Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[İnceleme] OP'te Dünyamızdan Yansımalar

1)Konun amacı dünyamızdan OP evrenine yansıyan kurumları ve olayları incelemektir.

2)Bu incelemelerde söylenenler resmi ya da kesin bilgi değil kendi çıkarımlarımdır.

3)Bu yansımalardan yararlanarak seri içinde ipucu elde etmek bir yan amaçtır.

4) Sizleri sıkmadan kısa kısa anlatmaya çalıstım gördüklerimi.

Keyifli okumalar.:sapkali:

Sizden gelenler
Amerikadaki siyahi çocukların lunaparka girmesinin yasak olması ve
balıkadamların Shabondy Parka girmesinin yasak olması.



Kuroobi-Arlong-Hatchan-Choo
Batı Avustralya'da yer alan Wittenoom kasabası ile Law'un memleketi Flavance arasında epey benzerlik varmış, bugün bunu fark ettim. Wittenoom'da 1939 yılında mavi asbest keşfedilmiş ve deli gibi bu madenden çıkarılmış. Şehir iyice zenginleşmiş ve Avustralya'nın gözde yerlerinden biri haline gelmiş. Ancak asbestin zararlı etkileri kendini gösterince, insanlar şehri terk etmeye başlamış. 70'li yıllarda şehir tahliye edilmiş ve binaların çoğu devlet tarafından yıkılmış. Günümüze gelene kadar şehir resmi olarak haritalardan silinmiş, şehre elektrik ve su sağlayan şebekeler iptal edilmiş, şehrin adı tabelalardan kaldırılmış ve bölgeye giriş yasaklanmış.

Bu da gerçek dünyadan kopyaladığı bazı mekanlar:
Yemen Kapısı- Zou'nun giriş kapısı



Adolf Hitler
Aztekler İspanyollar adaya ayak basmadan bir sene önce dışarıdan gelecek bir felaketin ülkeyi yok edeceğine inanıyorlardı. One Piece'de bu farklı işlendi.

Aztek ve Mayalarda insan kurban etme ritüelinin aynısını Skypiea Arc'da da görüyoruz.

Kayıtlarıma baktığıma göre Skypiea'daki orman ile Pizarro'nun kayıp oldukları ormanın bazı özellikleri örtüşüyor. Kocaman ağaçlar falan aynı Amazon ormanlarını andırıyor.

Cortez ve Pizarro Aztek ve İnka uygarlıklarının başkentlerine sıtma hastalığını yayarak şehri ve kralı zorla zapt etmiştir. Bunu One Piece'de Noland'ın oradaki en yetkili kişiyle dost olması ve hastalıkları iyileştirmesiyle bağdaştırabiliriz.

El Dorado efsanesini kanıtlamaya çalışan ve bulmaya çalışan İspanyollar ve bunun farklı bir yansıması olarak Gökyüzü adasının varlığını kanıtlamaya çalışan Luffy ve tayfası.

Tasvir edilen El dorado ve One Piece'deki kayıp altın şehri.



Bu kadar benzerlik yeterlidir umarım. :D
Zunisha
Zunisha'nın esinlenildiği düşünülen şeyler.
Sırasıyla:
1)İzlanda'da bir kayalık.
2)Salvador Dali'nin bir resmi.
3)Disk dünya serisi.

Bu üçünün herbirinden tek tek esinlenmiş olabileceği gibi toplu bir şekilde de esinlenmiş olabilir.

@ch3rl0b11n ve @hacıgarp ın katkılarıyla.





@kuroashi.no.sanji1993

1) Park Güell - Dressrosa
2) Captain Sensible (Raymond Burns) - Doflamingo
3) Human-Eating Saber (Dragon Quest) - Espada Girl (Baby 5)
4) Torpedo Girl (Bobobo-bo Bo-bobo) - Missile Girl (Baby 5)
5) Cesshire Cat (Alice in Wonderland) - Buffalo
6) Caesar Romero - Caesar Clown
7) Steve Tyler - Diamante
8) Uumen Umeda (Toriko) - Trebol
9) Amelie - Sugar
10) Carmen (Bizet) - Violet
11) Doctor Eggman (Sonic the Hedgehog) - Dagama
12) Mr.T ( Rocky III) - Tank Lepanto
13) Leonidas (300 Spartalı) - Maynard
14) Bruce Lee - Blue Gilly
15) Tetsujin 28 (Tetsujin-28-go) - Ricky
16) Ideon (Space Runaway Ideon) - Ideo
17) Abdullah ve Jeet (Güreşci) - Abdullah ve Jeet
18) Terry ve Dory Funk Kardeşler (Güreşçi) - Bobby ve Kelly Funk Kardeşler
19) Gregg Jones- Bilinmiyor
20) Kurşun Asker - Tek Bacaklı Asker (Kyros)
21) Gulliver'in Gezileri - Tontatta
22) Brook The Scream tablosu gibi çizilmiş, Nami ve Momonosuke Picasso tarzı tablolar gibi olmuş, Chopper Kübist tarzı olmuş.
23) Che Guevara - Gaburu
24) Oz Büyücüsü - Canavar Korsanları'nın bazı üyeleri
25) Zatoichi - Issho ( Fujitora)
Bazı karakterler:
Söylendiyse uyarabilirsiniz, mesajı silerim.

God Valley(Tanrı Vadisi) adası ABD'nin Utah eyaletinde ki Tanrılar Vadisine benziyor.



Bunu daha önce görmemiştim.Buraya atman güzel olmuş.Tanrı Vadisi'nin ben Oz Büyücüsü Zümrüt Şehirden esinlendiğini düşünüyorum.


Gorosei



Goroseilerin beş kiş olması ve OP dünyasında meşru güçlere (denizciler, CP0 vd) emirler verebilmesi, belli sorunları karara bağlayıp, bu kararları iletmeleri bana Goroseilerin, BM'in (Birleşmiş Milletler) beş daimi üyesinin bir yansıması gibi geliyor.Peki bu beş daimi üye kim ve Konsey (BM GK)ne yapar, biraz bunu anlatmakta yarar görüyorum.

Beş daimi üye ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve Rusya. Şu üye bu ülkeyi temsil ediyor toplarına girmeyeceğim, merak etmeyin. :) Şimdi bu beş daimi üyenin atadığı temsilciler Konsey'de bulunurlar, toplantılara katılırlar ve o beş devleti temsil ederler. Bu beş devletten birisinin bir kararı veto etmesi durumunda Konsey'den karar geçmez, hepsinin o kararı onaylaması durumunda karar uygulamaya girer. Peki bu benzerlikten yapabileceğimiz çıkarımlar var mı ?

Benim çıkarımım en başta şu: Mariejois'te oturan 19 Kutsal Ejder ailesi arasında 5 aile siyasi olarak daha güçlü ve 5 Gorosei onların temsilcileri olabilir. Bu 5 aile, Antik Krallık ile yapılan savaşta, geri kalan 15 devletin hem en güçlüleriydi hem de onlara liderlik ediyorlardı, diye düşünuyorum

Kutasal Ejderler



Şimdi Dof'un ailesini ve Nefertari ailesini dahil edersek 20 tane Kutsel Ejder olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki bu 20 devletin dünyamızda benzediği kurum nedir ? Ben G20 (Gelişmiş 20 devlet) olduğunu, bu oluşuma selam gönderdiğini düşünüyorum. Biraz G20'den bahsedelim.

G20 devletleri sabit değildir, en büyük 20 ekonomiye sahip devletten oluşur ancak; G20'ye girimek ve çıkmak ekonominizin sırası değişse bile, G20 kararı ile olacak bir şeydir. Peki bu G20 ne yapar ? G20'de bir çok konu konuşulabilir ama temelde dünya ekonomisi ve dünya barışı konularında ortak hareket ederek barışı korumayı ve ekonomiyi geliştirmeyi hedefler.

Bu ensesi kalın 20 devletin çıkarlarına ters hareket eden devletlerin durumları da hepinizin malumudur. Dünya barışını tehdit ediyor diyerek bir ülkeye BM barış gücünün girmesi görülmedik şey değildir. Peki gerçekten tehdit mi ediyor girilen devletler, işte bu tartışmalı bir durum. Neyse biz benzerliğe bakalım.

20 ailenin ekonomik ve siyasi gücün büyük çoğunluğunu ellerinde bulundurmaları, ailelerin ticaretle uğraşmaları ve ekonomiyi yönlendirmeleri ve kendilerine karşı gelen vatandaşları keyiflerince öldürebilmeleri ve bundan dolayı suçlu olmamaları, insanlar ile devletleri benzetiyorum açıkcası burada.
Bir diğer benzerlik durumu da "buster call".
Bu çağrı BM barış gücü müdahalesi ya da Nato müdahalesi gibi gelmiştir hep bana.

Buradan pek çıkarım yapamadım ve ipucu bulamadım. :)

Dünya Hükümeti



Bir diğer adıyla World Government. Bu kurum da dünyamızdaki Birleşmiş Milletler'e (BM) benzemektedir. Birleşmiş Milletler'e üye olmayan devlet yok diyebiliriz -öyleki toprağı olmayan Filist'in, tam bir devlet sayılmamasına rağmen (devlet tanımı gereği) bu kuruma gözlemci üyedir. Bu kurum dünya barışını korumak, barış tehditlerine önlem almak, 1.Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı gibi büyük, küresel ve bölgesel savaşları engellemek ister. İki ana organı vardır bir tanesi Genel Kurul, diğeri Güvenlik Komseyi'dir. (Güvenlik Konseyi'ni Gorosei de anlattım, Genel Kurulu'da Reverie içinde değineceğim :) )

Peki benzerlik nedir ? Bu kuruma (WG) üye olmayan hemen hemen hiçbir devlet yok. Devletlerin kendi yönetimlerinin bulunması ve dünyayı yönetmeye aday böyle bir kurumun olması, ülkelerin Denizciler dışında kendi askeri güçlerinin olması, üye devletlerin birbiri ile savaşabilmeleri. Özetlersek WG bir devlet değil bir üst kurumdur. Üye devletler (yani sisteme dahil olanlar) bu kurumun geitirilerinden faydalanabiliyorlar. Üye olmayan devletler (Balıkadam Adası,Wano vd) ne denizciler tarafından savunulmakta, ne de diğer devletler ile tam anlamıyla bir ilişki kurabilimekteler. Bu kurum da BM gibi bir savaş sonrasında kazananlar tarafından kurulmuştur, eski sistem terk edilmiştir ve asıl işlive de yine -BM, savaşı kazananların kurduğu sistemi korumak ister- sistemin sürekliliğini sağlamaktır.

Çıkarımlara gelirsek: Antik Krallık (AK) böyle bir kurum olabilir ve 20 devlet AK'ın kurduğu sistemi devirmiş olabilirler ya da AK ve 20 devlet, WG'nin nasıl bir sistem getireceği (kurum ile beraber kurulacak sistemin ne olacağı konusunda) konusunda anlaşamayıp savaşa tutuşmuş olabilirler ve Will Of D. (D.'nin Arzusu) bir dünya sistemi olabilir. Ancak AK kaybettiği için bu sistem kurulamadı ve WG bu günkü zalim halini almış gibi duruyor. :sapkali:

Reverie



Reverie dört yılda bir, WG üyesi devletlerin bir zirve toplantısı yapmak üzere liderler düzeyinde toplandığı toplantıya verilen addır. Bu toplantıda; savaşlar, ekonomi, ticaret, yeni üye olacak devletler gibi WG sistemi içerisinde ki dünya sorunları konuşulur ve bu sorunlar hakkında kararlar alınır (bu kararların hepsinin bağlayıcı olmadığını, bir çoğunun tavsiyr niteliğinde olduğunu düşünüyorum). Bilinen üye devletler; Alabasta, Ryugu Kingdom, Kano Country, Dressrosa, Blak Drum Kingdom, Germa 66, Goa Kingdom, Sakura Kingdom, Prodence Kingdom ve Ilusia Kingdom ve tabi ki Mariejois'te ki ailelerdir.

Dünyamız ile benzerlik kurduğum nokta ise BM Genel Kurulu'dur. BM Genel Kurulunda sorunlar konuşulur ve tavsiye kararı alınır (bazı bağlayıcı kararlar da alır). Her üye ülkenin daimi temsilcisi burada hazır bir şekilde bulunur. BM Genel Kurulu'nda alınan kararlar hüküm vermezler (çok sınırlıdır daha doğrusu). Bir de BM'ye üye ama BM sistemine aykırı hareket eden devletler vardır. K.Kore gibi. Bu devletler ABD'nin deyimi ile haydut devletlerdir. Sistemden dışlanırlar.

Gelelim çıkarımlara. Alabasta kralı Nefertari Cobra gizli tarih ile ilgili sorular soracağını söyluyordu. Bu yönde bir beklentimiz var. Bu soruları soran Alabasta'nın K.Kore gibi haydut devlet ilan edildiğini görebiliriz. Haydut devlet ilanından sonra buster call ile Alabasta'ya saldırı emri verilebilir. Bu noktada Devrimcilerin devreye girerek Alabasta'yı kurtarabilir ve kendi taraflarına çekebilir.

Denizciler


Denizcileri anlatmadan önce size George Modelski'nin başta güç teorisinden kısaca bahsetmek istiyorum. Bu teoriye göre 15. yüzyılda sömürgeciliğin başlamasından itibaren, her yüzyılda bir, denize kıyısı ve güçlü donanması olan bir devlet başat güç konumuna yükselmiş ve bu konumunu bir yüzyıl boyunca korumuştur. Bu teoriye göre bu konuma yükselen hegemonik devlet aynı zamanda dünyanın en büyük gücü oluyor ve denizaşırı alanlarda küresel egemenlik kuruyordu. Başat güç statüsünü dünyayı etkileyen büyük bir savaş sonucunda kazanıyor ve aynı şekilde (yüzyılın sonunda) büyük bir savaş ile bu statüsünü kaybediyordu. Bu savaşlar dominant power (başat güç) ve challanger (yerine geçmek isteyen) güçler arasında oluyor. Savaşı kazanan her zaman başat güç olmuyor. İki büyük güç savaşırken aradan bir başka güç sıyrılıp başat güç konumuna da gelebiliyor.

One Piece'in büyük çoğunluğunun denizlerden oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Bu durum denizcilerin önemini biraz daha artırıyor ve baktığımızda Kutsal Ejderler'in uzun yıllar boyunca egemen güç olarak kalmalarını da bu kurum sağlıyor. Kısaca denizlere hakim olan, dünyaya da hakim oluyor.

Şimdi de denizcilere biraz bakalım. Denizciler, dünya üzerinde hukuk ve düzeni korumayı kendine ilke edinmiştir ve tamamen Dünya Hükümeti'nin ana gücü konumundadır. Sahip oldukları geniş güçler sayesinde Dünya Hükümeti için çok büyük stratejik öneme sahiptirler. Kısaca WG sisteminin getirdiği statükoyu korumaya çalışırlar.

Peki günümüzde bu işlevi, statükoyu koruma amaçlı hareket eden kurumlar hangileridir ?Bu kurumlar arasında en önemlileri NATO ve BM Barış Gücü ve kriz yaşanan bölgelere müdahale amaçlı BM Koalisyon güçleri gelir. Koalisyanda bulunan devletler sürekli değişebilirler ve Birleşmiş Milletler Barış Gücü savaşların yıkımına maruz kalmış coğrafyalarda barışın ve huzurun kalıcı olarak yerleşmesini sağlamak ve anlaşmaların uygulanmasını sağlamak çin çalışırlar. Bu sebeplerden dolayı Denizciler'in, NATO'yu temsil ettiğini düşünüyorum. Çünkü NATO bir Soğuk Savaş kurumudur. ABD ve müttefiklerinden oluşan bu kurumun korumaya çalıştığı sistem, savaşın bitmesinden sonra statükoya dönüşmüştür. Bu kurum SSCB'nin yıkılmasına ve Vaşova Paktı'nın dağılmasına rağmen varlığını devam ettirmiştir. Kısaca bu kurumun görevi Soğuk Savaş'ta Batı Blok'unu korumaktan, Soğuk Savaş'ın bitmesiyle birlikte kurulan statükonun koruyuma olmuştur. BM görev (daha doğrusu izin) verirse devletlere, terör örgütlerine müdahalede bulunabilirler. Yakın zamanda yapılan müdahalelerden biri Libya müdahalesidir. Somali'de deniz korsanlarına karşı ticaret gemilerini korurlar ve daha bir çok yerde görev yaparlar.

Benzerliklere baktığımızda NATO ve Denizciler, savaş sırasında kurulan (o sırda kurulduğunu varsayıyorum) ve savaşı kazanan tarafın kurduğu statükoyu koruyan silahlı güçlerdir. Temel görevleri ve hegemon gücün emrinde bulunmaları dikkat çeken en büyük ortak noktalarıdır. Aynı zamanda başat güç teorisinde ki deniz hakimiyetini çok güzel resmediyor Denizciler.


Çıkarımlara gelirsek. KK'nın özelliklerinden birisi tüm denizleri fethetmesidir, yani tüm denizlere hakim olan kişidir. Bu tanıma baktığımız zaman KK challanger gücü ve mevcut statüko karşıtlığını temsil ediyor. Bu sebeple KK, Denizciler'i deviren ve denizlere hükmeden yeni başat güç olmalıdır. Ancak Roger bunu başaramamıştır. Roger buna en çok yaklaşan kiş olduğu için KK olarak biliniyor bana kalırsa. Bu sebeple Hasır Şapkalar, Rafthel'e ulaştıklarında bir challenger güç olacaklar ve statükoyu yıkmaya çalışacaklardır. (Bu zaten herkesin beklediğ bir şey :oleyo2:)

Poneglyph

Bildiğiniz gibi Poneglyphler kayıp yüzyıla dair, antik silahlara dair, Rafthel'e nasıl gidileceğine dair olmak üzere bir çok bilgi barındırıyorlar. Bu kitabeleri takip ederek One Piece'e ulaşmaya çalışıyor korsanların büyük bir kısmı. Kitabeler ayrıca hikayenin gidişatın büyük oranda etkileyen temel nesnelerden de bir tanesidir.

Şimdi dünyamızdan ne ile benzerlikleri var bu kitabelerin onlara bakalım. Mu Kıtası Tabletleri,Olivier Levasseur ve antik bir nükleer savaş hikayesi olarak anılan Ramayana ve mahabarata destanı.

Mu Kıtası Tabletleri ilk kez James Churchward tarafından ortaya atılan geçmişte üzerinde ileri bir uygarlığın bulunduğu, Pasifik Okyanusunda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş, çeşitli belge ve bulgular mevcut olmakla birlikte, henüz arkeologlar arasında yaygınlık kazanmamış bir görüştür. Çin'e ve çevre adalara kaçanların kitabelerinde "Kıtamız battı, biz de buraya kaçtık" yazdığı iddia edilen ancak hiçbir zaman bulunamayan tabletlerdir.

Oliver Levasseur ile bağlantısı ise "Korsan Olivier Levasseur tepesinden vuran gün ışığı altında darağacına yürürken boynunda sıradışı bir kolye taşıyordu, kolyeye 17 satırdan oluşan şifreli bir mesaj kazınmıştı, Levasseur darağacına çıktığı sırada olanca nefesiyle kalabalığa doğru haykırdı "bunu çözebilen kişi hazineme sahip olsun.!!" ve kolyesini kalabalığa fırlattı." diye başlayan aşırı benzer bir hikayedir.(bkz.http://www.korsanfan.com/konu/İdam-ve-hazine.1226/)

Ramayana ve Mahabarata destanında ise kimilerine göre geçmişte olmuş bir nükleer savaş anlatılmaktadır kimlerine göre ise o dönemin insanları tarafından kaleme alınmış bir bilim kurgudur. Bir diğer varsayım destanı doğru kabul eder ve insanların uzaylılara karşı savaştıklarını varsayar. Destandan kısa bir örneği de buraya bırakayım: "Krishna´nın, Salva´nın saldırılarını savuşturmak için kullandığı silahlara ait, ses ve etki tasvirleri, aynen günümüz modern silahlarına benzemektedir:
"Onları savuşturdum, bir hayal gibiydiler. Hızla vuran sütunları yolladığımda, gökler parladı ve parçalara ayrıldılar. Gökte büyük gürültüler oldu.”
Ve sonra Saubha´nın görünmez olduğu anlatılır. Sanki Krisnha; hedefi hiç şaşırmayan akıllı bombalar kullanmaktadır. Bu arada atılan bir okun sesiyle savaşçılar ölürler, Salva´nın askerleri “Danavalar” acı çığlıklar atarak yerlere düşerler,
Onları güneşe benzer parlaklığı olan okların sesi öldürür. Sauba kaçmak için karşı saldırıya kalkışır, o zaman Krisnha “özel ateş silahı”nı kullanır.
Bu silah güneş şeklinde halesi olan bir disk şeklindedir. Ve disk, Saubha´yı ikiye böler. Uçan “kent” gökten yere düşer ve Salva ölür.

Şimdi çıkarımlara gelecek olursak, antik silahlar, bulunamayan bir ada ve hazine. Benim beklentim geçmişte bir kıtanın battığı ve bunun antik silahlar yolu ile yapıldığıdır. Kitabelerde bu olayın anlatıldığını düşünmekteyim. Çok bilinen bir teoriye göre Antik Krallık Kırmızı Hatt'ı (Red Line) yıkmak ister ve bunun için antik silahları kullanmaya kalkar, bu durum bir savaş başlatır ve Antik Krallık devrilir, savaşı kazanan Kutsal Ejderler Mariejiose çıkarlar. Hikayenin sonunda da bu hattın yıkılması için antik silahlar kullanılacak varsayımı genel kabul görse de ben bunun böyle olmadığını düşünmekteyim. Bu hattın büyük bir kıtanın batışı sonucunda oluştuğunu, Poneglyhplerden ortaya çıkacak gizli tarihte ise bunun nasıl gerçekleştiğini -yani kıtanın nasıl battığını- anlatacağını düşünmekteyim, bir ihtimal bu kıtanın nasıl yüzeye çıkarılabileceğine dair de ipuçları bırakılmış olabilir. Hikayenin sonunda kıtanın geri yükselmesi için bu silahlar kullanılabilir. Kutsal Ejderler'in astronot gibi gezmelerini de göz önüne alırsak, Kutsal Ejderler'in uzaydan gelmiş ve yerleştikleri bölgelerde ki insanlara zalimce davranmaları soncu Antik Krallık ve Kutsal Ejderler arasında savaş çıkmış olabilir. (Son kısım biraz abartı oldu :D)


Ace

İzanami ve İzanagi Japon tarılarından ikisidir ve karaları yaratmakla görevlendirilirler. Hikaye kısaca şöyledir: İzanagi ve İzanami denizlerin üzerinde karaları yaratmak için görevlendirilirler. Bunuda birlikte olarak yaparlar. Karaların oluşumu bittikten sonra başka tanrılar doğurmaya karar verirler. Ne varki İzanami Ateş Tanrısı Hinoyagihayao'yu doğururken üreme organları yanar ve ölümcül yaralar alır.

Bu dehşet verici ölümün üzerine sonsuz acı ve kedere gömülen İzanagi, Amenoohabari isimli kılıcıyla biricik karısının ölümüne sebep olan Hinoyagihayao'nun kellesini uçurarak onu sekiz parçaya böler. Bu parçalar daha sonra yanar dağlara dönüşür. İzanami bu olayların sonucunda ölüler diyarı Yomi'ye gitmiştir. Orada Yomi'nin meyvesini yemiştir. Onu görmeye gelen İzanagi'nin kendisini görmesini istememiştir ve Yomi'nin meyvesini yediğini bu nedenle buradan ayrılamayacağını söylemiştir. İzanagi'nin ısrarı üzerine İzanami,İzanagi'nin içeriye girmeyip beklemesini, buradan çıkmak için Yomi'ye yalvaracağını söyşemiştir. İzanagi beklemeye dayanamayıp içeriye girince İzanami'nin çürümüş bedenini görmüştür ve İzanami çok sinirlenmiştir. Türlü kovalamacaların ardından İzanami, İzanagi'yi yakalayamamıştır. Bunun üzerine İzanami her gün 1000 insan öldüreceğine yemin etmiştir. İzanagi'de her gün 1500 tane yaratacağını söylemiştir.


Bu hikaye Mera Mera no Mi yiyen Ace ile One Piece'in içinde de işlenmiştir. Annesi Ace'i korumak için iradesi ile doğum süresini uzatmıştır ve bu olayın sonunda ölmüştür. Daha sonra Ace'in WB tayfası içinde iyi ilişkileri olan BB Yami Yami no Mi'yi yemiştir ve BB bu meyveyi yemesinin ardından birçok insanın ölümüne neden olacak olaylar zincirini başlatmıştır. Yani ilk BB ölmüş ve Yomi'nin meyvesini yiyen BB doğmuştur. BB'nin sebep olduğu olaylar zincirinin sonunda Ace idam edilmek üzere MF'ye götürülmüştür. Ace'in idam edileceği yerde ise Magu Magu no Mi yemiş olan Sakazuki ise ilk defa görülmüştür.


Yani ateşin öleceği yerde volkan ortaya çıkmıştır. Nitekim Sakazuki, Ace'i öldürerek seride ateşin ölümü ile volkanın doğuşunu simgeleyecek olayı gerçekleştirmiştir. Tüm bu olayların sonunda Ace ölürken, Sakazuki doğmuş ve filo amirali olmuştur.
Gelecek incelemeler:

Wano


Dikkatinizi çeken benzerlikler varsa tavsiye ederseniz sevinirim. :utangac:

Seride sağlayacağı ipuçlarına katkılarınızı yorumlarda bekliyorum. :byee:
 
Son düzenleme:
Kutsal ejderler sömürgeci Avrupalı(batılı) devletlere de benziyor. Kölelik kullanmaları, bütün kaynakları kendilerine ayırmaları, diğer devletlere yaşama hakkı veriyorlar ama kendilerine bağlı oldukları sürece. Sistemi koruyan ise denizciler yani ABD ordusu. ABD ordusu çokça "marine" denilen deniz piyadelerinden oluşan bir ordudur. Zaman ölçüsüne göre İngilizler'in yenilmez armadasını da yansıtıyor olabilir. Batılılar'ın ele geçiremedikleri tek tük Wano (Japonya) gibi ülkeler var. Mesela Japonya sömürge olmamıştır. Tabi bire bir aynı gitmez ama benzerliklerden bahsediyoruz zaten.
 
Kutsal ejderler sömürgeci Avrupalı(batılı) devletlere de benziyor. Kölelik kullanmaları, bütün kaynakları kendilerine ayırmaları, diğer devletlere yaşama hakkı veriyorlar ama kendilerine bağlı oldukları sürece. Sistemi koruyan ise denizciler yani ABD ordusu. ABD ordusu çokça "marine" denilen deniz piyadelerinden oluşan bir ordudur. Zaman ölçüsüne göre İngilizler'in yenilmez armadasını da yansıtıyor olabilir. Batılılar'ın ele geçiremedikleri tek tük Wano (Japonya) gibi ülkeler var. Mesela Japonya sömürge olmamıştır. Tabi bire bir aynı gitmez ama benzerliklerden bahsediyoruz zaten.
WG'yi, BM'ye baya benzetiryorum ben. Keşke ilk onu yazsaymışım aklıma gelmedi o. :of:

Dediğin benzerliklerde kurulabilir tabi. Katkıların için teşekkür ederim. :sapkali:
 
WG'yi, BM'ye baya benzetiryorum ben. Keşke ilk onu yazsaymışım aklıma gelmedi o. :of:

Dediğin benzerliklerde kurulabilir tabi. Katkıların için teşekkür ederim. :sapkali:
Yazmış sayılırsın. Gorosei'lere beş daimi üye demişsin zaten.

Goroseiler için şu şekilde benzetmeler var. Ortadaki eleman net bir şekilde eski sovyet lideri Gorbaçov. Diğerleri teorilerin içeriğine göre değişiyor. İlk elemanı Abraham Lincoln'e benzeten var, ikinci elemanı Gandi'ye benzeten var vs.
 
Yazmış sayılırsın. Gorosei'lere beş daimi üye demişsin zaten.

Goroseiler için şu şekilde benzetmeler var. Ortadaki eleman net bir şekilde eski sovyet lideri Gorbaçov. Diğerleri teorilerin içeriğine göre değişiyor. İlk elemanı Abraham Lincoln'e benzeten var, ikinci elemanı Gandi'ye benzeten var vs.
Fotoğrafı göremiyorum. :(

Benzerlikler benden, teoriler sizden. :) (Benzerliklere de katkılarınızı bekliyorum.)
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık