Öncelikle selamlar. Özellikle polisiyeye ilgisi olanların ama çoğu kişinin de aşina olduğu DNA bankası kavramı üzerine bir tartışma açmak istedim. Kısa açıklamaları yaptıktan sonra ana konuya geçeceğim.
DNA en temel anlamıyla vücudumuzun kimliğidir. Herkesinki tıpkı parmak izi gibi kişiye özeldir. Keşfi yüzyılı aşkın bir süre öncesine dayansa da suçla mücalede anlamında ilk kullanımı 1986 yılına rastlar. Olayı fikirleri etkilememesi adı spoiler içinde anlatacağım merak edenlere.
DNA bankası ise adı üstünde DNA verilerinin toplandığı yer demektir. Bu banka ulusal anlamda 1995 yılında İngiltere'de kurulmuş onu Almanya takip etmiş ve bugün Avrupa'da 34 Dünyada ise toplamda 76 ülkede DNA bankası kurulmuştur. Fakat bu yalnızca kurulmakla kalmayan bir şey ve her ülkenin kendine has kurallarla sınırlar getirdiğini görüyoruz. Irza geçme , cinayet , hırsızlık , kundaklama , terörizm gibi büyük suçların failleri pek çok ülkede kayıt altına alınsa da ülkeden ülkeye çeşitlilik gösteriyor.
Toplamda 76 ülkede DNA bankası var ama bizim ülkemiz bu ülkelerden biri değil. Hatta en son hatırladığım Portekiz, İspanya ve İtalya da bu ülkeler arasında yer almıyor. Yer alsalar da vatandaşların DNA örneği vermeleri zorunlu değil zaten.
DNA bankasını kuran bütün ülkeler bunun çok büyük faydasını gördüler. Suçluların dışarı çıktıktan sonra tekrar suç işleme oranı yüzde kırk olarak saptanmış mesela. Bu teknoloji sayesinde kişileri tekrar aramak zorunda kalmıyorsunuz. Ya da bir suçlu bir suç işlediğinde siz kim olduğunu bulana kadar birçok suça karışabiliyor. Yani en azından kimlik tespiti konusunda büyük şansla yola çıkıyorsunuz. Faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz DNA neden zorunlu değil ve neden her ülkede yok peki ? Bunun sebebi etik kavramlar ve kaygılar. Bazı devletler bunun insan haklarına aykırı olduğunu düşünerek ülkelerine kurdurmuyorlar. Kurdursalar da örnek vermeyi zorunlu kılmıyorlar. Öte yandan vatandaşlar da ama bu sebepten ama devletlere güvenmediğinden ama x bir yerde sadece bulundu diye fail ilan edilmekten korktuğundan örnek vermek istemiyor.
İşte bu noktada sizlere şunu sormak istiyorum
DNA bankası ülkemizde kurulmalı mıdır ? Kurulursa örnek verir misiniz ? Vermezseniz neden ? Ve son olarak bunun suç çözmede ve önlemede önemli bir yardımcı olduğunu kabul edersek, bankanın reddine karşılık çözüm olarak ne sunabilirsiniz ? Forumdaki arkadaşların daha çok fikirlerini duymak istediğim için anket koymayacağım ama istek olursa eklerim.
DNA en temel anlamıyla vücudumuzun kimliğidir. Herkesinki tıpkı parmak izi gibi kişiye özeldir. Keşfi yüzyılı aşkın bir süre öncesine dayansa da suçla mücalede anlamında ilk kullanımı 1986 yılına rastlar. Olayı fikirleri etkilememesi adı spoiler içinde anlatacağım merak edenlere.
1983'ün Kasım ayında Lynda Mann isimli Leicester şehrinde yaşayan on dört yaşında bir kız çocuğu evine yakın bir bölgede ölü bulunur. Araştırmalar sonunda Mann'a tecavüz edildiği ve ölüm sebebinin ise boğulma olduğu anlaşılır. Maktülün üzerinde meni bulunur ve bu o anda olmasa da sonrasında cinayeti aydınlatacak çok önemli bir delil our. 1984 yılına gelindiğinde Alec Jeffreys isimli İngiliz bilim insanı DNA'nın kişiye özgü özellikler taşıdığını fark etti. Bu herkesin genetik bir parmak izi olduğu ve kişilerin saç,vücut sıvısı , deri hücresi gibi malzemelerinin bu kodu taşıdığı anlamına geliyordu.
Olayın üzerinden zaman geçtikçe olay unutuldu.Ta ki 1986 yılında Dawn Ashworth isimli on beş yaşında bir genç kız aynı şekilde hayatını kaybedene kadar. Aynı şekilde tecavüze uğramış ve ölüm şekli de aynı şekil boğulma yoluyla olmuştu. Görgü tanıklarının ifadesine dayanarak on yedi yaşında bir genç tutuklandı ve suçunu itiraf etti. Fakat doktor Jeffreys'in çabaları ile maktüllerden alınan DNA örnekleri ile sanığın örnekleri karşılaştırılmış ve sonuç negatif çıkmıştır. Bu, bu yöntemle bir masumiyetin kanıtlandığı ilk dava olmuştur. Öte yandan çocuğun neden itirafta bulunduğu ise bugün gizemini koruyan bir meseledir. Daha sonra bölge içinde bin kadar kişiden kan örneği alınmış ve suçlunun kimliği bu sayede tespit edilebilmiştir. Suçlu yirmi yedi yaşındaki evli iki çocuk babası olan Colin Pitchfork'tur. Pitchfork DNA profillenmesi ile mahkum edilen ilk suçlu olmuş ve İngiliz hukukuna göre müebbet hapis yemiştir. Kendisi halen hayatta görülmektedir.
Olayın üzerinden zaman geçtikçe olay unutuldu.Ta ki 1986 yılında Dawn Ashworth isimli on beş yaşında bir genç kız aynı şekilde hayatını kaybedene kadar. Aynı şekilde tecavüze uğramış ve ölüm şekli de aynı şekil boğulma yoluyla olmuştu. Görgü tanıklarının ifadesine dayanarak on yedi yaşında bir genç tutuklandı ve suçunu itiraf etti. Fakat doktor Jeffreys'in çabaları ile maktüllerden alınan DNA örnekleri ile sanığın örnekleri karşılaştırılmış ve sonuç negatif çıkmıştır. Bu, bu yöntemle bir masumiyetin kanıtlandığı ilk dava olmuştur. Öte yandan çocuğun neden itirafta bulunduğu ise bugün gizemini koruyan bir meseledir. Daha sonra bölge içinde bin kadar kişiden kan örneği alınmış ve suçlunun kimliği bu sayede tespit edilebilmiştir. Suçlu yirmi yedi yaşındaki evli iki çocuk babası olan Colin Pitchfork'tur. Pitchfork DNA profillenmesi ile mahkum edilen ilk suçlu olmuş ve İngiliz hukukuna göre müebbet hapis yemiştir. Kendisi halen hayatta görülmektedir.
DNA bankası ise adı üstünde DNA verilerinin toplandığı yer demektir. Bu banka ulusal anlamda 1995 yılında İngiltere'de kurulmuş onu Almanya takip etmiş ve bugün Avrupa'da 34 Dünyada ise toplamda 76 ülkede DNA bankası kurulmuştur. Fakat bu yalnızca kurulmakla kalmayan bir şey ve her ülkenin kendine has kurallarla sınırlar getirdiğini görüyoruz. Irza geçme , cinayet , hırsızlık , kundaklama , terörizm gibi büyük suçların failleri pek çok ülkede kayıt altına alınsa da ülkeden ülkeye çeşitlilik gösteriyor.
Toplamda 76 ülkede DNA bankası var ama bizim ülkemiz bu ülkelerden biri değil. Hatta en son hatırladığım Portekiz, İspanya ve İtalya da bu ülkeler arasında yer almıyor. Yer alsalar da vatandaşların DNA örneği vermeleri zorunlu değil zaten.
DNA bankasını kuran bütün ülkeler bunun çok büyük faydasını gördüler. Suçluların dışarı çıktıktan sonra tekrar suç işleme oranı yüzde kırk olarak saptanmış mesela. Bu teknoloji sayesinde kişileri tekrar aramak zorunda kalmıyorsunuz. Ya da bir suçlu bir suç işlediğinde siz kim olduğunu bulana kadar birçok suça karışabiliyor. Yani en azından kimlik tespiti konusunda büyük şansla yola çıkıyorsunuz. Faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz DNA neden zorunlu değil ve neden her ülkede yok peki ? Bunun sebebi etik kavramlar ve kaygılar. Bazı devletler bunun insan haklarına aykırı olduğunu düşünerek ülkelerine kurdurmuyorlar. Kurdursalar da örnek vermeyi zorunlu kılmıyorlar. Öte yandan vatandaşlar da ama bu sebepten ama devletlere güvenmediğinden ama x bir yerde sadece bulundu diye fail ilan edilmekten korktuğundan örnek vermek istemiyor.
İşte bu noktada sizlere şunu sormak istiyorum
DNA bankası ülkemizde kurulmalı mıdır ? Kurulursa örnek verir misiniz ? Vermezseniz neden ? Ve son olarak bunun suç çözmede ve önlemede önemli bir yardımcı olduğunu kabul edersek, bankanın reddine karşılık çözüm olarak ne sunabilirsiniz ? Forumdaki arkadaşların daha çok fikirlerini duymak istediğim için anket koymayacağım ama istek olursa eklerim.