Fakir Baykurt’un son romanı olan Eşekli Kütüphaneci, Türk edebiyatında biyografik roman türünün önemli örneklerinden biridir. Gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenerek yazılan bu eser, 1940’lı yıllarda Ürgüp’te kütüphanecilik yapan Mustafa Güzelgöz’ün, nam-ı diğer “Eşekli Kütüphaneci'nin, köylülere kitap ulaştırma mücadelesini ve bu süreçte ortaya çıkan insanlık, sevgi, azim ve dostluk hikayesini konu edinir. Roman, sadece bir kütüphanecinin çabalarını değil, aynı zamanda Anadolu’nun sosyal ve kültürel yapısını, eğitim için verilen mücadeleleri ve Türk-Yunan dostluğunu etkileyici bir şekilde işler.
Mustafa Güzelgöz (1921-2005), Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde doğmuş bir Türk kütüphanecidir. Türk kütüphanecilik tarihinde bir sembol haline gelen Güzelgöz, 1940’lı yıllarda Ürgüp’teki Tahsin Ağa Kütüphanesi’nde çalışırken, köylülere kitap ulaştırmak için eşek ve katırlarla seyyar kütüphane hizmeti başlatmıştır. Bu çaba, ona “Eşekli Kütüphaneci” lakabını kazandırmıştır.
Hayatı ve Çalışmaları:
Erken Dönem: 1921’de Ürgüp’te doğan Güzelgöz, genç yaşta İstanbul’a giderek Tiftik ve Yapağı Dışsatım Birliği’nde depo memuru olarak çalıştı. II. Dünya Savaşı nedeniyle 1940’ta askere alındı ve Tokat’ta 3,5 yıl askerlik yaptı. Askerlik sonrası Ürgüp’e döndü, ancak ailesi gurbete gitmesine izin vermedi. Bunun üzerine Ürgüp’te iş aramaya başladı.
Kütüphanecilik Serüveni: Dönemin kaymakamı, Güzelgöz’ün futbola ilgisini fark ederek onu gençleri çalıştırması için teşvik etti ve Tahsin Ağa Kütüphanesi’nde boşalan bir kadroya atadı. Güzelgöz, kütüphanedeki tozlu kitapları temizleyerek ve köylülere kitap ulaştırma fikriyle harekete geçti. Yolu olmayan köylere eşek sırtında kitap taşıyarak 36 köye seyyar kütüphane hizmeti götürdü.
Yenilikçi Yaklaşımı: Güzelgöz, sadece kitap dağıtmakla yetinmedi; kütüphaneyi bir kültür merkezi haline getirdi. Kadınları kütüphaneye çekmek için dikiş makineleri alarak kurslar düzenledi, erkekleri çekmek için radyo kurdu ve köylerde dünya klasiklerinden Tolstoy, Balzac, Victor Hugo gibi yazarların eserlerini tanıttı. Ayrıca kitap bağışları topladı, gazete ve dergi abonelikleri sağladı.
Başarıları ve Zorluklar: Güzelgöz, 1963’te ABD’de düzenlenen bir yarışmada “The Lane Bryant Uluslararası İnsanlık Hizmetinde Gönüllü Takdirnamesi” aldı. Ancak, yenilikçi fikirleri bazı kesimlerce hoş karşılanmadı ve 1972’de, resmi görevlerini ihmal ettiği iddiasıyla hükümet tarafından yapılan bir soruşturma sonucu 50 yaşında emekli olmaya zorlandı. Emekliliğinde geride 12 kütüphane ve yaklaşık 15.000 kitap bıraktı.
Mirası: Güzelgöz’ün hikayesi, Fakir Baykurt’un romanıyla ölümsüzleşti. Ayrıca 2012’de İstanbul Maltepe Üniversitesi’nde ve 2017’de Kartal’da heykelleri dikildi. Çalışmaları, 2000’li yıllarda “bisikletli kütüphaneci” gibi projelere ilham oldu.
Kişisel Özellikleri: Güzelgöz, kitap sevgisi, azim ve toplum için fedakarlık gibi değerleriyle tanınır. Köylerdeki cahilliği ortadan kaldırmak için durmaksızın çalışmış, özellikle kadınların ve çocukların eğitimine önem vermiştir. Oğlu Aziz Güzelgöz, babasının okuma tutkusunu ve topluma katkısını gururla anlatmıştır.
Fakir Baykurt ve Eşekli Kütüphaneci Romanı

Fakir Baykurt (1929-1999), Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi yazarlarından biridir. Gerçek adı Tahir olan Baykurt, köy yaşamını yakından tanıyan bir yazar ve öğretmen olarak eserlerinde Anadolu’nun sosyal sorunlarını, eğitim mücadelesini ve halkın günlük hayatını işlemiştir. Eşekli Kütüphaneci, Baykurt’un ölümünden sonra 2000 yılında yayımlanan son romanıdır ve Mustafa Güzelgöz’ün yaşamından esinlenerek yazılmıştır. Baykurt, hasta yatağında yazdığı bu eserde, klasik anlatım tekniklerini kullanarak üç farklı hikayeyi birleştirir ve okuru sevgi, azim ve kardeşlik temalarıyla sarar.
Romanın Konusu: Eşekli Kütüphaneci, üç öykünün iç içe geçtiği bir biyografik romandır:
Mustafa Güzelgöz’ün Mücadelesi: Romanın ana ekseni, Mustafa Güzelgöz’ün Ürgüp’te seyyar kütüphanecilik yaparak köylülere kitap ulaştırma çabasıdır. Güzelgöz, eşek ve katırlarla 36 köye kitap taşır, köylülerin özellikle kadınların ve çocukların okumasını teşvik eder. Bu süreçte karşılaştığı zorluklar, bürokratik engeller ve toplumsal direnç, onun azmini ve kararlılığını daha da öne çıkarır.
Türk-Yunan Dostluğu: Yunanistan’ın Larisa şehrinden gelen Dimitrios Katsikas, büyükbabasının ve büyükannesinin bir zamanlar yaşadığı Ürgüp’ü ziyaret eder. Burada Aziz Güzelgöz (Mustafa’nın oğlu) ile tanışır ve kısa sürede dost olurlar. Dimitrios, Mustafa Güzelgöz ile tanışır ve onun hikayesine hayran kalır. Aziz ve Dimitrios, Ürgüp ile Larisa’yı “kardeş şehir” yapma fikrini hayata geçirmeye çalışır, ancak bu süreçte kültürel ve siyasi engellerle karşılaşırlar.
Refik Başaran’ın Hikayesi: Roman, Ürgüplü müzisyen Refik Başaran’ın kısa ama etkileyici yaşamına da yer verir. Başaran, Anadolu’nun duygularını müziğiyle ifade eden bir sanatçıdır ve romanda kültürel bir figür olarak yer alır.
Romanın Temaları:
Eğitim ve Bilinçlenme: Mustafa Güzelgöz’ün kitap dağıtma çabası, köylerdeki cehaleti kırma ve insanları bilinçlendirme misyonunu yansıtır. Baykurt, köy enstitülerinin önemine ve eğitimin dönüştürücü gücüne vurgu yapar.
Sevgi ve Kardeşlik: Dimitrios ile Aziz arasındaki dostluk, Türk-Yunan ilişkilerine dair umut verici bir tablo çizer. Roman, iki halk arasında müzik ve kültür aracılığıyla kurulan köprüyü öne çıkarır.
Azim ve Mücadele: Güzelgöz’ün zorlu yollar, kısıtlı imkanlar ve toplumsal direnç karşısında pes etmemesi, kişisel çabanın toplumsal değişim yaratabileceğini gösterir.
Toplumcu Gerçekçilik: Baykurt’un diğer eserlerinde olduğu gibi, Eşekli Kütüphaneci de Anadolu’nun sosyo-ekonomik koşullarını, köy yaşamını ve dönemin eğitim politikalarını gerçekçi bir şekilde yansıtır.
Anlatım ve Üslup: Baykurt, klasik anlatım tekniklerini kullanarak hikayeleri iç içe geçirir ve okura doğrudan hitap eder. Roman, hem biyografik hem de kurgusal unsurları birleştirerek gerçekle kurgu arasında bir denge kurar. Yer yer Anadolu şivesi, beyitler ve dörtlüklerle süslenen anlatım, esere samimi ve sıcak bir hava katar. Baykurt’un “Sevgili Okur” hitabı, okuyucuyu hikayenin içine çeker.
Romanın Önemi:
Eşekli Kütüphaneci, biyografik roman türünde bir örnek olarak Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Mustafa Güzelgöz’ün hikayesini geniş kitlelere tanıtarak bir halk kahramanını ölümsüzleştirmiştir.
Roman, eğitim ve kültürün toplumsal dönüşümdeki rolünü vurgularken, Türk-Yunan dostluğuna dair evrensel bir mesaj taşır.
Baykurt’un hasta yatağında yazdığı bu eser, onun yazarlık tutkusunun ve toplumcu bakış açısının bir yansımasıdır.
Eserin Toplumsal ve Kültürel Etkisi
Mustafa Güzelgöz’ün Mirası: Güzelgöz’ün çabaları, Türk kütüphanecilik tarihinde bir dönüm noktası oluşturmuş ve seyyar kütüphane fikrini yaygınlaştırmıştır. Onun çalışmaları, 2000’li yıllarda “bisikletli kütüphaneci” gibi modern girişimlere ilham vermiştir.
Fakir Baykurt’un Katkısı: Baykurt, köy enstitüleri mezunu bir öğretmen olarak, eğitim ve bilinçlenme temalarını eserlerinde sıkça işlemiştir. Eşekli Kütüphaneci, onun toplumcu gerçekçi yaklaşımını ve Anadolu insanına duyduğu sevgiyi yansıtır.
Türk-Yunan Dostluğu: Roman, iki halk arasındaki tarihsel yaraları sarmaya yönelik bir çaba olarak da okunabilir. Dimitrios ve Aziz’in kardeş şehir projesi, kültürel bağların gücünü vurgular.
Okuyucu Yorumları ve Eleştiriler
Okuyucular, Eşekli Kütüphaneci’yi genellikle Anadolu’nun samimi atmosferini yansıtan, ilham verici bir eser olarak değerlendirir. Mustafa Güzelgöz’ün gerçek hikayesi, okuyucuları derinden etkiler ve eğitim için verilen mücadelenin değerini hatırlatır.
Bazı eleştirmenler, Baykurt’un kurgu ile gerçeği harmanlarken anlatıma fazla müdahale ettiğini düşünse de, eserin samimiyeti ve mesajı genel olarak övgü toplar.
Roman, özellikle eğitim ve kültürle ilgilenen okurlar için güçlü bir motivasyon kaynağıdır.
Eşekli Kütüphaneci, Mustafa Güzelgöz’ün azim dolu hikayesini ve Fakir Baykurt’un usta kalemini bir araya getiren eşsiz bir eserdir. Güzelgöz’ün eşek sırtında köylere kitap taşıyarak cahilliğe karşı verdiği mücadele, Anadolu’nun zorlu koşullarında bile eğitimin dönüştürücü gücünü gösterir. Aynı zamanda, Türk-Yunan dostluğunu yücelten ve kardeşlik temasını işleyen roman, evrensel bir mesaj taşır. Fakir Baykurt’un hasta yatağında yazdığı bu son eser, onun toplumcu gerçekçi bakış açısını ve edebiyata olan tutkusunu bir kez daha ortaya koyar. Eşekli Kütüphaneci, sadece bir kütüphanecinin hikayesi değil, aynı zamanda bir halkın uyanış öyküsüdür ve her kitapseverin okuması gereken bir başyapıttır.