Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Bir Müzik Türü Olarak Emo

Merhaba millet! Yaklaşık üç yıl aradan sonra tekrardan bir konu ile karşınıza çıkıyorum. Biliyorum, bu konu forumun pek ilgisini çekmez ancak hem benim kalemimin ısınmasını hem de forumda biraz daha marjinal bir içeriğin yer almasını istiyorum. Evet, konumuz emo müziği.

Emo Türü Nedir?

Emo müziğinin en belirgin özelliği şarkı sözlerinde kendini gösteriyor. Emo kelimesinin kökeni bunu destekler nitelikte. Kelime “emotional hardcore”un kısaltması olarak kullanılıyor. Bu türde sanatçılar daha çok duygusal konulara, gençlerin problemlerine ve bunalımlarına yer veriyor. Bunun dışında emo müziği türden türe değişen müzikal karakteristik özelliklere sahip diyebiliriz. Tabii, emo geleneğinin kendine has bir karakteristiği yok değil. O da müziğin post-hardcore kökenli olmasından ileri geliyor.

Emo kelimesinin kökeninden bahsetmiştim. Aslında bu kelimenin kökenine dair bir araştırmaya giriştiğimizde karşımıza çok değerli bir isim çıkıyor. Andy Greenwald. Biz onu en çok emolar ve punkçılar hakkında yazmış olduğu Nothing Feels Good kitabıyla tanıyoruz. Kendisinin bu kitabını ben de yazım için önemli bir kaynak olarak kullanıyorum. Kitabında ele aldığı emo kelimesi hakkında yazdıklarıyla bugün emo kelimesinin kullanışı ortaya çıkıyor diyebiliriz.

Emo türü dediğimizde karşımıza çok geniş bir yelpaze çıkıyor. Aslında emo kültürü müziğin birbirinden çok uzak görünen türlerine yansımış ve beraberinde farklı tartışmaları da getirmiştir. Günümüzde rap müzikten pop müziğe kadar çok geniş bir kulvarda seyreden emo etkisi görülebilir. Tabii herkesin en çok bildiği emo müziği rock ve türevlerinde görülen emo müziğidir. İlginç olan ise gerçek ve sahte emo tartışmaları da en çok rock ve metal alt türleri içinde dönmektedir. Bu tartışmalar bir nebze anlaşılabilir. Buna yazımın ilerleyen bölümlerinde değineceğim çünkü emo müziğinde çok farklı dönemler ortaya çıkacak ve bunları tek tek inceleyeceğiz.

Müziğin Tarihsel Gelişimi

Biliyorsunuzdur 70’lerin sonunda Joy Division, Siouxsie and the Banshees gibi grupların öncülüğünde büyük bir post-punk dalgası ortaya çıktı. Punk rock müziğinin gelenekselliğini reddeden bazı gruplar rock müziğin dışından gelen avangart yaklaşımlarını deneysellikle harmanladılar ve yepyeni bir bakışı ortaya koydular. 80’li yıllara gelindiğinde Washington, DC’de hardcore punk furyası vardı. Bu müzik de post-punk’tan etkiler taşıyordu. Hardcore punk müziğinin daha deneysel bir yaklaşımı olarak da post-hardcore ortaya çıktı. Post-hardcore ve hardcore punk grupları da bizim bildiğimiz ilk emo gruplarını güçlü bir şekilde etkilemişti. Özellikle Minor Threat bu gruplar arasında öne çıkıyordu.

80’li yılların ortalarında emo sahnesi hardcore punk müziğinin etkisinde ortaya çıktı. Bilinen ilk emo grubu olarak nitelendirilen Rites of Spring 1983 yılında kuruldu ve işte bütün hikaye burada başladı.

Rites of Spring, Yaz Devrimi ve Kökleri

Emo müziğin alt tür olarak nitelendirilmeye başlandığı bu dönemde müzik sadece post-hardcore ve hardcore punk müziğinin bir uzantısı olarak görülüyordu. Dönemin önemli punk gruplarından büyük izler taşıyordu. Nitekim Fugazi ve Rites of Spring’den tanıdığımız Guy Charles Picciotto büyük bir Minor Threat hayranıydı. Peki dönemin hardcore punk müziğinden “emo”yu ne ayırıyordu? Bu soruyu cevaplamadan önce bu iki şarkıyı dinlemenizi istiyorum. Farkı çok daha net bir şekilde anlayabileceksiniz.

Rites of Spring // For Want Of


Minor Threat // Small Man, Big Mouth


Muhtemelen dikkatinizi çekmiştir. Rites of Spring’in şarkısında daha güçlü bir melodik yapı karşımıza çıkarken Minor Threat’in parçasında hızlı ve agresif bir anlayış hakim. Bunun yanında ilk şarkıda şahsi bir lirikal yapı gözümüze çarpıyor. İşte, emo müziğinin hardcore punk müzikten ayrıldığı en büyük iki nokta bu. Emo daha şahsi, daha melodik ve daha duygusal bir tür olarak ortaya çıkıyor. Tabii Rites of Spring grubunun ortaya koyduğu bu melodik, bireysel ve duygusal yapı ilerleyen zamanlarda emo müziğinin karakteristiğinin oluşması noktasında çok büyük bir rol oynayacak.

Rites of Spring ortaya çıkardığı müzik ile punk piyasasında büyük bir devrimin fitilini ateşleyenlerden oluyor. Evet, o meşhur Yaz Devrimi. Bu devrim hareketine geçişte geleneksel Washington hardcore punk sahnesinden sıkılan ve farklı unsurları temsil eden yeni bir akım arayan grupların etkisi çok büyüktü. Yaz Devrimine öncülük eden üç grup vardı. Rites of Spring, Embrace ve Beefeater. Bu üç kısa ömürlü grubun ortak noktası, Minor Threat grubundan Ian MacKaye ağabeyimizin kurmuş olduğu Dischord Records ile çalışıyor olmasıydı. Zaten Embrace bizzat Ian tarafından kurulmuş bir gruptu. Bu üç grup etrafında şeklini alan Yaz Devriminin oluşmasının sebebi tabii ki de sadece Rites of Spring ve sessiz sedasız gelişen emo müziği değildi. 84 ve 85’te punk konserlerine damlayan dazlakların punk müzisyenlerini deyim yerindeyse darlaması esasında bu devrimin tuzu biberi olmuştu. Bu karanlık ortam neticesinde Yaz Devrimi ile şiddet karşıtı, hümanist, kucaklayıcı ve cinsiyetçilik karşıtı daha iyimser bir müziğin peşinden koşmaya başladı punk müzisyenleri. Ancak bu dönem de çok uzun sürmedi. Daha önce de söylediğim gibi Embrace, Rites of Spring ve Beefeater çok uzun ömürlü gruplar değildi ve kısa süre içinde etkilerini yitirdi. 1986 yılında emo hareketinin temellerini atan bu gruplar dağıldı. Tabii bu gruplar, hızlı değişimlerin etkisinde o hakaret niteliğinde gördükleri “emocore” türünün proto temsilcileri olacaklardı.

Bu gruplar dağıldıktan sonra DC’deki bu atılım yayılmaya başladı. Bazı yeni emo grupları ortaya çıktı ve bu gruplar 90’ların başında ve ortasında farklı türlerle emo akımını harmanlamaya başladı. Bu gruplar şanslıydı çünkü 90’lardaki müzik ortamı onların gelişimi ve piyasaya ulaşmaları için çok daha elverişli bir ortamdı. Malum, ana akımın artık Soundgarden, Alice In Chains ve Nirvana gibi gruplardan oluştuğu ve müziğin artık yeraltına indiği, grunge müziğin altın çağını yaşadığı dönemden bahsediyoruz. Bu dönemin öncü emo gruplarından Sunny Day Real Estate yine nispeten kısa ömürlü ve akla gelebilecek hemen hemen her rock klişeleri ile boğuşmuş çalkantılı tarihi olan bir grup olmasına rağmen emo sahnesine ve müziğe çok şey katmış bir gruptu. Sunny Day Real Estate dönemin popüler müzik unsurlarını emo potasında eritti ve aslında emo müziğini ana akıma yaklaştırdı diyebiliriz.

Sunny Day Real Estate ve Grunge Gölgesinde Gelişen Emo Ruhu

Her şeyden önce Sunny Day Real Estate, Seattle’da tam da 90’ların başında kurulmuştu bundan dolayı grunge müziğin bağrından kopmuş bir grup diyebiliriz kendileri için. Müziklerindeki punk ve grunge esintileri o dönem insanların emo hareketine ilgi göstermesine sebep olmuştu. Zaman zaman ana akım medyada kendilerine yer bulabilen grup aynı zamanda indie rock müziği için de önem teşkil ediyordu. Tabii o dönem emo müziği sadece Sunny Day Real Estate çevresinde gelişiyordu dersek yanılırız. Weezer, tartışmalı da olsa, öyle ya da böyle emo müziğine müzikal anlamda çok şey kattı ve bir sonraki dalga emo müziğinde detaylıca işleyeceğimiz Midwest emo grupları Weezer’ın ilk iki albümünden fazlaca ilham aldı. Bu grupların dışında Jawbreaker da bir emo grubu olarak Nirvana ile turneye çıkarak ana akımda tanınmayı başarmıştı. Onlar da dönemin emo punk müziğinin mihenk taşlarıydı diyebiliriz. Bu büyük gruplar sadece birkaç yıl içinde ikinci dalga emo müziğinin oluşmasına zemin hazırladı.

İkinci Dalga Emo Müziği (Midwest Emo)

Bu dönem günümüzde emo müziği denilince aklımıza gelen karakteristiklerin büyük çoğunluğunun müzik adına kazanıldığı dönem arkadaşlar. Midwest emo müziği sadece bu sebepten ötürü bile çok değerli görülmeli diye düşünüyorum. Özellikle gitar işçiliğiyle ön plana çıkan bu dönem, ilk olarak ikinci dalga emo müziği olarak anılıyordu daha sonra Midwest emo adıyla anılmaya başlandı. Öyle ki Midwest emo, bazı kaynaklarda kendi başına bir alt tür olarak bile görülebiliyor. Saygım sonsuz şahsi olarak. Ancak bu dönem daha sonraları emo müziği ana akıma ulaşınca "gerçek emoluk" tartışmasını doğurdu. Bunun sebebi ise ana akımda görülen emo etkisinin ikinci dalga emo müziğinden farklılaşmasıydı.

Midwest emo müziğini iki unsur oluşturuyor. Birincisi 90’ların ortalarına kadar süregelen emo sahnesinin birikimi ve güncel gruplarının etkileri. Yani onların bu müziğe kattığı değerlerdi. Jimmy Eat World ve Weezer gibi grupların etkilerinin yanında Midwest emo sahnesini etkileyen bir diğer unsur ise math rock. İkinci dalgaya kadar uzanan emonun hardcore punk köklerinden uzaklaşan Midwest emo, math rock türünün distortiondan uzak, kompleks, ritmik, tapping yüklü, geniş ve çarpık akustik melodilerini benimsemişti. Bu dönemin bir diğer karakteristik özelliği ise yumuşak ve oldukça duygusal vokallerdi.

90’ların ortalarında etkin olan Midwest emo müziği bir önceki dönem kadar tanınmadı ve dönem boyunca yeraltı sahnesinde etkisini gösterdi. Neredeyse hiçbir grup tanınmış plak şirketleri ile çalışmadı ve popüler olma şansı yakalayamadı. Ancak bu dönemdeki hayran kitleleri ise çoğu yeraltı türlerinde olduğu gibi çok sadık ve türe bağlı insanlardı. Bu dönemin müziği ana akıma ulaşamasa da ilerleyen süreçte -ki çok geç değil bu süreç 90’ların sonunda başlıyor- emo kültürünün gerçek anlamda medyada tanınır olmasını sağlayan birçok kazanımın oluşmasında temel rol üstlendi.

Popülerleşme Süreci

Aslında Midwest döneminden bahsederken buna değindim. Emo müziği ana akıma ulaşma sürecine 90’ların sonunda girmeye başlamıştı. Midwest döneminin sonlarına doğru ortaya çıkan alt türler ile birlikte emo müzik pek çok sahnede etkisini göstermeye başlamıştı. Türün karakteristiklerinin yeni kitlelere, farklı alt türler aracılığıyla ulaşması popülerliğine olumlu yönde etki etse de bu alt türler yine genel dinleyiciye çok da uygun olmadığı için ana akıma yaklaşma gibi bir durum bu dönemde yaşanmamıştı. Bu alt türlerden en bilinenleri screamo ve emoviolence idi. Zaten birbirine eklemlenmiş olan bu iki alt tür yeraltı sahnesinde 90'lardan 2010'lu yıllara kadar etkin olmuştu. Screamo, hardcore kökenini etkin bir şekilde kullanıyordu. Emoviolence ise emo müziğinin screamodan beslenen yanını powerviolence türüyle harmanlıyordu.

Bu döneme en büyük damgayı vuran olay Jimmy Eat World grubunun 99’da yayınladığı türün popülerleşmesini sağlayan Clarity adlı albüm oldu. Bu albüm Bilboard Top Heatseekers listesinde 30.sıraya yerleşti ve çeşitli Avrupa ülkelerinde listelerde yer aldı. Bu bir emo grubu için çok büyük ve örnek niteliğinde bir başarıydı. İlerleyen süreçte bu albüm “kült” olarak nitelendirilmeye başlayacaktı. Bu albümle birlikte Midwest döneminden gelen karakteristik unsurları, gitar işçiliğini daha basitleştirerek ve distortion ile kullanmaya başlayan gruplar ortaya çıktı ve Clarity albümünün etkisinde piyasada yer edinmeye başladılar. Bu gruplar arasında Saves The Day, The Get Up Kids öne çıkıyordu. Bu gruplar ana akımdan gruplar ile turnelere çıktı ve plak şirketleri tarafından parlatıldı. Bu emo müziği için büyük bir şanstı. Bu grupların arkasında duran plak şirketi ise Vagrant Records idi, ki kendileri çoğu yerde emo sahnesini ana akıma taşıyan plak şirketi olarak ifade edilir. Şirket 2000’li yılların başına gelindiğinde emo sahnesinin başarılı gruplarının parçalarını derlediği CD’ler yayınlamaya başladı ve zaman içerisinde bu çalışmaları ile alternatif müziğin temsilcilerinden biri oldu. Bu ivme elbette emo grupları için de büyük bir şans haline geldi. Bu dönem emo grupları alternatif müzik etiketi altında pazarlanarak zaman içerisinde ana akıma ulaşmayı başardı.

Ana Akımda Emo

2000’li yılların başına gelindiğine emo sahnesi başta Vagrant Records olmak üzere çeşitli plak şirketlerinin etkisinde ana akım medyada önemli ölçüde yer almaya başladı. Emo müziğini geniş çapta yayan gruplar arasında Brand New ve Jimmy Eat World gibi gruplar vardı. Bu grupların albümleri çeşitli ödüller kazandı ve ana akım medya onları daha fazla göstermeye başladı. 2010'lı yıllara doğru emo grupları pop rock türünde dönemin en popüler parçalarını çıkarmaya başladı. My Chemical Romance gibi farklı tarzları ile dönemin gençleri arasında sevilen gruplar bu süreçte emo türünün farklı kültürlerle etkileşimini sağladı. MCR, gotik kültürü emo sahnesiyle harmanlayarak kendilerine has bir stil oluşturdu. Yaptıkları kolay dinlenen ve komplekslikten uzak parçalar ile geniş kitlelere ulaştılar. Bu da emo kültürünün 2000’li yılların gençliği üzerindeki etkisini arttırmıştı. Yine Black Veil Brides, Motionless In White gibi gruplar da farklı tarzları ve makyajları ile gençlere ulaşıyordu ve emo olduğu için zorbalığa maruz kalan gençlerin sesi oluyordu. Bu gruplar emo etiketi altında popüler olan gruplar arasındaydı.

Black Veil Brides // Knives and Pens


Motionless In White // Immaculate Misconception


Diğer yandan emo sahnesinin ana akım medyadan uzak gelişen bir diğer kolu daha vardı. Emo müziğinin hardcore unsurlarını geliştiren ve metal müzikle harmanlayan gruplar yayılmaya başladı. Bu gruplardan Bring Me the Horizon, blessthefall ve Drop Dead, Gorgeous Midwest emo döneminin sonlarında gelişen screamo ögelerini metal ve hardcore unsurları ile birleştirip metalcore müziği emo sahnesine kazandırmıştı. Bu müziğin yaygınlaşmasını sağlayan en büyük etken ise 2000’li yılların ortalarında meşhur olan MySpace adındaki sosyal ağ hizmetiydi. Bu site sayesinde metalcore icra eden emo gruplar albümlerini paylaşıyor ve kendilerine sadık takipçiler kazanıyordu. Öyle ki bu dönemin müziği günümüzde hala MySpace metalcore olarak adlandırılıyor.

Fark etmiş olduğunuzu düşünüyorum. 2000’li yıllardan sonra emo gelenekleri çeşitli müzik türleri ile harmanlanıp yeni alt türler ortaya çıkarmaya başladı. Yine MySpace üzerinde death metal etkisi altında emo müziğin hardcore kökenine sadık kalarak deathcore parçalar icra eden gruplar metal camiasında etkisini göstermeye başladı. Sadık metal kitlesi bu gruplarla tanıştı ve metalcore etkisinde gelişen emo sahnesi ile birlikte emo müziği metal müziğe kazandırıldı bu dönemde. Dönemin ergen metal dinleyicileri bu emo gruplarını çok sevdi ve hızla gelişen bir emo metalci gençlik oluşmaya başladı.

2000’li yıllardan sonra emo grupları arasında Asking Alexandria, Atttack Attack! gibi grupların öncülüğünde electronicore akımı ortaya çıktı. Bu gruplar metalcore müziğinin yanında elektronik müzik ögelerini parçalarında kullanarak yepyeni bir müziğin öncüsü olmuşlardı. Daha sonraları internette crabcore adı altında bir meme haline gelen bu müzik o dönemde muhafazakar metalciler tarafından alaya alınsa da emo gençlik üzerinde oldukça etkili olmuştu. Electronicore parçalarda gelenek haline gelen synth bazlı breakdownlar, jenerik riffler ve screamo unsurları çok seviliyordu. Müzisyenlerin şarkılarda breakdown kısımlarında duruşlarının yengeci andırması dolayısıyla bu tür zaman zaman crabcore olarak anılıyordu.

Attack Attack! // Stick Stickly


Daha önce de değinmiştim Midwest emo döneminin müzikalliği, ana akım medyada gördüğümüz emo müziği ile çok benzer nitelikler taşımadığı için sadık Midwest emo dinleyicileri ana akım emo müziğini eleştiriyordu ve gerçek emoluğun bu olmadığını düşünüyordu. Bundan dolayı halen daha günümüzde tartışılmaya devam eden "gerçek emoluk" tartışması bu dönemde ortaya çıkmıştı.

Günümüzde Emo Kültürü

Çoğu insan günümüzde emo kültürünün öldüğüne inansa da halen daha sadık bir kitleye sahip olduğu söylenebilir. Emo müziğin zirvesini yaşadığı dönemlerde aktif olan grupların bir kısmı olgunlaşıp bu emo kültüründen uzaklaşmış olsalar da bazı medya kuruluşlarında emo kültürünün günümüzde çeşitli hip hop sanatçılarının etkisinde tekrar canlanmaya başladığı yazıyor. Sorun şu ki emo aslında hiç ölmedi. Ana akım sürekli değişiyor ve emo artık ana akım tarafından terk edildi. Bu durum kültürün öldüğünü göstermiyor.

- -

Okuyucuları çok sıkmadan özetçe emo karakteristiğine ve tarihçesine değinmek istedim. Umarım başarmışımdır. Kapanış olarak sizin de emo türü ve kültürü hakkında fikirlerinizi ve düşüncelerinizi merak ediyorum. Sevdiğiniz grupları ve parçaları paylaşmaktan çekinmeyin lütfen.
 
Emeğine sağlık güzel bir yazı olmuş. Ama fazla düzgün yazılmış. Geçen de senin yurt dışında oy bastığınla ilgili söylentiler dolanıyordu. :hmm:
Şüpheli :)
 
Ellerine sağlık.

Emo türünü senin tükettiğin janra kısımlarına hakim olmasam da; Arabesk Rap ve kitlesi de Emo türünü oluşturan aynı mentaliteye sahip. Ancak bu kadar uzun yazılmış yazıya "duygularla yaşayan, duygularını aşırı dışarı vuran, duygularının en doruklarında olan; nen merkezci tür, dışlanmışlık, ucubelik" gibi bir tanımla nitelendirmek istemem. En azından bu verilen emeğin hakkını vermek isterim; ki bana da daha kaliteli katkı olur. Sonuçta yazarız. Bu yüzden bu yazıklarına ait; emo türünü anlatan ya da emo türü ögelerini bulunduran film ve belgesel önerileri yapabilirisin.

Örneğin; Life is Strange emo esintilerini bulundurur. Güzel örnektir.


Film olarak, Hesher filmi de güzel bir örnektir.

Aklıma gelen şu anlık bunlar. Tabii sen bu dünyaya daha hakim olduğundan daha fazla örneklendirebilirsin. Bizde izleriz. Yorumlamamız daha iyi olur. Belki Arabesk rap, rock gibi türlerinin icracıları ve dinleyicilerini daha hakim olabiliriz.
 
Son düzenleme:
Emeğine sağlık güzel bir yazı olmuş. Ama fazla düzgün yazılmış. Geçen de senin yurt dışında oy bastığınla ilgili söylentiler dolanıyordu. :hmm:
Şüpheli :)
Ben robotum 🤖 Bip bop!


Ellerine sağlık.

Emo türünü senin tükettiğin janra kısımlarına hakim olmasam da; Arabesk Rap ve kitlesi de Emo türünü oluşturan aynı mentaliteye sahip. Ancak bu kadar uzun yazılmış yazıya "duygularla yaşayan, duygularını aşırı dışarı vuran, duygularının en doruklarında olan; nen merkezci tür, dışlanmışlık, ucubelik" gibi bir tanımla nitelendirmek istemem. En azından bu verilen emeğin hakkını vermek isterim; ki bana da daha kaliteli katkı olur. Sonuçta yazarız. Bu yüzden bu yazıklarına ait; emo türünü anlatan ya da emo türü ögelerini bulunduran film ve belgesel önerileri yapabilirisin.

Örneğin; Life is Strange emo esintilerini bulundurur. Güzel örnektir.


Film olarak, Hesher filmi de güzel bir örnektir.

Aklıma gelen şu anlık bunlar. Tabii sen bu dünyaya daha hakim olduğundan daha fazla örneklendirebilirsin. Bizde izleriz. Yorumlamamız daha iyi olur. Belki Arabesk rap, rock gibi türlerinin icracıları ve dinleyicilerini daha hakim olabiliriz.
Degerli yorumun icin tesekkur ederim agabey!

Elbette benim de kafamda boyle bir plan var. Emo kültürünü tanıtmayı sadece bu konu ile sınırlı tutmayacağım. Farklı fikirlerim var bu konuda :3


Bir ara detaylıca okuyacağım.
Yorumlarını bekliyorum!


Eline sağlık, türü sevmesem de müsait bir zamanda okuyacağım <3
Yorumlarını bekliyorum <3
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık