Fantastik hikayede yazarın dünyayı özgün şekilde oluşturduğunu görmek büyük bir şeydir hacı böyle kestirip kenara atamazsın. Zaten geçmişi, oluşumu anlatmayıp bir kaç fantastik unsur koyup, kişilerin zihin haritalarını çıkarmak, gerçekçi olaylar ortaya dökmek tam anlamıyla fantastik evren oluşturmak anlamı da taşımaz bana göre. Sonuçta burada bir ütopyadan da bahsetmiyoruz, bildiğin ortaçağ artı fantastik unsurlar karışımı var. Bunlar bunlar var benim evrenimde eee ? Eee işte günümüz dünyasındaki gibi ihtiraslar falan takılıyorlar demekle tüm oluşumu anlatıp bunların üzerine bahsettiğimiz etkileyiciği eklemek arasında bir dünya fark var.Yüzüklerin Efendisi bana çok tarih kitabı gibi gelmiştir, karakterlerin çok derinine inmez, o şunu yaptı bu bunu dedi gibi olur her şey, öyle geçre gder gibi. Worldbuilding iyidir hatta en iyisidir belki ama asoiaf kadar çekmez beni. Büyücü büyücü deriz doğru düzgün büyü görmeyiz, mavi büyücü der, Radagast falan der kimsenin etkisi öyle belli olmaz. Hobbit filminde yapılan tek iyi iş Radagast'ın filmde güzel bir şekilde gösterilmesidir mesela benim için. Baştan sona anlatılma argümanını da saçma bulmaya başladım ben. Neymiş yaratılıştan itibaren anatıyormuş da tek seri buymuş da. Yahu fantastik eser yazıcısı bunu yazmaya mahkum değil ki. Mesela Zaman Çarkı yapısı gereği böyle bir anlatıma giremez çünkü Zaman Çarkı sonsuz defa dönmüştür ve dönecektir, başlangıcı ve sonu yoktur. Asoiaf da böyle bir anlatıma girmediği için değerinden bir şey kaybetmez. Ama son iki kitapta bu kadar dağılmış hikayenin toplamasını yapamazsa o zaman sövülür o ayrı.
Asoiaf evreni nereden geldi, bunca büyü, bunca farklı varlık nasıl ortaya çıktı tüm bunları düzgün bir şekilde bağlamak farklı. Benimki öyle değil ihtiraslar var taht oyunları var işte takılıyorlar demek farklı. İkisini aynı anda yapabilmek bambaşka olur tabi.