Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Tartışma] İnsan Beyni Daha Çok Gelişirse Ne Olur?

Bence soru şu: Odaklandığımız veya yapmakta olduğumuz işe göre beynimizin ilgili yeri daha aktif çalışıyorsa. Eğer beynimizin tüm işlev gücünü belirli bir amaç doğrultusunda kullanabilseydik ne gibi sonuçlara ulaşabilirdik?

Basitçe bir örnekle olayı hayal etmeye çalışayım;

Büyük bir şirketteki milyonlarca bilgisayarını asıl işlerinden alı konularak sadece 100 bilgisayarın işini yapmaya zorlandığını düşünelim. 100 bilgisayar işini çok daha iyi ve hızlı yapacaktır. Ancak diğer bilgisayarların yapması gereken işlerde aksaklık olacağından şirket genel hizmetini veremeyecektir. Uyku modunda daha ihtiyaç halinde çalıştırılmak üzere bekletilen bilgisayarları dahi kullansak acil bir ihtiyaçta o bilgisayarların görevinde problemler yaşanacaktır. Ama soruya cevap verebilmek için biz bu dengeyi de koruyabildiğimizi ve böyle bir dengenin mümkün olduğunu varsayacağız.

Beynimizde böyle bir hakimiyetimizin olabileceğini varsayarsak; muhtemelen odaklandığımız şey dışında problemler yaşardık. Tamamen atıyorum zihinsel bir problemi çözmek için o anda geçici olarak yürüme, konuşma veya duygu yetilerimizde aksaklık olacaktı.

Peki bu geçici aksaklıkları göz alarak neleri başarabilirdik?

İşte bence tartışmamız gereken nokta bu böyle bir hakimiyetimiz olması durumunda ve kendimize kalıcı hasar vermemenin dengesini bilip bu sınıra uygun olarak beynimizin tüm aktifliğini spesifik bir alana uyarlayabildiğimizi var saydığımızda bu gücümüzle neleri başarabilirdik? Bence yine sınırlarımız olurdu ama ne olurdu ne olmazdı o konuda çok fikir üretemiyorum. Bu konuda fikirlerinizi belirtirseniz okumaktan zevk alacağımı düşünüyorum.
 
Bence soru şu: Odaklandığımız veya yapmakta olduğumuz işe göre beynimizin ilgili yeri daha aktif çalışıyorsa. Eğer beynimizin tüm işlev gücünü belirli bir amaç doğrultusunda kullanabilseydik ne gibi sonuçlara ulaşabilirdik?

Basitçe bir örnekle olayı hayal etmeye çalışayım;

Büyük bir şirketteki milyonlarca bilgisayarını asıl işlerinden alı konularak sadece 100 bilgisayarın işini yapmaya zorlandığını düşünelim. 100 bilgisayar işini çok daha iyi ve hızlı yapacaktır. Ancak diğer bilgisayarların yapması gereken işlerde aksaklık olacağından şirket genel hizmetini veremeyecektir. Uyku modunda daha ihtiyaç halinde çalıştırılmak üzere bekletilen bilgisayarları dahi kullansak acil bir ihtiyaçta o bilgisayarların görevinde problemler yaşanacaktır. Ama soruya cevap verebilmek için biz bu dengeyi de koruyabildiğimizi ve böyle bir dengenin mümkün olduğunu varsayacağız.

Beynimizde böyle bir hakimiyetimizin olabileceğini varsayarsak; muhtemelen odaklandığımız şey dışında problemler yaşardık. Tamamen atıyorum zihinsel bir problemi çözmek için o anda geçici olarak yürüme, konuşma veya duygu yetilerimizde aksaklık olacaktı.

Peki bu geçici aksaklıkları göz alarak neleri başarabilirdik?

İşte bence tartışmamız gereken nokta bu böyle bir hakimiyetimiz olması durumunda ve kendimize kalıcı hasar vermemenin dengesini bilip bu sınıra uygun olarak beynimizin tüm aktifliğini spesifik bir alana uyarlayabildiğimizi var saydığımızda bu gücümüzle neleri başarabilirdik? Bence yine sınırlarımız olurdu ama ne olurdu ne olmazdı o konuda çok fikir üretemiyorum. Bu konuda fikirlerinizi belirtirseniz okumaktan zevk alacağımı düşünüyorum.
Beynimizin tam kapasitesini bilmiyoruz.Ama organların değeri ölçülerek bir fikir verebilir.Örneğin gözümüzü bir bilgisayarın aksesuarı olan webcam ı varsayarsak ki bence bu güzel bir örnek olur 576 Megapiksel gibi bir değer ölçülmüş.12 mp lik telefonların kamerasını karşılaştırınca epey ilginç.
Daha önce böyle bir araştırma oldu mu bilmiyorum ama insan vücudu yüzde 50 manuel yüzde 50 otomatik modda çalışıyor bence (oranlar değişebilir) Gerçek benliğimiz kollarımızı ,bacaklarımızı kontrol etmeyi , eyleme geçmeyi ,karar vermeyi ,düşünmeyi kısaca beynimizin bir kısmı aracılığıyla kullanılmasını sağlıyor.Geri kalan otomatik kısım tamamen beynimize ait.Geri kalan Her şeye o karar veriyor kaltsal bilgiler ışığında. Sanki bizden ayrı bir düşünüyor adeta.Benliğimiz vücudumuzda bir problem olduğunda ne yapılmasını gerektiği konusunda milyonlarca terabaytlık bilgileri hiçbir zaman bilemez.Analizde edemez .İşte beynin kapasitesi böyle muazzam bir ölçekte.Ruh bu yüzden var ve sanki bedenimiz giydiğimiz bir kılıftan ibaret mi ciddi ciddi düşündürüyor bazen ..
 
Beynimizin tam kapasitesini bilmiyoruz.Ama organların değeri ölçülerek bir fikir verebilir.Örneğin gözümüzü bir bilgisayarın aksesuarı olan webcam ı varsayarsak ki bence bu güzel bir örnek olur 576 Megapiksel gibi bir değer ölçülmüş.12 mp lik telefonların kamerasını karşılaştırınca epey ilginç.
Daha önce böyle bir araştırma oldu mu bilmiyorum ama insan vücudu yüzde 50 manuel yüzde 50 otomatik modda çalışıyor bence (oranlar değişebilir) Gerçek benliğimiz kollarımızı ,bacaklarımızı kontrol etmeyi , eyleme geçmeyi ,karar vermeyi ,düşünmeyi kısaca beynimizin bir kısmı aracılığıyla kullanılmasını sağlıyor.Geri kalan otomatik kısım tamamen beynimize ait.Geri kalan Her şeye o karar veriyor kaltsal bilgiler ışığında. Sanki bizden ayrı bir düşünüyor adeta.Benliğimiz vücudumuzda bir problem olduğunda ne yapılmasını gerektiği konusunda milyonlarca terabaytlık bilgileri hiçbir zaman bilemez.Analizde edemez .İşte beynin kapasitesi böyle muazzam bir ölçekte.Ruh bu yüzden var ve sanki bedenimiz giydiğimiz bir kılıftan ibaret mi ciddi ciddi düşündürüyor bazen ..
Örneğinden yola çıkaran yukarıda belirttiğim varsayımlar ışığında görme yetimiz artarsa çok daha uzak mesafeleri net olarak görebilirdik belki. Ama yine de duvarın arkasını göremezdik. Ancak duyma işlevimizi arttırarak duvarın arkasındaki kişinin nefes alıp verişini hava akımı varsa koku alma yetimizi geliştirip kokusundan cinsiyetini vs anlayabilirdik gibi gibi
 
Fizikte elbette imkansız vardır. Sen uçak yaptım diye kütle çekimini yok edemezsin. Sadece farklı bir fizik kuralını diğeriyle kombine edersin. Kütle çekimini yok edemezsin tümden. Veya suya tuz koydum 105 derecede kaynadı değildir olay. Suyun öz şekilde 100 derecede kaynaması olayını değiştirmez. Belki varsayım olarak söylüyorum bunu tabi. Çok gelişmiş bir beyin ses dalgalarını kontrol ederek cismin şeklini algılayabilir. Ama önünde obje olan bir cismi göremezsin. Belki termal sıcaklığını algılarsın ama düz bir şekilde göremezsin
Benim abartım, özür dilerim. Şimdi teknoloji ve genetik bilim ile gözlerin kızıl örtesi ve mor ötesi frekanslarını görebilmesi sağlanırsa; önündeki cismi elbet görür ama duvarın arkasını da görebilir. Olabilir bence.
 
Bilim insan beyninin sırlarını elbette çözmeye çalışır zira gördüğü ve anlamadığı her şeyi merak eder. Çünkü keşfedilen bir özellik söz gelimi bir hastalığa tanı koymaya yarayabilir. Yani bu çalışmalar bilimin ''gerçekçi'' sorunların çözümleri için gereklidir ne olduğunu tanımlayamadığı kavramlar için değil. Şu anki bilimin kanıtladığı bu tarz ruhsal şeyler olmadığı için insan yapısının sınırı kabul edilir ve yapılabilir şeyler üzerine kafa yorulur. Bu şu demektir: İnsan yaratamaz, üretir. Baykuşlar gibi kafamızı 270 derece döndüremeyiz ama 360 derece dönen kameralar yapabiliriz. Bir çita kadar hızlı koşamayız ama o mesafeleri çok daha hızlı kat edebilecek araçlar üretebiliriz vs. Fakat bilim aynı zamanda şunu da kabul eder. Bir şeyin varlığı kanıtlanamıyorsa yokluğu da kanıtlanamaz zira onu sen görmüyor olabilirsin. O görülmeye başlanırsa bu sefer bu bilimin '' gerçek '' olarak kabul edeceği bir şey haline gelir ve mantıklı şekilde yorumlanmaya başlanır. Göremediğimiz gök cisimleri vardır ama onların da ışıklarını görebiliriz mesela. Bu onun varlığına bir işarettir. Hiçbirimiz Sümer görmedik ama yazılarının varlığından onları tanımlayabiliyoruz. İşte gereken de budur. Görürsek var deriz görmüyorsak '' bilmiyoruz '' deriz.
 
Benim bu konudaki düşüncem
İnsan beyni sürekli kalıtsal olarak dna ya işlenen tecrübeyle gelişiyor yani dedenden aldığın dna ve seninki birleşince kalıtsal olarak onun dna ları seninkiyle birleşiyor ve sürekli bir ilerleme var birikme var aynı bilgide olduğu gibi dedelerin zamanında bulunan bir bilgi senin zamanına kadar toplanıyor ve her nesilde daha ileriye gidiyor.
Yani bunun bir sınırı yok insan ırkı devam ettiği surece insan daha zeki bir varlik olacak bu da belli teknikler kullanılarak yapılan her icad keşifin her dönemde daha fazla olacaģını gösteriyor yani bence teknolojinin de bir sınırı yok.
İnsan beyni gelişiminin hızının da bir incelemesini yaparsak ilk çağda hatta ilk insanın tanık olduģu tecrübe bir sonraki nesile bir sonraki nesilin de ilk insan ve sonraki neslin birikimine kavuşmasıyla kat ve kat fazlalasarak arttı şu 100 yıl içinde de biriken binlerce yıllık tecrübeninin bilgiye erişme hızımızın matbaalarla artması sonucu inanılmaz bir ivmeyle artması nedeniyle olduğunu düşünüyorum.

İlk baştaki 100% olayına gelirsek
Bilimsel olarak deģil kendi ifadelerimle anlatmak istiyorum.
Insan vücudunu bir bilgisayar olarak düşünürsek beynini de işlemci olarak ele alırsak aynı işlemcinin arka planda bilgisayarın bizim işlem olarak idrak etmediğimiz görmediģimiz milyonlarca işlemi yapması gibi beynimizde bu işlemleri yapıyor biz bilgisayardaki bu işlemleri fiziksel olarak görmesek bile bu işlemler ramde yer kaplıyor aynı sistem vücudumuzda da vardır bizim göz kırpak nefes almak gibi yaptığımız ama yaparken farkında bile olmadığımız şeylerin beynimizde sistemli olarak çalışmasıyla alakalı bir durum. Düşunmek gibi bilinçli olarak yaptığımız aktiviteler ise beynimizin kalan kısmıyla yapılıyor başka bir bolgesiyle de diyebiliriz.
Bir ön bilgi ve değinmek istediğim yere değinmem gerekirse insan vücuduyla alakalı bir belgeselde izlediğimden aklımda kaldığı kadarıyla bir insan tüm kas gücünü eğerki tek bir noktada biriktirip o gücü açıga çıkarırsa bir yumruğu ile bir binayı devirebilir ya da 10 tonluk bir kamyoneti kaldırabilir.
Aynı şeyi bilgisayar için düşünürsek de sizde bilirsiniz bilgisayarın performansını arttırmak için kendine zarar vermesin diye koyulan limitlerini aşmaya yardımcı olan bazı programlar var bu programlar bilgisayarın arka planda çalışan uygulamaların bir çoğunu kapatıp sadece çalışması için gerekli olan kısımları bırakır bu da örneğin oyun oynarken 30 fps aldığın bir bilgisayarkn performansını belki iki katına çıkarabilir.
Bunu beynimiz için düşünürsek hep merak ettiğim bir durumdur sadece düşünmeye yarayan bir beyin ne kadar ileri gidebilir insan zekasını ne kadar uç seviyelere taşıya bilir yani beynimizin %100 unü sadece düşünmeye harcayabilirsek neler olur.
Son olarak ileride beyin faliyetlerini yönetebileceğimiz cihazların olabileceğine inanıyorum ve bu sorumun cevabını belki ben değil ama torunlarım belki onların torunlarının alabileceğine inanıyorum.
Not: arkadaşlar çok daģınık bir yazı oldu çok özür dilerim düzenlemeye imkanım gerçekten yok mazur görmenizi rica ediyorum.
 
Benim abartım, özür dilerim. Şimdi teknoloji ve genetik bilim ile gözlerin kızıl örtesi ve mor ötesi frekanslarını görebilmesi sağlanırsa; önündeki cismi elbet görür ama duvarın arkasını da görebilir. Olabilir bence.
Ne özrü yaw tartışıyoruz sövmedin bana birşey etmedin :D
Yani sırf o frekansları kullanacak şekilde yaydığı ısıyı görebiliriz şekillerin ama tam görüş olmaz. X ray ışınlarıda aynı şekilde. Tabi insan gözü onu kaldırır mı bilemem çok komplex konular bunlar. Bir biyoloji uzmanına sormak gerek :)
 
Ne özrü yaw tartışıyoruz sövmedin bana birşey etmedin :D
Yani sırf o frekansları kullanacak şekilde yaydığı ısıyı görebiliriz şekillerin ama tam görüş olmaz. X ray ışınlarıda aynı şekilde. Tabi insan gözü onu kaldırır mı bilemem çok komplex konular bunlar. Bir biyoloji uzmanına sormak gerek :)
Yani pürüzlü olur elbet. Ve en önemlisi çıldırırsın ama arkadaşın verdiği mutlak görüş (öndeki cismi yok sayma) falan zaten olmaz bence de :)
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık