. Uzaktan bakınca ninjayı andırıyor.
Zenginden çalıp fakire veriyormuş arkadaş. Hayırdır birader Robin Hood'a mı özendin?
Peki ya kimsin, kimsin? İn misin, cin misin? İyi misin kötü mü? Müttefik misin düşman mı? Cevap açık gerçi.
Usopp arkaplanda adım adım iş başında.
Shachi, Penguin, büyük olasılıkla Bepo (Hawkins'in karşısına çıktığında Law'ın taktığı şapkayı takmış.) da iş başında.
Bkz:
Ha, neden Law değil de Bepo diyorsanız, boyut ve giyim bakımından karşılaştırmayı size bırakıyorum.
Luffy'nin yokluğunda görev tıkır tıkır işliyor. Yeni karakterler görüyoruz. Çizim açısından her birini Japon tablolarında görmek mümkün sanırım.
Bölüm başında gördüğümüz yapılardan biri. Arkada da dağ duruyor.
Çen tatlı mıçın çen. Shiba Inu geldi aklıma. Gerçi biraz tilkiyi de andırmıyor değil.
Halk öldüklerine nasıl inanmışlarsa Kozuki ailesinin dönüşünü hâlâ "hayalet işi" olarak yorumlama eğiliminde. İlginç bir bilgi geliyor amcamızdan.
"Bu ülkede yalnızca samuraylar kılıç taşıyabilir." Bu arada karta çıktın diye ben gelmem diyorsun ama bu Oda manyağı seni getirtir, koyar bir yere. Benden söylemesi.
Olası bir isyana karşı karate ve kendo silahlarını dahi yasaklamış adam. Artık nasıl korkuyorsa. Dressrosa için "mutlu" bir ülke deniyordu. Aslında bakılırsa aynısı Top Kek adası için de söylenebilirdi. Lakin burada isyan olsun diye kuduran kişiler var belli ki. Her ne kadar halk "hayalet işi" olarak görse de içten içe bekliyorlarmış demek.
Usopp işportacılığa devam ediyor. Kendisine de tam bu mesleği icra etmek yakışır zaten. Arkaplanda gördüğümüz binaya gelecek olursak yine bölümün başında gördüğümüz yerlerden biri olduğunu görürüz.
İlginç tipleri bir kenara koyup yola devam ediyorum.
Yaşlı emicelerden biri ülke dışı olaylardan bihaber olsa da ülkeye gelmekte olan bir silah gemisi varmış. Savaş mı planlıyorlar, diye soruyor adam. İlginç bir plot dönüyor. Elbette bizimkilerle alakalı bir gemi değil. Ülkede emarelerinin okunmuyor olmasının yanı sıra Nami de kâğıdı görmeye çalışıyor. Kaido bir şeyler peşinde. Bu sırada Nami çaylak konuichi (kadın ninja) olmuş.
Oda'nın Shinobu komedisini(keskin şeylerden korkmasına karşın çekiciliği de bir silah olarak görmesi) bir kenara bırakacak olursak yine farklı bir teknik gösteriyor.
Sanji erişteci açmış. Pek çok animede kendine yer bulan eriştecileri burada Sanji üzerinden görüyoruz, güzel.
Kin'emon 921. bölümde görev dağıtımı yapmıştı zaten. Nami hava üzerindeki hâkimiyeti sebebiyle ninjutsuya benzeyen teknikleriyle bir ninja. (Bu arada kendisine yakışır şekilde kedi taklidi yapıyor.)
Sanji dillere destan şefliğiyle bir aşçı. Brook henüz sahne almadı lakin geyşa muhabbeti geçti. Bu iki boş karakter dahi önemli bir husus konuşurken geyşa istemiyor. Robin'in amacı yerine ulaşacak mı acep?
Bu arada bunlar bildiğin Nami ile O-kiku. Gerçi Nami havada.
Sanji Al Dente isimli İtalyan yemeğini yapadursun. Biz şuraya gerilim bırakalım
Nihayet bizimkilere geçebildik. İlk kısımda insanların canlarına okumaları haricinde pek diyecek bir şey yok. Kocaman kayalar Liquor Iron Ore'yi işaret ediyor olabilir. Ulan gardiyana cevap versen uzvun kopuyormuş.
Arkadaş. Gerçekten de antrenman yapıyorlar he. 500 kaya getirmişler bir de kocamanlar cidden. Kairoseki'ye rağmen böyle. Helal çocuklar. Pardon. KRALLAR.
Burada dikkat edilmesi gereken bir küçük nokta var. Mahkûmlara niyeyse "Kibi-dango" veriyorlarmış. Acaba Tama'nın meyvesiyle buranın bir bağlantısını yapacaklar mı? Belki de Tama'nın meyvesinin bir çakmasını yapmışlardır da mahkûmlar itaat ediyorlardır. Daimi yeniden üretim. Gerçi öyle bir şey olsa bile çakma olduğundan işe yaramaz. Amca bile laf ediyor.
Kid tek kollu olmasına rağmen Luffy ile başabaş gitmiş. Kid > Luffy. Bu arada kelepçeleri de farklı. Yeni bir kelepçe türü görmüş olduk sanırım.
Bu arada geçen bölümün sonunda Queen'in elinde vida falan görmüştük. Bir ihtimal Kid ile bağlantısı olabilir.
Luffy Kid'e de Luffy'ye olduğu gibi isim takmış. Bundan sonra Kid yok Jagged-guy var.
Doğru yola gelmişler bile.
Acaba Oda burada asistan ya da editörlere laf mı çakmış. Epey komik sahne.
Yalnız bu taşıdıkları kayaları nereye götürecekler acaba? Bir de bu kadar temiz işçiliği yapan kişi kim? Kaya kendiliğinden mükemmel bir küp hâlinde değildir herhâlde.
Abi Oda ruh hastası cidden. Bu nasıl çizim ya?
Bu arkadaşımız yardımcı gardiyan bir Headliner. Gardiyanın kendisinin Headliner ile aynı seviyede biri olmasını bekleyemeyeceğimize göre muhtemelen Queen, Udon'dan sorumlu komutan olarak karşımıza çıkacak.
Çıkacak çıkmasına da bu ne lan? Gülsem mi şaşırsam mı bilemedim. Aslında komedi unsuru için epey yaratıcı bir sahne.
Caribou ve kılçık koklayan gizemli arkadaşa selamlar.
Caribou'ya bir parantez açayım. Daha önceleri de söylemiş olsam da bulabildiğim en yakın kaynak olan 915. bölümde dile getirdiğim üzere Caribou'nun kapak hikâyesinde bizimkilerin Wano'ya gelirken yaşadığı türden bir fırtınayı görüyoruz. Daha sonra ise avel silah fabrikasında görülüyor. Belli ki yakalanmış ve hapse atılmış. Diğer çöpler gibi de korunuyor muhtemelen.
Dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta herkes çalışırken demirliklerin ardında bir kez daha yalnızca gözlerini görebildiğimiz arkadaş çalışmıyor. Belki de bunun sebebi çalışamıyor olmasıdır. Peki ne sebeple tutuluyor? Orochi "ganimet" olarak tutuyor olabilir. Bu kişi gerçekten de Oden ya da Sukiyaki çıkabilir ya. Peki neden çalışamıyor? Sahneye dikkat edilecek olursa gardiyana bir defa dalınması hâlinde eller, ikinci sefer bacaklar, üçüncü seferse direk kelle uçuyor. Ve sırasıyla bunlar söylenirken kare yavaş yavaş kılçık koklayan arkadaşa geliyor. İki defa dalmış ve uzuvlarını kaybetmiş olabilir belki. Belki.
Kid ve Luffy çok hızlı bir şekilde erittiler yediklerini, ilginç valla. Meyve yeteneğine veriyorduk ama bunlar başka seviye bir manyaklar cidden. İşin ilginç tarafı bu yardımcı gardiyan dahi 3 tane kibi-dango yiyebiliyormuş. Nasıl iş bu yav? Avanaklar.
Hipopotam amcayı yememiş, ayaklarıyla çiğnemiş. Sözde ölüm çemberinden ellerini kollarını sallaya sallaya çıkan ikili kafalarına göre takılıyorlar. Luffy almış eline amcayı, gidiyor. Yalnız öyle havalı bir şey yapmışlar ki arkaplanda millet seviniyor.
Amcanın adı Hyou ve bunun anlamı leopar. Diğer anlamları da oy, dolu ve eleştiriymiş. Neyle yazıldığına bağlı.
Yalnız Oda ikisini de çok şey çizmiş ya. Nasıl denir. "Bu manyakları kendi hâline bırakın, tersleri pistir." İsyan çıkarma niyetinde falan da değiller. Öylece takılıyorlar. Bulaşılmadıkları takdirde bir sıkıntı yok.
Şahsen ben çizimi aşırı etkileyici buldum. Müthiş bir etkisi var.
Dikkatli bakılacak olursa arkaplanda eller havada, insanlar seviniyor. Gerçekten umut oldular. Sanji'nin "ray of light"ından iyidir.
Tra-guy nerede Tra-guy? Eeyy..
Bonus:
Chopper'ın elindeki kalemi birkaç defa görmüştük. Yanılmıyorsam Law'ın kaleminin başında kulaklar var. İki şeye gönderme olabilir. Biri Bepo, diğeri Pandaman.
Geçelim bölüme.
Oda 909. bölüme bakıp çizmiş herhâlde. Biraz daha uzak açıdan bir çizim var. Bir değişiklik göremedim. Biraz uzaktan göründüğü için büyük kapıların altındaki köprümsü yapının korkuluklarındaki başlardan bir tane fazla gözüküyor sanırım, o kadar.
Wano halkı arasında gazete yayıyorlar. İlk olarak birkaç bölüm önce Hawkins tarafından dile getirilmiş olan söylentilerin gazete kısmını görüyoruz. Kuzey mezarlığı dediği de Oden, Kin'emon falan, onların mezarları.
2. bölgenin 8. sokağında bir katil tespit edilmiş. Kurbanın üzerinde bir güve ve Reiju'nun kanatlarında bulunan yuvarlak semboller var. Demek ki Kamazou zehirli1! Bu arkadaşımız tüm ülkede bilinmesine rağmen henüz yakalanmış değil. Portresine bakınca akla acaba iki isimden biri mi sorusu geliyor.
Bu arada sokak cinayetlerinden Zoro'yu suçlamışlardı:
Oysa fail Kamazou! Dümdüz katil diye Killer çıkmasın?
Kama tam olarak şu:
Zou da fil demekti. Haydeee.
Birini "Vaktin doldu." deyip kestiğini hayal edebiliyorum. Bu arkadaşın saçı bana ilk sayfadaki binanın etrafını saran ağacı anımsattı.
Witching Hour "Gece yarısı" diye geçiyor. Bir deyim. Ancak "Devil's hour" olarak da anılıyor. Gece işlenen doğaüstü olaylardan bahsedilirken kullanılıyor. Cadı, şeytan ve hayalet gibi varlıklar en güçlü hâlleriyle ortaya çıkıyormuş yani. Bu durumda bu "geri dönmüş" arkadaşın bir meyve gücü olabilir. Uzaktan bakınca ninjayı andırıyor.
Zenginden çalıp fakire veriyormuş arkadaş. Hayırdır birader Robin Hood'a mı özendin?
Peki ya kimsin, kimsin? İn misin, cin misin? İyi misin kötü mü? Müttefik misin düşman mı? Cevap açık gerçi.
Usopp arkaplanda adım adım iş başında.
Shachi, Penguin, büyük olasılıkla Bepo (Hawkins'in karşısına çıktığında Law'ın taktığı şapkayı takmış.) da iş başında.
Bkz:
Luffy'nin yokluğunda görev tıkır tıkır işliyor. Yeni karakterler görüyoruz. Çizim açısından her birini Japon tablolarında görmek mümkün sanırım.
Bölüm başında gördüğümüz yapılardan biri. Arkada da dağ duruyor.
Çen tatlı mıçın çen. Shiba Inu geldi aklıma. Gerçi biraz tilkiyi de andırmıyor değil.
Halk öldüklerine nasıl inanmışlarsa Kozuki ailesinin dönüşünü hâlâ "hayalet işi" olarak yorumlama eğiliminde. İlginç bir bilgi geliyor amcamızdan.
Olası bir isyana karşı karate ve kendo silahlarını dahi yasaklamış adam. Artık nasıl korkuyorsa. Dressrosa için "mutlu" bir ülke deniyordu. Aslında bakılırsa aynısı Top Kek adası için de söylenebilirdi. Lakin burada isyan olsun diye kuduran kişiler var belli ki. Her ne kadar halk "hayalet işi" olarak görse de içten içe bekliyorlarmış demek.
Usopp işportacılığa devam ediyor. Kendisine de tam bu mesleği icra etmek yakışır zaten. Arkaplanda gördüğümüz binaya gelecek olursak yine bölümün başında gördüğümüz yerlerden biri olduğunu görürüz.
İlginç tipleri bir kenara koyup yola devam ediyorum.
Yaşlı emicelerden biri ülke dışı olaylardan bihaber olsa da ülkeye gelmekte olan bir silah gemisi varmış. Savaş mı planlıyorlar, diye soruyor adam. İlginç bir plot dönüyor. Elbette bizimkilerle alakalı bir gemi değil. Ülkede emarelerinin okunmuyor olmasının yanı sıra Nami de kâğıdı görmeye çalışıyor. Kaido bir şeyler peşinde. Bu sırada Nami çaylak konuichi (kadın ninja) olmuş.
Oda'nın Shinobu komedisini(keskin şeylerden korkmasına karşın çekiciliği de bir silah olarak görmesi) bir kenara bırakacak olursak yine farklı bir teknik gösteriyor.
Sanji erişteci açmış. Pek çok animede kendine yer bulan eriştecileri burada Sanji üzerinden görüyoruz, güzel.
Kin'emon 921. bölümde görev dağıtımı yapmıştı zaten. Nami hava üzerindeki hâkimiyeti sebebiyle ninjutsuya benzeyen teknikleriyle bir ninja. (Bu arada kendisine yakışır şekilde kedi taklidi yapıyor.)
Sanji dillere destan şefliğiyle bir aşçı. Brook henüz sahne almadı lakin geyşa muhabbeti geçti. Bu iki boş karakter dahi önemli bir husus konuşurken geyşa istemiyor. Robin'in amacı yerine ulaşacak mı acep?
Bu arada bunlar bildiğin Nami ile O-kiku. Gerçi Nami havada.
Sanji Al Dente isimli İtalyan yemeğini yapadursun. Biz şuraya gerilim bırakalım
Nihayet bizimkilere geçebildik. İlk kısımda insanların canlarına okumaları haricinde pek diyecek bir şey yok. Kocaman kayalar Liquor Iron Ore'yi işaret ediyor olabilir. Ulan gardiyana cevap versen uzvun kopuyormuş.
Arkadaş. Gerçekten de antrenman yapıyorlar he. 500 kaya getirmişler bir de kocamanlar cidden. Kairoseki'ye rağmen böyle. Helal çocuklar. Pardon. KRALLAR.
Burada dikkat edilmesi gereken bir küçük nokta var. Mahkûmlara niyeyse "Kibi-dango" veriyorlarmış. Acaba Tama'nın meyvesiyle buranın bir bağlantısını yapacaklar mı? Belki de Tama'nın meyvesinin bir çakmasını yapmışlardır da mahkûmlar itaat ediyorlardır. Daimi yeniden üretim. Gerçi öyle bir şey olsa bile çakma olduğundan işe yaramaz. Amca bile laf ediyor.
Kid tek kollu olmasına rağmen Luffy ile başabaş gitmiş. Kid > Luffy. Bu arada kelepçeleri de farklı. Yeni bir kelepçe türü görmüş olduk sanırım.
Bu arada geçen bölümün sonunda Queen'in elinde vida falan görmüştük. Bir ihtimal Kid ile bağlantısı olabilir.
Luffy Kid'e de Luffy'ye olduğu gibi isim takmış. Bundan sonra Kid yok Jagged-guy var.
Doğru yola gelmişler bile.
Acaba Oda burada asistan ya da editörlere laf mı çakmış. Epey komik sahne.
Yalnız bu taşıdıkları kayaları nereye götürecekler acaba? Bir de bu kadar temiz işçiliği yapan kişi kim? Kaya kendiliğinden mükemmel bir küp hâlinde değildir herhâlde.
Abi Oda ruh hastası cidden. Bu nasıl çizim ya?
Bu arkadaşımız yardımcı gardiyan bir Headliner. Gardiyanın kendisinin Headliner ile aynı seviyede biri olmasını bekleyemeyeceğimize göre muhtemelen Queen, Udon'dan sorumlu komutan olarak karşımıza çıkacak.
Çıkacak çıkmasına da bu ne lan? Gülsem mi şaşırsam mı bilemedim. Aslında komedi unsuru için epey yaratıcı bir sahne.
Caribou ve kılçık koklayan gizemli arkadaşa selamlar.
Caribou'ya bir parantez açayım. Daha önceleri de söylemiş olsam da bulabildiğim en yakın kaynak olan 915. bölümde dile getirdiğim üzere Caribou'nun kapak hikâyesinde bizimkilerin Wano'ya gelirken yaşadığı türden bir fırtınayı görüyoruz. Daha sonra ise avel silah fabrikasında görülüyor. Belli ki yakalanmış ve hapse atılmış. Diğer çöpler gibi de korunuyor muhtemelen.
Dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta herkes çalışırken demirliklerin ardında bir kez daha yalnızca gözlerini görebildiğimiz arkadaş çalışmıyor. Belki de bunun sebebi çalışamıyor olmasıdır. Peki ne sebeple tutuluyor? Orochi "ganimet" olarak tutuyor olabilir. Bu kişi gerçekten de Oden ya da Sukiyaki çıkabilir ya. Peki neden çalışamıyor? Sahneye dikkat edilecek olursa gardiyana bir defa dalınması hâlinde eller, ikinci sefer bacaklar, üçüncü seferse direk kelle uçuyor. Ve sırasıyla bunlar söylenirken kare yavaş yavaş kılçık koklayan arkadaşa geliyor. İki defa dalmış ve uzuvlarını kaybetmiş olabilir belki. Belki.
Kid ve Luffy çok hızlı bir şekilde erittiler yediklerini, ilginç valla. Meyve yeteneğine veriyorduk ama bunlar başka seviye bir manyaklar cidden. İşin ilginç tarafı bu yardımcı gardiyan dahi 3 tane kibi-dango yiyebiliyormuş. Nasıl iş bu yav? Avanaklar.
Hipopotam amcayı yememiş, ayaklarıyla çiğnemiş. Sözde ölüm çemberinden ellerini kollarını sallaya sallaya çıkan ikili kafalarına göre takılıyorlar. Luffy almış eline amcayı, gidiyor. Yalnız öyle havalı bir şey yapmışlar ki arkaplanda millet seviniyor.
Amcanın adı Hyou ve bunun anlamı leopar. Diğer anlamları da oy, dolu ve eleştiriymiş. Neyle yazıldığına bağlı.
Yalnız Oda ikisini de çok şey çizmiş ya. Nasıl denir. "Bu manyakları kendi hâline bırakın, tersleri pistir." İsyan çıkarma niyetinde falan da değiller. Öylece takılıyorlar. Bulaşılmadıkları takdirde bir sıkıntı yok.
Şahsen ben çizimi aşırı etkileyici buldum. Müthiş bir etkisi var.
Dikkatli bakılacak olursa arkaplanda eller havada, insanlar seviniyor. Gerçekten umut oldular. Sanji'nin "ray of light"ından iyidir.
Tra-guy nerede Tra-guy? Eeyy..
Bonus:
Kapak isteğini gene Noda Skywalker'dan almış. Bu işin boku çıktı arkadaşlar. Bu Noda Skywalker Oda değilse ne olayım.
Gidin küfredin: https://twitter.com/noda_skywalker/status/1066846547055304704
Udon başka bir adaymış yav. Giderse Zoro gider! Luffy hakkında herkes ona güvendiğini belirtecek şekilde konuşuyor. Biraz kaypaklık gibi ama güveniyor olmaları güzel.
Usopp'un kafasındaki kurbağa da götürüyor löp löp:
BM'nin şapkası olan Napoleon'u hatırlattı niyeyse. Neyse, afiyet olsun.
Çeviriyle mi alakalı bilmem ama Usopp "One Piece" diyor. Usopp kasada otururken Robin odunda oturuyor. Bu S(anji)Oda'nın yani Soda'nın işleri.
Sıraya giren kişiler arasında kadın ve okamalar var ve Sanji'ye laf eden kişiler yalnızca forumdaşlarım değil, aynı zamanda tayfadaşları.
Kyoshiro ailesinden gelen adamların isimleri gerizekâlıca resmen. "Wano Kuni"nin "Kuni"si Franosuke'nin "Suke"si.
Kyoshiro, 919. bölümde gördüğümüz lavuk.
Paşam bir yakuza grubunun lideriymiş.
Bu kardeş niye hem ağlayıp hem gülüyor?
Hepsi manyak bunların.
Franky Amerikan Güreşi yapıyor resmen. Eh buraya bunu bırakmak düşer bana:
Bizimkiler sağlam dövüyor. Sonrasında şöyle hoş bir detay var, yemekleri ağızlarına tıkıyorlar:
Belki parasını da almışlardır.
Arkaplanda kaçan arkadaşı da görebiliyoruz. Anca gidersin.
Kendisi troll çıktı. Adı Toko. Başına O-robi ve benzeri isimlerde olduğu gibi O ekletiyor ve erkek, adam gibi anlamları olan Otoko ortaya çıkınca da gerçi erkek değilim diye Brookvari bir espri yapıyor. Arkada bizimkileri de gülerken görebilirsiniz. Hoş, değil mi? Daha da güzel olanı kurbağa da gülüyor.
Bir de niyeyse gülme ile alakalı bir meyveye sahip olabilirmiş gibi geliyor.
Oiran, courtesan, zevk kadını ya da fahişenin, yani yūjo'nun bir türü. Sıradan bir yūjo'dan farkı da milleti eğlendiriyor olmaları ve bunun neticesinde de bu "zevk bölgelerinde" bir şöhrete kavuşmaları. Yani sıradan bir fahişenin esas amacı zevk vermekken bu arkadaşların önceliği eğlendirmek. Sadō adı verilen Japon çayı seromonisini öğrenmeleri, kadō olarak da bilinen ve çiçeklerin hâli anlamına gelen, çiçek katlama sanatı olan ikebana sanatına vakıf olmaları ve kaligrafi, yani hat sanatını bilmeleri de gerekiyor. Bunun yanında Koto, Shakuhaci, Tsuzumi ve shamisen(arkı açıp kapatan kadının çaldığı) çalgılarını da çalmayı öğrenmeleri gerekiyor. Bu da yetmiyormuş gibi eğitimli olmaları ve zekâ ve zarafetle yazı yazmaları bekleniyor. Çağdaş dönemde tayūlar geisha gibi takılıp, fahişelik hizmeti sunmuyorken zaten bunların sayısı beşten azmış. Ancak sadece Kyoto da dahi 300 geisha varmış. Buradan da anlaşılacağı üzere geisha'ların yükselişi oiran'ı bitirmiş. Bu kadar tarih ve kültür bilgisi yeterli bence.
Aha Robin'in nine ortaya çıktı tekrar. Nine anlatıyor Toko'nun işlevini. Diğer yandan Robin de Orochi ile oturma şerefine nail olacakmış. Komurasaki ablamız tayū, yani en yüksek seviyede olan oiran'mış. Tayū'yu "kōshi" takip ediyormuş. Bunlar sıradan bir kişinin bir ayda kazanacağı maaşı tek seferde alıyormuş.
Kyoshiro, Queen aracılığıyla bizimkilere suikastçı gönderecek demek he. Vay be. Adam sandık biz de seni. Sandık... ZINDIK! Zındık bunlar zındık. Bu arada Queen'in astları gelecekse Queen vs. Sanji'nin de altyapısı mı yapılıyor?! Haydeee.
Kyoshiro da Orochi'nin partisine katılacağı için hanımlar tarafından hazırlanıyor:
Orochi Komurasaki'yi "kendinin" yapacakmış. Hepimiz bunun ne anlama geldiğini biliyoruzdur. Gölge olarak gözüken beş kafası Oda'nın bir goygoyu olabilir. Holdem'i ilk gördüğüm hâliyle sonradan gördüğümüz hâlini hatırlarsınız. Ortaya Kamijiro gibi bir şey çıkabiliyor. Zaten adamın da ejder formunda durması bir tuhaf olur diyeceğim ama Smile yediyse o da mümkün. Yine de her ihtimale karşı siz emin olmayın derim. Ha gene çıkabilir mi? Çıkabilir. Ayrıca ejder yerine yılan da çıkabilir. Bunları da geçelim Cracker'in 6 kollu olmasının kraker yeteneğine bağlanması gibi farklı bir meyve de çıkabilir. Hepsinden de öte aptal bir ego tatmin yöntemi olarak süs bile olabilir.
Gölge üzerindeki noktalar da içi boş süsler olabileceğini gösteriyor gerçi ama o çizime güven olmaz.
Biraz daha tarih.
Komurasaki "Küçük Mor" anlamına geliyor. Japonya'da çok bilinen biri olması bir yana şanı Batı'ya kadar gitmiş, "The Loves of the Gompachi and Komurasaki" diye bir hikâye dahi varmış. Gompachi bir daimyo'nun oğluymuş. Ancak bir köpek üzerinden çıkan tartışmada aynı klanın üyesi olan genç bir kişiyi öldürmüş. Sonra bunu sürmüşler. Komurasaki ile birbirlerine ilk görüşte âşık olmuşlar ama bu arkadaş ortalığı kırıp geçirmeye devam etmiş bir ronin olarak ve en nihayetinde banka soyarken yakalanmış ve idam edilmiş. Kadını da zengin biri yanına almış galiba ama o kaçmış ve intihar etmiş. Gompachi'nin yanına gömülmüş. Mezarlarının yanına da portakal ağacı dikmişler.
Emin değilim ama kadın öldüğünde 21 yaşında olabilir. Bu da "Hiyori" mi acaba? Diye sordurtuyor insana.
Bir iki resim koyalım. Tabii sonradan çizilmiş şeyler bunlar.
Hikâyemizde de bir âşığı olabilir ve varsa o âşık onu Orochi'ye yâr etmez. Ancaaak, o kişi öldüyse de Sanji yâr etmez zaten.
Bu hafta pek fazla "detay" diyebileceğim bir şey yok. Tarihsel dokumalar falan var işte. Oda'nın işleri onlar da. Ben şöyle kısa bir araştırma ve göz gezdirmenin ardından birkaç bilgi paylaşmış oldum. Bölüm benim için biraz yavan olduğu için çok fazla da baktığımı söyleyemem. Artık ilave bir şeyler varsa @Smoker gösterir.
Haftaya One Piece yok. Her yılın başında aynı şey oluyor. 2 hafta sonra One Piece bölümü olduktan sonra muhtemelen yine One Piece olmayacak. Zira bu tarihlerde dergi tatile giriyor. One Piece yokken herkese Robin'in kafasındaki kalpleri yolluyorum. Herkese iyi tatiller.
Gidin küfredin: https://twitter.com/noda_skywalker/status/1066846547055304704
Udon başka bir adaymış yav. Giderse Zoro gider! Luffy hakkında herkes ona güvendiğini belirtecek şekilde konuşuyor. Biraz kaypaklık gibi ama güveniyor olmaları güzel.
Usopp'un kafasındaki kurbağa da götürüyor löp löp:
BM'nin şapkası olan Napoleon'u hatırlattı niyeyse. Neyse, afiyet olsun.
Çeviriyle mi alakalı bilmem ama Usopp "One Piece" diyor. Usopp kasada otururken Robin odunda oturuyor. Bu S(anji)Oda'nın yani Soda'nın işleri.
Sıraya giren kişiler arasında kadın ve okamalar var ve Sanji'ye laf eden kişiler yalnızca forumdaşlarım değil, aynı zamanda tayfadaşları.
Kyoshiro ailesinden gelen adamların isimleri gerizekâlıca resmen. "Wano Kuni"nin "Kuni"si Franosuke'nin "Suke"si.
Kyoshiro, 919. bölümde gördüğümüz lavuk.
Paşam bir yakuza grubunun lideriymiş.
Bu kardeş niye hem ağlayıp hem gülüyor?
Hepsi manyak bunların.
Franky Amerikan Güreşi yapıyor resmen. Eh buraya bunu bırakmak düşer bana:
Bizimkiler sağlam dövüyor. Sonrasında şöyle hoş bir detay var, yemekleri ağızlarına tıkıyorlar:
Belki parasını da almışlardır.
Arkaplanda kaçan arkadaşı da görebiliyoruz. Anca gidersin.
Kendisi troll çıktı. Adı Toko. Başına O-robi ve benzeri isimlerde olduğu gibi O ekletiyor ve erkek, adam gibi anlamları olan Otoko ortaya çıkınca da gerçi erkek değilim diye Brookvari bir espri yapıyor. Arkada bizimkileri de gülerken görebilirsiniz. Hoş, değil mi? Daha da güzel olanı kurbağa da gülüyor.
Bir de niyeyse gülme ile alakalı bir meyveye sahip olabilirmiş gibi geliyor.
Oiran, courtesan, zevk kadını ya da fahişenin, yani yūjo'nun bir türü. Sıradan bir yūjo'dan farkı da milleti eğlendiriyor olmaları ve bunun neticesinde de bu "zevk bölgelerinde" bir şöhrete kavuşmaları. Yani sıradan bir fahişenin esas amacı zevk vermekken bu arkadaşların önceliği eğlendirmek. Sadō adı verilen Japon çayı seromonisini öğrenmeleri, kadō olarak da bilinen ve çiçeklerin hâli anlamına gelen, çiçek katlama sanatı olan ikebana sanatına vakıf olmaları ve kaligrafi, yani hat sanatını bilmeleri de gerekiyor. Bunun yanında Koto, Shakuhaci, Tsuzumi ve shamisen(arkı açıp kapatan kadının çaldığı) çalgılarını da çalmayı öğrenmeleri gerekiyor. Bu da yetmiyormuş gibi eğitimli olmaları ve zekâ ve zarafetle yazı yazmaları bekleniyor. Çağdaş dönemde tayūlar geisha gibi takılıp, fahişelik hizmeti sunmuyorken zaten bunların sayısı beşten azmış. Ancak sadece Kyoto da dahi 300 geisha varmış. Buradan da anlaşılacağı üzere geisha'ların yükselişi oiran'ı bitirmiş. Bu kadar tarih ve kültür bilgisi yeterli bence.
Aha Robin'in nine ortaya çıktı tekrar. Nine anlatıyor Toko'nun işlevini. Diğer yandan Robin de Orochi ile oturma şerefine nail olacakmış. Komurasaki ablamız tayū, yani en yüksek seviyede olan oiran'mış. Tayū'yu "kōshi" takip ediyormuş. Bunlar sıradan bir kişinin bir ayda kazanacağı maaşı tek seferde alıyormuş.
Kyoshiro, Queen aracılığıyla bizimkilere suikastçı gönderecek demek he. Vay be. Adam sandık biz de seni. Sandık... ZINDIK! Zındık bunlar zındık. Bu arada Queen'in astları gelecekse Queen vs. Sanji'nin de altyapısı mı yapılıyor?! Haydeee.
Kyoshiro da Orochi'nin partisine katılacağı için hanımlar tarafından hazırlanıyor:
Orochi Komurasaki'yi "kendinin" yapacakmış. Hepimiz bunun ne anlama geldiğini biliyoruzdur. Gölge olarak gözüken beş kafası Oda'nın bir goygoyu olabilir. Holdem'i ilk gördüğüm hâliyle sonradan gördüğümüz hâlini hatırlarsınız. Ortaya Kamijiro gibi bir şey çıkabiliyor. Zaten adamın da ejder formunda durması bir tuhaf olur diyeceğim ama Smile yediyse o da mümkün. Yine de her ihtimale karşı siz emin olmayın derim. Ha gene çıkabilir mi? Çıkabilir. Ayrıca ejder yerine yılan da çıkabilir. Bunları da geçelim Cracker'in 6 kollu olmasının kraker yeteneğine bağlanması gibi farklı bir meyve de çıkabilir. Hepsinden de öte aptal bir ego tatmin yöntemi olarak süs bile olabilir.
Gölge üzerindeki noktalar da içi boş süsler olabileceğini gösteriyor gerçi ama o çizime güven olmaz.
Biraz daha tarih.
Komurasaki "Küçük Mor" anlamına geliyor. Japonya'da çok bilinen biri olması bir yana şanı Batı'ya kadar gitmiş, "The Loves of the Gompachi and Komurasaki" diye bir hikâye dahi varmış. Gompachi bir daimyo'nun oğluymuş. Ancak bir köpek üzerinden çıkan tartışmada aynı klanın üyesi olan genç bir kişiyi öldürmüş. Sonra bunu sürmüşler. Komurasaki ile birbirlerine ilk görüşte âşık olmuşlar ama bu arkadaş ortalığı kırıp geçirmeye devam etmiş bir ronin olarak ve en nihayetinde banka soyarken yakalanmış ve idam edilmiş. Kadını da zengin biri yanına almış galiba ama o kaçmış ve intihar etmiş. Gompachi'nin yanına gömülmüş. Mezarlarının yanına da portakal ağacı dikmişler.
Emin değilim ama kadın öldüğünde 21 yaşında olabilir. Bu da "Hiyori" mi acaba? Diye sordurtuyor insana.
Bir iki resim koyalım. Tabii sonradan çizilmiş şeyler bunlar.
Hikâyemizde de bir âşığı olabilir ve varsa o âşık onu Orochi'ye yâr etmez. Ancaaak, o kişi öldüyse de Sanji yâr etmez zaten.
Bu hafta pek fazla "detay" diyebileceğim bir şey yok. Tarihsel dokumalar falan var işte. Oda'nın işleri onlar da. Ben şöyle kısa bir araştırma ve göz gezdirmenin ardından birkaç bilgi paylaşmış oldum. Bölüm benim için biraz yavan olduğu için çok fazla da baktığımı söyleyemem. Artık ilave bir şeyler varsa @Smoker gösterir.
Haftaya One Piece yok. Her yılın başında aynı şey oluyor. 2 hafta sonra One Piece bölümü olduktan sonra muhtemelen yine One Piece olmayacak. Zira bu tarihlerde dergi tatile giriyor. One Piece yokken herkese Robin'in kafasındaki kalpleri yolluyorum. Herkese iyi tatiller.
Je Vais Vivre "Ben Yaşayacağım." demek. Robin'in vaktinde söylediği "Je veux vivre" idi. Veux, want, istemek demek. Farkı o. Mangastream'den bakıp göremeyenler olursa diye buraya bırakayım.
Akla ilk olarak Jinbe ve görüntüsü gelebilir lakin dikkat edecek olursanız karakterlerin geçmişteki hâlleri gösterilmiş. Örneğin Jinbe'nin üstündekiler Impel Down'a kadar dayanıyor. Franky'nin saçından Shanks'ın Marineford'daki hâline kadar, bu böyle. Ortalıkta uçuşan Vivre Card'ları görebilirsiniz. Zoro'cular Zoro'nun ağzına düşmüşlerdir zaten çoktan.
Kapakta fabrikaların üzerinde kuru kafa sembolü görüyoruz. Diğer yandan bir karakter var ve kendisi siyah tavşan gibi duruyor.
İlk bakışta Franky bir şey yapmamış gibi dursa da bu yerde yatan koyun(?) ve ayı da tavşanın adamı gibi gözüküyor zira üstlerinde onun sembolü var. Ancak bu bir kahramanlık gösterisi olduğu için WWE minvalinde yazılmış bir senaryo üzerinden gidiyor olabilir. Iron Star Franky'cağzımızı destekleyenler arasında ise minkleri görüyoruz anladığım kadarıyla. Hatta dikkatli gözler tanıdık bile görebilir.
Diğer yandan şu minnoş kulaklar Pandaman mi yoksa?
Kid ve Luffy'nin amcayı kurtarıp hipopotama tek değil tekin onda birini atmalarının ardından bir gün geçmiş. Dünden beri de bizimkilerin namı salınmış gitmiş.
Sahne maden ocağına gelirken Luffy'nin bu esnada taşımak yerine maden çıkarma işine girdiğini görüyoruz. Adamlar Luffy'den etkilenip ona hangi aileden/klandan geldiklerini soruyorlar. Esasında "D." aşırı bariz ama Luffy tanınmıyor belli ki burada. Şaşırtıcı değil. Ancak Oda bilerek vurgu yapıyor olabilir, göreceğiz.
Luffy ise bu şöhretten hoşnut değil. Hyou amcamız kıdemli mahkûm olmuş. Adamdaki kıdemin ezikliğine bak yav. Demek ki buranın en eskilerinden. Adamda kelepçe bile yok. O kadar sallamıyorlar. Kafası Marco-vari dursa da sanki alev var. İlginç.
Luffy gene babacanlığını oraya koyup adama yardımda bulunuyor. Aferin Mümin D. Luffy, sadakanı ver. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var. Biletlerin (tutuş şekline bakılırsa) arkasında Udon yazıyor. Bu da demek oluyor ki yüksek ihtimalle başka madenler, hapishaneler de var.
Bu gidişle Luffy şu gazeli okuyacak seri sonunda:
Amcamız moonwalk ile dışarıya çıkıyor. Billy Jean is not my lover. Because I have fallen into Luffy. Na-na-na.
Derken yoktan var olan bir Raizo var. Raizo başkan kelepçelerin anahtarlarını bulmuş lakin deniztaşından bir kutunun içinde olduğu ve yüksek güvenlikle korunduğu için Luffy'lerin biraz daha beklemesi gerekiyor. bizimkiler zaten hâllerinden memnunlar gerçi.
Kehihi hâlâ 210 milyon ödüle sahip. Forumda da bahsi geçen bir konunun üzerine açıklama geliyor Kehihi'den. Bu adam o kıyafetle nasıl çalışacak ki zaten? Rahatsız herif. Neyse. Deniztaşlarından yapılma kelepçeler zayıflatılmış. Buna rağmen Kehihi güçsüzlüğünü koruyor ve Luffy'lerden çok daha önce hapse atıldığını biliyoruz. Gerçi kendisi de dile getiriyor.
Luffy Kehihi'yi tanıdı, adını söyledi. Maşallah. Bu çocuğa kairoseki kelepçeleri deyince aklı başına mı geldi? Demek ki Luffy, meyvesi yüzünden gevşek düşünüyormuş. Vay be. Her şey aydınlandı.
Luffy, Kid'den "spiky-guy" diye bahsetmeye devam ediyor.
Yar saçların spiky spiky...
Caribou Kid'in saldığı namın pek de iyi olmadığından bahsediyor. Söylentilere göre Kid, kolunu BM'nin astlarından birine kaybetmiş. Ardından da geri vites spiky. Ancak Kid kafa göz dalıp gerçekleri anlatmaya geçiyor. BM'nin peşine düşmemiş. Burada ikiye ayrılacağız. Jaiminis ve MS farklı çevirmişler. Jaiminis'e göre BM'nin şeker komutanlarından biri Kid'in adamını yaralamış ve Kid de buna karşılık vermiş. MS'ye göre Kid şeker komutanlardan birini yaralamış ve peşinde olduğu şeyi çaldıktan sonra da gitmiş. Her iki çevirinin de ortak olduğu nokta ise Kid'in kolunu Kızıl Saç Korsanlarına karşı kaybettiği.
Derken Jaiminis düzeltmiş. Yani, Kid tatlı komutanlarından birini yaralamış ve istediği şeyi almış. Kimden almış olabilir? Dahası, ne almış olabilir? Ne almış, onu bilmem ama bana kalırsa Cracker'in ordu askerlerinden biriyle kapışmış ve pekmezini, pardon reçelini akıtmış ve yaraladığını sanmış olabilir. Cracker Kid yüzümü gördü falan demedi. Snack zaten Urouge tarafından yenilmiş, öyle söylendi. Smoothie'nin üzerinde bir yara hatırlamıyorum ve Katakuri... Zaten. :/
Snack'i yaralamış olabilir. Bu sayede Urouge'nin de indirmesi kolaylaşmıştır. Bilemeyiz. Cracker'in posterinde dahi bisküvi askeri olması ve gerçek yüzünde olan yara ile posterdeki yaranın aynı olması da bana yukarıda bahsettiğim senaryonun işlemiş olabileceğini gösteriyor. Olur da Kid, Cracker'in gözünü şirinlemiş diyen olursa diye açıklayayım dedim.
Son olarak da 5. bir komutan vardı da onu mu yaraladı diye düşünecek olan olursa böyle bir bilginin WCI'da verilmiş olması gerektiğini de göz ardı etmeyin derim. Daifuku'nun eski bir şeker komutanı olduğuna dair teoriler de vardı zira.
Kid, Kaido'yu indirip şöhret kazanma peşindeymiş. Bence burada bizim oğlanın burnu biraz daha öne çıkıyor zira şan, şöhret peşinde koşmak bana göre "havalı" bir şey değil. Kendini kanıtlamaya çalışıyor demek. Kime karşı? Ben bilmem.
Komurasaki'nin giydiği ayakkabılara internetten baktım. Daha doğrusu meslek grubunun ve böyle şeyler gördüm. Oda biraz yorum katmış ya da biraz daha eskilere bakmak gerek. Neyse.
Oda'nın hâlâ arkaplanı şehrin manzaralarıyla doldurmaya devam etmesi de takdire şayan.
Komurasaki'ye sulananlar da nedense yaşlı tayfa şeklinde gösterilmiş. Bizlere aktarılan ise Bingou adında bir emice. Geçmişteki amcayla günümüzdeki amcalardan biri aynı adam zaten. Kadın evrağa dökelim dese de adam gerekmez, nasıl bir adam sevdiği kadından şüphe duyar falan diyor. Sanji'nin geleceği yemin ediyorum.
Bu sırada... Uzaylılar aramızda...
Kadının çizim şekli, bölümün devamını görmemize gerek kalmadan "kötülük" ediyormuş gibi. Hoş ben kötü bir şey yaptığını düşünmüyorum. Müstahak! Adam çoluğunu çocuğunu, evini barkını satmış. Kendi sağlığından vazgeçmiş ve bana kalırsa "insanlığını yitirmiş."
Bina mı insan sureti mi bilemedim.
Bu arada insanları da görebilirsiniz.
İçeriden Kyoshiro çıkıyor. Hele hele. Fingirdeşmeyin lem. Hınzırlar. Bence Komurasaki bu sapık arkadaşlardan topladıkları paralarla Kyoshiro'nun da aracılığıyla ülkeyi kurtarmak için kaynak sağlıyor. Zaten çoluğunu çocuğunu satan kart zamparalara "kötülük" ediyor olması da onu kötü biri yapmaz.
Burada iki yere dikkat çekeyim. Birincisi önündeki adama peçete aracılığıyla dokunuyor. İkincisi üzerinde bir tavuskuşu var. Bizimkiler turnaydı gerçi ama olsun.
Bizim velet gülmeye devam ediyor, insanlar tepki veriyor vesaire.
Parası olmayanları başkentten atıyorlarmış. Bunları da sürgün ettiler. Az bile gerçi. Başkentin dışında yaşayanlara da insan gözüyle bakmıyorlarmış. "Artık". :/ Orochi efendi tam bir para düşkünü, yüzeysel bir andaval çıkacak belli ki.
Fakirleri hakir görüyormuş. Bana bunlar hep rolmüş gibi geliyor valla. :/
Sahne Kuri'ye geri dönüyor. Komurasaki'nin üzerine Tama ve Momo, Hiyori'den bahsediyor. Oda "Aha işte kardeşi de bu kadın. Gözünüze girsin." mi diyor yani? Muhtemelen bu hususta da beklentileri ters köşeye yollayabilir.
Bu arada Oda hemen hemen aynı çizmiş diyebiliriz:
Momo, Tama'nın ona davranış şeklini boş veriyor, ilginç. Yaşaması hâlinde şu an 26 yaşında olur diyor. Annesinin ölümüne dair bir şeyler çıtlamışlar ama kardeşinden haber yok. Tama artık tamamen konu dışı muhtemelen ancak Oda'nın işi belli olmaz. Hâlâ Tama olma ihtimali var. Belki de gerçekten Hiyori'yi ark sonunda görürüz, kim bilir?
Komurasaki'nin gerçek hayattaki karşılığı olan kişiden daha önce bahsetmiştim. Gompachi, yani sevdiği ve onu seven adam fakir olduğu için para toplamak için ortalığı kırıp geçirdikten sonra hırsızlık yaparken yakalanıp idam ediliyordu. Kadın da kendisini satın alan/serbest bırakan kişiyle kalmaktansa onun mezarının başına gidip intihar ediyordu. Bu noktada Oda ne şekilde bir yol çizecek, karakteri hangi yönden, nasıl ele almak isteyecek bunu bilemeyiz. Ancak her zamanki gibi senaryoyu istediği yöne çekebileceği şekilde anlatmaya devam ediyor. Bence bu sağlam bir başarı ve kolay bir şey değil. Gerçi arkadaş alışmış.
Haftaya SJ ara verdiği için bölüm olmayacak. Aynısı üç hafta sonrası için de geçerli. Yani diğer bölümler 4 Ocak ve 18 Ocak'ta gelecek muhtemelen. Sonra eski düzene geçiş yaparız.
Orta seviye bölüm olmuş. Şimdi reklamlar.
Geç gelen edit: Oda Komurasaki'ye dair bir ipucuyu 26. logda vermişti:
Akla ilk olarak Jinbe ve görüntüsü gelebilir lakin dikkat edecek olursanız karakterlerin geçmişteki hâlleri gösterilmiş. Örneğin Jinbe'nin üstündekiler Impel Down'a kadar dayanıyor. Franky'nin saçından Shanks'ın Marineford'daki hâline kadar, bu böyle. Ortalıkta uçuşan Vivre Card'ları görebilirsiniz. Zoro'cular Zoro'nun ağzına düşmüşlerdir zaten çoktan.
Kapakta fabrikaların üzerinde kuru kafa sembolü görüyoruz. Diğer yandan bir karakter var ve kendisi siyah tavşan gibi duruyor.
İlk bakışta Franky bir şey yapmamış gibi dursa da bu yerde yatan koyun(?) ve ayı da tavşanın adamı gibi gözüküyor zira üstlerinde onun sembolü var. Ancak bu bir kahramanlık gösterisi olduğu için WWE minvalinde yazılmış bir senaryo üzerinden gidiyor olabilir. Iron Star Franky'cağzımızı destekleyenler arasında ise minkleri görüyoruz anladığım kadarıyla. Hatta dikkatli gözler tanıdık bile görebilir.
Diğer yandan şu minnoş kulaklar Pandaman mi yoksa?
Kid ve Luffy'nin amcayı kurtarıp hipopotama tek değil tekin onda birini atmalarının ardından bir gün geçmiş. Dünden beri de bizimkilerin namı salınmış gitmiş.
Sahne maden ocağına gelirken Luffy'nin bu esnada taşımak yerine maden çıkarma işine girdiğini görüyoruz. Adamlar Luffy'den etkilenip ona hangi aileden/klandan geldiklerini soruyorlar. Esasında "D." aşırı bariz ama Luffy tanınmıyor belli ki burada. Şaşırtıcı değil. Ancak Oda bilerek vurgu yapıyor olabilir, göreceğiz.
Luffy ise bu şöhretten hoşnut değil. Hyou amcamız kıdemli mahkûm olmuş. Adamdaki kıdemin ezikliğine bak yav. Demek ki buranın en eskilerinden. Adamda kelepçe bile yok. O kadar sallamıyorlar. Kafası Marco-vari dursa da sanki alev var. İlginç.
Luffy gene babacanlığını oraya koyup adama yardımda bulunuyor. Aferin Mümin D. Luffy, sadakanı ver. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var. Biletlerin (tutuş şekline bakılırsa) arkasında Udon yazıyor. Bu da demek oluyor ki yüksek ihtimalle başka madenler, hapishaneler de var.
Bu gidişle Luffy şu gazeli okuyacak seri sonunda:
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm
Bulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli'de
Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm
Huzur-ı gûşe-yi meyhaneyi ben görmedim gitti
Ne meclisler ne sahbâlar ne işrethaneler gördüm
Cihan namındaki bir maktel-i âma yolum düştü
Hükümet derler anda bir nice salhaneler gördüm
Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin
Bu işretgehte ben çok durmadım ammâ neler gördüm
Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm
Bulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli'de
Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm
Huzur-ı gûşe-yi meyhaneyi ben görmedim gitti
Ne meclisler ne sahbâlar ne işrethaneler gördüm
Cihan namındaki bir maktel-i âma yolum düştü
Hükümet derler anda bir nice salhaneler gördüm
Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin
Bu işretgehte ben çok durmadım ammâ neler gördüm
Amcamız moonwalk ile dışarıya çıkıyor. Billy Jean is not my lover. Because I have fallen into Luffy. Na-na-na.
Derken yoktan var olan bir Raizo var. Raizo başkan kelepçelerin anahtarlarını bulmuş lakin deniztaşından bir kutunun içinde olduğu ve yüksek güvenlikle korunduğu için Luffy'lerin biraz daha beklemesi gerekiyor. bizimkiler zaten hâllerinden memnunlar gerçi.
Kehihi hâlâ 210 milyon ödüle sahip. Forumda da bahsi geçen bir konunun üzerine açıklama geliyor Kehihi'den. Bu adam o kıyafetle nasıl çalışacak ki zaten? Rahatsız herif. Neyse. Deniztaşlarından yapılma kelepçeler zayıflatılmış. Buna rağmen Kehihi güçsüzlüğünü koruyor ve Luffy'lerden çok daha önce hapse atıldığını biliyoruz. Gerçi kendisi de dile getiriyor.
Luffy Kehihi'yi tanıdı, adını söyledi. Maşallah. Bu çocuğa kairoseki kelepçeleri deyince aklı başına mı geldi? Demek ki Luffy, meyvesi yüzünden gevşek düşünüyormuş. Vay be. Her şey aydınlandı.
Luffy, Kid'den "spiky-guy" diye bahsetmeye devam ediyor.
Yar saçların spiky spiky...
Caribou Kid'in saldığı namın pek de iyi olmadığından bahsediyor. Söylentilere göre Kid, kolunu BM'nin astlarından birine kaybetmiş. Ardından da geri vites spiky. Ancak Kid kafa göz dalıp gerçekleri anlatmaya geçiyor. BM'nin peşine düşmemiş. Burada ikiye ayrılacağız. Jaiminis ve MS farklı çevirmişler. Jaiminis'e göre BM'nin şeker komutanlarından biri Kid'in adamını yaralamış ve Kid de buna karşılık vermiş. MS'ye göre Kid şeker komutanlardan birini yaralamış ve peşinde olduğu şeyi çaldıktan sonra da gitmiş. Her iki çevirinin de ortak olduğu nokta ise Kid'in kolunu Kızıl Saç Korsanlarına karşı kaybettiği.
Derken Jaiminis düzeltmiş. Yani, Kid tatlı komutanlarından birini yaralamış ve istediği şeyi almış. Kimden almış olabilir? Dahası, ne almış olabilir? Ne almış, onu bilmem ama bana kalırsa Cracker'in ordu askerlerinden biriyle kapışmış ve pekmezini, pardon reçelini akıtmış ve yaraladığını sanmış olabilir. Cracker Kid yüzümü gördü falan demedi. Snack zaten Urouge tarafından yenilmiş, öyle söylendi. Smoothie'nin üzerinde bir yara hatırlamıyorum ve Katakuri... Zaten. :/
Snack'i yaralamış olabilir. Bu sayede Urouge'nin de indirmesi kolaylaşmıştır. Bilemeyiz. Cracker'in posterinde dahi bisküvi askeri olması ve gerçek yüzünde olan yara ile posterdeki yaranın aynı olması da bana yukarıda bahsettiğim senaryonun işlemiş olabileceğini gösteriyor. Olur da Kid, Cracker'in gözünü şirinlemiş diyen olursa diye açıklayayım dedim.
Son olarak da 5. bir komutan vardı da onu mu yaraladı diye düşünecek olan olursa böyle bir bilginin WCI'da verilmiş olması gerektiğini de göz ardı etmeyin derim. Daifuku'nun eski bir şeker komutanı olduğuna dair teoriler de vardı zira.
Kid, Kaido'yu indirip şöhret kazanma peşindeymiş. Bence burada bizim oğlanın burnu biraz daha öne çıkıyor zira şan, şöhret peşinde koşmak bana göre "havalı" bir şey değil. Kendini kanıtlamaya çalışıyor demek. Kime karşı? Ben bilmem.
Komurasaki'nin giydiği ayakkabılara internetten baktım. Daha doğrusu meslek grubunun ve böyle şeyler gördüm. Oda biraz yorum katmış ya da biraz daha eskilere bakmak gerek. Neyse.
Oda'nın hâlâ arkaplanı şehrin manzaralarıyla doldurmaya devam etmesi de takdire şayan.
Komurasaki'ye sulananlar da nedense yaşlı tayfa şeklinde gösterilmiş. Bizlere aktarılan ise Bingou adında bir emice. Geçmişteki amcayla günümüzdeki amcalardan biri aynı adam zaten. Kadın evrağa dökelim dese de adam gerekmez, nasıl bir adam sevdiği kadından şüphe duyar falan diyor. Sanji'nin geleceği yemin ediyorum.
Bu sırada... Uzaylılar aramızda...
Kadının çizim şekli, bölümün devamını görmemize gerek kalmadan "kötülük" ediyormuş gibi. Hoş ben kötü bir şey yaptığını düşünmüyorum. Müstahak! Adam çoluğunu çocuğunu, evini barkını satmış. Kendi sağlığından vazgeçmiş ve bana kalırsa "insanlığını yitirmiş."
Bina mı insan sureti mi bilemedim.
Bu arada insanları da görebilirsiniz.
İçeriden Kyoshiro çıkıyor. Hele hele. Fingirdeşmeyin lem. Hınzırlar. Bence Komurasaki bu sapık arkadaşlardan topladıkları paralarla Kyoshiro'nun da aracılığıyla ülkeyi kurtarmak için kaynak sağlıyor. Zaten çoluğunu çocuğunu satan kart zamparalara "kötülük" ediyor olması da onu kötü biri yapmaz.
Burada iki yere dikkat çekeyim. Birincisi önündeki adama peçete aracılığıyla dokunuyor. İkincisi üzerinde bir tavuskuşu var. Bizimkiler turnaydı gerçi ama olsun.
Bizim velet gülmeye devam ediyor, insanlar tepki veriyor vesaire.
Parası olmayanları başkentten atıyorlarmış. Bunları da sürgün ettiler. Az bile gerçi. Başkentin dışında yaşayanlara da insan gözüyle bakmıyorlarmış. "Artık". :/ Orochi efendi tam bir para düşkünü, yüzeysel bir andaval çıkacak belli ki.
Fakirleri hakir görüyormuş. Bana bunlar hep rolmüş gibi geliyor valla. :/
Sahne Kuri'ye geri dönüyor. Komurasaki'nin üzerine Tama ve Momo, Hiyori'den bahsediyor. Oda "Aha işte kardeşi de bu kadın. Gözünüze girsin." mi diyor yani? Muhtemelen bu hususta da beklentileri ters köşeye yollayabilir.
Bu arada Oda hemen hemen aynı çizmiş diyebiliriz:
Momo, Tama'nın ona davranış şeklini boş veriyor, ilginç. Yaşaması hâlinde şu an 26 yaşında olur diyor. Annesinin ölümüne dair bir şeyler çıtlamışlar ama kardeşinden haber yok. Tama artık tamamen konu dışı muhtemelen ancak Oda'nın işi belli olmaz. Hâlâ Tama olma ihtimali var. Belki de gerçekten Hiyori'yi ark sonunda görürüz, kim bilir?
Komurasaki'nin gerçek hayattaki karşılığı olan kişiden daha önce bahsetmiştim. Gompachi, yani sevdiği ve onu seven adam fakir olduğu için para toplamak için ortalığı kırıp geçirdikten sonra hırsızlık yaparken yakalanıp idam ediliyordu. Kadın da kendisini satın alan/serbest bırakan kişiyle kalmaktansa onun mezarının başına gidip intihar ediyordu. Bu noktada Oda ne şekilde bir yol çizecek, karakteri hangi yönden, nasıl ele almak isteyecek bunu bilemeyiz. Ancak her zamanki gibi senaryoyu istediği yöne çekebileceği şekilde anlatmaya devam ediyor. Bence bu sağlam bir başarı ve kolay bir şey değil. Gerçi arkadaş alışmış.
Haftaya SJ ara verdiği için bölüm olmayacak. Aynısı üç hafta sonrası için de geçerli. Yani diğer bölümler 4 Ocak ve 18 Ocak'ta gelecek muhtemelen. Sonra eski düzene geçiş yaparız.
Orta seviye bölüm olmuş. Şimdi reklamlar.
Geç gelen edit: Oda Komurasaki'ye dair bir ipucuyu 26. logda vermişti:
Soru: Hangi karakterlerin tasarımlarını yapmak zordu?
Oda: Hancock ve Shirahoshi. One Piece'in uzun bir seri olduğu dikkate alındığında sevdiğim kadın yüzü sayısı sınırlı olduğu için güzel kadın tasarlamak beni gerçekten sıkıntıya sokuyor. İstediğim kadar erkek karakterler tasarlayabilirim. Amazon Lily'deki gibi çeşitli kadın karakter tipleri çizebilirim ama güzel kadın söz konusu olunca işler farklı oluyor.
Hancock görünmeden önce detaylı tasarımlarını açıkca belirtmediğim halde Hancock inanılmaz güzel diyerek takipçilerimi heyecanlandırdım. Bu, Hancock gerçekten mangada göründüğünde takipçilerimi onun güzel olduğuna ikna etmek zorunda olduğum anlamına geliyor. Dünyanın en güzel kadını ne tür bir yüze sahip olurdu konusuna çözüm bulmayı başardım. Hancock'un popüler bir karakter haline geldiğini görünce de rahatlamıştım.
Gel gör ki düşüncesiz bir şekilde Deniz Kızı Prensesi'nin, Hancock kadar güzel olduğunu belirterek takipçilerimi yine heyecanlandırdım. Hancock kadar güzel bir kadın karakter daha ha!? Aslında gelecekteki potansiyelimi bekleyebilen türde bir insanım. Daha sonra Shirahoshi adında güzel bir karakter tasarladım. 10 yıldan fazladır serileştirilmem süresince kaşları aşağı doğru eğimli olan ilk kadındı. Kaşları sanki başı beladaymış gibi görünüyordu. İradeli kadınları sevdiğimden Shirahoshi gibi bir kadın çizmemiştim. "Beklenenden daha hoş görünüyor" diyerek Shirahoshi'nin çizim sürecinden zevk aldım.
Öyleyse, gelecekte "orada" güzel bir kadının görünmesini sağlamam gerekir.
Not: Oda yeni bir karakterden mi yoksa var olan birinden mi bahsediyor emin değiliz.
Bu hafta pek iyi bir analiz çıkartamayabilirim. Kusura bakmayın. Ellerim soğuktan çatladı ve titriyor bile. Bulduğum bilgisayar da beni yavaşlatıyor.
Dergi kapağında karakterler hayallerini yazmışlar. Luffy'de et yazıyor.
Renkli kapakta Franky'nin gözünde kara bir yılan sembolü var. General Franky vs. Shogun Orochi? Zoro'nun saçları Atamayama Hırsızları gibi. Bir şekilde Ashura ile kaderleri buluşur belki. Elinde orak ve zincir var. Samuraylardan biri olan Kamazou akla geliyor. Franky'nin saçı da Zoro gibi gerçi.Nami ve Robin'in Wano işlemeleri olan silahlarını ve anlamsız uzun bacaklarını da ardımızda bırakalım. Usopp Raizo gibi ninjalık peşinde. Bu ark öğreneceği tekniklerle birlikte devlere hava basar belki. Sanji shuriken fırlatırken Luffy d bir tür teknik peşinde. Luffy'nin gözü kapalı. Demek ki Zoro ile münakaşaya girec... Yapmayın gençler. Brook ve Chopper üzerine pek fazla bir şey denilemez. Usopp'un kılıcı hâlâ üzerinde, ne güzel. Son olarak, Luffy'nin saçları niye öyle acep? UYANIŞ GELİYOR.
Bölüm adı doğrudan Shogun Orochi Kurozumi'ye atfedilmiş. İnce Buz, Kara Kömür isimli film sebebiyle Orochi'yi Brook'a yamayalım mı ne dersiniz?
Başkent sakin... Değil. Arka planda şehrin eşsiz manzarası tüm zerafetiyle dururken Franky ve patronu tartışıyorlar. Patron Franky'e kurtizan sebebiyle işi aksatması üzerinden hayıflanırken aynı zamanda on adam kadar iş yaptığını söyleyerek övüyor. Bu arada Patron Minatomo reyiz Kaido'nun malikanesini de yapan kişi olarak efsanevi marangozların lideri olarak kendine yer edinmiş. Franky'nin peşinde olduğu taslakları ise on yıl önce satmış. Şimdi bunları bir kenara bırakıp arkaya bakalım ve şu şapkayı görelim:
Bu şapkayı daha önce nerede görmüştük? Kim bilir 20 yıl önceki geçmişte gizemli duran efendi bu efendidir. Boyu da kısa neticede.
Her neyse. Patron bir önceki sayfada Franky'nin yaptığı ifadeye benzer bir surat yapsa da Franky celalleniyor. Sonra da küsküyü yiyor tabii.
Bu ahali daima kavga hâlindeymiş zaten. Bana biraz Baratie'yi anımsatmadı değil.
Bu arada şu arkadaşın elindeki meret ve kendisi falan tam bir Japon.
Franky kovuluyor ve soluğu yine nevi şahsına münhasır bir çizim tarzına sahip olan Kanjuro'nun yanında alıyor Kanjuro rahatsızı çizdiği balıkları satmaya çalışıyor.
Franky bir yandan Kanjuro'nun fazla dikkat çektiğinden dem vurarken diğer yandan hedefinden ne kadar uzakta olduğundan bahsetmek üzereyken arka plandan da maymun geçiyor.
Franky taslak peşinde koşarken rehinci Tamagoro isimli birine sattığını söylüyor. Bu adam "longhouses" denilen bir yerde yaşıyormuş. Ne bu longhouses? Adı üstünde uzun evler. Tarihte rastladığımız şu gibi örnekler var:
Oda Franky üzerinden konuyu anlatmaya devam ederken Wano'ya dair demeçler de sunmuyor değil. Misal:
Taslaklar Koubee'ye, oradan da geyşa Kisegawa'ya geçmiş. Koubee belki Kobe'ye ithafendir. Kisegawa ise tarihte bir kurtizanın ismi sanırım. Ardından Franky Tokijiro'ya gidiyor. Toki bildiğiniz üzere zaman. Jiro ise "Taro" gibi bir ek. Aynı zamanda ikinci oğul anlamına geliyor.
Tokijiro doğrudan deveye vermiş? Yok yok. Camel isimli birine vermiş. Belki deve zoanı vardır. Yapay da olabilir. En nihayetinde Camel'den de kendisini tamamen gizlemiş olan birinin çaldığını öğreniyoruz. Bu kişi Kuri'denmiş. Bizim samuraylardan biri olabilir. Her yerine kapamışsa ninja da olabilir. Belki gece dolaşan delimizdir.
Franky bu noktada pes ediyor ve terk edilmiş bir Kuri köyünde olan Kine'mon'a bilgiyi veriyor. Bu esnada arkada koala ve bir başka hayvanımsı karakter görüyoruz. En arka taraf ise meçhul.
Kin'emon taslakları kimin alabileceğine dair bir tahmine sahip. Bu noktada oklar yine üç samuraydan birini gösteriyor sanki. Yani yine "witching hour boy" iş başında olabilir, az evvel dediğim gibi.
Devamında da arkada tanıdık simalar var ama ben daha ilgi çekici olanları göstereyim:
Biri zürafa, diğeri de yine ayı olabilir.
Burada kılıç ve yiyecek çalmışlar ve suçu da Shutenmaru'ya atıyorlar. Böylelikle davalarına onu da dahil etmek istiyorlar. Kendi doğrudan katılmayacak olsa dahi düşman birliklerine zarar vermiş olur hiç yoktan.
Kibi yıkıntılarında Zoro ve Taiko davullarını taşıyan Yasu'yu görüyoruz. Taiko, geleneksel Japon savaş davullarına deniyor.
Kodo isimli bir grup tarafından çalınan bir Taiko davulu. Üzerinde Enel'in sembolü var. Enel confirmed.
Tek dişi gitmiş canavar Yaso ufaktan Zoro'ya yürüyor sanki. Bir yandan da başkasının boğazını düşünmenin zorluğundan bahsediyor. Oda Wano'da yaşamanın zorluğuna dair emareleri tavuk yemi atar gibi serpiştiriyor adeta.
Top Kek'in Nasu'su varsa Wano'nun da Yasu'su var evelallah. Avanak herif Zoro'nun eşinden giderse işler yolunda gider sanıyor. Puantiyeli eşarbını yesinler senin. Saçına da selam olsun. Zoro'yu da beslemiş arkadaş bedavaya. Yakışır.
Zoro kumar oynamış sanırım. Üstelik kazanmış da. Yasu da beş parasızken Zoro ile vaktinde karşılaşmış tam. Tüm kumarbazları da def etmiş ve Yasu'yu korumuş. Yakışır. Ve öğreniyoruz ki Zoro, Kyoshiro klanının astları olan yakuzalarını pataklamış. Bizimkiler de sürekli Kyoshiro'ya çatıyor.
İyo diye bağırıp duruyor bir de. Bu da geleneksel bir şey olabilir. Belki davul çalarken falan çıkartıyorlardır bu sesleri.
Zoro içiyor. Yasu şarkı peşinde. Sırtında da bir şey gözüküyor, bir aletin parçasıdır belki.
Zoro yıkıntıları aşmış ve neredeyse başkente gelmiş. Ama oradan önce Kasu, pardon Yasu'nun memleketi var. Burasının adı Hamlet'miş, sebebini ise oraya varınca görecekmişiz. Kuru kafayla ilgili bir şeydir belki.
Orochi Dof'un CP0'a olan aracılığından ve CP0'ın korsanlarla savaşıp onlardan silah almasından bahsediyor. Bu esnada yeni bir CP0 ajanı görüyoruz. Diğer ikisini ise Dressrosa'da görmüştük. Dof'un yokluğuyla CP0 artık doğrudan Orochi'ye geliyor ve panik hâlinde oldukları için de Orochi istediğini yapabilir. En azından o öyle düşünüyor. Bu arada 3. arkadaş maskesini eliyle tutuyor. İki eliyle hatta.
Orochi'ler geçmişte savaş gemilerini almışlar. Şimdi ise Vegapunk'ın peşindeler. Bunun imkânsız olduğunu söyleyen değil ama diğer CP0 ajanı vuruluyor. Ama anlaşılan bir şey olmuyor. Tekkai olabilir ama başka bir şey de olabilir. Bakıp göreceğiz. Orochi'nin artık dünya umurunda değil. Ne kutsal ejderler ne de denizciler artık bir tehdit. Alayı gelse bu ülkeyi deviremez zira Orochi'nin ardında babalar gibi Kaido reyiz var.
Karşısında 3 kişi var diye midir bilmem ama Orochi üç kafasını çıkarmış. Yalnızca bir tanesinin saçı orijinal hâlindeki gibi olduğuna göre orijinal kafası da var.
Orochi'nin bir tarafları acayip kalkmış belli ki. Klasik bir zenginlik resitali veriliyor iki sayfa boyunca. Her şey toplanmış. Sığ bir erkeğin isteyeceği ilk iki şey burada. Yemek ve kadınlar.
Ateş Festivali haftayaymış. Bu da açılış savaşı olsun diyor. Kendisinin doğrudan CP0'ya saldırmasını kastediyor herhâlde. Ancak bu geçen hafta dile getirildiği üzere bir turnuvanın işareti olabilir. Hatta pek çok turnuva da olabilir bu: Samuray, ninja, sumo vs. Zoro buradan Wano'nun en iyi samurayı olarak çıksa o, ona yeter misal.
Kyoshiro'ya bah ya. Yine bir şey peşinde gibi duruyor. O değil de aşağıdaki Apoo mu?
O ne lem. Guş mu?
Bu arada cidden kuru kafa sebebiyle Hamlet deniliyor olabilir. Kıtlık sebebiyle falan yani.
Bu sekansın sonunda fabrikaları görüyoruz. Bir tarafta zenginlik, diğer tarafta perişanlık. Güzel resmediyor Oda efendi. Bir taraf şaşalı, diğer taraf silik ve sönük. Hepsi hesaplanmış hareketler.
Son sayfada Sanji'yi Law ile birlikte görüyoruz. Law Sanji'ye git diyor, Sanji fark etmez dalar geçeriz diyor. Law ise bunlar bizi tanıyor diyor. Diyor diyor diyor. "Flying Fighters" gelmiş. Hele hele. En güçlü altı Headliner'ın ikisi olan Drake ve Pageone burada. Sanji Drake ismini anımsıyor.
Drake allosaurus, Page One ise spinosaurus türü. Her ikisi de "Dragon" meyvesinin alt modelleri. İlginç. Ayrıca ikisi de antik, doğal olarak.
Belli ki Page One'ın tek tarafında saç var. Hawkins Drake için görevden daha önemli bir şey olduğunu dile getiriyor. O da avın kendisi. Gerçi çeviri muallak. Hâlihazırda birinin mi peşinde yoksa birilerini yiyecek olmak onun için görevin kendisinden daha mı mühim? Zira etçil bir dinozor. Neysem. Page One ise klasik vurdulu kırdılı bir karakter gibi.
Hawkins ise belli ki Law için gelmiş.
-saurus eki, saur'dan geliyor ve nesli tükenmiş sürüngenleri kapsıyor. Özellikle de Archosauria sınıfını sanırım. Allosaurus Kuzey Amerika'nın bilinen en büyük etobur dinozoruymuş. Spinosarus ise kimilerine göre T-Rex'ten daha korkutucu. Dikkate çarpan özelliklerinden biri de omurgasında çıkan ayırt edici çıkıntılar. Page One belki kambur bir karakter çıkabilir. Bu çıkıntı yelkenvari. Ayrıca bilinen en büyük etçil dinozor kendisi.
Allosaurus'un ise balta vuruşu şeklinde bir üst çene ısırık saldırısı varmış. Alt ve üst çenesinin ısırmasıyla uyguladığı basınç bir aslandan zayıf olsa da bu vuruş o zayıflığını kapatıyormuş.
Niye Flying Fighters acep? Neticede bu kisi uçamaz. Belki 6'sı da ejder meyvesinin bir modeline sahiptir.
Çeviri biraz değişikti. En iyisi Viz ile analiz yapmak ama eh. Elden ne gelir? Harf hataları, eksikleri için de kusura bakmayın. Ben yoruldum hayat, gözümden mutlaka bir şeyler kaçmıştır. Gerisi sizde.
Dergi kapağında karakterler hayallerini yazmışlar. Luffy'de et yazıyor.
Renkli kapakta Franky'nin gözünde kara bir yılan sembolü var. General Franky vs. Shogun Orochi? Zoro'nun saçları Atamayama Hırsızları gibi. Bir şekilde Ashura ile kaderleri buluşur belki. Elinde orak ve zincir var. Samuraylardan biri olan Kamazou akla geliyor. Franky'nin saçı da Zoro gibi gerçi.Nami ve Robin'in Wano işlemeleri olan silahlarını ve anlamsız uzun bacaklarını da ardımızda bırakalım. Usopp Raizo gibi ninjalık peşinde. Bu ark öğreneceği tekniklerle birlikte devlere hava basar belki. Sanji shuriken fırlatırken Luffy d bir tür teknik peşinde. Luffy'nin gözü kapalı. Demek ki Zoro ile münakaşaya girec... Yapmayın gençler. Brook ve Chopper üzerine pek fazla bir şey denilemez. Usopp'un kılıcı hâlâ üzerinde, ne güzel. Son olarak, Luffy'nin saçları niye öyle acep? UYANIŞ GELİYOR.
Bölüm adı doğrudan Shogun Orochi Kurozumi'ye atfedilmiş. İnce Buz, Kara Kömür isimli film sebebiyle Orochi'yi Brook'a yamayalım mı ne dersiniz?
Başkent sakin... Değil. Arka planda şehrin eşsiz manzarası tüm zerafetiyle dururken Franky ve patronu tartışıyorlar. Patron Franky'e kurtizan sebebiyle işi aksatması üzerinden hayıflanırken aynı zamanda on adam kadar iş yaptığını söyleyerek övüyor. Bu arada Patron Minatomo reyiz Kaido'nun malikanesini de yapan kişi olarak efsanevi marangozların lideri olarak kendine yer edinmiş. Franky'nin peşinde olduğu taslakları ise on yıl önce satmış. Şimdi bunları bir kenara bırakıp arkaya bakalım ve şu şapkayı görelim:
Bu şapkayı daha önce nerede görmüştük? Kim bilir 20 yıl önceki geçmişte gizemli duran efendi bu efendidir. Boyu da kısa neticede.
Her neyse. Patron bir önceki sayfada Franky'nin yaptığı ifadeye benzer bir surat yapsa da Franky celalleniyor. Sonra da küsküyü yiyor tabii.
Bu ahali daima kavga hâlindeymiş zaten. Bana biraz Baratie'yi anımsatmadı değil.
Bu arada şu arkadaşın elindeki meret ve kendisi falan tam bir Japon.
Franky kovuluyor ve soluğu yine nevi şahsına münhasır bir çizim tarzına sahip olan Kanjuro'nun yanında alıyor Kanjuro rahatsızı çizdiği balıkları satmaya çalışıyor.
Franky bir yandan Kanjuro'nun fazla dikkat çektiğinden dem vurarken diğer yandan hedefinden ne kadar uzakta olduğundan bahsetmek üzereyken arka plandan da maymun geçiyor.
Franky taslak peşinde koşarken rehinci Tamagoro isimli birine sattığını söylüyor. Bu adam "longhouses" denilen bir yerde yaşıyormuş. Ne bu longhouses? Adı üstünde uzun evler. Tarihte rastladığımız şu gibi örnekler var:
Oda Franky üzerinden konuyu anlatmaya devam ederken Wano'ya dair demeçler de sunmuyor değil. Misal:
Taslaklar Koubee'ye, oradan da geyşa Kisegawa'ya geçmiş. Koubee belki Kobe'ye ithafendir. Kisegawa ise tarihte bir kurtizanın ismi sanırım. Ardından Franky Tokijiro'ya gidiyor. Toki bildiğiniz üzere zaman. Jiro ise "Taro" gibi bir ek. Aynı zamanda ikinci oğul anlamına geliyor.
Tokijiro doğrudan deveye vermiş? Yok yok. Camel isimli birine vermiş. Belki deve zoanı vardır. Yapay da olabilir. En nihayetinde Camel'den de kendisini tamamen gizlemiş olan birinin çaldığını öğreniyoruz. Bu kişi Kuri'denmiş. Bizim samuraylardan biri olabilir. Her yerine kapamışsa ninja da olabilir. Belki gece dolaşan delimizdir.
Franky bu noktada pes ediyor ve terk edilmiş bir Kuri köyünde olan Kine'mon'a bilgiyi veriyor. Bu esnada arkada koala ve bir başka hayvanımsı karakter görüyoruz. En arka taraf ise meçhul.
Kin'emon taslakları kimin alabileceğine dair bir tahmine sahip. Bu noktada oklar yine üç samuraydan birini gösteriyor sanki. Yani yine "witching hour boy" iş başında olabilir, az evvel dediğim gibi.
Devamında da arkada tanıdık simalar var ama ben daha ilgi çekici olanları göstereyim:
Biri zürafa, diğeri de yine ayı olabilir.
Burada kılıç ve yiyecek çalmışlar ve suçu da Shutenmaru'ya atıyorlar. Böylelikle davalarına onu da dahil etmek istiyorlar. Kendi doğrudan katılmayacak olsa dahi düşman birliklerine zarar vermiş olur hiç yoktan.
Kibi yıkıntılarında Zoro ve Taiko davullarını taşıyan Yasu'yu görüyoruz. Taiko, geleneksel Japon savaş davullarına deniyor.
Kodo isimli bir grup tarafından çalınan bir Taiko davulu. Üzerinde Enel'in sembolü var. Enel confirmed.
Tek dişi gitmiş canavar Yaso ufaktan Zoro'ya yürüyor sanki. Bir yandan da başkasının boğazını düşünmenin zorluğundan bahsediyor. Oda Wano'da yaşamanın zorluğuna dair emareleri tavuk yemi atar gibi serpiştiriyor adeta.
Top Kek'in Nasu'su varsa Wano'nun da Yasu'su var evelallah. Avanak herif Zoro'nun eşinden giderse işler yolunda gider sanıyor. Puantiyeli eşarbını yesinler senin. Saçına da selam olsun. Zoro'yu da beslemiş arkadaş bedavaya. Yakışır.
Zoro kumar oynamış sanırım. Üstelik kazanmış da. Yasu da beş parasızken Zoro ile vaktinde karşılaşmış tam. Tüm kumarbazları da def etmiş ve Yasu'yu korumuş. Yakışır. Ve öğreniyoruz ki Zoro, Kyoshiro klanının astları olan yakuzalarını pataklamış. Bizimkiler de sürekli Kyoshiro'ya çatıyor.
İyo diye bağırıp duruyor bir de. Bu da geleneksel bir şey olabilir. Belki davul çalarken falan çıkartıyorlardır bu sesleri.
Zoro içiyor. Yasu şarkı peşinde. Sırtında da bir şey gözüküyor, bir aletin parçasıdır belki.
Zoro yıkıntıları aşmış ve neredeyse başkente gelmiş. Ama oradan önce Kasu, pardon Yasu'nun memleketi var. Burasının adı Hamlet'miş, sebebini ise oraya varınca görecekmişiz. Kuru kafayla ilgili bir şeydir belki.
Orochi Dof'un CP0'a olan aracılığından ve CP0'ın korsanlarla savaşıp onlardan silah almasından bahsediyor. Bu esnada yeni bir CP0 ajanı görüyoruz. Diğer ikisini ise Dressrosa'da görmüştük. Dof'un yokluğuyla CP0 artık doğrudan Orochi'ye geliyor ve panik hâlinde oldukları için de Orochi istediğini yapabilir. En azından o öyle düşünüyor. Bu arada 3. arkadaş maskesini eliyle tutuyor. İki eliyle hatta.
Orochi'ler geçmişte savaş gemilerini almışlar. Şimdi ise Vegapunk'ın peşindeler. Bunun imkânsız olduğunu söyleyen değil ama diğer CP0 ajanı vuruluyor. Ama anlaşılan bir şey olmuyor. Tekkai olabilir ama başka bir şey de olabilir. Bakıp göreceğiz. Orochi'nin artık dünya umurunda değil. Ne kutsal ejderler ne de denizciler artık bir tehdit. Alayı gelse bu ülkeyi deviremez zira Orochi'nin ardında babalar gibi Kaido reyiz var.
Karşısında 3 kişi var diye midir bilmem ama Orochi üç kafasını çıkarmış. Yalnızca bir tanesinin saçı orijinal hâlindeki gibi olduğuna göre orijinal kafası da var.
Orochi'nin bir tarafları acayip kalkmış belli ki. Klasik bir zenginlik resitali veriliyor iki sayfa boyunca. Her şey toplanmış. Sığ bir erkeğin isteyeceği ilk iki şey burada. Yemek ve kadınlar.
Ateş Festivali haftayaymış. Bu da açılış savaşı olsun diyor. Kendisinin doğrudan CP0'ya saldırmasını kastediyor herhâlde. Ancak bu geçen hafta dile getirildiği üzere bir turnuvanın işareti olabilir. Hatta pek çok turnuva da olabilir bu: Samuray, ninja, sumo vs. Zoro buradan Wano'nun en iyi samurayı olarak çıksa o, ona yeter misal.
Kyoshiro'ya bah ya. Yine bir şey peşinde gibi duruyor. O değil de aşağıdaki Apoo mu?
O ne lem. Guş mu?
Bu arada cidden kuru kafa sebebiyle Hamlet deniliyor olabilir. Kıtlık sebebiyle falan yani.
Bu sekansın sonunda fabrikaları görüyoruz. Bir tarafta zenginlik, diğer tarafta perişanlık. Güzel resmediyor Oda efendi. Bir taraf şaşalı, diğer taraf silik ve sönük. Hepsi hesaplanmış hareketler.
Son sayfada Sanji'yi Law ile birlikte görüyoruz. Law Sanji'ye git diyor, Sanji fark etmez dalar geçeriz diyor. Law ise bunlar bizi tanıyor diyor. Diyor diyor diyor. "Flying Fighters" gelmiş. Hele hele. En güçlü altı Headliner'ın ikisi olan Drake ve Pageone burada. Sanji Drake ismini anımsıyor.
Drake allosaurus, Page One ise spinosaurus türü. Her ikisi de "Dragon" meyvesinin alt modelleri. İlginç. Ayrıca ikisi de antik, doğal olarak.
Belli ki Page One'ın tek tarafında saç var. Hawkins Drake için görevden daha önemli bir şey olduğunu dile getiriyor. O da avın kendisi. Gerçi çeviri muallak. Hâlihazırda birinin mi peşinde yoksa birilerini yiyecek olmak onun için görevin kendisinden daha mı mühim? Zira etçil bir dinozor. Neysem. Page One ise klasik vurdulu kırdılı bir karakter gibi.
Hawkins ise belli ki Law için gelmiş.
-saurus eki, saur'dan geliyor ve nesli tükenmiş sürüngenleri kapsıyor. Özellikle de Archosauria sınıfını sanırım. Allosaurus Kuzey Amerika'nın bilinen en büyük etobur dinozoruymuş. Spinosarus ise kimilerine göre T-Rex'ten daha korkutucu. Dikkate çarpan özelliklerinden biri de omurgasında çıkan ayırt edici çıkıntılar. Page One belki kambur bir karakter çıkabilir. Bu çıkıntı yelkenvari. Ayrıca bilinen en büyük etçil dinozor kendisi.
Allosaurus'un ise balta vuruşu şeklinde bir üst çene ısırık saldırısı varmış. Alt ve üst çenesinin ısırmasıyla uyguladığı basınç bir aslandan zayıf olsa da bu vuruş o zayıflığını kapatıyormuş.
Niye Flying Fighters acep? Neticede bu kisi uçamaz. Belki 6'sı da ejder meyvesinin bir modeline sahiptir.
Çeviri biraz değişikti. En iyisi Viz ile analiz yapmak ama eh. Elden ne gelir? Harf hataları, eksikleri için de kusura bakmayın. Ben yoruldum hayat, gözümden mutlaka bir şeyler kaçmıştır. Gerisi sizde.
Kapakta Urouge ve Cracker'in birbiriyle kapıştığını görüyoruz lakin Cracker önde gidiyor. Urouge'nin Snack'i devirmesinin ardından Cracker'a yenildiğine dair bir resmetme şekli olabilir. Yalnız Cracker biraz hileye başvuruyor olacak ki Urouge'nin yunusuna kraker fırlatarak onu yoldan çıkartıyor. İsteği yapan kişi özellikle belirtmediği için yarışı ne şekilde çizeceği Oda'nın hayal gücüne kalmış ve Oda bu şu şekilde çizmiş. Cracker'in orijinal formunda olması da dikkate çarpmıyor değil tabii.
Oda'nın Ebisu Town'ı anlatış şekli nedense tiyatro sanatında da kullandıkları bir şeymiş gibi geldi. Bu noktada arka planda gördüğümüz başkentin yanında önceki bölümlerden göstermiş olduğum devasa dağı da aynı şekilde görebiliyoruz. Bu yerde gülmeyen tek bir kişi dahi yok gibi gözüküyor. Yasu bir tarafından uydurduğu bilgiyi ortaya saçmış. Sadece insanların gülme yeteneği varmış. Oda ne cahil adamsın lan. Bari iki dakika internete girip bakaydın şunu yazmadan.
Neyse. Bir sonraki sayfaya geçmeden önce şunu salayım ortalığa:
Epey küçük bir yere çizmiş ama bizden kaçmaz. Bunun yanındaki adamın da sanki kılıcı var ama ne önemi var onu bilmiyorum.
Yalnız kasabanın muhabbeti bu şekilde devam ediyorsa zamanla sıkılmıyorlar mı diye merak etmiyor değilim. Brook'un 7/24 aynı esprilerini yaptığını düşünün, şimdi bunu yüzle çarpın.
Bir süre sonra insanın böyle gülesi gelir en fazla. Yine de güzel bir yer. Tasarımını beğendim. Ne de olsa altında bir dram yatıyor.
Ancak Ebisu, Japon mitolojisinde balıkçılık ve şans tanrısı ve şöyle resmedilmiş, daha doğrusu heykelleştirilmiş:
Gülüyor anlayacağınız. Talihin 7 tanrısından biri olan Ebisu; su, su ürünleri, iş ve zenginlikle ilişikli bir arkadaş. Ayrıca Hint mitolojisinden etkilenmeyip tamamen Japon mitolojisine ait olan tek talih tanrısıymış. Bu da hayatlarını diğer artık kasabalara kıyasla gülerek geçirmeleriyle uyuşuyor. Bu arkadaşın da festivali varmış. Kim bilir, bir şekilde Kaido'nun festivaliyle de alakalı çıkar. Neyse, fazla kurcalamayayım. Aslında kurcalasam cidden bir şey çıkabilir gibi geliyor ama daha yazacağım çok şey var.
Witching-hour boy gelmiş buraya. Neden? Durun durun.
Ushimitsu'da ortaya çıkıyormuş bu arkadaşımız. Robin Hood'luğa devam ediyor. Şimdi Ushimitsu'ya bir bakalım. Jaiminis hâlihazırda kendileri bir açıklama yapmış bunun için, o yüzden oradan devam ediyorum:
Batıl inanca göre ruhların/hayaletlerin en çok aktif olduğu saat Ushimitsu saatiymiş. Pek çok film ve kitaba konu olmuş. En yakın çeviri de Witching Hour oluyormuş. Hayaletlerin/Şeytani güçlerin gücünün zirveye ulaştığı an bu saatlere dek geliyormuş. Ushimitsu gece 2.00 - 2.30 arasına denk gelirken Witching Hour gece 2.00 ve 4.00 arasına denk geliyor. Diğer yandan görselin alt kısmından kış ve yaz gündönümlerine göre Ushimitsu'nun saat kaça denk geldiğini görebilirsiniz.
Zoro taaa ilk bölümlerde yaptığı gibi adamlık yapıp, güvenmek için hiçbir gerekçesi olmamasına karşın suyu gömüyor ve insanları da mutlu ediyor.
OroJackson'da gözümden kaçan karakter var mı diye bakarken şunu buldum:
Zoro'nun üzerinde son gülen iyi güler yazıyormuş. Ebisu'ya geleceğine dair bir "önceden gösterme" olabilir lakin olmayadabilir. Söz konusu Oda olunca olabileceği de akıllara geliyor tabii. 944. bölüme de az kaldı.
Şimdilik Zoro'ya veda ediyor ve bir başka kısma geçiyoruz. Onigashima'ya!
Ancaaaaaaaaaak. Akıllara bir şey geliyor. Toko buralı mı? Buralıysa kime ne? Yohohoho.
Güneybatı denizinden gelen BM'lere karşı Kaido, muhtemelen King'e onları batırmasını söylüyor. BM'ler gemiye bağladıkları sazanlar vasıtasıyla ilerlemeye, şelaleyi tırmanmaya çalışıyorlar. Ancak burada ince bir nokta var. Kaido'nun adamı bunu yapmasını nereden bildiklerini merak ediyor. Bir diğeri ya da doğrudan kendi, şöyle bir cevap veriyor: BM'nin bilgi toplama... Ancak Kaido onu susturuyor. Ben buradan BM'nin daha önce Wano'ya geldiği anlamını çıkartıyorum. Bir de geçiştiriyor hergele. Ne oldu la? Utandın mı çen?
Adamlar hangi ara yerleştilerse topla ateş etmeye geçmişler. Luffy geldiğinde neredeydiniz?
Bu arada evet, BM'ler Luffy'nin takip ettiği yolu takip ediyorlar. Bkz:
Perospero, Smoothie, Daifuku, Flampe, Raisin, Poire, Mon't D'or, Galette, Baskarte, Effilée, Mobile, Tablet, Compote. Bir kişi daha var ama onu seçemedim, Zuccotto olabilir. Gelenler bunlar ve geminin kendisi, Queen Mama Chanter.
Kadın gelir gelmez Kaido'ya, Luffy'ye ve Zeus'a atar gider yapıyor. Aferin. Bekle 2 sayfa görürsün sana ne oluyor. Yalnız şu açıdan bakınca sanki BM'nin tepesinde hasır bir şapka var gibi duruyor. Demek ki neymiş: Sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner. Buyruğu altına girmesini istediğin Luffy'nin buyruğu altına girmek ne demekmiş göreceksin sen! ABiğ, bir hata ettik, ne olur yapma diyeceksin sen!
Kaido da amma yusuf yusuf çekti ya. Resmen itibar falan kalmadı gözümde. Püh rezil herif. Bir de soruyor ki veletlerini getirmiş diye. Bu adam çocuklarını görmek istiyor bence. Sorsan hem savaş hem de ölmek istiyor ama şu hâllere bak. Korsanlar âleminin yüz karası. :/
BM'ler tam tepeyi varıyor ki olan oluyor: Pteranodon King ortaya çıkıyor. Şimdi hikâye bir yana sizlerden bu arkadaşın suratına bakmanızı istiyorum. Kime benziyor? Gözlere bakın gözlere! Şimdi biraz Morgans'ın tipini hayal edin, bölümlerden anımsamasanız bile ben 1.254 defa attığım için hatırlarsınız. Hık demiş be kardeşim.
Dodo yumurtası, Pteranodon'u evcilleştirebilmek için gerekliymiş bu arada. Nerede geçiyor bu? Ark: Survival Evolved diye bir oyunda.
Bu absürt bilgiyi de ardımızda bıraktıktan sonra devam edelim. Pteranodon, pteron, yani kanat ve anodon, yani dişsiz kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşan bir kelime olup uçan sürüngenler arasında en büyük olma özelliğine sahipmiş. Kanat açıklığı 8 metreyi buluyormuş. Ancak ateş nereden geliyor bilmiyorum. Yine aynı oyunun Annunaki Genesis isimli bir modunda Pteranodon'un alevli hâli var. Oda bu kez yanlış yerden çalmış. Neyse artık. Bahsetmeme gerek yok ama King de Drake ve PageOne gibi dragon-dragon meyvesinin bir modeline sahipmiş.
BM'yi ise kafaya takmaya gerek yok zira:
BM Luffy ile aynı yerden çıkar. Anca izini takip edersin Luffy'nin. O senin daima bir adım önünde olacak. Korsanlıkta bile. Evet, Luffy KK olacak ve sen Roger gibi ölüp gideceksin!!!!!
Neyse geçelim diğer tarafa. Hava da kararmış. Hele hele.
Law, Franky, Usopp ve Sanji koşturuyorlar şehrin arka sokaklarında. Neyse ki olay yerine yakınlar. Law diyor ki yakalansanız dahi samuray ya da minklerden bahsetmeden, çeneniz kapalı bir şekilde geberin gidin. Usopp ve Law'ın konuşması üzerinden Law ve Luffy arasındaki farkı görüyoruz. Hayat felsefeleri farklı kardeş, ne yapalım? Reyize bakalım!
Kılık kıyafet değiştirdikten sonra dalma üzerine konuşuyorlar lakin Law oldukça temkinli. Hiçbir şekilde yaralanmak dahi istemiyor zira bu, son savaşta onları zayıflatacak. Ardından Usopp güzel trollüyor bizimkileri. Sizi güldürüyor mu bilmem ama reyiz gülümsüyor:
Page One Sanji'yi ararken meyve yemekten bahsediyor. Niye la? Hani sen T-Rex'in tahtını sallayan etçildin? Ne oluyoruz Oda efendi? Yine kendi kafasına göre takılıyor karakterleri konusunda. Takılsın tabii. Lafımız yok. Yalnız Page One gerçekten de meyve yemeye çalışıyor. Koskoca dinozorun karnı meyveyle doyana kadar akşam olur herhâlde.
Sanji de güya yemek israf etmiyor, yersen. Ulan adamın ağzındakileri niye saçtın yere? Bari yutaydı önce. Yalnız Sanji de iyi koydu he. Tabii etki ettiğini söyleyemeyiz. Bu esnada Drake ve Hawkins yolda olsa gerek ancak bu durum Law'ın işine gelmiyor. Sonuç itibarıyla Sanji Page One'ı mıhlamak istiyor ve bunu yaparken kendini ifşa etmemek için ailesinden aldığı teknolojik kıyafeti kullanacak. Editör diyeceğini demiş, ben bir şey demeyeyim.
Page One kadın çıksa keşke. Gerçekten döverse ve dayak yiyen karakter asıl formuna dönerse şenlik olur. Tabii konuşma şekline falan da bakmak lazım.
Page One'ın bir Japon kart oyunu olduğunu ve iki adet versiyonunun bulunduğunu da söyledikten sonra konuyu kapatayım.
Not: Haftaya bölüm yok.
Oda'nın Ebisu Town'ı anlatış şekli nedense tiyatro sanatında da kullandıkları bir şeymiş gibi geldi. Bu noktada arka planda gördüğümüz başkentin yanında önceki bölümlerden göstermiş olduğum devasa dağı da aynı şekilde görebiliyoruz. Bu yerde gülmeyen tek bir kişi dahi yok gibi gözüküyor. Yasu bir tarafından uydurduğu bilgiyi ortaya saçmış. Sadece insanların gülme yeteneği varmış. Oda ne cahil adamsın lan. Bari iki dakika internete girip bakaydın şunu yazmadan.
Neyse. Bir sonraki sayfaya geçmeden önce şunu salayım ortalığa:
Epey küçük bir yere çizmiş ama bizden kaçmaz. Bunun yanındaki adamın da sanki kılıcı var ama ne önemi var onu bilmiyorum.
Yalnız kasabanın muhabbeti bu şekilde devam ediyorsa zamanla sıkılmıyorlar mı diye merak etmiyor değilim. Brook'un 7/24 aynı esprilerini yaptığını düşünün, şimdi bunu yüzle çarpın.
Bir süre sonra insanın böyle gülesi gelir en fazla. Yine de güzel bir yer. Tasarımını beğendim. Ne de olsa altında bir dram yatıyor.
Ancak Ebisu, Japon mitolojisinde balıkçılık ve şans tanrısı ve şöyle resmedilmiş, daha doğrusu heykelleştirilmiş:
Gülüyor anlayacağınız. Talihin 7 tanrısından biri olan Ebisu; su, su ürünleri, iş ve zenginlikle ilişikli bir arkadaş. Ayrıca Hint mitolojisinden etkilenmeyip tamamen Japon mitolojisine ait olan tek talih tanrısıymış. Bu da hayatlarını diğer artık kasabalara kıyasla gülerek geçirmeleriyle uyuşuyor. Bu arkadaşın da festivali varmış. Kim bilir, bir şekilde Kaido'nun festivaliyle de alakalı çıkar. Neyse, fazla kurcalamayayım. Aslında kurcalasam cidden bir şey çıkabilir gibi geliyor ama daha yazacağım çok şey var.
Witching-hour boy gelmiş buraya. Neden? Durun durun.
Ushimitsu'da ortaya çıkıyormuş bu arkadaşımız. Robin Hood'luğa devam ediyor. Şimdi Ushimitsu'ya bir bakalım. Jaiminis hâlihazırda kendileri bir açıklama yapmış bunun için, o yüzden oradan devam ediyorum:
Batıl inanca göre ruhların/hayaletlerin en çok aktif olduğu saat Ushimitsu saatiymiş. Pek çok film ve kitaba konu olmuş. En yakın çeviri de Witching Hour oluyormuş. Hayaletlerin/Şeytani güçlerin gücünün zirveye ulaştığı an bu saatlere dek geliyormuş. Ushimitsu gece 2.00 - 2.30 arasına denk gelirken Witching Hour gece 2.00 ve 4.00 arasına denk geliyor. Diğer yandan görselin alt kısmından kış ve yaz gündönümlerine göre Ushimitsu'nun saat kaça denk geldiğini görebilirsiniz.
Zoro taaa ilk bölümlerde yaptığı gibi adamlık yapıp, güvenmek için hiçbir gerekçesi olmamasına karşın suyu gömüyor ve insanları da mutlu ediyor.
OroJackson'da gözümden kaçan karakter var mı diye bakarken şunu buldum:
Şimdilik Zoro'ya veda ediyor ve bir başka kısma geçiyoruz. Onigashima'ya!
Ancaaaaaaaaaak. Akıllara bir şey geliyor. Toko buralı mı? Buralıysa kime ne? Yohohoho.
Güneybatı denizinden gelen BM'lere karşı Kaido, muhtemelen King'e onları batırmasını söylüyor. BM'ler gemiye bağladıkları sazanlar vasıtasıyla ilerlemeye, şelaleyi tırmanmaya çalışıyorlar. Ancak burada ince bir nokta var. Kaido'nun adamı bunu yapmasını nereden bildiklerini merak ediyor. Bir diğeri ya da doğrudan kendi, şöyle bir cevap veriyor: BM'nin bilgi toplama... Ancak Kaido onu susturuyor. Ben buradan BM'nin daha önce Wano'ya geldiği anlamını çıkartıyorum. Bir de geçiştiriyor hergele. Ne oldu la? Utandın mı çen?
Adamlar hangi ara yerleştilerse topla ateş etmeye geçmişler. Luffy geldiğinde neredeydiniz?
Bu arada evet, BM'ler Luffy'nin takip ettiği yolu takip ediyorlar. Bkz:
Perospero, Smoothie, Daifuku, Flampe, Raisin, Poire, Mon't D'or, Galette, Baskarte, Effilée, Mobile, Tablet, Compote. Bir kişi daha var ama onu seçemedim, Zuccotto olabilir. Gelenler bunlar ve geminin kendisi, Queen Mama Chanter.
Kadın gelir gelmez Kaido'ya, Luffy'ye ve Zeus'a atar gider yapıyor. Aferin. Bekle 2 sayfa görürsün sana ne oluyor. Yalnız şu açıdan bakınca sanki BM'nin tepesinde hasır bir şapka var gibi duruyor. Demek ki neymiş: Sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner. Buyruğu altına girmesini istediğin Luffy'nin buyruğu altına girmek ne demekmiş göreceksin sen! ABiğ, bir hata ettik, ne olur yapma diyeceksin sen!
Kaido da amma yusuf yusuf çekti ya. Resmen itibar falan kalmadı gözümde. Püh rezil herif. Bir de soruyor ki veletlerini getirmiş diye. Bu adam çocuklarını görmek istiyor bence. Sorsan hem savaş hem de ölmek istiyor ama şu hâllere bak. Korsanlar âleminin yüz karası. :/
BM'ler tam tepeyi varıyor ki olan oluyor: Pteranodon King ortaya çıkıyor. Şimdi hikâye bir yana sizlerden bu arkadaşın suratına bakmanızı istiyorum. Kime benziyor? Gözlere bakın gözlere! Şimdi biraz Morgans'ın tipini hayal edin, bölümlerden anımsamasanız bile ben 1.254 defa attığım için hatırlarsınız. Hık demiş be kardeşim.
Dodo yumurtası, Pteranodon'u evcilleştirebilmek için gerekliymiş bu arada. Nerede geçiyor bu? Ark: Survival Evolved diye bir oyunda.
Bu absürt bilgiyi de ardımızda bıraktıktan sonra devam edelim. Pteranodon, pteron, yani kanat ve anodon, yani dişsiz kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşan bir kelime olup uçan sürüngenler arasında en büyük olma özelliğine sahipmiş. Kanat açıklığı 8 metreyi buluyormuş. Ancak ateş nereden geliyor bilmiyorum. Yine aynı oyunun Annunaki Genesis isimli bir modunda Pteranodon'un alevli hâli var. Oda bu kez yanlış yerden çalmış. Neyse artık. Bahsetmeme gerek yok ama King de Drake ve PageOne gibi dragon-dragon meyvesinin bir modeline sahipmiş.
BM'yi ise kafaya takmaya gerek yok zira:
BM Luffy ile aynı yerden çıkar. Anca izini takip edersin Luffy'nin. O senin daima bir adım önünde olacak. Korsanlıkta bile. Evet, Luffy KK olacak ve sen Roger gibi ölüp gideceksin!!!!!
Neyse geçelim diğer tarafa. Hava da kararmış. Hele hele.
Law, Franky, Usopp ve Sanji koşturuyorlar şehrin arka sokaklarında. Neyse ki olay yerine yakınlar. Law diyor ki yakalansanız dahi samuray ya da minklerden bahsetmeden, çeneniz kapalı bir şekilde geberin gidin. Usopp ve Law'ın konuşması üzerinden Law ve Luffy arasındaki farkı görüyoruz. Hayat felsefeleri farklı kardeş, ne yapalım? Reyize bakalım!
Kılık kıyafet değiştirdikten sonra dalma üzerine konuşuyorlar lakin Law oldukça temkinli. Hiçbir şekilde yaralanmak dahi istemiyor zira bu, son savaşta onları zayıflatacak. Ardından Usopp güzel trollüyor bizimkileri. Sizi güldürüyor mu bilmem ama reyiz gülümsüyor:
Page One Sanji'yi ararken meyve yemekten bahsediyor. Niye la? Hani sen T-Rex'in tahtını sallayan etçildin? Ne oluyoruz Oda efendi? Yine kendi kafasına göre takılıyor karakterleri konusunda. Takılsın tabii. Lafımız yok. Yalnız Page One gerçekten de meyve yemeye çalışıyor. Koskoca dinozorun karnı meyveyle doyana kadar akşam olur herhâlde.
Sanji de güya yemek israf etmiyor, yersen. Ulan adamın ağzındakileri niye saçtın yere? Bari yutaydı önce. Yalnız Sanji de iyi koydu he. Tabii etki ettiğini söyleyemeyiz. Bu esnada Drake ve Hawkins yolda olsa gerek ancak bu durum Law'ın işine gelmiyor. Sonuç itibarıyla Sanji Page One'ı mıhlamak istiyor ve bunu yaparken kendini ifşa etmemek için ailesinden aldığı teknolojik kıyafeti kullanacak. Editör diyeceğini demiş, ben bir şey demeyeyim.
Page One kadın çıksa keşke. Gerçekten döverse ve dayak yiyen karakter asıl formuna dönerse şenlik olur. Tabii konuşma şekline falan da bakmak lazım.
Page One'ın bir Japon kart oyunu olduğunu ve iki adet versiyonunun bulunduğunu da söyledikten sonra konuyu kapatayım.
Not: Haftaya bölüm yok.
Kapağa baktığımızda yine Noda Skywalker'ın bir isteğini görüyoruz. Canımı sıkmaya başladı bu iş benim. Sürekli aynı kişinin istekleri. Oda kendinden bile çalıyor işte gördüğünüz gibi. O yüzden artık takipçisi şöyle istemiş ama Oda böyle ekleme yapmış demeyeceğim. Oda kendi kafasına göre böyle bir şey çizmek istemiş. Nami'nin elinde oynattığı kurbağalardan ilki BM tabii ki... Şapkasız olan kişi herhangi biri olabilir lakin diğer iki şapkalıdan biri Luffy olsa gerek... Buraya yapılacak analiz de çok ottan boktan oluyor yahu. Neyse çizimin detaylarına bakalım. Nami'nin göğüs bölgesinde saklanan bir kurbağa varmış gibi dursa da esasında sweatshirt'ünün bir parçası. Bir diğer güzellik kurbağaların su kaplı yüzeydeki gölgelerinin çizilmesi. Arkaplandaki şehrin mimarisini de beğendim.
Sanji Page One ile yüzleşirken halk şöyle bir laf ediyor: "Biraz daha bekleseydi ortada kasaba masaba kalmazdı." (Not: Direkt çeviri değil.) Bir yandan yenileceğini düşünseler de muhtemelen kısa bir süre sonra olmasa bile ileride aynı kişileri bizimkilere yardım ederken görebiliriz.
Sanji'nin dönüşümüne bakarken saz arkadaşlarınınkini de hatırlayalım:
Law Kuzey Mavi'li olduğu için Germa'ya dair pek çok şeyi biliyor. Orada Germa çizgi romanı su gibi gidiyor herhâlde. Sanji ve Law, Germa'dan nefret etmeleri konusunda ortak noktada buluşuyorlar. Güzel bir sahne.
Sanji'nin diz bölümünde olan çapraz bağ gibi şey, kardeşlerinin ayakkabılarına ilintili olarak da karşımıza çıkmıştı. Yalnız, animede siyah görmezseniz şaşırmayın. Kemeri, el ve dirsek arası, boynundaki fular ve hatta saç şekli dahi aynı model üzerinden çizilmiş. Bütünlük sağlanmaya devam ediliyor.
Bkz:
Page One'ın Sanji'ye doğrudan ismini sorması ve bizimkilerin nefeslerini tutup beklemesi hoş detaylar. Page One'a da ısınmamı sağlıyor öylece. Sanji'nin kendine seçtiği isim: O-Soba Mask. Bizimkiler bunu dandik buluyorlar ve kendileri isimlendirmek istiyor. Bence burası gerçek hayatta da yaşanmış olabilir.
Oda: Sanji'nin kıyafetli hâlinin ismi O-Soba Mask olacak.
Editor: Bu çok dandik bir isim olmuş. Bırak da adını biz kolayım.
Oda: Hmm... Aklıma bir şey geldi. *çat*
Çevirmen Notu: Çat, telefon kapatma sesi olarak kullanılmıştır.
O-Soba Mask, dönüşüm yapan Germa'ların benzediği Sailor Moon'da yer alan Tuxedo Mask isimli karaktere de bir gönderme olabilir. Bkz:
Sanji lak diye görünmez oldu lakin Page One üzerine doğru gelen saldırıyı gene de hissetti. K. Haki'si var diyebiliriz belki. Bu arada Page One'ın bu formdaki dövmeli hâline bakalım:
Bizimkiler, forumun bir anlığına düşündüğü şekilde, Sanji görülmeyecek hızda hareket ediyor olabilir kanısına varmak üzereyken Law yine çizgi romandan yola çıkarak bilgi veriyor. "Stealth Black" canı istediğinde görünmez olabilen bir karaktermiş. Bu arada Sanji'ni görünmezliği Shiliew'inki ile aynı yöntemle çizilmiş. Law'ın da dediği gibi insan gözüyle görülemeyecek bir şekle bürünüyor. Ancak, örneğin yılanların kızılötesi görüşleri var ve bu Sanji'yi görmesini sağlayabilir. Peki dinozorlar? Bilmiyorum. "Stealth Black"i nasıl çevirsek? Zifiri Karanlık olabilir. Sırra Kadem olabilir. Zifre Kadem olsun mu? Ben bilmem. Çeviren ben değilim neticede.
Law'ın vakti hâlinde ninjaya verdiği tepkiden de anlayacağımız üzere bu konulara ayrı bir ilgisi olduğu çıkarımını yapabilirdik belki de. Adam bahsi geçen çizgi romanın müptelası olmuş belli ki. Allah'ın geek'i.
Sanji'nin anıları canlanıyor. İlk kısımda güzel bir detay var.
Fare yemek yerken Sanji de meyve kitabını okuyor. Yalnız etrafında pek çok kitap var. Acaba bu kitap tek ciltten oluşmuyor mu?
Sanji görünmez bir adam olmasına ilişkin hayalleri ve bu hayallerinin sönmesine dair anılarını yaşamaya devam ederken bir de bakıyoruz ki Page One forumun en çok görmek istediği formuna giriş yapıyor. Sanji'nin aklı bir anlığına kadınlara gitse de bu gücü tayfasına yardım etmek için kullanması gerektiği de aklına geliyor neyse ki. Dilemmaya bak. :/
Sanji kostümünü anlatmaya başlıyor, içinden. Pelerini kalkanıymış. Topukları ivme kazandırıyormuş. Tabanları peygamberliğini ilan ettiriyormuş. Bir de görünmezliği var işte. Görünmezlik hariç gördüğümüz şeyler anlayacağınız.
Page One'ın dövmesine ve kendisine yakından bakma şansını yakaladıktan sonra tekme ve pençe çarpışmasını izliyoruz ve Sanji uçuyor. Page One'ın fiziksel kuvveti epey iyi zira Sanji öyle böyle uçmuyor. Sanji yalnızca biraz acı hissetmiş. Page One zannediyor ki tek attı. Eyvaaah. Kyoshiro'dan da patron olarak bahsediyor. İlginç.
Bizimkiler yola koyulurken Sanji, Usopp ve Franky'den modifiye talep edeceğini dile getiriyor ve Page One'a öyle bir tekme atıyor ki uzaklaşmış olmasına karşın duyuyor bizimkiler. Bu arada bizimkiler nereye gidiyor dersiniz? Ebisu'ya! Zoro ile buluşacaklar gibi gözüküyor.
Derken sahne Orochi'nin tarafına geçiyor. Orochi ve saz arkadaşları dans ederken Robin sızma peşinde. Uzun zaman sonra meyve yeteneğini kullandığını görüyoruz. Bu odada poneglyphlere dair bilgiler buluyor. İleride Kaido'nun neye ne kadar sahip olduğunu da dile getirir diye umuyorum.
Ancak Robin Oniwaban'a yakalanıyor. hükûmetin gizli ajanları olan bu ekip doğrudan Orochi'nin emri altında. Burada enfes çizimler görüyoruz bana kalırsa. Her bir çizimin altında bir Japon kültürü göndermesi var. Bakacağuk.
Kırmızının çizimini çok beğendim. Turuncu bana youkai'yi anımsatıyor. Sarı ise Heidi'yi. Yeşil ve kırmızı da Fukurokuju'da olduğu gibi Enel'i, yani tanrıyı anımsatan öğeler var. Kırmızı ayrıca biwa çalıyor gibi. Açık mavinin saçları çok klasik olmuş. Maskeli lacivertimiz de epey ilginç. Peki mor renk atadığım bıyıklı deniz hayvanı karada ne yapıyor? En tepedeki şişmanı da belki gözden kaçıran olur diye işaretledim. Diğer üç arkadaş biraz dandik geldiler, onlara renk yok. Oda çizim hususunda epey sağlam iş çıkarmış.
Açıkçası her nereden alındığına dair bir araştırma yapardım ama o kadar vakit ayırmak istemiyorum. Kaldı ki çoğunu gözüm bir yerlerden ısırıyor.
Misal kırmızılı Benzaiten gibi duruyor. Su, zaman, kelime, konuşma, müzik vs.
Kendisi yedi şans tanrısından biri. Başka kim var? Daikokuten, Bishamonten, Jurojin, Hotei ve Kishijoten. Kichijoten ile Fukurokuju bazen sayılıyormuş. 8 isim oluyor ama seç beğen al işte.
Ekibin kaptanı Fukurokuju, Japon mitolojisinde var olan yedi şans tanrısından biri olan aynı isimdeki tanrıdan kopyala yapıştır olarak alınmış desek yanlış olmaz. Mutluluk, zenginlik ve uzun ömürlülük gibi temel olayları varmış. Ebisu'dan sonra bir tanrı isimli efendi daha.
Top ederler sizi bakın, söyleyeyim.
Derken sahne Kuri sahiline dönüyor. Bugüne dek Udon mahpuslarından kimse kaçamamış olsa da eh, bir şey dememe gerek yok. Momo dev olabcak kadar boya sahip olmadığını söylüyor. Hele hele. Yalnız kimse BM olduğunu anlamıyor nedense. Kiku, Tama ve Momo'yu cahil ilan ediyorum.
Momo anında yusuf çekiyor ve artık alışık olduğumuz üzere ejder formuna geçiyor. Chopperemon nedir bilmiyorum da öldürmeye çalışacağım demek nedir? BM hafızasını kaybetmiş bir şekilde uyanıyor, ne nerede olduğundan bihaber ne de kim olduğundan.
Boğulma deneyimi yaşayan kişilerde hafıza kaybı gibi şeylerin görülmesi çok olasılık dışı değil aslında ama BM'nin bir kez daha şaklabana çevrilecek olması ve bunun yanı sıra bir şekilde bizimkilere yardım etme ihtimali bizleri düşündürtmüyor değil. Hafıza kaybına ne gerek vardı ki? Bu noktadan itibaren yaşanacak olaylarda BM'nin herhangi bir şekilde bizimkilerle iş birliği yapması hâlinde Oda'nın epey sövgü alacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Diğer yandan hafızasının ne kadarlık bir bölümünü kaybettiği de önemli. Kim olduğunu hatırlamıyor olması bambaşka bir kişilik ortaya çıkarmış olabileceğini de gösterir aslında. Bu konuda ortaya koyabileceğim pek çok şey var ama fol ve yumurta yokken bir şeyler söylememeyi tercih ediyorum genellikle. Sabo, BM, Carmel vs. Şimdilik susayım.
Peki sizlere soruyorum: Sanji'nin modifiye edilmiş kostümü Denizin savaşçısı Sora olacak mı?!
Robin buradan nasıl kurtulacak? Yoksa kurtulamayacak mı?
BM'nin (görünürde) hafıza kaybı bizi nereye götürecek?
Sanji ve Page One mücadelesi nasıl sonuçlanacak? Bu sonuç arkı nasıl etkileyecek?
Sanji'nin edindiği görünmezlik yeteneği ile Shiliew'in muhtemel rakibi değişti mi?!
Bakkin sanılan şey deniz köpüğü müydü?
Franky, Usopp'un bineği mi?
BM nerede olduğu ile kim olduğu arasında gidip gelirken neden sağ tarafa bakıyor? Yoksa bu ince ince döşenmiş bir detay mı?!
Neyse. Unko Skywalker kaçar.
Sanji Page One ile yüzleşirken halk şöyle bir laf ediyor: "Biraz daha bekleseydi ortada kasaba masaba kalmazdı." (Not: Direkt çeviri değil.) Bir yandan yenileceğini düşünseler de muhtemelen kısa bir süre sonra olmasa bile ileride aynı kişileri bizimkilere yardım ederken görebiliriz.
Sanji'nin dönüşümüne bakarken saz arkadaşlarınınkini de hatırlayalım:
Law Kuzey Mavi'li olduğu için Germa'ya dair pek çok şeyi biliyor. Orada Germa çizgi romanı su gibi gidiyor herhâlde. Sanji ve Law, Germa'dan nefret etmeleri konusunda ortak noktada buluşuyorlar. Güzel bir sahne.
Sanji'nin diz bölümünde olan çapraz bağ gibi şey, kardeşlerinin ayakkabılarına ilintili olarak da karşımıza çıkmıştı. Yalnız, animede siyah görmezseniz şaşırmayın. Kemeri, el ve dirsek arası, boynundaki fular ve hatta saç şekli dahi aynı model üzerinden çizilmiş. Bütünlük sağlanmaya devam ediliyor.
Bkz:
Page One'ın Sanji'ye doğrudan ismini sorması ve bizimkilerin nefeslerini tutup beklemesi hoş detaylar. Page One'a da ısınmamı sağlıyor öylece. Sanji'nin kendine seçtiği isim: O-Soba Mask. Bizimkiler bunu dandik buluyorlar ve kendileri isimlendirmek istiyor. Bence burası gerçek hayatta da yaşanmış olabilir.
Oda: Sanji'nin kıyafetli hâlinin ismi O-Soba Mask olacak.
Editor: Bu çok dandik bir isim olmuş. Bırak da adını biz kolayım.
Oda: Hmm... Aklıma bir şey geldi. *çat*
Çevirmen Notu: Çat, telefon kapatma sesi olarak kullanılmıştır.
O-Soba Mask, dönüşüm yapan Germa'ların benzediği Sailor Moon'da yer alan Tuxedo Mask isimli karaktere de bir gönderme olabilir. Bkz:
Sanji lak diye görünmez oldu lakin Page One üzerine doğru gelen saldırıyı gene de hissetti. K. Haki'si var diyebiliriz belki. Bu arada Page One'ın bu formdaki dövmeli hâline bakalım:
Bizimkiler, forumun bir anlığına düşündüğü şekilde, Sanji görülmeyecek hızda hareket ediyor olabilir kanısına varmak üzereyken Law yine çizgi romandan yola çıkarak bilgi veriyor. "Stealth Black" canı istediğinde görünmez olabilen bir karaktermiş. Bu arada Sanji'ni görünmezliği Shiliew'inki ile aynı yöntemle çizilmiş. Law'ın da dediği gibi insan gözüyle görülemeyecek bir şekle bürünüyor. Ancak, örneğin yılanların kızılötesi görüşleri var ve bu Sanji'yi görmesini sağlayabilir. Peki dinozorlar? Bilmiyorum. "Stealth Black"i nasıl çevirsek? Zifiri Karanlık olabilir. Sırra Kadem olabilir. Zifre Kadem olsun mu? Ben bilmem. Çeviren ben değilim neticede.
Law'ın vakti hâlinde ninjaya verdiği tepkiden de anlayacağımız üzere bu konulara ayrı bir ilgisi olduğu çıkarımını yapabilirdik belki de. Adam bahsi geçen çizgi romanın müptelası olmuş belli ki. Allah'ın geek'i.
Sanji'nin anıları canlanıyor. İlk kısımda güzel bir detay var.
Fare yemek yerken Sanji de meyve kitabını okuyor. Yalnız etrafında pek çok kitap var. Acaba bu kitap tek ciltten oluşmuyor mu?
Sanji görünmez bir adam olmasına ilişkin hayalleri ve bu hayallerinin sönmesine dair anılarını yaşamaya devam ederken bir de bakıyoruz ki Page One forumun en çok görmek istediği formuna giriş yapıyor. Sanji'nin aklı bir anlığına kadınlara gitse de bu gücü tayfasına yardım etmek için kullanması gerektiği de aklına geliyor neyse ki. Dilemmaya bak. :/
Sanji kostümünü anlatmaya başlıyor, içinden. Pelerini kalkanıymış. Topukları ivme kazandırıyormuş. Tabanları peygamberliğini ilan ettiriyormuş. Bir de görünmezliği var işte. Görünmezlik hariç gördüğümüz şeyler anlayacağınız.
Page One'ın dövmesine ve kendisine yakından bakma şansını yakaladıktan sonra tekme ve pençe çarpışmasını izliyoruz ve Sanji uçuyor. Page One'ın fiziksel kuvveti epey iyi zira Sanji öyle böyle uçmuyor. Sanji yalnızca biraz acı hissetmiş. Page One zannediyor ki tek attı. Eyvaaah. Kyoshiro'dan da patron olarak bahsediyor. İlginç.
Bizimkiler yola koyulurken Sanji, Usopp ve Franky'den modifiye talep edeceğini dile getiriyor ve Page One'a öyle bir tekme atıyor ki uzaklaşmış olmasına karşın duyuyor bizimkiler. Bu arada bizimkiler nereye gidiyor dersiniz? Ebisu'ya! Zoro ile buluşacaklar gibi gözüküyor.
Derken sahne Orochi'nin tarafına geçiyor. Orochi ve saz arkadaşları dans ederken Robin sızma peşinde. Uzun zaman sonra meyve yeteneğini kullandığını görüyoruz. Bu odada poneglyphlere dair bilgiler buluyor. İleride Kaido'nun neye ne kadar sahip olduğunu da dile getirir diye umuyorum.
Ancak Robin Oniwaban'a yakalanıyor. hükûmetin gizli ajanları olan bu ekip doğrudan Orochi'nin emri altında. Burada enfes çizimler görüyoruz bana kalırsa. Her bir çizimin altında bir Japon kültürü göndermesi var. Bakacağuk.
Açıkçası her nereden alındığına dair bir araştırma yapardım ama o kadar vakit ayırmak istemiyorum. Kaldı ki çoğunu gözüm bir yerlerden ısırıyor.
Misal kırmızılı Benzaiten gibi duruyor. Su, zaman, kelime, konuşma, müzik vs.
Kendisi yedi şans tanrısından biri. Başka kim var? Daikokuten, Bishamonten, Jurojin, Hotei ve Kishijoten. Kichijoten ile Fukurokuju bazen sayılıyormuş. 8 isim oluyor ama seç beğen al işte.
Ekibin kaptanı Fukurokuju, Japon mitolojisinde var olan yedi şans tanrısından biri olan aynı isimdeki tanrıdan kopyala yapıştır olarak alınmış desek yanlış olmaz. Mutluluk, zenginlik ve uzun ömürlülük gibi temel olayları varmış. Ebisu'dan sonra bir tanrı isimli efendi daha.
Top ederler sizi bakın, söyleyeyim.
Derken sahne Kuri sahiline dönüyor. Bugüne dek Udon mahpuslarından kimse kaçamamış olsa da eh, bir şey dememe gerek yok. Momo dev olabcak kadar boya sahip olmadığını söylüyor. Hele hele. Yalnız kimse BM olduğunu anlamıyor nedense. Kiku, Tama ve Momo'yu cahil ilan ediyorum.
Momo anında yusuf çekiyor ve artık alışık olduğumuz üzere ejder formuna geçiyor. Chopperemon nedir bilmiyorum da öldürmeye çalışacağım demek nedir? BM hafızasını kaybetmiş bir şekilde uyanıyor, ne nerede olduğundan bihaber ne de kim olduğundan.
Boğulma deneyimi yaşayan kişilerde hafıza kaybı gibi şeylerin görülmesi çok olasılık dışı değil aslında ama BM'nin bir kez daha şaklabana çevrilecek olması ve bunun yanı sıra bir şekilde bizimkilere yardım etme ihtimali bizleri düşündürtmüyor değil. Hafıza kaybına ne gerek vardı ki? Bu noktadan itibaren yaşanacak olaylarda BM'nin herhangi bir şekilde bizimkilerle iş birliği yapması hâlinde Oda'nın epey sövgü alacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Diğer yandan hafızasının ne kadarlık bir bölümünü kaybettiği de önemli. Kim olduğunu hatırlamıyor olması bambaşka bir kişilik ortaya çıkarmış olabileceğini de gösterir aslında. Bu konuda ortaya koyabileceğim pek çok şey var ama fol ve yumurta yokken bir şeyler söylememeyi tercih ediyorum genellikle. Sabo, BM, Carmel vs. Şimdilik susayım.
Peki sizlere soruyorum: Sanji'nin modifiye edilmiş kostümü Denizin savaşçısı Sora olacak mı?!
Robin buradan nasıl kurtulacak? Yoksa kurtulamayacak mı?
BM'nin (görünürde) hafıza kaybı bizi nereye götürecek?
Sanji ve Page One mücadelesi nasıl sonuçlanacak? Bu sonuç arkı nasıl etkileyecek?
Sanji'nin edindiği görünmezlik yeteneği ile Shiliew'in muhtemel rakibi değişti mi?!
Bakkin sanılan şey deniz köpüğü müydü?
Franky, Usopp'un bineği mi?
BM nerede olduğu ile kim olduğu arasında gidip gelirken neden sağ tarafa bakıyor? Yoksa bu ince ince döşenmiş bir detay mı?!
- Sağ Yukarı: Görsel olarak eskiyi anımsama
- Sol Yukarı: Görsel olarak yeni imge yaratma
- Sağ Karşı: İşitsel olarak eskiyi anımsama
- Sol Karşı: İşitsel olarak yeni ses yaratma
- Sağ Aşağı: İç sesle konuşma
- Sol Aşağı: Tat veya kokuyu anımsama
Neyse. Unko Skywalker kaçar.
Çizilen kapak bir istek üzerine yapıldığı için söylenecek pek bir şey yok. CC, öldürücü silahlar yapabileceğini, bu minvalde bir isteği olan kişilere de alt kısımda yer alan adrese mektup yollamalarını söylemiş. Dahimiz iş arıyor anlayacağınız. Toplamda 5 keçi var. Bir tanesi arka tarafta dahi CC'nin yazdığı ilanları yiyor. Fotokopi makinesinden bihaber olan dahi bilim adamına saygılarımızı sunup yolumuza devam ediyoruz. Tabii gitmeden keçilerimizden birinin yarasına ve gözlüğüne bakmayı da unutmuyoruz.
"Be-ben" efekti shamisen çalarken kullanılıyor Oda tarafından. Komurasaki de shamisen'i çok iyi çalan biri olarak sahne alıyor. Sahne başı ve sonunda çıkan kişi aynı zamanda Komurasaki. Esasınd adaha önceden de bunu gösteren işaretler vardı ama ben seriye doğrudan etkisi olmayan birinin çalmasını yeğlerdim açıkçası. Bu durumda anlatım şeklinin mantıklı olabilmesi için daha önce dile getirmiş olduğum gibi bu hikâyenin Wano'da yaşananlar anlatıldıktan sonra bir tiyatro eşliğinde anlatılıyor olması mümkün. Wano'nun açılış hikâyesi gibi yani.
Acaba Komurasaki'nin shamisen çalarken maske takmasının sebebi ne? Belki de hayalinde anlatıcı olmak vardır.
Sahne Robin'e geçerken Oda üşenmeden aynı kişileri farklı açıdan ve Robin'in çevresini sararken çizmiş. Robin ne söylerse söylesin ölecek. Görünüşe göre birden fazla "kedi balığı"msı canlıdan var.
Robin ve Oniwabanshu'nun olduğu yerin çizildiği açı ilen Nami'lerin gözetleme yaptığı yerin çizilen açısı aynı olsa da doğal olarak ikisi de farklı yerler.
Robin'in kendisini "witching hour boy" olarak tanıtması elbette bir misdirection, yanlış yönlendirme galiba Türkçesi. Tabii bunu bizim kel kafa Fukurokuju da anlıyor ve "ne kadar da iyi bir şekilde tasarlanmış bir cevap." minvalinde bir şey diyor ve yakalama emrini veriyor. Diğer yandan pisili adamlardan biri witching hour boy'un bugün de başkentte görüldüğünden bahsediyor.
Robin'in kendisinden bir klon yaptığını görüyoruz, pek şaşırtıcı bir sahne değil. En azından bizim için. Oniwabanshu afallıyor ve ninja mıydı yoksa hayalet miydi gibi sorular soruyor. Bu sırada shamisen'in sesi geceye tat katmaya devam ediyor elbette. Robin'in gerçek bedeninin yakınlarda bir yerlerde olduğuna karar veren Oniwabanshu ekibi peşine düşüyor.
Robin, Nami, Shinobu ve Brook ile temasa geçiyor. En az 11 ninja olduğundan bahsediyor. Bizimkiler yine çatı katına girmişler. Oda'dan güzel bir ninja sahnesi geliyor:
Fukurokuju Orochi'ye gözükmeyin derken Robin de "Bilge adam yaprağı ormanın içine saklar." diyerek dalıyor ziyafetin içine. Orochi ve Robin arasına geçen konuşma bir kenara bu ne tatlılıktır?
Aşüfteler birbirini kıskanıyor. Komurasaki'nin işlediği günahlarsa güzelliğiyle bağışlanıyor. Robin maskesiyle ninjalardan saklanmaya çalışırken bir yandan da bilgi almak için Orochi'yi şıkıştırıyor.
Kyoshiro da Komurasaki'nin arkaplandan yaptıklarının korkunçluğundan bahsediyor ve onun kendisi için doğru kişi olmadığını dil getiriyor. Prensipleri olmasa düşermiş anlayacağınız. Bir yandan da adamlarının Komurasaki'ye laf atmasına nevi şahsına münhasır bir şekilde engel olup afilli laflar söylüyor. Komurasaki'nin Kyoshiro'nun bölgesinden geldiğini de öğreniyoruz. Kyoshiro ve adamları arasında güzel bir ilişki var. Bir nevi Dof ve ailesi gibi. Kyoshiro daha samimi geldi bana.
Kyoshiro bazı adamlarının güçsüz olduklarının bir önemi olmadığını, sake kadehlerini çarpmalarının onları ailesinden biri yapması için yeterli olduğunu söylüyor. Beraberinde de soruyor, öz çocuğunuz eve morluklar içinde, dayak yemiş bir şekilde gelse ne yapardınız, diye. Adamlarından biri de Kyoshiro'nun mertliğinden dem vuruyor. Evet, bu bölümle birlikte bu karakter gözümde epey basamak tırmandı. Ancak Orochi'nin gelmesiyle birlikte Kyoshiro'nun suratı asılıyor. Orochi diyor ki düşmanını ezici bir güçle yeneceksin ki bir daha sana karşı çıkamasın. Mihawk'ın tavşan muhabbetinin tam tersi bir düşünce tarzı var anlayacağınız.
Orochi 20 yıl öncenin ve kehanetin konusunu açıyor ve bu muhabbeti duymaktan sıkılan adamları da mırıldanarak hayıflanıyor. Öyle ki Kin'emon'un ve diğer sekiz kişinin öldüğünden eminler. Buna karşın Orochi; Sanji, Zoro ve Shutenmaru'nun saldırılarını falan birbirleriyle ilişkilendirerek gerçekleri ortaya koyuyor. Belli ki bunca zaman yaşanmayan türden şeyler bir anda vuku bulmaya başladı. Her şeyin arkasındaki isim ise gerçekten de Kin'emon.
Kyoshiro, Orochi gelir gelmez başını öne eğmesine karşın daha sonradan konuşuyor. Biraz işkillendirici bir karakter, sağı solu belli değil. Neyse bu adama dair Çerlo yüz satır yazar zaten.
Kyoshiro şimdi gelseler dahi keseriz diyor. Diğerlerinin aksine yaşadıklarını düşünüyor olabilir. Diğer yandan Orochi ise Oden'in gözlerinin önünde can verdiğinden bahsediyor. Burası önemli. Momo'dan bahsedilirken de Robin ve Komurasaki gösteriliyor. Burası da önemli.
Bu arada şu çizim hoşuma gitti.
Robin de durumu özetliyor kendi iç sesiyle. O-toko kendini tutamıyor ve kahkahalara boğuluyor. Orochi çıldırıyor:
Birisi bunu pp olarak kullanabilir.
Orochi, Oden'i yendiğiden bahsediyor ama doğrudan sonuca atlayıp birebir kapıştıklarını söylemek için çok erken bana kalırsa. Bu arada sürekli Oden'den bahsediyor ama Sukiyaki nerede? Niye bahsi geçmiyor?
O-toko'nun gülme alışkanlığı onun başını belaya sokarken onu korumak isteyen Komurasaki tokadı okkalı bir şekilde yapıştırıyor. Yürü be! Komurasaki'den diz çöküp özür dilemesi bekleniyor ama o bir samurayın kızı olarak doğrularının ardından gideceğini dile getirip bunu reddediyor. İyice dellenen Orochi ise birbirinden farklı kişiliklere sahip olan sekiz kafasını ortaya çıkartıyor.
Robin O-toko'yu alıp kaçmaya çalışırken ninjalar onu görüyor. Bu sırada Kyoshiro ortalığı kan gövde götürecek diyor ve elini nihayet kılıcına götürüyor.
Endonezya'ya bağlı bir ada olan Bali'nin mitolojisinde yer alan bir karakter olan ve aslana benzeyen Barong aşağıdaki gibidir. Ruhların kralı olan Barong, tüm ruh gardiyanların anası olan şeytan kraliçe Rangda'nın düşmanıyken iyilerin lideridir. Bu iki karakterin husumeti, İyi ve kötünün sonsuz savaşı olarak resmedildiği görülür. Bu mitolojide dansın da büyük bir yeri vardır. Detaylara internetten ulaşabilirsiniz.
Bu noktada Orochi'nin meyvesi yapay mı gerçek mi belirsizliğini koruyor. Yalnız Orochi'nin tek kılıçla saldırması ilginç. Acaba bu rahatsızın 8 kafasından birini uçursak asıl bedenine dönmesi hâlinde neresi zarar görür? Yapay meyve olması hâlinde belki de düşük bir ihtimal de olsa içindeki kişiliklerden birine zarar gelir. Olasılık çok, detaylandırmak lüzumsuz. Yorum konuları da bu tip şeyler için var gerçi. Bu arada şu salak şeyi insana benzettim:
Bir sonraki bölüm atraksiyonlu geçecekse ben varım. Ancak buradan devam etsin olaylar. Kyoshiro sahne alsın, belki ilginç bir meyve yeteneği vardır, varsa görelim.
Son olarak tekrar Komurasaki'ye dönelim. Şu anlık hikâye anlatım şeklinden babası Oden, kardeşi Momo gibi gösteriliyor ama sanki fazlasıyla gözümüze sokuluyor. Yine de sürekli ters köşe bekliyor olduğumuz için bu kez beklemesek daha iyi olacak gibi geliyor. Çok da önemi yok benim için, neyse.
Komurasaki>Orochi gg wp.
"Be-ben" efekti shamisen çalarken kullanılıyor Oda tarafından. Komurasaki de shamisen'i çok iyi çalan biri olarak sahne alıyor. Sahne başı ve sonunda çıkan kişi aynı zamanda Komurasaki. Esasınd adaha önceden de bunu gösteren işaretler vardı ama ben seriye doğrudan etkisi olmayan birinin çalmasını yeğlerdim açıkçası. Bu durumda anlatım şeklinin mantıklı olabilmesi için daha önce dile getirmiş olduğum gibi bu hikâyenin Wano'da yaşananlar anlatıldıktan sonra bir tiyatro eşliğinde anlatılıyor olması mümkün. Wano'nun açılış hikâyesi gibi yani.
Acaba Komurasaki'nin shamisen çalarken maske takmasının sebebi ne? Belki de hayalinde anlatıcı olmak vardır.
Sahne Robin'e geçerken Oda üşenmeden aynı kişileri farklı açıdan ve Robin'in çevresini sararken çizmiş. Robin ne söylerse söylesin ölecek. Görünüşe göre birden fazla "kedi balığı"msı canlıdan var.
Robin ve Oniwabanshu'nun olduğu yerin çizildiği açı ilen Nami'lerin gözetleme yaptığı yerin çizilen açısı aynı olsa da doğal olarak ikisi de farklı yerler.
Robin'in kendisini "witching hour boy" olarak tanıtması elbette bir misdirection, yanlış yönlendirme galiba Türkçesi. Tabii bunu bizim kel kafa Fukurokuju da anlıyor ve "ne kadar da iyi bir şekilde tasarlanmış bir cevap." minvalinde bir şey diyor ve yakalama emrini veriyor. Diğer yandan pisili adamlardan biri witching hour boy'un bugün de başkentte görüldüğünden bahsediyor.
Robin'in kendisinden bir klon yaptığını görüyoruz, pek şaşırtıcı bir sahne değil. En azından bizim için. Oniwabanshu afallıyor ve ninja mıydı yoksa hayalet miydi gibi sorular soruyor. Bu sırada shamisen'in sesi geceye tat katmaya devam ediyor elbette. Robin'in gerçek bedeninin yakınlarda bir yerlerde olduğuna karar veren Oniwabanshu ekibi peşine düşüyor.
Robin, Nami, Shinobu ve Brook ile temasa geçiyor. En az 11 ninja olduğundan bahsediyor. Bizimkiler yine çatı katına girmişler. Oda'dan güzel bir ninja sahnesi geliyor:
Fukurokuju Orochi'ye gözükmeyin derken Robin de "Bilge adam yaprağı ormanın içine saklar." diyerek dalıyor ziyafetin içine. Orochi ve Robin arasına geçen konuşma bir kenara bu ne tatlılıktır?
Aşüfteler birbirini kıskanıyor. Komurasaki'nin işlediği günahlarsa güzelliğiyle bağışlanıyor. Robin maskesiyle ninjalardan saklanmaya çalışırken bir yandan da bilgi almak için Orochi'yi şıkıştırıyor.
Kyoshiro da Komurasaki'nin arkaplandan yaptıklarının korkunçluğundan bahsediyor ve onun kendisi için doğru kişi olmadığını dil getiriyor. Prensipleri olmasa düşermiş anlayacağınız. Bir yandan da adamlarının Komurasaki'ye laf atmasına nevi şahsına münhasır bir şekilde engel olup afilli laflar söylüyor. Komurasaki'nin Kyoshiro'nun bölgesinden geldiğini de öğreniyoruz. Kyoshiro ve adamları arasında güzel bir ilişki var. Bir nevi Dof ve ailesi gibi. Kyoshiro daha samimi geldi bana.
Kyoshiro bazı adamlarının güçsüz olduklarının bir önemi olmadığını, sake kadehlerini çarpmalarının onları ailesinden biri yapması için yeterli olduğunu söylüyor. Beraberinde de soruyor, öz çocuğunuz eve morluklar içinde, dayak yemiş bir şekilde gelse ne yapardınız, diye. Adamlarından biri de Kyoshiro'nun mertliğinden dem vuruyor. Evet, bu bölümle birlikte bu karakter gözümde epey basamak tırmandı. Ancak Orochi'nin gelmesiyle birlikte Kyoshiro'nun suratı asılıyor. Orochi diyor ki düşmanını ezici bir güçle yeneceksin ki bir daha sana karşı çıkamasın. Mihawk'ın tavşan muhabbetinin tam tersi bir düşünce tarzı var anlayacağınız.
Orochi 20 yıl öncenin ve kehanetin konusunu açıyor ve bu muhabbeti duymaktan sıkılan adamları da mırıldanarak hayıflanıyor. Öyle ki Kin'emon'un ve diğer sekiz kişinin öldüğünden eminler. Buna karşın Orochi; Sanji, Zoro ve Shutenmaru'nun saldırılarını falan birbirleriyle ilişkilendirerek gerçekleri ortaya koyuyor. Belli ki bunca zaman yaşanmayan türden şeyler bir anda vuku bulmaya başladı. Her şeyin arkasındaki isim ise gerçekten de Kin'emon.
Kyoshiro, Orochi gelir gelmez başını öne eğmesine karşın daha sonradan konuşuyor. Biraz işkillendirici bir karakter, sağı solu belli değil. Neyse bu adama dair Çerlo yüz satır yazar zaten.
Kyoshiro şimdi gelseler dahi keseriz diyor. Diğerlerinin aksine yaşadıklarını düşünüyor olabilir. Diğer yandan Orochi ise Oden'in gözlerinin önünde can verdiğinden bahsediyor. Burası önemli. Momo'dan bahsedilirken de Robin ve Komurasaki gösteriliyor. Burası da önemli.
Bu arada şu çizim hoşuma gitti.
Robin de durumu özetliyor kendi iç sesiyle. O-toko kendini tutamıyor ve kahkahalara boğuluyor. Orochi çıldırıyor:
Birisi bunu pp olarak kullanabilir.
Orochi, Oden'i yendiğiden bahsediyor ama doğrudan sonuca atlayıp birebir kapıştıklarını söylemek için çok erken bana kalırsa. Bu arada sürekli Oden'den bahsediyor ama Sukiyaki nerede? Niye bahsi geçmiyor?
O-toko'nun gülme alışkanlığı onun başını belaya sokarken onu korumak isteyen Komurasaki tokadı okkalı bir şekilde yapıştırıyor. Yürü be! Komurasaki'den diz çöküp özür dilemesi bekleniyor ama o bir samurayın kızı olarak doğrularının ardından gideceğini dile getirip bunu reddediyor. İyice dellenen Orochi ise birbirinden farklı kişiliklere sahip olan sekiz kafasını ortaya çıkartıyor.
Robin O-toko'yu alıp kaçmaya çalışırken ninjalar onu görüyor. Bu sırada Kyoshiro ortalığı kan gövde götürecek diyor ve elini nihayet kılıcına götürüyor.
Endonezya'ya bağlı bir ada olan Bali'nin mitolojisinde yer alan bir karakter olan ve aslana benzeyen Barong aşağıdaki gibidir. Ruhların kralı olan Barong, tüm ruh gardiyanların anası olan şeytan kraliçe Rangda'nın düşmanıyken iyilerin lideridir. Bu iki karakterin husumeti, İyi ve kötünün sonsuz savaşı olarak resmedildiği görülür. Bu mitolojide dansın da büyük bir yeri vardır. Detaylara internetten ulaşabilirsiniz.
Bu noktada Orochi'nin meyvesi yapay mı gerçek mi belirsizliğini koruyor. Yalnız Orochi'nin tek kılıçla saldırması ilginç. Acaba bu rahatsızın 8 kafasından birini uçursak asıl bedenine dönmesi hâlinde neresi zarar görür? Yapay meyve olması hâlinde belki de düşük bir ihtimal de olsa içindeki kişiliklerden birine zarar gelir. Olasılık çok, detaylandırmak lüzumsuz. Yorum konuları da bu tip şeyler için var gerçi. Bu arada şu salak şeyi insana benzettim:
Bir sonraki bölüm atraksiyonlu geçecekse ben varım. Ancak buradan devam etsin olaylar. Kyoshiro sahne alsın, belki ilginç bir meyve yeteneği vardır, varsa görelim.
Son olarak tekrar Komurasaki'ye dönelim. Şu anlık hikâye anlatım şeklinden babası Oden, kardeşi Momo gibi gösteriliyor ama sanki fazlasıyla gözümüze sokuluyor. Yine de sürekli ters köşe bekliyor olduğumuz için bu kez beklemesek daha iyi olacak gibi geliyor. Çok da önemi yok benim için, neyse.
Komurasaki>Orochi gg wp.
Kapağa baktığımız zaman Enel ve iki kurbağa görüyoruz. Biri Enel'in sakız balonunun üstünde, diğeriyse yanında. Enel fanları şu an:
Yaş akar gözüm sızlar
Ne kalur gerisine
Herkesun bir balonu var
Durur içerisinde
İnandık mangakaya
Öyle böyle dedi
Ayrılık defterini
Elimize verdi
Kurbağalar üzerinde Wano'da gördüğümüz türden motifler var. Enel Wano'ya geliyor, onaylı bilgi.
Bölüm Orochi ile başlıyor. Meyvesi Yamata no Orochi. Daha önce forumda 529 defa adı geçmiştir fakat kısaca açıklayalım. Genellikle 8 kafası, 8 kuyruğu olan bir Japon yılanı bu. Bekiz Başlı Dev Yılan şeklinde geçiyor. Yamata no Orochi'ye dair detaylara ben girmeyeyim ama sizlere bir link bırakayım. Merak etmeyin Türkçe:
http://www.gazetebilkent.com/2013/09/04/japon-mitolojisi-ve-sinto-inanci-3/
Orochi'nin her kafası ayrı bir âlem yaşamaya devam ediyor. Özür bekliyor ama Komurasaki mükemmel duruyor karşısında.
"The one who falls in love first is the one who loses" Acaba Türkçe karşılığı var mı?
reyiz iş başında. Bunun kadar dönemin adamı birini daha görmedim ben. Arkın başından beri görüyoruz lavuğu. Ajan mısın lan? Aslında Oda ajan olarak seriye dahil etse fena olmazdı. Peki ya kimin ajanı? BİZZAT TANRI GODA'nın. Hehe.
O-toko gülmeye devam ederken Orochi manasız bir şekilde kendi adamlarına saldırıyor. Aslında bu durum çok da manasız sayılmaz. Çünkü her kafanın kendine has bir karakteri var gibi duruyor demiştim. En nihayetinde yakalıyor dişisini, kavrıyor çenesiyle, alıyor dişlerinin arasına, artık tek gıdımlık canı var onun, karmaşık duygular içinde, bekliyor öyle...
Oda'nın bu tarz çizimlerini özleyen varsa şöyle bırakayım.
Karakterlerden birinin adı Daikoku, hemen viki'ye dalıyor ve Daikokuten karakteriyle karşılaşıyoruz. Karanlığın muhteşem tanrısı olan bu kişi aynı zamanda 7 şans tanrısından biri. 5 tahılın tanrısı diye de geçiyormuş.
Daikoku diyor ki Shogun dediğin istediğini yapar, hem onu bunu bırak da bizim zaten daha önemli bir işimiz var. Robin'in kimliği ortaya çıkıyor. O-toko Komurasaki'ye yardım edilmesini istiyor. Robin, kendi kellesi ipteyken O-toko'yu kucaklamış. İşte yüce gönüllü bir kadın olmak bunu gerektiriyor.
Fuujin ve Raijin isimli iki karakter, yine aynı ninja birliğinin bir parçası. Peki kim bunlar? Esasında tanıyanlar olacaktır. Fuujin, Rüzgâr tanrısı, Raijin ise yıldırım. Bu iki tanrıda insanlara korku salan tanrılarmış. Fırtınalı günlerde aileler çocuklarına göbek deliklerini kapamalarını, aksi takdirde Raijin'in karınlarını yiyeceğini söylermiş. Düşünürseniz Luffy'nin G4 hâllerinin de bu iki tanrıda olduğu gibi detaylara sahip olduğunu anımsayabilirsiniz. Oda Japonca yazarken Fuujin ve Raijin kelimelerinden "Tanrı"yı çıkartıp yerine "Kılıç"ı koymuş. Seriye bu şekilde entegre etmiş yani.
İki Tanrı çakması Brook'un hayalet forumdan korkuyor. Brook da nasıl korku salacağını biliyor doğrusu. Diğer yandan O-toko güle oynaya bayılıyor. En iyi ölüm, gülerek ölmektir gibisinden laflar vardır. Kız az daha yaşıyordu bunu. Gülmek lüks bir şeydir.
Bu iki Tanrı çakması kızı çağıran kız da korkuyor epey. Japonya'nın merkez alındığı bir ada ve arkta insanların hayalet ve benzeri şeylerden bilhassa korkması normal zaten. Ne kadar güçlü olduklarının pek bir önemi yok, olabilir, makul.
Starving Skeleton'un yalnızca bir fabl olmadığının bahsi geçiyor. Gashadokuro olarak da bilinen bu mite göre hayaletler, açlıktan ölen insanların kemiklerinden oluşturdukları devasa bir iskelet formuna bürünüyor ve ardından da gece sularında, kırsal mekânlarda yiyecek gezginleri arıyor.
Robin Brook'a teşekkür edip bildiğimiz bir tekniği kullanıyor. Verilen tepki şeytani sanatlar ve hayalet ordusu. Nami'nin bir tarafları balonla örtbas edilirken Brook'a yardım düşüncesi vuku buluyor. Hanzo derken bizim bildiğimiz anlamda hanzo değil ama bir takozluğunu görürsek Hanzo diye sövebiliriz. 16. yüzyılda yaşamış olan Hattori Hanzo, Sengoku döneminde ünlü bir samuray ve ninja olarak biliniyor. Birleşik Japonya'nın kurulmasında parmağı olan bu arkadaş aynı zamanda Tokugawa Ieyasu-dono'yu kurtarmış. Evet -dono. Çünkü Sengoku Basara izlemiş olmak bunu gerektirir. Hanzo aynı zamanda Edo kalesini koruyan İga ninjalarının başı olarak biliniyor. Hanzo ismi nesiller boyunca aktarılmış. Şeytan Hanzo lakabını alan bu kişinin bir çizimi:
Hanzo, Shinobu'nun bunca yıl sonra yaşıyor olmasına barnah basıyor. Erkekleri cezbedip öldüren ninjanın da yine Shinobu olduğu anlamını da çıkarmadan geçmiyor. Shinobu vaktinde güzel biriymiş anlayacağınız. Shinobu kızıp sözde ninja sanatını kullanarak yumurta kırıyor. Ball Buster, erkeklerin huzurunda gıkını çıkartamadığı türden biri geçiyor. Aynı zamanda yumurta kırmaya da deniyor, yumurta derken, anladınız.
Shinobu'nun sahip olduğu meyve olgunlaştırma diyebileceğimiz bir meyveydi. Zaman içinde bu meyve kendisini de fazlasıyla olgunlaştırmış ve klasik cüce Japon teyze tiplemesine sokmuş olabilir. Hanzo'nun yaptığı hanzoluğa karşı bağlama sanatını kullanan Shinobu diğer yandan kare-san-sui tekniğini kullanıyor. Bu ne demek? Japon kayalık bahçesi anlamına geliyor. Zen bahçesi şeklinde de kullanıldığı oluyor. Çimen, kaya, çakıl ve kumun yanı sıra çeşitli doğal unsurlar barındıran sığ bir kum bahçesi. Çakıllar okyanusu, kayalar Japon adalarını temsil ediyormuş. Zen bahçesi kavramının mit olduğunu düşünenler de varmış. Detaylar: http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvS2FyZXNhbnN1aQ
Son olarak, Shinobu'nun yaptığı Kare-san-sui farklı bir şekilde hecelenmiş. Doğrudan meyve gücünü işaret eder şekilde "dry-scattering-decay" manasına gelecek şekilde yazılmış yani. Japonca ilginç bir dil.
Souma no Furudairi, ya da Takiyasha the Witch and the Skeleton Spectre olarak bilinen bu tablo Utagawa Kuniyoshi tarafından yapılmış. Ukiyo-e stilinde uzman olan bu kişi Utagawa okulunun bir üyesiymiş. Kabuki aktörleri, kediler, efsanevi hayvanlar, güzel kadınlar ve manzaralar çizermiş.
Bizim pandaya bir şey olmamış galiba:
Yalnız lavuğun elinde Den Den Panda var sanki. Diyorum size. Ajan bu lavuk.
Gelelim malum sahneye. Kyoshiro açıkça hazır olup olmadığını soruyor, Komurasaki de hazır olduğun söylüyor. Bunlar ayarlanmış.
Unutmamak lazım. Bu ikisinin bir mazisi var:
Ölümü kabul etmiş gibi çizilen Komurasaki gene oldukça duru ve etkileyici gözüküyor.
Herkes şoka uğruyor ama çok açık ki bölümler boyunca temeli oturtulan bir karakter ölmeyecek. Neyse, millet öldü sansın da. :/
Bu tip olaylar bize değil seri içinde olan karakterlere ters köşe oluyor aslında.
Burada bir güzel detay da O-toko'nun Komurasaki'yi öldü düşünüyor olmasına karşın gülmeye devam etmesi. Ulen kereta sen ne ara kendine geldin? Neyse, sen gül güneş doğsun yeniden.
Kyoshiro'ya çok çıkışıyorlar ama o bu yapılanın bir suç olduğunu ve Komurasaki'ye samurayın merhametini gösterdiğini falan söylüyor.
Kyoshiro'nun elinde Kin'emon'un dağıttırdığı çizim var. Neyse bu konulara son kısımda tekrar girerim.
Orochi Robin'in peşine düşüyor, Nami ortaya çıkıyor ve Zeus'u çıkartıyor. Ulen Oda bu nasıl çizim?
Ve böylelikle sahne BM'nin tarafına geçiyor. Ancak ilginç bir şekilde gece bitiyor ve sabah oluyor. Oda hızlı bir şekilde geçecek bu kısmı da.
BM'ye de O-lin demeye başlanmış. Şahane.
Tsuru'nun BM'ye verdiği tatlı olan Shiruko, geleneksel bir Japon tatlısı. Azuki fasulyelerinin kaynatıldıktan sonra ezilip, bir kase içerisinde mochi ile birlikte sunulmasıyla oluşuyor. Glütenli pirinç unu hamuru ya da kestane ile yapılan çeşitleri de bulunuyormuş. Bkz:
BM'de görünür bir tatlılaşma var. Gayet bebiş davranıyor. Chopper ve diğerleri Udon'a gitmenin peşinde. BM'nin hafızası olmaması bir yan bildiğin çocuk gibi davranıyor. Meyve gücünün olmadığı zamanlardaki hâline dönmüş yani. Bu beklenen bir şeydi ve dile de getirilmişti. Burada bir diğer detay olarak şunu sunabiliriz:
BM'nin şapkası BM'den bağımsız bir şekilde uyuyor ya da en azından iki gözünü de yummuş. Oysa BM'nin tek gözü açık.
BM'nin tatlı ve sakin tarafı kendinde olduğu için Zeus da hâlâ var olmaya devam ediyor. Ancak Prometheus sizlere ömür. Neden? Zira Whole Cake Island arkında da söylediğim gibi BM'nin pis tarafıydı ve şu an o tarafı sizlere ömür. Napoleon'un ise geçen bölüm gözleri açıktı. Şimdiyse kapalı. Bunu da şu şekilde yorumlayabiliriz belki: Gözler kalbin aynası muhabbetine gözleri ve tepkilerini yansıtan Napoleon, BM'nin adaya ayak bastığı ilk anda içgüdüsel olarak tetikteydi lakin BM'nin an itibarıyla huzur içinde olması onun da uykuya geçmesine neden oldu. Bunlar varsayım tabii. Biraz daha görmek lazım.
BM daha fazla shiruko yemek istediği için onlarla birlikte gidecekmiş. BM'yi kimse tanımıyor olabilir. Ancak Kaido'nun as adamları illaki bilecektir ve bu durum da ortalığı karıştırabilir. Ancak ilerleyen bölümlerde BM'yi şebek kıyafetlerle görebiliriz.
Nihai savaşa 9 gün kalmış. 929. bölümde Orochi Ateş Festivaline 1 hafta kaldığını söylemişti. Vİkiden bakayım dedim ama Japonların 1 haftalık takvimleri kullandığını gördüm. Geçmişte de yani.
Birkaç noktaya tekrar değinelim.
- Orochi'nin esas formunda kuyruklarının da fink atması gerekir bence. Oysa şu noktada tam olarak yılan olduğunu söyleyemeyiz.
- Kyoshiro büyük ihtimalle 9 kından biri olacak. Hâlâ karizma olmaya devam ediyor ve bir şekilde bizimkilerin içerideki adamı olabilir. Spoiler'da Komurasaki'nin cebinden aldığına dair bilgi vardı ya da ben öyle anladım lakin şu noktada tam olarak ne olduğu söylenemez gibi. Gene de durup dururken kendi cebinden çıkaracak hâli olmadığına göre Kin'emon'un dağıttırdığı kâğıt da Komurasaki'nin cebinden çıkmıştı. Samurayın merhametine gelecek olursak bu merhamet tam anlamıyla bir merhamet zira bana göre analiz esnasında da değindiğimiz üzere planlanmış bir şey. O-toko 7/24 güldüğü için farkında olmadan planın bir parçası olabilir lakin olmasa dahi bu ikisi bir şekilde bu işlemi gerçekleştirecekti gibi gözüküyor. Aynı zamanda geçen bölüm ortalığı kan gövde götürecek minvalinde konuşmuş olması ve yalnızca Komurasaki'ye bir kesik atması da planın adım adım işlediğine dair bir gösterge gibi duruyor. Plan yaptılarsa cebinde kâğıt olması falan da saçma gerçi ama o da Oda'nın bize işaret vermek için göz ardı ettiği bir detay herhâlde.
- BM'ye gelecek olursak söyleyecek çok bir şey yok çünkü bu noktada Oda'nın kafasında ne olduğunu göremiyorum. Normalde üç aşağı beş yukarı anlardım ama şu an tam anlamıyla bir boşluk var kafamda. Henüz Oda seviyesine gelememişiz. Şöyle bir düşünecek olursak BM'nin hayali, ütopik ve esasında Luffy'nin de onaylayacağı türden bir hayal. Tabii herkesi kafa hizasına getirmeyen hâli. Her ırkın bir arada mutlu mesut geçineceği türden bir hayal. Bizimkilere burada olmasa bile ileride yardım edebilir belki. Bakalım.
- Peki ya BM'nin tayfasına ne oldu?
Mama'nın yeni lakabı: Childish Mambino.
Neyse. Şimdi işim var, kalanını da hep beraber konuşuruz. Epey güzel bölüm.
Yaş akar gözüm sızlar
Ne kalur gerisine
Herkesun bir balonu var
Durur içerisinde
İnandık mangakaya
Öyle böyle dedi
Ayrılık defterini
Elimize verdi
Kurbağalar üzerinde Wano'da gördüğümüz türden motifler var. Enel Wano'ya geliyor, onaylı bilgi.
Bölüm Orochi ile başlıyor. Meyvesi Yamata no Orochi. Daha önce forumda 529 defa adı geçmiştir fakat kısaca açıklayalım. Genellikle 8 kafası, 8 kuyruğu olan bir Japon yılanı bu. Bekiz Başlı Dev Yılan şeklinde geçiyor. Yamata no Orochi'ye dair detaylara ben girmeyeyim ama sizlere bir link bırakayım. Merak etmeyin Türkçe:
http://www.gazetebilkent.com/2013/09/04/japon-mitolojisi-ve-sinto-inanci-3/
Orochi'nin her kafası ayrı bir âlem yaşamaya devam ediyor. Özür bekliyor ama Komurasaki mükemmel duruyor karşısında.
"The one who falls in love first is the one who loses" Acaba Türkçe karşılığı var mı?
O-toko gülmeye devam ederken Orochi manasız bir şekilde kendi adamlarına saldırıyor. Aslında bu durum çok da manasız sayılmaz. Çünkü her kafanın kendine has bir karakteri var gibi duruyor demiştim. En nihayetinde yakalıyor dişisini, kavrıyor çenesiyle, alıyor dişlerinin arasına, artık tek gıdımlık canı var onun, karmaşık duygular içinde, bekliyor öyle...
Oda'nın bu tarz çizimlerini özleyen varsa şöyle bırakayım.
Karakterlerden birinin adı Daikoku, hemen viki'ye dalıyor ve Daikokuten karakteriyle karşılaşıyoruz. Karanlığın muhteşem tanrısı olan bu kişi aynı zamanda 7 şans tanrısından biri. 5 tahılın tanrısı diye de geçiyormuş.
Daikoku diyor ki Shogun dediğin istediğini yapar, hem onu bunu bırak da bizim zaten daha önemli bir işimiz var. Robin'in kimliği ortaya çıkıyor. O-toko Komurasaki'ye yardım edilmesini istiyor. Robin, kendi kellesi ipteyken O-toko'yu kucaklamış. İşte yüce gönüllü bir kadın olmak bunu gerektiriyor.
Fuujin ve Raijin isimli iki karakter, yine aynı ninja birliğinin bir parçası. Peki kim bunlar? Esasında tanıyanlar olacaktır. Fuujin, Rüzgâr tanrısı, Raijin ise yıldırım. Bu iki tanrıda insanlara korku salan tanrılarmış. Fırtınalı günlerde aileler çocuklarına göbek deliklerini kapamalarını, aksi takdirde Raijin'in karınlarını yiyeceğini söylermiş. Düşünürseniz Luffy'nin G4 hâllerinin de bu iki tanrıda olduğu gibi detaylara sahip olduğunu anımsayabilirsiniz. Oda Japonca yazarken Fuujin ve Raijin kelimelerinden "Tanrı"yı çıkartıp yerine "Kılıç"ı koymuş. Seriye bu şekilde entegre etmiş yani.
İki Tanrı çakması Brook'un hayalet forumdan korkuyor. Brook da nasıl korku salacağını biliyor doğrusu. Diğer yandan O-toko güle oynaya bayılıyor. En iyi ölüm, gülerek ölmektir gibisinden laflar vardır. Kız az daha yaşıyordu bunu. Gülmek lüks bir şeydir.
Bu iki Tanrı çakması kızı çağıran kız da korkuyor epey. Japonya'nın merkez alındığı bir ada ve arkta insanların hayalet ve benzeri şeylerden bilhassa korkması normal zaten. Ne kadar güçlü olduklarının pek bir önemi yok, olabilir, makul.
Starving Skeleton'un yalnızca bir fabl olmadığının bahsi geçiyor. Gashadokuro olarak da bilinen bu mite göre hayaletler, açlıktan ölen insanların kemiklerinden oluşturdukları devasa bir iskelet formuna bürünüyor ve ardından da gece sularında, kırsal mekânlarda yiyecek gezginleri arıyor.
Robin Brook'a teşekkür edip bildiğimiz bir tekniği kullanıyor. Verilen tepki şeytani sanatlar ve hayalet ordusu. Nami'nin bir tarafları balonla örtbas edilirken Brook'a yardım düşüncesi vuku buluyor. Hanzo derken bizim bildiğimiz anlamda hanzo değil ama bir takozluğunu görürsek Hanzo diye sövebiliriz. 16. yüzyılda yaşamış olan Hattori Hanzo, Sengoku döneminde ünlü bir samuray ve ninja olarak biliniyor. Birleşik Japonya'nın kurulmasında parmağı olan bu arkadaş aynı zamanda Tokugawa Ieyasu-dono'yu kurtarmış. Evet -dono. Çünkü Sengoku Basara izlemiş olmak bunu gerektirir. Hanzo aynı zamanda Edo kalesini koruyan İga ninjalarının başı olarak biliniyor. Hanzo ismi nesiller boyunca aktarılmış. Şeytan Hanzo lakabını alan bu kişinin bir çizimi:
Hanzo, Shinobu'nun bunca yıl sonra yaşıyor olmasına barnah basıyor. Erkekleri cezbedip öldüren ninjanın da yine Shinobu olduğu anlamını da çıkarmadan geçmiyor. Shinobu vaktinde güzel biriymiş anlayacağınız. Shinobu kızıp sözde ninja sanatını kullanarak yumurta kırıyor. Ball Buster, erkeklerin huzurunda gıkını çıkartamadığı türden biri geçiyor. Aynı zamanda yumurta kırmaya da deniyor, yumurta derken, anladınız.
Shinobu'nun sahip olduğu meyve olgunlaştırma diyebileceğimiz bir meyveydi. Zaman içinde bu meyve kendisini de fazlasıyla olgunlaştırmış ve klasik cüce Japon teyze tiplemesine sokmuş olabilir. Hanzo'nun yaptığı hanzoluğa karşı bağlama sanatını kullanan Shinobu diğer yandan kare-san-sui tekniğini kullanıyor. Bu ne demek? Japon kayalık bahçesi anlamına geliyor. Zen bahçesi şeklinde de kullanıldığı oluyor. Çimen, kaya, çakıl ve kumun yanı sıra çeşitli doğal unsurlar barındıran sığ bir kum bahçesi. Çakıllar okyanusu, kayalar Japon adalarını temsil ediyormuş. Zen bahçesi kavramının mit olduğunu düşünenler de varmış. Detaylar: http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvS2FyZXNhbnN1aQ
Son olarak, Shinobu'nun yaptığı Kare-san-sui farklı bir şekilde hecelenmiş. Doğrudan meyve gücünü işaret eder şekilde "dry-scattering-decay" manasına gelecek şekilde yazılmış yani. Japonca ilginç bir dil.
Souma no Furudairi, ya da Takiyasha the Witch and the Skeleton Spectre olarak bilinen bu tablo Utagawa Kuniyoshi tarafından yapılmış. Ukiyo-e stilinde uzman olan bu kişi Utagawa okulunun bir üyesiymiş. Kabuki aktörleri, kediler, efsanevi hayvanlar, güzel kadınlar ve manzaralar çizermiş.
Bizim pandaya bir şey olmamış galiba:
Gelelim malum sahneye. Kyoshiro açıkça hazır olup olmadığını soruyor, Komurasaki de hazır olduğun söylüyor. Bunlar ayarlanmış.
Unutmamak lazım. Bu ikisinin bir mazisi var:
Ölümü kabul etmiş gibi çizilen Komurasaki gene oldukça duru ve etkileyici gözüküyor.
Herkes şoka uğruyor ama çok açık ki bölümler boyunca temeli oturtulan bir karakter ölmeyecek. Neyse, millet öldü sansın da. :/
Bu tip olaylar bize değil seri içinde olan karakterlere ters köşe oluyor aslında.
Burada bir güzel detay da O-toko'nun Komurasaki'yi öldü düşünüyor olmasına karşın gülmeye devam etmesi. Ulen kereta sen ne ara kendine geldin? Neyse, sen gül güneş doğsun yeniden.
Kyoshiro'ya çok çıkışıyorlar ama o bu yapılanın bir suç olduğunu ve Komurasaki'ye samurayın merhametini gösterdiğini falan söylüyor.
Kyoshiro'nun elinde Kin'emon'un dağıttırdığı çizim var. Neyse bu konulara son kısımda tekrar girerim.
Orochi Robin'in peşine düşüyor, Nami ortaya çıkıyor ve Zeus'u çıkartıyor. Ulen Oda bu nasıl çizim?
Ve böylelikle sahne BM'nin tarafına geçiyor. Ancak ilginç bir şekilde gece bitiyor ve sabah oluyor. Oda hızlı bir şekilde geçecek bu kısmı da.
BM'ye de O-lin demeye başlanmış. Şahane.
Tsuru'nun BM'ye verdiği tatlı olan Shiruko, geleneksel bir Japon tatlısı. Azuki fasulyelerinin kaynatıldıktan sonra ezilip, bir kase içerisinde mochi ile birlikte sunulmasıyla oluşuyor. Glütenli pirinç unu hamuru ya da kestane ile yapılan çeşitleri de bulunuyormuş. Bkz:
BM'de görünür bir tatlılaşma var. Gayet bebiş davranıyor. Chopper ve diğerleri Udon'a gitmenin peşinde. BM'nin hafızası olmaması bir yan bildiğin çocuk gibi davranıyor. Meyve gücünün olmadığı zamanlardaki hâline dönmüş yani. Bu beklenen bir şeydi ve dile de getirilmişti. Burada bir diğer detay olarak şunu sunabiliriz:
BM'nin şapkası BM'den bağımsız bir şekilde uyuyor ya da en azından iki gözünü de yummuş. Oysa BM'nin tek gözü açık.
BM'nin tatlı ve sakin tarafı kendinde olduğu için Zeus da hâlâ var olmaya devam ediyor. Ancak Prometheus sizlere ömür. Neden? Zira Whole Cake Island arkında da söylediğim gibi BM'nin pis tarafıydı ve şu an o tarafı sizlere ömür. Napoleon'un ise geçen bölüm gözleri açıktı. Şimdiyse kapalı. Bunu da şu şekilde yorumlayabiliriz belki: Gözler kalbin aynası muhabbetine gözleri ve tepkilerini yansıtan Napoleon, BM'nin adaya ayak bastığı ilk anda içgüdüsel olarak tetikteydi lakin BM'nin an itibarıyla huzur içinde olması onun da uykuya geçmesine neden oldu. Bunlar varsayım tabii. Biraz daha görmek lazım.
BM daha fazla shiruko yemek istediği için onlarla birlikte gidecekmiş. BM'yi kimse tanımıyor olabilir. Ancak Kaido'nun as adamları illaki bilecektir ve bu durum da ortalığı karıştırabilir. Ancak ilerleyen bölümlerde BM'yi şebek kıyafetlerle görebiliriz.
Nihai savaşa 9 gün kalmış. 929. bölümde Orochi Ateş Festivaline 1 hafta kaldığını söylemişti. Vİkiden bakayım dedim ama Japonların 1 haftalık takvimleri kullandığını gördüm. Geçmişte de yani.
Birkaç noktaya tekrar değinelim.
- Orochi'nin esas formunda kuyruklarının da fink atması gerekir bence. Oysa şu noktada tam olarak yılan olduğunu söyleyemeyiz.
- Kyoshiro büyük ihtimalle 9 kından biri olacak. Hâlâ karizma olmaya devam ediyor ve bir şekilde bizimkilerin içerideki adamı olabilir. Spoiler'da Komurasaki'nin cebinden aldığına dair bilgi vardı ya da ben öyle anladım lakin şu noktada tam olarak ne olduğu söylenemez gibi. Gene de durup dururken kendi cebinden çıkaracak hâli olmadığına göre Kin'emon'un dağıttırdığı kâğıt da Komurasaki'nin cebinden çıkmıştı. Samurayın merhametine gelecek olursak bu merhamet tam anlamıyla bir merhamet zira bana göre analiz esnasında da değindiğimiz üzere planlanmış bir şey. O-toko 7/24 güldüğü için farkında olmadan planın bir parçası olabilir lakin olmasa dahi bu ikisi bir şekilde bu işlemi gerçekleştirecekti gibi gözüküyor. Aynı zamanda geçen bölüm ortalığı kan gövde götürecek minvalinde konuşmuş olması ve yalnızca Komurasaki'ye bir kesik atması da planın adım adım işlediğine dair bir gösterge gibi duruyor. Plan yaptılarsa cebinde kâğıt olması falan da saçma gerçi ama o da Oda'nın bize işaret vermek için göz ardı ettiği bir detay herhâlde.
- BM'ye gelecek olursak söyleyecek çok bir şey yok çünkü bu noktada Oda'nın kafasında ne olduğunu göremiyorum. Normalde üç aşağı beş yukarı anlardım ama şu an tam anlamıyla bir boşluk var kafamda. Henüz Oda seviyesine gelememişiz. Şöyle bir düşünecek olursak BM'nin hayali, ütopik ve esasında Luffy'nin de onaylayacağı türden bir hayal. Tabii herkesi kafa hizasına getirmeyen hâli. Her ırkın bir arada mutlu mesut geçineceği türden bir hayal. Bizimkilere burada olmasa bile ileride yardım edebilir belki. Bakalım.
- Peki ya BM'nin tayfasına ne oldu?
Mama'nın yeni lakabı: Childish Mambino.
Neyse. Şimdi işim var, kalanını da hep beraber konuşuruz. Epey güzel bölüm.
Kapak isteği Oda'nın yan sanayi şubesi Noda Skywalker'dan gelmiş gene. Usopp envaiçeşit sultan papağınınn arasında yatarken burnunun ucuna tünemiş olan bir tanesiyle sohbete dalmış. Usopp pikniğe gelmiş belli ki. Acaba kiminle? Umarım Kaya götürmüştür.
Görünürde 3 sandviç, seçemediğim bir-iki yiyecek, ketçap ve mayonezvari şeylerin yanında bir termos ile bir bardak çay ya da kahve benzeri bir içecek var. Bir bardak olması Usopp'un tek başına olduğuna dair bir işaret aslında. Üzdü.
Bölümden devam edelim. Wano sınırında BM Korsanları'nın gemisiyle karşılaşıyoruz. Perospero başlarının dertte olduğuna dair bir şarkı söylüyor. Yine hem bizimkilerin hem de BM Korsanlarının şelaleye gitmeden önce geçtikleri yerdeler. Elimin altında Luffy'lerin geçtiği sahne vardı, onu atmış olayım:
BM'nin gemiden düştüğünü dile getiren Perospero, King'in göklere hâkim olması sebebiyle o yolu kullanmalarını imkânsız bulan Daifuku, gemilerinin alabora olmadığı için şanslı olduklarını dile getiren Smoothie'nin yanı sıra Katakuri abisinin artık bir numaralı fanı olmayan balon Flampe ise bir şey yapıp yapamayacaklarını soruyor. Broyé, Tablet ve birtakım askerleri görüyoruz. "Broyé kim ulan?" demeyin diye şöyle göstereyim:
Perospero BM'nin Vivre kartı sağlam olduğuna göre kendisi de yaşıyordur diyor ve doğru bir noktaya barnah basıyor. Bu esnada çizimlerde sağ kolunun şekerden olduğu da gözden kaçmıyor.
Bir sonraki sayfada bizim deliyi görüyoruz:
Kendince sahne sanatları yapmaya devam ediyor olsa gerek. Yalnız sanki bizim deliyi uzak tutmaya çalışan biri varmış gibi.
Galette bacımız yakalanmadıysa bile yakalanmasının an meselesi olduğun söylüyor. Henüz kahvaltı yapmadığım için Queen Mama Chanter bana bir hoş gözüküyor. :')
Levely arkında Hina'nın Garp'a bahsettiği BM ve Kaido birlikteliğinin bir kez daha dile getirilmesiyle birlikte içimizdeki şüpheler, BM'yi kıyıya vuran dalgalar gibi denize karışıp gidiyor. Çağın en önde gelen iki korsanının geçmişte aynı tayfanın bir parçası olması çok güzel bir bilgi ve muhtemelen de Rocks/Rox'a bağlanacak. BM'nin canının alınmasından bahseden M'ont d'Or'a karşılık bu durumda BM Korsanlarının Perospero Korsanları'na dönüşeceğini söyleyen Perospero'ya karşılık böyle bir durum olması hâlinde kaptanın Katakuri olması gerektiğini söyleyen Daifuku'ya karşılık önce doğanın önce geldiğini dile getiren Perospero'ya karşılık... Smoothie bildiğimiz mantığın BM'de işlemeyeceğini ve bu sebeple de BM'nin canlı bir şekilde geri döneceğini söyleyerek giydiriyor bu iki salağa. Bir sonraki sayfaya geçmeden önce arkaplanda balonlarla takılan efulim(Effilée) ve iki askerden de bahsetmiş olayım.
Sahne Kuri'ye dönüyor. Tenguyama ile O-Tama'nın konuşması sırasında Komachiyo ve Hihimaru'nun kulak misafiri olduğunu görüyoruz. Konuşma biraz boş. Bahsetme gereği bile duymuyorum. Endişeleniyor işte Tengu.
Kuri'nin artık bölgelerinde köpek balığı timsahımız'ın(Croco-shark'ı çok gördük Wano'da.) üzerinde az evvel konuşan karakterleri görüyoruz. Artık zavallı hayvana kim vurdu bilmem kafasında iki adet şişlik, her bir gözünde birer damla gözyaşı var. En azından dişleri kırılmamış.
Chopper şişliklerin üzerinde, Momo çalışmalarına devam ediyor. Küçük Zoro olmuş resmen. O-kiku'nun kafası havada olduğuna göre BM'yi duyduğuna dair bir şeyler söyleyen kişi de o olmalı. Fakat bununla da kalmayacak, sizlere O-kiku'nun BM'yi nerede duyduğunu göstereceğim:
Evet. Luffy söylemişti.
Şişliklerin sorumlusu çocukluğuna geri döndüğünü yalnızca sözleriyle değil hareketleriyle de kanıtlamak istercesine zorbalık yapan BM elbette. Okobore'deki fakir insanların ona yemek verememesine karşın iyi davranmış olmaları sebebiyle keyfi yerinde.
Aynısını Napoloen için ne ben ne de Chopper söyleyebilir. Oda gözümüze soka soka bir sorun olduğunu söylüyor resmen. Bunun sebebi de BM'nin çocukluğuna dönmüş ve ruhunun bir nevi bozulmuş olması. Chopper belki de bazılarınızın aklına gelmiş olan şu soruyu da soruyor: O da mı hafızasını kaybetti?
BM Japonya'ya, affedersiniz Wano'ya özgü bir şekilde yapılmış saçı ve ağzından akan salyalarla gözüne Chopper'ı kestiriyor. Udon'da yemek yoksa kendini hazırla diyor adeta.
Ve nihayet Wano'nun haritasını alıyoruz. Onigashima ve Amigasa arasında uzaklığa dikkatinizi çekeyim. Udon ile aralarındaki mesafenin neredeyse iki katı uzaklıkta bir yer. Onigashima aynı zamanda limanın tam karşısında bir yer. Fuji-san her zamanki gibi görkemliliğini koruyor lakin şehrin kıyısındaki Ebisu'yu da gözden kaçırmanızı istemem. Oda Onigashima'yı bile dadlu çizdirmiş. Ne o bir nevi pandafatası mı? Ey Oda... Sen kimsin ya?
Büyük bir nehir Wano'yu altıya bölüyor. Her bölgenin mevsimi farklı. Udon'a ulaşmak isteyenler de nehri geçmeli. Köprüler bunun için yapılıyor evlat. Bu sırada Oda'nın BM ve Chopper arasında bir kahkaha tufanı yarattığını görüyoruz. Hapu limanının kendisine göre sol bize göre sağ kesiminde Hakumai isimli bir yer görüyoruz. Hakumai beyaz pirinç demek. Mezarlığın olduğu yerdeki Ringo ise elma demek ama Japoncayı bilirsiniz, tuhaf bir dildir ve bu sebeple bu kelimeler farklı anlamlara gelebilir. Atamayama'ya da selam olsun.
O-kiku'nun harita üzerindeki parmaklarının gölgesinin de çizilmiş olması da güzel bir detay.
Momo çalışmalarına devam ederken garibime vuruyor ve garibim de gözleriyle tepki veriyor. Momo, O-kiku'nun sorusuna bu hareketleri Zoro'dan öğrendiğini söylüyor. Eski bir Kuri lehçesinde "snatch" şeklinde çevrilmiş kelimenin olduğunu öğreniyoruz. Konuyu doğrudan Zoro'ya bağlamadan önce bunu ona öğreten kişinin öğretmeni olabileceğini de göz önünde bulundurmamız lazım, Koushirou yani. O-kiku yakıştıramıyor, ayhh. Zoro'ya dair ufak detaylar örülmeye başladı. Kılıçlar hazırlansın, koklama partisi var.
Momo kendine bir rol belirliyor ve belki de gerçekten arzuladığı rolü alabilir. Göreceğiz.
Kuzey mezarlıklarında yorgunluktan değüşük pozlar veren Nami'ye gelmeden önce ikinci karede bulunan onigiri'lere dalıyor gözlerim. Ah, karnım. Kyoshiro'dan önce Yakuza'nın en önemli ismi Hyougoro the flower, yani Hyou amcamızmış. Hani şu Udon'da Luffy'nin yardım ettiği kişi. Bizimkiler O-toko'yu geride bırakmışlar. Nami onu kontrole mi gitsek, bir de yıkanıp kendimize gelir diyor. Orochi ise insanların en ilkel ihtiyaçları üzerinden takibini yapıyormuş. Dengesiz adam. Ancak epey zekice.
Robin çok az şey öğrendiği için üzülse de Kanjuro'nu verdiği tepki yerinde sayılır. Orochi'nin savaş günü kaçta uyanacağını, Onigashima'ya götürülmek üzere Shogun için yapılacak olan adağın ne oldğunu, ziyafetin ne zaman yapılacağını, Kaido'nun en sevdiği yemeğini, adamlarının arasındaki hiyerarşiyi, ordu ve silah gücünü öğrenmiş. Epey işlevsizdi değil mi?
Brook sağlam bir duvar tarafından korunduğunu ve etrafında tahtadan insan figürleri olduğunu söylüyor. Shinobu ise Kokeshi'den bahsediyor. Bu bebekler Kuzey Japonya kökenli olup basit bir gövde ve yüzden oluşuyor. Gövde kısmında da çeşitli çizimler oluyor. Vikiden bir örneğini koyayım buraya:
Poneglyph de varmış ama kırmızı değilmiş sanırım. Robin'in beklentisi ise kırmızının Onigashima'da olması yönünde.
Başkentte Komurasaki'nin ölüm haberi yayılıyor. Ancak doğa üstü bir olayın yaşandığından bahseden kişiler de var. Ne bu olay? Nami'nin Zeus'u kullanması elbette.
Ebisu'da ağlayan bir Sanji görüyoruz. Aynı zamanda diğer gözünü de ucundan görüyoruz. Cenaze bir sonraki günmüş. Wano'nun "smail" isimli bir Den Den Mushi'si varmış. Small+Snail = Smail. Aman İsmail, hop İsmail. İsmaaail. Kurbik etkilenmişe benzemiyor.
Kid hakkında bilgi varmış yalnız doğrudan kaçtığına dair bir şey de söylemiyor Law? Ardından diyormuş. Adam kendi kendine konuşuyor resmen, kimseyi salladığı yok.
Daima birlikte gülüp birlikte ağlayan ikili neden böyle? Kurbağa da mı yas tutuyor?
Üzücü...
Sahne Udon'da. Kid kaçmış. Alpacaman bir Alpaca'dan beklendiği üzere tükürüp duruyor. Kid'in elinde hâlâ kelepçeleri varmış. Kid'i yakalarsa öldürürlermiş.
Hyou başkana vuran kişinin altı bacağı var. Saçına da bakacak olursak akrep olduğunu söyleyebiliriz. Onun da yanında kocaman bir fil kafası görüyoruz. Yalnız fil kafası adamın göğsünü oluşturuyor. Adamın asıl kafasını göremiyoruz baloncuktan dolayı. Oda acayip çiziyorsun yav. Bir de bir sürü boş beleş kişi. Adam kendi çalışmadığı için yemeği hak etmiyor. Bu kez Kaido Korsanları haklı. Ancak Hyou başkana da helal olsun. Tam bir yakuza. Luffy'nin adını vermiyor. Hyou aynı zamanda Kaido'nun adamlarına hem aptal hem de güçlü anlamlarına gelebilecek bir kelimeyle laf da koyuyor. Adam kültürlü.
Luffy'nin samuray ruhunu görmek dahi Hyou başkanın hoşuna gitmiş. Geçmişte Wano'da herkes böyle onurluymuş oysa geriye tek bir kişi dahi kalmamış. Eh, yaşananları bir anlamı olmalı değil mi?
Luffy ölümün eşiğinde olan Hyou'yu kurtarmak için kendisini durdurmaya çalışan mahkûmları dinlemeden harekete geçiyor. Oryaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaah. Luffy 65 numaraya smaç inmeye geliyor. Sana benden 65 puan ulen Luffy.
Queen'in geldiğini görüyoruz ve bölüm bitiyor. Pokemon gibi bir hayvan çekyior galiba arabasını. Gerçi mekanik de duruyor meret. Tamamıyla kendine özel bir alet olsa gerek bu. Cuk diye oturmuş çünkü. Queen'in bayrağını da görmüş oluyoruz bu sırada. Q harfinin yanı sıra yılan oyununu anımsatan birkaç çizik var. Aynı zamanda aracının arkasında yer alan kuru kafanın bir alt katmanında çeşitli çizikler var.
Adamların arasında galiba 31 numaralı biri de var. İkinci rakam tam seçilmiyor. Uzunca bir boynu olan bir başkasını da görüyoruz sanırım. Ortalık adam kaynıyor işte agalar.
Japonca bilgim olmadığı için Jaiminis Box'ın son sayfaya koyduğu bilgileri çevireyim:
Ringo için After Bell Ring denmiş. Zilin sesi manasında mı after kullanılmış acep. Neyse dediğim gibi elma anlamına geliyor.
Kibi, alışılmadık/olağandışı güzellik, Kibi Dango.
Kuri, dokuz "stretches" diyor ama biraz manasız geldi strech kelimesi. 9 kını andırıyor biraz. Kestane demekmiş.
Hakumai, beyaz dans, beyaz pirinç.
Udon, porselen tavşan, çorba eriştesi.
Fuji dağı da normalde yazılan şeklinden farklı bir şekilde kaleme alınmış Oda tarafından. Tüm yerlerin adı biraz daha lokasyon adına benzemesi açısından farklı yazılmış zaten.
Sanji'nin PageOne ile olan dövüşü muhtemelen sonuçsuz kaldı. Eğer Sanji çizik dahi almadan yendiyse saygı duruşuna geçebiliriz çünkü.
İlerleyen bölümlerde cenazeyi görebiliriz.
Sanji, Law, Usopp ve Franky Ebisu'da. Zoro da en son oradaydı. Nami, Robin ve Shinobu da muhtemelen gidiyor. Kanjuro'nun gelmesine gerek olduğunu düşünmüyorum ve ne yazık ki Brook da arkada kalacak gibi. Bir sonraki bölümde Zoro'yu falan görebiliriz bizimkilerle. Bir diğer ihtimalse Zoro'nun ve belki de Yasu ile birlikte birkaç kişinin gitmiş olması. Bu delilerin ne yapacağı belli olmaz. Herkes gitmiş olamaz çünkü insanları görüyoruz.
Kid kaçtıysa Luffy'nin de kaçmış olması gerekir ama o muhtemelen amcayı korumak için kaçmamayı tercih etti. Ancak Kid'in kaçmasını sağlamış olabilir Raizo aracılığıyla. Ya da düşük ihtimalle Killer.
Hyou hapishanede olduğuna göre ona sadık olan yakuza üyelerinin de orada olduğunu tahmin edebiliriz sanırım. En azından bir-iki kişi çıkar.
Özetle enfes bir bölümdü. Tahmin kısmına fazla girmek istemiyorum, onun yerine her hafta çıkan bölümün tadını çıkarmak daha güzel. Haydi görüşürük.
Görünürde 3 sandviç, seçemediğim bir-iki yiyecek, ketçap ve mayonezvari şeylerin yanında bir termos ile bir bardak çay ya da kahve benzeri bir içecek var. Bir bardak olması Usopp'un tek başına olduğuna dair bir işaret aslında. Üzdü.
Bölümden devam edelim. Wano sınırında BM Korsanları'nın gemisiyle karşılaşıyoruz. Perospero başlarının dertte olduğuna dair bir şarkı söylüyor. Yine hem bizimkilerin hem de BM Korsanlarının şelaleye gitmeden önce geçtikleri yerdeler. Elimin altında Luffy'lerin geçtiği sahne vardı, onu atmış olayım:
BM'nin gemiden düştüğünü dile getiren Perospero, King'in göklere hâkim olması sebebiyle o yolu kullanmalarını imkânsız bulan Daifuku, gemilerinin alabora olmadığı için şanslı olduklarını dile getiren Smoothie'nin yanı sıra Katakuri abisinin artık bir numaralı fanı olmayan balon Flampe ise bir şey yapıp yapamayacaklarını soruyor. Broyé, Tablet ve birtakım askerleri görüyoruz. "Broyé kim ulan?" demeyin diye şöyle göstereyim:
Perospero BM'nin Vivre kartı sağlam olduğuna göre kendisi de yaşıyordur diyor ve doğru bir noktaya barnah basıyor. Bu esnada çizimlerde sağ kolunun şekerden olduğu da gözden kaçmıyor.
Bir sonraki sayfada bizim deliyi görüyoruz:
Kendince sahne sanatları yapmaya devam ediyor olsa gerek. Yalnız sanki bizim deliyi uzak tutmaya çalışan biri varmış gibi.
Galette bacımız yakalanmadıysa bile yakalanmasının an meselesi olduğun söylüyor. Henüz kahvaltı yapmadığım için Queen Mama Chanter bana bir hoş gözüküyor. :')
Levely arkında Hina'nın Garp'a bahsettiği BM ve Kaido birlikteliğinin bir kez daha dile getirilmesiyle birlikte içimizdeki şüpheler, BM'yi kıyıya vuran dalgalar gibi denize karışıp gidiyor. Çağın en önde gelen iki korsanının geçmişte aynı tayfanın bir parçası olması çok güzel bir bilgi ve muhtemelen de Rocks/Rox'a bağlanacak. BM'nin canının alınmasından bahseden M'ont d'Or'a karşılık bu durumda BM Korsanlarının Perospero Korsanları'na dönüşeceğini söyleyen Perospero'ya karşılık böyle bir durum olması hâlinde kaptanın Katakuri olması gerektiğini söyleyen Daifuku'ya karşılık önce doğanın önce geldiğini dile getiren Perospero'ya karşılık... Smoothie bildiğimiz mantığın BM'de işlemeyeceğini ve bu sebeple de BM'nin canlı bir şekilde geri döneceğini söyleyerek giydiriyor bu iki salağa. Bir sonraki sayfaya geçmeden önce arkaplanda balonlarla takılan efulim(Effilée) ve iki askerden de bahsetmiş olayım.
Sahne Kuri'ye dönüyor. Tenguyama ile O-Tama'nın konuşması sırasında Komachiyo ve Hihimaru'nun kulak misafiri olduğunu görüyoruz. Konuşma biraz boş. Bahsetme gereği bile duymuyorum. Endişeleniyor işte Tengu.
Kuri'nin artık bölgelerinde köpek balığı timsahımız'ın(Croco-shark'ı çok gördük Wano'da.) üzerinde az evvel konuşan karakterleri görüyoruz. Artık zavallı hayvana kim vurdu bilmem kafasında iki adet şişlik, her bir gözünde birer damla gözyaşı var. En azından dişleri kırılmamış.
Chopper şişliklerin üzerinde, Momo çalışmalarına devam ediyor. Küçük Zoro olmuş resmen. O-kiku'nun kafası havada olduğuna göre BM'yi duyduğuna dair bir şeyler söyleyen kişi de o olmalı. Fakat bununla da kalmayacak, sizlere O-kiku'nun BM'yi nerede duyduğunu göstereceğim:
Şişliklerin sorumlusu çocukluğuna geri döndüğünü yalnızca sözleriyle değil hareketleriyle de kanıtlamak istercesine zorbalık yapan BM elbette. Okobore'deki fakir insanların ona yemek verememesine karşın iyi davranmış olmaları sebebiyle keyfi yerinde.
Aynısını Napoloen için ne ben ne de Chopper söyleyebilir. Oda gözümüze soka soka bir sorun olduğunu söylüyor resmen. Bunun sebebi de BM'nin çocukluğuna dönmüş ve ruhunun bir nevi bozulmuş olması. Chopper belki de bazılarınızın aklına gelmiş olan şu soruyu da soruyor: O da mı hafızasını kaybetti?
BM Japonya'ya, affedersiniz Wano'ya özgü bir şekilde yapılmış saçı ve ağzından akan salyalarla gözüne Chopper'ı kestiriyor. Udon'da yemek yoksa kendini hazırla diyor adeta.
Ve nihayet Wano'nun haritasını alıyoruz. Onigashima ve Amigasa arasında uzaklığa dikkatinizi çekeyim. Udon ile aralarındaki mesafenin neredeyse iki katı uzaklıkta bir yer. Onigashima aynı zamanda limanın tam karşısında bir yer. Fuji-san her zamanki gibi görkemliliğini koruyor lakin şehrin kıyısındaki Ebisu'yu da gözden kaçırmanızı istemem. Oda Onigashima'yı bile dadlu çizdirmiş. Ne o bir nevi pandafatası mı? Ey Oda... Sen kimsin ya?
Büyük bir nehir Wano'yu altıya bölüyor. Her bölgenin mevsimi farklı. Udon'a ulaşmak isteyenler de nehri geçmeli. Köprüler bunun için yapılıyor evlat. Bu sırada Oda'nın BM ve Chopper arasında bir kahkaha tufanı yarattığını görüyoruz. Hapu limanının kendisine göre sol bize göre sağ kesiminde Hakumai isimli bir yer görüyoruz. Hakumai beyaz pirinç demek. Mezarlığın olduğu yerdeki Ringo ise elma demek ama Japoncayı bilirsiniz, tuhaf bir dildir ve bu sebeple bu kelimeler farklı anlamlara gelebilir. Atamayama'ya da selam olsun.
O-kiku'nun harita üzerindeki parmaklarının gölgesinin de çizilmiş olması da güzel bir detay.
Momo çalışmalarına devam ederken garibime vuruyor ve garibim de gözleriyle tepki veriyor. Momo, O-kiku'nun sorusuna bu hareketleri Zoro'dan öğrendiğini söylüyor. Eski bir Kuri lehçesinde "snatch" şeklinde çevrilmiş kelimenin olduğunu öğreniyoruz. Konuyu doğrudan Zoro'ya bağlamadan önce bunu ona öğreten kişinin öğretmeni olabileceğini de göz önünde bulundurmamız lazım, Koushirou yani. O-kiku yakıştıramıyor, ayhh. Zoro'ya dair ufak detaylar örülmeye başladı. Kılıçlar hazırlansın, koklama partisi var.
Momo kendine bir rol belirliyor ve belki de gerçekten arzuladığı rolü alabilir. Göreceğiz.
Kuzey mezarlıklarında yorgunluktan değüşük pozlar veren Nami'ye gelmeden önce ikinci karede bulunan onigiri'lere dalıyor gözlerim. Ah, karnım. Kyoshiro'dan önce Yakuza'nın en önemli ismi Hyougoro the flower, yani Hyou amcamızmış. Hani şu Udon'da Luffy'nin yardım ettiği kişi. Bizimkiler O-toko'yu geride bırakmışlar. Nami onu kontrole mi gitsek, bir de yıkanıp kendimize gelir diyor. Orochi ise insanların en ilkel ihtiyaçları üzerinden takibini yapıyormuş. Dengesiz adam. Ancak epey zekice.
Robin çok az şey öğrendiği için üzülse de Kanjuro'nu verdiği tepki yerinde sayılır. Orochi'nin savaş günü kaçta uyanacağını, Onigashima'ya götürülmek üzere Shogun için yapılacak olan adağın ne oldğunu, ziyafetin ne zaman yapılacağını, Kaido'nun en sevdiği yemeğini, adamlarının arasındaki hiyerarşiyi, ordu ve silah gücünü öğrenmiş. Epey işlevsizdi değil mi?
Brook sağlam bir duvar tarafından korunduğunu ve etrafında tahtadan insan figürleri olduğunu söylüyor. Shinobu ise Kokeshi'den bahsediyor. Bu bebekler Kuzey Japonya kökenli olup basit bir gövde ve yüzden oluşuyor. Gövde kısmında da çeşitli çizimler oluyor. Vikiden bir örneğini koyayım buraya:
Poneglyph de varmış ama kırmızı değilmiş sanırım. Robin'in beklentisi ise kırmızının Onigashima'da olması yönünde.
Başkentte Komurasaki'nin ölüm haberi yayılıyor. Ancak doğa üstü bir olayın yaşandığından bahseden kişiler de var. Ne bu olay? Nami'nin Zeus'u kullanması elbette.
Ebisu'da ağlayan bir Sanji görüyoruz. Aynı zamanda diğer gözünü de ucundan görüyoruz. Cenaze bir sonraki günmüş. Wano'nun "smail" isimli bir Den Den Mushi'si varmış. Small+Snail = Smail. Aman İsmail, hop İsmail. İsmaaail. Kurbik etkilenmişe benzemiyor.
Kid hakkında bilgi varmış yalnız doğrudan kaçtığına dair bir şey de söylemiyor Law? Ardından diyormuş. Adam kendi kendine konuşuyor resmen, kimseyi salladığı yok.
Daima birlikte gülüp birlikte ağlayan ikili neden böyle? Kurbağa da mı yas tutuyor?
Üzücü...
Sahne Udon'da. Kid kaçmış. Alpacaman bir Alpaca'dan beklendiği üzere tükürüp duruyor. Kid'in elinde hâlâ kelepçeleri varmış. Kid'i yakalarsa öldürürlermiş.
Hyou başkana vuran kişinin altı bacağı var. Saçına da bakacak olursak akrep olduğunu söyleyebiliriz. Onun da yanında kocaman bir fil kafası görüyoruz. Yalnız fil kafası adamın göğsünü oluşturuyor. Adamın asıl kafasını göremiyoruz baloncuktan dolayı. Oda acayip çiziyorsun yav. Bir de bir sürü boş beleş kişi. Adam kendi çalışmadığı için yemeği hak etmiyor. Bu kez Kaido Korsanları haklı. Ancak Hyou başkana da helal olsun. Tam bir yakuza. Luffy'nin adını vermiyor. Hyou aynı zamanda Kaido'nun adamlarına hem aptal hem de güçlü anlamlarına gelebilecek bir kelimeyle laf da koyuyor. Adam kültürlü.
Luffy'nin samuray ruhunu görmek dahi Hyou başkanın hoşuna gitmiş. Geçmişte Wano'da herkes böyle onurluymuş oysa geriye tek bir kişi dahi kalmamış. Eh, yaşananları bir anlamı olmalı değil mi?
Luffy ölümün eşiğinde olan Hyou'yu kurtarmak için kendisini durdurmaya çalışan mahkûmları dinlemeden harekete geçiyor. Oryaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaah. Luffy 65 numaraya smaç inmeye geliyor. Sana benden 65 puan ulen Luffy.
Queen'in geldiğini görüyoruz ve bölüm bitiyor. Pokemon gibi bir hayvan çekyior galiba arabasını. Gerçi mekanik de duruyor meret. Tamamıyla kendine özel bir alet olsa gerek bu. Cuk diye oturmuş çünkü. Queen'in bayrağını da görmüş oluyoruz bu sırada. Q harfinin yanı sıra yılan oyununu anımsatan birkaç çizik var. Aynı zamanda aracının arkasında yer alan kuru kafanın bir alt katmanında çeşitli çizikler var.
Adamların arasında galiba 31 numaralı biri de var. İkinci rakam tam seçilmiyor. Uzunca bir boynu olan bir başkasını da görüyoruz sanırım. Ortalık adam kaynıyor işte agalar.
Japonca bilgim olmadığı için Jaiminis Box'ın son sayfaya koyduğu bilgileri çevireyim:
Ringo için After Bell Ring denmiş. Zilin sesi manasında mı after kullanılmış acep. Neyse dediğim gibi elma anlamına geliyor.
Kibi, alışılmadık/olağandışı güzellik, Kibi Dango.
Kuri, dokuz "stretches" diyor ama biraz manasız geldi strech kelimesi. 9 kını andırıyor biraz. Kestane demekmiş.
Hakumai, beyaz dans, beyaz pirinç.
Udon, porselen tavşan, çorba eriştesi.
Fuji dağı da normalde yazılan şeklinden farklı bir şekilde kaleme alınmış Oda tarafından. Tüm yerlerin adı biraz daha lokasyon adına benzemesi açısından farklı yazılmış zaten.
Sanji'nin PageOne ile olan dövüşü muhtemelen sonuçsuz kaldı. Eğer Sanji çizik dahi almadan yendiyse saygı duruşuna geçebiliriz çünkü.
İlerleyen bölümlerde cenazeyi görebiliriz.
Sanji, Law, Usopp ve Franky Ebisu'da. Zoro da en son oradaydı. Nami, Robin ve Shinobu da muhtemelen gidiyor. Kanjuro'nun gelmesine gerek olduğunu düşünmüyorum ve ne yazık ki Brook da arkada kalacak gibi. Bir sonraki bölümde Zoro'yu falan görebiliriz bizimkilerle. Bir diğer ihtimalse Zoro'nun ve belki de Yasu ile birlikte birkaç kişinin gitmiş olması. Bu delilerin ne yapacağı belli olmaz. Herkes gitmiş olamaz çünkü insanları görüyoruz.
Kid kaçtıysa Luffy'nin de kaçmış olması gerekir ama o muhtemelen amcayı korumak için kaçmamayı tercih etti. Ancak Kid'in kaçmasını sağlamış olabilir Raizo aracılığıyla. Ya da düşük ihtimalle Killer.
Hyou hapishanede olduğuna göre ona sadık olan yakuza üyelerinin de orada olduğunu tahmin edebiliriz sanırım. En azından bir-iki kişi çıkar.
Özetle enfes bir bölümdü. Tahmin kısmına fazla girmek istemiyorum, onun yerine her hafta çıkan bölümün tadını çıkarmak daha güzel. Haydi görüşürük.
Sayın forumdaşlarım One Piece OP935 bölüm sayılı Amaneden analiz tipi yorumuna hoş geldiniz. Kapak isteğinde Smoker kardeşimizi sigarasından çıkan dumandan mütevellit yanıyor zanneden farelerin itfaiyecilik yaptığını görüyoruz. Arkaplanda birkaç Wanted poterinin yanı sıra G-5'in 5'i de var. Smoker masabaşı göreve alışmış herhâlde. Zaten Luffy'nin peşinde de görmüyorduk. Bölümün analize geçmektedir. Lütfen yerlerinize oturunuz. Benim için 2, sizler için çeyrek saat kadar sürecek olan analiz sırasında hepinize keyifli okumalar dilerim.
Udon'un mahkûm madeninde yönetici kulesi bulunuyormuş. Kulenin kendisi Kaido'nun bayrağının kemiklerine ve birkaç karakterde gördüğümüz metalci çivilerine sahip. Ayrıca birkaç boruyu da görmek mümkün. Gaz çıkışı mı var, hayırdır? Sahne deniztaşı kelepçelerinin çalındığına dair bilgiyle başlıyor.
Altı kollu, bir kuyruklu bir hanımefendi var ve zat-ı alileri maymun Smile'ına sahip. Neden 6 kolu var bilinmez Solitaire'nin ancak akla ilk gelen şey "örümcek maymunu" Toplamda 4 kılıcı var. İsmi hepinizin bildiği üzere faldan geliyor. Son olarak kendisi müdür yardımcısı ve headliner.
Yengeç Smile kulanıcısı arkadaş kullandığı her kelimenin arasına crab ekliyor sanırım. Bahsi geçen kişi Raizo olsa gerek. Raizo başkan anahtarların yerine sahtesini koymuş her nedeense. Arkaplanda yere yığılmış bir tayfa üyesi de görüyoruz. Yengeç kardeş yalnızca yana doğru yürüyebildiği için faka basmış anlaşılan.
Bir sonraki sayfada Solitaire, suçlunun kulede olduğunu söylüyor ve söyler söylemez Raizo ortaya çıkıyor. Nin-nin diye takılıyor efendi. Sisin Raizo'su hem bir ninja hem de Dokuz Kın'dan. Bu noktada Kid'in kaçmasını sağlayan olasılıkların bir başkası tarafından yaratıldığını da öğrenmiş oluyoruz aslında. İlginç. Bu zamana kadar niye oluşturulmamış şartlar?
Sahne Luffy'nin akrebi mıhlamasıyla ve arkaplanda anlatıcının bir kez daha kurallardan bahsetmesiyle devam ediyor. Gardiyana karşı gelmenin üç aşamalı cezası var ve sırasıyla şöyle: Kolların, bacakların ve kellenin(sembolik olarak, ne şekilde öldürecekleri net değil) uçurulması. Gardiyanlara el kaldıran olursa doğrudan üçüncü aşamaya geçiyor.
Adını, Grand Millionaire adıyla da bilinen ve üç ya da daha fazla kişiyle, standart bir desteyle oynanan Daifugo oyunundan alan hem akrep Smile kullanıcısı hem headliner hem de müdür yardımcısı olan arkadaş Luffy'den tek yerken mahkûmlar endişe dolu bakışlarla onu izliyor.
Bir tarafta infazcılar, diğer tarafta Luffy'yi saygıyla ananlar. Meyve kullanıcılarına takılan deniztaşı kelepçelerinin, onlar en azından sağda solda yürüyebilsinler diye kısılmış olmasına karşın bu şekilde bir güce sahip olmaları normal olmasa da Luffy'nin son zamanlarda aldığı formdan da anlayacağımız üzere saf hâliyle dahi bir müdür yardımcısı ve headliner'ı rahatlıkla alabildiğini görüyoruz. Luffy'nin sahip olduğu güç, ağırlaşan nefesine karşın sıra dışı iradesinden geliyor. Luffy ise milletin canını sıkmak için konuştukça konuşmaya devam ediyor. Neymiş efendim antrenman yapıyormuş. Sen hiç fil dayağı yedin mi?
Fil Smile kullanıcısı olmasının yanı sıra müdür ve headliner olan Old Maid, adını Viktorya döneminden kalma bir kart oyunundan alıyor. İkiden fazla kişiyle, çeşitli destelerle oynanabilen bu oyuna dair bu kadar bilgi yeter.
Old Maid kardeşimiz aynı zamanda bir Japon maskesini andırıyor. Yalnız görüldüğü üzere bir an sonra gelen "saldırı" saldırıdan ziyade bir hapşuruk ve Old Maid'in kendisinden bağımsız, filin kendisinden geliyor. Açıkçası hoş bir sahne. Karnına kurban.
Filin çıkardığı sese örnek teşkil etmesi açısından şunu şuraya bırakayım:
Müdür Luffy'ye bildiğin tek atıyor. Luffy bedensel olarak zayıf olması sebebiyle Haki de kullanamıyor anlaşılan. Pek şaşırılacak bir durum yok zira akıllara anında WB geliyor.
Queen'i görüyoruz. Kendisi bir Komurasaki fanı. Peki öldüğünü bilmiyor mu? Bilmiyor. Buradan sonra güzergahı da belli. Adamları Komurasaki'nin öldüğünü söylesek mi diye konuşuyor lakin gebermemek adına söylemiyorlar. Beraberinde ise dans başlıyor. Akla doğrudan Okama'lar geliyor.
Şarkıya bakalım. Zayıflarsam popüler olurum. İşte bu yüzden şişmanım. Toparlak görünebilirim ama hepsi kas. Şimdi şarkı ve dans zamanı. Dünyanın en düz çevirisinden buraya kadar. FUNK!
Queen, 1.32 milyar ödüllü, Veba lakaplı. All-star. Daha ne istiyorsunuz? Bu arada Müdür Viktorya döneminden kalma bir kart oyununun adını almış ve kendisi Veba lakabına sahip. Fare çıkmasın da şimdi... Bana uyar da size uyacağını sanmam.
Oda, Queen'i karikatüze etmeyi tercih ediyor. Herkes kasıntı olacak diye bir şey yok pek tabii, kendi bilir. Önemli olaylar ters-sırasıyla şöyle: Kid kaçtı, deniztaşı kelepçe anahtarları çalındı ve Luffy kaçmaya çalışıyor. Yani gerçek önem sırası şu: Luffy>anahtar>Kid
Zira diğer ikisi için olan olmuş. Luffy ise olmakta. Hatta bildiğin oluyor. Sahnenin gösterim şekline göre uzakta duran siyah nokta Luffy.
Bu arada akrep kalkmış bile.
Ebisu'da sakin bir hava var. Yasu'nun klasik muhabbetleri bir yana Zoro'nun kılıcı çalınmış ve o da ardından gitmiş. Yasu bile Zoro'nun geri dönemeyeceğini zira yolunu bulamayacağını düşünüyor, hatta bunu biliyor. Sanji ise... Evet, nerede olduğu belli.
Normalden sıcak bir suyla banyo yapan Nami, Robin ve Shinobu'ya ilave olarak arkaplanda çocuklu anneler, yaşlı çapkınlar, genç kadınlar ve... Sapık adamlar görüyoruz. Shinobu "şeytani sanatlar" diye bahsediyor meyve güçlerinden. Suların hepsini okunmuş falan mı zannediyor nedir?
Ninja ve yanındakini sallayalım. Bir adet boş kalp, bir adet de suyun altında birinin olduğunu gösteren boru var. Bir tanesinin Sanji olduğu kesin diyebiliriz... Bunlardan biri değilse de bir tarafta burnundan kan çıkan biridir.
Ne tuhaf iş valla. Neyse söven yeteri kadar sövecektir, ben bir şey demeyeyim.
Shinobu yumurta kırıyor/yargı dağıtıyor.
Yakuza eskiden halkın yanındaymış. Hyougoro'nun bahsi geçiyor gene.
Arkada Minatomo'yu görüyoruz. Bizimkilere bakmayan bir o var. Adam sapık yaşlı tiplemelerinden ziyade sürekli hayıflanan bir yaşlı tipi... mi acaba?
Hyougoro o kadar nüfuzlu bir adammış ki yalnızca varlığıyla bile tüm samurayları davalarına katabilirlermiş. 20 yıl önce Wano'nun yer altı yüzü Hyougoro'ymuş. Çiçek başkentin yer altı ticaretinin tamamında parmağı varmış. Ayrıca diğer beş bölgenin yakuza patronlarına da hâkimmiş. Güç ve popülarite sahibi, şövalyeliğin tecessümüymüş. Öyle bir adammış ki Oden dahi gençliğinde ona hayranlık duyarmış.
Sahip olduğu kılıcın yonca şekline sahip olmasıyla birlikte dövmesi de Akainu'nun çiçeklerini hatırlatıyor. Yirmi yılda yaşlılıktan bu hâle gelmiş olabilir lakin altından Smoothie de çıkabilir.
Rivayete göre Kurozumi ailesine boyun eğmeyi reddetmiş ve infaz edilmiş. Vakti hâlinde Kozuki ailesine destek veren Oniwabanshu lideri Fukurokuju ise Orochi'ye hizmet etmeyi seçmiş. Bu sıralarda Shinobu da Fukurokuju'nun altında çalışıyormuş ve onu bu ihanetinden dolayı affedemiyormuş. Bu noktada çok küçük bir flashback görüyoruz. Hatırlarsanız Hanzo onu hatırlamıştı. İşte hatırlama sebebi de tam olarak bu.
Anlaşılan Hyougoro'dan ümit kesilmiş. Güya Oden'den de kesildi ama... Neyse.
Kısaca ahtapotlardan bahsedeyim. Her biri hem BM hem de Luffy'lerin gemisine dadanan ahtapota benziyor. Hem tip hem de çıkardıkları ses açısından böyle. Japon'ların ahtapot takıntısına dair Mad Men isimli dizide gördüğüm bir örneği paylaşayım. Lakin +18 denilebilir. Yersizse @Smoker silersen iyi olur:
Gerisini Google'a ve size bırakıyorum. Smoker sildiyse Google'a "japanese octopus paintings" falan yazın çıkar. Bu tablo "Tako to ama". Japon erotik sanatı için kullanılan bir terim var. Shunga diye geçiyor. Genellikle ukiyo-e türünde olan Shunga ahşap baskılar üzerine yapılıyor.
Luffy yine tayfaya katılmaya çalışılıyor ancak beyhude. Hyougoro vaktinde Kaido ve Orochi'yi etkilemiş.
Malnütrisyon diye bir hastalık varmış. Yetersiz beslenme ya da hastalıklara bağlı olarak beslenme bozukluğu sebebiyle vücutta görülen değişikliklerin tamamına deniyor. Hyougoro da bu yüzden küçülmüş. Hyougoro reyiz Luffy'nin affedilmesini istiyor. Adam be. Kendindense ümidi kesmiş.
Kılçık fırlatan kardeşin Kawamatsu olduğunu öğreniyoruz ve bölüm bitiyor. Kawamatsu hem Raizo'yu hem de Momo'yu tanıyor. Tabii bunda şaşıracak bir şey yok. Ancak Kawamatsu'nun nihayet ortaya çıkmış olması güzel.
Toparlayalım.
Hamam sahnesi pek şaşırtıcı değil zira Oda'nın böyle bir şey çizeceği belliydi. Umarım bir kez daha çizmez diyeyim. Tek tesellim bu olsun. Bizimkilerin rahatlığınaysa tepkim şu olsun:
Hyougoro'nun neden gösterildiği belli oldu.
Bizimkiler taş çatlasa 500 kişi toplayabilirlermiş. Hyou başkan ilke 5.000 gözü kapalı gelir.
Kawamatsu kardeş bizimkilerin zamanda atladıklarını bilmiyor olabilir.
Kawamatsu kardeş aşağıda görünmeyen kişi olabilir. Bir başkası da olabilir. Son sahnedeki çizim şekli nedense Pedro'yu anımsattı da ondan öyle dedim.
Queen'in söylediği şarkıya bakılacak olursak belki bir ihtimal zayıf hâlini görebiliriz. Seri içinde çizilmese dahi biri SBS'de soracaktır. Öyle ya da böyle görürüz gibi geliyor.
Hiyo-- şaka şaka.
FUNK!
Udon'un mahkûm madeninde yönetici kulesi bulunuyormuş. Kulenin kendisi Kaido'nun bayrağının kemiklerine ve birkaç karakterde gördüğümüz metalci çivilerine sahip. Ayrıca birkaç boruyu da görmek mümkün. Gaz çıkışı mı var, hayırdır? Sahne deniztaşı kelepçelerinin çalındığına dair bilgiyle başlıyor.
Altı kollu, bir kuyruklu bir hanımefendi var ve zat-ı alileri maymun Smile'ına sahip. Neden 6 kolu var bilinmez Solitaire'nin ancak akla ilk gelen şey "örümcek maymunu" Toplamda 4 kılıcı var. İsmi hepinizin bildiği üzere faldan geliyor. Son olarak kendisi müdür yardımcısı ve headliner.
Yengeç Smile kulanıcısı arkadaş kullandığı her kelimenin arasına crab ekliyor sanırım. Bahsi geçen kişi Raizo olsa gerek. Raizo başkan anahtarların yerine sahtesini koymuş her nedeense. Arkaplanda yere yığılmış bir tayfa üyesi de görüyoruz. Yengeç kardeş yalnızca yana doğru yürüyebildiği için faka basmış anlaşılan.
Bir sonraki sayfada Solitaire, suçlunun kulede olduğunu söylüyor ve söyler söylemez Raizo ortaya çıkıyor. Nin-nin diye takılıyor efendi. Sisin Raizo'su hem bir ninja hem de Dokuz Kın'dan. Bu noktada Kid'in kaçmasını sağlayan olasılıkların bir başkası tarafından yaratıldığını da öğrenmiş oluyoruz aslında. İlginç. Bu zamana kadar niye oluşturulmamış şartlar?
Sahne Luffy'nin akrebi mıhlamasıyla ve arkaplanda anlatıcının bir kez daha kurallardan bahsetmesiyle devam ediyor. Gardiyana karşı gelmenin üç aşamalı cezası var ve sırasıyla şöyle: Kolların, bacakların ve kellenin(sembolik olarak, ne şekilde öldürecekleri net değil) uçurulması. Gardiyanlara el kaldıran olursa doğrudan üçüncü aşamaya geçiyor.
Adını, Grand Millionaire adıyla da bilinen ve üç ya da daha fazla kişiyle, standart bir desteyle oynanan Daifugo oyunundan alan hem akrep Smile kullanıcısı hem headliner hem de müdür yardımcısı olan arkadaş Luffy'den tek yerken mahkûmlar endişe dolu bakışlarla onu izliyor.
Bir tarafta infazcılar, diğer tarafta Luffy'yi saygıyla ananlar. Meyve kullanıcılarına takılan deniztaşı kelepçelerinin, onlar en azından sağda solda yürüyebilsinler diye kısılmış olmasına karşın bu şekilde bir güce sahip olmaları normal olmasa da Luffy'nin son zamanlarda aldığı formdan da anlayacağımız üzere saf hâliyle dahi bir müdür yardımcısı ve headliner'ı rahatlıkla alabildiğini görüyoruz. Luffy'nin sahip olduğu güç, ağırlaşan nefesine karşın sıra dışı iradesinden geliyor. Luffy ise milletin canını sıkmak için konuştukça konuşmaya devam ediyor. Neymiş efendim antrenman yapıyormuş. Sen hiç fil dayağı yedin mi?
Fil Smile kullanıcısı olmasının yanı sıra müdür ve headliner olan Old Maid, adını Viktorya döneminden kalma bir kart oyunundan alıyor. İkiden fazla kişiyle, çeşitli destelerle oynanabilen bu oyuna dair bu kadar bilgi yeter.
Old Maid kardeşimiz aynı zamanda bir Japon maskesini andırıyor. Yalnız görüldüğü üzere bir an sonra gelen "saldırı" saldırıdan ziyade bir hapşuruk ve Old Maid'in kendisinden bağımsız, filin kendisinden geliyor. Açıkçası hoş bir sahne. Karnına kurban.
Filin çıkardığı sese örnek teşkil etmesi açısından şunu şuraya bırakayım:
Müdür Luffy'ye bildiğin tek atıyor. Luffy bedensel olarak zayıf olması sebebiyle Haki de kullanamıyor anlaşılan. Pek şaşırılacak bir durum yok zira akıllara anında WB geliyor.
Queen'i görüyoruz. Kendisi bir Komurasaki fanı. Peki öldüğünü bilmiyor mu? Bilmiyor. Buradan sonra güzergahı da belli. Adamları Komurasaki'nin öldüğünü söylesek mi diye konuşuyor lakin gebermemek adına söylemiyorlar. Beraberinde ise dans başlıyor. Akla doğrudan Okama'lar geliyor.
Şarkıya bakalım. Zayıflarsam popüler olurum. İşte bu yüzden şişmanım. Toparlak görünebilirim ama hepsi kas. Şimdi şarkı ve dans zamanı. Dünyanın en düz çevirisinden buraya kadar. FUNK!
Queen, 1.32 milyar ödüllü, Veba lakaplı. All-star. Daha ne istiyorsunuz? Bu arada Müdür Viktorya döneminden kalma bir kart oyununun adını almış ve kendisi Veba lakabına sahip. Fare çıkmasın da şimdi... Bana uyar da size uyacağını sanmam.
Oda, Queen'i karikatüze etmeyi tercih ediyor. Herkes kasıntı olacak diye bir şey yok pek tabii, kendi bilir. Önemli olaylar ters-sırasıyla şöyle: Kid kaçtı, deniztaşı kelepçe anahtarları çalındı ve Luffy kaçmaya çalışıyor. Yani gerçek önem sırası şu: Luffy>anahtar>Kid
Zira diğer ikisi için olan olmuş. Luffy ise olmakta. Hatta bildiğin oluyor. Sahnenin gösterim şekline göre uzakta duran siyah nokta Luffy.
Bu arada akrep kalkmış bile.
Ebisu'da sakin bir hava var. Yasu'nun klasik muhabbetleri bir yana Zoro'nun kılıcı çalınmış ve o da ardından gitmiş. Yasu bile Zoro'nun geri dönemeyeceğini zira yolunu bulamayacağını düşünüyor, hatta bunu biliyor. Sanji ise... Evet, nerede olduğu belli.
Normalden sıcak bir suyla banyo yapan Nami, Robin ve Shinobu'ya ilave olarak arkaplanda çocuklu anneler, yaşlı çapkınlar, genç kadınlar ve... Sapık adamlar görüyoruz. Shinobu "şeytani sanatlar" diye bahsediyor meyve güçlerinden. Suların hepsini okunmuş falan mı zannediyor nedir?
Ninja ve yanındakini sallayalım. Bir adet boş kalp, bir adet de suyun altında birinin olduğunu gösteren boru var. Bir tanesinin Sanji olduğu kesin diyebiliriz... Bunlardan biri değilse de bir tarafta burnundan kan çıkan biridir.
Ne tuhaf iş valla. Neyse söven yeteri kadar sövecektir, ben bir şey demeyeyim.
Shinobu yumurta kırıyor/yargı dağıtıyor.
Yakuza eskiden halkın yanındaymış. Hyougoro'nun bahsi geçiyor gene.
Arkada Minatomo'yu görüyoruz. Bizimkilere bakmayan bir o var. Adam sapık yaşlı tiplemelerinden ziyade sürekli hayıflanan bir yaşlı tipi... mi acaba?
Hyougoro o kadar nüfuzlu bir adammış ki yalnızca varlığıyla bile tüm samurayları davalarına katabilirlermiş. 20 yıl önce Wano'nun yer altı yüzü Hyougoro'ymuş. Çiçek başkentin yer altı ticaretinin tamamında parmağı varmış. Ayrıca diğer beş bölgenin yakuza patronlarına da hâkimmiş. Güç ve popülarite sahibi, şövalyeliğin tecessümüymüş. Öyle bir adammış ki Oden dahi gençliğinde ona hayranlık duyarmış.
Sahip olduğu kılıcın yonca şekline sahip olmasıyla birlikte dövmesi de Akainu'nun çiçeklerini hatırlatıyor. Yirmi yılda yaşlılıktan bu hâle gelmiş olabilir lakin altından Smoothie de çıkabilir.
Rivayete göre Kurozumi ailesine boyun eğmeyi reddetmiş ve infaz edilmiş. Vakti hâlinde Kozuki ailesine destek veren Oniwabanshu lideri Fukurokuju ise Orochi'ye hizmet etmeyi seçmiş. Bu sıralarda Shinobu da Fukurokuju'nun altında çalışıyormuş ve onu bu ihanetinden dolayı affedemiyormuş. Bu noktada çok küçük bir flashback görüyoruz. Hatırlarsanız Hanzo onu hatırlamıştı. İşte hatırlama sebebi de tam olarak bu.
Anlaşılan Hyougoro'dan ümit kesilmiş. Güya Oden'den de kesildi ama... Neyse.
Kısaca ahtapotlardan bahsedeyim. Her biri hem BM hem de Luffy'lerin gemisine dadanan ahtapota benziyor. Hem tip hem de çıkardıkları ses açısından böyle. Japon'ların ahtapot takıntısına dair Mad Men isimli dizide gördüğüm bir örneği paylaşayım. Lakin +18 denilebilir. Yersizse @Smoker silersen iyi olur:
Gerisini Google'a ve size bırakıyorum. Smoker sildiyse Google'a "japanese octopus paintings" falan yazın çıkar. Bu tablo "Tako to ama". Japon erotik sanatı için kullanılan bir terim var. Shunga diye geçiyor. Genellikle ukiyo-e türünde olan Shunga ahşap baskılar üzerine yapılıyor.
Luffy yine tayfaya katılmaya çalışılıyor ancak beyhude. Hyougoro vaktinde Kaido ve Orochi'yi etkilemiş.
Malnütrisyon diye bir hastalık varmış. Yetersiz beslenme ya da hastalıklara bağlı olarak beslenme bozukluğu sebebiyle vücutta görülen değişikliklerin tamamına deniyor. Hyougoro da bu yüzden küçülmüş. Hyougoro reyiz Luffy'nin affedilmesini istiyor. Adam be. Kendindense ümidi kesmiş.
Kılçık fırlatan kardeşin Kawamatsu olduğunu öğreniyoruz ve bölüm bitiyor. Kawamatsu hem Raizo'yu hem de Momo'yu tanıyor. Tabii bunda şaşıracak bir şey yok. Ancak Kawamatsu'nun nihayet ortaya çıkmış olması güzel.
Toparlayalım.
Hamam sahnesi pek şaşırtıcı değil zira Oda'nın böyle bir şey çizeceği belliydi. Umarım bir kez daha çizmez diyeyim. Tek tesellim bu olsun. Bizimkilerin rahatlığınaysa tepkim şu olsun:
Hyougoro'nun neden gösterildiği belli oldu.
Bizimkiler taş çatlasa 500 kişi toplayabilirlermiş. Hyou başkan ilke 5.000 gözü kapalı gelir.
Kawamatsu kardeş bizimkilerin zamanda atladıklarını bilmiyor olabilir.
Kawamatsu kardeş aşağıda görünmeyen kişi olabilir. Bir başkası da olabilir. Son sahnedeki çizim şekli nedense Pedro'yu anımsattı da ondan öyle dedim.
Queen'in söylediği şarkıya bakılacak olursak belki bir ihtimal zayıf hâlini görebiliriz. Seri içinde çizilmese dahi biri SBS'de soracaktır. Öyle ya da böyle görürüz gibi geliyor.
Hiyo-- şaka şaka.
FUNK!
Bölüm kapağı yine bir istek. Aokiji, Wanze'nin yaptığı ramen'i yanlışlıkla donduruyor. Ne yazık ki Japoncam olmadığı için arkaplanda yazan Japonca kelimelere dair bir şey söyleyemiyorum lakin bir ihtimal bir şey çıkabilir. Hatırlarsanız Naruto için yaptığı gönderme esnasında böyle bir teknik uygulamıştı. Kuzan'ın Camel isimli süper penguenini görmek de beni ayrıca hoşnut etti. Şurada ise muhtemelen Wanza'nın korsan bayrağı var. Siyah arkaplan, kılıç ucu ve yanaklarındaki gibi bir işaret.
Kawamatsu 13 yıldır zincire vurulmuş vaziyette çürümüş balıkla besleniyor. 9 gün sonra yapılacak olan Ateş Festivalinin bahsi geçiyor. Yalnız bana "Son savaş" muhabbeti can sıkıcı geliyor. Daha şimdiden dile getirilir mi bu yani? Çok manasız. Kawamatsu'nun hücresi ve kelepçeleri için anahtara ihtiyacı var. Yalnız şöyle bir durum var ki kapı ölümüne paslanmış. Belki de açılmazmış. Kırar geçersiniz birader, ne olacak?
Raizo başlangıçta gözükmüyor olmasına karşın arabanın geçmesiyle birlikte ortaya çıkıyor.
Tespit edilmesinin ardından ninja tekniklerini kullanarak kaçmayı başarıyor. Oda'nın bu iki sayfa dahilinde çizdiği adamlar da nedense Kappa'yı andırıyor. Neden acaba? Neden...
Queen'in astları sumo dövüşü için sahne hazırlığı yapıyor ve hemen ardından Queen'in mekanik şovu başlıyor. Her iki kılıcı da çizilmiş bir vaziyette. Luffy ve Hyo amcanın boyunlarına kelepçe takılıyor. Kelepçelerin şöyle bir durumu var: Ringin dışına çıkması hâlinde içindeki keskin bıçaklar ortaya çıkıyor ve saniyesinde kelleyi uçuruyor. Luffy de anında Kutsal Ejderlerden bahsediyor zaten.
Luffy'nin herhangi bir noktada Kaido'ya katılması hâlinde hayatı bağışlanacak. Ancak yalnızca onun. Bu cehennem turnuvasında Hyo ve Luffy diğerlerine karşı olacak. Queen diyor ki, bizim tarafımızın avantajları şöyle: Silahımız var, sayısal üstünlüğümüz var, kelepçelerimiz yok. Tabii bununla da bitmiyor! Ringe de istediğimiz kadar adam yığarız, diyor. Ancak Luffy'e de bir kıyak geçiyor ve deniztaşı kelepçlerini çıkartıyor. Esaslı adammışsın, helal olsun!
Raizo hemen küplere biniyor, ben neden bunca zahmete girip de anahtarı çaldım ki diye. Adam haklı. Aslında böyle sahneler hoş. O kadar badirenin boşa çıkması... Ama gerçekten de boşa mı çıkıyor? Büyük olasılıkla hayır zira o anahtarlar Kawamatsu için olabilir.
Luffy'ye göre kurtulmuş sayılırlar lakin iyi dostumuz Queen'in de hatırlattığı üzere boynunda çok daha büyük bir tehlike yatıyor. Peki ya bu Luffy için gerçekten de bir tehlike mi?
Queen'e soralım:
: A-höhöh-aha- Ehehe.
Hyo birebir dövüşsek daha iyi, aksi takdirde Luffy'e ayak bağı olurum diyor. Luffy, Queen'e balon diyor. CONFIRMED. Queen abartılmış bir balondur. Bir komedi unsuru olaraksa diğerlerini dinlemiyor elbette. Hoş şeyler. Big Mom da balondu. Bu da öyle. BM vs Queen. Gerçek kraliçe kimmiş görelim.
Ancak gelin görün ki Luffy, Queen'e diyor ki seni uçursam yetmez mi? Aslan parçası be. Zaten Queen'e güçlü olduğunu da söylemedi, değil mi? Tek atar geçer. Hiç eder hiç.
Klasik Oda şişirmesi geliyor. Güya hayatta kalma şansları sıfırmış bizimkilerin. Bir yandan Queen'in adamları gaza gelirken diğer yandan Hyo ve mahkûmlar üzgün. Ancak Luffy anında H. Haki çakıyor ve konu kapanıyor.
: Hobaa. H. Haki he? A-höhöh-aha- Ehehe.
Güçlü olunca dünya umurunda olmuyor herhâlde. Luffy'ye dair hiçbir şey bilmiyor bile olabilir bu dümbük.
Luffy'e güvenini kendi kendine bildiren Kawamatsu "Ka pa pa pa!!" diye gülüyor.
Japon folklöründe Kappa isimli canlı nehir çocuğu anlamına geliyor. Ayrıca "Kawataro" diye de biliniyor. Diğer yandan Komahiki, Kawatora, Suiko gibi isimleri de var. Burada dikkate değer iki isim var. Kawataro ve Kawatora. Oda buraya geldiğimizden beri bu tarz eklemeleri kullanıyor. Örneğin Luffytaro. Kawamatsu'nun ismiyle ve gülüşüyle uygun olan Kappa, Kawamatsu'nun benliğine dair bir işaret olabilir.
Gintama'da bu şekilde resmedilmişti ve hemen hemen her zaman yeşil çiziliyor zaten.
Kesin çıkana dek detaylı bilgi verme gereği duymuyorum ancak animelerde hatrı sayılır bir şekilde gözüken bir karakter kendisi.
Hawkins ve Drake başkent hamamına gelmişler. Drake Sanji'nin peşinde.
Oda elinin ayarını kaçırmış ve şöyle bir şey çizmiş:
Hani "nipples" yoktu kardeşim?
Hawkins tarafı bir şekilde bilekteki ay sembolü muhabbetini öğrenmişler. Hawkins ise aşağıdaki sahne sahnesinde Nami'nin Shinobu ardında gizlendiğini fark ediyor.
Bu noktada Sanji "dammit." diyor olabilir.
Hawkins kılıçfingosunu ortaya salıyor ve Nami'yi anadan üryan bırakıyor sayın seyirciler! Kadınlar, yaşlılar, delikanlı samuraylar ve niceleri adeta kafayı yiyor! Burunlardan çıkan kan hamamı kirletirken Nami'nin orantısız, saçmasapan bedenini görüyoruz.
Sanji'nin uzun bir süredir burada olduğunu sözlerinden anlıyoruz: Zira mo gaman dekinnnnnaaaaaaaaaayyyyyyyyyyyyyy diyor.
Örnek bir baba nasıl olur, onu görüyoruz:
Mutluluk yumruğuyla birlikte 2.80 uzanan Sanji ile Luffy arasında benzerlik görüyoruz. Oda böyle şeyleri çizmeyi seviyor.
Sanji'nin O-soba Mask olduğunu hamamdaki diğer insanlar da anlıyor. Ne nam salmış beee.
Sanji malının da içeride olduğunu öğrenen Drake utanacağından habersiz olaya dahil oluyor. Hawkins ve Drake, Germa'nın Stealth Black'ini tanıyor zira ikisi de Kuzey Mavi'den. Oda sahneyi anında atlatıyor ve koca kafalı Shinobu, Nami ve Robin Sanji'nin kanatları altında göğe doğru uçuyorlar.
Bepo ve saz arkadaşları yakalanmışlar. En son karnı ağrıyordu, o yüzden olmasın?
Law'ın yanına gidiyorlar. Bu noktada fazla gevezelik etmek istemem. Okuması sıkıcı gelebilir ama inanın yazması daha da sıkıcı. Sanji malı bu bilgiye sahipken zevküsefa peşinde ne yapıyor gerçekten? Keşke gerçekten ölsen de rahatlasak. Tabii bir tek sen değil, şu itici Nami de ölsün. Şu surata bak ya. Bunun neresi güzel? Şeytan yemin ediyorum.
Sahne Ringo'ya geçiyor. Kılıcı çalınır çalınmaz failin peşine düşen Zoro ile dalga geçiliyor. Devasa arkadaş Shusui'yi muhtemelen Ryuma'nın mezarına koymuş. Burada şu dev arkadaşı incelersek iyi olur.
Benkei, Minamoto no Yoshitsune'ye hizmet vermiş bir savaş rahibi olarak biliniyor. Sadakat ve güç açısından büyük bir üne sahip. Normalde 7 silahla dolaşıyormuş. Bunlar balta, tırmık, orak, tahta tokmak, testere, metal sopa (Hani şu Kaido'nun tuttuğu var ya, ondan işte.) ve son olarak da yarım ay mızrağı adına sahip bir tür sırıklı silah. Son dediğime örnek:
Görüldüğü üzere Zoro'nun belalısı da böyle silahlar taşıyor:
Misal Okami isimli bir oyunda Benkei isimli bir karakter:
Evet, aynı.
Söylentiye göre Benkei her gece Kyoto'da dolanıyormuş. Amacı neymiş? Değersiz ve kibirli gördüğü samuray savaşçılarından 1.000 kılıç toplamak. 999 tane topladıktan sonra hedefine ulaşmak için nihai düellosunu ararken Gotojentin tapınağında flüt çalan genç bir adamla karşılaşıyor, kendisine kıyasla oldukça kısa olan bu adamın yaldızlı bir kılıcı var. Benkei bu mücadeleyi kaybediyor ve kaybettiği kişi de Minamoto no Yoshitsune çıkıyor. Minamoto no Yoshitomo'nun oğlu yani. Bu Minamoto klanı, geç Heian döneminde bir klan. Benkei intikam ateşiyle kasıp kavrulurken ilerleyen günlerde tekrar düello yapsa da yine yeniliyor. Böylelikle de Yoshitsune'nin hizmetkârı oluyor. Yoshitsune seppuku yaparak ölmüş. Benkei ise ayakta ölmüş. Öldüğünde 34 yaşındaymış.
Çoğunluğun aklına 926. bölümde gördüğümüz şu adam gelmiştir:
Ancak sakallarının şekli farklı. Bıyıkları ters tarafa bakıyor. Ayrıca eline bakacak olursak boyutu da insan gibi. Kaldı ki bu maske benzeri suratı Babanuki/Old Maid'de de gördük. Ama aynı kişi olmaya çok uzaklar, onu bilin de.
Şu şekilde de boyut karşılaştırabilirsiniz:
Gerçi son sahnede birbirlerine girdikleri için çok daha net bir şekilde görebiliyorsunuz. Zoro kendine biraz evvel anlattığım hikâye sebebiyle bir yaver edinebilir. Yalnızca silah bulmuş olmakla kalmaz, aynı zamanda bu adamdan geçmişe dair hikâyeler de dinleyebilir. Yine aynı şekilde Ryuma'nın mezarının olduğu yere giderlerse ilginç şeyler de görebiliriz. Nasıl olsa Ringo'nun ahırı burası, olur bir şeyler.
Hawkins, Drake Kuzey Mavi'den. Robin Batı Mavi'den. Nami için bildiğimiz kadarıyla Doğu Mavi diyelim. Kapakta gördüğümüz Kuzan da Güney Mavi'den.
Bu durumda...
Şey diyebilir miyiz...
Sanji All Blue'yu gördü?
Kawamatsu 13 yıldır zincire vurulmuş vaziyette çürümüş balıkla besleniyor. 9 gün sonra yapılacak olan Ateş Festivalinin bahsi geçiyor. Yalnız bana "Son savaş" muhabbeti can sıkıcı geliyor. Daha şimdiden dile getirilir mi bu yani? Çok manasız. Kawamatsu'nun hücresi ve kelepçeleri için anahtara ihtiyacı var. Yalnız şöyle bir durum var ki kapı ölümüne paslanmış. Belki de açılmazmış. Kırar geçersiniz birader, ne olacak?
Raizo başlangıçta gözükmüyor olmasına karşın arabanın geçmesiyle birlikte ortaya çıkıyor.
Tespit edilmesinin ardından ninja tekniklerini kullanarak kaçmayı başarıyor. Oda'nın bu iki sayfa dahilinde çizdiği adamlar da nedense Kappa'yı andırıyor. Neden acaba? Neden...
Queen'in astları sumo dövüşü için sahne hazırlığı yapıyor ve hemen ardından Queen'in mekanik şovu başlıyor. Her iki kılıcı da çizilmiş bir vaziyette. Luffy ve Hyo amcanın boyunlarına kelepçe takılıyor. Kelepçelerin şöyle bir durumu var: Ringin dışına çıkması hâlinde içindeki keskin bıçaklar ortaya çıkıyor ve saniyesinde kelleyi uçuruyor. Luffy de anında Kutsal Ejderlerden bahsediyor zaten.
Luffy'nin herhangi bir noktada Kaido'ya katılması hâlinde hayatı bağışlanacak. Ancak yalnızca onun. Bu cehennem turnuvasında Hyo ve Luffy diğerlerine karşı olacak. Queen diyor ki, bizim tarafımızın avantajları şöyle: Silahımız var, sayısal üstünlüğümüz var, kelepçelerimiz yok. Tabii bununla da bitmiyor! Ringe de istediğimiz kadar adam yığarız, diyor. Ancak Luffy'e de bir kıyak geçiyor ve deniztaşı kelepçlerini çıkartıyor. Esaslı adammışsın, helal olsun!
Raizo hemen küplere biniyor, ben neden bunca zahmete girip de anahtarı çaldım ki diye. Adam haklı. Aslında böyle sahneler hoş. O kadar badirenin boşa çıkması... Ama gerçekten de boşa mı çıkıyor? Büyük olasılıkla hayır zira o anahtarlar Kawamatsu için olabilir.
Luffy'ye göre kurtulmuş sayılırlar lakin iyi dostumuz Queen'in de hatırlattığı üzere boynunda çok daha büyük bir tehlike yatıyor. Peki ya bu Luffy için gerçekten de bir tehlike mi?
Queen'e soralım:
Hyo birebir dövüşsek daha iyi, aksi takdirde Luffy'e ayak bağı olurum diyor. Luffy, Queen'e balon diyor. CONFIRMED. Queen abartılmış bir balondur. Bir komedi unsuru olaraksa diğerlerini dinlemiyor elbette. Hoş şeyler. Big Mom da balondu. Bu da öyle. BM vs Queen. Gerçek kraliçe kimmiş görelim.
Ancak gelin görün ki Luffy, Queen'e diyor ki seni uçursam yetmez mi? Aslan parçası be. Zaten Queen'e güçlü olduğunu da söylemedi, değil mi? Tek atar geçer. Hiç eder hiç.
Klasik Oda şişirmesi geliyor. Güya hayatta kalma şansları sıfırmış bizimkilerin. Bir yandan Queen'in adamları gaza gelirken diğer yandan Hyo ve mahkûmlar üzgün. Ancak Luffy anında H. Haki çakıyor ve konu kapanıyor.
Güçlü olunca dünya umurunda olmuyor herhâlde. Luffy'ye dair hiçbir şey bilmiyor bile olabilir bu dümbük.
Luffy'e güvenini kendi kendine bildiren Kawamatsu "Ka pa pa pa!!" diye gülüyor.
Japon folklöründe Kappa isimli canlı nehir çocuğu anlamına geliyor. Ayrıca "Kawataro" diye de biliniyor. Diğer yandan Komahiki, Kawatora, Suiko gibi isimleri de var. Burada dikkate değer iki isim var. Kawataro ve Kawatora. Oda buraya geldiğimizden beri bu tarz eklemeleri kullanıyor. Örneğin Luffytaro. Kawamatsu'nun ismiyle ve gülüşüyle uygun olan Kappa, Kawamatsu'nun benliğine dair bir işaret olabilir.
Gintama'da bu şekilde resmedilmişti ve hemen hemen her zaman yeşil çiziliyor zaten.
Kesin çıkana dek detaylı bilgi verme gereği duymuyorum ancak animelerde hatrı sayılır bir şekilde gözüken bir karakter kendisi.
Hawkins ve Drake başkent hamamına gelmişler. Drake Sanji'nin peşinde.
Oda elinin ayarını kaçırmış ve şöyle bir şey çizmiş:
Hani "nipples" yoktu kardeşim?
Hawkins tarafı bir şekilde bilekteki ay sembolü muhabbetini öğrenmişler. Hawkins ise aşağıdaki sahne sahnesinde Nami'nin Shinobu ardında gizlendiğini fark ediyor.
Bu noktada Sanji "dammit." diyor olabilir.
Hawkins kılıçfingosunu ortaya salıyor ve Nami'yi anadan üryan bırakıyor sayın seyirciler! Kadınlar, yaşlılar, delikanlı samuraylar ve niceleri adeta kafayı yiyor! Burunlardan çıkan kan hamamı kirletirken Nami'nin orantısız, saçmasapan bedenini görüyoruz.
Sanji'nin uzun bir süredir burada olduğunu sözlerinden anlıyoruz: Zira mo gaman dekinnnnnaaaaaaaaaayyyyyyyyyyyyyy diyor.
Örnek bir baba nasıl olur, onu görüyoruz:
Mutluluk yumruğuyla birlikte 2.80 uzanan Sanji ile Luffy arasında benzerlik görüyoruz. Oda böyle şeyleri çizmeyi seviyor.
Sanji'nin O-soba Mask olduğunu hamamdaki diğer insanlar da anlıyor. Ne nam salmış beee.
Sanji malının da içeride olduğunu öğrenen Drake utanacağından habersiz olaya dahil oluyor. Hawkins ve Drake, Germa'nın Stealth Black'ini tanıyor zira ikisi de Kuzey Mavi'den. Oda sahneyi anında atlatıyor ve koca kafalı Shinobu, Nami ve Robin Sanji'nin kanatları altında göğe doğru uçuyorlar.
Bepo ve saz arkadaşları yakalanmışlar. En son karnı ağrıyordu, o yüzden olmasın?
Law'ın yanına gidiyorlar. Bu noktada fazla gevezelik etmek istemem. Okuması sıkıcı gelebilir ama inanın yazması daha da sıkıcı. Sanji malı bu bilgiye sahipken zevküsefa peşinde ne yapıyor gerçekten? Keşke gerçekten ölsen de rahatlasak. Tabii bir tek sen değil, şu itici Nami de ölsün. Şu surata bak ya. Bunun neresi güzel? Şeytan yemin ediyorum.
Sahne Ringo'ya geçiyor. Kılıcı çalınır çalınmaz failin peşine düşen Zoro ile dalga geçiliyor. Devasa arkadaş Shusui'yi muhtemelen Ryuma'nın mezarına koymuş. Burada şu dev arkadaşı incelersek iyi olur.
Benkei, Minamoto no Yoshitsune'ye hizmet vermiş bir savaş rahibi olarak biliniyor. Sadakat ve güç açısından büyük bir üne sahip. Normalde 7 silahla dolaşıyormuş. Bunlar balta, tırmık, orak, tahta tokmak, testere, metal sopa (Hani şu Kaido'nun tuttuğu var ya, ondan işte.) ve son olarak da yarım ay mızrağı adına sahip bir tür sırıklı silah. Son dediğime örnek:
Görüldüğü üzere Zoro'nun belalısı da böyle silahlar taşıyor:
Evet, aynı.
Söylentiye göre Benkei her gece Kyoto'da dolanıyormuş. Amacı neymiş? Değersiz ve kibirli gördüğü samuray savaşçılarından 1.000 kılıç toplamak. 999 tane topladıktan sonra hedefine ulaşmak için nihai düellosunu ararken Gotojentin tapınağında flüt çalan genç bir adamla karşılaşıyor, kendisine kıyasla oldukça kısa olan bu adamın yaldızlı bir kılıcı var. Benkei bu mücadeleyi kaybediyor ve kaybettiği kişi de Minamoto no Yoshitsune çıkıyor. Minamoto no Yoshitomo'nun oğlu yani. Bu Minamoto klanı, geç Heian döneminde bir klan. Benkei intikam ateşiyle kasıp kavrulurken ilerleyen günlerde tekrar düello yapsa da yine yeniliyor. Böylelikle de Yoshitsune'nin hizmetkârı oluyor. Yoshitsune seppuku yaparak ölmüş. Benkei ise ayakta ölmüş. Öldüğünde 34 yaşındaymış.
Çoğunluğun aklına 926. bölümde gördüğümüz şu adam gelmiştir:
Ancak sakallarının şekli farklı. Bıyıkları ters tarafa bakıyor. Ayrıca eline bakacak olursak boyutu da insan gibi. Kaldı ki bu maske benzeri suratı Babanuki/Old Maid'de de gördük. Ama aynı kişi olmaya çok uzaklar, onu bilin de.
Şu şekilde de boyut karşılaştırabilirsiniz:
Gerçi son sahnede birbirlerine girdikleri için çok daha net bir şekilde görebiliyorsunuz. Zoro kendine biraz evvel anlattığım hikâye sebebiyle bir yaver edinebilir. Yalnızca silah bulmuş olmakla kalmaz, aynı zamanda bu adamdan geçmişe dair hikâyeler de dinleyebilir. Yine aynı şekilde Ryuma'nın mezarının olduğu yere giderlerse ilginç şeyler de görebiliriz. Nasıl olsa Ringo'nun ahırı burası, olur bir şeyler.
Hawkins, Drake Kuzey Mavi'den. Robin Batı Mavi'den. Nami için bildiğimiz kadarıyla Doğu Mavi diyelim. Kapakta gördüğümüz Kuzan da Güney Mavi'den.
Bu durumda...
Şey diyebilir miyiz...
Sanji All Blue'yu gördü?
Shounen Jump'ın kapağına baktığmız zaman daha önce mavi renkte gördüğümüz kılıcı şimdi kınıyla birlikte mor hâlde görüyoruz. Farklı bir kılıç olma ihtimali olsa da kılıcın yonca sembolü aynı gibi gözüküyor. Luffy'nin üzerindeki gelenesek kıyafette ise çiçek ezgileri görüyoruz. Hyo olsun, Ashura Douji olsun, hatta Akaionu olsun bu tarz motiflere rastlamak mümkün. Hâlihazırda sakura isimli kiraz çiçeği anlamlı ağacın da Japonlar için önemi hepiniz tarafından biliniyor. Luffy'nin kılıçla olduğu her sahnede olduğu gibi burada da fanlara titreşim ve elektrik gibi formlarda unutamayacakları ve neticesinde olanların kelimelerin ifade etmekte yetersiz kalacağı türden bir gülümsemeyle resmedildiğini görüyoruz. Luffy'nin bu kez kınlı bir kılıçla gözükmesi neyi ifade ediyor acep? "Kın." Hmm...
Kin'emon, Komurasaki, Momonosuke ve Orochi seçimlerinin neden yapıldığını da merak etmiyor değilim. Birileri Orochi'nin mor bıyığı konusunda da aynı meraka sahip olacaktır. Komurasaki'nin saçınıysa zaten cilt kapağında görmüştük.
Bölümün kendi içinde olan kapağında pek çok detay var. Lufy'nin tepeisndeki maymun maymunvari bir motife sahip olan şapkasıyla dikkat çekiyor. Ayaklarının da maşallahı varmış. Usopp Luffy'ye haritada bir yer gösteriyor, heyecanlanmış. Kafasında da Elbaf'ı anımsatan bir şapkaya sahip. Bir sonraki macerayı planlayan Hasırşapkaların Elbaf'a gideceklerinin bir işareti olabilir. Luffy'nin iki ayağı ile dünyayı tutan iki nokta arasındaki koordinatlar da kılıcın girdiği yer olan Raftel'i gösteriyormuş arkadaşlar. İşte büyük oyunu bozdum. Bölümde pek çok papağan var. Bu papağanlardan sağ alt kısımda bulunan bana nedense Ace'i anımsattı. Zoro'nun sırtında muhtemelen Sunny Pirate yazıyor ve Güneş Tanrısının sembolüne benzeyen bir motif görüyoruz. Bu Zoro'nun ateş konusunda ustalaşacağına mı işaret dersiniz? Brook ise hedefini göklere, uzaya yöneltmiş. Merakla Enel'i bekliyordu belki de. Franky ve elindeki papağan neyin kafasını yaşıyor, onu ben de bilmiyorum ama Robin'in pek çok kişinin rüyasına girdiğini hepimiz biliyoruz. Pek çok yazının olduğu masada tam manasıyla seçilebilen bir 972 sayısı var. B11, -L ve PAC gibi değişik şeyler de var. Ufacık şeylerden manasız manalar çıkarmamak için bu kısmı geçiyorum. Son olarak da belki de en hoş detay olan Chopper'ın tişörtüne değinmeliyim-GAO.
Tekrar bakarken Nami'nin haritasında dinozor gördüm. Bir de sarayımsı bir ev var. Lakin x noktası denizde.
Zoro'nun haritasında ise kılıç var:
Bu arada Zorobin confirmed. İyi kesişler.
Bu ne? Tövbe.
Bu arada genel olarak şapkalar da ilginç. Neyse bölüme geçelim.
Udon ile Kuri arasında bir yolda BM'leri görüyoruz. BM ve O-tama'nın keyfi yerinde. Momo Yah-hah şeklinde çalışma yapıyor, yani bağırış şeklini değiştirmiş. Chopper korkudan ağlıyor, Kiku ise ortama uyuyor öyle. Ancak hepsinden önemlisi kafası güzel bir şapkamız var:
Hafiften gözlerini açmaya çalışıyor gibi bir hâli var. Wano'da Kaido, Luffy ya da Sanji ile karşılaşması hafızasına reset atabilir ve bu sebeple Chopper'ın korkusu yerinde.
Geçen bölüm "Waiters" isimli grubun tamamı yenilmişti. Bu kez Luffy tüm "Pleasures"u yenmeyi başarmış. Luffy renkler ve zevkler tartışılmaz demiş adeta.
Luffy Rayleigh'in fil üzerinde yaptığı hareketi tam manasıyla yapmaya çalışıyor lakin tam olarak beceremiyor. Yani Oda burada Luffy'nin Kara Kral kadar Kral olamadığını dile getiriyor, yine de gideri var. Hyo başkan Rayleigh'i tanıdığı için Luffy'e şaşırıyor lakin o Rayleigh'i tanıdığı için de biz şaşırıyoruz. Asıl sen kimsin başkan? Çünkü Luffy biraz şöyle:
Olaya bak. BM'nin peşinde olduğu yiyeceği kase kase yiyen bir Queen var. Gerçekten de Kraliçelerin kapışmasını mı göreceğiz yav? Biraz can sıkıcı bir durum açıkçası. Yanında bir hayli getirmiş ama kimselere vermezmiş, onun favorisiymiş. Bil bakalım başka kimin favorisi? Eyvaah.
Bu arada parantez açmak istediğim bir şey var. İki cümle kafi. Birincisi boş konuşmayın, ikincisi de boş konuşanlara itibar etmeyin.
Bölümün kalanının hâkim olacağı Ringo'ya geçiyoruz. Wano'nun alışılagelmiş ağaçları ve Ringo'nun alışılagelmiş kar tanelerinin arasında Oihagi isimli bir köprüde olanlar oluyor!
Google'a "Oihagi Köprüsü" ve "Oihagi Bridge" yazdım lakin karşılaştığım sonuç Ohashi, Ohaşi Köprüsü oldu. Neyse bazı şeylere sonra baksak da olur. Oihagi "Highwayman", "Highway Robbery" anlamlarına geliyormuş. Yani Gyukimaru'nun lakabında olan şey.
Bölüm isminde gördüğümüz Gyukimaru ismi Soyguncu Savaşçı Keşişimiz Benkei'ye aitmiş. Bu sayfada Ryuma övülüyor, geçiyorum.
Totalde biz bu köprünün adını kullanırsak daha iyi olabilir. Smoker da "Oihagi Savaşçı Keşiş" diye çevirmiş zaten.
Wano Ülkesi geçmişte Altın Ülkesi olarak biliniyormuş. Aha da sana bilgi gibi bilgi. Pek çok korsan bu altınları istermiş. Aynı zamanda ülkeyi ele geçirmek isteyen de pek çok soylu varmış. Dış dünyanın sayısız düşmanı olmasına karşın Ryuma, Wano Ülkesinin sahip olduğu samurayların gücünü tüm dünyaya göstermiş. Gökyüzünde beliren ejderhayı kestiğine dair anlatılan hikâye ise Muhteşem kılıçustası Ryuma'ya dair anlatılan efsanelerden yalnızca biriymiş. Ölümünden sonra ona Kılıç Tanrısı unvanı bahşedilmiş ve dünyaca ünlü Shusui isimli kılıcı ile birlikte gömülmüş. Bunlar, Wano'nun milli hazineleriymiş. Vay be. Altın Ülkesi he? Oda burada geçmişte Japonya altın gibi ülkeydi, emperyalistler geldi her şeyin içine etti ama biz onlara samurayların gücünü gösterdik, şimdi de kimseye güvenmeden kendi hâlimizde yaşıyoruz mu diyor, ne diyor?
Shusui, Ryuma'nın pek çok dövüşünün ardından siyah kılıç olmuş. Yani kılıçlar haki ile birlikte kullanıla kullanıla adeta çiçek açıyor, esas formuna bürünüyorlar. Biraz romantik anlattım ama böyle daha hoşuma gitti. Yazana belli ne de olsa.
Ryuma önümüze gelen bir kılıç darbesi diyerek herkese tek atan bir ruh hastası kardeşimiz. Ona sahip çıkalım.
Zoro'nun dikkati yardım diye bağıran bir sesle dağılırken Gyukimaru da bunu fırsat bilmeye çalışıyor. Nafile! O-toko ve kolu kanlı bir Komurasaki var. Ölmemiş, çok şaşırdık. Tamam, tamam. Belki değildir.
He he değildir. İç kıyafete bak...
Hamen diye bağıran bir adam ortaya çıkıyor ve bu adam Çiçek başkentin aranılan suçlusu, insankatili Kamazou'dan başkası değil. Makoto Shishio, anyone?
Şu kapağa bakalım bir:
Bakın Zoro'nun elinde ne var?
Bir iki tane de sanat koyalım ortaya.
Kawamatsu ve Ashura Douji'nin ardından belki de Denjiro'yu görmüşüzdür zira saç, bir ihtimal dedirtiyor. Yine de Kin'emon'un bahsettiği bir samurayın Orochi'ye çalışması pek olası gelmiyor bana, bu yalnızca bir iş için bile olsa böyle.
Oda bu kez de Gyukimaru ile Zoro üzerinden "açık bulma" yoluyla bir komedi tutturmuş. İki dakika bırak da gülmeyelim be adam.
Zoro Orochi tarafından Toko'yu öldürmek üzere gönderilen biriyle dövüşmenin sorun çıkarabileceğinin farkında ama hem karnını hem de gözünü doyurmasının yanı sıra bir kadın ve çocuğun ölmesine de izin verecek değil. Bu esnada Gyukimaru kapışmalarını sineye çekiyor... Mu acaba?
Kılıçlar öyle bir tokuşturuluyor ki ağaçlarda biriken kar yumakları da yere düşüyor.
Gyukimaru gene açığın var deyip atlıyor. Tam da bu sebepten dolayı Zoro'ya Kamazo tarafından "kama" sokuluyor. Ancak bu kez de Zoro fanlarına ıslak rüyalar gördürtecek türden bir yüz ifadesi ortaya çıkıyor. Zoro kendisine geçirilen orağı alıyor ve ağzına atıyor. Kardeşim her gördüğün şeyi ağzına alma demediler mi? Aşina olduğumuz bir saldırıyla Kamazou'ya dünyanın kaç bucak olduğu gösteriliyor.
Saldırının anime hâli:
Yalnız tırpan ne güzel girmiş ya. Tam tırpan gibi, Oda güzel çizmiş.
Zoro son saldırısında o kadar çok Haki taşırmış ki... Kardeşim şişede durduğu gibi durmaz diyorum. Kararında kullan diyorum... Eh malum birleştirilmiş fotoğrafı ben de atayım:
Komurasaki de düştü bakıyorum. Bir de "üç kılıç" diyor, bu hiç görmediği bir şeye mi şaşırmak demek yoksa daha önce gördüğü şeye mi? Bence buradan bir şey çıkmaz.
Komurasaki'ye Kamuran desek olmaz mı ya?
Bu bölüm yalnızca olmuşların değil aynı zamanda olacakların habercisi olduğu için insanın içini kıpır kıpır edebiliyor.
Bizi yine muhteşem bilgiler, yine muhteşem olaylar bekliyor.
Zoro ya da Luffy'ye dair minicik detaylardan devasa çıkarımları işinin ehli kişilere bırakıp ben çekiliyorum.
Ayrıca Queen, BM ve şu sahnenin birleşiminden oluşan komiklikleri de size bırakıyorum:
Son olarak da Kamazou'nun muhteşem gülüşüne selam olsun.
Kin'emon, Komurasaki, Momonosuke ve Orochi seçimlerinin neden yapıldığını da merak etmiyor değilim. Birileri Orochi'nin mor bıyığı konusunda da aynı meraka sahip olacaktır. Komurasaki'nin saçınıysa zaten cilt kapağında görmüştük.
Bölümün kendi içinde olan kapağında pek çok detay var. Lufy'nin tepeisndeki maymun maymunvari bir motife sahip olan şapkasıyla dikkat çekiyor. Ayaklarının da maşallahı varmış. Usopp Luffy'ye haritada bir yer gösteriyor, heyecanlanmış. Kafasında da Elbaf'ı anımsatan bir şapkaya sahip. Bir sonraki macerayı planlayan Hasırşapkaların Elbaf'a gideceklerinin bir işareti olabilir. Luffy'nin iki ayağı ile dünyayı tutan iki nokta arasındaki koordinatlar da kılıcın girdiği yer olan Raftel'i gösteriyormuş arkadaşlar. İşte büyük oyunu bozdum. Bölümde pek çok papağan var. Bu papağanlardan sağ alt kısımda bulunan bana nedense Ace'i anımsattı. Zoro'nun sırtında muhtemelen Sunny Pirate yazıyor ve Güneş Tanrısının sembolüne benzeyen bir motif görüyoruz. Bu Zoro'nun ateş konusunda ustalaşacağına mı işaret dersiniz? Brook ise hedefini göklere, uzaya yöneltmiş. Merakla Enel'i bekliyordu belki de. Franky ve elindeki papağan neyin kafasını yaşıyor, onu ben de bilmiyorum ama Robin'in pek çok kişinin rüyasına girdiğini hepimiz biliyoruz. Pek çok yazının olduğu masada tam manasıyla seçilebilen bir 972 sayısı var. B11, -L ve PAC gibi değişik şeyler de var. Ufacık şeylerden manasız manalar çıkarmamak için bu kısmı geçiyorum. Son olarak da belki de en hoş detay olan Chopper'ın tişörtüne değinmeliyim-GAO.
Tekrar bakarken Nami'nin haritasında dinozor gördüm. Bir de sarayımsı bir ev var. Lakin x noktası denizde.
Zoro'nun haritasında ise kılıç var:
Bu arada Zorobin confirmed. İyi kesişler.
Bu ne? Tövbe.
Bu arada genel olarak şapkalar da ilginç. Neyse bölüme geçelim.
Udon ile Kuri arasında bir yolda BM'leri görüyoruz. BM ve O-tama'nın keyfi yerinde. Momo Yah-hah şeklinde çalışma yapıyor, yani bağırış şeklini değiştirmiş. Chopper korkudan ağlıyor, Kiku ise ortama uyuyor öyle. Ancak hepsinden önemlisi kafası güzel bir şapkamız var:
Hafiften gözlerini açmaya çalışıyor gibi bir hâli var. Wano'da Kaido, Luffy ya da Sanji ile karşılaşması hafızasına reset atabilir ve bu sebeple Chopper'ın korkusu yerinde.
Geçen bölüm "Waiters" isimli grubun tamamı yenilmişti. Bu kez Luffy tüm "Pleasures"u yenmeyi başarmış. Luffy renkler ve zevkler tartışılmaz demiş adeta.
Luffy Rayleigh'in fil üzerinde yaptığı hareketi tam manasıyla yapmaya çalışıyor lakin tam olarak beceremiyor. Yani Oda burada Luffy'nin Kara Kral kadar Kral olamadığını dile getiriyor, yine de gideri var. Hyo başkan Rayleigh'i tanıdığı için Luffy'e şaşırıyor lakin o Rayleigh'i tanıdığı için de biz şaşırıyoruz. Asıl sen kimsin başkan? Çünkü Luffy biraz şöyle:
Olaya bak. BM'nin peşinde olduğu yiyeceği kase kase yiyen bir Queen var. Gerçekten de Kraliçelerin kapışmasını mı göreceğiz yav? Biraz can sıkıcı bir durum açıkçası. Yanında bir hayli getirmiş ama kimselere vermezmiş, onun favorisiymiş. Bil bakalım başka kimin favorisi? Eyvaah.
Bu arada parantez açmak istediğim bir şey var. İki cümle kafi. Birincisi boş konuşmayın, ikincisi de boş konuşanlara itibar etmeyin.
Bölümün kalanının hâkim olacağı Ringo'ya geçiyoruz. Wano'nun alışılagelmiş ağaçları ve Ringo'nun alışılagelmiş kar tanelerinin arasında Oihagi isimli bir köprüde olanlar oluyor!
Google'a "Oihagi Köprüsü" ve "Oihagi Bridge" yazdım lakin karşılaştığım sonuç Ohashi, Ohaşi Köprüsü oldu. Neyse bazı şeylere sonra baksak da olur. Oihagi "Highwayman", "Highway Robbery" anlamlarına geliyormuş. Yani Gyukimaru'nun lakabında olan şey.
Bölüm isminde gördüğümüz Gyukimaru ismi Soyguncu Savaşçı Keşişimiz Benkei'ye aitmiş. Bu sayfada Ryuma övülüyor, geçiyorum.
Totalde biz bu köprünün adını kullanırsak daha iyi olabilir. Smoker da "Oihagi Savaşçı Keşiş" diye çevirmiş zaten.
Wano Ülkesi geçmişte Altın Ülkesi olarak biliniyormuş. Aha da sana bilgi gibi bilgi. Pek çok korsan bu altınları istermiş. Aynı zamanda ülkeyi ele geçirmek isteyen de pek çok soylu varmış. Dış dünyanın sayısız düşmanı olmasına karşın Ryuma, Wano Ülkesinin sahip olduğu samurayların gücünü tüm dünyaya göstermiş. Gökyüzünde beliren ejderhayı kestiğine dair anlatılan hikâye ise Muhteşem kılıçustası Ryuma'ya dair anlatılan efsanelerden yalnızca biriymiş. Ölümünden sonra ona Kılıç Tanrısı unvanı bahşedilmiş ve dünyaca ünlü Shusui isimli kılıcı ile birlikte gömülmüş. Bunlar, Wano'nun milli hazineleriymiş. Vay be. Altın Ülkesi he? Oda burada geçmişte Japonya altın gibi ülkeydi, emperyalistler geldi her şeyin içine etti ama biz onlara samurayların gücünü gösterdik, şimdi de kimseye güvenmeden kendi hâlimizde yaşıyoruz mu diyor, ne diyor?
Shusui, Ryuma'nın pek çok dövüşünün ardından siyah kılıç olmuş. Yani kılıçlar haki ile birlikte kullanıla kullanıla adeta çiçek açıyor, esas formuna bürünüyorlar. Biraz romantik anlattım ama böyle daha hoşuma gitti. Yazana belli ne de olsa.
Ryuma önümüze gelen bir kılıç darbesi diyerek herkese tek atan bir ruh hastası kardeşimiz. Ona sahip çıkalım.
Zoro'nun dikkati yardım diye bağıran bir sesle dağılırken Gyukimaru da bunu fırsat bilmeye çalışıyor. Nafile! O-toko ve kolu kanlı bir Komurasaki var. Ölmemiş, çok şaşırdık. Tamam, tamam. Belki değildir.
He he değildir. İç kıyafete bak...
Hamen diye bağıran bir adam ortaya çıkıyor ve bu adam Çiçek başkentin aranılan suçlusu, insankatili Kamazou'dan başkası değil. Makoto Shishio, anyone?
Şu kapağa bakalım bir:
Bakın Zoro'nun elinde ne var?
Bir iki tane de sanat koyalım ortaya.
Kawamatsu ve Ashura Douji'nin ardından belki de Denjiro'yu görmüşüzdür zira saç, bir ihtimal dedirtiyor. Yine de Kin'emon'un bahsettiği bir samurayın Orochi'ye çalışması pek olası gelmiyor bana, bu yalnızca bir iş için bile olsa böyle.
Oda bu kez de Gyukimaru ile Zoro üzerinden "açık bulma" yoluyla bir komedi tutturmuş. İki dakika bırak da gülmeyelim be adam.
Zoro Orochi tarafından Toko'yu öldürmek üzere gönderilen biriyle dövüşmenin sorun çıkarabileceğinin farkında ama hem karnını hem de gözünü doyurmasının yanı sıra bir kadın ve çocuğun ölmesine de izin verecek değil. Bu esnada Gyukimaru kapışmalarını sineye çekiyor... Mu acaba?
Kılıçlar öyle bir tokuşturuluyor ki ağaçlarda biriken kar yumakları da yere düşüyor.
Gyukimaru gene açığın var deyip atlıyor. Tam da bu sebepten dolayı Zoro'ya Kamazo tarafından "kama" sokuluyor. Ancak bu kez de Zoro fanlarına ıslak rüyalar gördürtecek türden bir yüz ifadesi ortaya çıkıyor. Zoro kendisine geçirilen orağı alıyor ve ağzına atıyor. Kardeşim her gördüğün şeyi ağzına alma demediler mi? Aşina olduğumuz bir saldırıyla Kamazou'ya dünyanın kaç bucak olduğu gösteriliyor.
Saldırının anime hâli:
Yalnız tırpan ne güzel girmiş ya. Tam tırpan gibi, Oda güzel çizmiş.
Zoro son saldırısında o kadar çok Haki taşırmış ki... Kardeşim şişede durduğu gibi durmaz diyorum. Kararında kullan diyorum... Eh malum birleştirilmiş fotoğrafı ben de atayım:
Komurasaki de düştü bakıyorum. Bir de "üç kılıç" diyor, bu hiç görmediği bir şeye mi şaşırmak demek yoksa daha önce gördüğü şeye mi? Bence buradan bir şey çıkmaz.
Komurasaki'ye Kamuran desek olmaz mı ya?
Bu bölüm yalnızca olmuşların değil aynı zamanda olacakların habercisi olduğu için insanın içini kıpır kıpır edebiliyor.
Bizi yine muhteşem bilgiler, yine muhteşem olaylar bekliyor.
Zoro ya da Luffy'ye dair minicik detaylardan devasa çıkarımları işinin ehli kişilere bırakıp ben çekiliyorum.
Ayrıca Queen, BM ve şu sahnenin birleşiminden oluşan komiklikleri de size bırakıyorum:
Son olarak da Kamazou'nun muhteşem gülüşüne selam olsun.
Kapak isteği hoş duruyor. Kuşlar bana Kanjuro'nun çizdiği kuşları hatırlattı.
Bölüm kaldığı yerden devam ediyor. Kamazou yere yığılırken Zoro son savaştan önce yara aldığı için endişeli. Diğer yandan Gyukimaru, Kamazou'nun kama'sını alıp gidiyor. Zoro'nun ağzındakiyse duruyor. Gyukimaru hâlinden memnun lakin diğer kılıçları almaya neden yeltenmiyor? Belki Zoro'nun kötü biri olmadığına kanaat getirmiştir. Ayağına da bakmak lazım. Oda ilginç bir şekilde birinci bakış açısına geçmiş. Daha önce bunu Byoyoyoyoyon'da da görmüştük. Akıbetleri de aynı olursa animede cenazesi kalkar bizim oğlanın.
Ne güzel yığıldın yere be goca oğlan.
Kuri'nin terk edilmiş bir köyünde Kin'emon ve mink ahalisi var. Hepimizin bildiği üzere ay işareti ve gizli mesajın ortaya çıkması üzerine bir konuşma yapıyorlar. Yanlış insanların eline geçmesine karşın mesajı kodlamış olmalarına rağmen kodları Enigma tarafından çözülmüş. Kodlarını kim çözdü belli değil tabii ki ama olan olmuş. Kin'emon sözlerini "ve şimdi, başkentte..." diye bitiriyor. Siz bir sonraki sayfaya geçmeden önce eski ahbaplara şöyle bir bakın, özlemişsinizdir.
Başkente geçtiğimiz zaman Kin'emon'un sözlerini bitirmediğini görüyoruz. Başkentte Orochi ve Kaido'nun muhtemel emirleriyle bizim tarafın müttefikleri birer birer yakalanıyor. Sıkıntı büyük... mü acaba? Herkesi hapishaneye götüreceklerine ve Luffy falan da orada olduğuna göre geriye yapmaları gereken tek bir şey kalıyor. Yani bu noktada "Hay Allah. Ne yapacaklar?" demeye gerek yok.
Bilgiler çok hızlı yayıldığı için ok yaydan, biz de raydan çıktık. Hawkins Drake'e sataşadursun biz Türklüğümüzü gösterip biraz televizyon izleyelim:
Burada "Wake" diye bir kelime geçiyor. Japonların "Wake"i biri öldükten sonra en kısa süre içinde yapılan ve adına "tsuya" denilen bir merasim. Cenazeye katılan erkekler siyah takım elbise, beyaz gömlek ve siyah kıravat giyerken kadınlar siyah kimono ya da siyah elbise giyiyorlar. Neyse hem Oda biraz değiştirir hem de değiştirmese bile sürpriz olsun diye burada bırakayım bilgi vermeyi. Yok kardeş ben bilmek istiyorum diye varsa:
http://www.wikizeroo.net/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvSmFwYW5lc2VfZnVuZXJhbA
https://www.japanvisitor.com/japanese-culture/japanese-funerals
Ortalık ana baba günü olduğu için bir sıkıntı çıkmasın diye cenaze ritüellerine ara vermişler. Kyoshiro'nun adamı herkesin ona kızgın olduğunu söylüyor. Kyoshiro ise yapacak bir şey yoktu, bu durumun ızdırabını en çok ben çekiyorum diyor. Ne o ağzındaki sırıtış efendi. Yer miyiz biz bunları? Orochi de sinirliymiş de bilmem ne. Boş sahneler efendi.
Ebisu'da Nami Sanji'yi güvenilmez olmakla suçlayıp dövüyor. Sanji'nin bir şey görmedim demesine bakılırsa dayak yeme sebebi de hamam muhabbeti. Gülmedik Oda, gülmedik.
Shinobu ise Law'a ayı ve diğerleri sızdırmıştır planı diyor. Law da savunuyor tabii, koçum benim. Uzaktan Sanji'nin bile sesi hoş geliyor:
Tartışma sahneleri bla bla bla. İnceleyecek bir yer yok yemin ediyorum.
Nami malı iltifat kabul ediyor. Bu salak Sanji'ye âşık bence ya. Bu kadar tsundere'lik nedir yani? Yasu da ittifaka katılmaya gelmiş herhâlde. "Güle oynaya yenecekler" mesajı mı veriyor Oda? Yoksa sen mi söyledin devlete?!!
Ringo'nun ahırına döndüğümüz zaman Zoro ve diğerlerini mezarlıkta görüyoruz. Bu sayfada da bir şey yok. Okuduğunuz şeyleri tekrarlamak istemiyorum.
Bulundukları yerde şöyle bir şey varmış:
Peki?
O-toko Usopp'un sattığı malı yürütmüş. Keskin kılıç yaraları da yok oluyormuş. Vay vay vay. Kamuran Zoro'yu ovuyor. ZoRobin'ciler ağlıyor.
Zoro Orochi'ye Oroshi diyor, o da yemekmiş. Demek ki Oden'i kaynattıkları gibi Orochi'nin de posasını çıkartıp Oroshi yapacaklar. O-toko esprisini gene yapıyor. Bu salak espriyi de kendisi bulmamıştır he. Her tanıştığı kişiye yanı espriyi yapıyor, az dur. Zoro vermiş cevabını zaten. Yohoho.
Kamuran Zoro'ya Wano'lu gibi dursan da aslında değilsin, kötü bir insana benze--miyorsun, diyor. Dış zihinlere kötü olarak zerk edilmiş. Neyse. Kimsenin şaşırmayacağı üzere abisi, Momo'yu arıyormuş. Kendisi de küçük kardeşi Hiyori'ymiş. Hee demek küçük kardeşi Hiyori, o zaman büyük kardeşi... Sanmıyorum. Burada bir saçmalık var aslında. İlk defa gördüğün birine bu bilgiyi neden veriyorsun ki? Te allam. Kamuran, O-toko'yu korumak için ben Hiyori'yim diyor da olabilir bence. Çok düz açıklandı, pek de bir yersiz. Hiçbir etkisi olmadı yani. Tadı kaçan espri gibi bir şey. Böyle bir twist belki milleti şaşırtır diye diyorum ama ben ondan da etkilemem. Odaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa. Bölümün heyecanı meyecanı yok.
Madem O-toko Usopp'un malını yürütmüş, aynı malı Kamuran'ın üzerinde de kullanmış olabilir. Kamuran bu sebeple ayaktadır falan filan.
Mezarlıkta olduklarını hesaba katarsak birkaç şey olabilir. Zoro'nun Wano'lu olmasını isteyen kişiler için Zoro'ya ait bir mezar bulabiliriz. Bir diğeriyse Ryuma'nın mezarını görebiliriz.
Japonca fakiri olduğum için mezarlıkta yazan isimlere dair bir şeyler diyemiyorum. Bu bölüm benden pek bir şey çıkmadı. Kusura bakmayın.
Bölüm kaldığı yerden devam ediyor. Kamazou yere yığılırken Zoro son savaştan önce yara aldığı için endişeli. Diğer yandan Gyukimaru, Kamazou'nun kama'sını alıp gidiyor. Zoro'nun ağzındakiyse duruyor. Gyukimaru hâlinden memnun lakin diğer kılıçları almaya neden yeltenmiyor? Belki Zoro'nun kötü biri olmadığına kanaat getirmiştir. Ayağına da bakmak lazım. Oda ilginç bir şekilde birinci bakış açısına geçmiş. Daha önce bunu Byoyoyoyoyon'da da görmüştük. Akıbetleri de aynı olursa animede cenazesi kalkar bizim oğlanın.
Ne güzel yığıldın yere be goca oğlan.
Kuri'nin terk edilmiş bir köyünde Kin'emon ve mink ahalisi var. Hepimizin bildiği üzere ay işareti ve gizli mesajın ortaya çıkması üzerine bir konuşma yapıyorlar. Yanlış insanların eline geçmesine karşın mesajı kodlamış olmalarına rağmen kodları Enigma tarafından çözülmüş. Kodlarını kim çözdü belli değil tabii ki ama olan olmuş. Kin'emon sözlerini "ve şimdi, başkentte..." diye bitiriyor. Siz bir sonraki sayfaya geçmeden önce eski ahbaplara şöyle bir bakın, özlemişsinizdir.
Başkente geçtiğimiz zaman Kin'emon'un sözlerini bitirmediğini görüyoruz. Başkentte Orochi ve Kaido'nun muhtemel emirleriyle bizim tarafın müttefikleri birer birer yakalanıyor. Sıkıntı büyük... mü acaba? Herkesi hapishaneye götüreceklerine ve Luffy falan da orada olduğuna göre geriye yapmaları gereken tek bir şey kalıyor. Yani bu noktada "Hay Allah. Ne yapacaklar?" demeye gerek yok.
Bilgiler çok hızlı yayıldığı için ok yaydan, biz de raydan çıktık. Hawkins Drake'e sataşadursun biz Türklüğümüzü gösterip biraz televizyon izleyelim:
Burada "Wake" diye bir kelime geçiyor. Japonların "Wake"i biri öldükten sonra en kısa süre içinde yapılan ve adına "tsuya" denilen bir merasim. Cenazeye katılan erkekler siyah takım elbise, beyaz gömlek ve siyah kıravat giyerken kadınlar siyah kimono ya da siyah elbise giyiyorlar. Neyse hem Oda biraz değiştirir hem de değiştirmese bile sürpriz olsun diye burada bırakayım bilgi vermeyi. Yok kardeş ben bilmek istiyorum diye varsa:
http://www.wikizeroo.net/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvSmFwYW5lc2VfZnVuZXJhbA
https://www.japanvisitor.com/japanese-culture/japanese-funerals
Ortalık ana baba günü olduğu için bir sıkıntı çıkmasın diye cenaze ritüellerine ara vermişler. Kyoshiro'nun adamı herkesin ona kızgın olduğunu söylüyor. Kyoshiro ise yapacak bir şey yoktu, bu durumun ızdırabını en çok ben çekiyorum diyor. Ne o ağzındaki sırıtış efendi. Yer miyiz biz bunları? Orochi de sinirliymiş de bilmem ne. Boş sahneler efendi.
Ebisu'da Nami Sanji'yi güvenilmez olmakla suçlayıp dövüyor. Sanji'nin bir şey görmedim demesine bakılırsa dayak yeme sebebi de hamam muhabbeti. Gülmedik Oda, gülmedik.
Shinobu ise Law'a ayı ve diğerleri sızdırmıştır planı diyor. Law da savunuyor tabii, koçum benim. Uzaktan Sanji'nin bile sesi hoş geliyor:
Tartışma sahneleri bla bla bla. İnceleyecek bir yer yok yemin ediyorum.
Nami malı iltifat kabul ediyor. Bu salak Sanji'ye âşık bence ya. Bu kadar tsundere'lik nedir yani? Yasu da ittifaka katılmaya gelmiş herhâlde. "Güle oynaya yenecekler" mesajı mı veriyor Oda? Yoksa sen mi söyledin devlete?!!
Ringo'nun ahırına döndüğümüz zaman Zoro ve diğerlerini mezarlıkta görüyoruz. Bu sayfada da bir şey yok. Okuduğunuz şeyleri tekrarlamak istemiyorum.
Bulundukları yerde şöyle bir şey varmış:
Peki?
O-toko Usopp'un sattığı malı yürütmüş. Keskin kılıç yaraları da yok oluyormuş. Vay vay vay. Kamuran Zoro'yu ovuyor. ZoRobin'ciler ağlıyor.
Zoro Orochi'ye Oroshi diyor, o da yemekmiş. Demek ki Oden'i kaynattıkları gibi Orochi'nin de posasını çıkartıp Oroshi yapacaklar. O-toko esprisini gene yapıyor. Bu salak espriyi de kendisi bulmamıştır he. Her tanıştığı kişiye yanı espriyi yapıyor, az dur. Zoro vermiş cevabını zaten. Yohoho.
Kamuran Zoro'ya Wano'lu gibi dursan da aslında değilsin, kötü bir insana benze--miyorsun, diyor. Dış zihinlere kötü olarak zerk edilmiş. Neyse. Kimsenin şaşırmayacağı üzere abisi, Momo'yu arıyormuş. Kendisi de küçük kardeşi Hiyori'ymiş. Hee demek küçük kardeşi Hiyori, o zaman büyük kardeşi... Sanmıyorum. Burada bir saçmalık var aslında. İlk defa gördüğün birine bu bilgiyi neden veriyorsun ki? Te allam. Kamuran, O-toko'yu korumak için ben Hiyori'yim diyor da olabilir bence. Çok düz açıklandı, pek de bir yersiz. Hiçbir etkisi olmadı yani. Tadı kaçan espri gibi bir şey. Böyle bir twist belki milleti şaşırtır diye diyorum ama ben ondan da etkilemem. Odaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa. Bölümün heyecanı meyecanı yok.
Madem O-toko Usopp'un malını yürütmüş, aynı malı Kamuran'ın üzerinde de kullanmış olabilir. Kamuran bu sebeple ayaktadır falan filan.
Mezarlıkta olduklarını hesaba katarsak birkaç şey olabilir. Zoro'nun Wano'lu olmasını isteyen kişiler için Zoro'ya ait bir mezar bulabiliriz. Bir diğeriyse Ryuma'nın mezarını görebiliriz.
Japonca fakiri olduğum için mezarlıkta yazan isimlere dair bir şeyler diyemiyorum. Bu bölüm benden pek bir şey çıkmadı. Kusura bakmayın.
Bölüm adı Milatta Önce 7. yüzyılda yapılan bir Çin savaşından geliyor. İlkbaharda başlayan bir savaş kış zamanı bittiği zaman dönüş yolunda yolunu kaybeden birlikler ne yapacağını bilemiyor lakin Guan Zhong'un aklına köpeklerin yol bulması gibi atların da bulabileceği geliyor ve bu şekilde evlerine sağ salim gidebiliyorlar. Hyou leopar demekmiş, horse da bildiğiniz üzere at. Burada bahsi geçen at Hyou karakteri olduğu için de ortaya güzel kelime oyunları çıkmış.
Oda kapak isteği çizerken sadece Jinbe'yi değil, kendisini de yerin dibine sokmuş zira fazladan bacak çizmiş.
Bu arada kapak isteğini yapan kişi de Hiyu gibi duruyor.
Jinbe'nin üzerinde tekerlek var. Yolda mı diyor, ne diyor bu Oda efendi?
Kamuran fazla vurgulu konuşuyor. Gerçi geçen baktığım derse göre kadınlar öyle konuşurmuş, galiba. Jaiminis'le alakalı bir çeviri mi yoksa Oda da içinde at geçen bir deyim kullanmış mı bilmem ama bir defa daha at kelimesi geçiyor, ağır ol, yavaş gel babında. Oda bu Kamuran karakterini Pudding'te yaptığı gibi bir komedi unsuruna dönüştürecek sanki. Aman yaptığı kumarmış da aman Zoro düşman da olabilirmiş de. Çok boş. Demeseydin o zaman? Bu risk almak falan da düpedüz mallık.
Kikunojo?! Bir yaşıma daha girdim. amanedenojo deyin bana bundan sonra.
Kamuran'ın gönderilmeme sebebi 9 Kın'ın başarısız olma ihtimaline karşı geriye Kozuki kanından birini bırakmakmışmış.
Dışarıda da elma ve onigiri var galiba. Yumulun.
Kawamatsu the Kappa demek. Cidden Kappa herhâlde bu lavuk. Eh adında nehir geçmesi de bir şeyleri işaret etmiyor değildi zaten. Biiiiiiiiiz, söylemiştik.
Bunu atmadan geçmek istemedim.
Bir sonraki sayfada Oda sahneyi ikiye bölüp güzel bir anlatım tercihi yapmış. Bir yandan kalenin yandığı gün su kanalına kuyu kazarak Hiyori'yi kurtarması, diğer yandan da onu neşelendirmesi var. Anlatılan hikâyeye göre Toki başkan ölmüş lakin oyları tekra- Yeter la espri kastığınız.
Buradaki çizimlere bakınca Kawamatsu'nun eli tüylü gibi durmuyor. Diğer yandan gerek arkın başlarında gösterilen flashback'lerde gerek hapishane silüetinde gerekse burada gördüğümüz üzere bu adam net bir şekilde Kawamatsu. Odaaağ.
936. bölümde Kawamatsu 13 yıldır çürük balık yemekten bahsetmişti. Kamuran'ın söylediğine göre 13 yaşında yolları ayrılmış. Bu 11 yıl demek. Şu an 26 yaşında olduğuna göre geriye 13 yıllık ayrılık kalıyor ki bu iki bilgi birbiriyle uyumlu. Ancak birbirlerinden ayrı düşmeleri biraz tuhaf. Belki de o yaştan sonra kötü yola düşmüştür.
=
Nihayet 9 Kın'a şöyle rahat rahat bakabiliyoruz.
Çizimde görünmeyen, Zoro'nun tanımadığı 3 kişi de malum samuraylar. Kamuran yine Kin'emon'un dağıttığı kâğıdı çıkartmış. Kaç tane var la sende?
Zoro çok ses çıkartıyorlar, bu şekilde nasıl uyuyacağım derken O-toko ile birlikte lak diye uykuya dalmaları tam Oda'lık iş.
Kamuran da savaşın sonuna dek görüşmesem daha iyi diye düşünüyor. Eh, bu konuları(ve horlamaları) da ardımızda bıraktığımıza göre başka bir tarafa geçiş yapabiliriz.
Rasetsu, Hint mitolojisinde bir mitolojik varlıkmış. Çiçek Başkentinde neden bu isimde bir bölge var bilinmez.
Arkın çeşitli noktalarında gördüğümüz karakterlerin içeriye tıkıldığını görüyoruz. Fukurokuju da burada. Adamlar çıkışıyor tabii. Geçmişte popüler olup tarihin tozlu sayfalarında kendine yer edinmiş bir sembolden ihanet manasını nasıl çıkarırsınız kuzum, diye. Tabii Fukurokuju da durur mu? Yapıştırmış cevabı: Anam yanınızda niye dolanıyorsunuz bununla o zaman?
Rasetsu bölgesinin hapishanesinde Harimise adı verilen yerler varmış. Hollanda'nın meşhur Red Light District'i gibi bir yer. Hatta hatırlarsanız Tama'yı da oraya götürmekten bahsediyorlardı 911. bölümde:
Şöyle bir yer:
Burada Oiran'lar değil yuujyo'lar, yani seks işçileri olurmuş. Barın arkasında sıralanırlarmış. Anlaşılan Oda burada mahkûmları bu şekilde sergilemek istemiş.
Bu noktada diğer lavuklar karşın daha tanıdık simalar da görüyoruz. Bepo'nun söylediğine göre onlar bir şey söylememişler. Ortada yalan söylemeleri gereken biri olmadığına göre, doğru konuşuyor diyebiliriz.
Yalnız, sağlam dayak yemişler.
Sıra Udon'da. Alpaka ve Armadillo meyvesi yemiş iki lavuk bizimkilerin karşısına çıkarken Kawamatsu da dövüşme isteğinden bahsediyor. Armadillo arkadaşta deniztaşı mermisi varmış. Ancak Alparkadaş kılıçla.
Armadillo'nun ayakları dadluymuş. Gerçi bir tanesi seçilmiyor.
Luffy doğrudan geleceği görerek Hyou'ya gitmesi gereken yeri söylüyor. Alparkadaş tükürerek saldırıyor manasızca. Hyou başkan Luffy'nin dediklerini uygularken başarılı bir darbe indiriyor.
Luffy ise eğitim peşinde ve elini katrana bulamış olmasına karşın vurmaktan vazgeçiyor.
Alpaka tarzı Che-che-che-che'ymiş. Ne bu şimdi Küba'ya mı gönderme.
Hyou başkan kılıcın, ustasıyla bir bütün olduğunu ve ustanın istediği şeyleri kesip istemediği şeyleri kesmeyeceğini söylüyor. Wano'da da Haki aynı şekilde kullanılmasına karşın aynı isimle anılmıyor.
194. bölümde geçen bir sahneye ve bu bölümde geçen konuşmaya göre Zoro Alabasta'dan beri Haki kullanıyor. Seride Haki yoktu diyenlere Oda ilginç bir cevap veriyor. Wano'da yıllardır Haki diye bir kavram yok lakin gayet de kullanıyorlar. Maytap mı geçiyorsun Oda yav.
O değil de adam Wano ağaçları mı dikmiş, benziyormuş ağaçlar.
Hyou başkan Luffy'nin yapmaya çalıştığı tekniği bir kılıç ustasından öğrenmiş. Kim ola ki? Onu bilmem de Pandaman buldum ben gene.
Bu arada bir tarafından terler akan Hyou başkan nasıl oldu da bu kadar aktif bir şekilde dövüşüyor? Belki de boyut farklılığının sebebi de ark başlarındaki güçsüzlüğünün sebebi de meyve gücüne falan dayanır. Tabii biraz daha dikkatli bakmak lazım ama üşendim ve yapacak işlerim var. :/
Oda kapak isteği çizerken sadece Jinbe'yi değil, kendisini de yerin dibine sokmuş zira fazladan bacak çizmiş.
Bu arada kapak isteğini yapan kişi de Hiyu gibi duruyor.
Jinbe'nin üzerinde tekerlek var. Yolda mı diyor, ne diyor bu Oda efendi?
Kamuran fazla vurgulu konuşuyor. Gerçi geçen baktığım derse göre kadınlar öyle konuşurmuş, galiba. Jaiminis'le alakalı bir çeviri mi yoksa Oda da içinde at geçen bir deyim kullanmış mı bilmem ama bir defa daha at kelimesi geçiyor, ağır ol, yavaş gel babında. Oda bu Kamuran karakterini Pudding'te yaptığı gibi bir komedi unsuruna dönüştürecek sanki. Aman yaptığı kumarmış da aman Zoro düşman da olabilirmiş de. Çok boş. Demeseydin o zaman? Bu risk almak falan da düpedüz mallık.
Kikunojo?! Bir yaşıma daha girdim. amanedenojo deyin bana bundan sonra.
Kamuran'ın gönderilmeme sebebi 9 Kın'ın başarısız olma ihtimaline karşı geriye Kozuki kanından birini bırakmakmışmış.
Dışarıda da elma ve onigiri var galiba. Yumulun.
Kawamatsu the Kappa demek. Cidden Kappa herhâlde bu lavuk. Eh adında nehir geçmesi de bir şeyleri işaret etmiyor değildi zaten. Biiiiiiiiiz, söylemiştik.
Kappa'lar tam bir baş belası. Haylaz ve kurnaz bir velet gibi insanlara şakalar yaptıkları gibi aynı zamanda ruh hastası bir insan gibi şiddet, boğma, kaçırma, tecavüz ve insan eti yeme gibi konularda da parmakları var. Ancak insanlara karşı dostça davrandıkları da oluyor. Arkadaş olmaları hâlinde insanlar tarafından verilen görevleri yerine getirdikleri de görülmüş. (Ben gördüm hatta. ) Tıp bilgileri de var, yani bu arkadaş da doktor çıkabilir. Anatomi de biliyorlar. Vay be. Law vs. Kawamatsu konusu açılsın.Luffy'e güvenini kendi kendine bildiren Kawamatsu "Ka pa pa pa!!" diye gülüyor.
Japon folklöründe Kappa isimli canlı nehir çocuğu anlamına geliyor. Ayrıca "Kawataro" diye de biliniyor. Diğer yandan Komahiki, Kawatora, Suiko gibi isimleri de var. Burada dikkate değer iki isim var. Kawataro ve Kawatora. Oda buraya geldiğimizden beri bu tarz eklemeleri kullanıyor. Örneğin Luffytaro. Kawamatsu'nun ismiyle ve gülüşüyle uygun olan Kappa, Kawamatsu'nun benliğine dair bir işaret olabilir.
Gintama'da bu şekilde resmedilmişti ve hemen hemen her zaman yeşil çiziliyor zaten.
Kesin çıkana dek detaylı bilgi verme gereği duymuyorum ancak animelerde hatrı sayılır bir şekilde gözüken bir karakter kendisi.
Bunu atmadan geçmek istemedim.
Bir sonraki sayfada Oda sahneyi ikiye bölüp güzel bir anlatım tercihi yapmış. Bir yandan kalenin yandığı gün su kanalına kuyu kazarak Hiyori'yi kurtarması, diğer yandan da onu neşelendirmesi var. Anlatılan hikâyeye göre Toki başkan ölmüş lakin oyları tekra- Yeter la espri kastığınız.
Buradaki çizimlere bakınca Kawamatsu'nun eli tüylü gibi durmuyor. Diğer yandan gerek arkın başlarında gösterilen flashback'lerde gerek hapishane silüetinde gerekse burada gördüğümüz üzere bu adam net bir şekilde Kawamatsu. Odaaağ.
936. bölümde Kawamatsu 13 yıldır çürük balık yemekten bahsetmişti. Kamuran'ın söylediğine göre 13 yaşında yolları ayrılmış. Bu 11 yıl demek. Şu an 26 yaşında olduğuna göre geriye 13 yıllık ayrılık kalıyor ki bu iki bilgi birbiriyle uyumlu. Ancak birbirlerinden ayrı düşmeleri biraz tuhaf. Belki de o yaştan sonra kötü yola düşmüştür.
Nihayet 9 Kın'a şöyle rahat rahat bakabiliyoruz.
Çizimde görünmeyen, Zoro'nun tanımadığı 3 kişi de malum samuraylar. Kamuran yine Kin'emon'un dağıttığı kâğıdı çıkartmış. Kaç tane var la sende?
Zoro çok ses çıkartıyorlar, bu şekilde nasıl uyuyacağım derken O-toko ile birlikte lak diye uykuya dalmaları tam Oda'lık iş.
Kamuran da savaşın sonuna dek görüşmesem daha iyi diye düşünüyor. Eh, bu konuları(ve horlamaları) da ardımızda bıraktığımıza göre başka bir tarafa geçiş yapabiliriz.
Rasetsu, Hint mitolojisinde bir mitolojik varlıkmış. Çiçek Başkentinde neden bu isimde bir bölge var bilinmez.
Arkın çeşitli noktalarında gördüğümüz karakterlerin içeriye tıkıldığını görüyoruz. Fukurokuju da burada. Adamlar çıkışıyor tabii. Geçmişte popüler olup tarihin tozlu sayfalarında kendine yer edinmiş bir sembolden ihanet manasını nasıl çıkarırsınız kuzum, diye. Tabii Fukurokuju da durur mu? Yapıştırmış cevabı: Anam yanınızda niye dolanıyorsunuz bununla o zaman?
Rasetsu bölgesinin hapishanesinde Harimise adı verilen yerler varmış. Hollanda'nın meşhur Red Light District'i gibi bir yer. Hatta hatırlarsanız Tama'yı da oraya götürmekten bahsediyorlardı 911. bölümde:
Şöyle bir yer:
Burada Oiran'lar değil yuujyo'lar, yani seks işçileri olurmuş. Barın arkasında sıralanırlarmış. Anlaşılan Oda burada mahkûmları bu şekilde sergilemek istemiş.
Bu noktada diğer lavuklar karşın daha tanıdık simalar da görüyoruz. Bepo'nun söylediğine göre onlar bir şey söylememişler. Ortada yalan söylemeleri gereken biri olmadığına göre, doğru konuşuyor diyebiliriz.
Yalnız, sağlam dayak yemişler.
Sıra Udon'da. Alpaka ve Armadillo meyvesi yemiş iki lavuk bizimkilerin karşısına çıkarken Kawamatsu da dövüşme isteğinden bahsediyor. Armadillo arkadaşta deniztaşı mermisi varmış. Ancak Alparkadaş kılıçla.
Armadillo'nun ayakları dadluymuş. Gerçi bir tanesi seçilmiyor.
Luffy doğrudan geleceği görerek Hyou'ya gitmesi gereken yeri söylüyor. Alparkadaş tükürerek saldırıyor manasızca. Hyou başkan Luffy'nin dediklerini uygularken başarılı bir darbe indiriyor.
Luffy ise eğitim peşinde ve elini katrana bulamış olmasına karşın vurmaktan vazgeçiyor.
Alpaka tarzı Che-che-che-che'ymiş. Ne bu şimdi Küba'ya mı gönderme.
Hyou başkan kılıcın, ustasıyla bir bütün olduğunu ve ustanın istediği şeyleri kesip istemediği şeyleri kesmeyeceğini söylüyor. Wano'da da Haki aynı şekilde kullanılmasına karşın aynı isimle anılmıyor.
194. bölümde geçen bir sahneye ve bu bölümde geçen konuşmaya göre Zoro Alabasta'dan beri Haki kullanıyor. Seride Haki yoktu diyenlere Oda ilginç bir cevap veriyor. Wano'da yıllardır Haki diye bir kavram yok lakin gayet de kullanıyorlar. Maytap mı geçiyorsun Oda yav.
O değil de adam Wano ağaçları mı dikmiş, benziyormuş ağaçlar.
Hyou başkan Luffy'nin yapmaya çalıştığı tekniği bir kılıç ustasından öğrenmiş. Kim ola ki? Onu bilmem de Pandaman buldum ben gene.
Bu arada bir tarafından terler akan Hyou başkan nasıl oldu da bu kadar aktif bir şekilde dövüşüyor? Belki de boyut farklılığının sebebi de ark başlarındaki güçsüzlüğünün sebebi de meyve gücüne falan dayanır. Tabii biraz daha dikkatli bakmak lazım ama üşendim ve yapacak işlerim var. :/
Kapakta Japonların Amezaiku adını verdikleri, şekerden heykelciklerin yapıldığı bir sanat var. Renklendirilmiş "mizuame"ler yardımıyla yapılan bu heykeller Barto'nun elinde pek çok güzel şey sunuyor bizlere. Benim gibi anime dozajını fazlaca kaçırmış kişilerin bildiği üzere mizu, su ve ame de şeker demek.
Hasırşapkalara ilave olarak örneğin sol kısımda Momo'nun ejderini ve sağ kısımda Farul'u görebiliyoruz. Aslında Farul'u görmüyoruzdur muhtemelen ama ben öyle görmek istedim. Barto ile horozu eşleştirsem dedim ama Büyük Filo'nun kalanı için uygun hayvanlar bulamadım. O yüzden diğer hayvanları rahat bırakacağım.
Bununla birlikte tayfanın daimi takipçisi olan Pandaman de es geçilmemiş. Barto Pandaman'i de fark etmiş demek! Görünen o ki Barto yalnızca bizim tayfanın şekerden heykelciklerini satmıyor gerçi. Luffy'nin üzerine baktığımız zaman Korsan Kral kıyafetini görüyoruz. Diğer arkadaşların kıyafetleriyse iki yıl aradan sonra giydikleri kıyafetlere benziyor tamamen. Tam olarak söylemek gerekirse Balıkadam arkı denilebilir.
Tokio Tower muhabbetinde şöyle şeyler satılmıştı mesela.
Bazı amezaiku sanatçıları sokak performansı olarak bu şeker heykelcikleriyle sihirbazlık şovları ya da hikâye anlatımı falan yapıyormuş.
Shinobu'nun ileri geri konuşması sebebiyle Law gitmiş. Law kendince oldukça haklı ancak bu işin iki yönü var. Bunlardan ilki Shinobu'nun celallenmesine sebep olabilecek 20 yıllık bir arkaplan hikâyesi. Yani kadın alttan alınmayı hak ediyor bana kalırsa. Diğer yandan Law'ın da kendince sebepleri var. Üstelik diğerleri bilmese dahi Bepo ve saz arkadaşlarının ne durumda olduklarını gördük. Ne kadar zayıf olsalar da kaptanlarına ihanet etmeyecekler. Aslında zayıf olmaları sebebiyle ölmektense planı sızdırmaları makul gözükebilir. Herkes işkenceye dayanamayabilir zira. Bu tip konularda herkesin farklı bir açısı olsa da yaşayanların düşünce ve hisleri kendilerinde saklıdır. Fazla tatava yapmaya gerek yok. Bence aralarında büyük bir problem çıkmaz lakin Oda isterse Law üzerinden konuyu biraz daha uzatabilir.
Usopp ve Nami arasında geçen konuşma oldukça güzel. Komedi sahnesi olarak güzel olmasının yanı sıra tayfanın etkileşimini görmke hoş. Nami'yi sevmesem de tebessüm eden çehresi oldukça hoş. Ayrıca kurbik kardeşimiz tepki vermeyi unutmuş bu kez. Cık cık.
Nami ve Usopp konuşurken arka tarafta 4 kişi görüyoruz. İki yetişkin birbiriyle konuşuyor gibi gözüküyor. Bir yetişkinden ses yok. Çocuklardan biri yaramazlık peşinde ancak herkes gülüyor. Eh, herkesin gülmesi normal. Oda arka planı da "in motion" yani hareket hâlinde çizmiş. Kasabada hayat sürüyor. Bunlar çok güzel dokunuşlar.
Ebisu Kasabasında hava durumu her zamanki gibi kahkahayı gösteriyordu. Neşeyle koşuşturan çocuklar, eve ekmek getirmeye çalışan insanlar ve pespaye bir hayat ile fütursuzca kahkaha atan insanların oluşturduğu esrarengiz bir zıtlıkla yaşam süregeliyor, süregidiyordu. Yılların eskitemediği bir dostluğun tebessüm ettiren sohbetiyse okuyucu için tanıdık bir sıcaklık, hoş bir kucaklamaydı...
Usopp'un Azuki Baba diye seslendiği aslında Japonların yokai adını verdikleri doğa üstü canavar, ruh ya da iblislerden biri. The Bean Hag ya da The Bean Grinding Hag olarak İngilizceye çevrilebilen bu isim Türkçeye çevrilmek istense nasıl olur bilemiyorum. Bu arkadaş insan yiyormuş.
Azuki Arai isimli bunun erkek versiyonu olan biri daha var. Bean Washer diye geçiyor. Fasulye yıkayan yani.
Bu ismin verilme sebebi Azuki fasulyesinin öğütülürken ya da yıkanırken çıkan sese benzer bir şekilde ses çıkartmasıymış. Nehir ya da su kütlelerinin yanında gözüken bu arkadaş "Azuki fasulyelerimi mi yıkayacağım yoksa yiyecek insan mı bulacağım?" şeklinde şarkı söylermiş. Ona yaklaşan kişinin sonu da suya düşmek olurmuş.
Kadın tip olarak Azuki Baba'yı, yani aşağıdaki kişileri andırıyor, zaten Oda da andırsın diye çizmiş. Ancak Azuki Arai'nin de cinsiyet dışında çok bir farkı yok. Azuki Baba'nın yanında Azuki Arai arkadaş canlısı. Yani Yasu gibi. Azuki Baba pek net değil sanırım çünkü şekil değiştirme yeteneğine sahip başka yokai'lerin bu forma girdiği de söylenmiş. Bunun amacı zararsız olan Azuki Arai formuna girdikten sonra çocukları falan mideye indirmek.
Azuki Arai başkan da şu:
Biraz karışık anlattım, kusura bakmayın ama en basitinden şu iki siteye bakarak bilgi alabilirsiniz:
http://yokai.com/azukibabaa/
http://yokai.com/azukiarai/
Bungo malı, hem evleri ateşe vermiş hem de bu suçları örtbas edebilmek için para yedirmiş yetkililere.
Bongo malı oduncuymuş. Evleri yanan insanlara odun satıp cebine para cukkalamış.
Bingo malı, eski bir rahip ve tabutçuymuş. Yangınların ardından insanlara sunduğu hizmet epey pahalı olurmuş.
Oda üç mal içinde Bun, Bon ve Bin efektlerini kullanmış.
Bingo Bango Bongo isimli bir golf oyunu ve şöyle bir şarkı var:
Bu üç salağı hatırladınız mı?
928. bölümde Komurasaki'nin ardından zırlayıp başkentten kovulan mallar bunlar. O günlerde Komurasaki gözünüzde neydi? Şimdi ne? Bir düşünün bakalım.
Ha. Oda zaten flashback vermiş bu üç mal için. Azuki teyzeciğimizin komedi unsuru 1 kilo laf anlattıktan sonra yalan söyledim demekmiş anlaşılan.
Yasu başkan bu üç mala bakmakla yükümlendirilmiş ve Yasu başkan üçüne layığıyla bakıyor olmasına karşın bu üç mal ahkam kesmeye devam etmiş.
Yasu başkanın da söylediği gibi kart oldukça basit ve düşman eline kolaylıkla düşüyor. Çok dandik bir plan davetiyesi olduğunu daha önce de söylemiştim. Yasu başkan bilekteki yarım ay dövmesini bilmiyormuş, bununla birlikte beim gibi bundan haberi olmayan başkaları da vardır diyor.
Yasu başkan eğlenceli bir karakter. Bu sahne de güzel ama bu kurbağa niye Usopp ile birlikte tepki vermiyor? Karnı mı acıktı acep?
Yasu'yu çıkartamamışlar. Yasu şehrin şerifi gibi bir şey galiba. O bir dedeye uğrarken biz başka veletleri görüyoruz. Şehir neşe içinde takılmaya devam ediyor.
Yasu dedeye darı ve su bırakıyor. Diğer tarafta yosundan bira yapan bir teyze var. İlacı kalmamış. Bir başka yaşlının dizi fena. O-saki'nin çocuğu kötü. Hankou'nun annesi hasta. Bir çocuk eğlence peşinde. Yasu, koca bir kasabaya tek başına göz kulak oluyor. Oda bizlere enfes bir karakter daha sundu. Teşekkürler Oda!
Ancak gelin görün ki bu para sattığı kız Toko'nun ona gönderdiği paralarla mümkün oluyor. O-toko'nun Ebisu kasabasından olduğu çok belliydi lakin Oda bizlere bir de Yasu başkanın kızı olduğunu söylüyor! Bu Oda ne yapmak, nereye varmak istemektedir?!
Oda bölümde Yasu için hem iyilik timsali bir adam resmi çizerken hem de kızını satan bir adam hikâyesi gösteriyor. Oda bu ikilikleri sık kullanıyor. Düşünecek olursak şu an O-toko'un keyfi yerinde. Ancak bir insanın kızını satması ne demek? Bunu hangimiz kabul edebiliriz? Oda bizi durup durup ahlak ikilemlerini düşünmeye zorluyor. Tabii bu bir manga ve gerçek hayat çok daha başka. Belki kızı bile çıkmaz. Her şey olabiliyor seride. Bu şarkı Oda'ya gelsin:
Bir öylesin bir böyle. Neyin var bana söyle.
Diğer yandan bu gülüşün ardından çok şey çıkabilir. Bu adamın karısı, O-toko'nun anası kim? Bu noktadan itibaren Yasu'nun hikâyesi ne tür bir yön alabilir ve bu ana hikâyeyi nasıl etkileyebilir acaba. Bu adamı tanımıyorlarmış bir de Shinobu falan. İlginç. Üzerine konuşulmayı hak eden bir konu. Umarım Zoro üzerine muhabbet etmek yerine böyle şeyler konuşursunuz.
Ebisu kasabası toplu histeri mi yaşıyor nedir. İki dakika gülmeyin lan.
Diğer yandan Yasu'nun Witch Hour Boy olma ihtimali de biraz daha olasılık kazandı sanki. Yine de belli olmaz.
Belki de bu fanfinifinfon arkadaşlardan gelen parayı göndermiştir Hiyori buraya ve o da nesi... Hiyori esasında Yasu'nun kızı, Yasu da Oden... Tamam tamam.
Kurbağa başkan genel olarak huzursuz galiba. İyi ulem. Ben de seni analize sokmuyorum daha fazla!
Luffy'lerin tarafında Hyou başkan Haki'nin Wano'daki formunu anlatıyor. Ryuuou adı verilen bu kelime akan kiraz çiçeği gibi bir anlama sahip. Yani sertleştirme yerine bir akış var. Biraz zen kafası sanırım. Bununla birlikte eşsesli bir kelime olarak Ejder Kral ya da İmparator gibi anlamlara da sahip. Burada Luffy'nin yapması gereken şey Haki'yi adukete çevirmek gibi bir şey. Enerjinin ahenk içinde akmasını sağlayabilmek. Potansiyelini dizginlemek yerine özgür bırakmak. Rüzgârın rehberliğinde dans etmek. Bedenini çevreleyen amaçsız haki'yi kendi emelleri doğrultusunda kullanabilmek adına ehlileştirmeli... Özgür Haki'ye hükmetmeli ve ona söz geçirmeli!!! İşte gerçek bir imparator, gerçek bir kral bunu yapar evlat.
İlk bakışta Koka yapan Luffy zamanla ilerletiyor gibi duruyor işi ama uzaktan gösterildiği için net bir şey söyleyemem.
Ancak Luffy bunu bir süre daha beceremiyor ve akşam oluyor. Millet yatağa geçerken Luffy'nin karın gurultusu sessizliğin sesi oluyor.
Luffy bu gidişle sabaha mumya olurum diyor. WCI arkında Sanji'den yemek beklerken olduğu gibi.
Hyou başkan Luffy'nin Kaido ile savaşması için ne gibi bir gerekçe olduğunu merak ediyor ve yanılmıyorsam Luffy etrafta gardiyanlar var diye konuşamayacağını anlayıp H. Haki çakıyor. Luffy? Çocuğum? Sen ne zaman akıllandın?
Luffy dört imparatordan bahseder, Hyou da Roger'ın adını anarken çaktırmadan ringe sızan biri var:
Belli ki Raizo yanlışlıkla Caribou'nun anahtarını almış. Hyou başkanın gözünden Raizo'yu görüyoruz. İlginç bir sahne doğrusu. Bu ikisi geçmişi yad ederken Luffy Caribou'yu dövüyor. Çok güldüm buraya ya.
Caribou beklemiyor olmasına karşın Luffy'den medet umuyor. Luffy ise her zamanki saflığıyla kabul, bizimle gelebilirsin diyor. Kimseden korkusu ve şüphesi olmayan bu adam herkeste şüphe ve korku uyandırıyor. WB'nin affedici ve ürkütücü doğası Luffy'de de var.
Caribou geçici olarak bizimkilerin yanında duracak gibi gözüküyor. Onun tek isteği Wano'dan kurtulmak. Bu adam sağlam kaynak. İçine dünyaları alan adam. *Title of your sex tape*
Udon'daki hapishane toplam 5 bölgeden oluşuyormuş. Burada bulunan çoğu kişinin işlediği suç Orochi'ye karşı işlenmiş bir isyandan ibaret. On binlerce insanın bulunduğu bu yer aynı zamanda mükemmel bir kaynak demek. Wano'yu gölgelerden kontrol eden yakuza patronları dahi burada. Oda böylelikle 4 büyük baş daha sunuyor bize.
Köpekbalığıtimsah kardeşimiz de BM de yorulmuş. BM hem aç hem de uykulu. Udon'a girdikleri görülüyor, varmalarına da çok az kalmış. Bakalım bizleri ne bekliyor?
Luffy hapishaneyi yıkalım, müttefikleri kazanalım, olsun bitsin kafasındayken Raizo'nun "O işler öyle kolay değil." çıkışına Oda BM ile cevap veriyor resmen. Her şey tıkırında her zamanki gibi. Luffy'nin tek başına da buradan çıkabilmesi gerekir bana kalırsa. Düşünsenize bir şekilde Shanks buraya düşse tek başına çıkamaz mı yani? Ulen Oda.
Haftaya renkleniyormuşuz. 27 Nisan'da çıkacakmış bölüm. Bize de normalden 1 gün önce gelir muhtemelen. Salı-Çarşamba spoiler, Perşembe de bölüm. Sonraysa ara var. Altın Hafta'ya giriyoruz.
27 Nisan ve 27 Mayıs arasında o tarihler de dahil olmak üzere 3 bölüm okuyabileceğiz muhtemelen çünkü araya Oda'da bir bölüm ara sıkıştırır.
Sağlıcakla kalın efendiler.
Dergi kapağını geçiyorum. Renkli kapağa bakıyorum. Soldan sağa doğru ilerleyelim.
- Brook'un ruhunun elinde "Panty Heaven" yazıyor. Bir hayli mantıklı doğrusu. Kendi bedeni ise Usopp tarafından yapılan bir sahte yolun altında. Akla Road Runner'daki Coyote gelmiyor değil.
- Ardından Robin'e bakalım. Üzerinde oturduğu bavulda çeşitli yapıştırmalar var. Bunlardan birinde Dressrosa yazıyor. Aynı zamanda yerde duran "Good Place" yazısını tutan da Robin'in meyve gücü olsa gerek. Ardından her zmanki gibi Zoro'nun kılıcına davranması var.
- Zoro'ya dair söylenebilecek başka bir şey de yok zaten.
- Usopp'un üzerinde Luffy'nin Dressrosa'da giydiği gömleğe benzer bir kıyafet var. Hatta şortu bile Luffy'nin eski şortunu hatırlatıyor.
- Luffy kardeşimiz "denizin sonuna" gitmek istiyor doğal olarak. Şişen elindeki baş parmak gibi ben de onaylıyorum seni. Gerçi sen otostop çektiğin için kalkdırmışsın ama olsun.
- Sanji, "seninle her şeye varım ben." moduna girmiş. İçinden de muhtemelen "sen benim uğurlu yolumsun, yıldızlara yürürüm seninle, sen iste canım senin olsun..." diyor.
- Nami'nin bir bacağında yarabandı diğer bacağında sparesort yazıyor. "Spa resort" falan mı acaba? Öylesi daha uygun gibi bu sıpaya.
- Chopper başkanın şu hayattan tek belentisi pamuk şekeri krallığında zevküsefa çekmek.
- Franky kardeşimizin üzerinde "Forever"ı andıran bir "ver" yarı-kelimesi ve "walk back wa" şeklinde sonu gelmeyen bir yazı var. Üzerine bindiği araç geri geri gidebiliyor herhâlde. Robotun üzerinde "Stop Crying" yazıyor. Zırlamayın diyor yani. Kime diyor? Size diyor.
Bulundukları yer Meksika'yı andırıyor. Otostop çektikleri yerde bulunan direğin üzerinde üzerine çarpı atılmış "Good Place" yazısı, Somewhere, Hell, Home, CottonCandyKinddom, Come On: Arcadia ve Beach yönleri bulunuyor. Her biri farklı yöne. Ancak direğin üzerinde "Don't Go." yazıyor. Gitmeyin be güzel kardeşlerim. Gitmeyin. Denizin sonuna kadar tayfayla birlikte gelin ve sonra nereye gitmek istiyorsanız gidin.
Kapağın sağ üst köşesinde yazan "Stop The Vehicle One Pİece" yazısını da diğer mangakalar yazmış herhâlde. Hayır kardeşlermi. Durmak yok, yola devam.
Good Place Zoro'nun önünde... Don't go yazısı ve çarpı işareti Good Place ile alakalı... Zoro kardeşim, gitme be kardeşim. Kendini öldürteceksin. Hmm. Oda'nın aklında 944. bölümde Zoro'ya ölüm senaryosu yazma fikri yoktuysa dahi buna benzer bir şey çizebilir. Olur da böyle bir şey olursa şu an orada olan birileri meyve gücüyle Zoro'yu kurtarabilir. Hep Kyoshiro Kamuran'ı kurtardı gibi düşündük ama Kamuran kendini kurtardıysa belki aynı şekilde Zoro'yu da kurtarabilir. Kim biliiir.
Şimdi bu manasız detayları ardımızda bırakalım ve bölüme geçelim.
Oda şu Orochi'nin binasındaki ağacın detaylarını bir tutturamadı. En alttaki bu bölümde olan:
Tamir işleri daha bitmemiş:
Kuri'de orman yanıyormuş. Bununla birlikte hırsızı da yakalamışlar. Yasta olan Orochi'ye olanları anlatmaya çalışan Fukurokuju, "Witching-Hour Boy"un kimliğine dair konuşmak istiyor. Orochi'nin mal kafası ortalığı yıkıp geçiyor, eh tamir uzun sürer tabii. Fukurokuju Kyoshiro'nun yaptığını doğru buluyormuş. Kadın yaşıyor, bence de doğru yaptı. Tabii o yaptıysa. Fukurokuju "Kendini gösterdiğin için sağ ol knk.s" modunda. Elinin tersiyle çaksa Orochi'nin leşi çıkarmış gibi rahat adam. : oleyo2: Orochi bu arkadaşımızın gerçek kimliğini duyunca hayatta olmasına çok şaşırıyor. Bakalım nedenmiş.
Hırsız Rasetsu bölgesinde, yani suçluların sergilendiği, Bepo'ların da bulunduğu hapishanede. Orochi ibret olsun diye herkese göstermek istiyor lakin Kyoshiro hazırlıkları çoktan yapmış. Kyoshiro bu çapta bir hazırlığın ortalığa velvele getireceğini düşünmüş ola ki onun da önlemini almış.
Böylelikle ülkenin en sevilen iki insanı aynı anda toprağa verilecek. Yılaaansın sen, yılaaan.
Sırada Udon var. Kaido başkan Queen'e Komurasaki'nin ölümünden dem vuruyor, sabah sabah. Tüm ülkeye yayın yapılacağı için de Udon'dan izleyebileceğini söylüyor. İlgili işi icra edecek olan salyangoz kardeşimizin üzerinde Udon yazıyor.
Kaido başkanın keyfi yerinde, bir kirpiği diğerinden uzun, sarhoş, sırıtıyor. Rahatsız herif.
Luffy gene bombayı patlatıp Queen'e balon diye sesleniyor. Bu sırada kendisi ve Hyo başkan şişmişler.
Luffy ve Hyou başkanın şişkinliklerinin yanı sıra Queen'in tepkisi de hoş. Luffy'ler Queen'in o-shiruko'sunu gömmüşler. Bu durumda hem Luffy hem Queen hem de BM arasında sağlam kargaşa olacak gibi gözüküyor.
Luffy, projeksiyon mushi'ye tepki veriyor, nedense.
Bu sırada Kuri, Shutenmaru'nun takıldığı yer olan Atama dağı yanıyor. Kuri'deki yangından kasıt burasıymış demek ki. Geçmiş olsun. Holdem'in Bakura Kasabasındaki şakşakçılarından biri başlatmış yangını. Shutenmaru umursamıyor hiçbir şeyi ve gideceğiz, döveceğiz diyor. Bu esnada Kuri'nin terk edilmiş bir köyünde ilgili istihbaratı alan Kin'emon ahalisi oldukça şüphe çekici. Ulan siz mi yaktırdınız yoksa?
Ulan cidden bunlar yaptırtmış.
Ulaan Tengu başkan, iyi misin?
Bakura'da bandajlı bir Holdem ve Kamijiro var.
Ringo'nun ahırında Brook beliriyor. Zoro uyanıyor ve üzerinde Kamuran ile Toko'yu görüyor. Ulan adam 2 dakikada aile yaptı kendine ya. Kamuran neyin kafasını yaşıyorsun ya. Brook da durur mu? Yapıştırmış repliği.
Bu bölümle birlikte bölümlerdir arkaplanda gördüğümüz yemeklerin nedenini de öğrenmiş oluyoruz. Brook efendi aç bir hayalet gibi davranıp insanların yemek bırakmasını sağlamış. Bundan sonraki 1-2 sayfada dile getirmem gereken bir şey yok.
O-toko'nun babacığım, babacığım nidalarıyla koşup gitmesi ve doğal olarak da bizimkilerin takip etmesi var. Zoro reyiz kadınını ve çocuğunu korumak için seferber oluyor! YÜRÜ BE. Brook reyizi arkada bırakmayın lan.
Kamuran'ın cenazesinde ağlamayan yok diyeceğim ama var, görevliler. Onlar Kamuran'ın naciz ve olmayan bedenini Rasetsu'ya götüredursunlar biz Ebisu'ya geri dönelim. Ebisu'da bile film mi çeviriyorsunuz lan? Bu nasıl fakirlik. Tonoyasu'yu çarmıha germişler ama kahkahalar o biçim devam. Adam aynı zamanda İsa gibi portreleniyor. Bu kadarına da pes Oda!
Bu kadarına da pes:
Tonoyasu'nun gerçek ismi "Yasu'ie" Belli ki "Ieyasu" Şaşırtıcı değil. Kozuki ailesinin Oden zamanı daimyo'larından. Öyle ki ileride shogun dahi oluyor. Bu da şaşırtıcı değil. Bu şartlar altında tüm ülkeyi kahkahaya boğacak bir shogun lazım zaten. Aslan parçası. Hakumai'nin daimyo'suymuş vaktinde. Sonic the Hedgehog değil, yasu the Hedhehog var karşımızda. Kirpi be. Saçlarından ötürü bu adı koymuşlar herhâlde. Belki de dövüş tekniği de defans ağırlıklıdır. Saçlarına yadığım Ieyasu-dono'nun özür dilemesi gereken iki şey, aptal Orochi'ye söylemesi gereken de tek bir şey varmış. "Aptal Orochi" çok içten bir laf gibi. Gerçekten de kardeşi çıksa şaşırtıcı olmayacak.
Kurbik sonunda bu bilginin ortaya çıkmış olmasından dolayı memnun gibi:
Ieyasu'ya dair direkt Viki alıntısı: "İmagawa Yoişimoto'nun emrindeyken Oda Nobunaga ile iş birliği yaptı. Sonunda Toyotomi Hideyoşi ile barışarak, 1590'da Edo Kalesine girdi. Hideyoşi'nin ölümünden sonra Fuşimi Kalesi'nde hakimiyeti eline aldı. 1600'da Sekigahara Savaşı'nda Işida Mitsunari'yi yenerek 1603'te Shōgun'luk görevine getirildi."
BUBAĞĞĞ.
Ieyasu-dono kendini ölüme hazırlamış. Eyvallah. Brook da geliyormuş bu arada, güzel.
Toparlayalım şöyle bir:
Rasetsu'da Ieyasu-dono, Zoro, ve Brook olacak. Burada kavga çıkar.
Ashura Douji'nin Bakura'ya gidip Holdem'le uğraşması pek önemli bir hadise değil. Olaylar bu arkadaşları da cenazeye yönlendirir.
Ashura geldi diye gönderilecek olan kişi Jack olacaktır, hem husumetleri sürüyor hem de King ve Queen'in işleri var.
King en son savunma pozisyonunda duruyordu ama onu da görmeyeli çok oldu. Şu an için bir şey söylemek mümkün değil.
Queen'in ise yemeği yok, BM geliyor, Luffy gücünü toplamış. Orada durması gerektiği aşikâr.
Ülkenin aynıda anda birkaç yerinde kargaşa çıkacak ve daha asıl savaşa en az bir hafta var. İkinci perdenin kapanması yakındır.
Sanji ahalisi Ebisu'da, Oda'nın keyfine kalmış gidip gitmeyecekleri.
Law'ın gittiği yerin de Rasetsu olduğunu unutmamak lazım. Haydi bakalım.
See you, Ebisu Cowboy.
- Brook'un ruhunun elinde "Panty Heaven" yazıyor. Bir hayli mantıklı doğrusu. Kendi bedeni ise Usopp tarafından yapılan bir sahte yolun altında. Akla Road Runner'daki Coyote gelmiyor değil.
- Ardından Robin'e bakalım. Üzerinde oturduğu bavulda çeşitli yapıştırmalar var. Bunlardan birinde Dressrosa yazıyor. Aynı zamanda yerde duran "Good Place" yazısını tutan da Robin'in meyve gücü olsa gerek. Ardından her zmanki gibi Zoro'nun kılıcına davranması var.
- Zoro'ya dair söylenebilecek başka bir şey de yok zaten.
- Usopp'un üzerinde Luffy'nin Dressrosa'da giydiği gömleğe benzer bir kıyafet var. Hatta şortu bile Luffy'nin eski şortunu hatırlatıyor.
- Luffy kardeşimiz "denizin sonuna" gitmek istiyor doğal olarak. Şişen elindeki baş parmak gibi ben de onaylıyorum seni. Gerçi sen otostop çektiğin için kalkdırmışsın ama olsun.
- Sanji, "seninle her şeye varım ben." moduna girmiş. İçinden de muhtemelen "sen benim uğurlu yolumsun, yıldızlara yürürüm seninle, sen iste canım senin olsun..." diyor.
- Nami'nin bir bacağında yarabandı diğer bacağında sparesort yazıyor. "Spa resort" falan mı acaba? Öylesi daha uygun gibi bu sıpaya.
- Chopper başkanın şu hayattan tek belentisi pamuk şekeri krallığında zevküsefa çekmek.
- Franky kardeşimizin üzerinde "Forever"ı andıran bir "ver" yarı-kelimesi ve "walk back wa" şeklinde sonu gelmeyen bir yazı var. Üzerine bindiği araç geri geri gidebiliyor herhâlde. Robotun üzerinde "Stop Crying" yazıyor. Zırlamayın diyor yani. Kime diyor? Size diyor.
Bulundukları yer Meksika'yı andırıyor. Otostop çektikleri yerde bulunan direğin üzerinde üzerine çarpı atılmış "Good Place" yazısı, Somewhere, Hell, Home, CottonCandyKinddom, Come On: Arcadia ve Beach yönleri bulunuyor. Her biri farklı yöne. Ancak direğin üzerinde "Don't Go." yazıyor. Gitmeyin be güzel kardeşlerim. Gitmeyin. Denizin sonuna kadar tayfayla birlikte gelin ve sonra nereye gitmek istiyorsanız gidin.
Kapağın sağ üst köşesinde yazan "Stop The Vehicle One Pİece" yazısını da diğer mangakalar yazmış herhâlde. Hayır kardeşlermi. Durmak yok, yola devam.
Good Place Zoro'nun önünde... Don't go yazısı ve çarpı işareti Good Place ile alakalı... Zoro kardeşim, gitme be kardeşim. Kendini öldürteceksin. Hmm. Oda'nın aklında 944. bölümde Zoro'ya ölüm senaryosu yazma fikri yoktuysa dahi buna benzer bir şey çizebilir. Olur da böyle bir şey olursa şu an orada olan birileri meyve gücüyle Zoro'yu kurtarabilir. Hep Kyoshiro Kamuran'ı kurtardı gibi düşündük ama Kamuran kendini kurtardıysa belki aynı şekilde Zoro'yu da kurtarabilir. Kim biliiir.
Şimdi bu manasız detayları ardımızda bırakalım ve bölüme geçelim.
Oda şu Orochi'nin binasındaki ağacın detaylarını bir tutturamadı. En alttaki bu bölümde olan:
Tamir işleri daha bitmemiş:
Kuri'de orman yanıyormuş. Bununla birlikte hırsızı da yakalamışlar. Yasta olan Orochi'ye olanları anlatmaya çalışan Fukurokuju, "Witching-Hour Boy"un kimliğine dair konuşmak istiyor. Orochi'nin mal kafası ortalığı yıkıp geçiyor, eh tamir uzun sürer tabii. Fukurokuju Kyoshiro'nun yaptığını doğru buluyormuş. Kadın yaşıyor, bence de doğru yaptı. Tabii o yaptıysa. Fukurokuju "Kendini gösterdiğin için sağ ol knk.s" modunda. Elinin tersiyle çaksa Orochi'nin leşi çıkarmış gibi rahat adam. : oleyo2: Orochi bu arkadaşımızın gerçek kimliğini duyunca hayatta olmasına çok şaşırıyor. Bakalım nedenmiş.
Hırsız Rasetsu bölgesinde, yani suçluların sergilendiği, Bepo'ların da bulunduğu hapishanede. Orochi ibret olsun diye herkese göstermek istiyor lakin Kyoshiro hazırlıkları çoktan yapmış. Kyoshiro bu çapta bir hazırlığın ortalığa velvele getireceğini düşünmüş ola ki onun da önlemini almış.
Böylelikle ülkenin en sevilen iki insanı aynı anda toprağa verilecek. Yılaaansın sen, yılaaan.
Sırada Udon var. Kaido başkan Queen'e Komurasaki'nin ölümünden dem vuruyor, sabah sabah. Tüm ülkeye yayın yapılacağı için de Udon'dan izleyebileceğini söylüyor. İlgili işi icra edecek olan salyangoz kardeşimizin üzerinde Udon yazıyor.
Kaido başkanın keyfi yerinde, bir kirpiği diğerinden uzun, sarhoş, sırıtıyor. Rahatsız herif.
Luffy gene bombayı patlatıp Queen'e balon diye sesleniyor. Bu sırada kendisi ve Hyo başkan şişmişler.
Luffy ve Hyou başkanın şişkinliklerinin yanı sıra Queen'in tepkisi de hoş. Luffy'ler Queen'in o-shiruko'sunu gömmüşler. Bu durumda hem Luffy hem Queen hem de BM arasında sağlam kargaşa olacak gibi gözüküyor.
Luffy, projeksiyon mushi'ye tepki veriyor, nedense.
Bu sırada Kuri, Shutenmaru'nun takıldığı yer olan Atama dağı yanıyor. Kuri'deki yangından kasıt burasıymış demek ki. Geçmiş olsun. Holdem'in Bakura Kasabasındaki şakşakçılarından biri başlatmış yangını. Shutenmaru umursamıyor hiçbir şeyi ve gideceğiz, döveceğiz diyor. Bu esnada Kuri'nin terk edilmiş bir köyünde ilgili istihbaratı alan Kin'emon ahalisi oldukça şüphe çekici. Ulan siz mi yaktırdınız yoksa?
Ulan cidden bunlar yaptırtmış.
Ulaan Tengu başkan, iyi misin?
Bakura'da bandajlı bir Holdem ve Kamijiro var.
Ringo'nun ahırında Brook beliriyor. Zoro uyanıyor ve üzerinde Kamuran ile Toko'yu görüyor. Ulan adam 2 dakikada aile yaptı kendine ya. Kamuran neyin kafasını yaşıyorsun ya. Brook da durur mu? Yapıştırmış repliği.
Bu bölümle birlikte bölümlerdir arkaplanda gördüğümüz yemeklerin nedenini de öğrenmiş oluyoruz. Brook efendi aç bir hayalet gibi davranıp insanların yemek bırakmasını sağlamış. Bundan sonraki 1-2 sayfada dile getirmem gereken bir şey yok.
O-toko'nun babacığım, babacığım nidalarıyla koşup gitmesi ve doğal olarak da bizimkilerin takip etmesi var. Zoro reyiz kadınını ve çocuğunu korumak için seferber oluyor! YÜRÜ BE. Brook reyizi arkada bırakmayın lan.
Kamuran'ın cenazesinde ağlamayan yok diyeceğim ama var, görevliler. Onlar Kamuran'ın naciz ve olmayan bedenini Rasetsu'ya götüredursunlar biz Ebisu'ya geri dönelim. Ebisu'da bile film mi çeviriyorsunuz lan? Bu nasıl fakirlik. Tonoyasu'yu çarmıha germişler ama kahkahalar o biçim devam. Adam aynı zamanda İsa gibi portreleniyor. Bu kadarına da pes Oda!
Bu kadarına da pes:
Tonoyasu'nun gerçek ismi "Yasu'ie" Belli ki "Ieyasu" Şaşırtıcı değil. Kozuki ailesinin Oden zamanı daimyo'larından. Öyle ki ileride shogun dahi oluyor. Bu da şaşırtıcı değil. Bu şartlar altında tüm ülkeyi kahkahaya boğacak bir shogun lazım zaten. Aslan parçası. Hakumai'nin daimyo'suymuş vaktinde. Sonic the Hedgehog değil, yasu the Hedhehog var karşımızda. Kirpi be. Saçlarından ötürü bu adı koymuşlar herhâlde. Belki de dövüş tekniği de defans ağırlıklıdır. Saçlarına yadığım Ieyasu-dono'nun özür dilemesi gereken iki şey, aptal Orochi'ye söylemesi gereken de tek bir şey varmış. "Aptal Orochi" çok içten bir laf gibi. Gerçekten de kardeşi çıksa şaşırtıcı olmayacak.
Kurbik sonunda bu bilginin ortaya çıkmış olmasından dolayı memnun gibi:
Ieyasu'ya dair direkt Viki alıntısı: "İmagawa Yoişimoto'nun emrindeyken Oda Nobunaga ile iş birliği yaptı. Sonunda Toyotomi Hideyoşi ile barışarak, 1590'da Edo Kalesine girdi. Hideyoşi'nin ölümünden sonra Fuşimi Kalesi'nde hakimiyeti eline aldı. 1600'da Sekigahara Savaşı'nda Işida Mitsunari'yi yenerek 1603'te Shōgun'luk görevine getirildi."
BUBAĞĞĞ.
Ieyasu-dono kendini ölüme hazırlamış. Eyvallah. Brook da geliyormuş bu arada, güzel.
Toparlayalım şöyle bir:
Rasetsu'da Ieyasu-dono, Zoro, ve Brook olacak. Burada kavga çıkar.
Ashura Douji'nin Bakura'ya gidip Holdem'le uğraşması pek önemli bir hadise değil. Olaylar bu arkadaşları da cenazeye yönlendirir.
Ashura geldi diye gönderilecek olan kişi Jack olacaktır, hem husumetleri sürüyor hem de King ve Queen'in işleri var.
King en son savunma pozisyonunda duruyordu ama onu da görmeyeli çok oldu. Şu an için bir şey söylemek mümkün değil.
Queen'in ise yemeği yok, BM geliyor, Luffy gücünü toplamış. Orada durması gerektiği aşikâr.
Ülkenin aynıda anda birkaç yerinde kargaşa çıkacak ve daha asıl savaşa en az bir hafta var. İkinci perdenin kapanması yakındır.
Sanji ahalisi Ebisu'da, Oda'nın keyfine kalmış gidip gitmeyecekleri.
Law'ın gittiği yerin de Rasetsu olduğunu unutmamak lazım. Haydi bakalım.
See you, Ebisu Cowboy.
Kapak isteği Hiyu takma isimli birinden gelmiş. Daha önce gördüğümüz fakat hiçbir önemi olmayan biri zuhaha.
Mont d'or Dünya Peynir Ansiklopesinden dikkatlice peynir seçerken birinci sınıf bir şarap garsonu da Dünya Şarap Ansiklopedisinden şarap seçiyor.
Yukarıda işaretlediğim bazı yerler var. Pek bir şey ifade etmiyorlar ama yine de söyleyeyim. Örneğin Deuxiem yazıyor. Deûxième Fransızcada 2. demek. Deux, 2 zaten.
Sağ üstte bir şarap ismi geçiyor. Kedisi Merlot şarabı. Aşağıda Merlot'un Radius şarabı var. Bildiğiniz üzere şaraplar derya. Öylesine gösteriyorum işte.
Şarap ve peynir çoook uzun zamandır bir arada tüketilen şeyler. "Ee, neden?" diye soracak olursanız şu yazıyı okuyabilirsiniz:
https://dusunbil.com/sarap-ve-peynir-eslesmelerinin-ardindaki-bilim/
Oda her zamanki gibi acayip acayip harfler, isimler falan koymuş ama her birine ince eleyip sık dokumama gerek yok. Son olarak bölüm adına geleceğim: "The Daimyo of Hakumai, Shimotsuki Yasuie."
Burada parmak basmamız gereken noktu "Shimotsuki" adı. Shimotsuki geleneksel bir Japon soyadı. Japonya'nın Akizuki seviyesinde bir yıkımcı gemisinin adı da buymuş. Kasım anlamına geliyor bu kelime ve Zoro, Kasım ayında doğmuş bir kardeşimiz. Fakat bununla da sınırlı kalmıyor elbette. Japon takvimine göre bu ay Don Ayı olarak geçiyor. "Frost Moon" anlamı var Shimotsuki'nin yani. Şimdi sizleri Shimotsuki ile unuttuğunuz bir diyara götüreceğim.
Zoro'nun geçmişinde gördüğümüz köyün adı bu. Peki biraz da şu sahnede görülen sembol üzerine konuşalım mı? Öyleyse bölümün ilk sayfasına geçiş yapıyoruz demektir. Hem yukarıda hem de aşağıda gördüğümüz sembollere bakacak olursanız bu işte bir bit yeniği olduğunu fark edersiniz. Öyle ya da böyle, bir şekilde Koushirou efendinin Wano ile bir bağlantısı var.
92. cildin SBS bölümünde Oda'ya bir başka konu hakkında soru geliyor ve Oda ona cevap verirken bir bilgiyi ağzından kaçırıyor. Tabii tabii kaçırıyor.
Burada 7. ciltte ortaya çıkan Minatomo ile 909. bölümde gözüken Minatomo üzerine konuşuyor ve bunların aynı kişi olmadığından, yalnızca kan bağı sebebiyle aynı soyadı paylaştıklarından bahsediyor. Vakti hâlinde Wano'dan East Blue'ya bir gemi kalkmış. Birkaç on yıl önceymiş bu olay. O gemideki birinin neslinden olan bir kişiyi ise hepimiz tanıyormuşuz.
Shimotsuki adının köye ne zaman konulduğu bilinmez belki ama Koushiro'nun bu işte bir parmağı olabilir gibi gözüküyor. Bir şekilde Koushiro, Zoro ve Kuina Wano'ya bağlı. Hatta Koushiro'nun soyadı da Shimotsuki olabilir. Artık bu noktadan sonrasını kendi yaptıkları teorileri bitirdikten sonra parmaklarını yalayacak olan kişilere bırakıyorum. Fazla yemeyin lan. Dokanır yemin ediyo'm.
Wano'daki tek yasal liman Hakumai'ymiş. Ziyaret eden iyi isanlar olduğu gibi kötü insanlar da olabilirmiş. Bu nedenle de zaptedilemez bir güç olmaları gerekiyormuş. Yasu başkan öyle diyor, ben onun yalancısıyım. Wano samuraylarından da aşağısı beklenemezdi.
Yasu'nun üzerindeki kıyafette ay ve yıldız şekilleri var gibi duruyor uzaktan. Ama hemen aşağıda öyle olmadığını görüyoruz pek tabii.
Yasu başkan burada diyor ki "ruffian" olabilirsin ama neticede Shogun'ın oğlusun! Şimdi nedir bu ruffian? Bu mu?
Bu mu?
Yok yok. Kabadayı işte, o kadar.
Oden başkanı saraydan kovdukları bir geçmişi görüyor bu gözler. Henüz bıçkın zamanları. Kozuki Sukiyaki öldükten sonra Oden yerine Yasuie'nin Shogun olacağına dair dedikodular varmış. Yasu başkan ise atarlı ve Oden'in kovulma sebebini "tough love" olarak görüyor. Sert sevenler buraya.
Şimdi bu görsele bir daha bakalım. Ama yanına Oden'in bir başka hâlini de koyalım. Demek ki gençliğinde aşçı değilmiş.
Oden başkan dünyaya açılmak istiyormuş. Yasu başkansa bir samurayın bencil davranabilmesinin tek yolunun işinin ehli olmasıyla mümkün olduğuna inanan; davasına, temellere, kurallara ve geleneklere bağlı bir kişi profili çiziyor. Oden'in çizildiği şu noktada henüz 20 yaşından küçük olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz zira henüz babası tarafından "tanınmamış." Oysa bildiğimiz üzere 20 yaşına geldiğinde Daimyo olacak kendisi. Bkz:
Dün gece yapılan hırsızlık da, mezar hırsızlığı da o da bu da şu da adama yıkılmış, ayıp be. Yasu'nun "Witching Hour Boy" olması, yine kendisinin söylediğine göre bir yalanmış. Milletin dikkatini bu şekilde çekmiş üzerine.
Zaten Yasu'nun ortaya çıktığı saat "Rat-hour Boy" olarak geçiyormuş. Fare saati yani. Fare saati de inek saatinden önce geliyormuş. Çin Zodyağına göre fare saati 23.00 - 01.00 arasıymış. Bölüm kapağında farelerin olması, Oda'nın bilerek yaptığı bir şey demek ki. Burada bahsi geçen inek saati ise gece 01.00 ile 03.00 arasına denk geliyor. Ushimitsu, yani "Witching Hour" ise inek saatinin üçüncü çeyreğine denk geliyor. Yani Yasu, çıkması gerekenden erken gözükmüş.
Bu da Panda Saati:
Komurasaki'nin cenazesine olan ilgi Drake'in de söylediği gibi Yasuie'nin idamına kaydı. Ebisu sakinleri Başkenti karınca sürüsü gibi doldurmuş. Helaaal. Arka planda tanıdık pek çok karakter var lakin her sahne aldıklarında aha bu var dersem çok saçma olur, o yüzden geçiyorum. Ebisu sakinlerinden biri çok dokunaklı bir laf ediyor: "If he dies, we will no longer be able to survive."
Aga be.
Shogun bir aptal, hizmetkârları ise takdiri hak etmiş çıkardıkları işlerden dolayı. Bu sırada Zoro tarafı da gelmek üzere. Yasu'nun konuşmasıysa mühim noktalara temas etmekte.
Fevkalade Çiçek Başkenti Kozuki ailesi ve vatandaşların ellerinde filizlendi. Dinliyor musun Orochi? Taş üstünde taş bırakmadın Orochipu.
Bir yandan "spouting" geçerken diğer yandan hayvanın başka tarafa bıyık altından gülerek bakması hoşuma gitti.
Ortalıkta dolaşan kâğıdı da Yasu yapmış ilk. Esprik olsun diye.
Orochi'nin Oden'e çok borcu varmış oysa. Buna karşın gitmiş onun unvanının da çalmış. Daimyo ve vatandaşlar bir an bile düşünmeden kılıçlarına davranmış lakin Kaido isimli canavar ortalığın anasını ağlatmış. Yasu başkan ise niyeti o olmamasına karşın hayatta kalmış ve Ebisu'da saklanmış.
Oden öldükten sonra Orochi geriye kalan 4 Daimyo'ya demiş ki "Siz mi boyun eğersiniz ben mi eğdireyim?" Tabii böyle dememiş ama olsun. Şaka da mı yapmayalım?
Shutenmaru astlarının önüne elini koyarak, daha değil, diyor. Sabrın sonu selamet, Martın ve Haziranı-
Bu arada bu arkadaşların geldiğini düşünmeyin.
Dikkat etmek lazım. Projeksiyon yardımıyla izliyorlar çünkü hâlâ. Bakın Holdem falan da orada. Bakın ablalar da burada... Ablalaaaağğr. Bura nere? Kuri.
Böyle yaşamayı yedirememiş ve çocukça bir plan yapmış. Mamafih Orochi beklediğinden de büyük bir korkakmış. Zira onca masum insanı, yalnızca geçmişten kalan popüler bir tasarım sebebiyle hapse tıkmış. Bu, yedikleri boku da temizleyecek türden bir hareket aslında. Ortalığı sakinleştirecek, isyanı yok gösterecek bir hareket ama yer mi? Herkes yese de bu "korkak" ama bir şekilde gerçekleri sezebilen Orochi sakinleşmez, haklı olarak.
Beynini yitirmiş bir adamın cesaretini toplaması için ömürlük "Oden" adlı mısralar ile birlikte delik deşik olma vakti.
Evet, Yasu'nun amacı söylediğim gibiymiş. Yeni toplanm yerinin yeri de Rasetsu'da yatan adamlara verilmiş.
Bu sırada BM hâlâ yolda.
Şu muhabbet efsane ya.
Aynı adamsa sıkıntı var gerçi ama neyse.
Adam çocukların gözlerini kapatın diyor. Büyük adam!
Sahnenin gelişimi falan harika olmuş. Oda bu tür şeyleri müthiş çiziyor gerçekten. Adım adım gelişim ve nihai sonuç. Vay arkadaş ya.
"Ulan bari bu kez ağlayın be!" diyorsunuz belki de. Evet, çok sinir bozucu gibi duruyor ama esasında gülerken verdikleri diğer bedensel tepkiler, bir o kadar da gülmediklerine işaret ediyor... (mu acaba?.. )
Burada olan şey Kaido ve Orochi'nin bu ülkeye getirdiği, SMILE adıyla bilinen meyvenin fanfinifinfonları. Bu arkadaşların, gülmekten başka verebilecekleri hiçbir tepki yok! Oda "SMILE" adını gelip böyle bir yerde, bu şekilde kullandı, bize de bir kere daha "Helal olsun!" demek düşüyor.
Bu da size gelsin Zorokolikler.
Not:
Oda'ya SMILE konusunda tebriği neden vermeliyiz, biliyor musunuz? Bu kez kelimelerle anlatmayacağım.
+
=
Neyse anlatayım. CC, Sad'ı kullanarak SMILE üretti. Ortaya da sad smile'lar çıktı, gördüğünüz gibi. Ah be.
SMILE üzerine hep beraber bölümde konuşuruz. Deneyin ilk ürünlerini bunlar yemiş olabileceği gibi farklı sebeplerden de yalnızca bunların tek duygu gösterebildiğini de düşünebiliriz. Ne de olsa başka SMILE kullanıcıları da gördük, pek çok ifade gösterebilen.
Yasu günü kurtardı, kendini de öteki tarafa "kurtardı".
Bölüme şöyle bir kez daha göz gezdireyim de analizi kapatayım.
Oden maymunmuş. O kuyruk ne öyle?
Drake ve Hawkins'in kapıcılık günleri.
BM ile ent karşı karşıya.
Yalnızca dram severler için:
Hmm. Kaido'nun boş beleş adamlarına bir bakalım. "Waiters" yani "Smile bekleyenler" Pleasures, yani "Smile almış fakat bir hayvan özelliği göstermeyenler" ve son olarak da Gifters, yani "Hayvan yetisi kazanmışlar"
Bir de Sad Smiles var işte.
Süper yav.
Adios!
Mont d'or Dünya Peynir Ansiklopesinden dikkatlice peynir seçerken birinci sınıf bir şarap garsonu da Dünya Şarap Ansiklopedisinden şarap seçiyor.
Yukarıda işaretlediğim bazı yerler var. Pek bir şey ifade etmiyorlar ama yine de söyleyeyim. Örneğin Deuxiem yazıyor. Deûxième Fransızcada 2. demek. Deux, 2 zaten.
Sağ üstte bir şarap ismi geçiyor. Kedisi Merlot şarabı. Aşağıda Merlot'un Radius şarabı var. Bildiğiniz üzere şaraplar derya. Öylesine gösteriyorum işte.
Şarap ve peynir çoook uzun zamandır bir arada tüketilen şeyler. "Ee, neden?" diye soracak olursanız şu yazıyı okuyabilirsiniz:
https://dusunbil.com/sarap-ve-peynir-eslesmelerinin-ardindaki-bilim/
Oda her zamanki gibi acayip acayip harfler, isimler falan koymuş ama her birine ince eleyip sık dokumama gerek yok. Son olarak bölüm adına geleceğim: "The Daimyo of Hakumai, Shimotsuki Yasuie."
Burada parmak basmamız gereken noktu "Shimotsuki" adı. Shimotsuki geleneksel bir Japon soyadı. Japonya'nın Akizuki seviyesinde bir yıkımcı gemisinin adı da buymuş. Kasım anlamına geliyor bu kelime ve Zoro, Kasım ayında doğmuş bir kardeşimiz. Fakat bununla da sınırlı kalmıyor elbette. Japon takvimine göre bu ay Don Ayı olarak geçiyor. "Frost Moon" anlamı var Shimotsuki'nin yani. Şimdi sizleri Shimotsuki ile unuttuğunuz bir diyara götüreceğim.
Zoro'nun geçmişinde gördüğümüz köyün adı bu. Peki biraz da şu sahnede görülen sembol üzerine konuşalım mı? Öyleyse bölümün ilk sayfasına geçiş yapıyoruz demektir. Hem yukarıda hem de aşağıda gördüğümüz sembollere bakacak olursanız bu işte bir bit yeniği olduğunu fark edersiniz. Öyle ya da böyle, bir şekilde Koushirou efendinin Wano ile bir bağlantısı var.
92. cildin SBS bölümünde Oda'ya bir başka konu hakkında soru geliyor ve Oda ona cevap verirken bir bilgiyi ağzından kaçırıyor. Tabii tabii kaçırıyor.
D: In Ch. 909, was the carpenter boss that appeared in Wano the same one that was introduced in the Volume 7 SBS, Minatoma-san? P.N. Yacchi
O: Yes he is!! Back then, he was fixing the broken door to the bar in Foosha Village. He was introduced as Carpenter Minatomo-san, exclaiming "Who did this!?". And now, he somehow ended up in the New World in the closed bordered country of Wano! Isn't that weird!? That's right, they actually aren't the same person! They have the same last name because they're related by blood. The fact of the matter is, a ship from Wano reached East Blue a few decades ago.
One of the descendants of someone on that ship is a person that everybody is familiar with...
This part might be featured later in the main story so I won't mention any more than that. It isn't going to be a major plot line, it will just be a minor story.
O: Yes he is!! Back then, he was fixing the broken door to the bar in Foosha Village. He was introduced as Carpenter Minatomo-san, exclaiming "Who did this!?". And now, he somehow ended up in the New World in the closed bordered country of Wano! Isn't that weird!? That's right, they actually aren't the same person! They have the same last name because they're related by blood. The fact of the matter is, a ship from Wano reached East Blue a few decades ago.
One of the descendants of someone on that ship is a person that everybody is familiar with...
This part might be featured later in the main story so I won't mention any more than that. It isn't going to be a major plot line, it will just be a minor story.
Burada 7. ciltte ortaya çıkan Minatomo ile 909. bölümde gözüken Minatomo üzerine konuşuyor ve bunların aynı kişi olmadığından, yalnızca kan bağı sebebiyle aynı soyadı paylaştıklarından bahsediyor. Vakti hâlinde Wano'dan East Blue'ya bir gemi kalkmış. Birkaç on yıl önceymiş bu olay. O gemideki birinin neslinden olan bir kişiyi ise hepimiz tanıyormuşuz.
Shimotsuki adının köye ne zaman konulduğu bilinmez belki ama Koushiro'nun bu işte bir parmağı olabilir gibi gözüküyor. Bir şekilde Koushiro, Zoro ve Kuina Wano'ya bağlı. Hatta Koushiro'nun soyadı da Shimotsuki olabilir. Artık bu noktadan sonrasını kendi yaptıkları teorileri bitirdikten sonra parmaklarını yalayacak olan kişilere bırakıyorum. Fazla yemeyin lan. Dokanır yemin ediyo'm.
Wano'daki tek yasal liman Hakumai'ymiş. Ziyaret eden iyi isanlar olduğu gibi kötü insanlar da olabilirmiş. Bu nedenle de zaptedilemez bir güç olmaları gerekiyormuş. Yasu başkan öyle diyor, ben onun yalancısıyım. Wano samuraylarından da aşağısı beklenemezdi.
Yasu'nun üzerindeki kıyafette ay ve yıldız şekilleri var gibi duruyor uzaktan. Ama hemen aşağıda öyle olmadığını görüyoruz pek tabii.
Yasu başkan burada diyor ki "ruffian" olabilirsin ama neticede Shogun'ın oğlusun! Şimdi nedir bu ruffian? Bu mu?
Bu mu?
Yok yok. Kabadayı işte, o kadar.
Oden başkanı saraydan kovdukları bir geçmişi görüyor bu gözler. Henüz bıçkın zamanları. Kozuki Sukiyaki öldükten sonra Oden yerine Yasuie'nin Shogun olacağına dair dedikodular varmış. Yasu başkan ise atarlı ve Oden'in kovulma sebebini "tough love" olarak görüyor. Sert sevenler buraya.
Şimdi bu görsele bir daha bakalım. Ama yanına Oden'in bir başka hâlini de koyalım. Demek ki gençliğinde aşçı değilmiş.
Oden başkan dünyaya açılmak istiyormuş. Yasu başkansa bir samurayın bencil davranabilmesinin tek yolunun işinin ehli olmasıyla mümkün olduğuna inanan; davasına, temellere, kurallara ve geleneklere bağlı bir kişi profili çiziyor. Oden'in çizildiği şu noktada henüz 20 yaşından küçük olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz zira henüz babası tarafından "tanınmamış." Oysa bildiğimiz üzere 20 yaşına geldiğinde Daimyo olacak kendisi. Bkz:
Dün gece yapılan hırsızlık da, mezar hırsızlığı da o da bu da şu da adama yıkılmış, ayıp be. Yasu'nun "Witching Hour Boy" olması, yine kendisinin söylediğine göre bir yalanmış. Milletin dikkatini bu şekilde çekmiş üzerine.
Zaten Yasu'nun ortaya çıktığı saat "Rat-hour Boy" olarak geçiyormuş. Fare saati yani. Fare saati de inek saatinden önce geliyormuş. Çin Zodyağına göre fare saati 23.00 - 01.00 arasıymış. Bölüm kapağında farelerin olması, Oda'nın bilerek yaptığı bir şey demek ki. Burada bahsi geçen inek saati ise gece 01.00 ile 03.00 arasına denk geliyor. Ushimitsu, yani "Witching Hour" ise inek saatinin üçüncü çeyreğine denk geliyor. Yani Yasu, çıkması gerekenden erken gözükmüş.
Bu da Panda Saati:
Komurasaki'nin cenazesine olan ilgi Drake'in de söylediği gibi Yasuie'nin idamına kaydı. Ebisu sakinleri Başkenti karınca sürüsü gibi doldurmuş. Helaaal. Arka planda tanıdık pek çok karakter var lakin her sahne aldıklarında aha bu var dersem çok saçma olur, o yüzden geçiyorum. Ebisu sakinlerinden biri çok dokunaklı bir laf ediyor: "If he dies, we will no longer be able to survive."
Aga be.
Shogun bir aptal, hizmetkârları ise takdiri hak etmiş çıkardıkları işlerden dolayı. Bu sırada Zoro tarafı da gelmek üzere. Yasu'nun konuşmasıysa mühim noktalara temas etmekte.
Fevkalade Çiçek Başkenti Kozuki ailesi ve vatandaşların ellerinde filizlendi. Dinliyor musun Orochi? Taş üstünde taş bırakmadın Orochipu.
Bir yandan "spouting" geçerken diğer yandan hayvanın başka tarafa bıyık altından gülerek bakması hoşuma gitti.
Ortalıkta dolaşan kâğıdı da Yasu yapmış ilk. Esprik olsun diye.
Orochi'nin Oden'e çok borcu varmış oysa. Buna karşın gitmiş onun unvanının da çalmış. Daimyo ve vatandaşlar bir an bile düşünmeden kılıçlarına davranmış lakin Kaido isimli canavar ortalığın anasını ağlatmış. Yasu başkan ise niyeti o olmamasına karşın hayatta kalmış ve Ebisu'da saklanmış.
Oden öldükten sonra Orochi geriye kalan 4 Daimyo'ya demiş ki "Siz mi boyun eğersiniz ben mi eğdireyim?" Tabii böyle dememiş ama olsun. Şaka da mı yapmayalım?
Shutenmaru astlarının önüne elini koyarak, daha değil, diyor. Sabrın sonu selamet, Martın ve Haziranı-
Banlanan Üyeler: amaneden
Ban Süresi: Üç Gün
Ban Sebebi: Kaşınmak
Banlayan Yönetici: Pandaman
Ban Süresi: Üç Gün
Ban Sebebi: Kaşınmak
Banlayan Yönetici: Pandaman
Bu arada bu arkadaşların geldiğini düşünmeyin.
Dikkat etmek lazım. Projeksiyon yardımıyla izliyorlar çünkü hâlâ. Bakın Holdem falan da orada. Bakın ablalar da burada... Ablalaaaağğr. Bura nere? Kuri.
Böyle yaşamayı yedirememiş ve çocukça bir plan yapmış. Mamafih Orochi beklediğinden de büyük bir korkakmış. Zira onca masum insanı, yalnızca geçmişten kalan popüler bir tasarım sebebiyle hapse tıkmış. Bu, yedikleri boku da temizleyecek türden bir hareket aslında. Ortalığı sakinleştirecek, isyanı yok gösterecek bir hareket ama yer mi? Herkes yese de bu "korkak" ama bir şekilde gerçekleri sezebilen Orochi sakinleşmez, haklı olarak.
Beynini yitirmiş bir adamın cesaretini toplaması için ömürlük "Oden" adlı mısralar ile birlikte delik deşik olma vakti.
Evet, Yasu'nun amacı söylediğim gibiymiş. Yeni toplanm yerinin yeri de Rasetsu'da yatan adamlara verilmiş.
Bu sırada BM hâlâ yolda.
Şu muhabbet efsane ya.
Aynı adamsa sıkıntı var gerçi ama neyse.
Adam çocukların gözlerini kapatın diyor. Büyük adam!
Sahnenin gelişimi falan harika olmuş. Oda bu tür şeyleri müthiş çiziyor gerçekten. Adım adım gelişim ve nihai sonuç. Vay arkadaş ya.
"Ulan bari bu kez ağlayın be!" diyorsunuz belki de. Evet, çok sinir bozucu gibi duruyor ama esasında gülerken verdikleri diğer bedensel tepkiler, bir o kadar da gülmediklerine işaret ediyor... (mu acaba?.. )
Burada olan şey Kaido ve Orochi'nin bu ülkeye getirdiği, SMILE adıyla bilinen meyvenin fanfinifinfonları. Bu arkadaşların, gülmekten başka verebilecekleri hiçbir tepki yok! Oda "SMILE" adını gelip böyle bir yerde, bu şekilde kullandı, bize de bir kere daha "Helal olsun!" demek düşüyor.
Bu da size gelsin Zorokolikler.
Not:
Oda, Zoro'nun Kaido'yu alacağının sinyallerini verdi:
Oda'ya SMILE konusunda tebriği neden vermeliyiz, biliyor musunuz? Bu kez kelimelerle anlatmayacağım.
Neyse anlatayım. CC, Sad'ı kullanarak SMILE üretti. Ortaya da sad smile'lar çıktı, gördüğünüz gibi. Ah be.
SMILE üzerine hep beraber bölümde konuşuruz. Deneyin ilk ürünlerini bunlar yemiş olabileceği gibi farklı sebeplerden de yalnızca bunların tek duygu gösterebildiğini de düşünebiliriz. Ne de olsa başka SMILE kullanıcıları da gördük, pek çok ifade gösterebilen.
Yasu günü kurtardı, kendini de öteki tarafa "kurtardı".
Bölüme şöyle bir kez daha göz gezdireyim de analizi kapatayım.
Oden maymunmuş. O kuyruk ne öyle?
Drake ve Hawkins'in kapıcılık günleri.
BM ile ent karşı karşıya.
Yalnızca dram severler için:
Hmm. Kaido'nun boş beleş adamlarına bir bakalım. "Waiters" yani "Smile bekleyenler" Pleasures, yani "Smile almış fakat bir hayvan özelliği göstermeyenler" ve son olarak da Gifters, yani "Hayvan yetisi kazanmışlar"
Bir de Sad Smiles var işte.
Süper yav.
Adios!
924. bölümün adı Shimotsuki Yasuie iken bu bölümün adı SMILE. Babaannem hep şey derdi: "Güle güle git de deli desinler." Yasu bu olayı yanlış anlamış belli ki. "Yasuie's Smile was/is/will be priceless." diyelim de bari şapkamızı çıkartıp önümüze koymuş olalım.
Kapak isteği en umursamaz kişilerin dahi şimdiye dek gözüne çarpmış olduğunu varsaydığım Noda Skywalker'dan gelmiş. Ulen Oda. Diğer yandan Tarantulalar avlarını ağla değil ağızlarıyla yakalarlar ve ipek üreten organları da bacaklarıdır. T. Blondi diye bir tane kuş yiyen türü varmış. Maşallah. Oda'nın çizdiği Robin'i bile yer. Neyse iyi örgüler ninerobin
Oden'in fedaileri reislerinin ihtiyaçlarını karşılamak adına Sonic the Hedgehog kardeşimiz Yasu'ya sulanmışlar. Yasu da utanmadan "Tuhaf karakterleri bir araya getirmiş." falan diyor. (Birebir çevirisi bu değil elbette.) Yasu'nun yüce gönüllülüğü, yalnızca çalınmaya çalışılan hazine kutuları değil, buna ilave olarak verilen şeylerle de belli oluyor. Üstelik kardeşimiz "bilgin" de. Bu paralarla baştan başlamalarını, ilim irfan öğrenmelerini söylüyor. Aksi takdirde bu cehaletle adını lekelerlermiş. Dur Yasu sen de. Abartma. :/
Şimdi bir sonraki sayfaya geçmeden bazı detaylar bakalım.
WB Korsanlarının 16. bölük kaptanı Izo başkan mı o? Tıpatıp benziyorlar desek pek de abartmış olmayız. Kendisinin Wano'da doğduğu da bilinen bilgiler arasında. Savaş zamanı beline bağladığı şeyin noktaları ile üzerindeki şeyin noktaları da uyuşuyor...
Tabii şu çizime ve onların arasında olduğu yere göre Kiku olması gerekiyor ama ne diyelim. Adam gibi adam mı diyelim?
Oda birkaç güzel detay çizmiş. Kınlarımızın üzerine bakacak olursak...
Böyle bir şarkı var, evet. "Habu" sevdası, "yamalı yamalı" ve hatta "uzaktan kumandalı(Momo-Zunisha ilişkisi)... Her şey ortada kardeşlerim.
Neyse yama diyorduk. Oda fakir olduklarını çizmiş işte. Tipini sevdiğim silüetgiller familyası da aynı devam. Bize göre soldaki, onlara göre sağdaki adamın üzerinde kılıç sembolü var. Şu, Zoro'nun hocasında olandan hani. Kaldı ki hazineye dair söylediği şeyler ve düzgün kıyafetleri de bize Yasu'nun adamı olduğuna dair işaretler veriyor.
Devam edelim boş yapmaya.
DW severlere özel bir ekleme yaptım.
Yasu'nun ölmesine gülmelerine şaşıranlar var, bu da demektir ki insanlar bölümün devamında anlatılacak olan şeyleri bilmiyorlar. Neyse ki Orochi tipsiz de kimse Dof gibi müptelası olup "Wano Luffy'ler gelene dek mutlu bir ülkeydi." gibi şeyler demeyecek.
Bu noktada buraya atabileceğim pek çok kare var ama hiçbirini atmayayım. Hepinizin aklına işlemiştir zaten.
Zoro kızın duygularına tepki göstermek bir yana bir de gitmiş Smile düşünüyor. Ee... Vakarlı adamın hâli başka aga. Adamın zihni bile üç kılıç.
Oda yine kasıtlı bir ikilem ortaya çıkarmış.
İçi kan ağlayanların güldüğü, cennet görünümlü bir cehennem.
Sanji, Nami, Franky, Robin, Usopp ve kurbik olay yerine intikal ediyor. Arka Sokaklar olsa ekip çoktan paketlemişti Orochi'yi. :/
Zoro Luffy'i iyi eğitmiş:
Kaido gene âlemlerde. Worororoo.
Başkan anlatılanlara hiç şaşırmıyor. Demek ki her şeyi biliyor.
Ama ben size asıl başkanı göstereyim. Demek ki Reis de Smile yemiş. Ulan üzüldüm be.
Bu arada şu ablayı da hatırlarsınız:
Mangada geçenleri tekrar anlatmayayım lakin "Ben demiştim." hakkım var, değil mi?
Kasabanın Ebisu olma sebebine 930. bölümde olduğu gibi tekrar değinelim:
Burası da iyi drammış.
Beklenen birleşme gerçekleşti. Mutlu musunuz? Mermiye kafa atan gençler.
Size ters köşe yapayım diye Saçma Spoiler'a şöyle yazmıştım:
Anlatılanları tamamen anlatmak yerine özetleyelim. 10 SMILE'ın yalnızca 1 tanesi işe yarıyor. Kalanı güldürüyor. Güldürürken düşündürüyor mu bilemeyeceğim. Anlatılanlar sırasında gösterilen SAD, Punk Hazard'taki SAD. Numaralar da uyuşuyor:
Orochi, açlıktan ölen arkadaşlara yeyin, iyileşirsiniz ayağına meyveleri veriyor. Herkes de gülüyor tabii. Bu noktada ilginç bir şey, meyveleri kesip veriyor olmaları. Yani yan etkisi tek bir kişiye geçmiyor demek ki(Şeytan meyvelerindeki yüzememe yan etkisinin aksine)
Ayrıca yüzme yetileri de ellerinden alınıyor. Düşünsenize boğulurken güldüklerini.
Chopper ve Luffy hariç herkes bir arada. Belli ki BM de hâlâ yolda.
Serinin neredeyse çeyreği kadar bölüm bir araya gelemeyen âşıkların hikâyesi. Zoro ve Sanji.
Bölüm kendini bazı noktalarda tekrar ettiği için biraz buruk bıraktı beni ama genel olarak iyi denilebilir. Dramın dramını yapmak biraz suyunu çıkarmak oldu zira. Neyse.
Sangoro ve Zorojuro, Yasu'nun ölümünü boşa çıkarmazlar umarım diyeceğim de ne yapacaklardı, bırakacaklar mıydı kızı? Bazen yapacak bir şey yoktur. Bu arada bu iki arkadaşın hemen arkasında duruyor Drake ve Hawkins. Bu durumda 2 vs. 2 geliyor olabilir.
Bu bölüm hikâye kendini anlatmış olduğu için bana diyecek pek bir şey kalmamış. Ne diyeceksem de geçmişte söylemişim zaten. Onların açıklaması var işte. Gerçek meyveler nereye, Vegapunk'ın yaptığı meyve nereye, bir de SAD nereye. Sad gerçekten sad ya.
Yazık, çok yazık.
Kapak isteği en umursamaz kişilerin dahi şimdiye dek gözüne çarpmış olduğunu varsaydığım Noda Skywalker'dan gelmiş. Ulen Oda. Diğer yandan Tarantulalar avlarını ağla değil ağızlarıyla yakalarlar ve ipek üreten organları da bacaklarıdır. T. Blondi diye bir tane kuş yiyen türü varmış. Maşallah. Oda'nın çizdiği Robin'i bile yer. Neyse iyi örgüler ninerobin
Oden'in fedaileri reislerinin ihtiyaçlarını karşılamak adına Sonic the Hedgehog kardeşimiz Yasu'ya sulanmışlar. Yasu da utanmadan "Tuhaf karakterleri bir araya getirmiş." falan diyor. (Birebir çevirisi bu değil elbette.) Yasu'nun yüce gönüllülüğü, yalnızca çalınmaya çalışılan hazine kutuları değil, buna ilave olarak verilen şeylerle de belli oluyor. Üstelik kardeşimiz "bilgin" de. Bu paralarla baştan başlamalarını, ilim irfan öğrenmelerini söylüyor. Aksi takdirde bu cehaletle adını lekelerlermiş. Dur Yasu sen de. Abartma. :/
Şimdi bir sonraki sayfaya geçmeden bazı detaylar bakalım.
WB Korsanlarının 16. bölük kaptanı Izo başkan mı o? Tıpatıp benziyorlar desek pek de abartmış olmayız. Kendisinin Wano'da doğduğu da bilinen bilgiler arasında. Savaş zamanı beline bağladığı şeyin noktaları ile üzerindeki şeyin noktaları da uyuşuyor...
Tabii şu çizime ve onların arasında olduğu yere göre Kiku olması gerekiyor ama ne diyelim. Adam gibi adam mı diyelim?
Oda birkaç güzel detay çizmiş. Kınlarımızın üzerine bakacak olursak...
GECE ÇİKMA DİŞARİ
HAVA SOĞUK UŞURSEN
HABU AŞKUMUZ İÇUN
ACEP NE DUŞUNURSUN
DERELER YOSUN TUTTİ
TAŞLAR KAYAYİ TAŞLAR
SEVDAN ERİTTİ BENİ
AKAR GÖ–ZÜMDEN YAŞLAR
GİYDUM ELBİSELERİ
HEP YAMALİ YAMALİ YENİ BİR SEVDA ETTUM
UZAKTAN KUMANDALİ
BUGÜN GÜNLERDEN PAZAR
ERKEN UYAN SEVDUĞUM
YAYLALARA DOĞRU GİT
PEŞUNDEN GELECEĞUM
HAYAT BİR BAŞKA GÜZEL
SEN OLİNCA YANUMDA
BANA YAKIN OL KAN OL
DOLAŞ DAMARLARUMDA
HAVA SOĞUK UŞURSEN
HABU AŞKUMUZ İÇUN
ACEP NE DUŞUNURSUN
DERELER YOSUN TUTTİ
TAŞLAR KAYAYİ TAŞLAR
SEVDAN ERİTTİ BENİ
AKAR GÖ–ZÜMDEN YAŞLAR
GİYDUM ELBİSELERİ
HEP YAMALİ YAMALİ YENİ BİR SEVDA ETTUM
UZAKTAN KUMANDALİ
BUGÜN GÜNLERDEN PAZAR
ERKEN UYAN SEVDUĞUM
YAYLALARA DOĞRU GİT
PEŞUNDEN GELECEĞUM
HAYAT BİR BAŞKA GÜZEL
SEN OLİNCA YANUMDA
BANA YAKIN OL KAN OL
DOLAŞ DAMARLARUMDA
Neyse yama diyorduk. Oda fakir olduklarını çizmiş işte. Tipini sevdiğim silüetgiller familyası da aynı devam. Bize göre soldaki, onlara göre sağdaki adamın üzerinde kılıç sembolü var. Şu, Zoro'nun hocasında olandan hani. Kaldı ki hazineye dair söylediği şeyler ve düzgün kıyafetleri de bize Yasu'nun adamı olduğuna dair işaretler veriyor.
Devam edelim boş yapmaya.
DW severlere özel bir ekleme yaptım.
Yasu'nun ölmesine gülmelerine şaşıranlar var, bu da demektir ki insanlar bölümün devamında anlatılacak olan şeyleri bilmiyorlar. Neyse ki Orochi tipsiz de kimse Dof gibi müptelası olup "Wano Luffy'ler gelene dek mutlu bir ülkeydi." gibi şeyler demeyecek.
Bu noktada buraya atabileceğim pek çok kare var ama hiçbirini atmayayım. Hepinizin aklına işlemiştir zaten.
Zoro kızın duygularına tepki göstermek bir yana bir de gitmiş Smile düşünüyor. Ee... Vakarlı adamın hâli başka aga. Adamın zihni bile üç kılıç.
Oda yine kasıtlı bir ikilem ortaya çıkarmış.
İçi kan ağlayanların güldüğü, cennet görünümlü bir cehennem.
Sanji, Nami, Franky, Robin, Usopp ve kurbik olay yerine intikal ediyor. Arka Sokaklar olsa ekip çoktan paketlemişti Orochi'yi. :/
Zoro Luffy'i iyi eğitmiş:
Kaido gene âlemlerde. Worororoo.
Başkan anlatılanlara hiç şaşırmıyor. Demek ki her şeyi biliyor.
Ama ben size asıl başkanı göstereyim. Demek ki Reis de Smile yemiş. Ulan üzüldüm be.
Bu arada şu ablayı da hatırlarsınız:
Mangada geçenleri tekrar anlatmayayım lakin "Ben demiştim." hakkım var, değil mi?
Buraya ilave olan tek şey Pleasures'un da gülüyor oluşu.Hmm. Kaido'nun boş beleş adamlarına bir bakalım. "Waiters" yani "Smile bekleyenler" Pleasures, yani "Smile almış fakat bir hayvan özelliği göstermeyenler" ve son olarak da Gifters, yani "Hayvan yetisi kazanmışlar"
Kasabanın Ebisu olma sebebine 930. bölümde olduğu gibi tekrar değinelim:
:>Ancak Ebisu, Japon mitolojisinde balıkçılık ve şans tanrısı ve şöyle resmedilmiş, daha doğrusu heykelleştirilmiş:
Gülüyor anlayacağınız. Talihin 7 tanrısından biri olan Ebisu; su, su ürünleri, iş ve zenginlikle ilişikli bir arkadaş. Ayrıca Hint mitolojisinden etkilenmeyip tamamen Japon mitolojisine ait olan tek talih tanrısıymış. Bu da hayatlarını diğer artık kasabalara kıyasla gülerek geçirmeleriyle uyuşuyor. Bu arkadaşın da festivali varmış. Kim bilir, bir şekilde Kaido'nun festivaliyle de alakalı çıkar. Neyse, fazla kurcalamayayım. Aslında kurcalasam cidden bir şey çıkabilir gibi geliyor ama daha yazacağım çok şey var.
Burası da iyi drammış.
Beklenen birleşme gerçekleşti. Mutlu musunuz? Mermiye kafa atan gençler.
Size ters köşe yapayım diye Saçma Spoiler'a şöyle yazmıştım:
Hemen yan yana koydum adamları. Alın size buz.Zoro'nun son savaştaki rakibi ona üstün geldiği sırada Sanji ona yardım eder ve Sanji sayesinde bulduğu fırsatı değerlendiren Zoro ölmekten kurtulmakla kalmayıp rakibinin de işini bitirir. Ancak Sanji ölümün eşiğine gelmiştir. Dressrosa'da ayrıldıkları günden beri ilk defa yan yana gelen ikilinin arasında fanlar tarafından beklenen olası buzlar henüz tecessüm dahi edemeden eriyip gitmiş olur.
Anlatılanları tamamen anlatmak yerine özetleyelim. 10 SMILE'ın yalnızca 1 tanesi işe yarıyor. Kalanı güldürüyor. Güldürürken düşündürüyor mu bilemeyeceğim. Anlatılanlar sırasında gösterilen SAD, Punk Hazard'taki SAD. Numaralar da uyuşuyor:
Orochi, açlıktan ölen arkadaşlara yeyin, iyileşirsiniz ayağına meyveleri veriyor. Herkes de gülüyor tabii. Bu noktada ilginç bir şey, meyveleri kesip veriyor olmaları. Yani yan etkisi tek bir kişiye geçmiyor demek ki(Şeytan meyvelerindeki yüzememe yan etkisinin aksine)
Ayrıca yüzme yetileri de ellerinden alınıyor. Düşünsenize boğulurken güldüklerini.
Chopper ve Luffy hariç herkes bir arada. Belli ki BM de hâlâ yolda.
Serinin neredeyse çeyreği kadar bölüm bir araya gelemeyen âşıkların hikâyesi. Zoro ve Sanji.
Bölüm kendini bazı noktalarda tekrar ettiği için biraz buruk bıraktı beni ama genel olarak iyi denilebilir. Dramın dramını yapmak biraz suyunu çıkarmak oldu zira. Neyse.
Sangoro ve Zorojuro, Yasu'nun ölümünü boşa çıkarmazlar umarım diyeceğim de ne yapacaklardı, bırakacaklar mıydı kızı? Bazen yapacak bir şey yoktur. Bu arada bu iki arkadaşın hemen arkasında duruyor Drake ve Hawkins. Bu durumda 2 vs. 2 geliyor olabilir.
Bu bölüm hikâye kendini anlatmış olduğu için bana diyecek pek bir şey kalmamış. Ne diyeceksem de geçmişte söylemişim zaten. Onların açıklaması var işte. Gerçek meyveler nereye, Vegapunk'ın yaptığı meyve nereye, bir de SAD nereye. Sad gerçekten sad ya.
Yazık, çok yazık.
Öncelikle 20 dakika falan uyuduğumu belirtmek isterim. Olası tüm hatalar için şimdiden özür dilerim.
926. bölümün kapak çizimini öneren kişi ile bu bölümünü kapağını öneren kişi aynı: Onanchuru. Babangida gibi adı var mübarek. Maymun kardeşimiz aynı Luffy gerçekten. Üzerine giydiği Wanted posteri de farklı bir şey söylemiyor gerçi. Ama Oda efendi bize göre sol, maymuna göre sağ üst tarafa "Oda" yazmadan geçmemiş.
Onun dışında iki bölüm arasındaki Hancock çizimine bakacak olursanız Oda'nın bu noktada dahi kendini geliştirmeye devam ettiğini görebilirsiniz.
Bölüm bir önceki bölümün kaldığı yerden devam ediyor. Zorojuro ve Sangoro birbirlerine Yosun ve Kaş olarak hitap ediyorlar, şaşırtıcı değil ama pek tabii ki hoş.
Oda Zoro'yu art arda çizdiği -biri yakın, biri uzak- iki panelde de kılıca davranırken çizmiş. Unutmamış yani. Bu arada, bir taraftan da Drake kardeşimiz dinozor moduna geçiş yapıyor. Hawkins de onu izliyor.
Bir sonraki sayfaya geçmeden hoşuma giden şu yeri de atayım:
Pek bir alakası yok ama aklıma Demokles'in Kılıcı geldi.
Orochi boş boş bağırıp silahlı samuraylarından yardım isterken Tiki Taka Toko'yu da Sanji'ye teslim eden, onu Kaş'ın korumasına bırakan bir Zoro var.
Ayrıca şu karaktere de dikkat çekmek istedim nedense. Sanki arkta kendine yer edinebilecek ve hâlihazırda tanıdığımız biri gibi geldi.
Usopp ve Franky, Zoro'nun başkentte olması üzerine yorum yapıyorlar da bu adamı bir an bile sallamadığınız için yazıklaaağr ooolsuun.
Zoro duruma epey içerlemiş. Yasu'nun kanı da yerde kalsın istemiyor. Ayrıca Toko'nun da hâlinden anladığı için 2 kılıçla olduğuna bakmadan saldırıyor. Tiki Taka Toko da gülmeye devam.
Avel Orochi öylece bakıyor 720 pound'luk saldırıya. Yani Kyoshiro efendi gelmese Orochi efendi sizlere ömür.
Sanji Zoro'yu azarladığı sırada Drake tepesinde bitiyor. Tabii geçiriyor bir tane ama burada efsane bir sahne var. Zoro kendi üzerine gelen mermileri ve Franky'nin onun önüne geçmesini fark ediyor. Franky'e de hepsi senindir diyor. Her ikisi açısından da muazzam sahne.
Franky tekme tokat giriyor, Yasu'nun bedenini alıyor. Uzaklardan Usopp gözlüğünü takmış yardım ediyor. Kurbağa kardeşimiz de olayları bir bilgin gibi karşılıyor. Robin ve Nami de olaya dahil oluyor. Vay be. Duygulanalım mı illa? Tayfanın bir arada bir şeyler yapıyor olması ne hoş, değil mi?
Orochi topukluyor, Zoro hışımla saldırmaya devam ediyor, bıraksalar öldürecek yani bildiğin. Kyoshiro ise buna izin veremeyeceğini, Shogun'un gardiyan köpeği olduğunu söylüyor. Çok ilginç bir karakter doğrusu. Hem çizimi hem rahatlığı ve tavrı hem de hiçbir şekilde anlaşılamıyor olması epey hoş.. Ayrıca boyu da Zoro'dan epey uzun.
Rasetsu bölgesinde çıkan isyan bir yana Udon bölgesinde çılgınlar gibi tezahürat eden bir saftirik Luffy'miz var. Luffy'nin tezahüratı sayesinde Queen, Luffy'nin buraya kiminle birlikte geldiğini öğrenmiş oluyor.
Dövmenin bir kısmı Queen gibi geldi:
Kamazou, Orochi'nin ona verdiği görevi yerine getirmekte başarısız olduğu için Udon'a getirilmiş ve akıbeti, yani kaderi de Queen'in ellerine bırakılmış. Fa fa fa şeklinde gülen bir Kamazo'muz var. Kendisini Çİçek Başkentinde yakalamışlar. Dönüşte de Kid'i bulmuşlar.
Bu arada Kamazo'nun gülüşü: Fa fa fa !!!
Kid öylece bağırıyormuş, onlar da birkaç kez ateş etmişler ve Kid de hiç karşı koymamış. Kaido'nun adamının yaptığı yoruma göre Kid deniztaşı kelepçelerini unutmuş lakin gerçekte olan şey Kid'in ayan beyan bilerek yakalanmış olması.
Kid Kamazo'ya diyor ki "Gülüşünden daima nefret ettin ve bir an geldi, bir daha gülmez oldun." diyor. Kamazo kendisine gülenleri ölümün eşiğine getirmiş ve bir gün tamamıyla saklayabilmek adına maske dahi takmış. Peki ya sonrasında ne oldu diye çığırıyor başkan, tayfamıza ne oldu diye soruyor çaresizce. Evet, bunu Kamazo'ya, yani Killer'a soruyor efediler. Bakın bu dramdır.
İlginç bir şekilde Luffy Killer'ın kim olduğunu anında tanıyor. Bu adamın salaklığı meyve gücüyle bağlantılı falan mı ya bu ne? Hafızası da mı gevşek bu salağın? Aha size iş. Luffy her zaman çocuk kalacak zira bedeni gibi zihniyeti de gevşek.
Hyo başkan diyor ki Smile kurbanı olan yoldaşlarını kurtarmaya mı çalıştı?
Ulan sahneye, olaylara bak ya.
Kid ve Killer aynı anda, ayaklarından zincirlenerek, baş aşağı bir şekilde suya sokuluyorlar.
Queen bir yandan Sumo dövüşünü idare ederken diğer yandan da Kid ve Killer ile uğraşıyor. Ayıp be.
Luffy ve Hyo ölene dek Kid ve Killer suyun altında kalacak, yani boğulacak. Kid ve Killer'ın yaşaması içinse Luffy ve Hyo'nun ölmesi gerekiyor, bunun yollarından biri de sumo sahasının dışına çıkmaları ve ardından boyun kelepçelerinde bulunan bıçakların boyunlarına girerek onları öldürmesi. Ortada durup dururken manasız bir ikilem oluştu.
Queen ve astları tüm bunlar olurken danstan da mahrum kalmıyorlar, aferin ulan Oda. :/ Queen diyor ki pek çok suç işleyip yüksek ödül almış olsan dahi 5 santimetre kalınlığındaki suda boğulup gidersin. Âlâsı olsan ne yazar. Yalnız ben de şunu diyorum. Kaido da belki suda boğularak öldürülür, kim bilir?
Luffy Queen'e saldırsa da adeta bir çocuğun yetişkin birine saldırması gibi nafile. Umarım buradan bir şeyler çıkarmaya çalışanlar olmaz. Adamın içinde olduğu durup belli. Ayrıca dümdüz yumruk atıyor, Lufy bana atsa o yumruğu bana bile nafile gelir neredeyse.
Queen'in ilaveten gergin olmasının sebebi ise O-shiruko'nun bitmiş olması. Peki o-shiruko'nun bir numaralı talepkârı kim? Bildiniz. Big Mom, Gerçek Queen geldi. Öyle ki dışarıdaki korumalarla olan iletişimleri de kesilmiş.
Queen her biriniz geberip gideceksiniz diyor lakin Luffy, nerede öleceğime karar verecek olan benim diye yapıştırıyor cevabı. Aslan parçası be. Lafta kalmasa bari diyeceğim de...
Şimdi bir toplayalım.
Bu sahnenin benzerini gördüğümü hatırlıyorum ama net bir şey söyleyemem. Kyoshiro'nun çizgisi hiçbir zaman belli değil. Burada Kamuran ile birlikte gösterilmiş olmaları da bence belirli bir şeye işaret. Her hâlükârda Kyoshiro'nun saf kötü olmaması da gayet hoş. Oda'nın cebinde daima orijinal karakterler yatıyor, takdir edilesi gerçekten.
Unutmamak lazım ki Orochi'ye laf eden kişi de Kyoshiro'dan başkası değildi.
Yok efendim ben köpeğiyim bilmem ne, geçelim bunları.
Bu ne?
En sağdaki neden kaçmıyor? Ondan bir soldaki Smile yemiş. Diğerleriyse gülmüyor zira yememişler.
Drake'in hörgüç gibi duran kısmı nereden geliyor bilmiyorum zira Allosaurus'un öyle çıkıntıları yok. Ben Google'ın yalancısıyım.
Koka'ya selam verin. Drake'e pek işlememiş belli ki ama doğrudan bir saldırı olarak da bakılmaması gerekiyor. Hemen gaza gelmeyelim yani. Daha ziyade zıplama hareketi yapmış desek daha doğru. Ee koka niye var diyebilirsiniz. Ben Oda mıyım diyeceğim de siz de haklısınız. Daha güçlü zıplayabilmek için tabii ki kırmızı başlıklı kızlar.
Zoro'nun koka'sı var mı yok mu bilemedim, tam çıkartamadım yani. Gerçi pek bir önemi olduğu söylenemez. 28 sayfa tartışacaksınız ne de olsa.
Şimdi Killer'a gelelim. Öncelikle:
Lanet olası Pandaman'i bulamadım. Belki de yoktur. Bulana 5 beri.
Benden bu kadar. Haftaya görüşmek üzere.
926. bölümün kapak çizimini öneren kişi ile bu bölümünü kapağını öneren kişi aynı: Onanchuru. Babangida gibi adı var mübarek. Maymun kardeşimiz aynı Luffy gerçekten. Üzerine giydiği Wanted posteri de farklı bir şey söylemiyor gerçi. Ama Oda efendi bize göre sol, maymuna göre sağ üst tarafa "Oda" yazmadan geçmemiş.
Onun dışında iki bölüm arasındaki Hancock çizimine bakacak olursanız Oda'nın bu noktada dahi kendini geliştirmeye devam ettiğini görebilirsiniz.
Bölüm bir önceki bölümün kaldığı yerden devam ediyor. Zorojuro ve Sangoro birbirlerine Yosun ve Kaş olarak hitap ediyorlar, şaşırtıcı değil ama pek tabii ki hoş.
Oda Zoro'yu art arda çizdiği -biri yakın, biri uzak- iki panelde de kılıca davranırken çizmiş. Unutmamış yani. Bu arada, bir taraftan da Drake kardeşimiz dinozor moduna geçiş yapıyor. Hawkins de onu izliyor.
Bir sonraki sayfaya geçmeden hoşuma giden şu yeri de atayım:
Orochi boş boş bağırıp silahlı samuraylarından yardım isterken Tiki Taka Toko'yu da Sanji'ye teslim eden, onu Kaş'ın korumasına bırakan bir Zoro var.
Ayrıca şu karaktere de dikkat çekmek istedim nedense. Sanki arkta kendine yer edinebilecek ve hâlihazırda tanıdığımız biri gibi geldi.
Usopp ve Franky, Zoro'nun başkentte olması üzerine yorum yapıyorlar da bu adamı bir an bile sallamadığınız için yazıklaaağr ooolsuun.
Zoro duruma epey içerlemiş. Yasu'nun kanı da yerde kalsın istemiyor. Ayrıca Toko'nun da hâlinden anladığı için 2 kılıçla olduğuna bakmadan saldırıyor. Tiki Taka Toko da gülmeye devam.
Avel Orochi öylece bakıyor 720 pound'luk saldırıya. Yani Kyoshiro efendi gelmese Orochi efendi sizlere ömür.
Sanji Zoro'yu azarladığı sırada Drake tepesinde bitiyor. Tabii geçiriyor bir tane ama burada efsane bir sahne var. Zoro kendi üzerine gelen mermileri ve Franky'nin onun önüne geçmesini fark ediyor. Franky'e de hepsi senindir diyor. Her ikisi açısından da muazzam sahne.
Franky tekme tokat giriyor, Yasu'nun bedenini alıyor. Uzaklardan Usopp gözlüğünü takmış yardım ediyor. Kurbağa kardeşimiz de olayları bir bilgin gibi karşılıyor. Robin ve Nami de olaya dahil oluyor. Vay be. Duygulanalım mı illa? Tayfanın bir arada bir şeyler yapıyor olması ne hoş, değil mi?
Orochi topukluyor, Zoro hışımla saldırmaya devam ediyor, bıraksalar öldürecek yani bildiğin. Kyoshiro ise buna izin veremeyeceğini, Shogun'un gardiyan köpeği olduğunu söylüyor. Çok ilginç bir karakter doğrusu. Hem çizimi hem rahatlığı ve tavrı hem de hiçbir şekilde anlaşılamıyor olması epey hoş.. Ayrıca boyu da Zoro'dan epey uzun.
Rasetsu bölgesinde çıkan isyan bir yana Udon bölgesinde çılgınlar gibi tezahürat eden bir saftirik Luffy'miz var. Luffy'nin tezahüratı sayesinde Queen, Luffy'nin buraya kiminle birlikte geldiğini öğrenmiş oluyor.
Dövmenin bir kısmı Queen gibi geldi:
Kamazou, Orochi'nin ona verdiği görevi yerine getirmekte başarısız olduğu için Udon'a getirilmiş ve akıbeti, yani kaderi de Queen'in ellerine bırakılmış. Fa fa fa şeklinde gülen bir Kamazo'muz var. Kendisini Çİçek Başkentinde yakalamışlar. Dönüşte de Kid'i bulmuşlar.
Bu arada Kamazo'nun gülüşü: Fa fa fa !!!
Kid öylece bağırıyormuş, onlar da birkaç kez ateş etmişler ve Kid de hiç karşı koymamış. Kaido'nun adamının yaptığı yoruma göre Kid deniztaşı kelepçelerini unutmuş lakin gerçekte olan şey Kid'in ayan beyan bilerek yakalanmış olması.
Kid Kamazo'ya diyor ki "Gülüşünden daima nefret ettin ve bir an geldi, bir daha gülmez oldun." diyor. Kamazo kendisine gülenleri ölümün eşiğine getirmiş ve bir gün tamamıyla saklayabilmek adına maske dahi takmış. Peki ya sonrasında ne oldu diye çığırıyor başkan, tayfamıza ne oldu diye soruyor çaresizce. Evet, bunu Kamazo'ya, yani Killer'a soruyor efediler. Bakın bu dramdır.
İlginç bir şekilde Luffy Killer'ın kim olduğunu anında tanıyor. Bu adamın salaklığı meyve gücüyle bağlantılı falan mı ya bu ne? Hafızası da mı gevşek bu salağın? Aha size iş. Luffy her zaman çocuk kalacak zira bedeni gibi zihniyeti de gevşek.
Hyo başkan diyor ki Smile kurbanı olan yoldaşlarını kurtarmaya mı çalıştı?
Ulan sahneye, olaylara bak ya.
Kid ve Killer aynı anda, ayaklarından zincirlenerek, baş aşağı bir şekilde suya sokuluyorlar.
Queen bir yandan Sumo dövüşünü idare ederken diğer yandan da Kid ve Killer ile uğraşıyor. Ayıp be.
Luffy ve Hyo ölene dek Kid ve Killer suyun altında kalacak, yani boğulacak. Kid ve Killer'ın yaşaması içinse Luffy ve Hyo'nun ölmesi gerekiyor, bunun yollarından biri de sumo sahasının dışına çıkmaları ve ardından boyun kelepçelerinde bulunan bıçakların boyunlarına girerek onları öldürmesi. Ortada durup dururken manasız bir ikilem oluştu.
Queen ve astları tüm bunlar olurken danstan da mahrum kalmıyorlar, aferin ulan Oda. :/ Queen diyor ki pek çok suç işleyip yüksek ödül almış olsan dahi 5 santimetre kalınlığındaki suda boğulup gidersin. Âlâsı olsan ne yazar. Yalnız ben de şunu diyorum. Kaido da belki suda boğularak öldürülür, kim bilir?
Luffy Queen'e saldırsa da adeta bir çocuğun yetişkin birine saldırması gibi nafile. Umarım buradan bir şeyler çıkarmaya çalışanlar olmaz. Adamın içinde olduğu durup belli. Ayrıca dümdüz yumruk atıyor, Lufy bana atsa o yumruğu bana bile nafile gelir neredeyse.
Queen'in ilaveten gergin olmasının sebebi ise O-shiruko'nun bitmiş olması. Peki o-shiruko'nun bir numaralı talepkârı kim? Bildiniz. Big Mom, Gerçek Queen geldi. Öyle ki dışarıdaki korumalarla olan iletişimleri de kesilmiş.
Queen her biriniz geberip gideceksiniz diyor lakin Luffy, nerede öleceğime karar verecek olan benim diye yapıştırıyor cevabı. Aslan parçası be. Lafta kalmasa bari diyeceğim de...
Şimdi bir toplayalım.
Bu sahnenin benzerini gördüğümü hatırlıyorum ama net bir şey söyleyemem. Kyoshiro'nun çizgisi hiçbir zaman belli değil. Burada Kamuran ile birlikte gösterilmiş olmaları da bence belirli bir şeye işaret. Her hâlükârda Kyoshiro'nun saf kötü olmaması da gayet hoş. Oda'nın cebinde daima orijinal karakterler yatıyor, takdir edilesi gerçekten.
Unutmamak lazım ki Orochi'ye laf eden kişi de Kyoshiro'dan başkası değildi.
Yok efendim ben köpeğiyim bilmem ne, geçelim bunları.
Bu ne?
En sağdaki neden kaçmıyor? Ondan bir soldaki Smile yemiş. Diğerleriyse gülmüyor zira yememişler.
Drake'in hörgüç gibi duran kısmı nereden geliyor bilmiyorum zira Allosaurus'un öyle çıkıntıları yok. Ben Google'ın yalancısıyım.
Koka'ya selam verin. Drake'e pek işlememiş belli ki ama doğrudan bir saldırı olarak da bakılmaması gerekiyor. Hemen gaza gelmeyelim yani. Daha ziyade zıplama hareketi yapmış desek daha doğru. Ee koka niye var diyebilirsiniz. Ben Oda mıyım diyeceğim de siz de haklısınız. Daha güçlü zıplayabilmek için tabii ki kırmızı başlıklı kızlar.
Zoro'nun koka'sı var mı yok mu bilemedim, tam çıkartamadım yani. Gerçi pek bir önemi olduğu söylenemez. 28 sayfa tartışacaksınız ne de olsa.
Şimdi Killer'a gelelim. Öncelikle:
Killer'ın dünya umurunda değilmiş gibi duruyor. Fa fa fa diye cevap verirken bir noktada gözlerinden yaş, burnundan da sümük boşalıyor. Ulan çok acıklı be. Aslında ağladığına göre kendinde olduğu da söylenebilir ama kafasıyla nasıl oynamışlarsa garibimin artık. Neyse. En azından insan gibi yemek yiyebileceği için sevinebiliriz.Oysa fail Kamazou! Dümdüz katil diye Killer çıkmasın?
Lanet olası Pandaman'i bulamadım. Belki de yoktur. Bulana 5 beri.
Benden bu kadar. Haftaya görüşmek üzere.
Japonya'da Kurbağa Günüymüş. Dahası Küresel Dünya Günü de varmış ama 20 Haziran'da. Japonya'daki yanlış anlamadıysam şöyle bir şey: Para, arkadaş ve bunun gibi "iyi şeyler"in elden çıkması hâlinde geri dönmesini sağlayan, şans getirdiğine inanılan bir hayvanmış. Sebebi de kurbağanın aynı zamanda kaeru, yani geri dönmek anlamına geliyor olması. Bilirsiniz Japonların böyle kelime oyunları boldur.
Jinbeeeeeğğğ!
Stampede görselinde kaydadeğer ne var bilemiyorum. Bahsedecek ne söyleyebilirim ki sizin göremediğiniz ya da farklı bir anlama gelen? Law meyve gücünü kullanıyor, room açmış. :/
Bölüme şu arkadaşla başlayalım.
Ardından da şunu koyalım:
Çünkü ilk sayfada göze çarpan pek bir şey yok.
Bu Orochipu'nun tahtırevanı ve adamlarının üzerindeki sembolü bir araştırmak gerekebilir belki ama zaten kaç bölümdür görüyoruz, geçelim efendim Orochipu'nun tekinin milleti yakalama sevdasını.
Zoro ve Kyoshiro'nun kapışmasına geçelim. Bu kez net bir şekilde gözüküyor ki Zoro haki kullanmıyor. Kyoshiro halk arasında da epey güçlü gözüken biri ki Zoro'nun ona karşı koymasına şaşırıp onu da güçlü buluyorlar. Yalnızca bununla da kalmıyor Zoro da zorlanıyor ayan beyan. Tabii bu Zoro daha güçsüz demek değil doğrudan ama dişli bir rakip olduğu kesin. Kaldı ki Kyoshiro, Zoro'nun saldırılarını sükûnetle karşılıyor resmen. Bana kalırsa rahatlıkla söyleyebiliriz üç samuray gücünde olduğunu. Bu karakter çok nötr biri gibi geliyor bana. Hatta şöyle söyleyeyim. Herhangi bir taraf seçmeden, öylesine yaşayan biri olsa da hiç sırıtmazdı.
Zoro'nun "Bu kim?" demesini görmeyenler olmuş. Onu da şöyle bırakayım madem:
Zoro'yu da gömdüm sanmayın. Pek çok şeyle aynı anda uğraşma gibi bir handikapı daha var zira.
Orochi Oniwabanshu ortaya çıkıyor. Arka planda duran karakterler bir tuhaf. Kimisinin kafa yapısı değişik kimisinin yüzünde maske var. :/
Fukurokuju'nun elinde Wanted posterleri var. Luffy ve Zoro'nun ödülleri çarpıyor. Herhangi bir değişme yok ödüllerde doğal olarak ama şöyle bir şey var. Hawkins bu Fukurokuju'ya Hasırşapkalardan bahsetmiş. Bir kişiyi yakalamaları kafiymiş. E Luffy var elinizde deli misiniz?
Oda Law'a sakal çizmeyi unutmuş ama sorun değil. 1-2 karalama kafi.
Adını bilmediğimiz kaypak suratlı Orochi Oniwabanshu üyesi güya müzik aletiyle saldırıyor "Bebenben" yani müzik aletinin çıkardığı sesle lakin Zoro'nun da belirttiği gibi yalnızca silah. Saldıran arkadaş şu:
Sanji hâlâ babası için çılgınlarca ağlayan has be has O-toko'yu Sanji'ye veriyor. Niyeyse lakabıyla sesleniyor hâlâ. :/ Neyse, Usohachi güzel.
Usopp Sanji'ye diyor ki sen kızı bana bırak da dinozora dikkat et. Sanji de diyor ki ederim. Aradan bir sayfa ve birkaç saniye geçiyor ki Sanji tarafından yalnızca ısırılma saldırısı aldığını sanan Sanji Drake'in kuyruğuyla birlikte uçuyor. Sanji birkaç çizikle birlikte kalkıyor. Yalnız sigarasının ucunda duman göremiyorum. Ulan bu adamın başka nesi var? Sigarasını elinden almayın bari! Şey, pardon. Ağzından. Ağzına başka bir şey almasından iyidir neticede, değil mi? Vinsmoke geyiğini de geçiyorum.
Brook "Starving Skeleton" oluyor gene. Hatırlamayanlar olabilir diye eski bölümlerde yaptığım açıklamayı tekrar kopyalayayım:
"Starving Skeleton'un yalnızca bir fabl olmadığının bahsi geçiyor. Gashadokuro olarak da bilinen bu mite göre hayaletler, açlıktan ölen insanların kemiklerinden oluşturdukları devasa bir iskelet formuna bürünüyor ve ardından da gece sularında, kırsal mekânlarda yiyecek gezginleri arıyor.
Souma no Furudairi, ya da Takiyasha the Witch and the Skeleton Spectre olarak bilinen bu tablo Utagawa Kuniyoshi tarafından yapılmış. Ukiyo-e stilinde uzman olan bu kişi Utagawa okulunun bir üyesiymiş. Kabuki aktörleri, kediler, efsanevi hayvanlar, güzel kadınlar ve manzaralar çizermiş."
Brook bu hâl ve tavırlarıyla ninjaları kaçırırken Kamuran'ı koruyor. Belki aranızda yeni yeni okuyan birileri vardır da Kamuran kim ulan diyordur. Kendileri Komurasaki, yani Hiyori olurlar efendim. Diğer yandan Daikoku Fuujin ve Raijin'e kadının peşine düşmesini söylüyor zira daha önce Zorojuro ile birlikte görmüşler. İsimleriyle tanıyor olmaları ne güzel. Düşmanın adını bilsin, kafi!
Oda bir detay olarak gülen, yani Smile mağduru birini çizmiş:
Yanındaki kişiyse nedense Vivi'yi anımsatıyor. Ulan bari arka plandaki kadınları aynı çizme.
Law da ayan beyan Hawkins'in dibinde tayfa üyeleriyle görüşüyor. Bu ne cesaret yiğidim? Görünüşe göre Bepo ortalıkta yok. Hawkins de diyor ki sahip olduğun güçle ufak bir eforla dahi hepsini kaçırabilirsin, her birini aynı yerde tutmak aptallık olurdu. Aferin size, aferin.
Hawkins kendini kesiyor lakin beklendiği üzere canı yanan başkası. Bu kez mağdur Shachi. Penguin'ink afasındaki kuş da çok tatlı yav. Ne kadar zamandır var aslında ama Usopp'un kurbağası gibi dikkat çekiyor şimdi. Her neyse. Hawkins'in 4 canı varmış. Onu öldürmenin tek yolu da Law'ın astlarını kesmesiymiş. Zor iş. 3 canı Bepo, Penguin ve Shachi'ninse biri de kendisinin. Yalnız Bepo da yakınlarda olabilir mi acaba?
İkisini bir araya getirelim madem.
Kurbağa reyiz her geçen gün durgunlaşıyor, ühü.
Fuujin ve Raijin Kamuran'ı yakalıyor lakin Sanji'nin radar sistemi bunu tespit ediyor.
Komik mi desem iyi Haki mi desem bilemedim. Yalnız Sanji bir yandan Drake saldırırken diğer yandan karı kız kesiyor. Takdir etmek lazım. Yalnız tam da bu gecikme sebebiyle Kamuran'ı bir başkası kurtaracak. Evet, Zorojuro! Sanji o kadar çaresiz bir durumdaki iyi bir özellik olarak gösterebileceği tek şey ödülü kalmış. Yazık da diyemeyeceğim, sonuna kadar müstahak. Suratına sıçtığım.
Kuri'de, Bakura Kasabasının dışında Ashura Douji tarafından dövülen bir Kin'emon görüyoruz. Inuarashi reyiz ortalığı sakinleştirmeye çalışıyor. Kral be. Yasu'nun kendini feda etmesiyle birlikte planın ortaya çıkmaması sağlanmıştı. Kin'emon da bu tür bilgiler aracılığıyla Shutenmaru'yu tavlamaya çalışıyor. Yalnız ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Shutenmaru bizimkilere bir şey gösterecekmiş. Bu arada afiyet olsun paşam.
Udon'da ön, ikinci ve üçüncü kapı paramparçaaaaa. Kaido'nun adamları Big Mom'ı tanıyor lakin BM'nin kendisinden haberi yok. Şapkası da öyle. Hâlâ uyumaya devam ediyor.
Napolyon uyan yavrum, uyan!
Queen'in de Luffy'nin de aklı çıkıyor BM'yi görünce. Kaido'nun adamlarından çok daha fazla çıkıyor hem de. Ee kadının gücünü bilenin hâli belli oluyor. Luffy'nin gözlere bah, garibim.
BM'yi buraya getirmişken Luffy'yi kurtarmayı düşünen O-tama'yı yanaklarından öpüyoruz. Momo'yu yanlarına almıyorlar zira tanınabilir. Diğer yandan Chopper bana niye bu kadar güveniyorsun diye boş laflar peşinde.
BM'nin kale alıp çağırdığı kişiyse O-tama.
Bu ana dek meyve formunu hiç göstermeyen Queen, BM'yi görür görmez çaktırmadan dinozorluğa geçiş yapıyor.
Queen ile BM tartışırken Luffy Kid ve Killer'ın sudan çıkarılmasını talep ediyor. Koca yürekli kaptan be. Diğer yandan Queen efsane bir öz güvenle hâlihazırda hiç olmayan O-shiruko'yu BM'ye vermemekten bahsediyor. Tam anlamıyla şey kafalı bu adam. Görseli görenler anladı.
Kiku ve Chopper safa ve iyi niyet içerisinde, BM'nin şu anki hâlinin nazik olması sebebiyle zorbalığa uğramış olabileceğini düşünürken felaketin kendisiyle karşılaşıyorlar. Amerikan Güreşi izlemiş sanki BM, alaşağı etmenin ne demek olduğunu görselli anlatımıyla birlikte öğretiyor bizlere, biliyorduysak da üzerinden geçmiş oluyoruz.
Bölüm bu kadar. Haftaya ara var. Şimdi Brachiosaurus'a bakacağız. Tabii ona bakmadan önce Brachio Tank V'a bakalım.
Sunny Go'nun alametifarikalarından biri olan Burakio Tanku Go-Gō!!!
Yunancada kol kertenkelesi anlamına gelen bir kelimeden üretilmiş Brachiosaurus kardeşimiz. Ortalama boyları 12-16 metreyken yükseklikleri 30 metreymiş. 25 ton çekiyormuş bu hayvan. Günde 200 kilogram yeşillik yemesi gerekiyormuş bir de zira otobur bir dinozormuş. Bu kadar uzun olmasının sebeplerinden biri de diğer Brachiosaurus'larla adeta bir yarışın içine girmiş olmaları görülüyor. Tabii kesin bilgi değil.
Bu arada Babafingo'nun yemek krizlerini bilmemesi ya da bilse de sallamamasına karşılık Babanuki'nin Babafingo'yu krizler hakkında uyarması... :/ Çapsız Queen! Öyle ortalıkta Japon askeri gibi dolaşmakla olmuyor.
Bölümde pek bir şey yok. 946. bölümde görüşmek üzere.
Bölümde analiz edecek pek fazla şey bulamayacağımı bildiğim için ilk gördüğüm şeye dadanayım dedim. Japon mezarlarını görmüş olan kişiler çeşitliliğine de vakıftır diye düşünüyorum.
Örneğin Japonya'da bir gelenek varmış. Düşük yapan kadınların gönülleri olsun diye yapılan Jizo heykelleri bulunuyormuş. Bu heykeller çocuklar ve doğmamış bebeklerin koruyucusuymuş. Düşük yaptıktan sonra hayata devam etmekte zorlanan kadınlar için uydurmuşlar böyle bir şey yani. Tabii bu, illa budur demiyorum çünkü pek bir şey bilmem onların kültürlerine dair lakin ben benzettim. Değilse bile böyle bir şey olduğunu bilin kardeş... Çiçek olayı da zaten bizde de olduğu için dememe gerek yok.
Kin'emon ve O-tsuru bir tilkinin rehberliğinde bir gece vakti bir sokakta bre berber gel beraber bir berber kuralım demiş? :/ Neyse. Sağ taraflarında ise tanuki görüyoruz. Rakun yani. Şapkasıysa bizim şeye benziyor Kappa'ya. Neydi adı zıkkımın? Kawamatsu.
Etrafta da güya Fox-Fire Kin'emon'un ateşleri var. Kapaktan bu kadar.
Oda Queen'in adamlarının korkudan altına sıçmış ifadesini gösteriyor lakin bu noktada bile bir karikatüze hâl var. Hatta bir tanesinin gözleri kalp olmuş desek yeridir.
Hyou başkan Linlin başkanı tanımıyor lakin Luffy başkan o öyle herhangi bir başkan değil diyor. Diğer yandan Queen başkan hâlâ hava peşinde. Bir o yana bir bu yana savruluyor. Ama gerçek başkan uykuda. Uyan be aga be.
Anasına bak çocuğunu al.
Hengame arasında Kid ve Killer kurtuluyor. Anlıyoruz ki Kid kalıcı makyaj yapmış. Üzücü olan kısımsa Killer'ın hâlâ Fa Fa diye gülmesi.
Fa fa diye bağırır çiftliğinde Queen babanın.
Luffy muhtemelen Kid ve Killer için endişeli:
Diğer yandan 1.3 milyarlık adam 2 yiyor. BM koklamaya geçiyor. Queen küçülürken Luffy ve Hyou başkanın zamanı yaklaşıyor. Ancak gene ilginç bir şekilde kalp görüyoruz:
Bu esnada Kaido'ya haber vermek akıllarına geliyor. Ancak Udon'un ağzına sıçıldı bile. :/
Kawamatsu'nun hücresi açılmış. Hâlâ zincirli olması gerektiğini söylüyorlar lakin aynı zamanda kaçamadan öldüğü kanısındalar.
Queen küçülmüş bir şekilde yatıyor. Babanuki ve Daifugo muhabbet ediyorlar. Daifugo Babanuki'ye diyor ki vurmaya çalışsak mı? Babanuki de aklıselim adam, yapıştırıyor cevabı: "Deliye taş atma, başını yarar."
Babanuki Kaido'nun emirlerini duymak istiyor lakin Kaido'ya ulaşmak namümkün.
Raizo dışarıdaki kargaşa ve Caribou'nun bilgisinden faydalanarak sistemi çökertmiş. Her bölgede bir tane patron salyangoz(patyongoz) varmış. Salyangozun dahi Wano tipi kabuğu var ya çatılı resmen. Hatta burnunda da yara var, eh ama Oda. Neyse sinyaller de patyongozlar arası geçiyor işte. Bunlar da Udon'un patyongozunu bulup halletmişler zira Caribou bir süredir burada olduğu için yerini biliyor ve ortalık kargaşa içinde olduğu için de kimse fark etmeler işlerini halletmişler.
Derken BM güya O! Shi! Ru! Ko! Su! Nu! Bul! Du! Mu! A! Ca! Ba! İştahla atılıyor ama nafile. Queen'in adamları da yusuf çekiyor.
Umutsuz Ev Kadını
Öhöhöhöm
Gerçi Luffy'ye biraz daha geç düşüyor ama olsun:
Bu arada Queen kardeşimizin bilinci yerinde gibi duruyor. Ya da sayıklıyordur kim bilir?
Luffy BM'nin hafızasını kaybettiğini de anlayamıyor yav. Kadın diyor ki BM kim? Luffy diyor ki hee samuray gibi giyindiğim için tanımadı beni.
Diğer yandan yusuf çeken ahali üyesi içe dönük bir sıçma eylemi gerçekleştiremeden toprağa karışıyor:
BM'nin şu an iyi hâlinde olduğunu esas niyetinden anlıyoruz. Kasabadakiler ona iyi davrandı diye O-shiruko'ları onlarla paylaşmak istemiş canım benim.
Patlamak üzere olan boyun kelepçeleri Luffy'nin kaslı kolları sayesinde darmaduman oluyor.
Hyou bir önceki sahnede demek burada öleceğim diye yusuf çekerken sırf Luffy gücü doğru düzgün kullanabilsin diye kendi hayatını riske atıyor ve BM'ye sırtını dönüp duruyor. Uygun şartlar harika ancak hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde bir araya geldi. Zaten bölümlerdir şu sahnenin yaşanmasını bekliyorduk. :/
Şu iki balonumsuyu ilginç buldum açıkçası. Sanki anlatıcı ya da iç ses konuşuyormuş gibi. Bir yandan topluluğun ya da sağduyunun sesi gibi bir yandan da anlatıcı. Neyse.
54. ciltte Oda'ya sormuşlar neden doğrus- Yok, bu değildi. Demişler neden Luffy'nin düşünme balonu yok pek diye. O da Luffy'nin aklından geçenler bu şekilde.
O düşündüğünü söyleyen biri. Ayrıca davranışların sesi kelimelerden yüksek çıkar. Montblanc Cricket durumunun üstesinden kalbinden geçenleri söyleyerek geldi, bundan sonra da Luffy düşünmeden hareket edecek.
Özetle böyle şeyler. Merak eden cilde baksın. Bu bölümü merak ediyorum açıkçası sırf şu balonlar yüzünden.
Haftaya henüz farkında olmadan kullandığı şeyi bir bölüme yaymadan kullanmayı öğrenmiş bir şekilde karşımıza çıkar umarım Luffy.
Şimdi bana dün birkaç şey söylendi. Dövüşü analiz et dediler. Peki kardeşim. Bu goygoyun nesini analiz edeyim ben? Hiçbir güç analizi yapılamaz BM>Queen'den başka. Bilmediğimiz hiçbir şey öğrenmedik o noktada.
Zoro severlerin gözyaşlarına girmeyeyim çünkü neden girmem gerektiğini bilmiyorum.
Shiruko tarifi vereyim size en iyisi:
İlk olarak Azuki fasulyesini yıkıyorsunuz. Bunun için geniş bir kaba koyup içerisine su koymanız gerekiyor. Geceden bekletin, sabah devam. Sabah durulayın. Fasulyeyi tencereye koyun. Fasulyeleri kaplayıp biraz geçecek kadar su koyun, kaynayana kadar beklesin ocakta. Sonra alın ocaktan. Sonra makarna süzer gibi süzün. Tencereye yeni su koyun. Ardından fasulyeleri de koyun. Suyu kaynama derecesine getirin, iki su bardağı kadar su ekleyip ısısını azaltın. Düşük ateşte kaynatmaya devam edin. Fasulyeler yumuşayınca ocaktan alın tencereyi. Fasulyeler ezilecek kıvama geldiklerinde tencereyi suyla doldurun. Su yüzeyindeki köpükleri alın(gaz yapar.), beklemeye bırakın. Kepçe yardımıyla üst taraftaki suları boşaltın. Fasualyeler kalsın tencerede. Biraz su kalsın. Çünkü o suyla birlikte fasulyeleri tekrar ısıtacaksınız. Kaynatın ve ortaya köpük çıkarsa alın. Ardından 250 gram şeker ve yarım çay kaşığı tuz ekleyin. Bu arkadaşlar çözününce yemek tamam demektir. Yanında kızarmış mochi ile servis ederseniz tadından yenmez.
Ben bu komedi hâlinden pek memnun değilim açıkçası. One Piece okumak akrabalarla oturmaya benzemeye başladı şu sıra. Çok gürültülü geliyor, kuru gürültü yani. Neyse. İyi haftalar.
Örneğin Japonya'da bir gelenek varmış. Düşük yapan kadınların gönülleri olsun diye yapılan Jizo heykelleri bulunuyormuş. Bu heykeller çocuklar ve doğmamış bebeklerin koruyucusuymuş. Düşük yaptıktan sonra hayata devam etmekte zorlanan kadınlar için uydurmuşlar böyle bir şey yani. Tabii bu, illa budur demiyorum çünkü pek bir şey bilmem onların kültürlerine dair lakin ben benzettim. Değilse bile böyle bir şey olduğunu bilin kardeş... Çiçek olayı da zaten bizde de olduğu için dememe gerek yok.
Kin'emon ve O-tsuru bir tilkinin rehberliğinde bir gece vakti bir sokakta bre berber gel beraber bir berber kuralım demiş? :/ Neyse. Sağ taraflarında ise tanuki görüyoruz. Rakun yani. Şapkasıysa bizim şeye benziyor Kappa'ya. Neydi adı zıkkımın? Kawamatsu.
Etrafta da güya Fox-Fire Kin'emon'un ateşleri var. Kapaktan bu kadar.
Oda Queen'in adamlarının korkudan altına sıçmış ifadesini gösteriyor lakin bu noktada bile bir karikatüze hâl var. Hatta bir tanesinin gözleri kalp olmuş desek yeridir.
Hyou başkan Linlin başkanı tanımıyor lakin Luffy başkan o öyle herhangi bir başkan değil diyor. Diğer yandan Queen başkan hâlâ hava peşinde. Bir o yana bir bu yana savruluyor. Ama gerçek başkan uykuda. Uyan be aga be.
Anasına bak çocuğunu al.
Hengame arasında Kid ve Killer kurtuluyor. Anlıyoruz ki Kid kalıcı makyaj yapmış. Üzücü olan kısımsa Killer'ın hâlâ Fa Fa diye gülmesi.
Fa fa diye bağırır çiftliğinde Queen babanın.
Luffy muhtemelen Kid ve Killer için endişeli:
Diğer yandan 1.3 milyarlık adam 2 yiyor. BM koklamaya geçiyor. Queen küçülürken Luffy ve Hyou başkanın zamanı yaklaşıyor. Ancak gene ilginç bir şekilde kalp görüyoruz:
Bu esnada Kaido'ya haber vermek akıllarına geliyor. Ancak Udon'un ağzına sıçıldı bile. :/
Kawamatsu'nun hücresi açılmış. Hâlâ zincirli olması gerektiğini söylüyorlar lakin aynı zamanda kaçamadan öldüğü kanısındalar.
Queen küçülmüş bir şekilde yatıyor. Babanuki ve Daifugo muhabbet ediyorlar. Daifugo Babanuki'ye diyor ki vurmaya çalışsak mı? Babanuki de aklıselim adam, yapıştırıyor cevabı: "Deliye taş atma, başını yarar."
Babanuki Kaido'nun emirlerini duymak istiyor lakin Kaido'ya ulaşmak namümkün.
Raizo dışarıdaki kargaşa ve Caribou'nun bilgisinden faydalanarak sistemi çökertmiş. Her bölgede bir tane patron salyangoz(patyongoz) varmış. Salyangozun dahi Wano tipi kabuğu var ya çatılı resmen. Hatta burnunda da yara var, eh ama Oda. Neyse sinyaller de patyongozlar arası geçiyor işte. Bunlar da Udon'un patyongozunu bulup halletmişler zira Caribou bir süredir burada olduğu için yerini biliyor ve ortalık kargaşa içinde olduğu için de kimse fark etmeler işlerini halletmişler.
Derken BM güya O! Shi! Ru! Ko! Su! Nu! Bul! Du! Mu! A! Ca! Ba! İştahla atılıyor ama nafile. Queen'in adamları da yusuf çekiyor.
Umutsuz Ev Kadını
Öhöhöhöm
Gerçi Luffy'ye biraz daha geç düşüyor ama olsun:
Bu arada Queen kardeşimizin bilinci yerinde gibi duruyor. Ya da sayıklıyordur kim bilir?
Luffy BM'nin hafızasını kaybettiğini de anlayamıyor yav. Kadın diyor ki BM kim? Luffy diyor ki hee samuray gibi giyindiğim için tanımadı beni.
Diğer yandan yusuf çeken ahali üyesi içe dönük bir sıçma eylemi gerçekleştiremeden toprağa karışıyor:
BM'nin şu an iyi hâlinde olduğunu esas niyetinden anlıyoruz. Kasabadakiler ona iyi davrandı diye O-shiruko'ları onlarla paylaşmak istemiş canım benim.
Patlamak üzere olan boyun kelepçeleri Luffy'nin kaslı kolları sayesinde darmaduman oluyor.
Hyou bir önceki sahnede demek burada öleceğim diye yusuf çekerken sırf Luffy gücü doğru düzgün kullanabilsin diye kendi hayatını riske atıyor ve BM'ye sırtını dönüp duruyor. Uygun şartlar harika ancak hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde bir araya geldi. Zaten bölümlerdir şu sahnenin yaşanmasını bekliyorduk. :/
Şu iki balonumsuyu ilginç buldum açıkçası. Sanki anlatıcı ya da iç ses konuşuyormuş gibi. Bir yandan topluluğun ya da sağduyunun sesi gibi bir yandan da anlatıcı. Neyse.
54. ciltte Oda'ya sormuşlar neden doğrus- Yok, bu değildi. Demişler neden Luffy'nin düşünme balonu yok pek diye. O da Luffy'nin aklından geçenler bu şekilde.
O düşündüğünü söyleyen biri. Ayrıca davranışların sesi kelimelerden yüksek çıkar. Montblanc Cricket durumunun üstesinden kalbinden geçenleri söyleyerek geldi, bundan sonra da Luffy düşünmeden hareket edecek.
Özetle böyle şeyler. Merak eden cilde baksın. Bu bölümü merak ediyorum açıkçası sırf şu balonlar yüzünden.
Haftaya henüz farkında olmadan kullandığı şeyi bir bölüme yaymadan kullanmayı öğrenmiş bir şekilde karşımıza çıkar umarım Luffy.
Şimdi bana dün birkaç şey söylendi. Dövüşü analiz et dediler. Peki kardeşim. Bu goygoyun nesini analiz edeyim ben? Hiçbir güç analizi yapılamaz BM>Queen'den başka. Bilmediğimiz hiçbir şey öğrenmedik o noktada.
Zoro severlerin gözyaşlarına girmeyeyim çünkü neden girmem gerektiğini bilmiyorum.
Shiruko tarifi vereyim size en iyisi:
İlk olarak Azuki fasulyesini yıkıyorsunuz. Bunun için geniş bir kaba koyup içerisine su koymanız gerekiyor. Geceden bekletin, sabah devam. Sabah durulayın. Fasulyeyi tencereye koyun. Fasulyeleri kaplayıp biraz geçecek kadar su koyun, kaynayana kadar beklesin ocakta. Sonra alın ocaktan. Sonra makarna süzer gibi süzün. Tencereye yeni su koyun. Ardından fasulyeleri de koyun. Suyu kaynama derecesine getirin, iki su bardağı kadar su ekleyip ısısını azaltın. Düşük ateşte kaynatmaya devam edin. Fasulyeler yumuşayınca ocaktan alın tencereyi. Fasulyeler ezilecek kıvama geldiklerinde tencereyi suyla doldurun. Su yüzeyindeki köpükleri alın(gaz yapar.), beklemeye bırakın. Kepçe yardımıyla üst taraftaki suları boşaltın. Fasualyeler kalsın tencerede. Biraz su kalsın. Çünkü o suyla birlikte fasulyeleri tekrar ısıtacaksınız. Kaynatın ve ortaya köpük çıkarsa alın. Ardından 250 gram şeker ve yarım çay kaşığı tuz ekleyin. Bu arkadaşlar çözününce yemek tamam demektir. Yanında kızarmış mochi ile servis ederseniz tadından yenmez.
Ben bu komedi hâlinden pek memnun değilim açıkçası. One Piece okumak akrabalarla oturmaya benzemeye başladı şu sıra. Çok gürültülü geliyor, kuru gürültü yani. Neyse. İyi haftalar.
157. bölümün ilk sayfasında karşımıza çıkan deniz kedisi burada bizlerle birlikte kapakta yer alıyor. Kapak isteği her zamanki gibi Soda Skyshitter tarafından yapıldığı için adı da benim tarafımdan bu şekilde değiştirildi. Brook'un maestro edasıyla martıları yönetiyor olması esasında gerçekten de oldukça hoş bir fikir. Çizim biraz dandik geldi gerçi. Özensiz duruyor.
Luffy'nin düşünceleriyle başlıyor bölüm. Yani:
Sahne karşılaştırması yapalım.
Rayleigh'in boyu cücük olmuş niyeyse.
Demek ki Rayleigh artık mazidir, mazi kalbimizde yaradır, koca Rayleigh'in küçüldüğü bölüm bu bölümdür. Neyse. Oda efendi gene 300 küsür bölüm önce gösterdiği şeyi çıkartıp önümüze, önümüzde masaya koydu.
Luffy Rayleigh'in o zaman kullandığı tekniğin aynı olduğunu dahi anlayabiliyor. Bu çocuk artık başka seviye. Umutsuzluk içindeyken kullanabildiğini ve nasıl kullanabildiğini bilmediğini söylüyor. Hyou'nun da söylediği üzere Luffy, ona öğretilmeye çalışılan tekniği aşmış. Burada "ryuuou" kelimesine takılmayın zira burada Haki'ye Ryuuou diyorlar. Mantra hesabı yani.
Bu tekniği bu seviyede kullanabilen Luffy'nin BM'yi de onun canavar yumruğunu da durdurabileceğini düşünüyor. Hyou başkan BM'ye sırtını döndüğü sırada bunları düşünüyormuş işte. İstiyor ki Luffy insanları kurtarabilecek seviyede olduğunu gösterdin. İstiyor ki umutlansın ve Wano'nun kurtulacağına tekrar inansın. Unutmayın bu adam Luffy gelmeden önce neredeyse kendini öldürecekti.
Luffy efendi elinden geleni yapmaya çalışıyor ama biraz önce de söylediğim gibi "seviyesi" belli oluyor. Aha seviyesi:
Neyse goygoy bir yana görünüşte kullanabiliyor gibi gözüküyor:
Luffy başarısız olduğu için özür diliyor. Hyou onca şova rağmen ne olur ne olmaz Haki, pardon Ryuuou da kullanmış. BM ise hem o-shiruko'yu yemişsin hem de artistlik peşindesin diyerek daha da kızıyor.
Koca Hyou başkan ne hâllere düştü.
Bu teknik hem savunma hem de saldırı amaçlı kullanılabilmekte olup bu ikisinden de öte aynı zamanda rakibi içinden yok etmeye yarıyor. Yani birine böyle vurursanız dışını es geçip iç organlarına saldırıda bulunabilirsiniz.
Tüm bu kargaşa arasında Hyou "Sen bu işi biliyorsun adamım, bu işin ustası oldun." şeklinde sözler edip, sanki bunlar son sözleriymiş gibi davranıyor lakin BM saldırıya geçer geçmez zıplıyor bir tarafa. Ben bile bu kadar goygoy yapmıyor analiz kasarken. One Piece yüzünden çizgifilm vs. anime tartışması tekrar alevlenecek yemin ediyorum.
Udon'un 2. hapishanesinde ilginç bir karakter var. Kendisi Hyou'nun bahsettiği yakuza liderlerinden biri gibi duruyor. Denjiro'ya pek benzemese de Oda'nın silüet işinden pek anlamadığı ya da ilk çizdiğiyle son çizdiği pek birbirini tutmadığı için net bir şekilde konuşmak pek mümkün değil.
E ama yani görünen köye de kılavuz istetmesin bir zahmet:
BM kapıları kuruyor, demirhaneye doğru ilerliyor. Eline almış bir demir parçası, savuruyor da savuruyor. Tur atacak şimdi Udon'da. Diğer yandan Queen kalkmış lakin koşarken yere düşen bir çocuk gibi hırpalanmış duruyor. Eh, BM'nin yanında çocuk sayılır. Şimdi ellerinde tek bir şans var ve onu güzelce kullanmak istiyor.
Babanuki ve saz arkadaşları BM'nin gidişine bir su dökmedikleri kalırken Queen arkadan kalkınca hep beraber arkalarına bakıyorlar. Güzel detay ama daha da güzeli Babanuki'nin mutasyon filinin de arkaya bakması:
Tipe bak yav.
Luffy salağının gerçekten de BM'ye Udon'u turlatmasına ne denilir bilmiyorum da en azından Oda burayı tek sayfada çizip halletmiş. Bu arada Udon yıkılmaya devam ediyor. (Alt orta)
Luffy'nin salak hareketlerini de kaçırmanızı istemem. (orta)
Üstünkörü yapılmış bir ayı benzetmesi de aşırı eğreti. Hangi hayvanı söylerse söylesin zaten bu noktada tur atmak zorunda yav. Deniz Kralı falan olmadığı takdirde öyle yani.
Usopp'un kafasındaki kurbağa yok diye üzülmeyin. Kuşbakışı BM'nin kafasının da kurbağadan farkı yok.
Amerikan Güreşi yapar gibi tepeye çıkan Queen, BM'ye de o-shiruko tuzağı kurmuş, bekliyor. BM'nin şu tipini görüp de üzülmeyen, birdenbire ağlayan bir bebeği görüp de içi giden bir insan gibi huzursuz olmayan varsa One Piece'i şurada bıraksın. Kıyamam tipe bak yav.
Brachio Bomber!! Hoodlum Bomb. Artık ne demekse. Brakiyo kol anlamındaki ön ekmiş. Şaka şaka. Brachiosaurus türü bir dinozor meyvesi yediği için Bombalama Brachio yapıyor, kafalama. Kalın kafalıymış.
Goda'nın kolsuzu.
Bizim fil gene azıtmış. Hurrraa.
BM başına aldığı darbeyle birlikte kendisine anne diyen aile üyelerinin sesini duyuyor ve hafızasını geri kazanıyor. Ardından ne mi oluyor? Ahanda şu:
Şu an Queen:
Hayatı tespih yapmışım, sallıyormuşum
Adını duydukça ağlıyormuşum
Deli diyorlarmış benim hâlime
Gelmişine, geçmişine sayıyormuşum
Gerçi yalnızca o değil, tüm tayfa aynı durumda. Tek tek atmakla uğraşmayıp komple sayfayı atayım.
Ancak kaderin cilvesine bakın ki BM uyuyor.
Jinbei reyiz ne kadar olgun karşılıyordu durumu. Bir de şu karikaqueen'e bakın. Az daha ruhunu teslim ediyordu kadına. Yine de cesur ki kafalama dalabildi. İlginç karakter. Ağlıyor resmen adam ya.
Sapına kadar deniztaşı olan kelepçe ve zincirler BM'nin etrafında yüz defa sarılırken aynı zamanda 100 doz uyuşturucu veriyorlar. Gemi de hazırlamışlar. Wano'da onu durdurabilecek yegâne kişi olan Kaido'nun yanına, Onigashima'ya götürme peşindeler. Oysa at denize gitsin arkadaş. Ya da Onigashima'ya kadar gidebiliyorsanız gidin Denizcilere falan verin. Ha yok Kaido'nun eski kankası ya da yavuklusu, artık her neyse o olduğu için bunları yapamayacağınızdan bahsedin. Biri desin ki denize atalım Queen reyiz. Queen de desin, Kaido bizi haşlar. Bu kadar.
Queen Udon'u Babanuki'ye bırakıyor ama Babanuki'nin endişelendiği biri var. Kim? Luffy tabii.
Bu arada kapılar kapansa da Momo oldukları yerde bekleyecekleri hususunda söz verdiği için içeri girmiyor. Diğer yandan güzel bir detay olarak korktuğu için form değiştirdiğini görüyoruz.
Bir diğer detaysa şu:
Öncelikle denizin çizimi Ukiyo-e gibi olmaya devam ediyor. Bu çok hoş bir çizim gerçekten. Diğer yandan Q 03 isimli bir gemi görüyoruz. Toplar var, gözetleme kulesi var. Üzerinde iki farklı bayrak var. Biri Kaido'nun, diğeri kendisinin. İlk bakışta sol tarafta olan kendi bayrağının bir çizgisi eksik gibi dursa da o çizgi bayrağın ortasından geçen çizgiyle karıştığı için tam belli olmuyor sadece. Hafif bir kalınlık olduğu için de doğru çizdiği belli oluyor. Queen'in yelkeninde omzundaki dövmede olduğu gibi bir ok işareti yok. Belki çizilmeyi unutmuştur Oda ya da asistan, belki de yoktur.
Henüz iletişim yerine gelmese de mühürleme işlemi tamamlanmış. Lakin Luffy dışarıda hazır ve nazır bekliyor. Hatta BM ve Balon, yani iki balon da olmadığı için artık Luffy efendi hiçbir karşıt güçle karşılaşmadan Udon'u ele geçirebilir. Kolay gelsin yiğidim.
Yalnız karşında kim olduğunu unutma.
Ufak bir toplayalım.
Luffy öğrenmek için uğraştığı tekniği Hyou'dan daha iyi kullandı ancak henüz tam olarak isteyerek yapamıyor. Bunu Hyou'nun yaşlılığına verelim.
Bu Haki'yi görünce akla Sai'den Katakuri'ye kadar birkaç isim geliyor. Serinin başlarında dahi bir gök adasında geleceği gören karakterler gördüğümüz için Happo'nun da B. Haki'de böyle bir güç kullanması şaşırtıcı ya da eğreti durmaz. Diğer yandan Katakuri'nin bu gücü kullandığını düşünmesem de "Chikara Mochi" tekniğinin güçlendirilmiş olması ve Luffy'nin elini şişirmesi ufak da olsa bir göz kırpmıyor değil. Ancak uyanma modunda Mochi kontrolü yapması ile bu Haki'nin aynı olduğunu hiç sanmıyorum. Kullanımı çok farklı zira.
Hyou şovmen.
BM'nin şapkası uyumaya devam ediyor lakin Babanuki'nin babafingosu hâlâ aktif. BM'nin şapkası darbe sonrası kendine gelmişse dahi gözlerini falan göremiyoruz. Ancak uyandıktan sonra görürüz.
Muhtemelen Yakuza patronlarından birini gördük.
Udon'un ağzına sıçıldı.
Queen'in gemisini gördük.
Luffy Udon'un ağası olmaya epey yakın.
Pandaman'den ses seda yok.
Özgür Kral iş başına.
Her şey çok güzel olacak.
Not: Aynı anda iki çeviriyi de okudum ama bana MS'nin çevirisi leş gözüktü. Sadece Luffy'nin son cümlesinde bile öyle bir anlam farklılığı var ki 150 sayfa kavga etmelik.
Sonradan gelen ekleme: Queen şarkısı:
Luffy'nin düşünceleriyle başlıyor bölüm. Yani:
Sahne karşılaştırması yapalım.
Rayleigh'in boyu cücük olmuş niyeyse.
Demek ki Rayleigh artık mazidir, mazi kalbimizde yaradır, koca Rayleigh'in küçüldüğü bölüm bu bölümdür. Neyse. Oda efendi gene 300 küsür bölüm önce gösterdiği şeyi çıkartıp önümüze, önümüzde masaya koydu.
Luffy Rayleigh'in o zaman kullandığı tekniğin aynı olduğunu dahi anlayabiliyor. Bu çocuk artık başka seviye. Umutsuzluk içindeyken kullanabildiğini ve nasıl kullanabildiğini bilmediğini söylüyor. Hyou'nun da söylediği üzere Luffy, ona öğretilmeye çalışılan tekniği aşmış. Burada "ryuuou" kelimesine takılmayın zira burada Haki'ye Ryuuou diyorlar. Mantra hesabı yani.
Bu tekniği bu seviyede kullanabilen Luffy'nin BM'yi de onun canavar yumruğunu da durdurabileceğini düşünüyor. Hyou başkan BM'ye sırtını döndüğü sırada bunları düşünüyormuş işte. İstiyor ki Luffy insanları kurtarabilecek seviyede olduğunu gösterdin. İstiyor ki umutlansın ve Wano'nun kurtulacağına tekrar inansın. Unutmayın bu adam Luffy gelmeden önce neredeyse kendini öldürecekti.
Luffy efendi elinden geleni yapmaya çalışıyor ama biraz önce de söylediğim gibi "seviyesi" belli oluyor. Aha seviyesi:
Neyse goygoy bir yana görünüşte kullanabiliyor gibi gözüküyor:
Luffy başarısız olduğu için özür diliyor. Hyou onca şova rağmen ne olur ne olmaz Haki, pardon Ryuuou da kullanmış. BM ise hem o-shiruko'yu yemişsin hem de artistlik peşindesin diyerek daha da kızıyor.
Koca Hyou başkan ne hâllere düştü.
Bu teknik hem savunma hem de saldırı amaçlı kullanılabilmekte olup bu ikisinden de öte aynı zamanda rakibi içinden yok etmeye yarıyor. Yani birine böyle vurursanız dışını es geçip iç organlarına saldırıda bulunabilirsiniz.
Tüm bu kargaşa arasında Hyou "Sen bu işi biliyorsun adamım, bu işin ustası oldun." şeklinde sözler edip, sanki bunlar son sözleriymiş gibi davranıyor lakin BM saldırıya geçer geçmez zıplıyor bir tarafa. Ben bile bu kadar goygoy yapmıyor analiz kasarken. One Piece yüzünden çizgifilm vs. anime tartışması tekrar alevlenecek yemin ediyorum.
Udon'un 2. hapishanesinde ilginç bir karakter var. Kendisi Hyou'nun bahsettiği yakuza liderlerinden biri gibi duruyor. Denjiro'ya pek benzemese de Oda'nın silüet işinden pek anlamadığı ya da ilk çizdiğiyle son çizdiği pek birbirini tutmadığı için net bir şekilde konuşmak pek mümkün değil.
E ama yani görünen köye de kılavuz istetmesin bir zahmet:
BM kapıları kuruyor, demirhaneye doğru ilerliyor. Eline almış bir demir parçası, savuruyor da savuruyor. Tur atacak şimdi Udon'da. Diğer yandan Queen kalkmış lakin koşarken yere düşen bir çocuk gibi hırpalanmış duruyor. Eh, BM'nin yanında çocuk sayılır. Şimdi ellerinde tek bir şans var ve onu güzelce kullanmak istiyor.
Babanuki ve saz arkadaşları BM'nin gidişine bir su dökmedikleri kalırken Queen arkadan kalkınca hep beraber arkalarına bakıyorlar. Güzel detay ama daha da güzeli Babanuki'nin mutasyon filinin de arkaya bakması:
Tipe bak yav.
Luffy salağının gerçekten de BM'ye Udon'u turlatmasına ne denilir bilmiyorum da en azından Oda burayı tek sayfada çizip halletmiş. Bu arada Udon yıkılmaya devam ediyor. (Alt orta)
Luffy'nin salak hareketlerini de kaçırmanızı istemem. (orta)
Üstünkörü yapılmış bir ayı benzetmesi de aşırı eğreti. Hangi hayvanı söylerse söylesin zaten bu noktada tur atmak zorunda yav. Deniz Kralı falan olmadığı takdirde öyle yani.
Usopp'un kafasındaki kurbağa yok diye üzülmeyin. Kuşbakışı BM'nin kafasının da kurbağadan farkı yok.
Amerikan Güreşi yapar gibi tepeye çıkan Queen, BM'ye de o-shiruko tuzağı kurmuş, bekliyor. BM'nin şu tipini görüp de üzülmeyen, birdenbire ağlayan bir bebeği görüp de içi giden bir insan gibi huzursuz olmayan varsa One Piece'i şurada bıraksın. Kıyamam tipe bak yav.
Brachio Bomber!! Hoodlum Bomb. Artık ne demekse. Brakiyo kol anlamındaki ön ekmiş. Şaka şaka. Brachiosaurus türü bir dinozor meyvesi yediği için Bombalama Brachio yapıyor, kafalama. Kalın kafalıymış.
Goda'nın kolsuzu.
Bizim fil gene azıtmış. Hurrraa.
BM başına aldığı darbeyle birlikte kendisine anne diyen aile üyelerinin sesini duyuyor ve hafızasını geri kazanıyor. Ardından ne mi oluyor? Ahanda şu:
Şu an Queen:
Hayatı tespih yapmışım, sallıyormuşum
Adını duydukça ağlıyormuşum
Deli diyorlarmış benim hâlime
Gelmişine, geçmişine sayıyormuşum
Gerçi yalnızca o değil, tüm tayfa aynı durumda. Tek tek atmakla uğraşmayıp komple sayfayı atayım.
Ancak kaderin cilvesine bakın ki BM uyuyor.
Jinbei reyiz ne kadar olgun karşılıyordu durumu. Bir de şu karikaqueen'e bakın. Az daha ruhunu teslim ediyordu kadına. Yine de cesur ki kafalama dalabildi. İlginç karakter. Ağlıyor resmen adam ya.
Sapına kadar deniztaşı olan kelepçe ve zincirler BM'nin etrafında yüz defa sarılırken aynı zamanda 100 doz uyuşturucu veriyorlar. Gemi de hazırlamışlar. Wano'da onu durdurabilecek yegâne kişi olan Kaido'nun yanına, Onigashima'ya götürme peşindeler. Oysa at denize gitsin arkadaş. Ya da Onigashima'ya kadar gidebiliyorsanız gidin Denizcilere falan verin. Ha yok Kaido'nun eski kankası ya da yavuklusu, artık her neyse o olduğu için bunları yapamayacağınızdan bahsedin. Biri desin ki denize atalım Queen reyiz. Queen de desin, Kaido bizi haşlar. Bu kadar.
Queen Udon'u Babanuki'ye bırakıyor ama Babanuki'nin endişelendiği biri var. Kim? Luffy tabii.
Bu arada kapılar kapansa da Momo oldukları yerde bekleyecekleri hususunda söz verdiği için içeri girmiyor. Diğer yandan güzel bir detay olarak korktuğu için form değiştirdiğini görüyoruz.
Bir diğer detaysa şu:
Öncelikle denizin çizimi Ukiyo-e gibi olmaya devam ediyor. Bu çok hoş bir çizim gerçekten. Diğer yandan Q 03 isimli bir gemi görüyoruz. Toplar var, gözetleme kulesi var. Üzerinde iki farklı bayrak var. Biri Kaido'nun, diğeri kendisinin. İlk bakışta sol tarafta olan kendi bayrağının bir çizgisi eksik gibi dursa da o çizgi bayrağın ortasından geçen çizgiyle karıştığı için tam belli olmuyor sadece. Hafif bir kalınlık olduğu için de doğru çizdiği belli oluyor. Queen'in yelkeninde omzundaki dövmede olduğu gibi bir ok işareti yok. Belki çizilmeyi unutmuştur Oda ya da asistan, belki de yoktur.
Henüz iletişim yerine gelmese de mühürleme işlemi tamamlanmış. Lakin Luffy dışarıda hazır ve nazır bekliyor. Hatta BM ve Balon, yani iki balon da olmadığı için artık Luffy efendi hiçbir karşıt güçle karşılaşmadan Udon'u ele geçirebilir. Kolay gelsin yiğidim.
Yalnız karşında kim olduğunu unutma.
Ufak bir toplayalım.
Luffy öğrenmek için uğraştığı tekniği Hyou'dan daha iyi kullandı ancak henüz tam olarak isteyerek yapamıyor. Bunu Hyou'nun yaşlılığına verelim.
Bu Haki'yi görünce akla Sai'den Katakuri'ye kadar birkaç isim geliyor. Serinin başlarında dahi bir gök adasında geleceği gören karakterler gördüğümüz için Happo'nun da B. Haki'de böyle bir güç kullanması şaşırtıcı ya da eğreti durmaz. Diğer yandan Katakuri'nin bu gücü kullandığını düşünmesem de "Chikara Mochi" tekniğinin güçlendirilmiş olması ve Luffy'nin elini şişirmesi ufak da olsa bir göz kırpmıyor değil. Ancak uyanma modunda Mochi kontrolü yapması ile bu Haki'nin aynı olduğunu hiç sanmıyorum. Kullanımı çok farklı zira.
Hyou şovmen.
BM'nin şapkası uyumaya devam ediyor lakin Babanuki'nin babafingosu hâlâ aktif. BM'nin şapkası darbe sonrası kendine gelmişse dahi gözlerini falan göremiyoruz. Ancak uyandıktan sonra görürüz.
Muhtemelen Yakuza patronlarından birini gördük.
Udon'un ağzına sıçıldı.
Queen'in gemisini gördük.
Luffy Udon'un ağası olmaya epey yakın.
Pandaman'den ses seda yok.
Özgür Kral iş başına.
Her şey çok güzel olacak.
Not: Aynı anda iki çeviriyi de okudum ama bana MS'nin çevirisi leş gözüktü. Sadece Luffy'nin son cümlesinde bile öyle bir anlam farklılığı var ki 150 sayfa kavga etmelik.
Sonradan gelen ekleme: Queen şarkısı:
Bölümün adından da anlaşılacağı üzere Kawamatsu sahne alıyor. Diğer yandan kısa süreli bir kapak serisine başlıyoruz. Kısa süreli dediğine bakmayın. Bunlardan en azı bizimkilerin iki yıllık arada ne yaptığını gösteren ve toplamda 16 bölüm süren kapak hikâyesi. Diğer yandan 48 kapak süren de var. Son kapak hikâyesi 46 bölüm sürmüş ve 919. bölümde bitmişti. Nihayet yeni bir kapak hikâyesine ulaştık ve Noda Sykwalker'dan kurtulduk.
Şimdi kapağa bakalım. Bege'yi en son 903. bölümde gördük lakin 901. bölümde 25 numaralı Turta gemisinde görmüştük.
Oda'nın maşallahı var. Kapısına kadar çizmiş bu bölüm. Bakacağız birazdan. Bu da 903. bölümden Bege. Gazete okuyor yavrusu ve karısıyla. Ah ah.
Bege, Chiffon, Pez, Gotti ve Vito'yu görmek mümkün. Hatta sanki pandaman kafası bile görüyorum ben. Sadece kulaklarını. Aha şu.
Bölüme geçmeden önce bir önceki bölüme dair bir noktayı belirginleştirmek isterim. Çeviri hususunda bir farklılık vardı lakin Viz'e baktığımız zaman görüyoruz ki Babanuki: "Ah, doğru! O hâlâ serbest/özgür..." diyor. Luffy de "Ben her zaman özgürdüm ve bu yer artık benim." diyor.
Bölüm Udon ile başlıyor tabii ki. Wano'nun bölgeleri de haritada yer doldursun diye gösterilmiş herhâlde. Bilemedim. Luffy eline kuvvet vermeye devam ederken milletin ağzını gözünü dağıtıyor ve böylelikle antrenman yapmış oluyor. Haydi Oda'ya laf atalım. Luffy de her birini antrenman gereci olarak görüyor zaten.
Arkada Te ile başlayıp Em ile biten dövmeli bir arkadaş var. Ayrıca 74 dövmeli gibi duruyor. Peki bunun bize ne faydası var? Hiç.
Kiku sefili O-Lin'i kurtaralım diyor, Chopper komedi unsuru olarak bırak deliyi kendi hâline aman bizden uzak Allah'a yakın olsun minvalinde konuşuyor. Ne Luffy kaçmaya çalışıyor ne de Babanuki mahkûmları içeri atmaya çalışıyor. Hatta Babanuki'ye göre buna gerek bile yokmuş.
Derken Babanuki'nin neye güvendiği ortaya çıkıyor. Diğer mahkûmları ne kadar sindirmişlerse artık tek bir emirle harekete geçiyorlar. Luffy'nin aktiviteleri onları hoşnut etmiş ama aynı zamanda yusuf yusuflar. Eh, normal.
Solda Luffy'yi görüyoruz Babanuki ile birlikte. Sağdaysa yerde görüyoruz. İşte KK dediğiniz adam. Az daha zorlarsa çıkacak götü meydana... Eyvah.
Oda mahkûmların başından geçenleri onların dilinden anlatarak doğru bir şey yapıyor. 20 yıl önce Oden'in intikamını almak için isyan etmişler ve Kaido'nun isyanı basıtrmasıyla birlikte arkadaşlarından, ailelerinden ve özgürlüklerinden olmuşlar. Yasuie'nin ölümüyle birlikte o günlere dair anıları canlamış ve korkuları tekrar peydah olmuş. Tabii Luffy bilerek karşı koymuyor, gaza gelmeyin hemen antin kuntin yorumlarla. Adam insanları dinlemesini biliyor yeri gelince.
Wano'nun giriş bölümleri, Luffy'nin tavırları falan hoştu. Bir nebze onu hatırlatmıyor değil.
Ne güzeeel güldün o akşaaam banaaaaaaaaaa.
Bu esnada arka planda Daifugo birini vurmuş. Vurulan kişiyi ateş basıyor. Bu kişiyi boynundan vuran Daifugo efendi bize bu kurşunun tene temas etmesiyle birlikte bulaşıcı bir hastalık yaymasından bahsediyor. Yani ona dokunan herkes hastalığı kapacak, şekil A'da görüldüğü gibi. Heyecan mermileri anlamına sahip olan bu mermiler aynı zamanda Veba mermileri olarak da okunabiliyor. Japoncanın kendine has güzelliklerinden. Queen mekanik silah ve bulaşıcı hastalık yapmayı seviyormuş. Queen pek çok farklı öge ile doldurulmuş biri.
Daifugo'nun ve biraz evvel benim de söylediğim üzere bu arkadaşlarının ruhları çoktan kırılmış. Ancak karaktersiz de değiller. Her biri olayların farkında, her biri çaresiz, her biri kazanmak ve kurtulmak istiyor ama umutları tükenmiş. Zaten Luffy'yi de dövdükleri yok çekiştiriyorlar anca.
Bu arada Daifugo'nun ağzındaki maske kırık, bilmem dikkat ettiniz mi? Bu da sebebi pek tabii ki:
Unutulmamış olması güzel. Gerçi sanki bir tane fazla çizilmiş ama neyse.
Bu arada Luffy doğruyu, yani planlarını söylememek için kendini tutuyor. Bir söylesem diyor kendi kendime, bütün dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsa,insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza...
Luffy'yi vurmasına bile gerek yokmuş zira biri zaten bulaştırırmış. Hı hı canım. Oluyordu öyle.
Ve bu sırada Kapapapapap pa app apa ppapapapa kappanın sesi duyuluyor. Ne güzel gülüyorsun sen öyle Kawamatsu?
İşin bu kısmı biraz manasız. İşgüzar Orochi, yavaş ve acılı bir ölüm için Kawamatsu'yu kirlenmiş sudaki zehirli balıklar besliyor da bilmem ne. Ulan kaç yıl olmuş ölmüyor işte adam. Gerek var mı cidden böyle bir şeye? Burası bir plot hole'dur!
Rip.
Babanuki Kawamatsu'nun kimliğini de açıklıyor. Nihayet adamın o güzel çehresine kavuşacağız. Güzel.
Kiku başkan tanıyor tabii Kawamatsu'yu.
Yanlış kişiye bulaştıklarından habersiz bir şekilde boy gösteren boş beleşler kılçık yağmuruna tutularak tahtalı köye doğru yolculuğa çıkarken Raizo da göklerde beliriyor.
Faça.
Raizo başkan tam millet Kawa'ya dalacakken sahne alıyor ve anahtarı vererek onu kurtarıyor.
Yalnız çok iyi be.
Burada kılıcın ardındaki beyaz kısma bakarsanız dışarıdan, Raizo'dan geldiğini görürsünüz. Bir sonraki sahnede de kılıç zaten duvara sabit duruyor.
Soto Musou isimli kılıç adını bir sumo hareketinden alıyor, şundan:
Görseli varken anlatmama gerek yok diye düşünüyorum.
Bir sonraki saldırısı olan Yagura Ryuuou'ya gelelim. Yagura sumo arenasında bulunan tahtadan bir kule olarak karşımıza çıkıyor. Viki şöyle gösermiş.
Peki ya Ryuuou? Bildiniz. Adam haki kullanıyor.
Raizo diyor ki zayıflar kaybeder, sen güçünü kaybetmemişsin tosbağa. Çünkü bu Oppan Gangnam Sty- Kappa Kılıç Stili. Azgın bir akıntıya karşı yüzmek gibidir bu stil... Siz bilmezsiniz. Sene 1874. Kawamatsu'yla ben...
Bir yeni tekniğimiz Menamugawa. JB'nin çevirisine göre Detroy-namo-river anlamına geliyormuş. Namo, budist ilahisi olan Namo amitabha'dan ve belki de Tayland'da bulunan Maenam Chao Phraya nehrinden geliyor olabilirmiş. Neymiş?
Namo, Sanskritçe ve Pali dilinde Hürmet, Tazim, Tapma gibi anlamlara geliyor. Amitabha ise Sonsuz Işığın Buddha'sı anlamına geliyormuş.
River nehir demek. Detroy ne şimdi? Başa saralım.
メナム ‐ がわ şu şekilde yazılıyor galiba. Maenam Wagon, Menam nehri anlamlarına geliyormuş. Menam Tayca'da nehir anlamına geliyormuş. Chao Phraya River gibi.
Sanırım bu kadar yeter.
Balıklar o kadar iğrençmiş ki Kawamatsu reyizin on üç yıl boyunca defalarca kez midesi kalkmış. O biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiir kın. O biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiir kappa. O biiiiiiiiiiiiiir hizmetkâr. O biiiiiiiiiiir sumo güreşçisi. Oooooooooooooo KAWAMATSU THE YOKOZUNA. Yokozuna sumo güreşinde büyük şampiyon anlamına geliyor bu arada. Daha önce Kappa'ya dair bir şeyler yazmıştım. Alıntılayayım:
Kappaları yenmenin yolu nezaketten geçiyormuş. Örneğin japonların eğilerek verdiği selamı yapmanız hâlinde o da karşılık verecek ve böylelikle kafasında bulunan kasedeki su döküldüğü için Kappa o kase geri doldurulana dek hareket edemeyecektir. Suyun da yaşadığı nehirden gelmesi gerekiyor. Kappa bu noktada şöyle bir kafaya sahip: Suyumu tazeleyeyinin kırk yıl kölesi olurum. Diğer yandan Kappa'nın kollarını da kolaylıkla çıkartmak mümkünmüş. Kolunu geri alabilmek adına size kıyaklar geçebilir, iyi bilgiler verebilirmiş. Shogi ve sumo ile yenmek de mümkünmüş.
Bu arada Kawamatsu'yu malum kişiye benzeten kişiler olacaktır lakin aşağıdaki görsel From the Decks of the World kapak serisine ait. İki yıllık zaman arasında gösteriyor yani. 13 yıldır mahkûm olan Kawamatsu'nun o olması mümkün değil anlayacağınız.
O değil de insanın üstü başı kirlenir, kıyafeti bozulur falan yav. Ütülü çıksaydın?
Çok farklı şekillerde çizilen Kappalar var. Daha önce de birkaçını göstermiştim. Dilerseniz kappa japanese falan yazarak envaiçeşit görsele bakabilirsiniz. Oda bu şekilde resmetmeyi düşünmüş. Bana kalırsa tasarım güzel. Akla şu arkadaş geliyor.
Şu tipin güzelliğine bakın.
Derken kustu adam. 13 yıldır tutuyormuş. Hak vermek lazım.
Bu goygoy sırasında Babanuki veba mermilerini hazırlamaları için emir veriyor ama bizi ilgilendiren daha mühim bir şey var:
Mükemmel.
Kiku Luffy'den uzaklaşın der demez adamlar bırakıyor şak diye.
Demeyeyim demeyeyim diyorum da ikide bir karşıma çıkıyor lavuk. Bildiğin Coby la.
Daha dün Raizo'nun kafasına taktığı şey ne diye soruluyordu. Bugün Hyogoro başkan handkerchief dedi. Handkerchief aslında fular ve bandananın bir türü olarak geçiyor. Yani bir nevi doğru söylemişiz.
Hyo başkan herkese gerçek hâlinizi gösterin diyor. Raizo o kadar gizlenmişti ki kimsenin anlamasına imkân yoktu zaten. Ne değişti acaba. Kiku ise bir tür maske takıyor. Bu maskeyi açıklamama gerek var mı bilmiyorum? Maske işte. Mitolojik ögeleri, hikâyeleri, bunları simgeleyen maskeleri vesaire çok var. Bir tanesini anlatmaya kalksam pek çok yere dokunmam gerekebilir.
Son sayfa bana şunu hatırlattı. Öyle yekten hatırlatmadı tabii. Bu sabah bölüm çıkmadan önce biraz eski bölümlere bakayım dedim, oradan hatırlattı.
Zoro'nun "kadın" demesi, Kiku'nun "sessha" yani erkek samuraylar tarafından kullanılan bir kelimeyi kullanması ve Luffy'nin soru işareti.
Bir seesha daha.
Zoro'nun hadi la tepkisinden sonra Kiku'nun ağzı. <3
Bu da Zoro'nun bir şey saklıyorsun demesi.
İlk başta anlamamış olsa dahi giderek anladığına dair şeyler çizmiş Oda. Peki biz başka ne tür şeylerle anlayabilirdik ya da anladık?
Normalde sapık olan Kin'emon'un Kiku'ya hiç pas vermemesi.
Nine Red Scabbards'ın Japonca'da Akazaya Ku-nin Otoko olması. Otoko bazılarınızın bildiği üzere erkek demek. Bu arada "Onna bugeisha" denilen kadın samuraylar da yok değil tarihte.
Son sayfada Hyo başkan "Biz onlar için hayaletten farksızız diyor. Der tabii. Bakınız:
Ahali maskeyi tanıyor. Kikunojo Wano'nun en güzel kılıç ustasıymış. Kiku diyor ki benim kalphim kadın. Yani erkek bedeninde doğmuş olsa dahi kadın hissediyor. Oluyor böyle şeyler. Bazı cahil arkadaşlar bilmese de. :/
Raizo başkan Fukurokuju'nun en büyük rakibiymiş. Demek ki Raizo ninja konusunda başa oynuyor, güzel.
Kawamatsu için "Yokozuna" unvanı bir nevi bir kez daha tekrarlanıyor ve ülkenin en güçlü sumo güreşçisi olduğu söyleniyor. Güzel.
Luffy'ye dair de bir şey söyleniyor lakin kimsenin DOĞAL OLARAK Chopper'ı salladığı yok.
Şimdi burada yaptıkları karmaşa, kendilerini ifşa edişleri gibi mevzuların üstesinden gelmek istiyorlarsa dışarıya bilgi sızdırmadan tek celsede bu işe son vermeleri gerekiyor. Herkesi paket etmeliler yani. Ulan daha kaç gün var, yaptığınız işlere bak. :/ Oda gaza gelme Odaaa.
Bölüm Sonu Eğlencesi
Sanji.
Kiku'nun kadın olmadığını öğrenince Urashima.
Bölüm Sonu Okuyucular
Haftaya da bölüm yokmuş zaten. İyi bakın kendinize efendiler.
Şimdi kapağa bakalım. Bege'yi en son 903. bölümde gördük lakin 901. bölümde 25 numaralı Turta gemisinde görmüştük.
Oda'nın maşallahı var. Kapısına kadar çizmiş bu bölüm. Bakacağız birazdan. Bu da 903. bölümden Bege. Gazete okuyor yavrusu ve karısıyla. Ah ah.
Bege, Chiffon, Pez, Gotti ve Vito'yu görmek mümkün. Hatta sanki pandaman kafası bile görüyorum ben. Sadece kulaklarını. Aha şu.
Bölüme geçmeden önce bir önceki bölüme dair bir noktayı belirginleştirmek isterim. Çeviri hususunda bir farklılık vardı lakin Viz'e baktığımız zaman görüyoruz ki Babanuki: "Ah, doğru! O hâlâ serbest/özgür..." diyor. Luffy de "Ben her zaman özgürdüm ve bu yer artık benim." diyor.
Bölüm Udon ile başlıyor tabii ki. Wano'nun bölgeleri de haritada yer doldursun diye gösterilmiş herhâlde. Bilemedim. Luffy eline kuvvet vermeye devam ederken milletin ağzını gözünü dağıtıyor ve böylelikle antrenman yapmış oluyor. Haydi Oda'ya laf atalım. Luffy de her birini antrenman gereci olarak görüyor zaten.
Arkada Te ile başlayıp Em ile biten dövmeli bir arkadaş var. Ayrıca 74 dövmeli gibi duruyor. Peki bunun bize ne faydası var? Hiç.
Kiku sefili O-Lin'i kurtaralım diyor, Chopper komedi unsuru olarak bırak deliyi kendi hâline aman bizden uzak Allah'a yakın olsun minvalinde konuşuyor. Ne Luffy kaçmaya çalışıyor ne de Babanuki mahkûmları içeri atmaya çalışıyor. Hatta Babanuki'ye göre buna gerek bile yokmuş.
Derken Babanuki'nin neye güvendiği ortaya çıkıyor. Diğer mahkûmları ne kadar sindirmişlerse artık tek bir emirle harekete geçiyorlar. Luffy'nin aktiviteleri onları hoşnut etmiş ama aynı zamanda yusuf yusuflar. Eh, normal.
Solda Luffy'yi görüyoruz Babanuki ile birlikte. Sağdaysa yerde görüyoruz. İşte KK dediğiniz adam. Az daha zorlarsa çıkacak götü meydana... Eyvah.
Oda mahkûmların başından geçenleri onların dilinden anlatarak doğru bir şey yapıyor. 20 yıl önce Oden'in intikamını almak için isyan etmişler ve Kaido'nun isyanı basıtrmasıyla birlikte arkadaşlarından, ailelerinden ve özgürlüklerinden olmuşlar. Yasuie'nin ölümüyle birlikte o günlere dair anıları canlamış ve korkuları tekrar peydah olmuş. Tabii Luffy bilerek karşı koymuyor, gaza gelmeyin hemen antin kuntin yorumlarla. Adam insanları dinlemesini biliyor yeri gelince.
Wano'nun giriş bölümleri, Luffy'nin tavırları falan hoştu. Bir nebze onu hatırlatmıyor değil.
Ne güzeeel güldün o akşaaam banaaaaaaaaaa.
Bu esnada arka planda Daifugo birini vurmuş. Vurulan kişiyi ateş basıyor. Bu kişiyi boynundan vuran Daifugo efendi bize bu kurşunun tene temas etmesiyle birlikte bulaşıcı bir hastalık yaymasından bahsediyor. Yani ona dokunan herkes hastalığı kapacak, şekil A'da görüldüğü gibi. Heyecan mermileri anlamına sahip olan bu mermiler aynı zamanda Veba mermileri olarak da okunabiliyor. Japoncanın kendine has güzelliklerinden. Queen mekanik silah ve bulaşıcı hastalık yapmayı seviyormuş. Queen pek çok farklı öge ile doldurulmuş biri.
Daifugo'nun ve biraz evvel benim de söylediğim üzere bu arkadaşlarının ruhları çoktan kırılmış. Ancak karaktersiz de değiller. Her biri olayların farkında, her biri çaresiz, her biri kazanmak ve kurtulmak istiyor ama umutları tükenmiş. Zaten Luffy'yi de dövdükleri yok çekiştiriyorlar anca.
Bu arada Daifugo'nun ağzındaki maske kırık, bilmem dikkat ettiniz mi? Bu da sebebi pek tabii ki:
Bu arada Luffy doğruyu, yani planlarını söylememek için kendini tutuyor. Bir söylesem diyor kendi kendime, bütün dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsa,insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza...
Luffy'yi vurmasına bile gerek yokmuş zira biri zaten bulaştırırmış. Hı hı canım. Oluyordu öyle.
Ve bu sırada Kapapapapap pa app apa ppapapapa kappanın sesi duyuluyor. Ne güzel gülüyorsun sen öyle Kawamatsu?
İşin bu kısmı biraz manasız. İşgüzar Orochi, yavaş ve acılı bir ölüm için Kawamatsu'yu kirlenmiş sudaki zehirli balıklar besliyor da bilmem ne. Ulan kaç yıl olmuş ölmüyor işte adam. Gerek var mı cidden böyle bir şeye? Burası bir plot hole'dur!
Rip.
Babanuki Kawamatsu'nun kimliğini de açıklıyor. Nihayet adamın o güzel çehresine kavuşacağız. Güzel.
Kiku başkan tanıyor tabii Kawamatsu'yu.
Yanlış kişiye bulaştıklarından habersiz bir şekilde boy gösteren boş beleşler kılçık yağmuruna tutularak tahtalı köye doğru yolculuğa çıkarken Raizo da göklerde beliriyor.
Faça.
Raizo başkan tam millet Kawa'ya dalacakken sahne alıyor ve anahtarı vererek onu kurtarıyor.
Yalnız çok iyi be.
Burada kılıcın ardındaki beyaz kısma bakarsanız dışarıdan, Raizo'dan geldiğini görürsünüz. Bir sonraki sahnede de kılıç zaten duvara sabit duruyor.
Soto Musou isimli kılıç adını bir sumo hareketinden alıyor, şundan:
Görseli varken anlatmama gerek yok diye düşünüyorum.
Bir sonraki saldırısı olan Yagura Ryuuou'ya gelelim. Yagura sumo arenasında bulunan tahtadan bir kule olarak karşımıza çıkıyor. Viki şöyle gösermiş.
Peki ya Ryuuou? Bildiniz. Adam haki kullanıyor.
Raizo diyor ki zayıflar kaybeder, sen güçünü kaybetmemişsin tosbağa. Çünkü bu Oppan Gangnam Sty- Kappa Kılıç Stili. Azgın bir akıntıya karşı yüzmek gibidir bu stil... Siz bilmezsiniz. Sene 1874. Kawamatsu'yla ben...
Bir yeni tekniğimiz Menamugawa. JB'nin çevirisine göre Detroy-namo-river anlamına geliyormuş. Namo, budist ilahisi olan Namo amitabha'dan ve belki de Tayland'da bulunan Maenam Chao Phraya nehrinden geliyor olabilirmiş. Neymiş?
Namo, Sanskritçe ve Pali dilinde Hürmet, Tazim, Tapma gibi anlamlara geliyor. Amitabha ise Sonsuz Işığın Buddha'sı anlamına geliyormuş.
River nehir demek. Detroy ne şimdi? Başa saralım.
メナム ‐ がわ şu şekilde yazılıyor galiba. Maenam Wagon, Menam nehri anlamlarına geliyormuş. Menam Tayca'da nehir anlamına geliyormuş. Chao Phraya River gibi.
Sanırım bu kadar yeter.
Balıklar o kadar iğrençmiş ki Kawamatsu reyizin on üç yıl boyunca defalarca kez midesi kalkmış. O biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiir kın. O biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiir kappa. O biiiiiiiiiiiiiir hizmetkâr. O biiiiiiiiiiir sumo güreşçisi. Oooooooooooooo KAWAMATSU THE YOKOZUNA. Yokozuna sumo güreşinde büyük şampiyon anlamına geliyor bu arada. Daha önce Kappa'ya dair bir şeyler yazmıştım. Alıntılayayım:
Ekleme yapalım. Kappaların en sevdiği yiyecek salatalıkken sumo güreşi yapmaktan hoşlandıkları biliniyor. Yani beklendiği üzere sumo temalı bir Kawamatsumuz var elimizde. Kappalar sudaki insanlara saldırır ve anüslerindeki uydurma bir organ olan shirikodama'yı çıkartırmış. Aslında iyi niyetliler. Gerçek bir doktor. Fazlalığı alıyor işte. Kadınların kimonolarının altından bakmak mı dersin, insanları ve hayvanları boğmak mı dersin...Kappa'lar tam bir baş belası. Haylaz ve kurnaz bir velet gibi insanlara şakalar yaptıkları gibi aynı zamanda ruh hastası bir insan gibi şiddet, boğma, kaçırma, tecavüz ve insan eti yeme gibi konularda da parmakları var. Ancak insanlara karşı dostça davrandıkları da oluyor. Arkadaş olmaları hâlinde insanlar tarafından verilen görevleri yerine getirdikleri de görülmüş. (Ben gördüm hatta. ) Tıp bilgileri de var, yani bu arkadaş da doktor çıkabilir. Anatomi de biliyorlar. Vay be. Law vs. Kawamatsu konusu açılsın.
Kappaları yenmenin yolu nezaketten geçiyormuş. Örneğin japonların eğilerek verdiği selamı yapmanız hâlinde o da karşılık verecek ve böylelikle kafasında bulunan kasedeki su döküldüğü için Kappa o kase geri doldurulana dek hareket edemeyecektir. Suyun da yaşadığı nehirden gelmesi gerekiyor. Kappa bu noktada şöyle bir kafaya sahip: Suyumu tazeleyeyinin kırk yıl kölesi olurum. Diğer yandan Kappa'nın kollarını da kolaylıkla çıkartmak mümkünmüş. Kolunu geri alabilmek adına size kıyaklar geçebilir, iyi bilgiler verebilirmiş. Shogi ve sumo ile yenmek de mümkünmüş.
Bu arada Kawamatsu'yu malum kişiye benzeten kişiler olacaktır lakin aşağıdaki görsel From the Decks of the World kapak serisine ait. İki yıllık zaman arasında gösteriyor yani. 13 yıldır mahkûm olan Kawamatsu'nun o olması mümkün değil anlayacağınız.
O değil de insanın üstü başı kirlenir, kıyafeti bozulur falan yav. Ütülü çıksaydın?
Çok farklı şekillerde çizilen Kappalar var. Daha önce de birkaçını göstermiştim. Dilerseniz kappa japanese falan yazarak envaiçeşit görsele bakabilirsiniz. Oda bu şekilde resmetmeyi düşünmüş. Bana kalırsa tasarım güzel. Akla şu arkadaş geliyor.
Şu tipin güzelliğine bakın.
Derken kustu adam. 13 yıldır tutuyormuş. Hak vermek lazım.
Bu goygoy sırasında Babanuki veba mermilerini hazırlamaları için emir veriyor ama bizi ilgilendiren daha mühim bir şey var:
Mükemmel.
Kiku Luffy'den uzaklaşın der demez adamlar bırakıyor şak diye.
Demeyeyim demeyeyim diyorum da ikide bir karşıma çıkıyor lavuk. Bildiğin Coby la.
Daha dün Raizo'nun kafasına taktığı şey ne diye soruluyordu. Bugün Hyogoro başkan handkerchief dedi. Handkerchief aslında fular ve bandananın bir türü olarak geçiyor. Yani bir nevi doğru söylemişiz.
Hyo başkan herkese gerçek hâlinizi gösterin diyor. Raizo o kadar gizlenmişti ki kimsenin anlamasına imkân yoktu zaten. Ne değişti acaba. Kiku ise bir tür maske takıyor. Bu maskeyi açıklamama gerek var mı bilmiyorum? Maske işte. Mitolojik ögeleri, hikâyeleri, bunları simgeleyen maskeleri vesaire çok var. Bir tanesini anlatmaya kalksam pek çok yere dokunmam gerekebilir.
Son sayfa bana şunu hatırlattı. Öyle yekten hatırlatmadı tabii. Bu sabah bölüm çıkmadan önce biraz eski bölümlere bakayım dedim, oradan hatırlattı.
Zoro'nun "kadın" demesi, Kiku'nun "sessha" yani erkek samuraylar tarafından kullanılan bir kelimeyi kullanması ve Luffy'nin soru işareti.
Bir seesha daha.
Zoro'nun hadi la tepkisinden sonra Kiku'nun ağzı. <3
Bu da Zoro'nun bir şey saklıyorsun demesi.
İlk başta anlamamış olsa dahi giderek anladığına dair şeyler çizmiş Oda. Peki biz başka ne tür şeylerle anlayabilirdik ya da anladık?
Normalde sapık olan Kin'emon'un Kiku'ya hiç pas vermemesi.
Nine Red Scabbards'ın Japonca'da Akazaya Ku-nin Otoko olması. Otoko bazılarınızın bildiği üzere erkek demek. Bu arada "Onna bugeisha" denilen kadın samuraylar da yok değil tarihte.
Son sayfada Hyo başkan "Biz onlar için hayaletten farksızız diyor. Der tabii. Bakınız:
Ahali maskeyi tanıyor. Kikunojo Wano'nun en güzel kılıç ustasıymış. Kiku diyor ki benim kalphim kadın. Yani erkek bedeninde doğmuş olsa dahi kadın hissediyor. Oluyor böyle şeyler. Bazı cahil arkadaşlar bilmese de. :/
Raizo başkan Fukurokuju'nun en büyük rakibiymiş. Demek ki Raizo ninja konusunda başa oynuyor, güzel.
Kawamatsu için "Yokozuna" unvanı bir nevi bir kez daha tekrarlanıyor ve ülkenin en güçlü sumo güreşçisi olduğu söyleniyor. Güzel.
Luffy'ye dair de bir şey söyleniyor lakin kimsenin DOĞAL OLARAK Chopper'ı salladığı yok.
Şimdi burada yaptıkları karmaşa, kendilerini ifşa edişleri gibi mevzuların üstesinden gelmek istiyorlarsa dışarıya bilgi sızdırmadan tek celsede bu işe son vermeleri gerekiyor. Herkesi paket etmeliler yani. Ulan daha kaç gün var, yaptığınız işlere bak. :/ Oda gaza gelme Odaaa.
Bölüm Sonu Eğlencesi
Sanji.
Kiku'nun kadın olmadığını öğrenince Urashima.
Bölüm Sonu Okuyucular
Haftaya da bölüm yokmuş zaten. İyi bakın kendinize efendiler.
Dergi kapağında bizimkilerin yarısı var. Hemen Robin'in kafasının üzerinde Boichi, yani Dr. Stone'un mangakasının çizgdiği Zoro'yu görüyoruz. Zoro'nun kafasının üzerinde bizim tayfanın Wano'daki karakterlerine dair bilgiler var muhtemelen. Onun da üzerinde figür var. Japoncam olmadığı için bu kadarla bırakayım.
Bu hafta renkli çizim olarak neyin kafası yaşanmış bilemedim. Franky bizimkilerden bağımsız kola içiyor. Etraf envaiçeşit küçük balıklarla dolu. Franky'nin sol omzunda 37 * BF var ama normalde BF * 37 olması lazım. Brook suya hiç temas etmeyerek akıllılık etmiş, üzerinde MUZ yazan bir tişörtle balıktan gitarını öttürüyor. Tel sayısı endişe verici. Nami porno sektörüne adım atmaya devam ediyor diyeceğim de ondan beter Luffy var. Luffy temsili:
Chopper'ın bir kısmı suda ama hadi bir şey demeyelim. Hadi su etkilemiyorum diyelim. Zoro'nun keyfi yerinde, meditasyon yapıyor herhâlde. Balıklar Sanji'yi pek bir sevmişler. Ne bu Stockholm Sendromu mu? En sağda pornomuzun başrol oyuncusu olan muzun dublörlerini görüyoruz. Görüldüğü üzere bir muz koparılmış. Bu arada tepesini kırmazsanız daha uzun süre dayanır muz. Hadi bakalım. Usopp'a söyleyecek söz bulamıyorum açıkçası. Adam Sanji'ye balıklama dalıyor gibi duruyor. Amaç? Luffy'yi kendi hâline bırakalım. Kendi benliğiyle.
Evet, bir ton bomboş konuşmanın ardından bölüme geçeyim. Chopper On Board minna!
Her biri hastalıklı mermilerden kaçmayı başardığı için Daifugo mahkûmlara nişan alıyor. Luffy'nin de belirttiği üzere hâlihazırda zayıf olan bu insanlar bir de virüsle yıkanmış oluyorlar. Tabii mermi mermidir. Luffy ve Chopper Tsubasa'ya selam çakarcasına birlikte bir saldırı yapıyor. İki sayfa bitti bile.
Kiku'nun sahnesinde şöyle bir şeyler var, artık neyse:
Sumoda kazanmak için kullanabileceğiniz 82 teknikten biri olan Yorikiri, saldırıya geçen tarafın rakibini mawashi adı verilen kemerinden tutup ringin dışına ittirmeye çalışmasıdır. Oppan Kappa Style.
Raizo Shuriken fırlatırken biz de ne olduğuna bakalım. Ninjalar tarafından sıklıkla kullanıldığı görülen ve bilinen Shuriken'in kelime anlamı el içinde gizli bıçaktır. Ortasında açılan delikler ya da takılan ağırlıkların amacı havada yay çizmesini engellemektir. Dönerek gitmesi sebebiyle yalnızca saplanma değil aynı zamanda kesme işlevini de görür. İnsanlar saplanması sebebiyle felç eden ya da enfeksiyon bulaştıran zehirlere batırılıp kullanılan shuriken ateşli silahların kullanılmasıyla birlikte kullanılmamaya başlanmış.
Raizo, kendi bakış açısına göre Luffy'nin arkadaşları olan Kid ve Killer'a anahtarları veriyor. Anahtarlardan bir tanesi kelepçeleri için işe yarayacakmış. Kid karalar bağlamış, Killer Fa-Fa-Fa diye gülmeye devam. Kid'e üzüldüm açıkçası. Dilini yutmuş sanki. Bu adam Queen'in yolunu yordamını diyor, başka da bir şey demiyorum. Queen'in rakibi belli hacı-dayılar.
Allah'ın kolsuzu! Neyse, üzüldüm canım, üzüldüm... Bu arada Kid ve Killer'ın böyle gariban bir şekilde içizilirken Luffy'nin masayı geçtim önüne gelen her yere vuruyor olması... Şeyi canım şeyi, hortumu. Uh-oh. Neyse, yeni bir kavgayı doğurur bunlar.
Mermilerin içinde bulunan virüs mahkûmların bedeninin ısınmasına neden oluyor. Bu virüs dokunmayla da bulaştığı için oldukça tehlikeli. Yalnız burada manasız bir nokta var. Mahkûmlara hastalık bulaştırmak kendilerine de zarar? Bu insanlar ölürse işleri sekteye uğramayacak mı? Meh. Belki panzehirleri vardır. Öyle bir virüsmüş ki bu yüksek ateşe tepki olarak dayanılmaz bir ağrı da veriyormup. İnsanların iç dünyalarında neler oluyorsa artık kan fışkırıyormuş dışarıya. Belli ki ağız ve burunlarından. Diğer yerlerden de fırlıyor olmasını beklerdim gerçi.
Spoiler'da bu virüsün adının Zombi olduğunu duymuştuk ama Jaiminis Mumya olarak çevirmiş. Adında Japonca bir kelime oyunu yoksa çok da mühim değil. Zombi-mumyaya dönüşmüş olan arkadaşlardan bir tanesinin omzundaki dövmeyi beğendim, gözünüzden kaçtıysa diye iliştiriyorum buraya. Şu insanların geldikleri hâle bakın yav. Bu arada dövmelinin ardındaki de Oturmayan Boğaymış.
Hâlâ kendilerinde olan mahkûmlar Luffy'lere burayı terk etmelerini, onların gelmemesi hâlinde başlarına da bunların gelmemiş olacaklarını söylüyor. Öyle ki 9 Kından biri olsalar dahi Kaido'yu yenemeyeceklerini söylüyorlar. Dolayısıyla saz arkadaşlarını da.
Bunlar saydırmaya devam ederken Luffy bir tanesinin ağzını tutuyor, Kiku aman efendi ne yapıyorsnu diye sorsa da Luffy o Yeşilçamvari bakışlarıyla pozunu kesip her birine sarılıyor. Koca yürekli Luffy be.
Hastalık etkisini gösterse de Luffy bir etkisinin olmadığını söylüyor. Kardeşim burnun öyle demiyor ama sen bilirsin. Chopper da etkisini onaylıyor gerçi de gözümüz de var şükür ki.
Luffy'den severim de döverim de şov:
BÖLÜMDE ANALİZ EDEBİLECEĞİM HİÇBİR ŞEY YOK BU NE? Resmen Ekşi'deymişim de biri bana özet geç diyor gibi hissediyorum.
Neyse. Bu kardeşlerimizin, Luffy'ler gelmese devam edeceği, sözde güllük gülistanlık olan hayat Luffy'nin de söylediği gibi boktan.
Luffy bir konuşma ve konuşmasını destekleyen hareketleriyle gönüllere taht kurarken Tama ve Momo'yu görüyoruz. Momo hâlâ ejderha formunda.
Luffy'nin insanlık dersi verdiği bir başka sayfa.
Udon uzaktan pastaya benziyor.
Luffy Tama'ya verdiği sözden bahsederken biz hiç hatırlamıyormuşuz gibi Oda da sözü gösteriyor tekrardan. Oden'in de bahsi geçiyor. Oh oh oh. Bunlarla cehenneme bile gidersin bu saatten sonra la.
Hyo başkanın da söylediği gibi Luffy tam bir liderlik örneği gösterip kontrolü eline aldı.
Şimdi sizlere liderlik türlerinden bahsedeceğ- Yok daha neler.
Babanuki olayın gidişatının hiç de iyi olmadığını fark edip üzerinde 200 yazan bir mermiyi sahaya sürüyor. 200'den de anlaşılacağı üzere bir merminin 200 katı etkisi var.
Kawamatsu'nun bombaya dair verdiği habere tepki olarak bunu yapmaması gerektiği dilleniyor. Daha önce kullanılmış denilebilir. Gerçi söyleyen de adamları olduğu için denilmeyebilir de. Bizim Babafilgo hapşuracak gibi duruyor tam olarak. Ah canım benim. Yazık olacak sana.
Luffy sahne alıyor ve tehlikeli bir gelecek gördüğünü söylerken Babafilgo'nun hortumunun ucunu bağlıyor. Sonrası klasik:
Bomba Babafilgo'nun içinde patlıyor. Babafilgo da Babanuki de iptal. Burada Kawamatsu şu yorumu yapıyor: Ne kadar da güvenilir bir adam!!! Kawamatsu cepte.
Bu işlemi bitiren Luffy bir parmak işaretiyle diyor ki mahkûmlara: Kalanını size bırakıyorum. Böylelikle düşmanın bilgisi olmadan Udon tamamıyla ele geçiriliyor. Hyo başkan Kin'emon'un çok güçlü bir müttefik getirdiğini dile getiriyor. Editör ise Adamların arasında bir adam demiş. Ne diyo'n değişik?
Nihai dövüşten önce geriye 8 gün kaldı. 933. bölümün sonundaysa 9 gün kalmıştı. Hızlı bir aritmetikle sonuca varalım.
949-934+1=16. Neden 934? Çünkü matematik bunu gerektirir. Özel ders verilir gençler.
933. bölümde Kamuran kesilmiş, başkent geride bırakılmış, konu ve BM Udon'a yönelmişti. Şİmdi de umarım bir başka yere yönelir de artık başka şeyler görürüz.
Udon'un nihayet sona ermesi, Kid ve Killer'ın serbest kalması, Udon'un ele geçirilmesi, Luffy'nin adamlık dersleri falan derken uzun ve sancılı bir sürecin daha sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Muhtemelen bu bölümlerin etkisi büyük olacak ve gerekliliği de ileride anlaşılacak ama yine de beklenenden yavaş ilerlediği için sövgülere de katlanacak.
Analiz demeye bin şahit bu yazıyı okuyan herkesten özür diliyorum.
Bu hafta renkli çizim olarak neyin kafası yaşanmış bilemedim. Franky bizimkilerden bağımsız kola içiyor. Etraf envaiçeşit küçük balıklarla dolu. Franky'nin sol omzunda 37 * BF var ama normalde BF * 37 olması lazım. Brook suya hiç temas etmeyerek akıllılık etmiş, üzerinde MUZ yazan bir tişörtle balıktan gitarını öttürüyor. Tel sayısı endişe verici. Nami porno sektörüne adım atmaya devam ediyor diyeceğim de ondan beter Luffy var. Luffy temsili:
Chopper'ın bir kısmı suda ama hadi bir şey demeyelim. Hadi su etkilemiyorum diyelim. Zoro'nun keyfi yerinde, meditasyon yapıyor herhâlde. Balıklar Sanji'yi pek bir sevmişler. Ne bu Stockholm Sendromu mu? En sağda pornomuzun başrol oyuncusu olan muzun dublörlerini görüyoruz. Görüldüğü üzere bir muz koparılmış. Bu arada tepesini kırmazsanız daha uzun süre dayanır muz. Hadi bakalım. Usopp'a söyleyecek söz bulamıyorum açıkçası. Adam Sanji'ye balıklama dalıyor gibi duruyor. Amaç? Luffy'yi kendi hâline bırakalım. Kendi benliğiyle.
Evet, bir ton bomboş konuşmanın ardından bölüme geçeyim. Chopper On Board minna!
Her biri hastalıklı mermilerden kaçmayı başardığı için Daifugo mahkûmlara nişan alıyor. Luffy'nin de belirttiği üzere hâlihazırda zayıf olan bu insanlar bir de virüsle yıkanmış oluyorlar. Tabii mermi mermidir. Luffy ve Chopper Tsubasa'ya selam çakarcasına birlikte bir saldırı yapıyor. İki sayfa bitti bile.
Kiku'nun sahnesinde şöyle bir şeyler var, artık neyse:
Sumoda kazanmak için kullanabileceğiniz 82 teknikten biri olan Yorikiri, saldırıya geçen tarafın rakibini mawashi adı verilen kemerinden tutup ringin dışına ittirmeye çalışmasıdır. Oppan Kappa Style.
Raizo Shuriken fırlatırken biz de ne olduğuna bakalım. Ninjalar tarafından sıklıkla kullanıldığı görülen ve bilinen Shuriken'in kelime anlamı el içinde gizli bıçaktır. Ortasında açılan delikler ya da takılan ağırlıkların amacı havada yay çizmesini engellemektir. Dönerek gitmesi sebebiyle yalnızca saplanma değil aynı zamanda kesme işlevini de görür. İnsanlar saplanması sebebiyle felç eden ya da enfeksiyon bulaştıran zehirlere batırılıp kullanılan shuriken ateşli silahların kullanılmasıyla birlikte kullanılmamaya başlanmış.
Raizo, kendi bakış açısına göre Luffy'nin arkadaşları olan Kid ve Killer'a anahtarları veriyor. Anahtarlardan bir tanesi kelepçeleri için işe yarayacakmış. Kid karalar bağlamış, Killer Fa-Fa-Fa diye gülmeye devam. Kid'e üzüldüm açıkçası. Dilini yutmuş sanki. Bu adam Queen'in yolunu yordamını diyor, başka da bir şey demiyorum. Queen'in rakibi belli hacı-dayılar.
Allah'ın kolsuzu! Neyse, üzüldüm canım, üzüldüm... Bu arada Kid ve Killer'ın böyle gariban bir şekilde içizilirken Luffy'nin masayı geçtim önüne gelen her yere vuruyor olması... Şeyi canım şeyi, hortumu. Uh-oh. Neyse, yeni bir kavgayı doğurur bunlar.
Mermilerin içinde bulunan virüs mahkûmların bedeninin ısınmasına neden oluyor. Bu virüs dokunmayla da bulaştığı için oldukça tehlikeli. Yalnız burada manasız bir nokta var. Mahkûmlara hastalık bulaştırmak kendilerine de zarar? Bu insanlar ölürse işleri sekteye uğramayacak mı? Meh. Belki panzehirleri vardır. Öyle bir virüsmüş ki bu yüksek ateşe tepki olarak dayanılmaz bir ağrı da veriyormup. İnsanların iç dünyalarında neler oluyorsa artık kan fışkırıyormuş dışarıya. Belli ki ağız ve burunlarından. Diğer yerlerden de fırlıyor olmasını beklerdim gerçi.
Spoiler'da bu virüsün adının Zombi olduğunu duymuştuk ama Jaiminis Mumya olarak çevirmiş. Adında Japonca bir kelime oyunu yoksa çok da mühim değil. Zombi-mumyaya dönüşmüş olan arkadaşlardan bir tanesinin omzundaki dövmeyi beğendim, gözünüzden kaçtıysa diye iliştiriyorum buraya. Şu insanların geldikleri hâle bakın yav. Bu arada dövmelinin ardındaki de Oturmayan Boğaymış.
Hâlâ kendilerinde olan mahkûmlar Luffy'lere burayı terk etmelerini, onların gelmemesi hâlinde başlarına da bunların gelmemiş olacaklarını söylüyor. Öyle ki 9 Kından biri olsalar dahi Kaido'yu yenemeyeceklerini söylüyorlar. Dolayısıyla saz arkadaşlarını da.
Bunlar saydırmaya devam ederken Luffy bir tanesinin ağzını tutuyor, Kiku aman efendi ne yapıyorsnu diye sorsa da Luffy o Yeşilçamvari bakışlarıyla pozunu kesip her birine sarılıyor. Koca yürekli Luffy be.
Hastalık etkisini gösterse de Luffy bir etkisinin olmadığını söylüyor. Kardeşim burnun öyle demiyor ama sen bilirsin. Chopper da etkisini onaylıyor gerçi de gözümüz de var şükür ki.
Luffy'den severim de döverim de şov:
BÖLÜMDE ANALİZ EDEBİLECEĞİM HİÇBİR ŞEY YOK BU NE? Resmen Ekşi'deymişim de biri bana özet geç diyor gibi hissediyorum.
Neyse. Bu kardeşlerimizin, Luffy'ler gelmese devam edeceği, sözde güllük gülistanlık olan hayat Luffy'nin de söylediği gibi boktan.
Luffy bir konuşma ve konuşmasını destekleyen hareketleriyle gönüllere taht kurarken Tama ve Momo'yu görüyoruz. Momo hâlâ ejderha formunda.
Luffy'nin insanlık dersi verdiği bir başka sayfa.
Udon uzaktan pastaya benziyor.
Luffy Tama'ya verdiği sözden bahsederken biz hiç hatırlamıyormuşuz gibi Oda da sözü gösteriyor tekrardan. Oden'in de bahsi geçiyor. Oh oh oh. Bunlarla cehenneme bile gidersin bu saatten sonra la.
Hyo başkanın da söylediği gibi Luffy tam bir liderlik örneği gösterip kontrolü eline aldı.
Şimdi sizlere liderlik türlerinden bahsedeceğ- Yok daha neler.
Babanuki olayın gidişatının hiç de iyi olmadığını fark edip üzerinde 200 yazan bir mermiyi sahaya sürüyor. 200'den de anlaşılacağı üzere bir merminin 200 katı etkisi var.
Kawamatsu'nun bombaya dair verdiği habere tepki olarak bunu yapmaması gerektiği dilleniyor. Daha önce kullanılmış denilebilir. Gerçi söyleyen de adamları olduğu için denilmeyebilir de. Bizim Babafilgo hapşuracak gibi duruyor tam olarak. Ah canım benim. Yazık olacak sana.
Luffy sahne alıyor ve tehlikeli bir gelecek gördüğünü söylerken Babafilgo'nun hortumunun ucunu bağlıyor. Sonrası klasik:
Bomba Babafilgo'nun içinde patlıyor. Babafilgo da Babanuki de iptal. Burada Kawamatsu şu yorumu yapıyor: Ne kadar da güvenilir bir adam!!! Kawamatsu cepte.
Bu işlemi bitiren Luffy bir parmak işaretiyle diyor ki mahkûmlara: Kalanını size bırakıyorum. Böylelikle düşmanın bilgisi olmadan Udon tamamıyla ele geçiriliyor. Hyo başkan Kin'emon'un çok güçlü bir müttefik getirdiğini dile getiriyor. Editör ise Adamların arasında bir adam demiş. Ne diyo'n değişik?
Nihai dövüşten önce geriye 8 gün kaldı. 933. bölümün sonundaysa 9 gün kalmıştı. Hızlı bir aritmetikle sonuca varalım.
949-934+1=16. Neden 934? Çünkü matematik bunu gerektirir. Özel ders verilir gençler.
933. bölümde Kamuran kesilmiş, başkent geride bırakılmış, konu ve BM Udon'a yönelmişti. Şİmdi de umarım bir başka yere yönelir de artık başka şeyler görürüz.
Udon'un nihayet sona ermesi, Kid ve Killer'ın serbest kalması, Udon'un ele geçirilmesi, Luffy'nin adamlık dersleri falan derken uzun ve sancılı bir sürecin daha sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Muhtemelen bu bölümlerin etkisi büyük olacak ve gerekliliği de ileride anlaşılacak ama yine de beklenenden yavaş ilerlediği için sövgülere de katlanacak.
Analiz demeye bin şahit bu yazıyı okuyan herkesten özür diliyorum.
Birçok kişinin beklediğinin aksine bu sayıda bir önceki sayının karşı tarafında duran kişiler bizim tayfa değil Lucci, Hancock, Sabo ve Law olmuş. İyi de niye? Muhtemelen filmde bunlar bunlar da var diyorlar.
Sağ tarafta yine One Piece'e dair bir şey görüyoruz. Dergi herhâlde. 2 Ağustos'ta mı çıkıyor diyor bir şey diyor. Ulan hiç anlamıyorum be Japoncadan. Bir tane de kadın var ama kimse artık. Solda da bir şeyler yazıyor, müthiş analiz değil mi? Bir şeyler yoksa bile bir şeyler var demek içindi tüm bunlar.
Bölüme bakalım. Kapak hikâyesi devam ediyor. Chiffon Lola'yı görmek istiyormuş. Bege, aynı kıyafetleriyle beraber takılıyor ve Chiffon'un Lola'yı görme isteğine karşı tepkili. Babasının asabileşmesine ve purosundan çıkan dumanına karşı sessiz kalamayan Pez de ellerini sallıyor ve eğleniyor. Arka tarafta adını bilmediğimiz bir şahıs, sağ bölümdeyse Vito ve Gotti var. Kıyafetlerini değiştirmemiş olmaları güzel. Nereden bulsunlar 25 numaralı Tarte gemisinde kıyafeti? Bu durumda ya bir süre geçmiş ama bir yere uğramamışlar ya da tam kaçışlarının sonrasını anlatıyor. Başarılı bir kaçış olan bir önceki bölüm adına bakacak olursak muhtemelen hemen sonrasını anlatıyor. Soldaki görsel 900. bölümden bu arada.
Askerlerin Rüyası olan bölüme başlayalım. Kid'in celallenmesi ve Luffy'nin sözlerini hatırlamasıyla başlıyor bölüm. Kid Killer için olan üzüntüsünü ve bunu ona yapanlara karşı olan öfkesini ortaya koyuyor. Etraftan topladığı ıvır zıvırla birlikte kocaman bir el yapıyor. Tabii bizler bu manzaraya aşinayız. Çektiği metallerden birinde şöyle bir yazı var. Neyse artık, Robin çözsün.
Şimdi size Kid'in çektiği her bir parçanın hangi bölümden olduğunu gösterece- Yok yok. Kim uğraşır la onunla? Para verseniz yapmam.
Yediği kazığı dile getiren Kid Luffy'yi ardında bırakıp, Killer'ı peşine koyup gidiyor. Şimdi onlar kendi hikâyesinin peşine düşecekler, arkadaşlarını bulacaklar ve bir şekilde bizimkilere yardımcı olacaklar. Kid giderken Luffy'nin yanında Chopper'ı görüyoruz. Ve bölüm "şu anki" zamana geçiş yapıyor.
Luffy'nin korsan olduğunu öğrenen mahkûmlar onlara dair kötü geçmişlerinden mütevellit korkuyorlar. Raizo'nun matematiğinin kötü olduğunu görüyoruz. Gökteki yıldız sayısından fazla korsan var ne demek la Allah'ın cahili? Sen ne anlarsın yıldızdan? Senin yıldız dediğin şey olsa olsa alıştırma olsun diye tavanına attığın shurikendir.
İnsanlar inançlarını yitiriyor ve dahası olayları da sorgulamaya başlıyor. Raizo'nun hâlihazırda yaşlı biri gibi durması ve bundan dolayı da belki de geçmişten geleceğe dahi gönderilmediğini sorgulayacak ve onların yalan söylediğini ima edecek kadar ileri gitmeleri de biraz öeh yani. Hadsizlik yapmayın lan. Neyse.
Hyo başkan da Luffy'ye nasıl düştüyse dilinden eksik etmiyor yiğidimizi.
Sahne de o tarafa geçiyor zaten. Luffy Tama'yı azarlıyor burası tehlikeli diye, Tama da taaa Wano'nun ilk bölümlerinden beri dediği üzere aniki diye hitap ediyor Luffy'ye. Hehey de hehey. Arka tarafta fabrikaların dumanı tütmeye devam ediyor. Bunlar kendi bulundukları bölümü alıp devamına dokunmamışlar herhâlde. Bre kardeşim bu ne kendine müslümanlık.
Tama Luffy'yi iyi gördüğü için mutlu, Momo, Tama'nın Luffy'yi iyi durumda gördüğü için kızgın, Chopper doktorluğundan gelen bir tedirginlikle bağrıyor. Luffy ise Eti Top Kek adasında olduğu gibi mahvolmuş, bir önceki bölümün adında da dediği gibi mumyaya dönmüş. Luffy bu hâldeyken diğer lavuklar ölmüyorsa bu zırvalığın daniskasıdır bu arada. Umarım vurulup ölen birilerine ya da bu duruma dair birkaç kelama rast geliriz.
Chopper okuyucunun ağzından çıkan ya da aklından geçen şeyleri dile getiriyor. Be Chopper'cım, kim yaptıkları hareketin sonucunu düşünüyor sanki? Sen de 3 ben diyeyim 5 kişi. Luffy epey acı içinde bu arada. Üzücü.
Momo Luffy'nin azmini överken Luffy tam tersine yerin dibine sokuyor onu. İyi diyor. Tama da hemen Momo'yu tutmuş kollarının altından. Yeni prenses belli oldu. Tabii Tama'nın sükûneti Momo'nun da ölüyazmaması için.
Neyse, akıllarına geliyor da Momo'yu askerlerin önüne koyuyorlar. Böylelikle Momo'nun yaşadığı ve 20 yıl öncekiyle aynı tipte olduğunu gören ahali birden imana geliyor.
Momo'ya göre ahali Momo'dan ziyade onun babasını görüyorlar. Aynı büyük adamın esintilerini görmek istiyorlar zira ancak ve ancak böyle kurtulabilirler.
Momo çıkışını yapadursun
Kawamatsu işlerine koşadursun (Kiminle iletişime geçedursun?)
Ben bir garip analizci
Kelimeleri yazadursun
Sahne Kuri'ye geçiyor. Kin'emon, Shutenmaru ve Inuarashi var. Bundan on yıl önce halk gaza gelip Onigashima'ya gitmiş zira yirmi yıl boyunca bekleme sabrını gösterememişler. Ee, 20 yıllık bir beklenti zor. Ashura ise diğerlerine karşı çıkmış ve Kin'emon'ların mutlaka geleceğini söylemiş. Onun inancı da duruyormuş yani, ilginç.
Bu arada mezarların dibinde kâh şişeler kâh yiyecekler var.
Orochi'ye biat etmeyi reddeden ahali açlıktan ölmenin eşiğine gelmiş. Kaido'nun ordusu başlangıçta kuyuyu yok etmiş, sonra da ekinleri yakmışlar. Shutenmaru ne kadar karşı çıksa da diğerleri öleceksek bari şerefimizle ölelim, samurayın da bir onuru var ulan diye gaza gelmişler.
Yelkenlerinde yerleri farklı olan çizgiler var, bazı gemide de yok. Gemiler de değişik ama basit. Neyse efendim.
Sunaçi diye yaptıkları çığırış ad ve unvanın bir kenara bırakılmasını anlatıyormuş. Sandman daha önce "Bushido, bir başka deyişle bir ölüm şekli." gibi bir cümlenin 18. yüzyılda yaşamış bir samuray tarafından yazılan kitapta geçtiğini söylemişti. Sunawachi kelimesinin bir kısaltması olan bu kelime "bir başka deyişle" anlamına gelen eski bir kelime aslında. Millet de cidden her şeyini ardında bırakıyor ve yola koyuluyor. Çoğu ölecek üstelik. Ne yapsınlar?
Ashura Douji onlarla birlikte gitmiyor ve arkalarından "Geri dönün!" diye bağırmaktan başka yapacak bir şeyi yok.
Wano'nun güzel zamanlarına dair birkaç kara görmek de güzel bu arada. Wano denizi yüzülebilirmiş en azından onu öğrendik. Oysa şimdi denize atladıkları yerlerde fabrikalar var belki de... Aynı yer mi tam emin değilim çünkü ama Oda efendi o yüzden çizmiş olabilir.
Hikâye bitiyor fakat karşılarında duran mezarların kasveti hâlâ üzerlerinde. Yoldaşları yatıyor orada ne de olsa. Ashura gelmelerinin yirmi yıl sürme sebebini merak ediyor ama gelen cevap ilginç. Bu durumda "20 yıl" muhabbetinin açıklamasını, belki de meyvenin en az yirmi yıl ileriye gönderebilme gibi bir muhabbetinin olmasıyla açıklayacaklar. Ama belki de dünya tarihini görmüş ve olması gerekenleri adım adım bilen birinin notlarına sahip oldukları için yapmışlardır.
Dünya ve hayat tekerrür edip duruyorsa birileri bir şeylerin rotasını biliyor olabilir ne de olsa. Hoş neye yarar ya. Neyse.
Shutenmaru savaşa katılmaya ikna olmuş belli ki. Milleti de celaallendiriyor. Vaktinde Kin'emon ile aynı yaştalarmış. Şimdi Kin'emon moruk diyor. Hayat işte. Etme bulma dünyası, ne oldum değil ne olacağı- He he.
Çiçek Başkentinin dışında bir ormana geçiyor sahne. Buraya Hakumai diyorlar. Zoro önüne gelene tek atmakla meşgul belli ki. Fujin ve Hanzo perte çıkmış. Yalnız Hanzo'dan 2 tane mi var o ne öyle? Gerçi çok şişman duruyorlar ya, normal ninja da olabilirler. Tabii Hanzo'nun bölünme gibi bir tekniği falan yoksa.
Neyse Zoro etme dünya değil, kesme biçme dünyası mesajını verdikten sonra ormanın derinliklerindeki Enma Tapınağını görüyoruz. Bu arada bir iki tane daha ninja var. Demek ki bu Fujin midir nedir yanında birkaç çöple gelmiş. Hanzo'yu iptal edeyim. Zaten bu hâldeyken tekniği de çalışıyor olmazdı diyeceğim de bu Oda'dan her şey beklenir. Hanzo aslında bir kıyafetin içinde duran dört kişiymiş falan. Ulan Oda. Zoro'nun söylediğine bakılırsa 3-5 tane ninjadan fazlası gelmiş de olabilir.
Enma, eskiden Yenma adıyla biliniyormuş. Enma kim? Asya ve Budist mitolojisinde Cehennemin Kralı olarak da bilinen, dharmapala, yani öfkeli tanrı. Ölüleri yargılayıp Cehenneme, Araf'a falan gönderen, sistemin kölesi biriymiş işte. Zoro'nun böyle bir tanrının tapınağında ne işi var? Yoksa ölecek mi?
Zoro'nun şimdiki amacı kıvırtık Kamuran'ı korumaya devam etmek ve kılıcını geri almak. Bundan dolayı da yolculuk kılıcını kaybettiği yere olacak. Ringo'nun Oihagi köprüsü seni bekler Zoro efendi. Yasu'nun intikamıyla yanıp tutuşan Zoro, kılıcının yokluğuyla büyük bir boşluk içindedir. Oroçi'yi öldüren kim olacaktır? PSİKOLOJİK GERGİNLİK!!!!
Pardon kendimi editör sandım.
Başkentte yakalanmış bir Law görüyoruz. Hawkins niyeyse Drake'e tuhaf davranıyorsun diyor. olası Law - Drake ittifağına selam çakmak isteyen Oda'yı es geçelim. Vakti gelirse konuşuruz. Law'ın kaçışında parmağı olabilir gerçi. Neden olmasın? Law'dan Hasırşapkalara ve onunla birlikte yaptıkları planlara dair bilgi alma peşindeler ama Law başkandan tek kelime alamazlar. Law'ın tipine baksanıza zaten, yüzyıllardır bu anı bekliyormuş gibi bir ifadeye bürünmüş yüzü. Be mübarek mazoşist misin?
Hayır, o... KORKUSUZ LAW!
Tamirat hâlâ devam ediyor bu arada.
Wano'nun denizi, ağaçları ve hatta eşekleri bile güzel:
Haydin görüşürük.
Bölüme bakalım. Kapak hikâyesi devam ediyor. Chiffon Lola'yı görmek istiyormuş. Bege, aynı kıyafetleriyle beraber takılıyor ve Chiffon'un Lola'yı görme isteğine karşı tepkili. Babasının asabileşmesine ve purosundan çıkan dumanına karşı sessiz kalamayan Pez de ellerini sallıyor ve eğleniyor. Arka tarafta adını bilmediğimiz bir şahıs, sağ bölümdeyse Vito ve Gotti var. Kıyafetlerini değiştirmemiş olmaları güzel. Nereden bulsunlar 25 numaralı Tarte gemisinde kıyafeti? Bu durumda ya bir süre geçmiş ama bir yere uğramamışlar ya da tam kaçışlarının sonrasını anlatıyor. Başarılı bir kaçış olan bir önceki bölüm adına bakacak olursak muhtemelen hemen sonrasını anlatıyor. Soldaki görsel 900. bölümden bu arada.
Askerlerin Rüyası olan bölüme başlayalım. Kid'in celallenmesi ve Luffy'nin sözlerini hatırlamasıyla başlıyor bölüm. Kid Killer için olan üzüntüsünü ve bunu ona yapanlara karşı olan öfkesini ortaya koyuyor. Etraftan topladığı ıvır zıvırla birlikte kocaman bir el yapıyor. Tabii bizler bu manzaraya aşinayız. Çektiği metallerden birinde şöyle bir yazı var. Neyse artık, Robin çözsün.
Şimdi size Kid'in çektiği her bir parçanın hangi bölümden olduğunu gösterece- Yok yok. Kim uğraşır la onunla? Para verseniz yapmam.
Yediği kazığı dile getiren Kid Luffy'yi ardında bırakıp, Killer'ı peşine koyup gidiyor. Şimdi onlar kendi hikâyesinin peşine düşecekler, arkadaşlarını bulacaklar ve bir şekilde bizimkilere yardımcı olacaklar. Kid giderken Luffy'nin yanında Chopper'ı görüyoruz. Ve bölüm "şu anki" zamana geçiş yapıyor.
Luffy'nin korsan olduğunu öğrenen mahkûmlar onlara dair kötü geçmişlerinden mütevellit korkuyorlar. Raizo'nun matematiğinin kötü olduğunu görüyoruz. Gökteki yıldız sayısından fazla korsan var ne demek la Allah'ın cahili? Sen ne anlarsın yıldızdan? Senin yıldız dediğin şey olsa olsa alıştırma olsun diye tavanına attığın shurikendir.
İnsanlar inançlarını yitiriyor ve dahası olayları da sorgulamaya başlıyor. Raizo'nun hâlihazırda yaşlı biri gibi durması ve bundan dolayı da belki de geçmişten geleceğe dahi gönderilmediğini sorgulayacak ve onların yalan söylediğini ima edecek kadar ileri gitmeleri de biraz öeh yani. Hadsizlik yapmayın lan. Neyse.
Hyo başkan da Luffy'ye nasıl düştüyse dilinden eksik etmiyor yiğidimizi.
Sahne de o tarafa geçiyor zaten. Luffy Tama'yı azarlıyor burası tehlikeli diye, Tama da taaa Wano'nun ilk bölümlerinden beri dediği üzere aniki diye hitap ediyor Luffy'ye. Hehey de hehey. Arka tarafta fabrikaların dumanı tütmeye devam ediyor. Bunlar kendi bulundukları bölümü alıp devamına dokunmamışlar herhâlde. Bre kardeşim bu ne kendine müslümanlık.
Tama Luffy'yi iyi gördüğü için mutlu, Momo, Tama'nın Luffy'yi iyi durumda gördüğü için kızgın, Chopper doktorluğundan gelen bir tedirginlikle bağrıyor. Luffy ise Eti Top Kek adasında olduğu gibi mahvolmuş, bir önceki bölümün adında da dediği gibi mumyaya dönmüş. Luffy bu hâldeyken diğer lavuklar ölmüyorsa bu zırvalığın daniskasıdır bu arada. Umarım vurulup ölen birilerine ya da bu duruma dair birkaç kelama rast geliriz.
Chopper okuyucunun ağzından çıkan ya da aklından geçen şeyleri dile getiriyor. Be Chopper'cım, kim yaptıkları hareketin sonucunu düşünüyor sanki? Sen de 3 ben diyeyim 5 kişi. Luffy epey acı içinde bu arada. Üzücü.
Momo Luffy'nin azmini överken Luffy tam tersine yerin dibine sokuyor onu. İyi diyor. Tama da hemen Momo'yu tutmuş kollarının altından. Yeni prenses belli oldu. Tabii Tama'nın sükûneti Momo'nun da ölüyazmaması için.
Neyse, akıllarına geliyor da Momo'yu askerlerin önüne koyuyorlar. Böylelikle Momo'nun yaşadığı ve 20 yıl öncekiyle aynı tipte olduğunu gören ahali birden imana geliyor.
Momo'ya göre ahali Momo'dan ziyade onun babasını görüyorlar. Aynı büyük adamın esintilerini görmek istiyorlar zira ancak ve ancak böyle kurtulabilirler.
Momo çıkışını yapadursun
Kawamatsu işlerine koşadursun (Kiminle iletişime geçedursun?)
Ben bir garip analizci
Kelimeleri yazadursun
Sahne Kuri'ye geçiyor. Kin'emon, Shutenmaru ve Inuarashi var. Bundan on yıl önce halk gaza gelip Onigashima'ya gitmiş zira yirmi yıl boyunca bekleme sabrını gösterememişler. Ee, 20 yıllık bir beklenti zor. Ashura ise diğerlerine karşı çıkmış ve Kin'emon'ların mutlaka geleceğini söylemiş. Onun inancı da duruyormuş yani, ilginç.
Bu arada mezarların dibinde kâh şişeler kâh yiyecekler var.
Orochi'ye biat etmeyi reddeden ahali açlıktan ölmenin eşiğine gelmiş. Kaido'nun ordusu başlangıçta kuyuyu yok etmiş, sonra da ekinleri yakmışlar. Shutenmaru ne kadar karşı çıksa da diğerleri öleceksek bari şerefimizle ölelim, samurayın da bir onuru var ulan diye gaza gelmişler.
Yelkenlerinde yerleri farklı olan çizgiler var, bazı gemide de yok. Gemiler de değişik ama basit. Neyse efendim.
Sunaçi diye yaptıkları çığırış ad ve unvanın bir kenara bırakılmasını anlatıyormuş. Sandman daha önce "Bushido, bir başka deyişle bir ölüm şekli." gibi bir cümlenin 18. yüzyılda yaşamış bir samuray tarafından yazılan kitapta geçtiğini söylemişti. Sunawachi kelimesinin bir kısaltması olan bu kelime "bir başka deyişle" anlamına gelen eski bir kelime aslında. Millet de cidden her şeyini ardında bırakıyor ve yola koyuluyor. Çoğu ölecek üstelik. Ne yapsınlar?
Ashura Douji onlarla birlikte gitmiyor ve arkalarından "Geri dönün!" diye bağırmaktan başka yapacak bir şeyi yok.
Wano'nun güzel zamanlarına dair birkaç kara görmek de güzel bu arada. Wano denizi yüzülebilirmiş en azından onu öğrendik. Oysa şimdi denize atladıkları yerlerde fabrikalar var belki de... Aynı yer mi tam emin değilim çünkü ama Oda efendi o yüzden çizmiş olabilir.
Hikâye bitiyor fakat karşılarında duran mezarların kasveti hâlâ üzerlerinde. Yoldaşları yatıyor orada ne de olsa. Ashura gelmelerinin yirmi yıl sürme sebebini merak ediyor ama gelen cevap ilginç. Bu durumda "20 yıl" muhabbetinin açıklamasını, belki de meyvenin en az yirmi yıl ileriye gönderebilme gibi bir muhabbetinin olmasıyla açıklayacaklar. Ama belki de dünya tarihini görmüş ve olması gerekenleri adım adım bilen birinin notlarına sahip oldukları için yapmışlardır.
Dünya ve hayat tekerrür edip duruyorsa birileri bir şeylerin rotasını biliyor olabilir ne de olsa. Hoş neye yarar ya. Neyse.
Shutenmaru savaşa katılmaya ikna olmuş belli ki. Milleti de celaallendiriyor. Vaktinde Kin'emon ile aynı yaştalarmış. Şimdi Kin'emon moruk diyor. Hayat işte. Etme bulma dünyası, ne oldum değil ne olacağı- He he.
Çiçek Başkentinin dışında bir ormana geçiyor sahne. Buraya Hakumai diyorlar. Zoro önüne gelene tek atmakla meşgul belli ki. Fujin ve Hanzo perte çıkmış. Yalnız Hanzo'dan 2 tane mi var o ne öyle? Gerçi çok şişman duruyorlar ya, normal ninja da olabilirler. Tabii Hanzo'nun bölünme gibi bir tekniği falan yoksa.
Neyse Zoro etme dünya değil, kesme biçme dünyası mesajını verdikten sonra ormanın derinliklerindeki Enma Tapınağını görüyoruz. Bu arada bir iki tane daha ninja var. Demek ki bu Fujin midir nedir yanında birkaç çöple gelmiş. Hanzo'yu iptal edeyim. Zaten bu hâldeyken tekniği de çalışıyor olmazdı diyeceğim de bu Oda'dan her şey beklenir. Hanzo aslında bir kıyafetin içinde duran dört kişiymiş falan. Ulan Oda. Zoro'nun söylediğine bakılırsa 3-5 tane ninjadan fazlası gelmiş de olabilir.
Enma, eskiden Yenma adıyla biliniyormuş. Enma kim? Asya ve Budist mitolojisinde Cehennemin Kralı olarak da bilinen, dharmapala, yani öfkeli tanrı. Ölüleri yargılayıp Cehenneme, Araf'a falan gönderen, sistemin kölesi biriymiş işte. Zoro'nun böyle bir tanrının tapınağında ne işi var? Yoksa ölecek mi?
Zoro'nun şimdiki amacı kıvırtık Kamuran'ı korumaya devam etmek ve kılıcını geri almak. Bundan dolayı da yolculuk kılıcını kaybettiği yere olacak. Ringo'nun Oihagi köprüsü seni bekler Zoro efendi. Yasu'nun intikamıyla yanıp tutuşan Zoro, kılıcının yokluğuyla büyük bir boşluk içindedir. Oroçi'yi öldüren kim olacaktır? PSİKOLOJİK GERGİNLİK!!!!
Pardon kendimi editör sandım.
Başkentte yakalanmış bir Law görüyoruz. Hawkins niyeyse Drake'e tuhaf davranıyorsun diyor. olası Law - Drake ittifağına selam çakmak isteyen Oda'yı es geçelim. Vakti gelirse konuşuruz. Law'ın kaçışında parmağı olabilir gerçi. Neden olmasın? Law'dan Hasırşapkalara ve onunla birlikte yaptıkları planlara dair bilgi alma peşindeler ama Law başkandan tek kelime alamazlar. Law'ın tipine baksanıza zaten, yüzyıllardır bu anı bekliyormuş gibi bir ifadeye bürünmüş yüzü. Be mübarek mazoşist misin?
Hayır, o... KORKUSUZ LAW!
Tamirat hâlâ devam ediyor bu arada.
Wano'nun denizi, ağaçları ve hatta eşekleri bile güzel:
Haydin görüşürük.
Moderatör tarafında düzenlendi: