Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

One Piece'i Kendinize Göre Uyarlayın

Bir Kaptanın Kararlılığı

Elbaf adasının kıyılarında bir gemi denizin derin sularına doğru batarken bir adamın kulağına bağırış sesleri geliyordu. Yerde uzanmakta olan bu adam gözlerini yavaşça aralamaya başladı, bulanık olan görüşü yerine gelirken etrafında ki kişileri seçebilmeye başladı. Yüzüne doğru akan gözyaşları arasında şu cümleleri işitti.

''Kaptan yaşıyorsun! Şükürler olsun!''

Bu adam üç milyar ödüle sahip Eustass Kaptan Kid'den başkası değildi. Kid önce etrafına bakındı, geceydi ve ortamı yanı başında bulunan ateş aydınlatıyordu. Kendi vücuduna göz attığında ise boydan boya bandajlı olduğunu fark etti ve öfkeli bir yüz ifadesi takınarak kendi kendine mırıldandı.

''Lanet olsun sana Kızıl Saç..''

Tayfası ise o sırada onun hayatta olmasının verdiği mutlulukla ona sıkıca sarılmaya devam ediyordu. Bu durumdan rahatsızlık duymaya başlayan Kid onlara bağırarak tepki gösterdi.

''Yeter çekilin üzerimden! İyiyim!''

Tayfası hemen onun üzerinden kalkarak geriye çekildi. O sırada ona doğru yaklaşmakta olan başka bir adam daha vardı. Kid o adamı fark ettiğinde öfkeli halde olan suratı yerini hafif bir gülümseye bırakmıştı. Adamın elinde içki şişesi vardı ve şişeyi Kid'e doğru uzattı.

''Sonunda uyanabildin kaptan.''

''Görünüşe bakılırsa benden erken kalkmışsın Killer.''

Killer buna gülerek karşılık verdi ve Kid'in yanına eğilerek oturdu.

''Aldığın yarayı düşününce hayatta olman bile bir mucize.''

Kid yerde uzanırken gökyüzünü izliyordu, derin bir nefes aldıktan sonra Killer'a döndü.

''İster şans de ister şanssızlık, her halükarda yine hayattayız.''

Killer gülümseyip içkisinden bir yudum aldı. Kid hafifçe doğruldu ve oturur pozisyona geçti. Bir yandan sağ eliyle yarasının olduğu göğsünü tutuyor bir yandan da sol elinde içkisini tutuyordu. İçkiyi dudaklarından üzerine dökerek kana kana içerken tayfasının karşısında iki büklüm durduğunu ve yüzüne bakamadıklarını fark etti. Onlara odaklanarak kaşlarını çattı.

''Neyiniz var lan sizin? İlk defa yenilgi almışız gibi bir ruh halindesiniz.''

Heat ve Wire onun karşısında boyunlarını bükmüş ve sessiz kalmışlardı. Wire bir süre sonra sessizliğini bozarak titrek bir sesle konuştu.

''Ge-gemiyi kaybettik kaptan. Devler onu ortadan ikiye böldü, tayfadan kurtulamayanlar da var.''

Kid bunu duyunca bir anlığına dona kaldı ve içmeyi bıraktı. Yüzü düşmüş bir şekilde Wire'ın dediklerine dikkat kesildi.

''Victoria Punk'ı kaybettik demek.. O gemi bizi uzun zamandır taşıyordu. Yerini doldurmak kolay olmayacak.''

Wire oldukça mahcup görünüyordu. Zorlukla konuşmaya devam etti.

''Sadece o da değil. Biz yol kitabelerini Shanks'a kendi ellerimizle teslim ettik..''

Kid bunun üzerine sessiz kalmış ve dişlerini sıkmaya başlamıştı. Wire gözleri dolmuş bişr şekilde Kid'in önünde yere kapaklandı. Sesi şimdi acı dolu geliyordu.

''Çok üzgünüz kaptan.. Senin canını bağışlaması için aklımıza başka bir yol gelmemişti. Onuruna leke sürülmesine izin verdiğimiz çok üzgünüz.''

Kid yavaşça ayağa kalktı. Son derece ciddi bir surat ifadesi ile Wire'a doğru yürüyordu. Tüm tayfası onu dikkatle izlerken Wire tir tir titremeye başlamıştı. Kid dibine kadar geldiğinde ona doğru kolunu uzatırken hafifçe omzuna dokundu.

''Önemli değil Wire.. Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim.''

Wire bu cümle karşısında daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı. Gözyaşlarını yüzünden aşağı akarken başını yere eğdi. Killer bu manzara karşısında duygulanmış ve kahkaha atmaya başlamıştı.

''Seni sulu gözlü. Bu şekilde kendini utandırmaktan başka bir işe yaramıyorsun.''

Kid bu kahkahanın arkasında aslında bir acı olduğunu ve Killer'ın da ağladığının farkındaydı. Smile meyvesinin etkileri ömrü boyunca onunla olmaya devam edecekti. Killer kahkahası sonra erdikten sonra lafa girdi.

''Sanırım artık daha sakin bir hayat tarzı bizim için akıllıca olacak.''

Kid bu cümleye karşılık pis pis sırıttı ve Killer'a dalga geçercesine bir bakış attı.

''Ne yani emekli falan olacağımızı mı sandın?'

Tüm tayfa bunu duyduktan sonra şaşkınlıkla bakakaldı. Killer telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı.

''Sen ciddi misin? Gemimizi, yol kitabelerimizi kaybettik. Neredeyse canımızı bile kaybedecektik. Artık One Piece yarışı için çok geride kalmış durumdayız.''

Bu gerçekler Kid'in pek umurunda değilmiş gibi görünüyordu. Yüzünde kararlı ve hiddetli bir ifade vardı.

''Benim ne zaman pes ettiğimi gördün Killer. Gerekirse sıfırdan başlayacağız. Bu bizim için bir son değil, yeni bir başlangıç olacak. Benimle misin?''

Killer ona gururlu bir şekilde ile bakarken sırıttı. Yumruğunu sıkarak Kid'e doğru uzattı.

''Her zaman seninleyim ortak.''

Kid'de sırıtarak karşılık verdi ve yumruğunu Killer ile tokuşturdu. Ardından tayfa üyelerine döndü ve sesini yükseltti.

''Bugün gemimizi, yoldaşlarımızı kaybetmiş olabiliriz fakat bir şeyi kaybetmedik. O da hayallerimiz! Hayallerimiz var olduğu sürece Kid korsanları da var olmaya devam edecek. Kimsenin bu hayalleri bizden çekip almasına izin vermeyeceğiz. Hayatını kaybeden yoldaşlarımız için ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yaşananları o aşağılık Kızıl Saç ve devlerin yanına bırakmayacağız. Anlaşıldı mı?!'''

Tüm tayfa var gücüyle bağırarak ellerini havaya kaldırdı.

''Evet kaptan!!''

Günün ilk ışıkları Kid'in yüzüne vururken o uçsuz bucaksız denizi seyrediyordu. Tayfası ona hayranlıkla bakarken bir şeyin farkına varmışlardı. Bu bir adamın yeniden doğuşuydu, bu bir kaptanın kararlılık anıydı.
Eline sağlık, güzel yazmışsın.
 
- Shiki, Cross Guild’in adasında ortaya çıkıyor ve Buggy, Crocodile, Mihawk üçlüsü ile bir görüşmede. Yanında koramiral John Giant’ın da dahil olduğu bir esir denizci topluluğu var. John Giant’ın başına konan ödül 1 milyar. Shiki, Roger’a olan hayranlığından dolayı One Piece’in ne olduğunu görmeyi arzuluyor, bunun için korsan filosunu tekrar toparladı ve Buggy’den asker kiralayarak ordusunu güçlendirmek istiyor. Kaido ve Big Mom düştükten sonra onu durduracak bir engel olmadığını düşündüğü için bu arzusu kamçılanmış.

Buggy Shiki’den bayağı çekinir vaziyette ve korkudan konuşamıyor. Crocodile, Buggy adına konuşuyor ve tüm bu denizcilerin kellesi adına iki savaş gemisi ve 400 adam öneriyor. Tam bu sırada Buggy cesaretini topluyor ve bağırarak söze giriyor “Madem One Piece’i bulmayı bu kadar çok istiyorsun, neden bana katılmıyorsun? Ben Korsanlar Kralı olacak adamım!”

- Katakuri, serumlar bağlı şekilde dinlenen Cracker’ın başında, Brulee üzgün gözüküyor. Katakuri onu teselli ediyor ve Cracker’ın iyi olacağını, Puding’i de kurtaracaklarını söylüyor. Geri kalan Big Mom korsanları hala dönmedi, Den Den Mushi ile yaptıkları son konuşmada Smoothie kömür kadar siyah bir geminin yollarını kestiğini ve etrafta girdaplar oluştuğunu haykırıyordu. Katakuri bunun Yanık İzli Adam olduğundan emin. Bu sırada Flampe göz yaşları içinde sahilde belirir.

- Coby ve Swords üyelerini görüyoruz. Egg Head’in yakınındaki G-14 Karargahı’na varmışlar. Buraya gelirken Coby Egghead’den tasviye edilen sivillerin olduğu yolcu gemisine denk gelmiş ve karargaha kadar onlara korumalık yapmış. Coby tüm olanları duyduktan sonra şaşkına dönüyor ve Egghead’e gitmek istiyor. Bundan önce tasviye edilen sivilleri Marineford’a bildirmeyi ve onları güvene almayı ister ama Prince Grus buna karşı çıkar. “Eğer bu insanların ölüm emrini vermeyi istiyorsan devam et”

Bu konuşmaların ardından Coby ve diğerleri bu sivilleri Marineford’a bildirmez, Elbaf’a güvenli bir rota çizilir. Coby onlar oraya güvenle varana kadar eşlik edecek
Hocam keşke sOda yerine şu seriyi sen yazsan.
 
( garpı güç seviyesi olarak 65 yaşlarındaki hali gibi düşünerek ele alıyorum prıme halinin %75'ine sahip ama kondisyonu düşük)
(acele yazdığım için bissürü yazım yanlışım olabilir kusura bakmayın 2 bölüm yazdım ama uzun hikaye 2 bölümlük değil)
(eksik ve tutarsız kısımları belirtebilirsiniz okumak isteyenlere iyi okumalar)

bölüm ismi:Arıkovanı olayı
-arıkovanında esir tutulan garp zincirlerinden kurtulur ve sırıtarak ace'i düşünür...
-ayağa kalktıktan sonra hapishanede onu bekleyen bekçileri kral hakisiyle bayıltır ve hapishaneden çıkar
-kız kardeşi puddingi kurtarmak için adaya gelen katakuri,oven,smoothie,cracker ve bigmom korsanları topyekün adaya saldırıyordur
-bu sırada karasakalın tahtında oturduğunu ve ekibiyle konuştuğunu görürüz.
-karasakal:augur,vasco,shiryu,devon şu eski bigmom kalıntılarının işini bitirin
-augur,vasco,shiryu,devon:tamamdır kaptan
-adadaki yeni dünya korsanları ile çarpışa çarpışa korsan meydanına giren katakuri smoothieye puddingi bulmasını kendilerinin burda kalıp karasakal korsanlarını tutacağını söyler smoothıe onaylar ve puddingi aramaya gider
-katakuri kral hakisi kaplı mochileri ile sinirlibir şekilde şehir meydanına ciddi hasarlar verip korsanları pert eder
-bu sırada oven ısı yumruğu kullanarak bi grup korsanı yener bi ısı yumruğu daha kullanmak üzere olan ovenin aniden göğsünden vurulduğunu görürüz
-oveni vuran kişi van augurun kendisidir
oven:hakili mermimi aughh
van augur:bu sadece başlangıç diyerek ovenin arkasına ışınlanır ve oveni iki bacağından vurarak onu savaşamayacak duruma getirir
-bu sırada crackerin kurabiye askeri van augura vurur ve van augur geri savrulur cracker kılıcını hakiyle kaplayarak van augura atılır
-cracker van augura vurucakken vasco crackere ateş üfler yanan cracker duraklasa dahi van augura saldırmaya devam eder
cracker:kurabiye ayrılışı
van augur:aughhh
-van augur geri uçarken devon onu yakalar devon hemen saturnle aynı şekli alır ve örümceğe dönüşerek crackeri 1 pençesiyle deler
-cracker dizinin üstüne çöker devon tam işini bitiricekken katakuri devonun arkasında belirir ve devona elini mochiyle kaplayarak yumruk atar
-devon yere yığılır katakuri devonu öldüreceğini söylerek saldırıcağı an aniden dibinde bi adam belirir
shiryu:dur bakalım katakuri o iş o kadar kolay değil diyerek katakuriyi kılıcıyla deler
-katakuri:urgh
-bu kısımdan sonra garpa geçiyoruz
-garp meydan savaşını görür ve adadan çıkmanın bi yolunu bulmak için korsanları döve döve ilerler en son sizin niye sonunuz gelmiyor diyerek iki yumruğunu döndürerek
-garp: Korsan yağmuru isimli tekniği kullanır adada rüzgardan hortumlar oluşur ve yüzlerce korsan havaya uçar en sonunda yere yağmur gibi yağar bunu gören karasakal kuzan ve burgess a şöyle söyler
-karasak:bu adamı sağ tutamayız elimizde işini bitirmeye gidelim pizarro burası sana emanet takip edin burges aokiji
-burges.aokiji:tamamdır kaptan
-shiryu ve katakuri bi süre çarpışır ancak katakuri yaralı oldukları için çekilmeleri gerektiğini söyler bu sırada devon,augur ve vasco cracker ve ovenle kapışırken smoothıe belirir yanında puddıngde vardır katakuri çok sevinir ve geri çekilme zamanı olduğunu söyler ancak shiryu dikkatini dağıtmamalısın diyerek isimli bi saldırı kullanır
-shiryu:yağmur kesişi
-katakuri:AAAAGHHHH
-bunu gören smoothıe katakuriye yardıma koşar ve shiryu geri adım atar shiryuda savaşta yorulmuştur
-cracker hepiniz kaçın ben onları tutacağım der ve son gücüyle 100 tane kurabiye askeri çağırır bunun sonucunda bitkin bi şekilde koşmaya çalışırken oven yaralı haliyle crackeri sırtlar ve gemiye koşarlar
-gemiye koşarlarken van augur aniden yakınlarında belirir cracker ve oveni 4 kez vurur bunun sonucunda ikiside düşer katakuri ikisini sırtlar ve mochi bariyeri oluşturur gemiye kadar olan yolda pudding smoothıenin yanında koşarken ağlar
-pudding ağlarken elbafta sanji bi anda kötü olduğunu belirtir
- shiryu:lanet olsun katakuri ve ekibi hem puddingi aldı hemde canlı çıktılar
- van augur: hahaha cracker ve oveni ölümcül noktalarından vurdum yaşamalarına imkan yok diyerek güler
- devon ve vasco kafaları kan içinde otururlar docQya gitmeleri gerektiğini söylerler
- garpa geçeriz garp meydanda kalan bütün korsan ekiplerini alt etmiştir titanik kaptanlar hariç içlerinde yeni dünya korsanlarıda vardır ada ciddi zarar görmüş 2-3 kasaba yok olmuştur
-garp:artık adadan gitmeliyim kurtarcak kimse yok gibi duruyor
-tam bu sırada burges garpa atlar ve yumruğuna haki kaplar ve güç güç meyvesi ile kol gücünü arttırdığını söyler bunun sonucunda isimli bi saldırı kullanır
-şampiyon yumruğuu garp bunu görünce gülümser
- güç meyvesi demek sana gerçek gücü göstereyim diyerek yumruğunu haki ile şok dalgası oluşturacak şekilde kaplar ve isimli saldırı kullanır.
garp:büyük meteor darbesi(bu saldırı ile garp burgesı meteor şeklinde bi hakili şok dalgası içine alır ve 5 saniye boyunca burgessa hasar verir)
-burges kan revan içinde yere yığılır.
-garp:anlaşılan burdan çıkmam için güç kullanmam gerekecek diyerek tüm vucudunu haki ile kaplar
- karasakal:zehahahaha bizim ihtiyarın rakibi ciddileştiğinde böyle görünürdü en son beyazsakal ve garpın savaşında koca bi ada dümdüz olmuştu onu yaşlı diye küçümseme kuzan tüm gücümüzle saldırmalıyız
-kuzan:eek:nun ne kadar güçlü olduğunu senden daha iyi biliyorum teach diyerek garpa atılır
- kuzan garpa yumruk sallar garp yumruktan kaçarak kuzanın suratına acoclu bi yumruk atar tam o sırada karasakal kuzanla uğraşan garpın karnına deprem yumruğu atar ve garp geri uçar dizinin üstüne düşer
-garp:seninle kapanmamış bi hesabımız var torunuma yaptıklarının hesabını vericeksin diyerek ayağa kalkar(suratı akainuya doğru yürürkenki haline bürünür)
-aniden garpın arkasında shiryu belirir ve garpı delmeye çalışır garp shiryunun kılıcını tutar ve kılıçla shiryuyu yere çarpar
-garp: bana öyle kafana göre saldırabilceğinimi sandın geçen sefer koby olduğu için şanslıydın der ve shiryuya yumruk atar
-shiryu bayılır karasakal garpa doğru deprem yumruğuyla isimli saldırı kullanır garpda ona karşı isimli bi saldırı kullanır
- karasakal:gökyokeden
-garp: kızgın kralın intikamı
- çarpışma sonucu etraf çöker karasakal diğer elinde karanlık meyvesini kullanır ve garpın meyvesini neden iptal edemediğini söyler şaşkın bi şekilde
-garp:bwhahah meyve kullanmıyorum der ve karasakalı diğer eliyle tutar ve onu yere çarpar
-garp:deprem çarpışı karasakalı yere vurduğu yerden kral hakileri çıkar ve adeta deprem oluyormuş gibi yer ikiye ayrılır karasakal delikten aşağı düşecekken van augur karasakalı kurtarır
-tam o sırada kuzan ayaklanır ve garpa saldırır
kuzan: kış yumruğu
-bu saldırı sonucu buzdan kocaman bi yumrukla garpa ryou kullnarak saldırır kuzanla beraber ayaklanmış teach deprem yumruğu ile kuzanı desteklerken van augurda garpa ateş eder 3 kere
-bu saldırılar sonucu garpın vucudunu kaplayan haki kaybolur ve garp kan kusarak geri uçar
-garp:bu fenaydı gençliğimdeki kadar dayanıklı değilim çok acınası der iç çeker
- karasakal:zehahahaha kahraman garp kaçışın yok gerçekten bizi çok zor duruma sokuyorsun teslim ol artık
-kuzan: teach boşa uğraşma işini bitirelim teslim olcak türden bi adam değil o
- garp: yere kan damlata damlata ayağa kalkar önceden delindiği kısımlardaki yaralarıda açılmıştır
garp içinden konuşur: gücümün büyük bi kısmını kaybettim şuan çok yaşlıyım o ikisini yenmem çok zor der tam o an aklına ace gelir ve geri döneriz
ace:ihtiyar neden bana sahip çıkıp beni ölümden kurtardın bebekken ben senin hep ölümüne savaştığın rakibinin oğluyum
garp:senin bi suçun yok ace sen günahsız bi bebektin babanla ne kadar savaşsakta ona içten saygı duyardım saf ve çocuk gibi bi adamdı dostlarına çok değer verirdi seni kurtarmam için bana istekte bulunmuştu
ace:lanet babamı bana övme lanet ihtiyar
garp:nee lanet ihtiyarmı garp ace'e sevgi yumruğu ile vurur
ace:aughh çok sert acıdı
garp:yumruk ne kadar güçlüyse seni o kadar sevdiğimi anla ace bwhahahaha
- ace duygulanır ve garpın üstüne atlar garp kendisine vuracağını sanar ace'in
-ace gözyaşları ile sarılır ve teşekkür eder
garp: bwhahaha aptal torunum sulu göz oldu bwhahahaha
ace:gözyaşlarını siler ve garpın kafasına vurur ve gider
garp:bwhahahaha sende beni seviyomussun ace bwhahahahhahaha(ağlarken hafif gözyaşı akar)
arıkovanına geri dönüyoruz
-garp:hadi gelin bakalım...
BÖLÜMÜN SONU



Bölüm ismi:Efsanevi denizcinin mirası
bölüm bittiği yerden başlar
-kuzan garpa atılır ve onu dondurur garp buzu kırar ve gerilerek isimli bi saldırı kullanır
garp:galaksi yutan
-bu saldırı ile kocman bi şok dalgası karasakal kuzan ve augurun üstüne gider karasakal deprem yumruğu ile engellemeye çalışsada şok dalgası patlar ve augur bayılır karasakal kan kusar
-bu saldırı sonucu nefes nefese kalan garpa kuzan atılır ve buzdan mızrak yapar garpa saplar diğer eliylede yumruk atar garp buna karşılık kuzana artık bitti diyerek kuzanın mızrağını kaslarıyla sıkıştırır yumruk atan elini tutar kuzan geri çıkamaz
-garp elinde acoc toplar kuzanın üstüne zıplar ve onun suratına acoclu bi saldırı ile onu yere gömer yer delinir kuzan deliğin içine düşer
-bu saldırı sonucu garp dizinin üstüne çöker ve kan kusar karasakal sonunda toparlanır ve garpı karanlıkla çekerek deprem yumruğu ile 2 kez vurur garp geri uçarak yere yığılır
- garpın yere yığıldığını gören karasakal onu öldürmek için hemen peşinden gider
-garp zorda olsa ayağa kalkar vucudunun heryeri kan revan içindedir
-garp yumruğunu çeker ve çok fazla kral hakisi şimşeği biriktirir ve salar bunun sonucunda teach,shiryu,kuzan hariç adadaki herkes bayılır
-kuzanın kan revan şekilde geri döndüğünü görürüz bissürü kemiğinin kırıldığını söyler ve garpı görür
kuzanın zihninde kuzan ve garpla bir flaschbacke gideriz
kuzan: garpsan neden hakini denizde salıp dalgalar oluşturuyorsun
garp:tüm hayat enerjimi toplamaya çalışıyorum
kuzan:neden
garp:kuzan eğer olurda ne olursa olsun yenmen gereken bi korsan olursa bunun içinde canımdan dahi vaçgezmem gerekirse
bu tekniği kullanmak için bunu öğreniyorum
kuzan: çok havalı banada öğretirmisin
garp: (kuzanın yanına gidip şapkasını bastırarak) merak etme ben yaşadığım sürece senin bu tekniği kullanmana gerek kalmayacak bwhahahahaha
kuzan:üşengeç sensei
garp:fist of love
kuzan:aghh
garp:bwhahahahaha kuzan sen denizcilerin geleceğisin ve benim eğitimim altındasın asla böyle bi tekniği kullanman gerekmiyecek söz veriyorum
geri döneriz
-kuzan ağlayarak garpa koşar ve bunu kullanmamasını söyler
-garp diğer eliyle kuzana elinin tersiyle kuzanı uçuracak şekilde vurur
garp:senden hiçbi zaman umudu kesmedim öğrencim ölmen için erken
kuzan:hayırrr
garp:gülümser
garp:Çoklu evren yumruğuu
-adanın yarısını kaplayan bi şok dalgası oluşur ve adanın yarısı dümdüz olur karasakal ve ekibi kan kusarak yere yığılır
garp:üzgünüm ace intikamını alabilecek gücüm kalmadı beni affet geliyorum...
-garp yere yığılır ve gözlerini kaparken gülümser
garp:sengoku benim zamanımda bukadarmış bwhahaha
-gözlerini kapatır
anltıcı:efsanevi kahrman Monkey.d.garp özgürce yaşamış biri olarak eski çağın en büyük efsanelerinden biri olmuş bu adam halkın ve denizcilerin korsanlara karşı umudu gençlere örnek olmuş adalet anlayışı neyi destekliyorsa onagöre yaşamış savaşın sonuna kadar canavardan farksız olan efsanevi kahraman huzurla bayrağını gençliğe bırakmış
-arıkonında olanlar gazetelere dökülmüş bunu gören sengoku,tsuru garpın cesedini arıkovanından almak içi gitmişler
- karasakal ekibinden karasakal sadece ayaktadır hertarafı sargı içindedir
karasakal:lanet olsun toplanmamız lazım der ve adadaki korsanlardan bazıları karasakala sengokunun geldiğini söyler(bu korsanlar adanın yıkılmayan diğer yarısında garpın hakisine bayılan korsanlar)
-karasakal sengoku ve fujıtorayı görünce savaşamam neyi almaya geldiğinizi biliyorum der ve bi gemiyle garpın cesedini sengokuya verir sengoku adayı yokedip karasakalı öldüreceğini söyler kızgın bişekilde tsuru şuan cenazemiz var geri dönmeliyiz der cesedi alıp marıneforda dönerler
-marınefordda bütün denizciler gözyaşları içinde sengokuyu garpın cesediyle görür ve garpın definine devam ederler
akainu:bu yaşında böyle bi savaş çıkarabilmen hayran olunası garp-san huzur içinde uyu sen elinden geleni yaptın
sengoku:lanet olası garp(ağlar)
-tsuru sengokuya sarılır ve gözleri yaşlı bişekilde garp her zaman gülerdi sengoku seni böyle görmek istemezdi der
aniden koby ve bağırarak ağlamaya başlar
koby:hepsi benim suçum benim yüzümden öldü
hibari:koby kendini harap etme lütfen :(
-sengoku kobyi görür ve gözünü silerek yanına gider
sengoku:koby ağlamayı kes garpın mirasına sahip çıkarak ona minnet borcunu öde senin iyi bi denizci olacağına olan inancı için koca yonko adası bastı bu yaşında ağlayarak onun mirasına sahip çıkamazsın
koby:gözünü siler ve emredersiniz sengoku-san
sengoku:bwhahahahaha garp ölümün boşa gitmeyecek
tayfaya geçiyoruz
-bu sırada elbaftan çıkan tayfa gemideyken robin gazeteyi okur ve gördüklerine inanamaz
-luffy ne oldu robin diye sorar
-sanji ve nami robinin elindeki gazeteye bakar ve sanji kağıdı alıp luffynin yanına gider
sanji:luffy büyük baban tek başına yonko ekibi ve aokiji ile savalırken ölmüş der ve haberi gösterir
-haberi gören luffy hüngür hüngür ağlamaya başlar
ve katakuri korsanlarına geçiyoruz
-oven ve crackerin cenaze törenlerini yapıyolar hepsi ağlıyor
katakuri yaşlı gözleriyle haberi okur
katakuri:garp neden hasır şapka gibi monkey.d adına sahip hasır şapkada yakınını kaybetmiş anlaşılan
katakuri:şuan bunun önemi yok
-katakuri puddinge sarılır ve güvende olmasına çok sevindiğini söyler
dragona geçiyoruz
dragon:(yaşlı gözlerle doğuya bakarak) seninde sonun geldi ha ihtiyar bu acımı biriktirip hükümete kusacağım ve istediğin halkın güvende olduğu suçluların özgürce gezemeyeceği bi dünya yaratacağım
-bu sözleri söyledikten sonra dragon yumruğunu masaya vurarak gözünün yaşını siler ve gülümser
dragon ve garpın denizci eğitimi olsun diye dövüştükleri bi geri dönüş yaparız
garp:bwhahahha güçleniyosun dragon ama 40 fırın ekmek yemen lazım
dragon:baba bukadar güçlü olmana rağmen neden denizcilerin altındasın kendi birliğini kurup suçluların karşısına çıksana
garp: ben hiçbi emir komuta zincirine bağlı değilim denizcileri seçme sebebim sahaya inip özgürce korsan avlayabilmem
dragon:hükümetin iyi bi yapı olduğunu düşünüyormusun
garp:hayır tabiki hepsi kendini bişey sanan mallardan ibaret ama birilerinin burda kalıp düzeni güzelleştirmesi gerek bwhahaha veya güç toplayıp bu sisteme karşı çıkması
dragon:bu düzene komple karşı çıkıcam suçluların ve hükümetteki kendini beğenmişleri indirip daha güzel adaletli ve özgür bi dünya yaratacağım
garp:bwhahahaha benim oğlumdanda bunu beklerdim
geri döneriz
dragon:iva harakete geçiyoruz
ivankov:neden şimdi
dragon:tüm denizci birlikleri ve hükümetin ileri gelenleri babamın mezarında bundan daha iyi fırsat olamaz orduları toplayın hedefimiz marrygoise ileriii
VE SON
 
Son düzenleme:
King'in Yolu

1. Bölüm - Yeniden Doğuş


Aramaki'nin Udon'da ortalığı karıştırmasının üzerinden bir ay geçmiştir. Yaralanan mahkumlar hapishanede tedavi edilmiştir. Queen tekrar eski formuna dönmüştür. King ise bu olayın öfkesini hâlâ içinde taşımaktadır. Diğer mahkumlar gibi Queen ile beraber Udon'da çalıştırılmaktadırlar. İkisinde de kairoseki kelepçeler olduğu için ellerinden bir şey gelmemektedir. Bir gün Queen ile kaya parçalarını taşıdıkları sırada hapishane görevlisi Babanuki onlara laf atar.

"Daha hızlı olun! Bu gün içinde tüm bu kayalar taşınacak!"

Queen ona öfkeyle bakar.

"Ne zamandan beri senden emir alıyorum Babanuki? Önceden benim altımda çalışıyordun. Kendini ne sanıyorsun ha!"

Babanuki kahkaha atar.

"Artık o işler değişti Queen-sama. Ben Kozuki hanesi tarafından affedildim ve buraya bakmakla görevlendirildim. Siz mahkumsunuz. Dediğimi yapmak zorundasınız. İsyan çıkaranlara neler olduğunu biliyorsunuz değil mi?"

Queen taşıdığı kayayı yere fırlatır ve Babanuki'ye diklenir.

"Ne diyorsun lan sen? Bize ihanet eden sendin. Düşünüyorum da Onigashima savaşında bize yanlış rapor verdiğin için seni cezalandırmaya fırsatım olmamıştı."

Babanuki belindeki kırbacı çıkarıp sallar.

"Aptalca bir şey yapayım deme!"

O sırada Babanuki'nin arkasında King belirir. Ona soğuk ve kızgın bir şekilde bakar. Babanuki altına bırakacak kadar tırsmıştır. Sesi titremeye başlar.

"K-King-sama.."

King onu yakasından tutar ve kendine çeker.

"Sinirlerimi bozuyorsun. Bizimle uğraşmaya devam edersen.."

Babanuki lafını bölerek bağırır.

"Gardiyanlar yardım edin!"

Gardiyanlar hemen olay yerine gelerek silahları ile King'e ateş açmaya başlarlar. King vurulur ve Babanuki'yi bırakırak yere düşer. O sırada Babanuki yerde yatan King'i tekmelemeye başlar. Diğer gardiyanlarda ona katılır ve hepsi King'e tekmeler savurur. Queen onları izlerken seslenir.

"Hey! Durun! King ile sadece ben uğraşabilirim."

O esnada başka bir gardiyan Queen'e arkasından kılıç saplar. Queen bağırarak diz çöker. King tekmelenirken haftalardır yaşadıklarını düşünür, böyle bir yerde ölmeye niyeti olmadığına karar verir ve tüm öfkesiyle bağırır.

"Üzerimden çekilin!!"

Bunu dedikten sonra birden tüm gardiyanlar ağızlarından köpükler çıkararak yere yığılırlar. Queen gördüklerine inanamaz.

"Bu kralların hakisi.. lanet olsun King neden daha önceden bunu kullanmadın?"

King göğsünü tutarak yavaşça yerden kalkar. Queen'e siniri bozuk bir şekilde bakar.

"Sahip olduğumu bilmiyordum. Az önce uyandırmış oldum."

Etrafta ayakta kalan Canavar Korsanları üyeleri gözleri dolmuş bir şekilde kendi aralarında konuşurlar.

"King-sama'da kralların hakisi varmış. Tıpkı Kaido-sama gibi.."

"Yüzlerce gardiyanı bayılttı. Bu inanılmaz."

"O bizim kurtarıcımız. Yeni kaptanımız ol King-sama!"

Tezahürat yapan korsanları görünce King hafif sırıtır. Queen'e elini uzatır ve kalkmasına yardım eder. Ardından korsanlara seslenir.

"Beni dinleyin! Kaptanımız yenilmiş olabilir fakat biz hâlâ hayattayız. Haftalardır bu sefil hayatı yaşıyoruz. Artık bizi bu duruma sokanlara gününü gösterme vakti geldi. Hep birlikte buradan kaçacağız ve Wano'yu darmaduman edeceğiz!"

Tüm korsanlar sevinç içinde çığlıklar atarak tezahürat yaparlar.

"King-sama! King-sama!"

Queen kahkara atarak King'e bakar.

"Yeni kaptanın ben olacağını düşünmüştüm."

King alaycı bir tavırla sırıtır.

"Düşünme bile."

"Pekala. Madem kralın hakisine sahipsin, bize yol gösterecek olan sensin. Ne yapıyoruz?"

King etrafa göz atarak ilerler.

"Önce herkesi buradan çıkarıyoruz. Sonra gardiyanların silahlarını alıp başkente iniyoruz. O veledin kellesini almadan içim rahat etmeyecek."

Queen pis pis gülerek onu takip eder.

"Momonosuke ha? Onun ölümünü görmeyi ben de çok isterim."

King bir gardiyanı kafasına tekme atarak ayıltır. Gardiyan uyanır uyanmaz karşısında King'i görünce ne yapacağını bilemeyip kaçmaya çalışır fakat King onu yakalar ve duvara sıkıştırırır.

"Hücrelerin ve kairoseki kelepçelerin anahtarları nerede?"

Gardiyan konuşmamakta ısrarcıdır.

"Kozuki'ye ihanet etmem."

King onun boğazını sıkmaya başlar.

"Belki bu fikrini değiştirir."

Boğulan gardiyan daha fazla dayanamayıp öter.

"Tamam, tamam.. söyleyeceğim."

King onun boğazını bırakır. Gardiyan nefes nefese kalır.

"İkinci katta, merdivenlerin en sonunda ki odada."

King tebessüm eder ve elinde tuttuğu kılıcı adama saplar. Gardiyan can çekişerek yere yığılır.

"Sağol."

King ve Queen anahtarları aldıktan sonra kaioreseki kelepçelerden kurtulurlar. Queen sevinçle kahkaha atar.

"Sonunda. Silahlarıma kavuşmak için sabırsızlanıyorum."

King ve Queen mahkumların hücrelerini açarlar. Korsanlar serbest kalır ve onlara tezahürat etmeye devam ederler. Queen korsanlara döner ve bağırarak dans etmeye başlar.

"İşte böyle neşelenin Canavar Korsanları! Zoom! Zoom! Zoom! Zoom!"

King başka bir hücrenin önüne gelir. Hücreyi açtıktan sonra gülümser ve geri adım atar. Büyük cüsseli birisi hücrenin içinden çıkar.

"Teşekkür ederim abilerim. Size inancımı kaybetmemiştim."

King kaşlarını çatar.

"Bu sefer daha çok işe yarasan iyi olur Jack."

Jack saygıyla başını eğer.

"Elimden geleni yapacağım."

Böylece Canavar Korsanlarının üç komutanı tekrar bir araya gelmiştir. King alevleri ile Udon'da bir yangın başlatır. Udon yanmaya devam ederken mahkumlar orayı terk eder. Canavar Korsanları savaş naraları atarak üç komutanı takip ederler. King, Queen ve Jack silahlarını alıp kararlı bir şekilde yürürler. King diğer korsanlara dönerek sesini yükseltir.

"Bugün bizim yeniden doğuşumuzdur! Biz Yeni Canavar Korsanlarıyız. Hedefimiz Kozuki hanesinin kalan tüm üyelerini öldürmek!"

Yeni Canavar Korsanları hep bir ağızdan bağırır.

"Evet!"

"Gebertelim onları!"

"Wano'yu yok edelim!"

King kılıcını havaya kaldırırarak kuzeyi işaret eder.

"Bu size ilk emrimdir. İleri!"

Devam Edecek..
 
King'in Yolu

1. Bölüm - Yeniden Doğuş


Aramaki'nin Udon'da ortalığı karıştırmasının üzerinden bir ay geçmiştir. Yaralanan mahkumlar hapishanede tedavi edilmiştir. Queen tekrar eski formuna dönmüştür. King ise bu olayın öfkesini hâlâ içinde taşımaktadır. Diğer mahkumlar gibi Queen ile beraber Udon'da çalıştırılmaktadırlar. İkisinde de kairoseki kelepçeler olduğu için ellerinden bir şey gelmemektedir. Bir gün Queen ile kaya parçalarını taşıdıkları sırada hapishane görevlisi Babanuki onlara laf atar.

"Daha hızlı olun! Bu gün içinde tüm bu kayalar taşınacak!"

Queen ona öfkeyle bakar.

"Ne zamandan beri senden emir alıyorum Babanuki? Önceden benim altımda çalışıyordun. Kendini ne sanıyorsun ha!"

Babanuki kahkaha atar.

"Artık o işler değişti Queen-sama. Ben Kozuki hanesi tarafından affedildim ve buraya bakmakla görevlendirildim. Siz mahkumsunuz. Dediğimi yapmak zorundasınız. İsyan çıkaranlara neler olduğunu biliyorsunuz değil mi?"

Queen taşıdığı kayayı yere fırlatır ve Babanuki'ye diklenir.

"Ne diyorsun lan sen? Bize ihanet eden sendin. Düşünüyorum da Onigashima savaşında bize yanlış rapor verdiğin için seni cezalandırmaya fırsatım olmamıştı."

Babanuki belindeki kırbacı çıkarıp sallar.

"Aptalca bir şey yapayım deme!"

O sırada Babanuki'nin arkasında King belirir. Ona soğuk ve kızgın bir şekilde bakar. Babanuki altına bırakacak kadar tırsmıştır. Sesi titremeye başlar.

"K-King-sama.."

King onu yakasından tutar ve kendine çeker.

"Sinirlerimi bozuyorsun. Bizimle uğraşmaya devam edersen.."

Babanuki lafını bölerek bağırır.

"Gardiyanlar yardım edin!"

Gardiyanlar hemen olay yerine gelerek silahları ile King'e ateş açmaya başlarlar. King vurulur ve Babanuki'yi bırakırak yere düşer. O sırada Babanuki yerde yatan King'i tekmelemeye başlar. Diğer gardiyanlarda ona katılır ve hepsi King'e tekmeler savurur. Queen onları izlerken seslenir.

"Hey! Durun! King ile sadece ben uğraşabilirim."

O esnada başka bir gardiyan Queen'e arkasından kılıç saplar. Queen bağırarak diz çöker. King tekmelenirken haftalardır yaşadıklarını düşünür, böyle bir yerde ölmeye niyeti olmadığına karar verir ve tüm öfkesiyle bağırır.

"Üzerimden çekilin!!"

Bunu dedikten sonra birden tüm gardiyanlar ağızlarından köpükler çıkararak yere yığılırlar. Queen gördüklerine inanamaz.

"Bu kralların hakisi.. lanet olsun King neden daha önceden bunu kullanmadın?"

King göğsünü tutarak yavaşça yerden kalkar. Queen'e siniri bozuk bir şekilde bakar.

"Sahip olduğumu bilmiyordum. Az önce uyandırmış oldum."

Etrafta ayakta kalan Canavar Korsanları üyeleri gözleri dolmuş bir şekilde kendi aralarında konuşurlar.

"King-sama'da kralların hakisi varmış. Tıpkı Kaido-sama gibi.."

"Yüzlerce gardiyanı bayılttı. Bu inanılmaz."

"O bizim kurtarıcımız. Yeni kaptanımız ol King-sama!"

Tezahürat yapan korsanları görünce King hafif sırıtır. Queen'e elini uzatır ve kalkmasına yardım eder. Ardından korsanlara seslenir.

"Beni dinleyin! Kaptanımız yenilmiş olabilir fakat biz hâlâ hayattayız. Haftalardır bu sefil hayatı yaşıyoruz. Artık bizi bu duruma sokanlara gününü gösterme vakti geldi. Hep birlikte buradan kaçacağız ve Wano'yu darmaduman edeceğiz!"

Tüm korsanlar sevinç içinde çığlıklar atarak tezahürat yaparlar.

"King-sama! King-sama!"

Queen kahkara atarak King'e bakar.

"Yeni kaptanın ben olacağını düşünmüştüm."

King alaycı bir tavırla sırıtır.

"Düşünme bile."

"Pekala. Madem kralın hakisine sahipsin, bize yol gösterecek olan sensin. Ne yapıyoruz?"

King etrafa göz atarak ilerler.

"Önce herkesi buradan çıkarıyoruz. Sonra gardiyanların silahlarını alıp başkente iniyoruz. O veledin kellesini almadan içim rahat etmeyecek."

Queen pis pis gülerek onu takip eder.

"Momonosuke ha? Onun ölümünü görmeyi ben de çok isterim."

King bir gardiyanı kafasına tekme atarak ayıltır. Gardiyan uyanır uyanmaz karşısında King'i görünce ne yapacağını bilemeyip kaçmaya çalışır fakat King onu yakalar ve duvara sıkıştırırır.

"Hücrelerin ve kairoseki kelepçelerin anahtarları nerede?"

Gardiyan konuşmamakta ısrarcıdır.

"Kozuki'ye ihanet etmem."

King onun boğazını sıkmaya başlar.

"Belki bu fikrini değiştirir."

Boğulan gardiyan daha fazla dayanamayıp öter.

"Tamam, tamam.. söyleyeceğim."

King onun boğazını bırakır. Gardiyan nefes nefese kalır.

"İkinci katta, merdivenlerin en sonunda ki odada."

King tebessüm eder ve elinde tuttuğu kılıcı adama saplar. Gardiyan can çekişerek yere yığılır.

"Sağol."

King ve Queen anahtarları aldıktan sonra kaioreseki kelepçelerden kurtulurlar. Queen sevinçle kahkaha atar.

"Sonunda. Silahlarıma kavuşmak için sabırsızlanıyorum."

King ve Queen mahkumların hücrelerini açarlar. Korsanlar serbest kalır ve onlara tezahürat etmeye devam ederler. Queen korsanlara döner ve bağırarak dans etmeye başlar.

"İşte böyle neşelenin Canavar Korsanları! Zoom! Zoom! Zoom! Zoom!"

King başka bir hücrenin önüne gelir. Hücreyi açtıktan sonra gülümser ve geri adım atar. Büyük cüsseli birisi hücrenin içinden çıkar.

"Teşekkür ederim abilerim. Size inancımı kaybetmemiştim."

King kaşlarını çatar.

"Bu sefer daha çok işe yarasan iyi olur Jack."

Jack saygıyla başını eğer.

"Elimden geleni yapacağım."

Böylece Canavar Korsanlarının üç komutanı tekrar bir araya gelmiştir. King alevleri ile Udon'da bir yangın başlatır. Udon yanmaya devam ederken mahkumlar orayı terk eder. Canavar Korsanları savaş naraları atarak üç komutanı takip ederler. King, Queen ve Jack silahlarını alıp kararlı bir şekilde yürürler. King diğer korsanlara dönerek sesini yükseltir.

"Bugün bizim yeniden doğuşumuzdur! Biz Yeni Canavar Korsanlarıyız. Hedefimiz Kozuki hanesinin kalan tüm üyelerini öldürmek!"

Yeni Canavar Korsanları hep bir ağızdan bağırır.

"Evet!"

"Gebertelim onları!"

"Wano'yu yok edelim!"

King kılıcını havaya kaldırırarak kuzeyi işaret eder.

"Bu size ilk emrimdir. İleri!"

Devam Edecek..
King'in kral haki açtığı yere kadar ciddi şekilde okuyordum o kısımda bir gülme geldi.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık