Öncelikle bu yazı dizisinde bilmediğiniz bir şey yazmıyor. Sadece toplu bir tarih anlatısı olması için bunu yazıyorum. Okumasanız da bir şey kaybetmezsiniz yani. Yazı dizisi tamamen objektif bilgilere dayanan ve resmiyete sahip bilgilerin derlenmesinden oluşmaktadır.
One Piece Hikayesinin Başlangıcına Dair
One Piece dünyasının ve evreninin kesin tarihi bilinmez. Bir tanrı ya da tanrı grubu tarafından mı yaratıldığı, yahut kendi kendine hiçlikten mi oluştuğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Bu yüzden bu yazı dizisinde bu konudan bahsedilmeyecektir. Grand Line içerisinde tarih öncesinden kalma ve halen içinde dinozorların yaşadığı adaların varlığı göz önüne alındığı zaman dünyanın en azından milyon yıl ile ifade edilebilecek kadar yaşlı olduğuna kanaat getirilebilir.
Ohara'da görülen makette dünyanın merkezde olduğu bir uydu sisteminin varlığı görülmüştür (Görsel 1). Dünyanın etrafında dönen yedi uydudan sadece Ay'a dair bazı bilgiler verilmiştir. Ay'da yaşayan tuhaf mahluklar (Görsel 2) ve çok eski çağlardan kalan bazı tarihi kalıntılar mevcuttur (Görsel 3). Bu kalıntılar ışığında bizim gök insanları olarak bildiğimiz kanatlı türün mensuplarının (kendilerinden yazının ileri kısımlarında bahsedilecektir) zamanında Ay'dan geldikleri bilgisine ulaşılır (Görsel 4). Ay'a dair başka hikayeler bu yazı dizisinde anlatılmayacaktır.
One Piece dünyası bizim dünyamıza benzeyen küresel bir şekle sahiptir. Yapısına bakıldığında üzerinin büyük kısmını okyanuslar kaplar. Red Line adı verilen ve dünyanın etrafını dolaşan tek bir kıtası vardır. Yaşam adalar üzerinde sürer. İzole olmuş bazı bölgeler tek mevsim ya da tek bir tarih dönemini yaşar. Bunun haricinde kalan yerlerde normal iklim türleri görülür. Red Line'dan hariç olarak Grand Line isimli okyanus da dünyanın etrafını dolaşır. Red Line ve Grand Line farklı açılardan bir çember oluşturdukları için, dünyayı dörde bölerler (Görsel 5). Bölünmüş bu dört büyük deniz yönlerinde göre isimlendirilmiş Mavi Denizler'dir.
Dünya Hükümeti çalışmalarından ötürü One Piece dünyasının geçmiş tarihi hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Dünya üzerinde bilinen en eski canlı varlık yok edilmeden önce Ohara'da bulunan Bilgi Ağacı'ydı. Beş bin yılı görmüş ve geçirmiş olan bu kadim ağaç içindeki bilgi hazinesi ile birlikte tarihe gömülmüştür. Şu an yaşamını sürdüren en yaşlı canlı ise bilinmeyen bir sebepten ötürü sonsuza yürüme cezasına çarptırılan bin yaşındaki Zunisha isimli bir fildir. Dört bin yıl önce Alabasta Krallığı'nın temelleri atıldı. Bin yüz yıl önce Shandora'nın altın şehri yapıldı ve hızla zenginleşti. Aynı dönemde Tontatta Kabilesi, Donquixote Ailesi tarafından asıl yaşadıkları yer olan Dressrosa'dan komşu bir ada olan Green Bit'e sürüldü. Cennet Çağı'nda yaşanan bu gelişmelerin detayından başka hiçbir kaynakta söz edilmez.
İnsanların faaliyetlerine dair bilinen kapsamlı ve en eski olaylar Cennet Çağı'nın ardından başlayan Deniz Çağı'nda yaşanmıştır. Tarih olarak dokuz asır öncesine dayanmaktadır. O dönemlerde dünyayı domine eden bir krallık bulunuyordu (Krallığın adı bazı kaynaklarda Antik Krallık olarak geçer. Bu yüzden ilgili kısımda bu krallıktan Antik Krallık olarak bahsedilecektir). Antik Krallık her yönden çok gelişmişti ve durdurulması hayal bile edilemeyecek bir seviyeye ulaşmıştı. Bu krallık himayesinde yaşadığı düşünülen yirmi ulus bir ittifak oluşturarak, bu büyük krallığa baş kaldırdı. Dünyayı kasıp kavuran bu savaşa dair hiçbir kaynakta ya da destanda bilgi yoktur. Zira yüz yıl süren bu savaş döneminde olan her şey tarihin tozlu raflarında yerini almıştır. Yirmi krallık nasıl yaptıkları bilinmemekle birlikte, bir şekilde büyük krallığı ekarte etti ve dünya sahnesinden sildi. Bu savaş döneminde, öncesinde hızla yükselmiş olan Shandora da düştü. Antik Krallık insanları, yirmi krallığın bu dönemde yapılanları gizleyeceğini anladıklarından mıdır bilinmez, ellerindeki tüm tarih külliyatını Kozuki Hanesi olarak bilinen taş ustalarına emanet etti ve bu bilgiler yok edilemez taşlara kazınarak dünyaya miras bırakıldı (Görsel 6). Antik Krallık'ın ortadan kaldırılmasının ardından dünyada kendinden başka büyük güç kalmayan yirmi krallık şimdi Dünya Hükümeti olarak bilinen oluşumu kurdu (Görsel 7). Oluşumun başkenti olarak da dünyadaki tek kıta olan Red Line'in üzerinde Mariejois şehrini seçti. Deniz seviyesinden on bin metre yukarıda olan bu kent, her yönden oldukça korunaklıydı. Bu sebepten ötürü yüzlerce yıl boyunca şehre saldırıp da yok edebilen tek kişi Fisher Tiger isimli bir balıkadam olacaktı. Savaş kazanıldıktan ve Antik Krallık devrildikten sonra, yirmi krallığı temsil eden aileler bu başkente taşındı. Sadece Alabasta Krallığı yerini terk etmedi ve kendi ülkesinde kaldı. Antik Krallık'ın kötü ve tiran bir ülke olduğuna, Dünya Hükümeti'nin ise bu kötülüğü dünyadan kazıdığına dair propagandalar yapıldı. Bunun sonucu olarak Antik Krallık'ı deviren ülkelerin kraliyet ailelerine mensup olan kişiler tanrı olarak görüldü ve kendilerine her türlü imtiyaz tanındı. Dünya Hükümeti savaş dönemi olan ve şimdilerde Boş Yüzyıl olarak bilinen yüz yıllık zaman diliminin araştırılmasını ve büyük krallıktan kalan Poneglyph isimli taş kitabelerin okunmasını yasakladı. Bundan sonra dünya uzun süreli bir barış ve refah dönemine girdi. Dünya Hükümeti dünyadaki diğer ülkeleri kendi himayesine alarak, kendisine karşı gelebilecek bir gücün önüne geçmeyi amaçladı. Savaşın üzerinden iki yüzyıl geçtikten sonra, dünya halklarının kaynaşmasını sağlamak amacı ile bugün bile yapımı sürmekte olan, bütün adaları birbirine bağlayacak bir köprünün inşasına başlandı. Dünya bir istikrar dönemi yaşıyor olsa da, yaklaşan korsan tehlikesi bu dönemi son erdirecekti.
Korsanlara Dair
Büyük kısmı okyanuslardan oluşan One Piece dünyasında suç unsurlarının büyük bölümü korsanlar tarafından gerçekleştirilir. Korsanlığın ne zaman başladığı hakkında net bir tarih bilgisi yoktur. Ancak korsanlar ile mücadele edilmesi için oluşturulan Dünya Hükümeti'nin askeri deniz gücü olan Denizciler'in çağlardan beridir var olduğu göz önüne alındığında, korsanların da asırlardır var olduğu söylenebilir.
Bilinen en eski korsan tayfası yüz yıldan daha uzun süre önce denizlerde bulunmuş olan Dorry ve Broggy'nin ekibidir. Ancak bu korsan tayfası dahil olmak üzere Gol D. Roger (kendisinden ve yaptıklarından Büyük Korsan Çağı kısmında bahsedilecektir) dönemine kadar hiçbir tayfa tarihi etkileyecek kadar büyük bir olaya imza atamamış ve denizlerde terör estiren suçlular olarak kalmıştır.
Dünya Hükümeti korsanlar konusunda oldukça katı bir politika izler. Korsan bayrağı açmış her gemi ve içinde bulunan kişiler korsanlık yapmasalar dahi korsan olarak kabul edilir ve başlarına ödül koyulur (Görsel 8). Korsan faaliyetlerine karşı dünyadaki en büyük karşıt güç Denizciler'dir, fakat şu an bu kurum anlatılmayacaktır. Ceza sistemi çoğunlukla ömür boyu hapis olarak uygulanır. Ancak Dünya Hükümeti, diğer korsanlara gözdağı vermek için isim yapmış korsanları halka açık şekilde idam eder (Gol D. Roger ve Portgas D. Ace gibi). Idam edilmeyen suçlular Impel Down (Görsel 9) olarak bilinen devasa bir tesiste ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. Ödül sistemi Denizci olmayan, fakat görece güçlü olan kişilerin korsanları yakalaması için yapılmış bir sistemdir. Bu işi yapan kişilere ödül avcısı denilir. Her ne kadar ödül sistemi cazip olsa da, ödül avcılığı yapan kişi sayısı oldukça azdır. Denizciler'in bünyesinde olan kişilere ödüllü bir korsan yakaladıkları zaman ödül verilmez. Buna ek olarak Dünya Hükümeti bazı güçlü korsanları kendi safına çekerek onlara bazı haklar sağlar ve karşılık olarak diğer korsanları yakalamasını ister. Bunu kabul eden korsanlara Shichibukai (Denizin Yedi Savaş Lordu) adı verilir. Kendilerinden yazı dizisinin ileri kısımlarında bahsedilecektir.
Üstteki paragraf Dünya Hükümeti'nin korsanlara karşı aldığı önlemlerin küçük bir özetidir. Şimdi ise korsanların penceresinden durum açıklaması yapılacaktır. One Piece dünyasında bulunan korsanların farklı motivasyonları vardır ve hepsi de sanıldığı gibi kötü kimseler değildir. Bazı korsanlar hazine peşinde koşar, bazıları daha özgür olduklarını düşündükleri için bu yola sapar, bazıları ise gerçekten kötü oldukları için korsan olur. Korsanlar genel olarak başka korsanların işine taş koymaz. Fakat çıkar çatışmaları söz konusu olduğu zaman birbirleri ile savaşmaktan da çekinmezler.
Korsanlar genellikle alt tabakadan gelen insanlardır. Yine de kraliyet ailesi mensupları (Wapol ve Vinsmoke Sanji gibi) ve hatta eskiden Dünya Asili (Donquixote Doflamingo gibi) olan kişiler de şartlar gereği korsanlık yapabilmektedir. Eskiden yaşadıkları fakirlik ve kıtlık yüzünden çoğu korsan hazine ve zenginlik peşindedir. Yine de buna istisna teşkil eden bazı korsan tayfaları da vardır (Beyazsakal Korsanları gibi). İsimlerden bahsetmiş iken, burada bir ek parantez açmak gerekir. Korsan tayfaları isimlerini kaptanın adından ya da lakabından alır. Yani yukarıda adı geçen Beyazsakal Korsanları'na mensup olan kişilerin hepsinin beyaz bir sakalı yoktur. Yahut serinin bel kemiği olan Hasır Şapka Korsanları'ndaki herkes hasırdan bir şapka takmaz.
Denizlerde amaçsız bir şekilde suç işleyen ve kafalarının estiği şeyi yapan korsanlar, belli bir amaca yönelmedikleri için Dünya Hükümeti açısından çok büyük bir tehdit oluşturmuyordu. Fakat daha önce kimsenin kalkışmadığı bir çılgınlığı yapan Gol D. Roger isimli bir korsan, hem korsanların kaderini hem de dünya tarihini baştan aşağıya değiştirecekti.
Büyük Korsan Çağına Dair
Büyük Korsan Çağı özellikle korsanların denizlerde çoğaldığı ve parladığı bir çağdır. Ancak geçmiş çağların aksine çeyrek asır kadarlık kısa bir dönemi kapsar. Çağın başlamasına vesile olan kişi Gol D. Roger'dır (Görsel 10). Lâkin kendisi başlatmış olduğu bu çağı görememiştir. Bu çağda yaşanmış olayların özümsenmesi için öncelikle çağın başlangıcına kadar olan dönemde yaşananları anlatmak gerekir.
Gol D. Roger korsanlık yapmaya başladığı dönemde tıpkı diğer korsanlar gibi amaçsız şekilde denizlerde seyreden sıradan bir adamdı. Fakat yine de adını duyurmayı başarmıştı (bu bilgi Brook tarafından verilmiştir). Roger'ın bir korsan olarak yaptığı en büyük iş daha önce kimsenin yapmadığı (ya da yapmaya kalkışmadığı) bir şeyi yaparak Grand Line'ın tamamını ele geçirmesi ve gizli bir ada olan Raftel'i bularak Korsan Kral gibi bir unvan elde etmesidir. Roger'ın yaptığı şeyin arkasında şüphesiz başka bir amaç daha vardı. Fakat bu amacı kendisi ile birlikte mezara götürmüştür. Korsan Kral'ın durduk yere neden birden Grand Line'a gitmeye karar verdiği (daha önce gidip, gitmediği hakkında bilgi yoktur) bilinmemektedir. Ancak öğrenilen şey, ölümcül bir hastalığa yakalandıktan sonra böyle bir şey yaptığıdır.
Roger yolculuğuna başladıktan sonra Grand Line'ın girişinde o zamanlar (hatta şimdi de) İkiz Burun Deniz Fenerinin bekçisi olan ve aynı zamanda doktorluk mesleğine sahip Crocus'u kendisini hayatta tutması için geçici olarak yanına almıştır. Roger'ın zorlu Grand Line yolculuğu hakkında pek fazla bilinen şey yoktur. Ancak yolculuk esnasında Edward Newgate, Charlotte Linlin ve Shiki gibi oldukça güçlü korsanlar ile karşı karşıya geldiği, aynı zamanda Denizciler'den kaçmaya çalıştığı bilinmektedir. Roger'ın bir diğer dikkat çeken özelliği de, Antik Krallık zamanından kalma kitabelerin üzerinde ne yazdığını anlayabilmesi idi. Bu sayede Raftel'e ulaşmak için okunması gereken dört Yol Kitabesinin bilgilerine ulaşabilmiştir. Ayrıca eski çağlarda bu taş kitabeleri yapanların soyundan gelen Kozuki Oden isimli bir adam da yolculuğunda Roger'a eşlik etmiştir.
Roger yolculuğunun sonunda bilinmeyen amacına ulaştı ve Korsan Kral oldu. Bunun ardından tayfasını dağıttı ve kendisi de kayıplara karıştı. Yerinin bilinmediği bir yıllık süre içerisinde Baterilla isimli bir adada Portgas D. Rouge (Görsel 11) isimli bir kadınla aşk yaşadı. Bu aşkın meyvesi olarak da Portgas D. Ace isimli bir çocuk doğacaktı. Bir gün Roger kendi ayakları ile gelerek Denizciler'e teslim oldu. Fakat bu gerçek halktan gizlendi. Dünya Hükümeti onu kendileri yakalamış gibi gösterdi. Roger idam edilmeden önce Rogue'dan doğacak olan çocuğunu Denizciler içerisinde kendisinin baş düşmanı olan Monkey D. Garp'a emanet etti. Roger'ın yakalandığını duyan Shiki, saygı duyduğu bu eski düşmanını kendi elleri ile öldürmek için Denizciler'in kalesi olan Marineford'u bastı (Görsel 12). Burada eskiden Denizcilerin Filo Amirali olan ve dövüşün olduğu dönemde Amiral rütbesine sahip olan Sengoku ve Kor-Amiral Monkey D. Garp'a karşı dövüştü. Marineford'un yarısının yok olduğu bu savaşın sonucunda Shiki yakalandı ve Impel Downa kapatıldı. Fakat hapsedilmesinin ikinci yılında kaçmayı başardı ve Impel Down'dan kaçabilen ilk ve tek kişi oldu (bu çağa ait önemli bir olay olduğu için bu bilgi verilmiştir). Beklenen gün geldiğinde Roger, doğduğu yer olan Doğu Mavi'nin Loguetown Adası'nda kafası kesilerek idam edildi. Ancak Roger ölmeden önce daha önce görülmemiş büyüklükteki hazinesini isteyenin alabileceğini haykırdı ve böylece Büyük Korsan Çağı'nı başlattı.
Roger'ın ölümünden sonra hayalperest insanlar, maceracılar, hazine avcıları, serseri takımı ve benzeri insanlar korsan bayrakları çekerek denizlere açıldı. Bu tarihten sonra denizlerde büyük bir kaos yaşandı. Çünkü zincirlerden boşanmış gibi bir sürü insan korsan olarak denizlerde terör estiriyordu. Bu korsanlardan pek çoğu denizlerde yitip gitti, birazı da dünyaya iz bırakacak işlere imza atabildi. Büyük Korsan Çağı esnasında yaşanan büyük olaylardan bahsedelim:
Shiki, bacaklarını keserek ve Fuwa Fuwa no Mi isimli Şeytan Meyvesi'nin (Şeytan Meyveleri yazı dizisinin ileri bölümlerinde anlatılacaktır) verdiği uçma gücü sayesinde Impel Down'dan kaçtı. Daha sonra ise uzun süreli bir plan yapacağını söyleyerek ortadan kayboldu.
Fisher Tiger isimli bir balıkadam Dünya Asilleri tarafından yakalandı ve köle olarak kullanıldı. Bir fırsatını bulduktan sonra kaçmayı başaran Tiger, geride kalan kölelerin durumunu bildiği için öylece kaçıp gidemedi. Kaçtıktan kısa bir süre sonra silah takviyesi yaparak Mariejois'a saldırdı ve tüm köleleri serbest bıraktıktan sonra şehri yaktı (Görsel 13). Kaçan balıkadamları yanına alarak Güneş Korsanları isimli bir korsan tayfası kurdu. Bir süre sonra Foolshout Adası'nda Denizciler tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü.
Bir Shichibukai olan Crocodile, Alabasta Krallığı'nı ele geçirmeye çalışırken, Hasır Şapka Korsanları ile karşı karşıya geldi ve yenildi. Planları açığa çıktıktan sonra tutuklanarak Impel Down'a kapatıldı. Monkey D. Luffy ve Buggy önderliğinde gerçekleşen isyanda hapisten kaçtı. Daha sonra da kayıplara karıştı.
Hasır Şapka Korsanları'nın bir üyesi olan ve Ohara Katliamı'ndan kurtulan tek kişi olduğu düşünülen Nico Robin, Dünya Hükümeti'nin gizli istihbarat birimlerinden biri olan CP9 tarafından ele geçirilince, Hasır Şapka Korsanları Enies Lobby isimli Dünya Hükümeti tesisini bastı. Tayfa başarıya ulaşarak Robin'i kurtardı. Enies Lobby, Denizciler'in savaş gemileri tarafından yerle bir edildi.
Roger'ın oğlu olan Portgas D. Ace, arkadaşını öldürdüğü için Marshall D. Teach'i kovaladı. Banaro Adası'nda onu yakalamayı başardı. İkili arasında bir dövüş gerçekleşti ve Ace yenildi. Teach, Ace'i Denizcilere teslim ederek Crocodiledan boşalan Shichibukai pozisyonunu elde etti.
Portgas D. Ace'in manevi kardeşi olan Monkey D. Luffy, Ace'in yakalandığını öğrenince gizlice Impel Down'a sızdı ve isyan çıkardı. İçeride topladığı mahkumların da yardımı ile yanına aldığı 240 kişi ile birlikte hapisten kaçmayı başardı.
Luffy ile hemen hemen aynı zaman dilimi içerisinde Impel Down'dan tayfasına güçlü adamlar almak isteyen Marshall D. Teach de sahip olduğu Shichibukai unvanını kullanarak Impel Down'a baskın yaptı. Eskiden hapishanenin baş gardiyanı olan Shiliew'in yardımı ile başarıya ulaştı ve birçok tehlikeli mahkumun kaçmasına neden oldu.
Bu sayılan olaylar içerisinde bu çağı etkileyen en büyük olay Portgas D. Ace'in ele geçirilmesidir. Çünkü bu olay, Büyük Korsan Çağı'nın kapanmasına neden olacak kadar büyük bir savaş çıkmasına sebebiyet verecekti.
Yeni Çağ'a Dair
Yeni Çağ, One Piece dünyasında şu an içinde bulunulan çağdır. Bu çağın isminden ilk olarak Bellamy isimli bir korsan bahsetmiştir. Bu yeni dönemden Korsanların Yeni Çağı olarak da bahsedilmektedir. Çağın başlangıcı Marineford Savaşı kabul edilir. Konu bütünlüğü açısından tarihe büyük bir iz bırakan bu olayın incelenmesi elzemdir.
Yazı dizisinin geçen bölümünde anlatılan Portgas D. Ace'in yakalanmasının sebep olduğu büyük savaş, Marineford Savaşı'dır. En çok bu isimle biliniyor olsa da, bazı kaynaklarda bu savaş için Zirve Savaşı, Beyazsakal Savaşı ya da En İyilerin Savaşı isimleri de kullanılır. Savaş, o dönemde dünyanın en güçlü tayfası olan Beyazsakal Korsanları ve Denizciler arasında gerçekleşmiş (Görsel 14), dünya çapında büyük etkilere sebep olmuştur. Savaşın nasıl ve neden başladığı, nasıl sonuçlandığı bu bölümde anlatılacaktır.
Geçen bölümde anlatıldığı gibi Portgas D. Ace, aslında eskiden tayfa arkadaşı olan Marshall D. Teach tarafından mağlup edilerek, Denizciler'e verildi. Portgas D. Ace, eski Korsan Kral olan Gol D. Roger'ın öz oğluydu ve bu gerçek Dünya Hükümeti tarafından biliniyordu. Aslında Ace'in kimliği çok daha önceden belliydi, fakat Beyazsakal olarak bilinen dönemin en güçlü korsanı olan Edward Newgate onu himayesine aldığı için bir süre güvende oldu. Dünya Hükümeti tıpkı Roger'a yaptığı gibi dünyadaki korsanlara gözdağı vermek için Ace'in o dönem Denizciler'in kalesi olan Marineford'da idam edileceğini tüm dünyaya duyurdu. Yapılan bu duyuru, dünyanın öbür ucunda yaşayan ve olayla bir ilgisi bile olmayan insanların bile korkudan evlere kapanmasına neden olacak kadar büyük bir savaşın işaretiydi. Adamlarının intikamını mutlak suretle aldığı bilinen Edward Newgate'in, Ace için geleceği de kesindi. Bu yüzden Dünya Hükümeti sahip olduğu tüm askeri gücü Marineford'a yığdı. 100.000 asker, Shichibukai ve yüzlerce savaş gemisi ile düşmanı beklemeye başladı. Savaşın öncesinde Monkey D. Luffy tarafından Ace'i doğrudan hapisten kaçırmak için bir girişim olduysa da, başarıya ulaşmadı. İdam saatinden önce Beyazsakal Korsanları sahip olduğu müttefikler ile birlikte Marineford'a geldi ve tarihin gördüğü en büyük savaş bu şekilde patlak verdi. İki taraf da ağır kayıplara uğradı. Aynı şekilde iki taraf da destek kuvvetler aldı. Denizciler, proje aşamasında olan Pacifista isimli sayborgları sahaya sürdü. Beyazsakal Korsanları da Impel Down'dan gelen mahkumların güçlerini kullandı. Luffy'nin yoğun çabaları ile Ace idam sehpasından kurtarıldı. Ancak Ace kaçmak üzere iken oldukça kurnaz bir adam olan ve dönemin Amiraller'inden Akainu lakaplı Sakazuki tarafından kışkırtıldı ve göğsü delinerek öldürüldü (Görsel 15). Manevi kardeşinin ölümü yüzünden şoka giren Luffy de yine Sakazuki tarafından ağır şekilde yaralandı. Yine de savaş alanındaki korsanlar sayesinde olay yerinden kaçırıldı. Çabaları başarısız olan Edward Newgate, Sakazuki'yi kısa bir süre savaş dışı kalacağı şekilde mağlup etti ve ölmeden önce tüm Denizci kuvvetlerini yanında götürmek istedi. O anda Marshall D. Teach beklenmedik bir şekilde savaş alanına geldi ve yanındaki adamları ile birlikte Edward Newgate'e saldırdı. Newgate ölmeden önce tüm dünyaya One Piece isimli hazinenin gerçekten de var olduğunu söyleyerek korsanlar üzerinde Roger gibi bir etkiye neden oldu. Karasakal Korsanları tarafından katledilen büyük korsan Edward Newgate'in ölmüş bedeni yere düşmeyi reddetti. Bir kez bile düşmanına arkasını dönmeyen ve sırtındaki namusunda tek bir çizik bile olmayan devrinin en güçlü adamı işte böyle yitip, gitti (Görsel 16).
Edward Newgate'in ölmesi savaşı bitirmedi, aksine daha da şiddetli bir biçimde devam etmesine neden oldu. Marshall D. Teach, dünyayı yok edebilecek bir güce sahip olduğu söylenen Gura Gura no Mi isimli meyvenin güçlerini bilinmeyen bir şekilde ele geçirdi (Görsel 17). Fakat dünyanın en güçlü korsan tayfalarından biri olan Kızıl Saç Korsanları savaş alanına geldi ve savaşın bittiğini duyurdu, savaşmak isteyenlere ise meydan okudu (Görsel 18). Ağır kayıplar veren Denizciler, böyle büyük bir güç karşısında tekrardan savaşa girme riskini göze almadı, amaçlarına ulaştıkları için korsanların geri çekilmesine izin verdi.
Savaşın etkileri büyük oldu. Dünyanın en güçlü korsan tayfası olan Beyazsakal Korsanları birçok adamını kaybetti. Kalan adamlar Marshall D. Teach önderliğindeki Karasakal Korsanları ile Hesaplaşma Savaşı adı verilen bir mücadeleye girdi, fakat yenildiler ve kesin olarak dağıldılar. Beyazsakal Korsanları'nın müttefikleri ise daha sonra Edward Weevil isimli bir korsan tarafından avlandı. Eskiden bu korsan tayfasına ait olan adalar başka korsanlar tarafından yağmalandı. Bu bölgelerden çoğunu ele geçiren Karasakal Korsanları yükselişe geçti ve yeni Yonko (bu terim daha sonra açıklanacaktır) tayfası kabul edildi. Daha sonra uzun zamandır gizli olan Devrim Ordusu'nun Baltigo'daki kalesini yıktı. Eskiden çaylak olan korsanlar kendilerini gösterme fırsatı buldu. Dünyadaki en ünlü ve korkulan korsanlardan biri olan Donquixote Doflamingo düştü ve tutuklandı.
Savaşın sonuçları Denizciler üzerinde de beklenmedik bir şekilde büyük oldu. Filo Amirali olan Sengoku ve üç Amiral'den biri olan Aokiji lakaplı Kuzan istifa etti. Sengoku'nun yerine eski üç Amiral'den biri olan Sakazuki geçti. Denizciler'in ana üssü Marineford'dan G-1'a taşındı. Dünya genelinde zorunlu askerlik yasası çıkarıldı. Bu yasa kapsamında iki yeni Amiral göreve getirildi. Shichibukai organizasyonu yenilendi. Marshall D. Teach pozisyonundan istifa etti, Gekko Moriah ise yetersiz olduğu gerekçesi ile görevden alındı. Boş pozisyonlara Buggy, Trafalgar D. Water Law ve Edward Weevil isimli korsanlar getirildi (kendilerinden detaylı olarak bahsedilecektir).
Dünyanın büyük bir değişim geçirdiği bu çağda daha birçok olay yaşanacaktır. Ancak bu bilgilere henüz sahip olmadığımız için, uzun bir süre sonra bu destan tamamlanacaktır.
Irklara Dair
One Piece dünyasında birçok farklı ırk yaşar. Ancak baskın olan insan ırkıdır. Bu bölümde öncelikle insan ırkı ve diğer ırklar ele alınacaktır.
İnsanlar
İnsanlar dünyanın her yerinde bulunan ve teknolojik açıdan en gelişmiş ırktır. Fakat ırkların geneline bakıldığı zaman, ırklar içerisinde fiziksel olarak en zayıf olandır. İnsanlardan çok daha güçlü olan Balıkadamlar ve Devler'in bulunduğu Grand Line'da bile insan egemenliği söz konusudur. İnsanlar genel olarak gerçek dünyadaki insanlara benzerler, ancak çok farklı insan biçimleri bulunur. Gerçek dünyada iki metre boya sahip biri bile çok uzun sayılırken, One Piece dünyasında sekiz metre boya sahip insanlar vardır. Yine de genel insan popülasyonu içerisinde iki metreden daha uzun boya sahip kişi sayısı azdır. Görünüş olarak belli bir insan tipi olsa da, arada ekstrem örnekler çıkar. Şeytana benzeyen (Gekko Moriah, Magellan, Saldeath gibi), primata benzeyen (Masira ve Shojo gibi), boynuzlarından dolayı koyuna benzeyen (Merry ve Caesar Clown gibi) insanlar vardır. Bu kişiler görünüş olarak insana hiç benzemeseler bile, ayrı bir ırk değillerdir. Bazı insanların uzuvları normal sayılamayacak kadar uzun olabilir. Chinjao ve Strawberry gibi çok uzun ve sivri kafaya sahip olan insanlar nadir olsa da vardır.
One Piece dünyasındaki insanlar, 140 yıl yaşayabilirler. Ancak hastalık ve dış etkenler bu süreyi düşürebilmektedir. İnsanların diğer ırklarla çiftleşmesi seride az da olsa rastlanan bir durumdur. Şimdiye kadar sadece insan ve balıkadam melezi olan bireyler (Sapi ve Dellinger) görülmüştür. Bu melez bireylerin ortalama ömürlerinin insanlar kadar olup olmadığı bilinmemektedir. İnsanların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 500.000 Berry'dir.
Devler
Devler, insanlara benzeyen ancak aşırı derecede büyük olan bir ırktır. Aslında onlar için devasa boyutlara ulaşmış insanlar demek yanlış olmaz. En az on beş metre boya ve aşırı derecede yüksek fiziksel güce sahiptirler. Hatta dünyadaki en güçlü krallığın devlere ait olduğu söylenir. Devlerin ekseriyeti Elbaf adı verilen bir adada yaşar. Ancak Elbaf'tan başka dev adaları da vardır. Devleri aşırı uzun boylu insanlarla karıştırmamak gerekir. Zira bir dev, bilinen en uzun insandan bile daha büyüktür. Ancak boyu kısa olan devler de vardır. Örneğin Bastille bir dev olmasına rağmen, boyutu küçüktür.
Büyüklük olarak devler gezegendeki karalar üzerinde yürüyen en büyük (biri hariç) canlılar değildir. Eğer soyları tükenmedi ise, Oars ve onun soyundan gelen yaratıklar (Oars Jr. gibi) devlerden bile daha büyüktür. Bu türün mensupları canavara benzer. Değişik ten renkleri (pembe ve sarı gibi), boynuzları ve sivri dişleri vardır. Fakat Oars ve hısımlarından da büyük bir canlı daha vardır; Sanjuan Wolf. Wolf'ün bilinen bütün devler içerisinde en büyüğü olduğu söylenmiştir.
Devler büyük oldukları için, sahip oldukları yetenekler de büyüktür. Ağladıkları zaman yerlerde su birikintileri oluşur. Normal bir insanın üç katı kadar yaşayabilirler. Tıpkı insanlar gibi, devler de diğer ırklar ile çiftleşebilmektedir. Şimdiye kadar sadece dev ve balıkadam melezi bireyler (Big Pan gibi) görülmüştür. Bu alt türe wotan adı verilir. Gerçek devler kadar olmasa da, büyüklerdir. Bu melez bireylerin ortalama ömürlerinin devler kadar olup olmadığı bilinmemektedir. Devlerin köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 50.000.000 Berry'dir.
Cüceler
Cüceler (Görsel 19) şimdiye kadar seride sadece bir yerde görülmüş insansı küçük bir ırktır. Boyut olarak kısa bir insan boyunda değil, avuç içine sığacak kadar küçüklerdir. Normal insanlar bir devin yanında ne kadar küçük kalıyorsa, bir cüce de normal bir insanın yanında o kadar küçük kalmaktadır. Cücelerin genel görünüşü insanlara benzer. Ancak ekseriyetinin burnu sivridir ve pofuduk bir kuyruğu vardır.
Cüceler ortalama 150 yıl yaşayabilirler. Nadir bulunan bir tür oldukları için, haklarında bilinen pek fazla şey yoktur. Görülen cücelerin tamamen Green Bit isimli bir adada yaşar. Küçük boyutlarına rağmen çok hızlı ve güçlülerdir. Normal bir yumrukları ile binaları yıkabilirler. Ayrıca hepsi bitki yetiştirme konusunda uzmandır. Bir cücenin her türlü bitkiyi yetiştirebileceği söylenmiştir. Cücelerin köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Uzunkollar
Uzunkollar (Görsel 20) kabile halinde yaşayan ve çok uzun kollara sahip bir ırktır. Görünüş olarak insana benzerler. Tek farkları iki dirseğe sahip olan uzun kollarıdır. Uzunkolların geneli Çin temasına sahiptir ve anavatanları Kenzan Adası'dır.
Uzunkolların ne kadar yaşayabildikleri bilinmemektedir. Dünyanın her yerinde görülseler de, sayıları azdır. Güçlerini uzun kollarından alırlar. Diğer türlerle olan ilişkileri bilinmemekle birlikte, bir Uzunbacak ile çiftleşmeleri sonucu Uzunuzuv isimli melez bir alt tür ortaya çıkarabilirler. Uzunkolların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Uzunbacaklar
Uzunbacaklar (Görsel 21) kabile halinde yaşayan ve çok uzun bacaklara sahip bir ırktır. Bacakları aşırı derecede uzun olan insanlara benzerler. Uzunkolların kollarındaki iki eklemin aksine, Uzunbacakların bacaklarında iki eklem değil, tek bir eklem (diz) vardır. Uzunbacak ırkına mensup kişi sayısı çok azdır. Seride şimdiye kadar bu ırka mensup sadece iki kişi görülmüştür. Nerede yaşadıklarına dair bilgi yoktur.
Uzunbacakların ne kadar yaşayabildikleri bilinmemektedir. Güçlerini uzun bacaklarından alırlar. Diğer türlerle olan ilişkileri bilinmemekle birlikte, bir Uzunkol ile çiftleşmeleri sonucu Uzunuzuv isimli melez bir alt tür ortaya çıkarabilirler. Uzunbacakların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Minkler
Minkler (Görsel 22) kabile halinde yaşayan, insansı özelliklere sahip hayvanlardır. Her minkin farklı bir hayvan olduğu görülmüştür. Hepsinde mutlak suretle kürk vardır. Dişi minkler insana daha çok benzerler. Erkek minkler ise canavarımsı görünürler. Minkler son derece çekingen bir ırk oldukları için, Mokomo Dükalığı adı verilen bir ülkede dünyadan izole şekilde yaşarlar. Bu yüzden bu ırkın masallarda geçen efsaneler olduğuna inanılır.
Minklerin ne kadar yaşayabildikleri bilinmemektedir. Ancak Charlotte Linlin'in Zepo isimli bir minkten 130 yıllık ömür çıkarıldığı düşünülürse, insanlar kadar uzun süre yaşayabildikleri düşünülebilir. Çekingen olmalarına rağmen son derece güçlülerdir. Çok hızlı hareket edebilirler ve yüksek yerlere zıplayabilirler. Elektro adı verilen ve henüz tam doğası açıklanmamış bir yeteneğe sahiplerdir. Bu güçleri sayesinde elektrik şokları atabilirler. Dayanıklılardır ve ağır yaralansalar bile kısa sürede iyileşebilirler. Minkleri yöneten kişilerden biri olan Inuarashi isimli köpek minkinin söylediğine göre minklerin özel bir gücü vardır. Ancak bu henüz açıklanmamıştır.
Minklerin değişik bir kültürleri vardır. İnsanları "düşük mink" olarak görürler. Çünkü onlara göre insanlar kürkü olmayan minklerdir. Kürkü olan hayvanların etini yemezler ve onları öldürmezler. Kürksüz olan tüm hayvaları yiyebilirler. Genellikle balık ile beslenirler. Kendi aralarında tek tek tür ayrımı yapmazlar. Köpek cinsine mensup tüm minkleri "Köpek Minkleri" olarak toplu şekilde ifade ederler. Minkler insansı hayvanlar oldukları için, daha çok hayvan özellikleri gösterirler. Bu yüzden bir mink dostuna karşı son derece sadıktır. Bu hayvansal durum, minklerin türüne göre de kendini gösterir. Primat sınıfı minkler muz sever, boğa sınıfı minkler kırmızı görünce sinirlenir, köpek sınıfı minkler kemik kemirmeye bayılır. Ayrıca minkdaş olduklarını göstermek için arkadaşlarını yalamak gibi bir eğilimleri vardır. Minklerin köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Yılanboyunlular ve Üç Gözlüler
Bu iki ırkın hiçbir üyesi henüz görülmediği için ikisi tek başlıkta değerlendirilecektir.
Yılanboyunlular hakkında bilinen hiçbir şey yoktur. İsimlerinden dolayı oldukça uzun boyunlara sahip oldukları düşünülebilir. Yılanboyunluların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Üç Gözlüler (Görsel 23) alnında üçüncü bir gözü daha olan bir ırktır. Şimdiye dek safkan bir Üç Gözlü görülmemiştir. Melez bir Üç Gözlü olan Charlotte Pudding, görünüş olarak insana benzemektedir. Üç Gözlülerin her şeyi duyma gücü vardır. Ancak bu gücün uyandırılması gerekmektedir. Yöntemi ise henüz açıklanmamıştır. Üç Gözlülerin köle pazarlarındaki fiyatı bilinmemektedir.
Balıkadamlar
Balıkadamlar (Görsel 24) isimlerinden de anlaşılacağı üzere insansı özelliklere sahip balıklardır. Her balıkadamın farklı bir deniz hayvan olduğu görülmüştür. Bu yüzden görünüşleri mensup oldukları balığın türüne benzer. Omuzlarında ya da boyunlarında suda nefes almalarını sağlayacak solungaçları vardır. Birçoğunun parmakları perdelidir. Mensup oldukları balıkların türüne göre fazladan uzuvlara sahip olanları da vardır. Boyut olarak bir ortalamaları olmadığı söylenebilir. Geneli Fisher Tiger gibi normal insan ebatlarında olsalar da, Wadatsumi gibi devlerden bile büyük olanları da vardır. Dünyanın her yerinde görülseler de, birçoğu deniz altında yer alan bir ada olan Balıkadam Adası'ndaki Ryugu Krallığı'nda yaşar.
Balıkadamlar son derece güçlü varlıklardır. Normal insanlardan karada on kat, suda ise yirmi kat daha güçlülerdir. Bazılarının büyük deniz canavarları ile konuşma gücü vardır. Bazıları ise suyu istediği gibi kontrol edebilir. Mensup oldukları deniz canlılarının güçleri kendilerinde de vardır (mürekkep üretmek, zehirli ok atmak, kamufle olmak gibi).
Balıkadamlar ve insanlar arasında soğuk rüzgarlar eser. Çünkü insanlar balıkadamlardan korkar ve onları yok etmeye çalışır. Çoğunlukla köle olarak kullanır. Bu yüzden balıkadamlar da insanlardan nefret eder. Zaman zaman aradaki buzlar eritilmeye çalışılmışsa da (Otohime'nin yaptığı gibi), bu tam olarak başarılamamıştır. Yine de her insan balıkadamlardan korkmadığı gibi, her balıkadam da insanlardan nefret etmez. Balıkadamların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 1.000.000 Berry'dir.
Gökyüzü Halkı
Gökyüzü halkları (Görsel 25) aslen Ay'dan gelmiş bir ırktır. Kendi içlerinde Skypeialılar, Shandianlar ve Birkalar olarak üçe ayrılırlar. Bu Ay sakinleri dünyaya geldikleri zaman Skypeialılar ve Birkalar gökyüzünde yer alan iki farklı ada olan Skypeia ve Birka'ya yerleşmiş, Shandianlar ise dünya üzerinde bulunan Jaya isimli adaya inmiş ve burada Shandora isimli şehri kurmuştur. Bu üç farklı ırkın görünüşleri arasındaki tek ortak nokta sırtlarında yer alan kanatlardır. Üç türün de görünümü genel olarak insana benzer. Skypeialıların genelinin kafasında antene benzeyen iki tane top vardır. Shandianlar normal insan gibi görünürler, ancak neredeyse hepsi aşırı derecede esmerdir. Birka kökenli gökyüzü sakinleri de kanatları haricinde tamamen insana benzer.
Teknoloji sayesinde yaratılan ırklar
Gelişen teknoloji sayesinde makineleşmiş ve genetiği değiştirilmiş bazı yeni ırklar ortaya çıkmıştır. Bunlara kısaca değinmek gerekirse;
Otomatalar: Eskiden Ay'da ikamet eden gökyüzü sakinleri tarafından yapılan küçük robot ırkına otomata denir (Görsel 26). Bunların hepsi Ay'da yaşar. Gökyüzü sakinleri Ay'ı terk ederken bu robotları uyutmuşlardır, ancak daha sonra robotlar Enel tarafından tekrar uyandırılmıştır. Ay'daki otomatalara ek olarak dünyada da Tsukimi adı verilen bir bilim adamı tarafından dört otomata yapılmıştır. Tsukimi'nin ölümünün ardından bu dört otomata da Ay'a gitmiştir. Otomatalar tamamen mekanik olmalarına rağmen yemek yiyebilirler.
Sayborglar: İnsan cesetleri ya da canlı insanların değiştirilmesi sonucunda sayborglar ortaya çıkmıştır (Görsel 27). Sayborg olarak kabul edilen bu ırkın mensupları aslında insandır, ancak parçalarının çoğu mekaniktir. Dünyada az sayıda bulunurlar. Mekanik parçalardan ötürü oldukça güçlülerdir ve normal insanların yapamayacağı şeyleri yapabilirler (yüksek ağırlıkları kaldırmak gibi). İnsanlarda olmayan bir diğer özellikleri ise, ağır yaralansalar bile mekanik parçaların değişimi sonrasında hiçbir sorun yaşamadan ayağa kalkabilirler.
Şeytan Meyvesi ile yaratılan ırklar
Bu ırklar belirli Şeytan Meyveleri'nin gücü sayesinde ortaya çıkan ve o meyve gücü etkin olduğu sürece hayatını sürdürebilen ırklardır. Meyve etkisinden dolayı sayıları kısıtlıdır ve türlerinin üreme yolu ile devamlılığı bulunmaz. Bu ırklara değinelim;
Zombiler: Zombiler, Kage Kage no Mi (Gölge Meyvesi)'nin gücü sayesinde hayat bulan cansız varlıklardır (Görsel 28). Zombilerin bedenleri Hogback isimli bir doktor tarafından cerrahi yöntemler kullanılarak yaratılır, daha sonra da içlerine başka insanlardan çalınan gölgeler koyularak diriltilirdi.
Zombiler oldukça tuhaf görünüşlü yaratıklardır ve görünüşlerine nazaran oldukça güçlülerdir. Acı hissetmezler ve deniz suyu ya da tuzla temas etmedikleri sürece ölmezler. Bedenleri ne kadar ağır hasar alırsa alsın, durmazlar. İçlerinden gölge çıkarıldığı zaman zombi bedenleri normal cesetlere dönüşür.
Normalde Şeytan Meyvesi ile ortaya çıkan ırkların yaşamları meyvenin kullanıcısının durumuna bağlı iken, zombilerin varlığı kullanıcıya bağlı değildir. Yani kendilerine hayat veren meyve kullanıcısı ölse bile, zombilerin içinde bulunan gölgeler sahiplerine dönmez.
Oyuncaklar: Oyuncaklar, Hobi Hobi no Mi (Hobi Meyvesi)'nin gücü ile dönüşüm geçiren insanlardır (Görsel 29). Oyuncaklar aslında normal insanlardır, fakat meyve kullancısı olan kişi bir insana dokunduğu zaman onu oyuncağa dönüştürür. Oyuncağa dönüşen kişi için hayat durur ve tüm varlığı unutulur. Sadece kendisi diğer insanları hatırlayabilir. Hatırladığı kişiler oyuncak olursa, onların varlığını unutur.
Oyuncakların belli bir görünümü yoktur. Askerler, hayvanlar, bebekler, robotlar ve diğer oyuncak türlerinin görünümüne sahiptirler. Boyutları genellikle küçüktür. Ancak normal insan ebatlarında ya da dev kadar büyük olanları da vardır. Oyuncaklar türüne göre farklı maddeler içerirler. Bedenleri tahtadan, metalden ya da pamuk dolu olabilir. Oyuncakların varlığı meyve kullanıcısının bilincine bağlıdır. Eğer herhangi bir sebepten meyvenin kullanıcısı bayılır yahut ölürse, oyuncaklar tekrardan insan olur ve onları unutmuş olan herkes tekrardan hatırlar.
Dinlere Dair
One Piece dünyasında belli bir din algısı yoktur. Yani insanların kitleler halinde inandığı herhangi bir dini inanç bulunmamaktadır. Dinden ziyade bir tanrı kavramı vardır.
Serideki tanrı kavramı ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Alabasta'da ülkeyi koruyan en güçlü savaşçılar için "Koruyucu Tanrı" kavramı kullanılır (Chaka ve Pell gibi).
Skypeia'da adayı yöneten kişiye tanrı unvanı verilir. Skypeia tanrılarının bilinen iki tanesi normal insandır (400 yıl önceki Tanrı ve Gan Fall). Sadece Enel isimli Birka kökenli bir kişi tanrısal güçlere sahipti. Onun güçleri de sahip olduğu Şeytan Meyvesi (Goro Goro no Mi)'nden geliyordu.
Şu an Skypeia halkı ile aynı yerde yaşayan Shandora halkı yeryüzünde yaşarken dev gibi yılanlara (Kashigami gibi) tapmıştır.
Bunlara ek olarak Namakura Adası halkı şeytana tapar. Sürekli olarak şeytan çağırma ayinleri yaparlar. Elbaf'taki devler, Elbaf Tanrısı'na inanır. Florian Üçgeni ve civarında Deniz tanrılarının yaşadığına inanılır. Şeytan Meyveleri'nin deniz iblisleri tarafından yaratılmış olduğu konusunda güçlü bir inanç vardır. Bir Şeytan Meyvesi (Mato Mato no Mi) kullanıcısı olan Vander Decken IX'ın Tanrı tarafından lanetlenmiş olduğu düşünülmektedir. Arlong, Hody Jones ve benzer kafa yapısında olan balıkadamlar tanrının kendilerini insanlardan üstün yarattığına inanır. Dagama, kralı Elizabello II'nun gücünün ona tanrılar tarafindan verildiğini söylemiştir. Bunlar gibi değişik görüşler seri içerisinde bolca vardır.
Bunların haricinde din hususunda seride Hristiyan temasının hakim olduğu söylenebilir. Zira buna atıf yapan birçok sahne mevcuttur. Haç şekli seride çok karşılaşılan bir semboldür. Mezarların birçoğu haç şeklinde mezar taşlarına sahiptir. Viski Tepesi isimli adada kaktüs biçimli tepelerin tamamında haç şeklinde mezar taşı olan mezarlar vardır. Ayrıca ada halkından bir kadının rahibe kıyafeti giydiği görülmüştür. Serideki karakterlerde de haç yahut Hristiyanlık simgeleri sıklıkla rastlanılan öğelerdir. Dracule Mihawk'un hem kolyesi, hem de kılıcı Yoru'nun kabzası haç şeklindedir. Bartholomew Kuma elinde daima bir İncil taşır. Gekko Moriah'ın kolyesi haça benzer ve eskiden yaşadığı yer olan Thriller Bark'ta bir kilise vardır. Seride iki kısımda cennet ışığı benzetmesi yapılmıştır. İlki Adalet Kapıları açıldığında üzerine ışık vuran Buggy, diğeri ise yıkılan kolezyumdaki ateşin ışığının üzerine vurduğu Usopp'tur. Hatta bu olaydan sonra Usopp'a Tanrı lakabı takılmıştır.
Tüm bunlardan ayrı olarak kendilerini tanrı olarak addeden bir grup daha vardır. Halk içinde bu grubun gerçekten tanrı olduğuna inanan kesim hayli fazladır. Dünya Hükümeti'ni kuran yirmi krallığın soyundan gelen bu kişiler kendilerini tanrı ilan etmişler ve her istediklerini yapma hakkını kendilerinde görmüşlerdir. Bu kişilerin hepsi Kutsal Topraklar olarak bilinen Mariejois (bu şehir Donquixote Doflamingo tarafından Cennet olarak tabir edilmiştir)'ta yaşar. Halk içerisine indikleri zaman onlarla aynı havayı solumamak için başlık takarlar. Tanrı kompleksleri o kadar fazladır ki, aralarından ayrılan kişileri (Donquixote Homing gibi) kesinlikle bir daha aralarına kabul etmezler.
Grand Line ve Adalara Dair
Yazının ilk kısımlarında belirtilmiş olduğu gibi One Piece dünyasının büyük kısmı okyanuslar ile kaplıdır. Dünyayı kaplayan okyanuslar bütün olarak ele alınırsa, bölünmüş halde oldukları söylenebilir. Popülasyon dağılımı daha çok Grand Line üzerinde yoğundur. Haklarında pek bilgi bulunmadığı için bu kısımda Dört Mavi Deniz'den bahsedilmeyecektir. Grand Line ve onun etrafını çevreleyen Sakin Kemer anlatılacaktır.
Grand Line aslında başlı başına bir okyanus değil, büyük ve güçlü bir okyanus akıntısıdır. O kadar güçlüdür ki, dünyayı ortadan ikiye böler. Nasıl olduğu bilinmemekle birlikte, Grand Line için birçok gizem söz konusudur. Öncelikle bu bölgedeki hava durumu düzensizdir ve önceden kestirilemez. Üzerinde yer alan adaların çoğunda tek iklim görülür. Yani bir adada sürekli bahar (Jaya ya da Dressrosa gibi), sürekli kış (Davul ya da Karakuri gibi), sürekli yaz (Alabasta gibi) ya da sürekli sonbahar (seride henüz sadece sonbahar iklimini yaşayan bir ada görülmemiştir, ancak varlığı kesin olarak bilinmektedir) iklimi yaşanabilir. Grand Line üzerinde yapılan bir yolculukta şayet hava düzenli bir hale girmiş ise, bu yakınlarda bir ada olduğu anlamına gelir. Çünkü hava durumu, adaların manyetik alanından etkilenmektedir. Bu yüzden adalara uzak olan bölgelerde hava durumu çok şiddetlidir ve sürekli değişkenlik gösterir. Her ne kadar çoğu adada tek iklim görülse de, buna istisna oluşturan bazı yerler de vardır. Örneğin Rusukaina'nın sahip olduğu kırk sekiz farklı iklim vardır ve her hafta farklı bir iklim tipi görülür. Küçük Bahçe'de tarih öncesi dönem yaşanır, bu yüzden adanın iklimi içerisinde dinozorların yaşayabileceği şekildedir. Bunlara ek olarak benzersiz özellikleri bulunan bazı adalar da vardır. Örneğin Raijin'e yağmur yağar gibi aralıksız şekilde sürekli yıldırım düşer. Enies Lobby'de ise her zaman gündüz vakti yaşanır, güneş hiç batmaz.
Grand Line her yönü ile bambaşka bir yerdir. Burada normal pusula çalışmaz. Çünkü her adanın kendi manyetik alanı vardır, bu yüzden normal bir pusulanın dengesi bozulur. Grand Line'da yolculuk yapılırken Seyir Belirleyici isimli daha değişik bir pusula kullanılır. Bu pusula, en yakınında bulunan adanın manyetik alanını gösterir. Her adanın manyetik alanının Seyir Belirleyici tarafından belirlenme süresi farklıdır. Bazen bu belirlenme süresi bir gün sürerken, bazen de yüzlerce yıl sürebilmektedir. Bu zorluğun üzerinden gelmek için Daimi Seyir Belirleyici olarak bilinen pusulalar kullanılır. Bu pusulalar nerede olurlarsa olsunlar daima tanımlandıkları adanın yönünü gösterirler. Grand Line'ın ikinci kısmı olan Yeni Dünya'da sadece bir Seyir Belirleyici işe yaramamaktır. Çünkü bazı adaların manyetik alanları ani değişimler geçirir, bazıları kendisini gizler. Bu yüzden üçlü Seyir Belirleyici kullanılır. Üç pusula da aynı yönü gösterdiği zaman, hedefteki adaya gidiş mümkün olmaktadır.
Grand Line gerçek dünya ile kıyaslandığında ekvator gibi düşünülebilir. Çünkü yapı olarak dünyanın etrafını çevreler. Sadece iki kısımda Red Line tarafından bölünür. Eskiden Grand Line'a sadece bu iki kesişim noktasından giriş yapılabiliyordu. Bu noktalardan ilki Döndüren Dağ olarak bilinen dağdır. Dört Mavi Deniz'den gelen akıntılar bu dağın zirvesinde birleşir ve Grand Line'a dökülür. Hemen girişte Ikiz Burun Deniz Feneri vardır. Döndüren Dağ'dan Grand Line'a girerseniz bu deniz fenerinin sahibi olan Crocus isimli adam ve evcil balinası Laboon ile tanışabilirsiniz.
Giriş noktalarından ikincisi Red Line üzerinde bulunan Kutsal Toprak Mariejois'tur. Tüccar ya da sıradan bir yolcu, belirli bir geçiş ücreti ödeyerek şehir üzerinden Grand Line'a girebilir. Bu yöntem pek fazla kullanılmaz. Zira Red Line üzerinde yolculuk yapması oldukça zordur.
Grand Line'a sadece bu iki noktadan girilebilmesinin sebebi, bu okyanus akıntısının iki tarafında bulunan ve Sakin Kemer adı verilen denizlerdir. Sebebi bilinmeyen bir şekilde bu iki deniz çok sakindir. O kadar sakindir ki, neredeyse hiç rüzgar esmez ve akıntı oluşmaz. Deniz daima dümdüzdür. Bu yüzden geneli yelkenli olan gemiler bu denizden kürek çekmeden geçemezler. Bu özelliklerine rağmen Sakin Kemer'i asıl tehlikeli yapan şey başka bir özelliğidir. Zaten bu özelliği yüzünden insanlar daha önce anlatılan noktalardan Grand Line'a giriş yapmak zorunda kalmaktadır. Bu sebep aşırı derecede büyük olan Deniz Kralları'nın Sakin Kemer içinde yaşamasıdır. Deniz Kralları hiçbir geminin (özel bir durumu yok ise) Sakin Kemer'den geçmesine izin vermez. Bu sebepten ötürü bu iki deniz oldukça korkulan yerlerdir. Hasır Şapka Korsanları rotayı ayarlayamayıp Sakin Kemer'e girdikleri zaman tayfanın rotacısı olan Nami korkudan kendini kaybedecek konuma gelmiştir. Rumbar Korsanları'nın kaptanı Yorki, tayfası ile birlikte ağır bir hastalığa yakalananınca Sakin Kemer üzerinden Grand Line'dan kaçmaya çalışmış, ancak başarılı olamamıştır.
Günümüzde gelişen teknolojinin de yardımı ile Denizciler, Sakin Kemer üzerinden Grand Line'a istedikleri gibi girip çıkabilmektedir. Denizci gemilerinin alt kısmı deniztaşı (Şeytan Meyveleri bölümünde bu metalden bahsedilecektir) ile kaplanmakta, bu yüzden Deniz Kralları Geçen gemilerin farkına varamamaktır. Denizciler'den hariç olarak Kuja Korsanları da Sakin Kemer üzerinde yolculuk yapabilir. Bu korsan tayfasının gemisi Yuda olarak bilinen oldukça zehirli deniz yılanları tarafından çekilir. Yılanlar zehirli olduğu için Deniz Kralları onlara saldırmaktan imtina eder. Aşırı güçlü kimseler de Sakin Kemer'den geçebilir. Şimdiye dek bu denizi yüzerek geçtiği bilinen tek kişi Silvers Rayleigh'tir.
Grand Line'ın bir de ikinci bir kısmı vardır. Burası dünyanın en tehlikeli bölgesidir. Çünkü her an her şey olabilir. Dünyanın en güçlü korsanları burada yaşar. Adaların birçoğu Yonko olarak bilinen korsanların elindedir. Ancak tüm adalar Yonko'ya ait değildir. Bağımsız olan adalar (Wano ve Zo gibi) ya da Denizciler tarafından korunan adalar (Dressrosa gibi) da vardır. Büyük hazine One Piece'i barındırdığı düşünülen Raftel bu bölgededir. Yeni Dünya'nın tamamı şimdiye dek sadece Gol D. Roger ve tayfası tarafından ele geçirilebilmiştir.
Grand Line'a girmeden önce iyi düşünmek gerekir. Çünkü girdikten sonra çıkmak için sonuna kadar gitmek gerekir. Seyir Belirleyiciler sadece ileriyi gösterdiği için geriye dönmek mümkün değildir. Zaten dönülse bile akıntı sebebiyle Döndüren Dağ'dan geri çıkılamaz. Yanlardan Sakin kemer çıkışı engeller. Grand Line'a girmesi de, oradan çıkması da zordur. Bu yüzden Grand Line'ın diğer bir adı Korsan Mezarlığı'dır.
Savaş Gereçlerine Dair
One Piece dünyası dönem olarak gerçek dünyadaki modern çağ öncesine benzeyen bir dönemi yaşar. Bu yüzden genel olarak teknolojik olarak da o döneme yakındır. Gerçi One Piece dünyası teknoloji bakımından insanların aklında soru işareti oluşturmaktadır. Çünkü insan klonlayacak ya da yapay zekaya sahip robotlar yapılabilecek kadar teknoloji varken, herhangi bir motorlu taşıt kullanılmaz. Hatta buharlı makinelerin sayısı bile oldukça azdır. Bu bölümün konusu savaş gereçleri olduğu için, teknolojiden bu kısımda bahsedilmeyecektir.
One Piece dünyasında en çok kullanılan savaş aleti çakmaklı tüfek ya da tabancalardır. Bu silahların içinde misket mermi olarak bilinen mermiler bulunur. Gerçek dünyadaki çakmaklı silahlar her atışta doldurulmak zorunda iken, One Piece dünyasındaki silahlar için bu geçerli değildir. Çünkü bu silahların ekseriyeti yarı otomatiktir ve doldurulmaya ihtiyaç duymazlar. Bu tarz silahlar yaygın olmasına rağmen, bazı karakterler kurmalı makineli tüfek kullanır (Caribo, Coribo ve Baby 5 gibi). Çakmaklı silahların haricinde daha değişik ateşli silahlar da vardır. Bazı karakterler tarafından altıpatlar olarak bilinen top şarjörlü tabancalar kullanır (Vito, Charlotte Pudding ve Bay 5 gibi). Bazı silahları güçlendirmek icin Kadranlar kullanıldığı bilinmektedir. Wiper'ın Burn Bazooka ve Braham'ın Işık Tabancaları bu silahlara örnek gösterilebilir. Çakmaklı olmasına rağmen özel olan bazı tüfekler vardır (Van Augur ve Yasopp'un tüfekleri gibi). Ayrıca büyük top gülleleri atmaya yarayan bazukalar bazı kişiler tarafından kullananılmaktadır. Ateşli silahların çok fazla çeşidi olmadığı için, bu konu üzerine yazılacak ekstra bir şey yoktur.
One Piece dünyasında kullanılan diğer başlıca silah kesici aletlerdir. Bu aletlerin büyük kısmını kılıçlar oluşturur. Kılıçların ateşli silahlara göre en büyük dezavantajı yakın mesafe silahları olmalarıdır. Ayrıca ateşli silahların aksine kullanıcısına göre kullanımı değişmektedir. Yani usta olmayan birinin elinde kılıçlar fazla bir işe yaramaz. Kesici aletlerin birçok farklı türü vardır. Bunlara değinelim;
Katana
En çok görülen kılıç türü katanadır. Katanalar geleneksel Japon kılıçlarına benzerler. Tek keskin kenarları ve kıvrımlı uçları vardır. Boyut olarak çok büyük değillerdir. Yüksek rütbeli Denizci subayları genelde katana kullanır. En çok görülen katana, Hasır Şapka Korsanları'nın kılıç ustası ve serinin Ana karakterlerinden biri olan Roronoa Zoro'nun beyaz renkli kılıcı Wado Ichimonji'dir.
Nodachi
Nodachi türü kılıçlar biçim olarak katanaya benzer. Ancak standart katanalardan daha uzun ve ağırdırlar. Sahip oldukları uzunluk sayesinde daha menzilli saldırılar yapılmasına olanak sağlarlar. Kullanımı zor olan bir kılıç türü olduğu için pek fazla tercih edilmezler. Kupa Korsanları'nın kaptanı Trafalgar D. Water Law'un Kikoku isimli kılıcı, Koca Ana Korsanları'ndan Amande'nin Shirauo isimli kılıcı ve Karasakal Korsanları'ından Shiliew'ün kılıcı nodachi türündendir.
Cutlass
Cutlass da katana gibi çok sayıda kişi tarafından kullanılan bir kılıç türüdür. Yapı olarak katanaya benzese de daha kısa ve kalındırlar. El korumalıkları yuvarlaktır. Tüm cutlass türleri tek biçimlidir. Genelde er statüsündeki Denizci askerleri tarafından kullanılırlar. Bilindik karakterler tarafından da zaman zaman kullanılmaktadırlar. Buggy'nin Loguetown'da Monkey D. Luffy'nin kafasını kesmeye çalıştığı kılıç, bir mink olan Wanda'nın kılıcı ve Arlong Park'ta Hatchan tarafından kullanılan kılıçlar cutlass türüdür.
Saber
Saber türü kılıçlar görünüm olarak cutlass türü kılıçların neredeyse aynısıdır, ancak yapı olarak boyutları değişebilir ve daha incedir. Bunlardan hariç birkaç farklılık daha vardır; cutlass türü kılıçların el korumalıkları genelde ele tam otururken, saber türü kılıçlarda bu kısım daha uzundur. Bu tür kılıçlar genelde seride fazla görünmeyen karakterler tarafından kullanılır. Kızıl Saç Korsanları'nın kaptanı Shanks, eski Beyazsakal Korsanları komutanlarından biri olan Vista, bir CP-0 üyesi olan Spandam'ın Funkfreed isimli kılıcı ve bir Denizci Kor-Amirali olan Onigumo'nun kullandığı kılıçlar saber türüdür.
Shikomizue
Shikomizue baston ya da normal görünen bir çubuğun içine saklanmış kılıçlar için kullanılan bir isimdir. Nadir görülen bir kılıç türüdür. Hasır Şapka Korsanları'nın müzisyeni Brook'un Soul Solid isimli kılıcı ve bir Denizci Amirali olan Issho'nun bastonu shikomizue türü kılıçlardır.
Shirasaya
Shirasaya hiçbir süs yahut işlemeye sahip olmayan kılıçlar için kullanılan bir isimdir. Bu kılıçların kınları ahşaptır ve el korumalıkları yoktur. Eski bir CP9 üyesi olan Kaku'nun kılıçları shirasaya türüdür. Ayrıca Issho'nun shikomizue türü kılıcı görünüm olarak shirasaya türü kılıçlara benzer.
Raiper
Raiper türü kılıçlar dümdüz ve sivri uçludur. Uzunluk bakımından nodachi turu kılıçlar kadar uzundurlar. Kesici saldırılardan ziyade, delici saldırılarda daha çok etki gösterirler. Bu tür kılıçlar genelde süslüdür ve işlemeli el korumalıklarına sahiplerdir. Güzel Korsanlar'ın kaptanı Cavendish'in Durandal isimli kılıcı, eski Donquixote Korsanları'nın üst yöneticilerinden biri olan Diamante'nin kılıcı, Mink Kabilesi'nin iki yöneticisinden biri olan Inuarashi ve onun adamlarından Sicilian'ın kılıcı raiper türündendir.
Uzun Kılıç
Uzun kılıçlar iki tarafı keskin olan düz kılıçlardır. Biçim olarak Orta Çağ zamanında şövalyeler tarafından kullanılan Avrupa tarzı kılıçlara benzerler. Dressrosa orduları eski komutanı Kyros ve kızı Rebecca bu türden kılıçlar kullanırdı. Koca Ana Korsanları'nın Üç Tatlı Komutanı'nından biri olan Charlotte Cracker'ın Pretzel isimli kılıcı da bir uzun kılıçtır.
Zanbato
Zanbato boyut olarak kullanıcısından daha büyük olan kılıçlara verilen bir isimdir. Yani ayrı bir kılıç türü değildir. Zanbato olarak tabir edilen kılıçların belirli bir şekli yoktur. Seride zanbato olarak tanımlabilecek kılıçların hepsi birbirinden farklıdır. Bir Shichibukai olan Dracule Mihawk'un Yoru isimli kılıcı, eski Arlong Korsanları'nın kaptanı Arlong'un Kiribachi isimli eski kılıcı, eski Beyazsakal Korsanları müttefiklerinden Squard ve eski Donquixote Korsanları'nın üst yöneticilerinden biri olan Pica'nın kılıcı zanbatodur. Devlerin de kendilerinden büyük olan kılıçları zanbato olarak kabul edilir. Bir Denizci Kor-Amirali olan Bastille'in kılıcı ve eski Beyazsakal Korsanları müttefiklerinden Little Oars Jr.'ın devasa bıçağı zanbato sayılmaktadır.
Urumi
Urumi ince ve uzun olduğu için çok esnek olan kılıçlara denir. Bu kılıçlar için çelik kırbaç ismi de kullanılır. Seride henüz gerçek bir urumi türü kılıç görülmemiştir. Ancak farklı şartlar sayesinde şekil değiştirebilen uzun kılıçlar vardır. Enel'in eski dört rahibinden biri olan Ohm'un Eisen Whip isimli kılıcı demir bulutundan yapıldığı için şekil değiştirebilir. Eski Donquixote Korsanları'nın üst yöneticilerinden biri olan Diamante, sahip olduğu Şeytan Meyvesi Hira Hira no Mi (Bayrak Meyvesi)'nin gücü sayesinde kılıcını istediği şekle sokabilir. Bir CP-0 üyesi olan Spandam'ın Funkfreed isimli kılıcı sahip olduğu Şeytan Meyvesi Zo Zo no Mi (Fil Meyvesi)'nin gücü sayesinde uzayabilir ve kıvrılabilir.
Shotel
Shotel orağa benzeyen kıvrımlı bıçaklara sahip kılıçlar için kullanılan bir isimdir. Canavar Korsanları'nın Üç Yıkımcısı'ndan biri olan Jack'in kılıçları shoteldir. Ayrıca Karasakal Korsanları'nın doktoru Doc Q'nun ve bir yeraltı imparatoru olan Drug Peclo'nun sahip oldukları silahlar, eğer orak değiller ise, shotel olarak değerlendirilebilir.
Yukarıda açıklanan kılıç türleri haricinde kullanımı az olan bazı kesici aletler de mevcuttur. Falçata, kukri bıçakları ve dadao tipi kılıçlar bunlara örnek olarak gösterilebilir.
Şeytan Meyveleri'ne Dair
Şeytan Meyveleri, One Piece dünyasında yer alan ve yiyen kişilere değişik süper güçler veren meyve türleridir. Orijinleri bilinmemekle birlikte, araştırmalar sürmektedir. Denizciler'in bünyesinde çalışan bilim adamı Vegapunk'ın bu gizemli meyvelerin ne olduklarını çözdüğü söylenir. Hatta kendisi de bir Şeytan Meyvesi yapmış, ancak bu girişimi başarısız olmuştur.
Şeytan Meyveleri'nin her biri farklı bir biçime sahiptir. Normal meyvelerin tek renk versiyonlarını andırırlar. Birçoğunun üzerinde spiral çizgiler vardır. Spiral çizgileri olmayan Şeytan Meyveleri de bulunur (Yami Yami no Mi ve Mera Mera no Mi gibi). Her meyvenin adı verdiği gücü çağrıştırır ve her Şeytan Meyvesi'nden sadece bir tane vardır. Laboratuvar ortamında yapılan Şeytan Meyveleri gerçeklerinden farklı olarak dairesel şekillere sahiptir ve hepsi elmaya benzer. Şeytan Meyveleri bir ağaçta yetişmez. Meyvenin kullanıcısı öldüğü zaman, meyvenin ruhu en yakındaki meyvenin içine girer ve yeni sahibini bekler. Aynı zamanda bir kişi iki farklı Şeytan Meyvesi yiyemez (Bu duruma sadece Marshall D. Teach istisna oluşturur. Onun da bunu nasıl yaptığı henüz açıklanmamıştır).
Şeytan Meyveleri üç farklı sınıfa ayrılır; doğada bulunan elementlere dönüşme ve onları gücü veren Logia, bedeni tamamen değiştiren (Gomu Gomu no Mi gibi), büyü tarzı güçler veren (Hobi Hobi no Mi gibi) ya da doğada bulunmayan maddeleri üretmeye olanak sağlayan (Doru Doru no Mi gibi) Paramecia, yiyen kişileri farklı bir canlıya dönüştürme gücü veren Zoan. Zoan türü Şeytan Meyveleri kendi içlerinde üç farklı alt klasmana ayrılır. Eski zamanlarda yaşamış canlılara dönüşme gücü verenlere Antik Zoan (Zo Zo no Mi, Model: Mammoth gibi), sadece mitolojilerde yer alan canlılara dönüşme gücü verenlere Mitolojik Zoan (Hito Hito no Mi, Model: Daibutsu gibi), doğrudan uyanışı gerçekleşmiş olanlara Uyanık Zoan (görülen Uyanık Zoan türlerinden hiçbirinin adı açıklanmamıştır) denilmektedir. Bu sınıflar içerisinde en nadir bulunan Şeytan Meyvesi türü Mitolojik Zoan'dır. Ancak en güçlü meyveler Logia türü içerisinde yer alır.
Logia türü Şeytan Meyveleri kendilerini yiyen kişilere çok üstün güçler vermektedir. Bu yüzden bu tür meyvelerin sahipleri genelde çok güçlü kişilerdir. Örnek olarak Denizciler'in en güçlü savaşçıları olan Amiraller (eski üçlü) Logia türü Şeytan Meyveleri'ne sahiptir. Bir Yonko olan Marshall D. Teach'in bilinen ilk meyvesi de Logia türüne mensuptur. Logia türleri bulundukları ortamı etkileyebilirler. Yoğun şekilde kullanıldıkları zaman kalıcı iklim değişikliklerine neden olabilirler. Eski iki Denizci Amirali'nin on gün süren mücadelesi normalde tropikal bir ada olan Punk Hazard'ın yarısının volkanik dağlarla kaplı çok sıcak bir yer olmasına (Magu Magu no Mi, yani Lav Meyvesi'nin etkisi), diğer yarısının da oldukça soğuk ve sürekli kar yağan bir yer olmasına (Hie Hie no Mi, yani Serinlik Meyvesi etkisi) neden olmuştur. Portgas D. Ace normalde karın hiç durmadığı Davul Adası'na gittiği gün adaya kar yağmamıştır (Mera Mera no Mi, yani Alev Meyvesi etkisi). Logia türü Şeytan Meyvesi kullanıcıları kendi meyvelerinin gücüne göre çevre ile etkileşime girebilirler. Suna Suna no Mi (Kum Meyvesi) kullanıcısı olan Crocodile, büyük kısmı çöllerden oluşan Alabasta Krallığı içerisinde meydana gelen tüm kum fırtınalarının ve yerin altındaki su kaynaklarının yerini tespit edebilir. Aynı şekilde çöl sıcaklığından etkilenmez.
Logia türü kullanıcılarını asıl güçlü yapan etmen bedenleri elemente dönüştüğü için fiziksel olarak dokunulmaz olmaları ve elementlerinden sınırsız üretim yapabilmeleridir. Logia türü güce sahip birine dokunabilmenin bilinen beş genel şartı vardır. Bunlar; antilik durumu (Goro Goro no mi (Gümbürtü Meyvesi) ve Gomu Gomu no Mi (Lastik Meyvesi) arasında olduğu gibi) hiyerarşik üstünlük (Magu Magu no Mi (Lav Meyvesi) ve Mera Mera no Mi (Alev Meyvesi) arasında olduğu gibi), Haki faktörü (ilerideki bölümlerde açıklanacaktır), deniztaşı etkisi (bu yazının ileri kısımlarında anlatılacaktır) ve kullanıcının kendisine dokunulmasına izin vermesidir (Numa Numa no Mi (Bataklık Meyvesi) kullanıcısı olan Caribo'nun Hasır Şapka Korsanları onun Logia türü Şeytan Meyvesi'ne sahip olduğunu anlamaması için meyve gücünü kapatması gibi). Bunlara ek olarak Yami Yami no Mi (Karanlık Meyvesi) kullanıcısı olan kişi bütün Şeytan Meyvesi güçlerini iptal edebildiği için, Logia türü kullanıcılara dokunabilir. Ayrıca yine bu meyve Logia türü olmasına rağmen elementine dönüşemez. Logia kullanıcılarının element üretme sınırları olmasa da, alan ya da güç sınırları vardır ve fiziksel güç ya da çalışma ile bunu arttıramazlar.
Paramecia türü Şeytan Meyveleri dünya üzerinde en çok bulunan türdür. Bilinen Şeytan Meyveleri'nin çoğu bu sınıfa mensuptur. Logia türlerinin aksine her meyvenin ortak özellikleri yoktur. Bu sınıfın içerisinde bir Logia türü kadar güçlü olabilen yetenekler bulunduğu gibi, hiçbir işe yaramayan meyveler de vardır. Örneğin Gura Gura no Mi (Sarsıntı Meyvesi) bir Logia türü kadar güçlü iken, Shari Shari no Mi (Tekerlek Meyvesi) yiyen kişiye kollarını ve bacaklarını tekerleğe dönüştürmekten başka bir güç vermez. Paramecia türü meyvelerin global etkileri bile olabilmektedir. Örneğin Hobi Hobi no Mi (Hobi Meyvesi) kullanıcısı tarafından oyuncağa dönüştürülen birisinin varlığı onu tanıyan herkesin hafizalarından silinir. Yine bu meyve kendisini yiyen kişiye sonsuz yaşam verir. Bu özellik Hobi Hobi no Mi'yi Paramecia türleri içerisinde bile benzersiz yapar. Çünkü kullanıcısına birbirinden alakasız üç farklı güç verir. Paramecia türleri içerisinde birini ölümsüz yapabilen Ope Ope no Mi (Operasyon Meyvesi) ya da kullanıcısını yeniden canlandırabilen Yomi Yomi no Mi (Dirilme Meyvesi) gibi ölüme dahi meydan okuyabilecek meyveler bulunmaktadır.
Paramecia türü meyve sahibi olup da, vücudu değişime uğrayan kişiler Logia kullanıcıları gibi istedikleri zaman bedenlerini normale döndüremezler. Meyve yendikten sonra vücuttaki değişim kullanıcı ölene kadar kalıcı olur. Örneğin Supa Supa no Mi (Kesme Meyvesi) yemiş birisinin vücudu her zaman çelik olacaktır.
Üretim yapabilen Paramecia türleri üretim konusunda herhangi bir limit sorunu yaşamazlar, ancak bir Logia gibi bedenlerini ürettikleri maddeye dönüştüremezler. Fakat ürettikleri maddeler onları dokunulmaz kılabilir. Örneğin Doku Doku no Mi (Zehir Meyvesi) kullanıcısı olan kişi kendini zehirle kaplayarak rakibini caydırabilir. Yine ürettikleri madde sayesinde kendilerini Logia gibi gösterebilirler. Beta Beta no Mi (Mukus Meyvesi) kullanıcısı olan Trébol herkes tarafından Logia sanılmıştır.
Paramecia türü meyvelerin diğerleri üzerinde olan etkileri genelde kullanıcının mental durumuna bağlıdır. Meyve kullanıcısı kendinden geçerse meyvesinden etkilenen her şey normale döner. Bu duruma istisna teşkil eden meyveler de vardır. Örneğin Kage Kage no Mi (Gölge Meyvesi) kullanıcısı bırakın bayılmayı, ölse bile meyve gücü ile çaldığı gölgeler sahiplerine dönmez.
Zoan türü meyveler açıklama bakımından en kolay olanlardır. Çünkü bu tür meyveler kullanıcılarının meyve ile ilgili hayvana dönüşmesini sağlarlar. Zoan türü bir kullanıcı yarı hayvan yarı insan formuna ya da tam hayvan formuna girebilir. Zoan türü meyve kullanıcısı bir kişi tam hayvan olduğunda karakteristik özelliği üzerinde kalır. Örneğin Tony Tony Chopper tam insan formuna geçse bile burnu mavi olarak görünür. Zoan türü meyveler hayvanına göre kullanıcısını etkiler. Örneğin etobur bir hayvan türü Zoan meyvesi, kullanıcısını daha vahşi ve kana susamış hale getirir.
Zoan türü meyveler temel olarak hayvansal bir fiziksel güç verseler de, bu meyve türünün alt sınıfı olan Mitolojik Zoan türü meyveler kullanıcılarına mitolojideki varlığın doğaüstü güçlerini de verir. Örneğin Marco, Tori Tori no Mi, Model: Phoenix (Kuş Meyvesi, Anka Modeli) kullanıcısıdır. Bu sayede mavi alevlere sahip olduğu sürece her türlü yarayı iyileştirebilir. Levelı yüksek elit mobların olduğu olan haritaya beş kişilik raid atıldığı zaman önden girip tanklar. Mitolojik Zoan türü meyveler çok nadir bulunurlar. Şimdiye dek ana seride Tori Tori no Mi, Model: Phoenix (Kuş Meyvesi, Anka Modeli) ve Hito Hito no Mi, Model: Daibutsu (İnsan Meyvesi, Daibutsu Modeli) olmak üzere sadece iki tane görülmüştür. One Piece: Unlimited World Red oyununda da Batto Batto no Mi, Model: Vampire (Yarasa Meyvesi, Vampir Modeli ve Inu Inu no Mi, Model: Bake-danuki (Köpek Meyvesi, Rakun Modeli) olmak üzere iki tane Mitolojik Zoan türü Şeytan Meyvesi vardır.
Sadece Zoan türüne özgü olarak Gümbürtü Topu olarak bilinen bir madde ile Zoan türlerinin normalde iki ile sınırlı olan dönüşümüne ek beş farklı dönüşüm daha elde edilebilir. Bu dönüşümlerin süresi kısıtlıdır ve etkisi geçtikten sonra bir süre tekrardan kullanılamaz. Bu maddeyi şimdiye dek sadece Tony Tony Chopper kullanmıştır. Diğer Zoan türlerinde aynı etkiyi gösterip gösteremeyeceği bilinmemektedir.
Şeytan Meyveleri'nin uyanış olarak bilinen farklı bir gücü daha bulunmaktadır. Uyanış gücü şimdiye dek iki kere görülmüştür. Zoan türü kullanıcılar uyanış yaptıkları zaman normalde daha güçlü, daha hızlı olurlar ve daha çabuk iyileşirler. Paramecia türlerinde bu gücün içeriği tam olarak açıklanmamıştır. Şimdiye dek meyvesini uyandırdığı görülen tek karakter Donquixote Doflamingo'dur. Sahip olduğu Ito Ito no Mi (Tel Meyvesi) gücü ile çevreyi etkilemiş ve etrafındaki her şeyi tele dönüştürmüştür. Meyve uyandırmak çok zordur ve herkesin bunu yapamayacağı söylenmiştir. Logia türlerinde ise uyanış olayının nasıl olduğu şu an için muammadır.
Şeytan Meyveleri'nin kişilere üstün güçler verdiği açıktır. Fakat aynı şekilde neredeyse her meyvenin kendisine özgü bir zayıflığı vardır. Tüm meyvelerin tek ortak zayıflığı su ve deniztaşıdır (bazı yerlerde adı Kairoseki ya da deniz prizma taşı olarak geçer). Meyve kullanıcıları büyük su kütlelerine maruz kaldıkları zaman hareket edemezler. Denize düştükleri zaman batarlar. Su onları hareketsiz bıraksa da, meyve güçlerini iptal etmez. Bu sayede Genzo, suyun dibinde yatan Luffy'nin boynunu uzatabilmiş, suya düşen Chopper geyiğe dönüşmek yerine yarı insan yarı hayvan modunda kalmıştır. Hareketli ve görece seyrek sular meyve kullanıcılarını etkilemez. Bu sayede yağmur altında kaldıkları zaman ya da duş alırken zayıf düşmezler. Burada bahsedilen her türden sudur. Deniz suyu diye bir şart yoktur.
Deniztaşı için genelde denizin katı hali tabiri kullanılır. Çok sert bir metaldir. Elmas kadar sağlamdır. Bu yüzden şimdiye kadar deniztaşı kesebilen biri görülmemiştir. Deniztaşı yoğunluğuna bağlı olarak etki gösterir. Kelepçe şeklinde olan deniztaşı yoğunluk bakımından düşük seviyede olduğu için meyve kullanıcılarını zayıf düşürmez, ama meyve güçlerini kullanmalarını engeller. Kafes şeklinde olanlar ise fazla yoğun olduğu için temas halinde meyve kullanıcılarını bayıltabilir. Hatta kafes deniztaşı o kadar yoğundur ki, içinde Şeytan Meyvesi güçleri kullanılamaz. Temas olmadığı sürece deniztaşı üzerinde meyve gücü kullanılabilir. Trafalgar D. Water Law meyvenin gücü sayesinde deniztaşı kesebilmiş ve yerini değiştirebilmiştir. Bu metal Vegapunk tarafından geliştirilmiştir. Genelde Dünya Hükümeti ve ona bağlı kurumlarda vardır.
Bunlardan hariç olarak Yami Yami no Mi (Karanlık Meyvesi) her tür Şeytan Meyvesi gücünü iptal edebilir. Bu meyvenin kullanıcısı olan kişinin dokunduğu kişiler tamamen normal insana dönerler. Yani hiç meyve yememiş gibi olurlar. Karanlık gücünün tesir etmesi için dokunma zorunluluğu vardır. İptal gücü kullanıcı rakibine dokunduğu sürece geçerlidir.
Bazı meyvelerin spesifik zayıflıkları vardır. Örneğin Crocodile'ın meyvesi olan Suna Suna no Mi (Kum Meyvesi) suya maruz kaldığı zaman dağılma özelliğini yitirir ve elementine dönüşemez. Charlotte Cracker'ın Bisu Bisu no Mi (Bisküvi Meyvesi) gücü ile ürettiği bisküviler aşırı derecede serttir, ancak bu bisküviler suya maruz kaldıkları zaman yumuşar ve özelliklerini yitirir. Charlotte Katakuri'nin Mochi Mochi no Mi (Yapışkan Meyvesi) gücü suya maruz kaldığı zaman sertliğini ve yapışkan özelliğini kaybeder. Monet'in eski meyvesi olan Yuki Yuki no Mi (Kar Meyvesi)'nin gücü sıcağa maruz kaldığı zaman erir. Bu spesifik zayıflık durumu her meyvede bulunmaz, şimdiye dek birkaç kez böyle durumlar olduğu görülmüştür.
Şeytan Meyveleri laboratuvar ortamında da yapılmaktadır. Bunlara Smile adı verilir. Şimdiye dek sadece Zoan türü Şeytan Meyveleri'nin yapay olarak üretildiği görülmüştür. Vegapunk'ın yaptığı Şeytan Meyvesi başarısız olarak kabul edilmiştir. Bu meyve Kozuki Momonosuke tarafından yenilmiştir. Momonosuke gücü sayesinde ejderhaya dönüşebilir, fakat görüldüğü kadarı ile bu dönüşümü kontrol edememektedir. Meyvenin kararsız hali yüzünden başarısız olduğu düşünülmektedir.
Devam edecek...
One Piece Hikayesinin Başlangıcına Dair
One Piece dünyasının ve evreninin kesin tarihi bilinmez. Bir tanrı ya da tanrı grubu tarafından mı yaratıldığı, yahut kendi kendine hiçlikten mi oluştuğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Bu yüzden bu yazı dizisinde bu konudan bahsedilmeyecektir. Grand Line içerisinde tarih öncesinden kalma ve halen içinde dinozorların yaşadığı adaların varlığı göz önüne alındığı zaman dünyanın en azından milyon yıl ile ifade edilebilecek kadar yaşlı olduğuna kanaat getirilebilir.
Ohara'da görülen makette dünyanın merkezde olduğu bir uydu sisteminin varlığı görülmüştür (Görsel 1). Dünyanın etrafında dönen yedi uydudan sadece Ay'a dair bazı bilgiler verilmiştir. Ay'da yaşayan tuhaf mahluklar (Görsel 2) ve çok eski çağlardan kalan bazı tarihi kalıntılar mevcuttur (Görsel 3). Bu kalıntılar ışığında bizim gök insanları olarak bildiğimiz kanatlı türün mensuplarının (kendilerinden yazının ileri kısımlarında bahsedilecektir) zamanında Ay'dan geldikleri bilgisine ulaşılır (Görsel 4). Ay'a dair başka hikayeler bu yazı dizisinde anlatılmayacaktır.
One Piece dünyası bizim dünyamıza benzeyen küresel bir şekle sahiptir. Yapısına bakıldığında üzerinin büyük kısmını okyanuslar kaplar. Red Line adı verilen ve dünyanın etrafını dolaşan tek bir kıtası vardır. Yaşam adalar üzerinde sürer. İzole olmuş bazı bölgeler tek mevsim ya da tek bir tarih dönemini yaşar. Bunun haricinde kalan yerlerde normal iklim türleri görülür. Red Line'dan hariç olarak Grand Line isimli okyanus da dünyanın etrafını dolaşır. Red Line ve Grand Line farklı açılardan bir çember oluşturdukları için, dünyayı dörde bölerler (Görsel 5). Bölünmüş bu dört büyük deniz yönlerinde göre isimlendirilmiş Mavi Denizler'dir.
Dünya Hükümeti çalışmalarından ötürü One Piece dünyasının geçmiş tarihi hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Dünya üzerinde bilinen en eski canlı varlık yok edilmeden önce Ohara'da bulunan Bilgi Ağacı'ydı. Beş bin yılı görmüş ve geçirmiş olan bu kadim ağaç içindeki bilgi hazinesi ile birlikte tarihe gömülmüştür. Şu an yaşamını sürdüren en yaşlı canlı ise bilinmeyen bir sebepten ötürü sonsuza yürüme cezasına çarptırılan bin yaşındaki Zunisha isimli bir fildir. Dört bin yıl önce Alabasta Krallığı'nın temelleri atıldı. Bin yüz yıl önce Shandora'nın altın şehri yapıldı ve hızla zenginleşti. Aynı dönemde Tontatta Kabilesi, Donquixote Ailesi tarafından asıl yaşadıkları yer olan Dressrosa'dan komşu bir ada olan Green Bit'e sürüldü. Cennet Çağı'nda yaşanan bu gelişmelerin detayından başka hiçbir kaynakta söz edilmez.
İnsanların faaliyetlerine dair bilinen kapsamlı ve en eski olaylar Cennet Çağı'nın ardından başlayan Deniz Çağı'nda yaşanmıştır. Tarih olarak dokuz asır öncesine dayanmaktadır. O dönemlerde dünyayı domine eden bir krallık bulunuyordu (Krallığın adı bazı kaynaklarda Antik Krallık olarak geçer. Bu yüzden ilgili kısımda bu krallıktan Antik Krallık olarak bahsedilecektir). Antik Krallık her yönden çok gelişmişti ve durdurulması hayal bile edilemeyecek bir seviyeye ulaşmıştı. Bu krallık himayesinde yaşadığı düşünülen yirmi ulus bir ittifak oluşturarak, bu büyük krallığa baş kaldırdı. Dünyayı kasıp kavuran bu savaşa dair hiçbir kaynakta ya da destanda bilgi yoktur. Zira yüz yıl süren bu savaş döneminde olan her şey tarihin tozlu raflarında yerini almıştır. Yirmi krallık nasıl yaptıkları bilinmemekle birlikte, bir şekilde büyük krallığı ekarte etti ve dünya sahnesinden sildi. Bu savaş döneminde, öncesinde hızla yükselmiş olan Shandora da düştü. Antik Krallık insanları, yirmi krallığın bu dönemde yapılanları gizleyeceğini anladıklarından mıdır bilinmez, ellerindeki tüm tarih külliyatını Kozuki Hanesi olarak bilinen taş ustalarına emanet etti ve bu bilgiler yok edilemez taşlara kazınarak dünyaya miras bırakıldı (Görsel 6). Antik Krallık'ın ortadan kaldırılmasının ardından dünyada kendinden başka büyük güç kalmayan yirmi krallık şimdi Dünya Hükümeti olarak bilinen oluşumu kurdu (Görsel 7). Oluşumun başkenti olarak da dünyadaki tek kıta olan Red Line'in üzerinde Mariejois şehrini seçti. Deniz seviyesinden on bin metre yukarıda olan bu kent, her yönden oldukça korunaklıydı. Bu sebepten ötürü yüzlerce yıl boyunca şehre saldırıp da yok edebilen tek kişi Fisher Tiger isimli bir balıkadam olacaktı. Savaş kazanıldıktan ve Antik Krallık devrildikten sonra, yirmi krallığı temsil eden aileler bu başkente taşındı. Sadece Alabasta Krallığı yerini terk etmedi ve kendi ülkesinde kaldı. Antik Krallık'ın kötü ve tiran bir ülke olduğuna, Dünya Hükümeti'nin ise bu kötülüğü dünyadan kazıdığına dair propagandalar yapıldı. Bunun sonucu olarak Antik Krallık'ı deviren ülkelerin kraliyet ailelerine mensup olan kişiler tanrı olarak görüldü ve kendilerine her türlü imtiyaz tanındı. Dünya Hükümeti savaş dönemi olan ve şimdilerde Boş Yüzyıl olarak bilinen yüz yıllık zaman diliminin araştırılmasını ve büyük krallıktan kalan Poneglyph isimli taş kitabelerin okunmasını yasakladı. Bundan sonra dünya uzun süreli bir barış ve refah dönemine girdi. Dünya Hükümeti dünyadaki diğer ülkeleri kendi himayesine alarak, kendisine karşı gelebilecek bir gücün önüne geçmeyi amaçladı. Savaşın üzerinden iki yüzyıl geçtikten sonra, dünya halklarının kaynaşmasını sağlamak amacı ile bugün bile yapımı sürmekte olan, bütün adaları birbirine bağlayacak bir köprünün inşasına başlandı. Dünya bir istikrar dönemi yaşıyor olsa da, yaklaşan korsan tehlikesi bu dönemi son erdirecekti.
Korsanlara Dair
Büyük kısmı okyanuslardan oluşan One Piece dünyasında suç unsurlarının büyük bölümü korsanlar tarafından gerçekleştirilir. Korsanlığın ne zaman başladığı hakkında net bir tarih bilgisi yoktur. Ancak korsanlar ile mücadele edilmesi için oluşturulan Dünya Hükümeti'nin askeri deniz gücü olan Denizciler'in çağlardan beridir var olduğu göz önüne alındığında, korsanların da asırlardır var olduğu söylenebilir.
Bilinen en eski korsan tayfası yüz yıldan daha uzun süre önce denizlerde bulunmuş olan Dorry ve Broggy'nin ekibidir. Ancak bu korsan tayfası dahil olmak üzere Gol D. Roger (kendisinden ve yaptıklarından Büyük Korsan Çağı kısmında bahsedilecektir) dönemine kadar hiçbir tayfa tarihi etkileyecek kadar büyük bir olaya imza atamamış ve denizlerde terör estiren suçlular olarak kalmıştır.
Dünya Hükümeti korsanlar konusunda oldukça katı bir politika izler. Korsan bayrağı açmış her gemi ve içinde bulunan kişiler korsanlık yapmasalar dahi korsan olarak kabul edilir ve başlarına ödül koyulur (Görsel 8). Korsan faaliyetlerine karşı dünyadaki en büyük karşıt güç Denizciler'dir, fakat şu an bu kurum anlatılmayacaktır. Ceza sistemi çoğunlukla ömür boyu hapis olarak uygulanır. Ancak Dünya Hükümeti, diğer korsanlara gözdağı vermek için isim yapmış korsanları halka açık şekilde idam eder (Gol D. Roger ve Portgas D. Ace gibi). Idam edilmeyen suçlular Impel Down (Görsel 9) olarak bilinen devasa bir tesiste ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. Ödül sistemi Denizci olmayan, fakat görece güçlü olan kişilerin korsanları yakalaması için yapılmış bir sistemdir. Bu işi yapan kişilere ödül avcısı denilir. Her ne kadar ödül sistemi cazip olsa da, ödül avcılığı yapan kişi sayısı oldukça azdır. Denizciler'in bünyesinde olan kişilere ödüllü bir korsan yakaladıkları zaman ödül verilmez. Buna ek olarak Dünya Hükümeti bazı güçlü korsanları kendi safına çekerek onlara bazı haklar sağlar ve karşılık olarak diğer korsanları yakalamasını ister. Bunu kabul eden korsanlara Shichibukai (Denizin Yedi Savaş Lordu) adı verilir. Kendilerinden yazı dizisinin ileri kısımlarında bahsedilecektir.
Üstteki paragraf Dünya Hükümeti'nin korsanlara karşı aldığı önlemlerin küçük bir özetidir. Şimdi ise korsanların penceresinden durum açıklaması yapılacaktır. One Piece dünyasında bulunan korsanların farklı motivasyonları vardır ve hepsi de sanıldığı gibi kötü kimseler değildir. Bazı korsanlar hazine peşinde koşar, bazıları daha özgür olduklarını düşündükleri için bu yola sapar, bazıları ise gerçekten kötü oldukları için korsan olur. Korsanlar genel olarak başka korsanların işine taş koymaz. Fakat çıkar çatışmaları söz konusu olduğu zaman birbirleri ile savaşmaktan da çekinmezler.
Korsanlar genellikle alt tabakadan gelen insanlardır. Yine de kraliyet ailesi mensupları (Wapol ve Vinsmoke Sanji gibi) ve hatta eskiden Dünya Asili (Donquixote Doflamingo gibi) olan kişiler de şartlar gereği korsanlık yapabilmektedir. Eskiden yaşadıkları fakirlik ve kıtlık yüzünden çoğu korsan hazine ve zenginlik peşindedir. Yine de buna istisna teşkil eden bazı korsan tayfaları da vardır (Beyazsakal Korsanları gibi). İsimlerden bahsetmiş iken, burada bir ek parantez açmak gerekir. Korsan tayfaları isimlerini kaptanın adından ya da lakabından alır. Yani yukarıda adı geçen Beyazsakal Korsanları'na mensup olan kişilerin hepsinin beyaz bir sakalı yoktur. Yahut serinin bel kemiği olan Hasır Şapka Korsanları'ndaki herkes hasırdan bir şapka takmaz.
Denizlerde amaçsız bir şekilde suç işleyen ve kafalarının estiği şeyi yapan korsanlar, belli bir amaca yönelmedikleri için Dünya Hükümeti açısından çok büyük bir tehdit oluşturmuyordu. Fakat daha önce kimsenin kalkışmadığı bir çılgınlığı yapan Gol D. Roger isimli bir korsan, hem korsanların kaderini hem de dünya tarihini baştan aşağıya değiştirecekti.
Büyük Korsan Çağına Dair
Büyük Korsan Çağı özellikle korsanların denizlerde çoğaldığı ve parladığı bir çağdır. Ancak geçmiş çağların aksine çeyrek asır kadarlık kısa bir dönemi kapsar. Çağın başlamasına vesile olan kişi Gol D. Roger'dır (Görsel 10). Lâkin kendisi başlatmış olduğu bu çağı görememiştir. Bu çağda yaşanmış olayların özümsenmesi için öncelikle çağın başlangıcına kadar olan dönemde yaşananları anlatmak gerekir.
Gol D. Roger korsanlık yapmaya başladığı dönemde tıpkı diğer korsanlar gibi amaçsız şekilde denizlerde seyreden sıradan bir adamdı. Fakat yine de adını duyurmayı başarmıştı (bu bilgi Brook tarafından verilmiştir). Roger'ın bir korsan olarak yaptığı en büyük iş daha önce kimsenin yapmadığı (ya da yapmaya kalkışmadığı) bir şeyi yaparak Grand Line'ın tamamını ele geçirmesi ve gizli bir ada olan Raftel'i bularak Korsan Kral gibi bir unvan elde etmesidir. Roger'ın yaptığı şeyin arkasında şüphesiz başka bir amaç daha vardı. Fakat bu amacı kendisi ile birlikte mezara götürmüştür. Korsan Kral'ın durduk yere neden birden Grand Line'a gitmeye karar verdiği (daha önce gidip, gitmediği hakkında bilgi yoktur) bilinmemektedir. Ancak öğrenilen şey, ölümcül bir hastalığa yakalandıktan sonra böyle bir şey yaptığıdır.
Roger yolculuğuna başladıktan sonra Grand Line'ın girişinde o zamanlar (hatta şimdi de) İkiz Burun Deniz Fenerinin bekçisi olan ve aynı zamanda doktorluk mesleğine sahip Crocus'u kendisini hayatta tutması için geçici olarak yanına almıştır. Roger'ın zorlu Grand Line yolculuğu hakkında pek fazla bilinen şey yoktur. Ancak yolculuk esnasında Edward Newgate, Charlotte Linlin ve Shiki gibi oldukça güçlü korsanlar ile karşı karşıya geldiği, aynı zamanda Denizciler'den kaçmaya çalıştığı bilinmektedir. Roger'ın bir diğer dikkat çeken özelliği de, Antik Krallık zamanından kalma kitabelerin üzerinde ne yazdığını anlayabilmesi idi. Bu sayede Raftel'e ulaşmak için okunması gereken dört Yol Kitabesinin bilgilerine ulaşabilmiştir. Ayrıca eski çağlarda bu taş kitabeleri yapanların soyundan gelen Kozuki Oden isimli bir adam da yolculuğunda Roger'a eşlik etmiştir.
Roger yolculuğunun sonunda bilinmeyen amacına ulaştı ve Korsan Kral oldu. Bunun ardından tayfasını dağıttı ve kendisi de kayıplara karıştı. Yerinin bilinmediği bir yıllık süre içerisinde Baterilla isimli bir adada Portgas D. Rouge (Görsel 11) isimli bir kadınla aşk yaşadı. Bu aşkın meyvesi olarak da Portgas D. Ace isimli bir çocuk doğacaktı. Bir gün Roger kendi ayakları ile gelerek Denizciler'e teslim oldu. Fakat bu gerçek halktan gizlendi. Dünya Hükümeti onu kendileri yakalamış gibi gösterdi. Roger idam edilmeden önce Rogue'dan doğacak olan çocuğunu Denizciler içerisinde kendisinin baş düşmanı olan Monkey D. Garp'a emanet etti. Roger'ın yakalandığını duyan Shiki, saygı duyduğu bu eski düşmanını kendi elleri ile öldürmek için Denizciler'in kalesi olan Marineford'u bastı (Görsel 12). Burada eskiden Denizcilerin Filo Amirali olan ve dövüşün olduğu dönemde Amiral rütbesine sahip olan Sengoku ve Kor-Amiral Monkey D. Garp'a karşı dövüştü. Marineford'un yarısının yok olduğu bu savaşın sonucunda Shiki yakalandı ve Impel Downa kapatıldı. Fakat hapsedilmesinin ikinci yılında kaçmayı başardı ve Impel Down'dan kaçabilen ilk ve tek kişi oldu (bu çağa ait önemli bir olay olduğu için bu bilgi verilmiştir). Beklenen gün geldiğinde Roger, doğduğu yer olan Doğu Mavi'nin Loguetown Adası'nda kafası kesilerek idam edildi. Ancak Roger ölmeden önce daha önce görülmemiş büyüklükteki hazinesini isteyenin alabileceğini haykırdı ve böylece Büyük Korsan Çağı'nı başlattı.
Roger'ın ölümünden sonra hayalperest insanlar, maceracılar, hazine avcıları, serseri takımı ve benzeri insanlar korsan bayrakları çekerek denizlere açıldı. Bu tarihten sonra denizlerde büyük bir kaos yaşandı. Çünkü zincirlerden boşanmış gibi bir sürü insan korsan olarak denizlerde terör estiriyordu. Bu korsanlardan pek çoğu denizlerde yitip gitti, birazı da dünyaya iz bırakacak işlere imza atabildi. Büyük Korsan Çağı esnasında yaşanan büyük olaylardan bahsedelim:
Shiki, bacaklarını keserek ve Fuwa Fuwa no Mi isimli Şeytan Meyvesi'nin (Şeytan Meyveleri yazı dizisinin ileri bölümlerinde anlatılacaktır) verdiği uçma gücü sayesinde Impel Down'dan kaçtı. Daha sonra ise uzun süreli bir plan yapacağını söyleyerek ortadan kayboldu.
Fisher Tiger isimli bir balıkadam Dünya Asilleri tarafından yakalandı ve köle olarak kullanıldı. Bir fırsatını bulduktan sonra kaçmayı başaran Tiger, geride kalan kölelerin durumunu bildiği için öylece kaçıp gidemedi. Kaçtıktan kısa bir süre sonra silah takviyesi yaparak Mariejois'a saldırdı ve tüm köleleri serbest bıraktıktan sonra şehri yaktı (Görsel 13). Kaçan balıkadamları yanına alarak Güneş Korsanları isimli bir korsan tayfası kurdu. Bir süre sonra Foolshout Adası'nda Denizciler tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü.
Bir Shichibukai olan Crocodile, Alabasta Krallığı'nı ele geçirmeye çalışırken, Hasır Şapka Korsanları ile karşı karşıya geldi ve yenildi. Planları açığa çıktıktan sonra tutuklanarak Impel Down'a kapatıldı. Monkey D. Luffy ve Buggy önderliğinde gerçekleşen isyanda hapisten kaçtı. Daha sonra da kayıplara karıştı.
Hasır Şapka Korsanları'nın bir üyesi olan ve Ohara Katliamı'ndan kurtulan tek kişi olduğu düşünülen Nico Robin, Dünya Hükümeti'nin gizli istihbarat birimlerinden biri olan CP9 tarafından ele geçirilince, Hasır Şapka Korsanları Enies Lobby isimli Dünya Hükümeti tesisini bastı. Tayfa başarıya ulaşarak Robin'i kurtardı. Enies Lobby, Denizciler'in savaş gemileri tarafından yerle bir edildi.
Roger'ın oğlu olan Portgas D. Ace, arkadaşını öldürdüğü için Marshall D. Teach'i kovaladı. Banaro Adası'nda onu yakalamayı başardı. İkili arasında bir dövüş gerçekleşti ve Ace yenildi. Teach, Ace'i Denizcilere teslim ederek Crocodiledan boşalan Shichibukai pozisyonunu elde etti.
Portgas D. Ace'in manevi kardeşi olan Monkey D. Luffy, Ace'in yakalandığını öğrenince gizlice Impel Down'a sızdı ve isyan çıkardı. İçeride topladığı mahkumların da yardımı ile yanına aldığı 240 kişi ile birlikte hapisten kaçmayı başardı.
Luffy ile hemen hemen aynı zaman dilimi içerisinde Impel Down'dan tayfasına güçlü adamlar almak isteyen Marshall D. Teach de sahip olduğu Shichibukai unvanını kullanarak Impel Down'a baskın yaptı. Eskiden hapishanenin baş gardiyanı olan Shiliew'in yardımı ile başarıya ulaştı ve birçok tehlikeli mahkumun kaçmasına neden oldu.
Bu sayılan olaylar içerisinde bu çağı etkileyen en büyük olay Portgas D. Ace'in ele geçirilmesidir. Çünkü bu olay, Büyük Korsan Çağı'nın kapanmasına neden olacak kadar büyük bir savaş çıkmasına sebebiyet verecekti.
Yeni Çağ'a Dair
Yeni Çağ, One Piece dünyasında şu an içinde bulunulan çağdır. Bu çağın isminden ilk olarak Bellamy isimli bir korsan bahsetmiştir. Bu yeni dönemden Korsanların Yeni Çağı olarak da bahsedilmektedir. Çağın başlangıcı Marineford Savaşı kabul edilir. Konu bütünlüğü açısından tarihe büyük bir iz bırakan bu olayın incelenmesi elzemdir.
Yazı dizisinin geçen bölümünde anlatılan Portgas D. Ace'in yakalanmasının sebep olduğu büyük savaş, Marineford Savaşı'dır. En çok bu isimle biliniyor olsa da, bazı kaynaklarda bu savaş için Zirve Savaşı, Beyazsakal Savaşı ya da En İyilerin Savaşı isimleri de kullanılır. Savaş, o dönemde dünyanın en güçlü tayfası olan Beyazsakal Korsanları ve Denizciler arasında gerçekleşmiş (Görsel 14), dünya çapında büyük etkilere sebep olmuştur. Savaşın nasıl ve neden başladığı, nasıl sonuçlandığı bu bölümde anlatılacaktır.
Geçen bölümde anlatıldığı gibi Portgas D. Ace, aslında eskiden tayfa arkadaşı olan Marshall D. Teach tarafından mağlup edilerek, Denizciler'e verildi. Portgas D. Ace, eski Korsan Kral olan Gol D. Roger'ın öz oğluydu ve bu gerçek Dünya Hükümeti tarafından biliniyordu. Aslında Ace'in kimliği çok daha önceden belliydi, fakat Beyazsakal olarak bilinen dönemin en güçlü korsanı olan Edward Newgate onu himayesine aldığı için bir süre güvende oldu. Dünya Hükümeti tıpkı Roger'a yaptığı gibi dünyadaki korsanlara gözdağı vermek için Ace'in o dönem Denizciler'in kalesi olan Marineford'da idam edileceğini tüm dünyaya duyurdu. Yapılan bu duyuru, dünyanın öbür ucunda yaşayan ve olayla bir ilgisi bile olmayan insanların bile korkudan evlere kapanmasına neden olacak kadar büyük bir savaşın işaretiydi. Adamlarının intikamını mutlak suretle aldığı bilinen Edward Newgate'in, Ace için geleceği de kesindi. Bu yüzden Dünya Hükümeti sahip olduğu tüm askeri gücü Marineford'a yığdı. 100.000 asker, Shichibukai ve yüzlerce savaş gemisi ile düşmanı beklemeye başladı. Savaşın öncesinde Monkey D. Luffy tarafından Ace'i doğrudan hapisten kaçırmak için bir girişim olduysa da, başarıya ulaşmadı. İdam saatinden önce Beyazsakal Korsanları sahip olduğu müttefikler ile birlikte Marineford'a geldi ve tarihin gördüğü en büyük savaş bu şekilde patlak verdi. İki taraf da ağır kayıplara uğradı. Aynı şekilde iki taraf da destek kuvvetler aldı. Denizciler, proje aşamasında olan Pacifista isimli sayborgları sahaya sürdü. Beyazsakal Korsanları da Impel Down'dan gelen mahkumların güçlerini kullandı. Luffy'nin yoğun çabaları ile Ace idam sehpasından kurtarıldı. Ancak Ace kaçmak üzere iken oldukça kurnaz bir adam olan ve dönemin Amiraller'inden Akainu lakaplı Sakazuki tarafından kışkırtıldı ve göğsü delinerek öldürüldü (Görsel 15). Manevi kardeşinin ölümü yüzünden şoka giren Luffy de yine Sakazuki tarafından ağır şekilde yaralandı. Yine de savaş alanındaki korsanlar sayesinde olay yerinden kaçırıldı. Çabaları başarısız olan Edward Newgate, Sakazuki'yi kısa bir süre savaş dışı kalacağı şekilde mağlup etti ve ölmeden önce tüm Denizci kuvvetlerini yanında götürmek istedi. O anda Marshall D. Teach beklenmedik bir şekilde savaş alanına geldi ve yanındaki adamları ile birlikte Edward Newgate'e saldırdı. Newgate ölmeden önce tüm dünyaya One Piece isimli hazinenin gerçekten de var olduğunu söyleyerek korsanlar üzerinde Roger gibi bir etkiye neden oldu. Karasakal Korsanları tarafından katledilen büyük korsan Edward Newgate'in ölmüş bedeni yere düşmeyi reddetti. Bir kez bile düşmanına arkasını dönmeyen ve sırtındaki namusunda tek bir çizik bile olmayan devrinin en güçlü adamı işte böyle yitip, gitti (Görsel 16).
Edward Newgate'in ölmesi savaşı bitirmedi, aksine daha da şiddetli bir biçimde devam etmesine neden oldu. Marshall D. Teach, dünyayı yok edebilecek bir güce sahip olduğu söylenen Gura Gura no Mi isimli meyvenin güçlerini bilinmeyen bir şekilde ele geçirdi (Görsel 17). Fakat dünyanın en güçlü korsan tayfalarından biri olan Kızıl Saç Korsanları savaş alanına geldi ve savaşın bittiğini duyurdu, savaşmak isteyenlere ise meydan okudu (Görsel 18). Ağır kayıplar veren Denizciler, böyle büyük bir güç karşısında tekrardan savaşa girme riskini göze almadı, amaçlarına ulaştıkları için korsanların geri çekilmesine izin verdi.
Savaşın etkileri büyük oldu. Dünyanın en güçlü korsan tayfası olan Beyazsakal Korsanları birçok adamını kaybetti. Kalan adamlar Marshall D. Teach önderliğindeki Karasakal Korsanları ile Hesaplaşma Savaşı adı verilen bir mücadeleye girdi, fakat yenildiler ve kesin olarak dağıldılar. Beyazsakal Korsanları'nın müttefikleri ise daha sonra Edward Weevil isimli bir korsan tarafından avlandı. Eskiden bu korsan tayfasına ait olan adalar başka korsanlar tarafından yağmalandı. Bu bölgelerden çoğunu ele geçiren Karasakal Korsanları yükselişe geçti ve yeni Yonko (bu terim daha sonra açıklanacaktır) tayfası kabul edildi. Daha sonra uzun zamandır gizli olan Devrim Ordusu'nun Baltigo'daki kalesini yıktı. Eskiden çaylak olan korsanlar kendilerini gösterme fırsatı buldu. Dünyadaki en ünlü ve korkulan korsanlardan biri olan Donquixote Doflamingo düştü ve tutuklandı.
Savaşın sonuçları Denizciler üzerinde de beklenmedik bir şekilde büyük oldu. Filo Amirali olan Sengoku ve üç Amiral'den biri olan Aokiji lakaplı Kuzan istifa etti. Sengoku'nun yerine eski üç Amiral'den biri olan Sakazuki geçti. Denizciler'in ana üssü Marineford'dan G-1'a taşındı. Dünya genelinde zorunlu askerlik yasası çıkarıldı. Bu yasa kapsamında iki yeni Amiral göreve getirildi. Shichibukai organizasyonu yenilendi. Marshall D. Teach pozisyonundan istifa etti, Gekko Moriah ise yetersiz olduğu gerekçesi ile görevden alındı. Boş pozisyonlara Buggy, Trafalgar D. Water Law ve Edward Weevil isimli korsanlar getirildi (kendilerinden detaylı olarak bahsedilecektir).
Dünyanın büyük bir değişim geçirdiği bu çağda daha birçok olay yaşanacaktır. Ancak bu bilgilere henüz sahip olmadığımız için, uzun bir süre sonra bu destan tamamlanacaktır.
Irklara Dair
One Piece dünyasında birçok farklı ırk yaşar. Ancak baskın olan insan ırkıdır. Bu bölümde öncelikle insan ırkı ve diğer ırklar ele alınacaktır.
İnsanlar
İnsanlar dünyanın her yerinde bulunan ve teknolojik açıdan en gelişmiş ırktır. Fakat ırkların geneline bakıldığı zaman, ırklar içerisinde fiziksel olarak en zayıf olandır. İnsanlardan çok daha güçlü olan Balıkadamlar ve Devler'in bulunduğu Grand Line'da bile insan egemenliği söz konusudur. İnsanlar genel olarak gerçek dünyadaki insanlara benzerler, ancak çok farklı insan biçimleri bulunur. Gerçek dünyada iki metre boya sahip biri bile çok uzun sayılırken, One Piece dünyasında sekiz metre boya sahip insanlar vardır. Yine de genel insan popülasyonu içerisinde iki metreden daha uzun boya sahip kişi sayısı azdır. Görünüş olarak belli bir insan tipi olsa da, arada ekstrem örnekler çıkar. Şeytana benzeyen (Gekko Moriah, Magellan, Saldeath gibi), primata benzeyen (Masira ve Shojo gibi), boynuzlarından dolayı koyuna benzeyen (Merry ve Caesar Clown gibi) insanlar vardır. Bu kişiler görünüş olarak insana hiç benzemeseler bile, ayrı bir ırk değillerdir. Bazı insanların uzuvları normal sayılamayacak kadar uzun olabilir. Chinjao ve Strawberry gibi çok uzun ve sivri kafaya sahip olan insanlar nadir olsa da vardır.
One Piece dünyasındaki insanlar, 140 yıl yaşayabilirler. Ancak hastalık ve dış etkenler bu süreyi düşürebilmektedir. İnsanların diğer ırklarla çiftleşmesi seride az da olsa rastlanan bir durumdur. Şimdiye kadar sadece insan ve balıkadam melezi olan bireyler (Sapi ve Dellinger) görülmüştür. Bu melez bireylerin ortalama ömürlerinin insanlar kadar olup olmadığı bilinmemektedir. İnsanların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 500.000 Berry'dir.
Devler
Devler, insanlara benzeyen ancak aşırı derecede büyük olan bir ırktır. Aslında onlar için devasa boyutlara ulaşmış insanlar demek yanlış olmaz. En az on beş metre boya ve aşırı derecede yüksek fiziksel güce sahiptirler. Hatta dünyadaki en güçlü krallığın devlere ait olduğu söylenir. Devlerin ekseriyeti Elbaf adı verilen bir adada yaşar. Ancak Elbaf'tan başka dev adaları da vardır. Devleri aşırı uzun boylu insanlarla karıştırmamak gerekir. Zira bir dev, bilinen en uzun insandan bile daha büyüktür. Ancak boyu kısa olan devler de vardır. Örneğin Bastille bir dev olmasına rağmen, boyutu küçüktür.
Büyüklük olarak devler gezegendeki karalar üzerinde yürüyen en büyük (biri hariç) canlılar değildir. Eğer soyları tükenmedi ise, Oars ve onun soyundan gelen yaratıklar (Oars Jr. gibi) devlerden bile daha büyüktür. Bu türün mensupları canavara benzer. Değişik ten renkleri (pembe ve sarı gibi), boynuzları ve sivri dişleri vardır. Fakat Oars ve hısımlarından da büyük bir canlı daha vardır; Sanjuan Wolf. Wolf'ün bilinen bütün devler içerisinde en büyüğü olduğu söylenmiştir.
Devler büyük oldukları için, sahip oldukları yetenekler de büyüktür. Ağladıkları zaman yerlerde su birikintileri oluşur. Normal bir insanın üç katı kadar yaşayabilirler. Tıpkı insanlar gibi, devler de diğer ırklar ile çiftleşebilmektedir. Şimdiye kadar sadece dev ve balıkadam melezi bireyler (Big Pan gibi) görülmüştür. Bu alt türe wotan adı verilir. Gerçek devler kadar olmasa da, büyüklerdir. Bu melez bireylerin ortalama ömürlerinin devler kadar olup olmadığı bilinmemektedir. Devlerin köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 50.000.000 Berry'dir.
Cüceler
Cüceler (Görsel 19) şimdiye kadar seride sadece bir yerde görülmüş insansı küçük bir ırktır. Boyut olarak kısa bir insan boyunda değil, avuç içine sığacak kadar küçüklerdir. Normal insanlar bir devin yanında ne kadar küçük kalıyorsa, bir cüce de normal bir insanın yanında o kadar küçük kalmaktadır. Cücelerin genel görünüşü insanlara benzer. Ancak ekseriyetinin burnu sivridir ve pofuduk bir kuyruğu vardır.
Cüceler ortalama 150 yıl yaşayabilirler. Nadir bulunan bir tür oldukları için, haklarında bilinen pek fazla şey yoktur. Görülen cücelerin tamamen Green Bit isimli bir adada yaşar. Küçük boyutlarına rağmen çok hızlı ve güçlülerdir. Normal bir yumrukları ile binaları yıkabilirler. Ayrıca hepsi bitki yetiştirme konusunda uzmandır. Bir cücenin her türlü bitkiyi yetiştirebileceği söylenmiştir. Cücelerin köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Uzunkollar
Uzunkollar (Görsel 20) kabile halinde yaşayan ve çok uzun kollara sahip bir ırktır. Görünüş olarak insana benzerler. Tek farkları iki dirseğe sahip olan uzun kollarıdır. Uzunkolların geneli Çin temasına sahiptir ve anavatanları Kenzan Adası'dır.
Uzunkolların ne kadar yaşayabildikleri bilinmemektedir. Dünyanın her yerinde görülseler de, sayıları azdır. Güçlerini uzun kollarından alırlar. Diğer türlerle olan ilişkileri bilinmemekle birlikte, bir Uzunbacak ile çiftleşmeleri sonucu Uzunuzuv isimli melez bir alt tür ortaya çıkarabilirler. Uzunkolların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Uzunbacaklar
Uzunbacaklar (Görsel 21) kabile halinde yaşayan ve çok uzun bacaklara sahip bir ırktır. Bacakları aşırı derecede uzun olan insanlara benzerler. Uzunkolların kollarındaki iki eklemin aksine, Uzunbacakların bacaklarında iki eklem değil, tek bir eklem (diz) vardır. Uzunbacak ırkına mensup kişi sayısı çok azdır. Seride şimdiye kadar bu ırka mensup sadece iki kişi görülmüştür. Nerede yaşadıklarına dair bilgi yoktur.
Uzunbacakların ne kadar yaşayabildikleri bilinmemektedir. Güçlerini uzun bacaklarından alırlar. Diğer türlerle olan ilişkileri bilinmemekle birlikte, bir Uzunkol ile çiftleşmeleri sonucu Uzunuzuv isimli melez bir alt tür ortaya çıkarabilirler. Uzunbacakların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Minkler
Minkler (Görsel 22) kabile halinde yaşayan, insansı özelliklere sahip hayvanlardır. Her minkin farklı bir hayvan olduğu görülmüştür. Hepsinde mutlak suretle kürk vardır. Dişi minkler insana daha çok benzerler. Erkek minkler ise canavarımsı görünürler. Minkler son derece çekingen bir ırk oldukları için, Mokomo Dükalığı adı verilen bir ülkede dünyadan izole şekilde yaşarlar. Bu yüzden bu ırkın masallarda geçen efsaneler olduğuna inanılır.
Minklerin ne kadar yaşayabildikleri bilinmemektedir. Ancak Charlotte Linlin'in Zepo isimli bir minkten 130 yıllık ömür çıkarıldığı düşünülürse, insanlar kadar uzun süre yaşayabildikleri düşünülebilir. Çekingen olmalarına rağmen son derece güçlülerdir. Çok hızlı hareket edebilirler ve yüksek yerlere zıplayabilirler. Elektro adı verilen ve henüz tam doğası açıklanmamış bir yeteneğe sahiplerdir. Bu güçleri sayesinde elektrik şokları atabilirler. Dayanıklılardır ve ağır yaralansalar bile kısa sürede iyileşebilirler. Minkleri yöneten kişilerden biri olan Inuarashi isimli köpek minkinin söylediğine göre minklerin özel bir gücü vardır. Ancak bu henüz açıklanmamıştır.
Minklerin değişik bir kültürleri vardır. İnsanları "düşük mink" olarak görürler. Çünkü onlara göre insanlar kürkü olmayan minklerdir. Kürkü olan hayvanların etini yemezler ve onları öldürmezler. Kürksüz olan tüm hayvaları yiyebilirler. Genellikle balık ile beslenirler. Kendi aralarında tek tek tür ayrımı yapmazlar. Köpek cinsine mensup tüm minkleri "Köpek Minkleri" olarak toplu şekilde ifade ederler. Minkler insansı hayvanlar oldukları için, daha çok hayvan özellikleri gösterirler. Bu yüzden bir mink dostuna karşı son derece sadıktır. Bu hayvansal durum, minklerin türüne göre de kendini gösterir. Primat sınıfı minkler muz sever, boğa sınıfı minkler kırmızı görünce sinirlenir, köpek sınıfı minkler kemik kemirmeye bayılır. Ayrıca minkdaş olduklarını göstermek için arkadaşlarını yalamak gibi bir eğilimleri vardır. Minklerin köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Yılanboyunlular ve Üç Gözlüler
Bu iki ırkın hiçbir üyesi henüz görülmediği için ikisi tek başlıkta değerlendirilecektir.
Yılanboyunlular hakkında bilinen hiçbir şey yoktur. İsimlerinden dolayı oldukça uzun boyunlara sahip oldukları düşünülebilir. Yılanboyunluların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 700.000 Berry'dir.
Üç Gözlüler (Görsel 23) alnında üçüncü bir gözü daha olan bir ırktır. Şimdiye dek safkan bir Üç Gözlü görülmemiştir. Melez bir Üç Gözlü olan Charlotte Pudding, görünüş olarak insana benzemektedir. Üç Gözlülerin her şeyi duyma gücü vardır. Ancak bu gücün uyandırılması gerekmektedir. Yöntemi ise henüz açıklanmamıştır. Üç Gözlülerin köle pazarlarındaki fiyatı bilinmemektedir.
Balıkadamlar
Balıkadamlar (Görsel 24) isimlerinden de anlaşılacağı üzere insansı özelliklere sahip balıklardır. Her balıkadamın farklı bir deniz hayvan olduğu görülmüştür. Bu yüzden görünüşleri mensup oldukları balığın türüne benzer. Omuzlarında ya da boyunlarında suda nefes almalarını sağlayacak solungaçları vardır. Birçoğunun parmakları perdelidir. Mensup oldukları balıkların türüne göre fazladan uzuvlara sahip olanları da vardır. Boyut olarak bir ortalamaları olmadığı söylenebilir. Geneli Fisher Tiger gibi normal insan ebatlarında olsalar da, Wadatsumi gibi devlerden bile büyük olanları da vardır. Dünyanın her yerinde görülseler de, birçoğu deniz altında yer alan bir ada olan Balıkadam Adası'ndaki Ryugu Krallığı'nda yaşar.
Balıkadamlar son derece güçlü varlıklardır. Normal insanlardan karada on kat, suda ise yirmi kat daha güçlülerdir. Bazılarının büyük deniz canavarları ile konuşma gücü vardır. Bazıları ise suyu istediği gibi kontrol edebilir. Mensup oldukları deniz canlılarının güçleri kendilerinde de vardır (mürekkep üretmek, zehirli ok atmak, kamufle olmak gibi).
Balıkadamlar ve insanlar arasında soğuk rüzgarlar eser. Çünkü insanlar balıkadamlardan korkar ve onları yok etmeye çalışır. Çoğunlukla köle olarak kullanır. Bu yüzden balıkadamlar da insanlardan nefret eder. Zaman zaman aradaki buzlar eritilmeye çalışılmışsa da (Otohime'nin yaptığı gibi), bu tam olarak başarılamamıştır. Yine de her insan balıkadamlardan korkmadığı gibi, her balıkadam da insanlardan nefret etmez. Balıkadamların köle pazarlarındaki ortalama fiyatı 1.000.000 Berry'dir.
Gökyüzü Halkı
Gökyüzü halkları (Görsel 25) aslen Ay'dan gelmiş bir ırktır. Kendi içlerinde Skypeialılar, Shandianlar ve Birkalar olarak üçe ayrılırlar. Bu Ay sakinleri dünyaya geldikleri zaman Skypeialılar ve Birkalar gökyüzünde yer alan iki farklı ada olan Skypeia ve Birka'ya yerleşmiş, Shandianlar ise dünya üzerinde bulunan Jaya isimli adaya inmiş ve burada Shandora isimli şehri kurmuştur. Bu üç farklı ırkın görünüşleri arasındaki tek ortak nokta sırtlarında yer alan kanatlardır. Üç türün de görünümü genel olarak insana benzer. Skypeialıların genelinin kafasında antene benzeyen iki tane top vardır. Shandianlar normal insan gibi görünürler, ancak neredeyse hepsi aşırı derecede esmerdir. Birka kökenli gökyüzü sakinleri de kanatları haricinde tamamen insana benzer.
Teknoloji sayesinde yaratılan ırklar
Gelişen teknoloji sayesinde makineleşmiş ve genetiği değiştirilmiş bazı yeni ırklar ortaya çıkmıştır. Bunlara kısaca değinmek gerekirse;
Otomatalar: Eskiden Ay'da ikamet eden gökyüzü sakinleri tarafından yapılan küçük robot ırkına otomata denir (Görsel 26). Bunların hepsi Ay'da yaşar. Gökyüzü sakinleri Ay'ı terk ederken bu robotları uyutmuşlardır, ancak daha sonra robotlar Enel tarafından tekrar uyandırılmıştır. Ay'daki otomatalara ek olarak dünyada da Tsukimi adı verilen bir bilim adamı tarafından dört otomata yapılmıştır. Tsukimi'nin ölümünün ardından bu dört otomata da Ay'a gitmiştir. Otomatalar tamamen mekanik olmalarına rağmen yemek yiyebilirler.
Sayborglar: İnsan cesetleri ya da canlı insanların değiştirilmesi sonucunda sayborglar ortaya çıkmıştır (Görsel 27). Sayborg olarak kabul edilen bu ırkın mensupları aslında insandır, ancak parçalarının çoğu mekaniktir. Dünyada az sayıda bulunurlar. Mekanik parçalardan ötürü oldukça güçlülerdir ve normal insanların yapamayacağı şeyleri yapabilirler (yüksek ağırlıkları kaldırmak gibi). İnsanlarda olmayan bir diğer özellikleri ise, ağır yaralansalar bile mekanik parçaların değişimi sonrasında hiçbir sorun yaşamadan ayağa kalkabilirler.
Şeytan Meyvesi ile yaratılan ırklar
Bu ırklar belirli Şeytan Meyveleri'nin gücü sayesinde ortaya çıkan ve o meyve gücü etkin olduğu sürece hayatını sürdürebilen ırklardır. Meyve etkisinden dolayı sayıları kısıtlıdır ve türlerinin üreme yolu ile devamlılığı bulunmaz. Bu ırklara değinelim;
Zombiler: Zombiler, Kage Kage no Mi (Gölge Meyvesi)'nin gücü sayesinde hayat bulan cansız varlıklardır (Görsel 28). Zombilerin bedenleri Hogback isimli bir doktor tarafından cerrahi yöntemler kullanılarak yaratılır, daha sonra da içlerine başka insanlardan çalınan gölgeler koyularak diriltilirdi.
Zombiler oldukça tuhaf görünüşlü yaratıklardır ve görünüşlerine nazaran oldukça güçlülerdir. Acı hissetmezler ve deniz suyu ya da tuzla temas etmedikleri sürece ölmezler. Bedenleri ne kadar ağır hasar alırsa alsın, durmazlar. İçlerinden gölge çıkarıldığı zaman zombi bedenleri normal cesetlere dönüşür.
Normalde Şeytan Meyvesi ile ortaya çıkan ırkların yaşamları meyvenin kullanıcısının durumuna bağlı iken, zombilerin varlığı kullanıcıya bağlı değildir. Yani kendilerine hayat veren meyve kullanıcısı ölse bile, zombilerin içinde bulunan gölgeler sahiplerine dönmez.
Oyuncaklar: Oyuncaklar, Hobi Hobi no Mi (Hobi Meyvesi)'nin gücü ile dönüşüm geçiren insanlardır (Görsel 29). Oyuncaklar aslında normal insanlardır, fakat meyve kullancısı olan kişi bir insana dokunduğu zaman onu oyuncağa dönüştürür. Oyuncağa dönüşen kişi için hayat durur ve tüm varlığı unutulur. Sadece kendisi diğer insanları hatırlayabilir. Hatırladığı kişiler oyuncak olursa, onların varlığını unutur.
Oyuncakların belli bir görünümü yoktur. Askerler, hayvanlar, bebekler, robotlar ve diğer oyuncak türlerinin görünümüne sahiptirler. Boyutları genellikle küçüktür. Ancak normal insan ebatlarında ya da dev kadar büyük olanları da vardır. Oyuncaklar türüne göre farklı maddeler içerirler. Bedenleri tahtadan, metalden ya da pamuk dolu olabilir. Oyuncakların varlığı meyve kullanıcısının bilincine bağlıdır. Eğer herhangi bir sebepten meyvenin kullanıcısı bayılır yahut ölürse, oyuncaklar tekrardan insan olur ve onları unutmuş olan herkes tekrardan hatırlar.
Dinlere Dair
One Piece dünyasında belli bir din algısı yoktur. Yani insanların kitleler halinde inandığı herhangi bir dini inanç bulunmamaktadır. Dinden ziyade bir tanrı kavramı vardır.
Serideki tanrı kavramı ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Alabasta'da ülkeyi koruyan en güçlü savaşçılar için "Koruyucu Tanrı" kavramı kullanılır (Chaka ve Pell gibi).
Skypeia'da adayı yöneten kişiye tanrı unvanı verilir. Skypeia tanrılarının bilinen iki tanesi normal insandır (400 yıl önceki Tanrı ve Gan Fall). Sadece Enel isimli Birka kökenli bir kişi tanrısal güçlere sahipti. Onun güçleri de sahip olduğu Şeytan Meyvesi (Goro Goro no Mi)'nden geliyordu.
Şu an Skypeia halkı ile aynı yerde yaşayan Shandora halkı yeryüzünde yaşarken dev gibi yılanlara (Kashigami gibi) tapmıştır.
Bunlara ek olarak Namakura Adası halkı şeytana tapar. Sürekli olarak şeytan çağırma ayinleri yaparlar. Elbaf'taki devler, Elbaf Tanrısı'na inanır. Florian Üçgeni ve civarında Deniz tanrılarının yaşadığına inanılır. Şeytan Meyveleri'nin deniz iblisleri tarafından yaratılmış olduğu konusunda güçlü bir inanç vardır. Bir Şeytan Meyvesi (Mato Mato no Mi) kullanıcısı olan Vander Decken IX'ın Tanrı tarafından lanetlenmiş olduğu düşünülmektedir. Arlong, Hody Jones ve benzer kafa yapısında olan balıkadamlar tanrının kendilerini insanlardan üstün yarattığına inanır. Dagama, kralı Elizabello II'nun gücünün ona tanrılar tarafindan verildiğini söylemiştir. Bunlar gibi değişik görüşler seri içerisinde bolca vardır.
Bunların haricinde din hususunda seride Hristiyan temasının hakim olduğu söylenebilir. Zira buna atıf yapan birçok sahne mevcuttur. Haç şekli seride çok karşılaşılan bir semboldür. Mezarların birçoğu haç şeklinde mezar taşlarına sahiptir. Viski Tepesi isimli adada kaktüs biçimli tepelerin tamamında haç şeklinde mezar taşı olan mezarlar vardır. Ayrıca ada halkından bir kadının rahibe kıyafeti giydiği görülmüştür. Serideki karakterlerde de haç yahut Hristiyanlık simgeleri sıklıkla rastlanılan öğelerdir. Dracule Mihawk'un hem kolyesi, hem de kılıcı Yoru'nun kabzası haç şeklindedir. Bartholomew Kuma elinde daima bir İncil taşır. Gekko Moriah'ın kolyesi haça benzer ve eskiden yaşadığı yer olan Thriller Bark'ta bir kilise vardır. Seride iki kısımda cennet ışığı benzetmesi yapılmıştır. İlki Adalet Kapıları açıldığında üzerine ışık vuran Buggy, diğeri ise yıkılan kolezyumdaki ateşin ışığının üzerine vurduğu Usopp'tur. Hatta bu olaydan sonra Usopp'a Tanrı lakabı takılmıştır.
Tüm bunlardan ayrı olarak kendilerini tanrı olarak addeden bir grup daha vardır. Halk içinde bu grubun gerçekten tanrı olduğuna inanan kesim hayli fazladır. Dünya Hükümeti'ni kuran yirmi krallığın soyundan gelen bu kişiler kendilerini tanrı ilan etmişler ve her istediklerini yapma hakkını kendilerinde görmüşlerdir. Bu kişilerin hepsi Kutsal Topraklar olarak bilinen Mariejois (bu şehir Donquixote Doflamingo tarafından Cennet olarak tabir edilmiştir)'ta yaşar. Halk içerisine indikleri zaman onlarla aynı havayı solumamak için başlık takarlar. Tanrı kompleksleri o kadar fazladır ki, aralarından ayrılan kişileri (Donquixote Homing gibi) kesinlikle bir daha aralarına kabul etmezler.
Grand Line ve Adalara Dair
Yazının ilk kısımlarında belirtilmiş olduğu gibi One Piece dünyasının büyük kısmı okyanuslar ile kaplıdır. Dünyayı kaplayan okyanuslar bütün olarak ele alınırsa, bölünmüş halde oldukları söylenebilir. Popülasyon dağılımı daha çok Grand Line üzerinde yoğundur. Haklarında pek bilgi bulunmadığı için bu kısımda Dört Mavi Deniz'den bahsedilmeyecektir. Grand Line ve onun etrafını çevreleyen Sakin Kemer anlatılacaktır.
Grand Line aslında başlı başına bir okyanus değil, büyük ve güçlü bir okyanus akıntısıdır. O kadar güçlüdür ki, dünyayı ortadan ikiye böler. Nasıl olduğu bilinmemekle birlikte, Grand Line için birçok gizem söz konusudur. Öncelikle bu bölgedeki hava durumu düzensizdir ve önceden kestirilemez. Üzerinde yer alan adaların çoğunda tek iklim görülür. Yani bir adada sürekli bahar (Jaya ya da Dressrosa gibi), sürekli kış (Davul ya da Karakuri gibi), sürekli yaz (Alabasta gibi) ya da sürekli sonbahar (seride henüz sadece sonbahar iklimini yaşayan bir ada görülmemiştir, ancak varlığı kesin olarak bilinmektedir) iklimi yaşanabilir. Grand Line üzerinde yapılan bir yolculukta şayet hava düzenli bir hale girmiş ise, bu yakınlarda bir ada olduğu anlamına gelir. Çünkü hava durumu, adaların manyetik alanından etkilenmektedir. Bu yüzden adalara uzak olan bölgelerde hava durumu çok şiddetlidir ve sürekli değişkenlik gösterir. Her ne kadar çoğu adada tek iklim görülse de, buna istisna oluşturan bazı yerler de vardır. Örneğin Rusukaina'nın sahip olduğu kırk sekiz farklı iklim vardır ve her hafta farklı bir iklim tipi görülür. Küçük Bahçe'de tarih öncesi dönem yaşanır, bu yüzden adanın iklimi içerisinde dinozorların yaşayabileceği şekildedir. Bunlara ek olarak benzersiz özellikleri bulunan bazı adalar da vardır. Örneğin Raijin'e yağmur yağar gibi aralıksız şekilde sürekli yıldırım düşer. Enies Lobby'de ise her zaman gündüz vakti yaşanır, güneş hiç batmaz.
Grand Line her yönü ile bambaşka bir yerdir. Burada normal pusula çalışmaz. Çünkü her adanın kendi manyetik alanı vardır, bu yüzden normal bir pusulanın dengesi bozulur. Grand Line'da yolculuk yapılırken Seyir Belirleyici isimli daha değişik bir pusula kullanılır. Bu pusula, en yakınında bulunan adanın manyetik alanını gösterir. Her adanın manyetik alanının Seyir Belirleyici tarafından belirlenme süresi farklıdır. Bazen bu belirlenme süresi bir gün sürerken, bazen de yüzlerce yıl sürebilmektedir. Bu zorluğun üzerinden gelmek için Daimi Seyir Belirleyici olarak bilinen pusulalar kullanılır. Bu pusulalar nerede olurlarsa olsunlar daima tanımlandıkları adanın yönünü gösterirler. Grand Line'ın ikinci kısmı olan Yeni Dünya'da sadece bir Seyir Belirleyici işe yaramamaktır. Çünkü bazı adaların manyetik alanları ani değişimler geçirir, bazıları kendisini gizler. Bu yüzden üçlü Seyir Belirleyici kullanılır. Üç pusula da aynı yönü gösterdiği zaman, hedefteki adaya gidiş mümkün olmaktadır.
Grand Line gerçek dünya ile kıyaslandığında ekvator gibi düşünülebilir. Çünkü yapı olarak dünyanın etrafını çevreler. Sadece iki kısımda Red Line tarafından bölünür. Eskiden Grand Line'a sadece bu iki kesişim noktasından giriş yapılabiliyordu. Bu noktalardan ilki Döndüren Dağ olarak bilinen dağdır. Dört Mavi Deniz'den gelen akıntılar bu dağın zirvesinde birleşir ve Grand Line'a dökülür. Hemen girişte Ikiz Burun Deniz Feneri vardır. Döndüren Dağ'dan Grand Line'a girerseniz bu deniz fenerinin sahibi olan Crocus isimli adam ve evcil balinası Laboon ile tanışabilirsiniz.
Giriş noktalarından ikincisi Red Line üzerinde bulunan Kutsal Toprak Mariejois'tur. Tüccar ya da sıradan bir yolcu, belirli bir geçiş ücreti ödeyerek şehir üzerinden Grand Line'a girebilir. Bu yöntem pek fazla kullanılmaz. Zira Red Line üzerinde yolculuk yapması oldukça zordur.
Grand Line'a sadece bu iki noktadan girilebilmesinin sebebi, bu okyanus akıntısının iki tarafında bulunan ve Sakin Kemer adı verilen denizlerdir. Sebebi bilinmeyen bir şekilde bu iki deniz çok sakindir. O kadar sakindir ki, neredeyse hiç rüzgar esmez ve akıntı oluşmaz. Deniz daima dümdüzdür. Bu yüzden geneli yelkenli olan gemiler bu denizden kürek çekmeden geçemezler. Bu özelliklerine rağmen Sakin Kemer'i asıl tehlikeli yapan şey başka bir özelliğidir. Zaten bu özelliği yüzünden insanlar daha önce anlatılan noktalardan Grand Line'a giriş yapmak zorunda kalmaktadır. Bu sebep aşırı derecede büyük olan Deniz Kralları'nın Sakin Kemer içinde yaşamasıdır. Deniz Kralları hiçbir geminin (özel bir durumu yok ise) Sakin Kemer'den geçmesine izin vermez. Bu sebepten ötürü bu iki deniz oldukça korkulan yerlerdir. Hasır Şapka Korsanları rotayı ayarlayamayıp Sakin Kemer'e girdikleri zaman tayfanın rotacısı olan Nami korkudan kendini kaybedecek konuma gelmiştir. Rumbar Korsanları'nın kaptanı Yorki, tayfası ile birlikte ağır bir hastalığa yakalananınca Sakin Kemer üzerinden Grand Line'dan kaçmaya çalışmış, ancak başarılı olamamıştır.
Günümüzde gelişen teknolojinin de yardımı ile Denizciler, Sakin Kemer üzerinden Grand Line'a istedikleri gibi girip çıkabilmektedir. Denizci gemilerinin alt kısmı deniztaşı (Şeytan Meyveleri bölümünde bu metalden bahsedilecektir) ile kaplanmakta, bu yüzden Deniz Kralları Geçen gemilerin farkına varamamaktır. Denizciler'den hariç olarak Kuja Korsanları da Sakin Kemer üzerinde yolculuk yapabilir. Bu korsan tayfasının gemisi Yuda olarak bilinen oldukça zehirli deniz yılanları tarafından çekilir. Yılanlar zehirli olduğu için Deniz Kralları onlara saldırmaktan imtina eder. Aşırı güçlü kimseler de Sakin Kemer'den geçebilir. Şimdiye dek bu denizi yüzerek geçtiği bilinen tek kişi Silvers Rayleigh'tir.
Grand Line'ın bir de ikinci bir kısmı vardır. Burası dünyanın en tehlikeli bölgesidir. Çünkü her an her şey olabilir. Dünyanın en güçlü korsanları burada yaşar. Adaların birçoğu Yonko olarak bilinen korsanların elindedir. Ancak tüm adalar Yonko'ya ait değildir. Bağımsız olan adalar (Wano ve Zo gibi) ya da Denizciler tarafından korunan adalar (Dressrosa gibi) da vardır. Büyük hazine One Piece'i barındırdığı düşünülen Raftel bu bölgededir. Yeni Dünya'nın tamamı şimdiye dek sadece Gol D. Roger ve tayfası tarafından ele geçirilebilmiştir.
Grand Line'a girmeden önce iyi düşünmek gerekir. Çünkü girdikten sonra çıkmak için sonuna kadar gitmek gerekir. Seyir Belirleyiciler sadece ileriyi gösterdiği için geriye dönmek mümkün değildir. Zaten dönülse bile akıntı sebebiyle Döndüren Dağ'dan geri çıkılamaz. Yanlardan Sakin kemer çıkışı engeller. Grand Line'a girmesi de, oradan çıkması da zordur. Bu yüzden Grand Line'ın diğer bir adı Korsan Mezarlığı'dır.
Savaş Gereçlerine Dair
One Piece dünyası dönem olarak gerçek dünyadaki modern çağ öncesine benzeyen bir dönemi yaşar. Bu yüzden genel olarak teknolojik olarak da o döneme yakındır. Gerçi One Piece dünyası teknoloji bakımından insanların aklında soru işareti oluşturmaktadır. Çünkü insan klonlayacak ya da yapay zekaya sahip robotlar yapılabilecek kadar teknoloji varken, herhangi bir motorlu taşıt kullanılmaz. Hatta buharlı makinelerin sayısı bile oldukça azdır. Bu bölümün konusu savaş gereçleri olduğu için, teknolojiden bu kısımda bahsedilmeyecektir.
One Piece dünyasında en çok kullanılan savaş aleti çakmaklı tüfek ya da tabancalardır. Bu silahların içinde misket mermi olarak bilinen mermiler bulunur. Gerçek dünyadaki çakmaklı silahlar her atışta doldurulmak zorunda iken, One Piece dünyasındaki silahlar için bu geçerli değildir. Çünkü bu silahların ekseriyeti yarı otomatiktir ve doldurulmaya ihtiyaç duymazlar. Bu tarz silahlar yaygın olmasına rağmen, bazı karakterler kurmalı makineli tüfek kullanır (Caribo, Coribo ve Baby 5 gibi). Çakmaklı silahların haricinde daha değişik ateşli silahlar da vardır. Bazı karakterler tarafından altıpatlar olarak bilinen top şarjörlü tabancalar kullanır (Vito, Charlotte Pudding ve Bay 5 gibi). Bazı silahları güçlendirmek icin Kadranlar kullanıldığı bilinmektedir. Wiper'ın Burn Bazooka ve Braham'ın Işık Tabancaları bu silahlara örnek gösterilebilir. Çakmaklı olmasına rağmen özel olan bazı tüfekler vardır (Van Augur ve Yasopp'un tüfekleri gibi). Ayrıca büyük top gülleleri atmaya yarayan bazukalar bazı kişiler tarafından kullananılmaktadır. Ateşli silahların çok fazla çeşidi olmadığı için, bu konu üzerine yazılacak ekstra bir şey yoktur.
One Piece dünyasında kullanılan diğer başlıca silah kesici aletlerdir. Bu aletlerin büyük kısmını kılıçlar oluşturur. Kılıçların ateşli silahlara göre en büyük dezavantajı yakın mesafe silahları olmalarıdır. Ayrıca ateşli silahların aksine kullanıcısına göre kullanımı değişmektedir. Yani usta olmayan birinin elinde kılıçlar fazla bir işe yaramaz. Kesici aletlerin birçok farklı türü vardır. Bunlara değinelim;
Katana
En çok görülen kılıç türü katanadır. Katanalar geleneksel Japon kılıçlarına benzerler. Tek keskin kenarları ve kıvrımlı uçları vardır. Boyut olarak çok büyük değillerdir. Yüksek rütbeli Denizci subayları genelde katana kullanır. En çok görülen katana, Hasır Şapka Korsanları'nın kılıç ustası ve serinin Ana karakterlerinden biri olan Roronoa Zoro'nun beyaz renkli kılıcı Wado Ichimonji'dir.
Nodachi
Nodachi türü kılıçlar biçim olarak katanaya benzer. Ancak standart katanalardan daha uzun ve ağırdırlar. Sahip oldukları uzunluk sayesinde daha menzilli saldırılar yapılmasına olanak sağlarlar. Kullanımı zor olan bir kılıç türü olduğu için pek fazla tercih edilmezler. Kupa Korsanları'nın kaptanı Trafalgar D. Water Law'un Kikoku isimli kılıcı, Koca Ana Korsanları'ndan Amande'nin Shirauo isimli kılıcı ve Karasakal Korsanları'ından Shiliew'ün kılıcı nodachi türündendir.
Cutlass
Cutlass da katana gibi çok sayıda kişi tarafından kullanılan bir kılıç türüdür. Yapı olarak katanaya benzese de daha kısa ve kalındırlar. El korumalıkları yuvarlaktır. Tüm cutlass türleri tek biçimlidir. Genelde er statüsündeki Denizci askerleri tarafından kullanılırlar. Bilindik karakterler tarafından da zaman zaman kullanılmaktadırlar. Buggy'nin Loguetown'da Monkey D. Luffy'nin kafasını kesmeye çalıştığı kılıç, bir mink olan Wanda'nın kılıcı ve Arlong Park'ta Hatchan tarafından kullanılan kılıçlar cutlass türüdür.
Saber
Saber türü kılıçlar görünüm olarak cutlass türü kılıçların neredeyse aynısıdır, ancak yapı olarak boyutları değişebilir ve daha incedir. Bunlardan hariç birkaç farklılık daha vardır; cutlass türü kılıçların el korumalıkları genelde ele tam otururken, saber türü kılıçlarda bu kısım daha uzundur. Bu tür kılıçlar genelde seride fazla görünmeyen karakterler tarafından kullanılır. Kızıl Saç Korsanları'nın kaptanı Shanks, eski Beyazsakal Korsanları komutanlarından biri olan Vista, bir CP-0 üyesi olan Spandam'ın Funkfreed isimli kılıcı ve bir Denizci Kor-Amirali olan Onigumo'nun kullandığı kılıçlar saber türüdür.
Shikomizue
Shikomizue baston ya da normal görünen bir çubuğun içine saklanmış kılıçlar için kullanılan bir isimdir. Nadir görülen bir kılıç türüdür. Hasır Şapka Korsanları'nın müzisyeni Brook'un Soul Solid isimli kılıcı ve bir Denizci Amirali olan Issho'nun bastonu shikomizue türü kılıçlardır.
Shirasaya
Shirasaya hiçbir süs yahut işlemeye sahip olmayan kılıçlar için kullanılan bir isimdir. Bu kılıçların kınları ahşaptır ve el korumalıkları yoktur. Eski bir CP9 üyesi olan Kaku'nun kılıçları shirasaya türüdür. Ayrıca Issho'nun shikomizue türü kılıcı görünüm olarak shirasaya türü kılıçlara benzer.
Raiper
Raiper türü kılıçlar dümdüz ve sivri uçludur. Uzunluk bakımından nodachi turu kılıçlar kadar uzundurlar. Kesici saldırılardan ziyade, delici saldırılarda daha çok etki gösterirler. Bu tür kılıçlar genelde süslüdür ve işlemeli el korumalıklarına sahiplerdir. Güzel Korsanlar'ın kaptanı Cavendish'in Durandal isimli kılıcı, eski Donquixote Korsanları'nın üst yöneticilerinden biri olan Diamante'nin kılıcı, Mink Kabilesi'nin iki yöneticisinden biri olan Inuarashi ve onun adamlarından Sicilian'ın kılıcı raiper türündendir.
Uzun Kılıç
Uzun kılıçlar iki tarafı keskin olan düz kılıçlardır. Biçim olarak Orta Çağ zamanında şövalyeler tarafından kullanılan Avrupa tarzı kılıçlara benzerler. Dressrosa orduları eski komutanı Kyros ve kızı Rebecca bu türden kılıçlar kullanırdı. Koca Ana Korsanları'nın Üç Tatlı Komutanı'nından biri olan Charlotte Cracker'ın Pretzel isimli kılıcı da bir uzun kılıçtır.
Zanbato
Zanbato boyut olarak kullanıcısından daha büyük olan kılıçlara verilen bir isimdir. Yani ayrı bir kılıç türü değildir. Zanbato olarak tabir edilen kılıçların belirli bir şekli yoktur. Seride zanbato olarak tanımlabilecek kılıçların hepsi birbirinden farklıdır. Bir Shichibukai olan Dracule Mihawk'un Yoru isimli kılıcı, eski Arlong Korsanları'nın kaptanı Arlong'un Kiribachi isimli eski kılıcı, eski Beyazsakal Korsanları müttefiklerinden Squard ve eski Donquixote Korsanları'nın üst yöneticilerinden biri olan Pica'nın kılıcı zanbatodur. Devlerin de kendilerinden büyük olan kılıçları zanbato olarak kabul edilir. Bir Denizci Kor-Amirali olan Bastille'in kılıcı ve eski Beyazsakal Korsanları müttefiklerinden Little Oars Jr.'ın devasa bıçağı zanbato sayılmaktadır.
Urumi
Urumi ince ve uzun olduğu için çok esnek olan kılıçlara denir. Bu kılıçlar için çelik kırbaç ismi de kullanılır. Seride henüz gerçek bir urumi türü kılıç görülmemiştir. Ancak farklı şartlar sayesinde şekil değiştirebilen uzun kılıçlar vardır. Enel'in eski dört rahibinden biri olan Ohm'un Eisen Whip isimli kılıcı demir bulutundan yapıldığı için şekil değiştirebilir. Eski Donquixote Korsanları'nın üst yöneticilerinden biri olan Diamante, sahip olduğu Şeytan Meyvesi Hira Hira no Mi (Bayrak Meyvesi)'nin gücü sayesinde kılıcını istediği şekle sokabilir. Bir CP-0 üyesi olan Spandam'ın Funkfreed isimli kılıcı sahip olduğu Şeytan Meyvesi Zo Zo no Mi (Fil Meyvesi)'nin gücü sayesinde uzayabilir ve kıvrılabilir.
Shotel
Shotel orağa benzeyen kıvrımlı bıçaklara sahip kılıçlar için kullanılan bir isimdir. Canavar Korsanları'nın Üç Yıkımcısı'ndan biri olan Jack'in kılıçları shoteldir. Ayrıca Karasakal Korsanları'nın doktoru Doc Q'nun ve bir yeraltı imparatoru olan Drug Peclo'nun sahip oldukları silahlar, eğer orak değiller ise, shotel olarak değerlendirilebilir.
Yukarıda açıklanan kılıç türleri haricinde kullanımı az olan bazı kesici aletler de mevcuttur. Falçata, kukri bıçakları ve dadao tipi kılıçlar bunlara örnek olarak gösterilebilir.
Şeytan Meyveleri'ne Dair
Şeytan Meyveleri, One Piece dünyasında yer alan ve yiyen kişilere değişik süper güçler veren meyve türleridir. Orijinleri bilinmemekle birlikte, araştırmalar sürmektedir. Denizciler'in bünyesinde çalışan bilim adamı Vegapunk'ın bu gizemli meyvelerin ne olduklarını çözdüğü söylenir. Hatta kendisi de bir Şeytan Meyvesi yapmış, ancak bu girişimi başarısız olmuştur.
Şeytan Meyveleri'nin her biri farklı bir biçime sahiptir. Normal meyvelerin tek renk versiyonlarını andırırlar. Birçoğunun üzerinde spiral çizgiler vardır. Spiral çizgileri olmayan Şeytan Meyveleri de bulunur (Yami Yami no Mi ve Mera Mera no Mi gibi). Her meyvenin adı verdiği gücü çağrıştırır ve her Şeytan Meyvesi'nden sadece bir tane vardır. Laboratuvar ortamında yapılan Şeytan Meyveleri gerçeklerinden farklı olarak dairesel şekillere sahiptir ve hepsi elmaya benzer. Şeytan Meyveleri bir ağaçta yetişmez. Meyvenin kullanıcısı öldüğü zaman, meyvenin ruhu en yakındaki meyvenin içine girer ve yeni sahibini bekler. Aynı zamanda bir kişi iki farklı Şeytan Meyvesi yiyemez (Bu duruma sadece Marshall D. Teach istisna oluşturur. Onun da bunu nasıl yaptığı henüz açıklanmamıştır).
Şeytan Meyveleri üç farklı sınıfa ayrılır; doğada bulunan elementlere dönüşme ve onları gücü veren Logia, bedeni tamamen değiştiren (Gomu Gomu no Mi gibi), büyü tarzı güçler veren (Hobi Hobi no Mi gibi) ya da doğada bulunmayan maddeleri üretmeye olanak sağlayan (Doru Doru no Mi gibi) Paramecia, yiyen kişileri farklı bir canlıya dönüştürme gücü veren Zoan. Zoan türü Şeytan Meyveleri kendi içlerinde üç farklı alt klasmana ayrılır. Eski zamanlarda yaşamış canlılara dönüşme gücü verenlere Antik Zoan (Zo Zo no Mi, Model: Mammoth gibi), sadece mitolojilerde yer alan canlılara dönüşme gücü verenlere Mitolojik Zoan (Hito Hito no Mi, Model: Daibutsu gibi), doğrudan uyanışı gerçekleşmiş olanlara Uyanık Zoan (görülen Uyanık Zoan türlerinden hiçbirinin adı açıklanmamıştır) denilmektedir. Bu sınıflar içerisinde en nadir bulunan Şeytan Meyvesi türü Mitolojik Zoan'dır. Ancak en güçlü meyveler Logia türü içerisinde yer alır.
Logia türü Şeytan Meyveleri kendilerini yiyen kişilere çok üstün güçler vermektedir. Bu yüzden bu tür meyvelerin sahipleri genelde çok güçlü kişilerdir. Örnek olarak Denizciler'in en güçlü savaşçıları olan Amiraller (eski üçlü) Logia türü Şeytan Meyveleri'ne sahiptir. Bir Yonko olan Marshall D. Teach'in bilinen ilk meyvesi de Logia türüne mensuptur. Logia türleri bulundukları ortamı etkileyebilirler. Yoğun şekilde kullanıldıkları zaman kalıcı iklim değişikliklerine neden olabilirler. Eski iki Denizci Amirali'nin on gün süren mücadelesi normalde tropikal bir ada olan Punk Hazard'ın yarısının volkanik dağlarla kaplı çok sıcak bir yer olmasına (Magu Magu no Mi, yani Lav Meyvesi'nin etkisi), diğer yarısının da oldukça soğuk ve sürekli kar yağan bir yer olmasına (Hie Hie no Mi, yani Serinlik Meyvesi etkisi) neden olmuştur. Portgas D. Ace normalde karın hiç durmadığı Davul Adası'na gittiği gün adaya kar yağmamıştır (Mera Mera no Mi, yani Alev Meyvesi etkisi). Logia türü Şeytan Meyvesi kullanıcıları kendi meyvelerinin gücüne göre çevre ile etkileşime girebilirler. Suna Suna no Mi (Kum Meyvesi) kullanıcısı olan Crocodile, büyük kısmı çöllerden oluşan Alabasta Krallığı içerisinde meydana gelen tüm kum fırtınalarının ve yerin altındaki su kaynaklarının yerini tespit edebilir. Aynı şekilde çöl sıcaklığından etkilenmez.
Logia türü kullanıcılarını asıl güçlü yapan etmen bedenleri elemente dönüştüğü için fiziksel olarak dokunulmaz olmaları ve elementlerinden sınırsız üretim yapabilmeleridir. Logia türü güce sahip birine dokunabilmenin bilinen beş genel şartı vardır. Bunlar; antilik durumu (Goro Goro no mi (Gümbürtü Meyvesi) ve Gomu Gomu no Mi (Lastik Meyvesi) arasında olduğu gibi) hiyerarşik üstünlük (Magu Magu no Mi (Lav Meyvesi) ve Mera Mera no Mi (Alev Meyvesi) arasında olduğu gibi), Haki faktörü (ilerideki bölümlerde açıklanacaktır), deniztaşı etkisi (bu yazının ileri kısımlarında anlatılacaktır) ve kullanıcının kendisine dokunulmasına izin vermesidir (Numa Numa no Mi (Bataklık Meyvesi) kullanıcısı olan Caribo'nun Hasır Şapka Korsanları onun Logia türü Şeytan Meyvesi'ne sahip olduğunu anlamaması için meyve gücünü kapatması gibi). Bunlara ek olarak Yami Yami no Mi (Karanlık Meyvesi) kullanıcısı olan kişi bütün Şeytan Meyvesi güçlerini iptal edebildiği için, Logia türü kullanıcılara dokunabilir. Ayrıca yine bu meyve Logia türü olmasına rağmen elementine dönüşemez. Logia kullanıcılarının element üretme sınırları olmasa da, alan ya da güç sınırları vardır ve fiziksel güç ya da çalışma ile bunu arttıramazlar.
Paramecia türü Şeytan Meyveleri dünya üzerinde en çok bulunan türdür. Bilinen Şeytan Meyveleri'nin çoğu bu sınıfa mensuptur. Logia türlerinin aksine her meyvenin ortak özellikleri yoktur. Bu sınıfın içerisinde bir Logia türü kadar güçlü olabilen yetenekler bulunduğu gibi, hiçbir işe yaramayan meyveler de vardır. Örneğin Gura Gura no Mi (Sarsıntı Meyvesi) bir Logia türü kadar güçlü iken, Shari Shari no Mi (Tekerlek Meyvesi) yiyen kişiye kollarını ve bacaklarını tekerleğe dönüştürmekten başka bir güç vermez. Paramecia türü meyvelerin global etkileri bile olabilmektedir. Örneğin Hobi Hobi no Mi (Hobi Meyvesi) kullanıcısı tarafından oyuncağa dönüştürülen birisinin varlığı onu tanıyan herkesin hafizalarından silinir. Yine bu meyve kendisini yiyen kişiye sonsuz yaşam verir. Bu özellik Hobi Hobi no Mi'yi Paramecia türleri içerisinde bile benzersiz yapar. Çünkü kullanıcısına birbirinden alakasız üç farklı güç verir. Paramecia türleri içerisinde birini ölümsüz yapabilen Ope Ope no Mi (Operasyon Meyvesi) ya da kullanıcısını yeniden canlandırabilen Yomi Yomi no Mi (Dirilme Meyvesi) gibi ölüme dahi meydan okuyabilecek meyveler bulunmaktadır.
Paramecia türü meyve sahibi olup da, vücudu değişime uğrayan kişiler Logia kullanıcıları gibi istedikleri zaman bedenlerini normale döndüremezler. Meyve yendikten sonra vücuttaki değişim kullanıcı ölene kadar kalıcı olur. Örneğin Supa Supa no Mi (Kesme Meyvesi) yemiş birisinin vücudu her zaman çelik olacaktır.
Üretim yapabilen Paramecia türleri üretim konusunda herhangi bir limit sorunu yaşamazlar, ancak bir Logia gibi bedenlerini ürettikleri maddeye dönüştüremezler. Fakat ürettikleri maddeler onları dokunulmaz kılabilir. Örneğin Doku Doku no Mi (Zehir Meyvesi) kullanıcısı olan kişi kendini zehirle kaplayarak rakibini caydırabilir. Yine ürettikleri madde sayesinde kendilerini Logia gibi gösterebilirler. Beta Beta no Mi (Mukus Meyvesi) kullanıcısı olan Trébol herkes tarafından Logia sanılmıştır.
Paramecia türü meyvelerin diğerleri üzerinde olan etkileri genelde kullanıcının mental durumuna bağlıdır. Meyve kullanıcısı kendinden geçerse meyvesinden etkilenen her şey normale döner. Bu duruma istisna teşkil eden meyveler de vardır. Örneğin Kage Kage no Mi (Gölge Meyvesi) kullanıcısı bırakın bayılmayı, ölse bile meyve gücü ile çaldığı gölgeler sahiplerine dönmez.
Zoan türü meyveler açıklama bakımından en kolay olanlardır. Çünkü bu tür meyveler kullanıcılarının meyve ile ilgili hayvana dönüşmesini sağlarlar. Zoan türü bir kullanıcı yarı hayvan yarı insan formuna ya da tam hayvan formuna girebilir. Zoan türü meyve kullanıcısı bir kişi tam hayvan olduğunda karakteristik özelliği üzerinde kalır. Örneğin Tony Tony Chopper tam insan formuna geçse bile burnu mavi olarak görünür. Zoan türü meyveler hayvanına göre kullanıcısını etkiler. Örneğin etobur bir hayvan türü Zoan meyvesi, kullanıcısını daha vahşi ve kana susamış hale getirir.
Zoan türü meyveler temel olarak hayvansal bir fiziksel güç verseler de, bu meyve türünün alt sınıfı olan Mitolojik Zoan türü meyveler kullanıcılarına mitolojideki varlığın doğaüstü güçlerini de verir. Örneğin Marco, Tori Tori no Mi, Model: Phoenix (Kuş Meyvesi, Anka Modeli) kullanıcısıdır. Bu sayede mavi alevlere sahip olduğu sürece her türlü yarayı iyileştirebilir. Levelı yüksek elit mobların olduğu olan haritaya beş kişilik raid atıldığı zaman önden girip tanklar. Mitolojik Zoan türü meyveler çok nadir bulunurlar. Şimdiye dek ana seride Tori Tori no Mi, Model: Phoenix (Kuş Meyvesi, Anka Modeli) ve Hito Hito no Mi, Model: Daibutsu (İnsan Meyvesi, Daibutsu Modeli) olmak üzere sadece iki tane görülmüştür. One Piece: Unlimited World Red oyununda da Batto Batto no Mi, Model: Vampire (Yarasa Meyvesi, Vampir Modeli ve Inu Inu no Mi, Model: Bake-danuki (Köpek Meyvesi, Rakun Modeli) olmak üzere iki tane Mitolojik Zoan türü Şeytan Meyvesi vardır.
Sadece Zoan türüne özgü olarak Gümbürtü Topu olarak bilinen bir madde ile Zoan türlerinin normalde iki ile sınırlı olan dönüşümüne ek beş farklı dönüşüm daha elde edilebilir. Bu dönüşümlerin süresi kısıtlıdır ve etkisi geçtikten sonra bir süre tekrardan kullanılamaz. Bu maddeyi şimdiye dek sadece Tony Tony Chopper kullanmıştır. Diğer Zoan türlerinde aynı etkiyi gösterip gösteremeyeceği bilinmemektedir.
Şeytan Meyveleri'nin uyanış olarak bilinen farklı bir gücü daha bulunmaktadır. Uyanış gücü şimdiye dek iki kere görülmüştür. Zoan türü kullanıcılar uyanış yaptıkları zaman normalde daha güçlü, daha hızlı olurlar ve daha çabuk iyileşirler. Paramecia türlerinde bu gücün içeriği tam olarak açıklanmamıştır. Şimdiye dek meyvesini uyandırdığı görülen tek karakter Donquixote Doflamingo'dur. Sahip olduğu Ito Ito no Mi (Tel Meyvesi) gücü ile çevreyi etkilemiş ve etrafındaki her şeyi tele dönüştürmüştür. Meyve uyandırmak çok zordur ve herkesin bunu yapamayacağı söylenmiştir. Logia türlerinde ise uyanış olayının nasıl olduğu şu an için muammadır.
Şeytan Meyveleri'nin kişilere üstün güçler verdiği açıktır. Fakat aynı şekilde neredeyse her meyvenin kendisine özgü bir zayıflığı vardır. Tüm meyvelerin tek ortak zayıflığı su ve deniztaşıdır (bazı yerlerde adı Kairoseki ya da deniz prizma taşı olarak geçer). Meyve kullanıcıları büyük su kütlelerine maruz kaldıkları zaman hareket edemezler. Denize düştükleri zaman batarlar. Su onları hareketsiz bıraksa da, meyve güçlerini iptal etmez. Bu sayede Genzo, suyun dibinde yatan Luffy'nin boynunu uzatabilmiş, suya düşen Chopper geyiğe dönüşmek yerine yarı insan yarı hayvan modunda kalmıştır. Hareketli ve görece seyrek sular meyve kullanıcılarını etkilemez. Bu sayede yağmur altında kaldıkları zaman ya da duş alırken zayıf düşmezler. Burada bahsedilen her türden sudur. Deniz suyu diye bir şart yoktur.
Deniztaşı için genelde denizin katı hali tabiri kullanılır. Çok sert bir metaldir. Elmas kadar sağlamdır. Bu yüzden şimdiye kadar deniztaşı kesebilen biri görülmemiştir. Deniztaşı yoğunluğuna bağlı olarak etki gösterir. Kelepçe şeklinde olan deniztaşı yoğunluk bakımından düşük seviyede olduğu için meyve kullanıcılarını zayıf düşürmez, ama meyve güçlerini kullanmalarını engeller. Kafes şeklinde olanlar ise fazla yoğun olduğu için temas halinde meyve kullanıcılarını bayıltabilir. Hatta kafes deniztaşı o kadar yoğundur ki, içinde Şeytan Meyvesi güçleri kullanılamaz. Temas olmadığı sürece deniztaşı üzerinde meyve gücü kullanılabilir. Trafalgar D. Water Law meyvenin gücü sayesinde deniztaşı kesebilmiş ve yerini değiştirebilmiştir. Bu metal Vegapunk tarafından geliştirilmiştir. Genelde Dünya Hükümeti ve ona bağlı kurumlarda vardır.
Bunlardan hariç olarak Yami Yami no Mi (Karanlık Meyvesi) her tür Şeytan Meyvesi gücünü iptal edebilir. Bu meyvenin kullanıcısı olan kişinin dokunduğu kişiler tamamen normal insana dönerler. Yani hiç meyve yememiş gibi olurlar. Karanlık gücünün tesir etmesi için dokunma zorunluluğu vardır. İptal gücü kullanıcı rakibine dokunduğu sürece geçerlidir.
Bazı meyvelerin spesifik zayıflıkları vardır. Örneğin Crocodile'ın meyvesi olan Suna Suna no Mi (Kum Meyvesi) suya maruz kaldığı zaman dağılma özelliğini yitirir ve elementine dönüşemez. Charlotte Cracker'ın Bisu Bisu no Mi (Bisküvi Meyvesi) gücü ile ürettiği bisküviler aşırı derecede serttir, ancak bu bisküviler suya maruz kaldıkları zaman yumuşar ve özelliklerini yitirir. Charlotte Katakuri'nin Mochi Mochi no Mi (Yapışkan Meyvesi) gücü suya maruz kaldığı zaman sertliğini ve yapışkan özelliğini kaybeder. Monet'in eski meyvesi olan Yuki Yuki no Mi (Kar Meyvesi)'nin gücü sıcağa maruz kaldığı zaman erir. Bu spesifik zayıflık durumu her meyvede bulunmaz, şimdiye dek birkaç kez böyle durumlar olduğu görülmüştür.
Şeytan Meyveleri laboratuvar ortamında da yapılmaktadır. Bunlara Smile adı verilir. Şimdiye dek sadece Zoan türü Şeytan Meyveleri'nin yapay olarak üretildiği görülmüştür. Vegapunk'ın yaptığı Şeytan Meyvesi başarısız olarak kabul edilmiştir. Bu meyve Kozuki Momonosuke tarafından yenilmiştir. Momonosuke gücü sayesinde ejderhaya dönüşebilir, fakat görüldüğü kadarı ile bu dönüşümü kontrol edememektedir. Meyvenin kararsız hali yüzünden başarısız olduğu düşünülmektedir.
Devam edecek...
Son düzenleme: