Çoğu insan için yüzüklerin efendisi serisi fantastik kurgular içerisinde bir milad taşıdır. Fakat neden böyle olduğuna dair sorulduğu zaman cevaplar genellikle dünya yaratma üstünedir. İnsanlar için Tolkien'i büyük bir yazar yapan onun elfleri yaratmış olması, dil üretmiş olması ya da müthiş bir mitos yaratmış olmasıdır. Ancak gerçekte yüzüklerin efendisini başarılı yapanın bu olduğunu düşünmüyorum.
Dünya yaratabilmek çok büyük bir iş ve incelik ister, bununla birlikte bir hikayenin başarısını dünyasının yaratıcılığına bağlamak yanlış olur. Hikayenin yazımında dünya bir sahnedir. Sahnenin iyi olması önemliyken bu onu hikayenin en büyük tarafı yapmaz. Soru şu: Fantastik kurgu içerisinde, hikayesel olarak Yüzüklerin Efendisini güçlü kılan, onun dünyasından bağımsız olan şey nedir? Mesela bu özelliklerini çıkartırsak, Yüzüklerin Efendisi bir roman olarak da iş görüyor mu?
Yüzüklerin efendisini okuyan çoğu kişi aslında hikayeyi kaçırıyor. Çoğu insan işin dünya kısmına odaklanıp hikaye kısmını unutuyor. Gerçekte yüzüklerin efendisi, Taht oyunlarını utandıracak derecede entrika dolu, ve yazarını utandıracak bir yazım şekline sahip bir eser.
Bu konuda bazı entrikaları, olayları ve Tolkien'in baş vurduğu yazım tekniklerine göz atmak istiyorum. Yeri geldiğince editleyeceğim.
Aragorn Nasıl kral oldu:
Filmlerde Aragorn İsildur'un varisi olduğu için Gondor'a kral oldu, ama kitaplarda 100 senelik bir entrikanın sonucu kral oldu.
Gerçekte olan şuydu: Gondor ve Arnor adlı iki krallık da Kral İsildur'un iki soyunun yönettiği krallıklardı. Normalde bunlar bir krallıklarken, İsildur öldükten sonra iki farklı krallığa bölünürler. Bir soy Arnor'u yüksek krallık olarak yönetirken, diğeri de doğu krallığı olarak kalır. Er ya da geç iki krallıktan da İsildur'un soyundan gelen krallar kaybolur. Önce Arnor soyu neredeyse kurur, sonra da Cadı Kralımız sayesinde Gondor soyu kurur. Herkes iki soyun kuruduğunu sanarlarken Aragorn, Arnor soyunun son varisi kurtulmuş ve herkesten gizli büyütülmüştür.
Aragorn gerçekten de hak sahibi olsa bile kimsenin ona inanacağı, güveneceği yoktur. Eline Narsil'i alsa bile bu mümkün olamaz. Burada da Gandalf Devreye giriyor.
Gandalf'ın entrikası:
Gandalf yüzlerce yıl boyunca bütün insan krallıkları ile bağı olan birisi. Amacı doğuda büyüyen karanlığı kırmak. Bunu kırmanın en iyi yolunun iki krallığın birleşmesi olduğunu biliyor. Aragorn doğduğu dönem Arnor krallığı kendi içinde çoktan aralarında Rohan'ın da olduğu krallıklara bölünmüştü. Gondor ise İsuldur soyunun gelmesini "bekleyen" vekilharçlarca stabil ama kırık bir şekilde muhafaza ediliyordu. İnsan yurtlarının güvenliği için stabil ve büyük bir devlet lazımdı.
Gandalf' GOndor Vekilharcı 2. Echtelion ile iyi anlaşırdı. 2. Echtelion döneminde Aragorn'u Echtelion altında bir asker olarak, ismini Yıldızın Kartalı anlamına gelen elfçe Thorongil adı altına gizleyerek sokar. Bizim bu Thorongil Çok büyük zaferler elde eder, kendini gösterir en önemlisi de o dönemki Vekilharçın gözüne o kadar girer ki Echtalion Thorongil abimizin yeni vekilharç olmasını değerlendirir. Denathor zeki birisidir ve o dönem Gandalfın bu entrikasını fark eder. Oğlu Boromir'i bu entrikalardan korur ama ne yazık ki Faramir Büyücü tarafından yetiştirilir. O zamandan beri de Denathor oğlu Faramir'i bozuluş görür ve ondan sakınır.
Boromir yüzüğü bırakmakta zorlanırken Faramir Frodoyu rahatlıkla salar çünkü Faramir Gandalfça yetiştirilmişken Boromir'i Dentahor yetiştirir. Bu 4 figür de çok çok büyük insanlardır. Denathor bilge, zeki güçlüdür amma velakin umutsuzdur. Bu umutsuzluk Boromiri etkiler. Gandalf ise iyiliğin gücünü bilir ve güvenir. Bu yüzden Faramir umutsuzluğa yenilmez.
Neyse, Thorongil ismi ile Aragorn Askerlerin desteğini kazanıri herkesin güvenini kazanır ama bir anda ortadan kaybolur. Çünkü kimliği ifşa olacaktır ve de en önemlisi bu asıl olacaklara hazırlıktır.
Şimdik Aragorn'un elinde iki meşrutiyet vardır. Bunlar sırası ile soy meşrutiyeti ve halk meşrutiyetidir. Hem soyu bellidir hem de Halkın, askerin sevgisi bellidir. Amma velakin bunlar yetersizlerdir. İlkin soy meşrutiyeti varsa da güçsüzdür, halk meşrutiyeti de dış güçlerin rızası olmadan hiçtir. İşte orada Araya Theoden girer.
Theoden abimiz, Umutsuzluğun esirinden çıktıktan sonra, Gondora doğru at sürer. Varisi Eowyndir ve ikisi de görünürde Aragorn ile birlikte hareket ederler. Rohan Aragorn için Gondoru kurtarır, Rohan Aragorn'un arkasındadır.
İşin sonunda Aragornun tahta çıkışını Rohan, Faramir, Eowyn, Gondor halkı ve onun soyu destekler. Onun Arwenle ilişisi ve Narsil de bu iddiayı güçlendirir. Arwen ile olan ilişkisi dahil hepsi Gandalf'ın karışması sonucu mümkün olmuştur. Bunu yüzüklerin efendisi üçlemesi net bir şekilde anlatır. Amma velakin kitap doludur ve bulamazsan zor görürsün.
Yüzüklerin efendisinde Şarkılar.
Frodo Ayrıkvadide uyandıktan sonra yaşlı Bilbomuzu çömelmş ve Elrond için şarkı yazmaya çalışırken bulur. Bilbo Elrond'un atası için bir şarkı yazacaktır ve bunu Elronda okuyacaktır. Bir elfe onlar hakkında şarkı yazmak çok zor bir iştir ama Bilbo buna kalkışır. En sonunda da bir hikaye çıkarır ve elflere sunar. Elfler tabii eğlenirler bu şarkıyı dinledikleri için ama şarkının iyi olup olmadığına hemen karar vermezler. Bütün şarkıyı Bilbo yazmış olsa da Aragorn şarkıya bir şey ekletmiştir. Yeşil bir taş.
Bu Yeşil taş tabii ki Elrond'un babasına hediye edilmiş olan Elessardır. Bu taş hem İsildur soyu için ( onlar Elrond'un kardeşi Elros İsildur'un atasıdır) ve İki soy için de çok önemlidir. Bu şarkı elfçe değildir, aslen insan lisanındadır. Bilbo'dan bu şarkının yazılmasının istenilmesinin sebebi İnsanlarda eskinin görkeminin tekrar uyandırılmasıdır. Peki Aragorn neden yeşil taş eklensin istedi? Elftaşı neden bu kadar önemliydi?
Elftaşının tarihsel öneminin ötesinde 2. bir önemi daha var. Taş aragorn'un boynundadır. Bu şiir dahi, bilinçli bir şekilde Aragorn'u tahta çıkarmanın basamaklarındandır.
Yüzüklerin efendisinde çok fazla şiir okunur, bu da doğaldır. Eğer ki şiirler ve şarkılar okunursa görülecektir ki hepsi de hikaye içinde sadece dünyayı canlandırmıyor, aynı zamanda hikayeyle bağlantılı kalmayı, ona şekil vermeyi başarıyorlar.
Dünya yaratabilmek çok büyük bir iş ve incelik ister, bununla birlikte bir hikayenin başarısını dünyasının yaratıcılığına bağlamak yanlış olur. Hikayenin yazımında dünya bir sahnedir. Sahnenin iyi olması önemliyken bu onu hikayenin en büyük tarafı yapmaz. Soru şu: Fantastik kurgu içerisinde, hikayesel olarak Yüzüklerin Efendisini güçlü kılan, onun dünyasından bağımsız olan şey nedir? Mesela bu özelliklerini çıkartırsak, Yüzüklerin Efendisi bir roman olarak da iş görüyor mu?
Yüzüklerin efendisini okuyan çoğu kişi aslında hikayeyi kaçırıyor. Çoğu insan işin dünya kısmına odaklanıp hikaye kısmını unutuyor. Gerçekte yüzüklerin efendisi, Taht oyunlarını utandıracak derecede entrika dolu, ve yazarını utandıracak bir yazım şekline sahip bir eser.
Bu konuda bazı entrikaları, olayları ve Tolkien'in baş vurduğu yazım tekniklerine göz atmak istiyorum. Yeri geldiğince editleyeceğim.
Aragorn Nasıl kral oldu:
Filmlerde Aragorn İsildur'un varisi olduğu için Gondor'a kral oldu, ama kitaplarda 100 senelik bir entrikanın sonucu kral oldu.
Gerçekte olan şuydu: Gondor ve Arnor adlı iki krallık da Kral İsildur'un iki soyunun yönettiği krallıklardı. Normalde bunlar bir krallıklarken, İsildur öldükten sonra iki farklı krallığa bölünürler. Bir soy Arnor'u yüksek krallık olarak yönetirken, diğeri de doğu krallığı olarak kalır. Er ya da geç iki krallıktan da İsildur'un soyundan gelen krallar kaybolur. Önce Arnor soyu neredeyse kurur, sonra da Cadı Kralımız sayesinde Gondor soyu kurur. Herkes iki soyun kuruduğunu sanarlarken Aragorn, Arnor soyunun son varisi kurtulmuş ve herkesten gizli büyütülmüştür.
Aragorn gerçekten de hak sahibi olsa bile kimsenin ona inanacağı, güveneceği yoktur. Eline Narsil'i alsa bile bu mümkün olamaz. Burada da Gandalf Devreye giriyor.
Gandalf'ın entrikası:
Gandalf yüzlerce yıl boyunca bütün insan krallıkları ile bağı olan birisi. Amacı doğuda büyüyen karanlığı kırmak. Bunu kırmanın en iyi yolunun iki krallığın birleşmesi olduğunu biliyor. Aragorn doğduğu dönem Arnor krallığı kendi içinde çoktan aralarında Rohan'ın da olduğu krallıklara bölünmüştü. Gondor ise İsuldur soyunun gelmesini "bekleyen" vekilharçlarca stabil ama kırık bir şekilde muhafaza ediliyordu. İnsan yurtlarının güvenliği için stabil ve büyük bir devlet lazımdı.
Gandalf' GOndor Vekilharcı 2. Echtelion ile iyi anlaşırdı. 2. Echtelion döneminde Aragorn'u Echtelion altında bir asker olarak, ismini Yıldızın Kartalı anlamına gelen elfçe Thorongil adı altına gizleyerek sokar. Bizim bu Thorongil Çok büyük zaferler elde eder, kendini gösterir en önemlisi de o dönemki Vekilharçın gözüne o kadar girer ki Echtalion Thorongil abimizin yeni vekilharç olmasını değerlendirir. Denathor zeki birisidir ve o dönem Gandalfın bu entrikasını fark eder. Oğlu Boromir'i bu entrikalardan korur ama ne yazık ki Faramir Büyücü tarafından yetiştirilir. O zamandan beri de Denathor oğlu Faramir'i bozuluş görür ve ondan sakınır.
Boromir yüzüğü bırakmakta zorlanırken Faramir Frodoyu rahatlıkla salar çünkü Faramir Gandalfça yetiştirilmişken Boromir'i Dentahor yetiştirir. Bu 4 figür de çok çok büyük insanlardır. Denathor bilge, zeki güçlüdür amma velakin umutsuzdur. Bu umutsuzluk Boromiri etkiler. Gandalf ise iyiliğin gücünü bilir ve güvenir. Bu yüzden Faramir umutsuzluğa yenilmez.
Neyse, Thorongil ismi ile Aragorn Askerlerin desteğini kazanıri herkesin güvenini kazanır ama bir anda ortadan kaybolur. Çünkü kimliği ifşa olacaktır ve de en önemlisi bu asıl olacaklara hazırlıktır.
Şimdik Aragorn'un elinde iki meşrutiyet vardır. Bunlar sırası ile soy meşrutiyeti ve halk meşrutiyetidir. Hem soyu bellidir hem de Halkın, askerin sevgisi bellidir. Amma velakin bunlar yetersizlerdir. İlkin soy meşrutiyeti varsa da güçsüzdür, halk meşrutiyeti de dış güçlerin rızası olmadan hiçtir. İşte orada Araya Theoden girer.
Theoden abimiz, Umutsuzluğun esirinden çıktıktan sonra, Gondora doğru at sürer. Varisi Eowyndir ve ikisi de görünürde Aragorn ile birlikte hareket ederler. Rohan Aragorn için Gondoru kurtarır, Rohan Aragorn'un arkasındadır.
İşin sonunda Aragornun tahta çıkışını Rohan, Faramir, Eowyn, Gondor halkı ve onun soyu destekler. Onun Arwenle ilişisi ve Narsil de bu iddiayı güçlendirir. Arwen ile olan ilişkisi dahil hepsi Gandalf'ın karışması sonucu mümkün olmuştur. Bunu yüzüklerin efendisi üçlemesi net bir şekilde anlatır. Amma velakin kitap doludur ve bulamazsan zor görürsün.
Yüzüklerin efendisinde Şarkılar.
Frodo Ayrıkvadide uyandıktan sonra yaşlı Bilbomuzu çömelmş ve Elrond için şarkı yazmaya çalışırken bulur. Bilbo Elrond'un atası için bir şarkı yazacaktır ve bunu Elronda okuyacaktır. Bir elfe onlar hakkında şarkı yazmak çok zor bir iştir ama Bilbo buna kalkışır. En sonunda da bir hikaye çıkarır ve elflere sunar. Elfler tabii eğlenirler bu şarkıyı dinledikleri için ama şarkının iyi olup olmadığına hemen karar vermezler. Bütün şarkıyı Bilbo yazmış olsa da Aragorn şarkıya bir şey ekletmiştir. Yeşil bir taş.
Bu Yeşil taş tabii ki Elrond'un babasına hediye edilmiş olan Elessardır. Bu taş hem İsildur soyu için ( onlar Elrond'un kardeşi Elros İsildur'un atasıdır) ve İki soy için de çok önemlidir. Bu şarkı elfçe değildir, aslen insan lisanındadır. Bilbo'dan bu şarkının yazılmasının istenilmesinin sebebi İnsanlarda eskinin görkeminin tekrar uyandırılmasıdır. Peki Aragorn neden yeşil taş eklensin istedi? Elftaşı neden bu kadar önemliydi?
Elftaşının tarihsel öneminin ötesinde 2. bir önemi daha var. Taş aragorn'un boynundadır. Bu şiir dahi, bilinçli bir şekilde Aragorn'u tahta çıkarmanın basamaklarındandır.
Yüzüklerin efendisinde çok fazla şiir okunur, bu da doğaldır. Eğer ki şiirler ve şarkılar okunursa görülecektir ki hepsi de hikaye içinde sadece dünyayı canlandırmıyor, aynı zamanda hikayeyle bağlantılı kalmayı, ona şekil vermeyi başarıyorlar.
Son düzenleme: