Selam herkese, yıllardır bu forumu ziyaretçi olarak takip ederim. Smoker ve eski üyelerden Dragon'un (keşke geri gelse) yazdıklarını halen okurum. Ziyaretçi olarak üye mesajlarını görüntüleme seçeneği kalkınca, üye olmaya karar verdim. Rahat 13-14 yıldır takip ettiğim serinin geldiği nokta beni çok rahatsız ettiği için ilgisi ve vakti olan arkadaşlarla tartışmak istediğim şeyleri yazmak istiyorum. Forum kurallarına göre yeni üyenin yeni konu açmasına engel bir şey görmedim, ama bir kural ihlal ettiysem özür dilerim şimdiden.
Neyse, konuma döneyim. Buradaki bir çok arkadaşın da rahatsız olduğu temel durum şu ki manganın genel atmosferi ve bu zamana kadar sevdiğimiz bir çok tema sadece iki bölüm ile alaşağı edildi. Bunu 1045 spoiler resimlerinin doğru olduğunu varsayarak yazıyorum bu arada (hala inanmak istemesem de). Peki bu atmosfer ve tema kelimelerinden neyi kastediyorum.
*Luffy her zaman neşeli, reel gerçeklikten ve mantıktan uzak hareket eden, kafasına koyduğunu da kimseye aldırış etmeden yapan bir karakterdi. Ama iş sevdiği birisi için, bir şeyi korumak ya da kurtarmak için dövüşmeye geldiğinde serideki belki de en ciddi ve kararlı karaktere dönüşürdü. Baratie Arc'ından başlayın aklınıza tüm final boss'ları getirin... Luffy'nin bazı sıradışı teknikleri başta komik gelse de hepsi bir plana hizmet eden, rakibi deviren hamlelerdi. Ama bunların birinde bile Kaido ile dövüşündeki cıvık atmosferi göremezsiniz. Çünkü gülmenin zamanı değil o anlar. Düşünün, Onigashima milletin üstüne düştü düşecek, tüm tayfan, kınlar, müttefiklerin perperişan olmuş, Kaido yenilmezse ortaya bir felaket çıkacak ama sen durup "ne kadar da eğleniyoruz dimi?" modunda dövüşebiliyorsun. İşte bu bugüne kadar bize gösterilen tüm ciddi vs'lerin atmosferine ters. (Whole Cake ve Wano boyunca hep aynı şeyi düşündüm: Serinin geneline en uygun gidişat Big Mom ve Kaido'nun Luffy'nin yanına geçmesi olurdu, çünkü bir bakıma hepsi benzer "özgür" bir dünya hayali kuruyor. Bazı adamları dövüşerek yenemezsin deseydi Oda, işte o zaman kendi türünün en özgün mangası derdik, ve efsane olurdu. )
*Şeytan meyveleri ve Haki, serideki temel güç unsurları. Daha önce de tutarsız dövüşler oldu, kabul. Ama baktığınızda ortada fiziksel güç dışında bir de irade ön plana çıkıyordu. Karşısında kim olursa olsun Luffy'nin iradesi hep daha kuvvetliydi. O yüzden bazı dövüşlerde Luffy tekrar tekrar ayağı kalksa da rakipleri onun son bir hamlesi ile devriliyor. Misal Doflamingo, denizciler onu tutuklayana kadar bir şekilde kendine gelemez miydi? Ama bence bu güne kadar Oda şunu vurguluyordu: bu adamlar sadece yenilmiyor, aynı zamanda pes ediyor. Katakuri de buna güzel örnek bence. Hatta bu "miras alınan irade" kavramının Luffy'e bu kadar uymasının sebebi buydu. Şimdi ne oluyor peki? King flashback'inden anlıyoruz ki Kaido'nun hayali (dolayısıyla iradesi) Luffy'ninkinden çok da farklı değil, sadece yöntemleri zıt. Güç desen zaten "yaşayan en güçlü yaratık" denmiş onun için. Burada tutulacak en az tutarlı yol sayabilirim ama biz değişen bir meyve, limitleri belli olmayan (hatta belki limiti olmayan) bir güç uyanışı görüyoruz. Ama halen Kaido'nun iradesinde ve gücünde gözle görülür bir azalma yok. Bu yüzden bu dövüş giderek anlamsız hale geliyor. E o zaman bu kadar power-up a ne gerek vardı diyorsunuz.
*Çizim kalitesi başlı başına bir problem. Ama çizerin kendi eserine saygısı yoksa ben ne yapayım diyip geçicem bundan sonra.
Ek olarak bir türlü anlam veremediğim bir konu var. Yurt dışındaki ünlü One Piece inceleme yapan kanallara bakıyorum, Twitter'a bakıyorum. Herkes aşırı memnun şu son twist'ten. Kültürel bir şey mi acaba diye düşünmeye başladım. Çizer alenen daha önce verdiği kesin ifadeleri çiğneyip değiştiriyor. Ama bunda birçok kimse bir sorun görmüyor. Ayrıca bu foreshadowing meselelerinde Oda'yı olmadığı bir seviyeye yükseltme çabası neden? Daha ilk bölümden belliydi diyenler var, mümkün olabilir mi? Akla daha uygun gelen "eski bölümleri gözden geçirip üstüne uygun hikaye döşüyor" demek iken, her şey önceden belliydi diyip teori üretmek, Oda'ya olmadık bir edebi-kalite yüklemek onu "vardır bir bildiği" deyip eleştirelemez kılıyor. Çok anlamsız ve yanlış bir tutum bana kalırsa.
Bu konu altında güncel spoiler konuları dışında söylemek istediği şeyler olan arkadaşlarla tartışmak güzel olur bence. Biraz uzun oldu kusura bakmayın.
Neyse, konuma döneyim. Buradaki bir çok arkadaşın da rahatsız olduğu temel durum şu ki manganın genel atmosferi ve bu zamana kadar sevdiğimiz bir çok tema sadece iki bölüm ile alaşağı edildi. Bunu 1045 spoiler resimlerinin doğru olduğunu varsayarak yazıyorum bu arada (hala inanmak istemesem de). Peki bu atmosfer ve tema kelimelerinden neyi kastediyorum.
*Luffy her zaman neşeli, reel gerçeklikten ve mantıktan uzak hareket eden, kafasına koyduğunu da kimseye aldırış etmeden yapan bir karakterdi. Ama iş sevdiği birisi için, bir şeyi korumak ya da kurtarmak için dövüşmeye geldiğinde serideki belki de en ciddi ve kararlı karaktere dönüşürdü. Baratie Arc'ından başlayın aklınıza tüm final boss'ları getirin... Luffy'nin bazı sıradışı teknikleri başta komik gelse de hepsi bir plana hizmet eden, rakibi deviren hamlelerdi. Ama bunların birinde bile Kaido ile dövüşündeki cıvık atmosferi göremezsiniz. Çünkü gülmenin zamanı değil o anlar. Düşünün, Onigashima milletin üstüne düştü düşecek, tüm tayfan, kınlar, müttefiklerin perperişan olmuş, Kaido yenilmezse ortaya bir felaket çıkacak ama sen durup "ne kadar da eğleniyoruz dimi?" modunda dövüşebiliyorsun. İşte bu bugüne kadar bize gösterilen tüm ciddi vs'lerin atmosferine ters. (Whole Cake ve Wano boyunca hep aynı şeyi düşündüm: Serinin geneline en uygun gidişat Big Mom ve Kaido'nun Luffy'nin yanına geçmesi olurdu, çünkü bir bakıma hepsi benzer "özgür" bir dünya hayali kuruyor. Bazı adamları dövüşerek yenemezsin deseydi Oda, işte o zaman kendi türünün en özgün mangası derdik, ve efsane olurdu. )
*Şeytan meyveleri ve Haki, serideki temel güç unsurları. Daha önce de tutarsız dövüşler oldu, kabul. Ama baktığınızda ortada fiziksel güç dışında bir de irade ön plana çıkıyordu. Karşısında kim olursa olsun Luffy'nin iradesi hep daha kuvvetliydi. O yüzden bazı dövüşlerde Luffy tekrar tekrar ayağı kalksa da rakipleri onun son bir hamlesi ile devriliyor. Misal Doflamingo, denizciler onu tutuklayana kadar bir şekilde kendine gelemez miydi? Ama bence bu güne kadar Oda şunu vurguluyordu: bu adamlar sadece yenilmiyor, aynı zamanda pes ediyor. Katakuri de buna güzel örnek bence. Hatta bu "miras alınan irade" kavramının Luffy'e bu kadar uymasının sebebi buydu. Şimdi ne oluyor peki? King flashback'inden anlıyoruz ki Kaido'nun hayali (dolayısıyla iradesi) Luffy'ninkinden çok da farklı değil, sadece yöntemleri zıt. Güç desen zaten "yaşayan en güçlü yaratık" denmiş onun için. Burada tutulacak en az tutarlı yol sayabilirim ama biz değişen bir meyve, limitleri belli olmayan (hatta belki limiti olmayan) bir güç uyanışı görüyoruz. Ama halen Kaido'nun iradesinde ve gücünde gözle görülür bir azalma yok. Bu yüzden bu dövüş giderek anlamsız hale geliyor. E o zaman bu kadar power-up a ne gerek vardı diyorsunuz.
*Çizim kalitesi başlı başına bir problem. Ama çizerin kendi eserine saygısı yoksa ben ne yapayım diyip geçicem bundan sonra.
Ek olarak bir türlü anlam veremediğim bir konu var. Yurt dışındaki ünlü One Piece inceleme yapan kanallara bakıyorum, Twitter'a bakıyorum. Herkes aşırı memnun şu son twist'ten. Kültürel bir şey mi acaba diye düşünmeye başladım. Çizer alenen daha önce verdiği kesin ifadeleri çiğneyip değiştiriyor. Ama bunda birçok kimse bir sorun görmüyor. Ayrıca bu foreshadowing meselelerinde Oda'yı olmadığı bir seviyeye yükseltme çabası neden? Daha ilk bölümden belliydi diyenler var, mümkün olabilir mi? Akla daha uygun gelen "eski bölümleri gözden geçirip üstüne uygun hikaye döşüyor" demek iken, her şey önceden belliydi diyip teori üretmek, Oda'ya olmadık bir edebi-kalite yüklemek onu "vardır bir bildiği" deyip eleştirelemez kılıyor. Çok anlamsız ve yanlış bir tutum bana kalırsa.
Bu konu altında güncel spoiler konuları dışında söylemek istediği şeyler olan arkadaşlarla tartışmak güzel olur bence. Biraz uzun oldu kusura bakmayın.
Son düzenleme: