1 Bilgi Bir Kesit

Çoğu kişi hayatında bir kez olsun hikaye yazmaya karar verir fakat sorun ne zaman ne de hikayenin konusudur.Sorun genelde hikayeyi bağlayan uzatan katkı sağlayan teknik ve teorik bilgilere karşı eksikliğimiz.


Herkesin kafasında konusu şeması belli olan bir hikaye vardır .Vampirler ülkesinde bir insan olup yeraltında yaşarsın.Gündüz yüzeye çıkarak yemek ararsın ve gündüz vampiri efsanesini yayarlar falan filan .Fakat gel gör ki hep lafta kalır mitselleştiririz, olayları somutlaştıracak teknik veya teorik bilgiden çok uzağız.

Sizden ricam şahsi bilgi birikiminiz veya sevdiğiniz bir romandan iyi kurgulanmış bir bilgiyi kesit olarak yazmanız .Çünkü bunun yazar olmak isteyen insanlara gerçekten katkı sağlayacağına inanıyorum.




Türk ajanı Suat yemekte arkadaşının eski dostu Şestaksov ile konuşuyordu .Şestaksov Türkiye'ye ilk defa geldiğini türkçesini ise Rusya'ya kazı icin gelen Türk arkeologlardan öğrendiğini söyledi.Fakat Şestaksov'un ağzından çıkardığı bir deyim Suat'ı şüphelendirdi .Çünkü bu deyim 70 li yıllarda Sovyet yanlısı Türk siyasetçileri arasında çok yaygındı .

Burada bilgi 70 li yıllardaki jargon veya deyimi kullanan kişiler.Ben bilmedigimden salladım.Ama o döneme özel bir jargonu kesit olarak hikayeleştirebilirsiniz.

Sanırım sorunu anladım. Öncelikle hikaye yazıyorsan kolay gelsin.

Bunun herhangi bi sınırı yok ve burada paylaşılacak şeylerin bi önem arz edeceğini de sanmam. Ayrıca sorunun bilgi eksikliği olduğunu da sanmıyorum.
Mesele çatışma oluşturmak. Sonrası zaten gelir.

Bi ara ben de ilgileniyordum çok uğraştım ama bi türlü olmadı. Aynı sıkıntıyı yaşıyordum, sürekli asıl meselede kalıyordum ve hikaye ilerlemiyordu. Asıl mesele hikayenin yolunu oluşturmamalı, başka şeylerle yol döşeyeceksin, asıl mesele durak noktaları olacak o kadar. En qzından benim çıkardığım ders buydu. Bunu yenibfark ettim ama artık bi daha yazmam.
Saçmalamış olabilirim kusura bakma. Belki aynı şeyden bile bahsetmiyoruz.

pilavüstükuru dedi ki:

Sanırım sorunu anladım. Öncelikle hikaye yazıyorsan kolay gelsin.

Bunun herhangi bi sınırı yok ve burada paylaşılacak şeylerin bi önem arz edeceğini de sanmam. Ayrıca sorunun bilgi eksikliği olduğunu da sanmıyorum.
Mesele çatışma oluşturmak. Sonrası zaten gelir.

Bi ara ben de ilgileniyordum çok uğraştım ama bi türlü olmadı. Aynı sıkıntıyı yaşıyordum, sürekli asıl meselede kalıyordum ve hikaye ilerlemiyordu. Asıl mesele hikayenin yolunu oluşturmamalı, başka şeylerle yol döşeyeceksin, asıl mesele durak noktaları olacak o kadar. En qzından benim çıkardığım ders buydu. Bunu yenibfark ettim ama artık bi daha yazmam.
Saçmalamış olabilirim kusura bakma. Belki aynı şeyden bile bahsetmiyoruz.

Genişletmek için tıkla ...

Konu senindir dostum ,ben bu kadar derinden anlatamadım resmen döktürmüşsün hislerimi.

Fakat dediğin gibi bilgi eksikliği değil daha çok farklı bakış açılarından doğan pratik bilgiler gerekli.
Hikayede ki karakterlerin doğasını oluşturmak için de okuyucuyu kaybetmemek için de gerekli .

O yıl kral ölmüş ve ülkede bir ayaklanma olmuştu .Kralın küçük kardeşi tahtın kendi hakkı olduğunu , kralın çocuğunun olmadığını kraliçenin tahtı korumak için bir bebek aldığını söyler.

Bunun üzerine bağlı olduğu Osmanlı'dan bu olayı çözmesi jçin yardım istenir.Bunun üzerine elçi krallığa yollanır.Kraliçe elçiye yeminler dökerek kendi çocuğu olduğunu savunur.

Elçi bir kadın eşliğinde cocuğu emzirmesini söyler .Kraliçe çocuğu emzirir ve gerçekten sütü geliyordur.
Elçi çoçuğun yasal varis olduğuna kanaat eder .

7 sene önce tarih hocam anlatmıştı tam böyle değildi ama .Baska bir kaynakta bulamadım : k