Eleştiriye açık mısın bilmiyorum yada üzerinde güzelce konuşulması için mi paylaşıyorsun bunları onu da bilmiyorum. Sanmıyorum da. Ama görünce okuyayım dedi.
Yazdığın yazılar sana ait dünyadan, dilin, betimlemelerin fena değil hatta iyidir belki (bu noktada ben mihenk taşı değilim) ama söylediğin şeyler anlattığın detaylar bir şeyleri anlatmıyorsa genel itibari ile birbirine ve standardına uygun şeyler olmalı. Yazdığın şeyler okuyucuların zihninde belli bir takım şeyler oluşturur. Bunu oluşturan senin yazdıkların. Ama zihnimde oluşan şeylerde çelişkiler oluyor.
Dilde argoya bir ön yargım yok ama karakterini oluşturmadığın, henüz okuyucunun ilk defa rastladığı bir adamın başkası (yazar) gözünden tanıtımı esnasında daha sonra devamı gelmeyen yada yazının tamamına yansımayan bir argo kullanman gözüme çarpan bir çıkıntı oldu.
Birde her yazı senin anlatmak istediğin bir şeye sahip olur. Neticede yazar duygularını ve kafasındakileri kağıda döküyordur. Elbette hiçbir şey anlatmayan yazılar da vardır ancak onlarda hiçliğe, anlamsızlığa, çaresizliğe işaret eder. Ben yazılarında nereye gittiğimi, ne bulacağımı çıkaramadım.
Yukarıda bir parantez içinde belirttiğim gibi ben bir "şey" değilim. Söylediklerime itibar etmek zorunda değilsin, hak vermeyebiliirsin. Sana ne oluyor kardeşim durumuna girmeyelim. Neticede bu öznel bir durumdur bir yanıyla. Eğer yazma alışkanlığın varsa sakın bırakma. Verdiğin linkin ilk sayfasındaki ilk üç yazıyı okudum. Belki yazdıkların daha uzun bir hikayeden kesitse bazı eleştirilerimi bu durum havada bırakabilir. Benim kendimce düşüncelerim bunlar. Eline, emeğine sağlık.